BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Haziran 2013 Perşembe

14 Haziran 2013 04:14 Ankara AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, "Yargı kararı sona erinceye kadar Gezi Parkı ile ilgili olarak hiçbir tasarrufta bulunulmayacaktır"

Yargı kararı sona erinceye kadar hiçbir tasarrufta bulunulmayacak

14 Haziran 2013 04:14 Ankara

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, 

"Yargı kararı sona erinceye kadar Gezi Parkı ile ilgili olarak hiçbir tasarrufta bulunulmayacaktır" 

dedi.


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı ile ilgili Taksim Dayanışması'ndan bir heyet ve sanatçıları kabulünün ardından Başbakanlık Resmi Konutu'nun önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

 

 Erdoğan'ın başkanlığında yaklaşık 4 saat süren bir toplantının yapıldığını belirten Çelik, toplantıda ağırlıklı olarak sanatçıların olduğunu söyledi. Çelik, Taksim Dayanışması'ndan da katılımcılarının olduğu görüşmede herkesin görüşlerini ifade ettiğini bildirdi.

 

  Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

 

"Hükümetin hukukun dışına çıkması, icra organının hukuk dışı bir işlem yapması, bir iş yapması söz konusu değildir. Gezi Parkı ile ilgili olarak verilmiş olan bir yargı kararı vardır, elbetteki hükümet yargı kararlarına saygılı  ve uygulamakla yükümlüdür. 

 

Bu kararla ilgili olarak temyiz süreci başlatılmıştır. Bölge idare mahkemesinde devam edecek olan, belki Danıştay'da devam edecek olan bir süreç devam etmektedir. 

 

Yargı kararı sona erinceye kadar Gezi Parkı ile ilgili olarak hiçbir tasarrufta bulunulmayacaktır. Yargı kararı lehte çıksa bile yani hükümet icratının ve alınan kararların lehinde çıksa bile, hükümetimiz burada halkımızın ne düşündüğü, ne istediği ve istemediğini öğrenmek üzere bir halk oylamasına gidecektir."

 

Hükümetimiz bunu uygulayacaktır

 

"Plebisit" diye belediyelerin özellikle verilen kararlarda halkın görüşüne başvurulan mini halk oylamalarının olduğunu dile getiren Çelik, 

 

"Bu durumda da İstanbul halkı ne istiyor, İstanbul halkı ne istemiyoru ölçmek için, bunu değerlendirmek için bir halk oylamasına gidilecektir. İstanbulluların verdiği karar bizim için son derece saygıdeğerdir. 

 

Lehte de çıksa aleyhte de çıksa hükümetimiz bunu elbette uygulayacaktır, uygulamak durumundadır."

 

 

Başbakan Erdoğan sanatçılarla görüşecek

13 Haziran 2013 20:22 

 

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili yaptığı görüşmeler çerçevesinde bu akşam saat 22.30'da 8 sanatçıyı ve Taksim Dayanışma'dan 2 ismi kabul edecek.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili yaptığı görüşmeler çerçevesinde saat 22.30'da, 8 sanatçıyı ve Taksim Dayanışma'dan 2 ismi kabul edecek.

 

Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Resmi Konut'ta gerçekleşecek kabulde, Taksim 

 

Dayanışma’dan TMMOB Başkanı Eyüp Muhcu ve Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün yer alacak.

 

 

Görüşmeye katılacak sanatçıların ise Sunay Akın, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Sertap 

 

Erener, Mahsun Kırmızıgül, Nebil Özgentürk ve Ali Sunal’dan oluşacağı öğrenildi.

14 Haziran 2013 00:27 Ankara Beyaz Saray, Suriye'de Esed rejiminin sarin sinir gazı dahil kimyasal silah kullandığını teyit etti

ABD, Esed rejiminin kimyasal silah kullandığını teyit etti

14 Haziran 2013 00:27 Ankara
Beyaz Saray, Suriye'de Esed rejiminin sarin sinir gazı dahil kimyasal silah kullandığını teyit etti.

Beyaz Saray, Suriye'de Esed rejiminin sarin sinir gazı dahil kimyasal silah kullandığını teyit etti. 

13 Haziran 2013 22:50 WASHINGTON Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Türkiye'deki hadiseleri endişeyle izlemeye devam ediyoruz"

Türkiye'deki hadiseleri endişeyle izliyoruz

13 Haziran 2013 22:50 WASHINGTON

Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin,

"Türkiye'deki hadiseleri endişeyle izlemeye devam ediyoruz" 

dedi.


Carney, günlük basın brifinginde konuyla ilgili soru üzerine, Türkiye'nin ABD'nin yakın dostu ve müttefiki olduğunu belirterek, 


 bu açıklamayı masonların açıklamasının ve chp mhp vs vs beyazyakaçapulcuların  konuşmalarının üstüne koyup analiz edin.!



Türk yetkililerden ifade, toplanma ve dernek 

kurma, bağımsız medya gibi temel özgürlükleri 

onaylamasını beklediklerini söyledi.

 

Sözcü Carney, şunları kaydetti:

 

"Türkiye'deki hadiseleri endişeyle izlemeye 

devam ediyoruz ve bu durumu demokratik 

yollarla çözme çabalarını memnuniyetle 

karşılıyoruz. Bireylerin ifade özgürlüğünü 

kullandıkları için cezalandırılmasına yönelik 

herhangi girişimlerden ve herhangi bir tarafın 

şiddeti provoke etmeye yönelik çabalarından 

endişe duymaya devam ediyoruz.

Daha önce söylediğimiz gibi, Türkiye'nin uzun 

süreli istikrarını, güvenliğini ve refahını en iyi 

garanti altına almanın yolu, ifade, toplanma ve 

dernek kurma, özgür ve bağımsız medya gibi 

temel özgürlükleri onaylamaktan geçer. 

Türkiye, ABD'nin yakın dostu ve müttefikidir 

ve Türk yetkililerden bu temel özgürlükleri 

onaylamasını bekliyoruz."

 

Carney, ABD Başkanı Barack Obama'nın konuya ilişkin Türk makamlarıyla bir telefon görüşmesi yapıp yapmadığına dair elinde bir bilginin bulunmadığını, ancak ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştüğünü, diğer düzeylerde de temasların kurulduğundan emin olduğunu ifade etti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki de 

"Tansiyonu yatıştırmaya dönük çabalardan memnuniyet duyuyoruz ve referandum önerisi dahil olmak üzere, bu durumu, siyasi yelpazedeki tüm görüşleri dikkate alarak, diyalog yoluyla çözmeye yönelik girişimleri destekliyoruz"

 dedi.

Psaki, günlük basın brifinginde konuyla ilgili soru üzerine, Türkiye'deki olayları çok yakından izlemeye devam ettiklerini ve tüm tarafları, itidal göstermeye ve şiddetten kaçınmaya çağırdıklarını belirtti.

 

 

 

13 Haziran 2013 23:00 İSTANBUL İstanbul Valisi Mutlu, görüşmek isteyen Gezi Parkı eylemcileriyle gruplar halinde görüşeceklerini bildirdi

Vali Mutlu eylemcilerle görüşecek

13 Haziran 2013 23:00 İSTANBUL
İstanbul Valisi Mutlu, görüşmek isteyen Gezi Parkı eylemcileriyle gruplar halinde görüşeceklerini bildirdi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Twitter'dan paylaştığı mesajda, "Yüz yüze görüşmek isteyenlerle 24.00'ten itibaren Dolmabahçe Saat Kule Kafe'de gruplar halinde, gerekiyorsa sabaha kadar görüşeceğiz" ifadesini kullandı.  

13 Haziran 2013 22:42 ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan'da yapılan seçimleri kazanarak başbakanlık görevine gelen Nevaz Şerif'i tebrik etti

Erdoğan'dan Pakistan Başbakanı Şerif'e kutlama

13 Haziran 2013 22:42 ANKARA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan'da yapılan seçimleri kazanarak başbakanlık görevine gelen Nevaz Şerif'i tebrik etti.
 

Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, Pakistan'da 11 Mayıs'ta gerçekleştirilen seçimleri kazanmasının ardından 5 Haziran'da yemin ederek başbakanlık görevine başlayan Şerif'i telefonla arayarak, kendisi ve hükümeti adına tebriklerini iletti.
İki lider, görüşmede ayrıca Türkiye ve Pakistan arasındaki ilişkileri gelecekte daha da geliştirme konusunda kararlı olduklarını da belirtti.

Inch'Allah 2012 Türk Kızılay’ a bağlı bir kurumda çalışan Chloe hekimlere yardımcı olmakta, gün bitiminde ise Kudüs’e geçmektedir Germany February 2013 Berlin International Film Festival Director Anaïs Barbeau-Lavalette Writer Anaïs Barbeau-Lavalette (screenplay) Stars Evelyne Brochu, Sabrina Ouazani, Sivan Levy 102min Drama 3April 2013 France

 Inch'Allah 2012 

İzle Inch'Allah 2012 Türk Kızılay’ a bağlı bir kurumda çalışan  

  A Canadian doctor finds her sympathies sorely tested while working in the conflict ravaged Palestinian territories.

 Director Anaïs Barbeau-Lavalette
Writer Anaïs Barbeau-Lavalette (screenplay)
Stars Evelyne Brochu, Sabrina Ouazani, Sivan Levy

http://www.inchallah-lefilm.com/ 

102min Drama

https://twitter.com/microscopefilms 

 3April 2013 France

http://www.imdb.com/title/tt2336960/releaseinfo?ref_=tt_ov_inf

 

 Canada     8 September 2012     (Toronto International Film Festival)
Canada     22 September 2012     (Quebec City Film Festival)
Germany     February 2013     (Berlin International Film Festival)
France     23 March 2013     (International Women's Film Festival of Creteil)
USA     6 April 2013     (Phoenix Film Festival)
Denmark     15 April 2013     (CPH PIX)
Spain     4 June 2013     (Barcelona International Women's Film Festival)

Chloe is a young Canadian doctor who divides her time between Ramallah, where she works with the Red Crescent, and Jerusalem, where she lives next door to her friend Ava, a young Israeli soldier. Increasingly sensitive to the conflict, Chloe goes daily through the checkpoint between the two cities to get to the refugee camp where she monitors the pregnancies of young women. 

 

As she becomes friends with Rand, one of her patients, Chloe learns more about life in the occupied territories and gets to spend some time with Rand's family. 

 

Torn between the two sides of the conflict, Chloe tries as best she can to build bridges between her friends but suffers from remaining a perpetual foreigner to both sides. 

 

Following up her acclaimed debut-feature Le ring, filmmaker Anais Barbeau-Lavalette delivers with Inch'Allah the moving tale a young woman's encounter with war and its everyday life. 

 

Avoiding any political agenda, Chloe's story questions how one can internalize a foreign conflict without ... 

 

  Ramallah’ta savaşın tam ortasında doktor olarak görev yapan Chloe (Evelyne Brochu) aslen Kanadalı’dır. 

 

Türk Kızılay’ a bağlı bir kurumda çalışan 

Chloe hekimlere yardımcı olmakta, gün 

bitiminde ise Kudüs’e geçmektedir. 

 

Ava (Sivan Levy) adında İsrail’li bir kadın askerle de arkadaşlık kuran Chloe, savaşın iki tarafından insanlarla da sürekli iletişim içindedir. 

Sonradan tanıştığı hamile bir kadın sayesinde mültecilerle de tanışan genç doktor, onların yaşadığı durumlara şahit olduktan sonra sürekli 2 taraf arasında gidip gelirken köprü görevini de üstlenir.

 İki tarafa da yakın olduğunu düşünürken, aslında ikisine de uzak olduğunu sonradan farkedecektir.

 

 


Chloe Kızılay ile çalışır Ramallah, ve onun arkadaşı Ava, genç bir İsrail askeri yanında yaşayan Kudüs, arasında ona zaman ayırır genç bir Kanadalı doktor. 

 

Çatışma giderek duyarlı, Chloe genç kadınların gebelik izler nerede mülteci kampına almak için iki şehir arasındaki kontrol noktasından her gün gider. 

O Rand, onu hasta biri ile arkadaş hale geldikçe, Chloe işgal altındaki topraklarda yaşam hakkında daha fazla öğrenir ve Rand'ın ailesi ile biraz vakit geçirmek için alır. 

 

Çatışmanın iki taraf arasında parçalanmış, Chloe arkadaşları arasında köprüler inşa etmek için en iyi şekilde çalışır ancak her iki taraf için sürekli bir yabancı kalan muzdarip. Onu takdir ilk-özelliği Le halka takip, yönetmen Anais Barbeau-Lavalette hareketli masal savaş ve günlük yaşam ile genç bir kadının karşılaşma Inch'Allah ile sunar. 

Herhangi bir siyasi gündem kaçınmak, biri 

olmadan yabancı bir çatışma içselleştirmek 

nasıl Chloe hikayesi sorular ...


Written by micro_scope

                                                   tv de ilk tv

13 Haziran 2013 19:03 KOCAELİ MHP lideri Bahçeli, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Ülkemizin sükunete ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan mitingler yoluyla kutuplaşmayı geri dönülmeyecek mecralara taşımamalıdır"

Ülkemizin sükunete ihtiyacı var

13 Haziran 2013 19:03 KOCAELİ

MHP lideri Bahçeli, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Ülkemizin sükunete ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan mitingler yoluyla kutuplaşmayı geri dönülmeyecek mecralara taşımamalıdır" dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Karamürsel'de belediye başkanı aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı başta olmak üzere yurdun değişik yerlerinde 2 haftayı aşan olaylarda 1'i polis 4 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çekti.

Bahçeli, Türkiye'nin uçuruma süreklendiğini, Türk gençliği ile uğraşılmaması gerektiğini kaydederek, şöyle konuştu:

 "Buradan Başbakan'a, Karamürsel'den esinlendiğim bir sözle seslenmek istiyorum; Sayın Başbakan, sen Türk gençliğini ufacık tefecik gördün de Karamürsel sepeti mi sandın? Derhal gençlerimizin yakasından ellerini çekmelisin. Artistlerle konuşan, çakma Gezi Parkı temsilcileriyle bir masa etrafında mizansel şekilde buluşan Başbakan'ın, asıl konuşması ve saygı göstermesi gereken, haklarını yediği, kişisel özgürük alanlarını daralttığı gençler ve masum vatandaşlarımızdır."

"Bu zalimlik son bulmalı, sağduyu egemen olmalı, Hükümet aklını başına almalıdır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bundan sonra olaylar daha büyümeden, daha vahim can ve mal kaybına yol açmadan Başbakan birazcık vicdanı, birazcık insafı varsa soğukkanlı olmalı empatiyle hareket etmelidir. Müşfik, babacan, yumuşak bir dil benimsemekten geri durmamalıdır. Yoksa en başka Başbakan olmak üzere Türkiye, bir felakete yuvarlanacaktır. Ülkemizin sükunete ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan, mitingler yoluyla provokasyonarını arttırmamalı, kutuplaşmayı geri dönülemeyecek mecralara taşımamalıdır. Şayet bu ülkede büyük bir oyun bozulacaksa biliniz ki bu, AKP oyunundan başkası değildir. Bunu da yapacak olan siz muhterem kardeşlerimizsiniz."

 

 

Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmeli

11 Haziran 2013 11:03 TBMM

 

MHP lideri Bahçeli, bir siyasi iktidarın değişeceği yerin sandık olması gerektiğini belirterek, "Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmelidir" dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı olaylarına değinerek, protestoların kitleselleşerek, sosyal bir sele dönüşerek yurt sathına yayıldığını kaydetti.

Başından beri  Taksim Gezi Parkı’ndaki olayları dikkatle takip ettiklerini, gerekli uyarı ve değerlendirmeleri belirli aralıklarla paylaştıklarını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Şunu da herkes bilmelidir ki MHP bu olayların başlangıcından itibaren aynı noktadadır, aynı eksendedir ve aynı tutarlılıktadır. Bu itibarla bizim duruşumuzu, meseleye yaklaşımımızı ve tavrımızı eleştirmeye kalkışanlar doğru konuşmadıkları gibi, iyi niyetli de değillerdir. 44 yıllık şerefli bir maziyi kucaklayarak geleceğe koşan MHP'ye yol yordam öğretmek, akıl fikir vermeye teşebbüs etmek ve nerede nasıl hareket edeceğiyle ilgili ahkam kesmek hiç kimsenin harcı ve haddi olmayacaktır.

Hele hele milliyetçi-ülkücü harekete hayatları boyunca kem gözle bakmış olanların tezviratları, dedikoduları ve suçlamaları bizim için sadece teneke gürültüsüdür. Bize gazete köşelerinden istikamet çizmeye çalışanlar önce kendi önlerinden yemeli, arkasından da kendi iç muhasebelerini yaparak şaibeli niyet ve sicillerini gözden geçirmelidir.
MHP onun bunun telkin, tavsiye ve tacizleri altında kalarak şahsiyetinden ödün vermez, fikir ve ülkülerinde döneklik ya da oynaklık göstermez. Biz başkalarına benzemeyiz, başkaları gibi zaman ve zemine göre pozisyon almayız ve bildik siyaset tacirleri gibi her rüzgara da yelken açmayız. Taksim Gezi Parkı merkezli gelişmeleri pür dikkat takip eden MHP, sorumluluğun ve sağduyunun yol göstericiliğinden hiç ayrılmamıştır. Hamdolsun, ne provokasyonlara itibar ettik ne de sinir bozucu iftira ve yönlendirmelere kulak astık."

Taksim Gezi Parkı'nı "sosyal, siyasal ve ekonomik bir volkan ağzı" olarak niteleyen Bahçeli, Taksim Gezi Parkı'nın Türkiye’nin kötü ve talihsiz durumunun net olarak toplumsallaştığı ve her tarafa emsal olduğu bir mekan olduğunu, buna saygı duymak ve bunu ciddiye almak gerektiğini söyledi. 

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir siyasi iktidarın değişeceği yerin sandık olması gerektiğini belirterek, "Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmelidir. Buna hepimiz destek olmalı, hepimiz sahip çıkmalı ve hepimiz kabullenmeliyiz. Bu vatanı sokakta bulmadık. Başbakan'ın isteği doğrultusunda da sokağa teslim etmeyelim, edilmesine de rıza göstermeyelim" dedi.

Taksim olaylarına ilişkin partisinin tavrının başından beri aynı olduğunu belirten Bahçeli, "Bizim duruşumuzu ve tavrımızı eleştirmeye kalkışanlar, iyi niyetli değillerdir. MHP'ye yol yordam öğretmek, akıl fikir vermek hiç kimsenin haddi olmayacaktır. Milliyetçi, ülkücü harekete hayatları boyunca kem gözle bakanların dedikoduları ve suçlamaları bizim için sadece teneke gürültüsüdür" şeklinde konuştu.

Bahçeli, "MHP, faiz lobisinin hemen acilen TBMM'de araştırma komisyonu kurularak incelenmesini, elebaşlarının, yerli ve yabancı işbirlikçilerinin ortaya çıkarılmasını talep etmektedir. Bu kan emici keneler deşifre edilmelidir, bu simsarlar açığa çıkarılmalıdır" ifadelerini kullandı.

 mhpbahçeli chp vs vs'ler ve/veya masonlar buyrun düşünün.?

 

Masonlar Gezi Parkı için devrede

11 06 2013 

Mason gruplarının Gezi Parkı olaylarında sanatçıları organize etmek için ayaklandığı ortaya çıktı.

 

Uluslararası çıkar şebekeleri, faiz lobileri, marjinaller, ulusalcılar, ana akım medya derken ‘Masonlar’ da hükümete savaş açtı. Mason sitelerinde “Menderes” hatırlatması yapılarak sanatçılar, Taksim’e davet ediliyor.
Uluslararası çıkar şebekeleri, faiz lobileri, marjinal ulusalcılar, ana akın medya derken ‘Masonlar’da hükümete savaş açtı.
Milat gazetesinden Aslan Değirmenci'nin haberine göre Büyük Localara bağlı Masonlar tarafından kurulmuş ve yönetilmekte olan masonlar.org sitesinin Gezi Parkı üzerinden Başbakan Erdoğan'ı Adnan Menderes örneğiyle tehdit ettiği, sanatçıları ise gösterilere katılmaya davet ettiği ortaya çıktı.
Taksim Gezi Parkı olaylarının alevlendiği ilk gün Masonlar.org sitesinden sanatçılara eylem çağrısı yapıldığı ortaya çıktı. Sitenin “Hür Köşe” kısmında yayınlanan çağrıda Adı; Tayyip, Soyadı; Erdoğan, Yer; Taksim Meydanı, Tarih; Sonsuz, ‘Sanatçıları protestoya davet ediyoruz’ deniliyor. Çağrının sonunda ise “Tayyip gidecek ! Cumhuriyet kalacak!” denilerek, ulusalcılar ile ağız birliği yapıldığı görülüyor.
AÇIK TEHDİT
Sitede yer verilen “Duysana Menderes” isimli yazıda da bugün yaşananlar ile o yıllar arasında bağ kurulmaya çalışıldığı görülüyor.
Çoğunluğu CHP’li yüksek bürokratlar ve silahlı kuvvetlerden cuntacıların oluşturduğu devlet elitleri eliyle idam edilen Menderes, orduyu tek başına kışlasından çıkaran bir lider olarak sunuluyor, darbecilere çektiği restler ile dalga geçiliyor. Menderes’in bir memleket aşığı olmadığı kendine aşık olan bir lider olduğu ifade edilen yazıda, yaşanan süreç karşısında bağırtıp, çağırarak kendi sonunu hazırladığı iddia ediliyor.
ERDOĞAN'I TEHDİT, MENDERES'E ENAYİ
Yaşanan bazı olayların hatırlatıldığı yazıda üstü kapalı bir şekilde ulusalcıların ve küresel sermayenin hedefi haline gelen Başbakan Erdoğan’ın tehdit edildiği görülüyor. “Işıklar gözlerini kamaştırmıştı ancak coşkulu kutlamalarla karşılandığı meydanlardaki sesler de ne yazık ki kulaklarını sağır etmişti. Duymuyordu, görmüyordu…” denilerek bugün yaşananlar üzerinden iktidarı hedef alan yazı, Albay Ekrem Acuner’in Menderes ve arkadaşları için ‘Enayiler’ dediği söz ile bitirilmesi de Masonların gözlerinin nedenli döndüğünü gözler önüne seriyor.
İŞTE KENDİLERİNİ BÖYLE TANITIYORLAR
Site ilk tıklandığında şu şekilde bir tanıtım çıkıyor: “Türkiye'de HKEMBL'na bağlı, diğer ülkelerde ise tanınmış Muntazam Büyük Localara bağlı Masonlar tarafından kurulmuş ve yönetilmekte olan sanal platformdur. Haricilere açık forumu bulunmakla birlikte site tarafından tanınmış Kardeşlerimize Özel bölümlerde bulunmaktadır.”
HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKARIYORLAR
Masonlar 367 tartışmalarında ulusalcılardan yana taraf olmuş, başörtü düzenlemesine de karşı çıkmışlardı. Ergenekon soruşturmasına da tepki gösteren masonların 28 Şubat post-modern darbesi ile bağlantısı ortaya çıkmıştı.

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat'ın 'Gizli' aktörü Masonları 16 yıl sonra deşifre etmişti. Komisyona gelen belgeler arasında Fransa Yüce Konseyi'nin Türkiye Büyük Mason Locası Üstadı Necip Arıduru'ya gönderdiği 9 maddelik talimatları içeren mektubu da yer aldı. Refah-Yol Hükümeti'nin icraatlarından duyulan rahatsızlığın anlatıldığı 14 Şubat 1997 tarihli mektupta, 'yeni ve ılımlı bir hükümet kurulması'nın 'elzem' olduğu belirtildi.
GLADIO'NUN BEYİN TAKIMI 
İtalya'da 10 yıl süren Gladio Terör Örgütü (GTÖ) ve P2 Mason Locası soruşturması, Gladio’nun beyin takımını Masonların oluşturduğunu ortaya çıkarmıştı. Türkiye’de gerçekleştirilen Ergenekon operasyonu ise çok sayıda tutuklu bulunan sanıklar ile Masonik yapılar arasındaki bağlantıları deşifre etmişti. Masonların yaptığı toplantıya ETÖ sanıklarının katıldığı iddianame ile belgelenmiş, Ergenekon'un masonik yapılanmaları kendisine örnek aldığı açıkça ortaya çıkmıştı.
MASON SİTELERİNİN GEZİ PARKI’NA BAKIŞI:
http://masonlar.org/hur/
http://masonlar.org/hur/biraz-da-sanat-duysana-menderes/
http://masonlar.org/hur/biraz-da-sanat-gezi-parki-taksimi/
Duysana Menderes!
“Bundan yaklaşık elli yıl önce köylü diye tanınan ancak zekası ve kültürüyle “diğerleri”nden ayrılan biri başbakan oldu. Siyasetin sanatını yapıyordu dersem hiç de abartmış sayılmam. İnsanları yerinden zıplatıyordu, hem yandaşlarını hem karşıtlarını! Onu dinleyen hiç kimse yerinde sakin bir şekilde duramıyordu. Ya taraf oluyordu ya bertaraf!.. Öyle sarhoş oldu ki; yargıyı karşısına aldı. Savcıyı karşısına aldı. Hakimi karşısına aldı. Bastı bağırdı ve “Kara cüppeliler!” diye sıfatlama yaptı hukuk adamları için!.. Bağırıyordu, çağırıyordu, tehdit ediyordu, ahkam kesiyordu! Çünkü çok parlak bir başbakanlık dönemi yaşıyordu. O güne dek görülmemiş bir şaşa-a ile coşku ile büyük bir şöhret yaşıyordu…”

 








Başbakan ile gençler arasında duygusal bağ sağlanmalı

13 Haziran 2013 15:33 ANKARA

 

Gezi Parkı olaylarıyla ilgili Başbakan Erdoğan ile görüşen sanatçı Hülya Avşar, 

"Başbakan ile gençler arasında duygusal bir bağ sağlanmalı"

 dedi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sanatçı Hülya Avşar'ı, Gezi Parkı odaklı gelişmelerle ilgili Başbakanlık Resmi Konutu'nda kabul etti.

Hülya Avşar, 1 saat 15 dakika süren kabulün adından gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ı dinlediğinde çok inandığı ve hak verdiği şeyler olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan ile Gezi Parkı'nda konuşabilecek bir liderin bulunmadığına işaret eden Avşar, Erdoğan'ın, Gezi Parkı'ndaki gençlerin hepsine sevgi beslediğini ve onları bazı konularda anlamakta zorlandığını ifade ettiğini dile getirdi.

Avşar, herkesin haklı olduğunu, ancak Başbakan Erdoğan ile Gezi Parkı'nda olanlar arasında duygusal bağa ihtiyaç bulunduğunu belirterek, "Haksız kimse yok, herkes haklı. Fakat her iki tarafı kullanan bir grup olduğu düşünülüyor. O grubun aradan çekilmesi gerekiyor ki insanlar anlaşabilsin. Bu çok doğal" diye konuştu.

Son derece dikkatle dinledi beni

"Kimseyi temsilen burada değilim" diyen Avşar, "Bireysel haklarımı kullanarak burada bulunuyorum. Başbakanımıza şunu söyledim, 'Ben kendi kızımla ilişkimden yola çıktım. Baktım ki bir takım eksiklikler var, duygusal bağ anlamında. Size bir anne olarak, bir sanatçı olarak, vatandaş olarak bir takım eksiklikleri söylemeye geldim. Gençler hakkında 'belki gözden kaçırmış olduğunuz şeyler vardır' diye geldim' dedim. Son derece dikkatle dinledi beni. Benim de kızım ergen çağında. Onunla aramızda yaşadığımız bir takım çatışmaları çok benzetiyorum, şu an ki duruma" ifadelerini kullandı.

"Başbakan Erdoğan'ın dışarıdan görüldüğü kadar katı olmadığını" vurgulayan Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama gençlerin de kendilerini ifade edebilecekleri ortamı yok gibi. Gençlerin doğal olarak haklarını aradığını, demokrasi aradıklarını ve hepimiz için bunun geçerli olduğunu... O zaman ortada kim suçlu, hatalıya geldiğimizde herkesi birbirine katan grup çıkıyor karşımıza. Belki de bu yüzden birlikte olmaları gerekir. Bir lider olması gerekiyor. O zaman doğru birşey çıkar diye düşünüyorum."

Gezi Parkı'na sanatçıların gitmesinden yana hiç olmadım

Avşar, "Gezi Parkı'na gidip Sayın Başbakan'ın mesajlarını, izlenimlerinizi paylaşmayı düşünüyor musunuz" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:

"Gezi Parkı'na sanatçıların gitmesinden yana hiç olmadım. Çünkü ne olursa olsun oradaki çocuklarımızın yaşları 18, 19, 20, 28 yaşına kadar varmış sanıyorum. Bu insanlar, sanatçı gördükleri zaman yanlarında, dibinde ona destek veren ister istemez o heyecanla biraz kendilerini aşma tehlikesi her zaman vardır. Bu oldu demiyorum. Dolayısıyla sanatçıların başka bir yerde olması gerektiğini düşünüyorum."

"Sende kimsin oraya niye gittin', hep bunları duyuyoruz. Onlara önem verecek olsaydık, 30 yıldır halkın nabzıyla bu noktada, bu seviyelerde olmazdık" diyen Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlar da işte o tip insanlar da Başbakanımızın bahsettiği gibi gençlerle Başbakanımızın arasına giren insanlar. Dolasıyıla 'onlara uymamak lazım' diye düşünüyorum. Onların bir lideri olması şart. Sanırım böyle bir şey de olacakmış. Pelin Hanım bir grup oluşturup Başbakanımızla görüşmelerine sebebiyet verecekmiş. Bu çok güzel olur tabi ki."

Gezi Parkı'na gitmek istemediğine dikkati çeken Avşar, şunları söyledi:

"Gezi Parkı'nda beni anlayabileceklerini düşünmüyorum. Biliyorum ki konuşturmayacaklar. Ama derlerse ki 'buyur, Başbakanımızla konuştun. Buyur seni bekliyoruz. Seni dinleyeceğiz. Çünkü şu anda herkesin duygusal bağa ihtiyacı var. Yani bu işi fazla profesyonelleştirip inat uğruna yaparsak yazık günah... Şu güzel ülkeye, şu güzel geçen ömre yazık. Ben ona üzülüyorum. Dolayısıyla isterlerse seve seve giderim ama tabii konuşurum... Ama böyle olmayacağını biliyorum."

Görüşmede, Gezi Parkı eylemcilerine müdahale olup olmayacağına dair bir izlenim alıp almadığı şeklindeki bir soruyu Avşar, şöyle yanıtladı:

"Aldım, maalesef aldım. Ben de Başbakanımıza 'bekler misiniz, bekleyemez misiniz' dedim yani. Hani polis de olmasın, bir bekleyelim bakalım, onlar da dursunlar. Ne oluyor? Sonra bana bir iki örnek verdi, daha önce yaşanan bir takım olaylarla ilgili... Onlara şimdi girmek istemiyorum. Şimdi öyle bir örnek verince diyorsunuz ki, 'bu da doğru.' Kısacası oradan bir tek bu konuda üzülerek çıktım. Valimiz zannediyorum orada konuşacak gençlerle. 24 saat içerisinde oradan çekilenler olmazsa işte bir şekilde müdahale edeceklerini söylediler. Benim dilim varmıyor tabi müdahaleye. Oradaki her üzülen çocuğu kendi çocuğum gibi hissediyorum, rahatsız oluyorum. Ama şöyle bir şey söylüyor Sayın Başbakanımız; 'lütfen gerçekten kendini bilen kişiler bir çekilsinler, bir görelim orada kalan kaba, gerçekten bizi yoran, üzen ekibi. Ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim' diyor aslında... Bunu da anlamalarını istiyor."

Referandumu tabi ki desteklerim

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili sergilediği tutumdan dolayı bir baskı görüp görmediğinin sorulması üzerine de Avşar, "Ben hiçbir yerden baskı almadım, tehdit de almadım, bu nasıl birşey ki anlamadım. Yani nasıl ulaşıp da tehdit edebiliyorlar onu da bilmiyorum. Zaten benim telefonumu bilmezler. Bunlar tehditlerle olacak şeyler değil. Ne oluyor tehdit edince" dedi.

Avşar, başka bir gazetecinin mahalle baskısı görüp görmediğini sorması üzerine, şöyle konuştu:

"Mahalle baskısı, o, bu, şu bu beni hiç ilgilendirmez. Ben öyle mahalle baskısıyla falan korkacak, geri çekilecek bir karaktere de sahip değilim. Eğer bir şeye inanıyorsam bunu söylemem lazım. Bunu söylemesem de mahalle baskısı oluyor zaten. Demokrasiden bahsedilen ortamlarda da aslında demokrasiye aykırı davranışlar oluyor. Bana da 'niye Gezi Parkı'na gitmedin' diye baskı yapan o kadar insan oldu ki? Siz nasıl peki demokratik davranmıyorsunuz? Gitmiyorsam, gitmiyorum. Bunun bana hesabını soramazsınız' dediğimde cevap alamıyorum. Yani insanlar kendi eleştirdikleri şeyleri de yapıyorlar bu arada.

Burada anladığım kadarıyla herkes birbirinden korkuyor. O yüzden kimse doğruyu, düzgünü söyleyemiyor. Ne bileyim ben Gezi Parkı'ndakilerden korkarsam... Zaten o konuya da girdik, 'sinirli misiniz onlara?' dediğimde, 'katiyen sinirli değilim' dedi. 'Herkes kendi demokratik hakkını kullanır' dedi. Çok sevindim, çok mutlu oldum. Onu da sanatçı arkadaşlarıma ileteyim buradan."

Son derece umutluyum 

Bir gazetecinin "duygusal olarak nasıl ayrılıyorsunuz buradan, umutlu musunuz, mutlu musunuz, kaygılı mısınız?" sorusunu ise Avşar, şöyle yanıtladı:

"Ben, son derece umutluyum, neden? Çünkü, yapılması gereken şeyler herneyse kararlılar, muallakta değiller. 'İyi de olsa, kötü de olsa hedefe ulaşılacak' diye düşünüyorum. Benim buradaki umudum şu; gençliğin, şimdiki gençlerin ne kadar önemli olduğunu biz de yeni fark ettik. Eminim siyasiler de farketmiştir, bunu farkettiğimiz için seviniyorum. Belki bu korkular yıkıldı, insanlar daha demokratik davranıp, Türkiye'nin doğru yolda ilerlemesine sebep olacak bunları düşünüyorum. Ben, çok güzel şeyler olacağına kesinlikle inanıyorum. Ama lütfen Gezi ile Başbakanımızın yüz yüze, arada üçüncü şahıslar olmadan, provakatörler olmadan görüşmeli."

Avşar, Başbakan Erdoğan'ın söylediklerinin belki bir süre uygulanmasının sorunun çözümüne de katkı sağlayabileceğini belirterek, bu düşüncelerinin tamamen hayalindekiler olduğunu söyledi. 

Gezi Parkı'na ilişkin yapılacak referandumda hangi oyu kullanacağı sorusu üzerine Avşar, "Ben, her zaman duygularımı açık açık söyledim. AKM konusunda, adı 'Atatürk Kültür Merkezi' olmak kaydıyla evet. Başbakanımızın bugünkü yaptığı açıklamada anlattığı gibi tarihi, turistik anlamda benim kulağıma çok hoş geliyor. Başbakanımız vakit ayırarak bana animasyon gösterdi, çok güzel görünüyor, burada neye kızılıyor bilmiyorum. Ön yargı ve inatlaşma söz konusu diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

 

13 Haziran 2013 Ankara Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili yaptığı görüşmeler çerçevesinde bu akşam saat 22.30'da 8 sanatçıyı ve Taksim Dayanışma'dan 2 ismi kabul edecek

Başbakan Erdoğan sanatçılarla görüşecek

13 Haziran 2013 Ankara

 

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili yaptığı görüşmeler çerçevesinde bu akşam saat 22.30'da 8 sanatçıyı ve Taksim Dayanışma'dan 2 ismi kabul edecek.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili yaptığı görüşmeler çerçevesinde saat 22.30'da, 8 sanatçıyı ve Taksim Dayanışma'dan 2 ismi kabul edecek.

Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Resmi Konut'ta gerçekleşecek kabulde, Taksim Dayanışma’dan TMMOB Başkanı Eyüp Muhcu ve Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün yer alacak.

Görüşmeye katılacak sanatçıların ise Sunay Akın, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Sertap Erener, Mahsun Kırmızıgül, Nebil Özgentürk ve Ali Sunal’dan oluşacağı öğrenildi.

13 Haziran 2013 17:11 İSTANBUL Kendilerine "Bizim Çocuklar" adını veren bir grup, Taksim Gezi Parkı odaklı gelişmeler sırasında taraflı yayın yaptıkları gerekçesiyle bazı yabancı medya kuruluşlarını protesto etti

Yabancı medya kuruluşları protesto edildi

13 Haziran 2013 17:11 İSTANBUL
Kendilerine "Bizim Çocuklar" adını veren bir grup, Taksim Gezi Parkı odaklı gelişmeler sırasında taraflı yayın yaptıkları gerekçesiyle bazı yabancı medya kuruluşlarını protesto etti.
 

Kendilerine "Bizim Çocuklar" adını veren bir grup, Taksim Gezi Parkı odaklı gelişmeler sırasında taraflı yayın yaptıkları gerekçesiyle bazı yabancı medya kuruluşlarını protesto etti. 
Sosyal medya üzerinden bir araya gelen gruptakiler, Teşvikiye'de BBC'nin ofisinin de bulunduğu belirtilen binanın önünde toplandı. 
Ellerinde çeşitli dövizler bulunan gruptakiler adına açıklama yapan Berna Özgül, BBC, CNN International ve Reuters gibi yabancı medya kuruluşlarının, Taksim'deki olaylar sırasında "Türkiye'de iç savaş varmış gibi" yayın yaptığını söyledi.
Özgül, CNN International'ın uzun süren canlı yayınlarının ABD'lileri dahi şaşırttığını belirterek, "Taksim Gezi Parkı protestolarını takip etmek için İstanbul'a adeta çıkartma yapan uluslararası basının, canlı yayınlarında manipülatif haberler yapmaları gözümüzden kaçmadı. ABD'de yayın yapan gazeteler de Taksim'de yaşananları adeta ülkede iç savaş varmış gibi internete taşıdı. Ancak aynı medyanın Suriye'de 100 bin insan ölürken yaptıklarını da biliyoruz" diye konuştu.
Yasir Aslanoğlu da BBC ve CNN International'ı protesto ettiklerini ifade ederek, "İfade ve basın özgürlüğüne karşı değiliz, medyanın uluslararası operasyonun aktif bir parçası olmasına karşıyız" dedi.
Kendilerine tepki gösteren bazı mahalle sakinleri ile gruptakiler arasında kısa süreli tartışma yaşandı. 
Gruptakiler, daha sonra dağıldı. 

13 Haziran 2013 17:41 TBMM TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Avrupa Parlamentosu kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu

AP'nin itibarı ve inandırıcılığı zedelenmekte

13 Haziran 2013 17:41 TBMM
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Avrupa Parlamentosu kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye kararına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. "Avrupa Parlamentosu'nun Gezi Parkındaki olaylara ilişkin kararı objektif olmadığı gibi uluslararası hukuk kuralları ile de bağdaşmamaktadır" ifadesini kullanan Çiçek, şunları kaydetti:
"İfade, toplantı ve gösteri hürriyeti uluslararası insan hakları hukukunun ve Avrupa Birliği'nin temel değerleri arasındadır. Türkiye de bu değerleri benimsemiştir. Öte yandan bu özgürlükler kullanılırken şiddete başvurulmaması ve şiddetin önlenmesi, kamu düzeninin korunması, diğer vatandaşların özgürlüklerinin ihlal edilmemesi esastır.
Hepimizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve onu yorumlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği çok sayıda kararda cebir ve şiddetin asla tasvip edilemeyeceği, bunun bir sorun çözme yöntemi olmadığı, hatta bu yöntemi benimseyen partilerin kapatılmasını uygun bulduğu bilinmesine rağmen Avrupa Parlamentosu'nun bağlayıcı bu kararlar karşısındaki duyarsızlığını anlamak mümkün değildir."
 Önyargıyla yaklaştığı izlenimi veriyor
TBMM Başkanı Çiçek, Avrupa Parlamentosu'nun değerlendirmesinde AİHM kararlarının görmemezlikten gelinmesinin, çok ciddi bir eksik olduğunu vurgulayarak, "Anlaşılıyor ki Avrupa Parlamentosu olaylara evrensel hukuk açısından değil gündelik siyaset açısından bakmaktadır" dedi.
Demokratik haklarını kullanan göstericilerin arasına sızıp çevreyi yakıp yıkan, kendileri gibi düşünmeyen vatandaşlara saldıran, şiddet uygulayan, polise taş ve Molotof kokteyli atanların "barışçıl ve meşru" olarak tanımlanmasının, Avrupa Parlamentosu'nun Gezi Parkı olaylarına maalesef önyargıyla yaklaştığı izlenimini verdiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti:
"Türkiye demokratik bir ülkedir. Özellikle son yıllarda demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanında çok önemli reformlar yapılmıştır. Her demokratik ülke gibi Türkiye’de de şiddet içermemek şartıyla bu tür gösterilerin olması normaldir. Sorunun çözümü için çaba sarf edilmekte ve sivil toplum temsilcileri, sanatçılar ve protestocu vatandaşlarla görüşmeler yapılmaktadır.
Olaylarda aşırı güç kullanan güvenlik güçleri hakkında işlem yapıldığı açıklanmıştır. Buna rağmen bir taraftan polis şiddetine maruz kalanların mağduriyetlerinin giderilmesi istenirken öbür taraftan olaylardan zarar gören masum vatandaş ve esnafın göz ardı edilmesi son derece manidardır ve Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile ilgili olaylara tek yanlı bakma alışkanlığından vazgeçmediğini göstermektedir.
Avrupa Birliği tarafından yöneltilen yapıcı eleştirilere açık olduğumuz son yıllarda yapılan reformlardan açıkça anlaşılmaktadır. Ancak AB üyesi ülkelerdeki benzer müdahaleler göz ardı edilirken Türkiye’deki olaylara bu denli provokatif ve adil olmayan bir yaklaşım gösterilmesi de anlaşılır bir durum değildir. Ülkeye ve olaya özgü yaklaşımlar hem uluslararası camianın, hem de yakın ilişki içerisinde bulunduğumuz Avrupa Parlamentosu'nun itibarını ve inandırıcılığını zedelemektedir."

13 Haziran 2013 Almanya’da meydana gelen sel felaketinden zarar görenler için hükümet ve eyaletler, yaklaşık 8 milyar avroluk yardım fonu oluşturmaya karar verdi

Almanya kesenin ağzını açıyor

13 Haziran 2013 
Almanya’da meydana gelen sel felaketinden zarar görenler için hükümet ve eyaletler, yaklaşık 8 milyar avroluk yardım fonu oluşturmaya karar verdi.
 
Thüringen eyaletinin Başbakanı Christine Lieberknecht, diğer eyaletlerin başbakanları ve Federal  Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin de katıldığı toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, yardım fonunun 8 milyar avro olmasını gerçekçi bulduğunu ifade etti.
Eyalet başbakanları bugün Başbakan Angela Merkel ile de bir araya gelecek.
2002 yılında meydana gelen selin yaralarının sarılması için dönemin hükümeti yaklaşık 6,5 milyar avroluk yardım yapmıştı.

Bin Boşnağın kanı yerde kaldı 13 Haziran 2013 19:12 Saraybosna -Bosna savaşında, Srebrenitsa'da bin Boşnağın katledilmesi emrini verdiği iddiasıyla 16 yıl hapse mahkum edilen Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu komutanlarından Pelemiş serbest bırakıldı

Bin Boşnağın kanı yerde kaldı

13 Haziran 2013 19:12 Saraybosna

-Bosna savaşında, Srebrenitsa'da bin Boşnağın katledilmesi emrini verdiği iddiasıyla 16 yıl hapse mahkum edilen Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu komutanlarından Pelemiş serbest bırakıldı.

 

Srebrenitsa'da bin Boşnağın öldürülmesi emrini verdiği iddiasıyla yargılanan ve 16 yıl hapis cezasına çarptırılan  Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu Zvornik Tugayı 1. Tabur Komutan Yardımcısı Momir Pelemiş'in avukatları tarafından yapılan temyiz başvurusunu değerlendiren Bosna Hersek Mahkemesi Temyiz Başkanlığı heyeti duruşmanın ardından kararını açıkladı.

Mahkeme heyeti tarafından, suçlamalara ilişkin "yeterli delil olmadığı" gerekçesiyle Pelemiş'in beraatine karar verildiği kaydedildi.

Kararın ardından serbest bırakılan Pelemiş, mahkeme binasından ayrılışı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı.

Pelemiş'in avukatı Miloş Periç ise müvekkilinin daha önce büyük bir haksızlığa uğradığını, 5 senedir adaletin yerini bulması için çalıştıklarını ve nihayetinde karardan memnun olduklarını ifade etti.

Bu arada, Bosna Hersek Mahkemesinde 2009 yılından beri yargılanan, 2011 yılında suçlu bulunarak 16 yıl hapis cezasına çarptırılan Pelemiş hakkında,  aynı mahkemenin Temyiz Başkanlığı tarafından verilen karara itiraz hakkı bulunmuyor.

Bu kararlar savaş çıkarabilir

Srebrenitsa'da yakınları katledilenler ise Pelemiş hakkında verilen beraat kararına büyük öfke duyuyor.

Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Hatice Mehmedoviç, kararın ardından yaptığı açıklamada, savaş sırasında eşinin, 2 oğlunun ve 2 kardeşinin öldürüldüğünü, buna rağmen mahkemenin beraat kararı vermesini "adaletsizce" bulduğunu söyledi.

Kararın yaralarına tuz döktüğünü dile getiren Mehmedoviç, "Mahkemeler, mağdurlar yararına değil, soykırım suçluları yararına kararlar veriyor. Lahey'deki uluslararası mahkeme de iki hafta önce benzer yönde karar verdi. Bu kararları veren yargıçları da Allah yargılasın. Biz bir tek Allah'ın adaletine inanıyoruz,  bu dünyada adalet diye bir şeyin olmadığını gördük" dedi.

Mehmedoviç, savaş suçu işleyen ve soykırım yapanların adeta ödüllendirildiğini öne sürerek, tüm dünyanın savaş sonrasında verilen kararları iyi analiz etmesini istedi.

Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç de mahkemenin siyasi karar verdiğini savunarak,  "Acaba biz anneler evlatlarımızın kemiklerini tek tek ararken, yargıçlar geceleri vicdan azabı çekmeden uyuyabiliyor mu? Pelemiş, televizyonlarda çok büyük bir kahraman olduğunu söylüyor. Oysa Müslüman kadınların altınlarını çaldığı biliniyor" diye konuştu.

Srebrenitsa soykırımında oğlunu, eşini ve ailesinden 24 kişiyi kaybeden Subaşiç, mahkemenin artık adalet dağıtmadığını ve kapatılması gerektiğini iddia etti.

Mahkemenin kararıyla katledilen "bin Boşnağın kanının yerde kaldığını ve adaletin yerini bulmadığını" kaydeden  Subaşiç, "Bu kararlarla mı barış inşa edecekler? Bilsinler ki asıl böyle kararlar yüzünden burada tekrar savaş çıkabilir" ifadelerini kullandı.

Baykal Odatv davasında tanıklık edecek 13 Haziran 2013 16:59 İSTANBUL İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Odatv davası kapsamında CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın tanık olarak dinlenilmesine karar verdi

Baykal Odatv davasında tanıklık edecek

13 Haziran 2013 16:59 İSTANBUL
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Odatv davası kapsamında CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın tanık olarak dinlenilmesine karar verdi.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 13 sanıklı Odatv davasında, ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Deniz Baykal'ın yanı sıra "Ergenekon" davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı, aynı davanın tutuklu sanıklarından emekli Albay Dursun Çiçek'in avukat olan kızı İrem Çiçek, bu davanın sanığı Yalçın Küçük'ün eski eşi İffet Temren Küçük ve Ayşegül Kibaroğlu'nun da "tanık" olarak ifadesinin alınmasına karar verdi. 
Mahkeme, hükme bağlanan "Balyoz planı" davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın kızı Pınar Doğan'ın da avukatların hazır etmesi durumunda tanık olarak dinlenilebileceğini kararlaştırdı.

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında açılan davada, dosyanın mütalaasını hazırlaması için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a gönderilmesine karar verildi.  

dikkat yüzyüze görüşme çagrılarını duyulunca masonlar ortaya çıktı 13 06 2013 perşembe

dikkat

 

 yüzyüze 

 

görüşme

 

 çagrılarını

 

 duyulunca 

 

masonlar

 

 ortaya

 

 çıktı.

13 Haziran 2013 16:07 İSTANBUL İstanbul Valisi Mutlu, Twitter üzerinden Gezi Parkı'ndaki gençlere, "yüzyüze görüşme" çağrısında bulundu


Vali Mutlu'dan gençlere "yüzyüze görüşelim" çağrısı


13 Haziran 2013 16:07 İSTANBUL

İstanbul Valisi Mutlu, Twitter üzerinden Gezi Parkı'ndaki gençlere, "yüzyüze görüşme" çağrısında bulundu.





İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Twitter üzerinden Gezi Parkı'ndaki gençlere yüzyüze görüşme çağrısında bulundu. 


Mutlu, Twitter hesabından gençlere şöyle seslendi: 


"Çevre duyarlılığıyla hareket eden gençlere öneriyorum. Artık Twitter'dan değil, yüzyüze de görüşelim. 
Gezi 

Parkı'nda kalıp benimle görüşmek isteyenler Twitter hesabımdan bana ulaşsınlar. 

Uygun bir mahalde buluşalım. Arzu ederseniz, basına da görüntü verebiliriz. 

Bilahare en kısa zamanda Gezi Parkı'nda size ziyareti planlayacağım. Bunu da konuşuruz. Selamlar iyi günler."

Suriye sınırında kaçakçılara müdahale 13 Haziran 2013 16:46 ANKARA Genelkurmay, mazotla Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan ve "dur" ihtarına uymayan sivil grubun kalaşnikofla açtığı ateşe karşılık verildiğini açıkladı

Suriye sınırında kaçakçılara müdahale

13 Haziran 2013 16:46 ANKARA 
 
Genelkurmay, mazotla Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan ve "dur" ihtarına uymayan sivil grubun kalaşnikofla açtığı ateşe karşılık verildiğini açıkladı.
 

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesindeki açıklamada, Türkiye-Suriye sınırında Bükülmez Hudut Karakolu sorumluluk bölgesinde saat 08.00 sıralarında, Türkiye'ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan, yanlarında mazot bulunan yaklaşık 500 kişilik sivil grubun tespit edildiği belirtildi.
Bunun üzerine Bükülmez Hudut Karakolu'ndan bir hudut devriye timinin, Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı (TTZA) ile olay yerine sevk edildiği kaydedilen açıklamada, timin, bu kişilere "dur" uyarısında bulunduğu ifade edildi.
Söz konusu kişilerin  "dur" ihtarına uymayarak, kalaşnikof piyade tüfekleriyle TTZA timine 30 el ateş ettiği belirtilen açıklamada, timin de açılan ateşe karşılık vermesi üzerine bu kişilerin Suriye istikametine doğru bölgeden uzaklaşarak kayboldukları kaydedildi.

Mason gruplarının Gezi Parkı olaylarında sanatçıları organize etmek için ayaklandığı ortaya çıktı 13 06 2013 ulusalcılar ile ağız birliği yapıldığı görülüyor

Mason gruplarının Gezi Parkı olaylarında 

sanatçıları organize etmek için ayaklandığı 

ortaya çıktı.

 

 

Uluslararası çıkar şebekeleri, faiz lobileri, marjinaller, ulusalcılar, ana akım 

medya derken

 ‘Masonlar’ 

da hükümete savaş açtı. 

Mason sitelerinde 

“Menderes” hatırlatması yapılarak sanatçılar, Taksim’e davet ediliyor.


Uluslararası çıkar şebekeleri, faiz lobileri, marjinal ulusalcılar, ana akın medya derken ‘Masonlar’da hükümete savaş açtı.

Milat gazetesinden Aslan Değirmenci'nin haberine göre Büyük Localara bağlı Masonlar 

tarafından kurulmuş ve yönetilmekte olan masonlar.org sitesinin Gezi Parkı üzerinden

 Başbakan Erdoğan'ı Adnan Menderes örneğiyle tehdit ettiği, sanatçıları ise gösterilere katılmaya davet ettiği ortaya çıktı.

Taksim Gezi Parkı olaylarının alevlendiği ilk gün Masonlar.org sitesinden sanatçılara eylem çağrısı yapıldığı ortaya çıktı. 

Sitenin “Hür Köşe” kısmında yayınlanan çağrıda Adı; 

Tayyip, Soyadı; 

Erdoğan, Yer; Taksim Meydanı, Tarih; Sonsuz, 

‘Sanatçıları protestoya davet ediyoruz’ deniliyor.

 Çağrının sonunda ise 

“Tayyip gidecek ! Cumhuriyet kalacak!”


AÇIK TEHDİT

Sitede yer verilen

 “Duysana Menderes”

isimli yazıda da bugün yaşananlar ile o yıllar

arasında bağ kurulmaya çalışıldığı görülüyor.


Çoğunluğu CHP’li yüksek bürokratlar ve

silahlı kuvvetlerden cuntacıların oluşturduğu

devlet elitleri eliyle idam edilen Menderes,

orduyu tek başına kışlasından çıkaran bir lider

olarak sunuluyor, darbecilere çektiği restler ile

dalga geçiliyor. Menderes’in bir memleket aşığı

 olmadığı kendine aşık olan bir lider olduğu

ifade edilen yazıda, yaşanan süreç karşısında

bağırtıp, çağırarak kendi sonunu hazırladığı

iddia ediliyor.

ERDOĞAN'I TEHDİT, MENDERES'E ENAYİ

Yaşanan bazı olayların hatırlatıldığı yazıda üstü

kapalı bir şekilde ulusalcıların ve küresel

sermayenin hedefi haline gelen Başbakan

Erdoğan’ın tehdit edildiği görülüyor. 

“Işıklar gözlerini kamaştırmıştı ancak coşkulu 

kutlamalarla karşılandığı meydanlardaki sesler 

de ne yazık ki kulaklarını sağır etmişti. 

Duymuyordu, görmüyordu…”


denilerek bugün yaşananlar üzerinden iktidarı hedef alan yazı,

Albay Ekrem Acuner’in Menderes ve

arkadaşları için 

‘Enayiler’

 dediği söz ile

bitirilmesi de Masonların gözlerinin nedenli

döndüğünü gözler önüne seriyor.

İŞTE KENDİLERİNİ BÖYLE TANITIYORLAR

Site ilk tıklandığında şu şekilde bir tanıtım çıkıyor: 

 “Türkiye'de HKEMBL'na bağlı, diğer 

ülkelerde ise tanınmış Muntazam Büyük 

Localara bağlı Masonlar tarafından kurulmuş ve 

yönetilmekte olan sanal platformdur. 

Haricilere açık forumu bulunmakla birlikte site tarafından 

tanınmış Kardeşlerimize Özel bölümlerde 

bulunmaktadır.”

HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKARIYORLAR

Masonlar 367 tartışmalarında ulusalcılardan

yana taraf olmuş, başörtü düzenlemesine de

karşı çıkmışlardı. Ergenekon soruşturmasına


da tepki gösteren masonların 28 Şubat

post-modern darbesi ile bağlantısı ortaya çıkmıştı.

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma

Komisyonu 28 Şubat'ın 

'Gizli' aktörü

Masonları 16 yıl sonra deşifre etmişti.

Komisyona gelen belgeler arasında Fransa

Yüce Konseyi'nin Türkiye Büyük Mason Locası

 Üstadı Necip Arıduru'ya gönderdiği 9 maddelik

 talimatları içeren mektubu da yer aldı.

Refah-Yol Hükümeti'nin icraatlarından

duyulan rahatsızlığın anlatıldığı 14 Şubat 1997

tarihli mektupta, 'yeni ve ılımlı bir hükümet 

kurulması'nın 'elzem' olduğu belirtildi.

GLADIO'NUN BEYİN TAKIMI 

İtalya'da 10 yıl süren Gladio Terör Örgütü

(GTÖ) ve P2 Mason Locası soruşturması,

Gladio’nun beyin takımını Masonların

oluşturduğunu ortaya çıkarmıştı. Türkiye’de

gerçekleştirilen Ergenekon operasyonu ise çok



sayıda tutuklu bulunan sanıklar ile Masonik

yapılar arasındaki bağlantıları deşifre etmişti.

Masonların yaptığı toplantıya ETÖ

sanıklarının katıldığı iddianame ile

belgelenmiş, Ergenekon'un masonik

yapılanmaları kendisine örnek aldığı açıkça ortaya çıkmıştı.

MASON SİTELERİNİN GEZİ PARKI’NA BAKIŞI:

http://masonlar.org/hur/

http://masonlar.org/hur/biraz-da-sanat-duysana-menderes/

http://masonlar.org/hur/biraz-da-sanat-gezi-parki-taksimi/

Duysana Menderes!

“Bundan yaklaşık elli yıl önce köylü diye

tanınan ancak zekası ve kültürüyle

“diğerleri”nden ayrılan biri başbakan oldu.

Siyasetin sanatını yapıyordu dersem hiç de

abartmış sayılmam.

İnsanları yerinden zıplatıyordu, hem yandaşlarını hem karşıtlarını!

Onu dinleyen hiç kimse yerinde sakin bir şekilde duramıyordu. Ya taraf oluyordu ya bertaraf!..

Öyle sarhoş oldu ki;

yargıyı karşısına aldı. Savcıyı karşısına aldı.

Hakimi karşısına aldı.

Bastı bağırdı ve

“Kara cüppeliler!”

diye sıfatlama yaptı hukuk adamları için!..

Bağırıyordu, çağırıyordu, tehdit ediyordu, ahkam kesiyordu!

Çünkü çok parlak bir başbakanlık dönemi yaşıyordu.

O güne dek görülmemiş bir şaşa-a ile coşku ile büyük bir şöhret yaşıyordu…”


  denilerek,


 ulusalcılar

ile

ağız birliği yapıldığı


görülüyor.