BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Haziran 2013 Pazar

Birilerinin bizi sarsması lazım Hepimizin alacağı dersler var 09 Haziran 2013 18:53 İstanbul Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç

Hepimizin alacağı dersler var

09 Haziran 2013 18:53

İstanbul

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Haliç 

 

Kongre Merkezi'nde, Akabe Vakfı tarafından düzenlene

 

"Hıtamuhu Misk-Esma-i Hüsna" 

 

Programı'na katıldı.


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 

"İstanbul'da biraz ötede başka topluluklar var, başka duyguların içindeler, onlar da kendilerince tatmin oluyorlar. 

 

Ama biz buraya geldik, burayı tercih ettik. 

Çünkü buradan hepimizin alacağı çok büyük 

dersler olduğuna inanıyorum"

 

 dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Haliç Kongre Merkezi'nde, Akabe Vakfı tarafından düzenlenen 

 

"Hıtamuhu Misk-Esma-i Hüsna" 

 

Programı'na katıldı. Arınç, kongre merkezine eşi Münevver Arınç ile Kıyı Emniyeti'ne ait bir tekneyle geldi.

Toplantıda konuşan Arınç, bu toplantının düzenlenmesi ile çok bereketli ve hayırlı bir çalışma yapıldığını ifade ederek, 

 

"Bunun ispatı da İstanbul'un bu en büyük toplantı salonunu dolduran binlerce kardeşimiz. 

 

Bir Kur'an, hadis, Esma-i Hüsna çalışmasının 

bu kadar ilgiyle takip edildiği, bu kadar 

memnun kalındığı, gönüllere, kalplere, 

dimağlara bu güzel bilgilerin böylesine yerleştiği ve herkesin eşini, dostunu, çocuklarını da davet ederek koşa koşa geldiği bu 

toplantının bereketinin anlaşılması lazım" 

 dedi.

Bugüne kadar pek çok toplantıya katıldığını ancak bugünkü toplantının farklı olduğunu anlatan Arınç, 

 

"Böylesine samimi, ihlaslı, insanların yüzünün ay gibi parladığı, koşarak geldiği, birbirine dostça sarıldığı, birbirini görmekten çok mutlu olduğu, Rabbine şükrettiği, büyük bir bereketi adeta eliyle tutuyormuş gibi yaşadığı herhalde başka bir toplantı hatırlamıyorum" 

 

diye konuştu.

Toplantının, Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamda ifade ettiği anlama da değinen Arınç, şunları söyledi:

"İstanbul'da biraz ötede başka topluluklar var, başka duyguların içindeler, onlar da 

kendilerince tatmin oluyorlar.

 Sloganları var, sosyal medyadan paylaştıkları var, inandıkları yaşam tarzı içersinde onları mutlu eden olaylar var. 

Bir başka yerde çatışma var, kavga var, nefret var, birbirilerinin boğazlarına sarılıyorlar. 

Bir başka yerde bütün bunlardan habersiz yaşayan insanlar var.

 Ama biz buraya geldik, burayı tercih ettik. 

Çünkü buradan hepimizin alacağı çok büyük 

dersler olduğuna inanıyorum."

Kulluk şuuruna erebilmenin, hesap gününün 

varlığına inanmanın ve ona uygun bir hayat 

tarzı sürmenin önemli olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:

 

"Bu kadar hay huylar içinde, bu kadar günlük meşgaleler içinde, bu kadar başka başka şeyleri ciddiye alarak onların peşinde koşmak bir tarafa. 

Ama biz bugün kulluğumuz ve Rabbimize olan vazfilerimizi hatırlayabilirsek, bu hepimiz için dünya ve ahiret saadetine vesile olacak. 

Olayları anlamak için de buna ihtiyacımız var. Birilerinin bizi uyarması lazım, silkelemesi lazım. Ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz? Her yaptığımız işin veya yapamadıklarımızın hesabını verebilmek çok önemli. Bütün bu olaylar ve buna benzer olaylar, bundan sonra maruz kalacaklarımız, gördüklerimiz veya göreceklerimiz bizi sık sık kendimize getirmeli. Biz kimiz, ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz, yapmadıklarımız var mı? Kulluk şuuru bir kenara kaldı da mevki, makam veya dünyevi hırslar peşinde miyiz? 

 

 

Birilerinin bizi sarsması lazım. 

 

Birlerinin bize, yüzümüze bakarak yanlış 

yapıyorsun, aslında Rabbimiz'in bize 

gösterdiği 

budur, Kur'an hakikati budur, Peygamber'in 

hadisi, sünneti budur, Kelam-ı Kibar budur, şu 

şu şu budur demesi lazım. 

Bize kalırsa biz bundan uzağız. 

Çünkü bütün zihnimiz, fikrimiz o andaki olayı

 çözmekle meşgul. 

 

 

 

Halbuki bunun bir öncesi olduğu gibi bir sonrası da olacak. Peki biz bunla uğraşmak için mi dünyaya geldik? 

Sadece lokal bazı çarelerle bu işten kurtulup pazartesiyi teminat altına almak için mi geldik? 

 

Hayır. Asla ve kata. Ahiret var, hesap günü var. 

Yaptıklarımız, yapamadıklarımız var. 

Mutlaka hesaba çekileceğiz."

 

 

"Bütün maratonlar 42 kilometre ama hepsi mutlaka birinci adımla başlıyor"

 

 diyen Başbakan Yardımcısı Arınç, 

"Hamdolsun bugün sonuçlanan, güzel bir işin bereketini gördüğümüz ve fiilen yaşadığımız bir gündür.

 Hocamız gayret ettiler, azmettiler ve bugünlere geldiler"

 ifadelerini kullandı.

 

Bütün siyasi sıfatlarını, mülki sıfatlarını bir

 kenara koyarak bu toplantıya eşiyle geldiğini 

 

belirten Arınç, 

 

"Esasen böyle bir toplantı ilaç 

gibi geldi. Esma-i Hüsna'nın insanımıza 

anlatılmasında, sohbetlerinin yapılmasında, bu 

ilahi gerçeklerin ortaya konulmasında en 

büyük pay sahibi olan çok muhterem 

Hocaefendi Mustafa İslamoğlu kardeşimize çok teşekkür ediyorum" 

dedi.

 

Yazar Mustafa İslamoğlu'nun 2008'den bu yana sürdürdüğü 

"Esma-i Hüsna"

 derslerinin kapanışı niteliğindeki programa, Akabe Vakfı 

Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Karakaş, 

Yardımeli Derneği Başkanı Sadık Danışman ile siyaset, akademi ve sivil toplum 

kuruluşlarından davetliler katıldı.

 

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda "Yetmez mi?" 

başlıklı, insanın anne rahmine 

düşmesinden itibaren başlayan gelişme sürecini 

Allah'ın isimleriyle anlatan film gösterildi. 

 

Programda İslamoğlu da Esma-i Hüsna 

derslerinin sonuncusu niteliğinde bir konuşma yaptı.

Programda, İslamoğlu, Başbakan Yardımcısı Arınç'a bir plaket takdim etti.

Eylemlerinize son veriniz 09 Haziran 2013 21:55 ANKARA Başbakan Erdoğan, "Ben Ankara Kızılay'da, Kuğulupark'ta, şurada, burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz"

Eylemlerinize son veriniz

09 Haziran 2013 21:55 ANKARA
Başbakan Erdoğan,
 
"Ben Ankara Kızılay'da, Kuğulupark'ta, şurada, 
 
burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; 
 
lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz" 
 
dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder. Dün Ankara'da, Kızılay'da, Kuğulu Park'ta, şurada, burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; Lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz'' dedi.

Erdoğan, Ankara'ya gelişinde kendisini karşılamak üzere Altınpark'ta toplanan vatandaşlara hitap etti.

Türkiye'nin güçlenerek yarınlara yürüdüğünü, içeride ve dışarıda bundan rahatsızlık duyanlar olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Uluslararası medya Türkiye ile ilgili hayırlı rüya görebilir mi? Bunların içeride uzantıları var, hayırlı rüya görebilir mi? Şimdi de görsel ve yazılı medyayla iktidarımıza saldırıyorlar. Kimlerle birlikte bunu yapıyorlar? Faiz lobisiyle beraber yapıyorlar, ulusal ve uluslararası faiz lobisiyle beraber yapıyorlar" diye konuştu.
Borsa lobisinin ve spekülatörlerin "Borsa İstanbul çöktü" dediğini belirten Erdoğan, "Borsa İstanbul çökerse bunun altında Tayyip Erdoğan kalmaz. Siz kalırsınız, siz" dedi. Türkiye'nin IMF'ye borç ödediği dönemde kendisine "IMF'den borç alın" dendiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben, 'Hayır almayacağız, bu kriz bizi teğet geçecek' dedim. Dalga geçtiler. 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. Artık IMF defterini kapattık ama bunlar rahatsızlar. Bakınız, Merkez Bankası'nın kasasında 27,5 milyar dolar vardı, şimdi 130 milyar dolar var. Mesele İstanbul'daki Taksim Gezi Parkı olayı değildir. 15 tane ağacın sökülerek bir başka yere dikilmesi olayı değildir. Sorun onlara, 'Yahu siz buraya acaba bu olaylardan önce hiç geldiniz mi'. İnanın yüzde 95'i Gezi Parkı'nın adını bile duymamıştır. Fakat Başbakanınız orada doğdu, orada büyüdü. Ben Kasımpaşalıyım. 8 yıl İETT'de futbol oynadım, o zamanlar kulübüm Gezi Parkı'nın hemen alt tarafındaydı. Onun içinden geçer, onun içinden eve dönerdim. Onun için çok iyi bilirim, gençlik yıllarım hep oralarda geçti. Ama bunlar böyle bir şey bilmez.
Ben gençlere sesleniyorum, bu ülkenin Başbakanı bazı lobilerin Başbakanı değildir. Bu ülkenin Başbakanı sessiz yığınların sesidir. Biz, kimsesizlerin kimsesiyiz. Biz, zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Bu Türkiye'de de, dünyada da böyle. Bundan sonra da böyle olacak."
"Onlar CHP'nin çöp dağlarını bilmez. Çünkü CHP zihniyeti pisliktir"
10 yılda 2 milyarı fidan olmak üzere 2 milyar 800 milyon ağaç diktiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yapılan ağaçlandırma çalışmalarını anlattı. Ankara'da AK Parti döneminde yapılan ağaçlandırma çalışmalarına da değinen Erdoğan, çevreci olduklarını, çevrenin sadece yeşilden ibaret olmadığını, kültür, tarih ve kirlilikten arındırmayı da içerdiğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, "Şimdi kalktılar, çevrecilik dersi veriyorlar. Ayıptır, ayıp. Benim genç kardeşlerim, ben İstanbul'da belediye başkanı olduğum zaman Taksim Gezi Parkı'nda olan gençler, o zaman onların çoğu belki de yoktu. Dolayısıyla İstanbul'da ne olmuş bilmezlerdi. Onlar CHP'nin çöp dağlarını bilmez. Çünkü CHP zihniyeti pisliktir. CHP döneminin hava kirliliğini bilmez. Çünkü bu zihniyet kirlidir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de özgürlük mücadelesinin AK Parti iktidarıyla zirve yaptığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir tanesi çıkmış, 'Ne sağcıyım ne solcu, çapulcuyum, çapulcuyum' diyor. Hayırlı olsun. Sevgili kardeşlerim, sakın bu çapulcuları da ihya etmeyin. Bunları ihya etmeyin. Biliyorsunuz bunlar yıllarca bu milletin sırtından geçindiler. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? Dolayısıyla bu millete hakaret edenlere haddini bildirmek bu milletin görevidir, ancak demokratik şartlar içerisinde."

''Faiz lobisine haddini bildirmeniz gerekir''

Faiz lobisi bu dönemde kendisine göre çok büyük gayret sarfettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben diyorum ki faiz lobisine haddini bildirmeniz gerekir. Onun için yapmamız gerekenler var. Ne yapmak istediğinizi biliyorsunuz zaten. Bu yıl en çok parayı faiz lobisi kazandı, bunların musluğunu siz keseceksiniz. Biz bugüne kadar sabrettik, ne zaman ki faizler düşmeye başladı. Bu beyler rahatsız oldu ve güçlü bir Türkiye istemediler.
Şimdi millet olarak bunlara dersini verme zamanı. Devletin bankaları var. Devletin bankalarından istifade edersiniz. Sadece o değil bir çokları var bana isim verdirmeyin. Devletin bankaları da var diyorum sizlere, buradan ne demek istediğimi anlarsınız." 
Sanatçılara da seslenen Erdoğan, "Siz 10 yıllık iktidarımızda bizden ne istediniz de almadınız" diye sordu ve bundan sonraki sürecin böyle çalışmayacağını söyledi. Erdoğan, "Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar bunun bedelini öder" diye konuştu. 
Erdoğan, bugüne kadar sabırla beklediklerini belirterek "Ben Ankara Kızılay'da, Kuğulupark'ta, şurada, burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz" dedi.
Taleplerin yerel yönetimler, valiler, Kültür Bakanı ya da kendisi tarafından dinlenebileceğini ifade eden Erdoğan, ancak Yeniçeri ocakları gibi bir hareketin içerisine girilemeyeceğini vurguladı. Erdoğan, "Şu valiyi alacaksın, emniyet müdürünü alacak, şunu yapmayacaksın, bunları söylemeye kalkarsan kusura bakma tavsiyelerin varsa ilet, bir katkın olacaksa ilet o zaman hepsini yaparız ama bu iktidar 76 milyonun hizmetkarıdır" görüşünü dile getirdi.
Doğuya hiç kimsenin aklına gelmeyen hizmetlerin verildiğini vurgulayan Erdoğan, 10 yıl önce Hakkari,  Iğdır ve Şırnak'a havalimanı yapılacağına kimsenin inanmadığını ama bu yıl sonuna kadar üç havalimanın da hizmette olacağını söyledi. 
Erdoğan, "Hizmet üretiyoruz. Yani bunu görmeyen gözler var ama devam edeceğiz. Onlar varsın işgal etsinler. Burada yıkmayan, yakmayan inşa eden bir topluluk var. Burada polisine, askerine, korucusuna sahip çıkan bir topluluk var" ifadesini kullandı.
"Ne dedik tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediklerini anımsatan Erdoğan, vatandaşları önümüzdeki hafta Ankara ve İstanbul'da yapacakları mitinglere davet etti.
Başbakan Erdoğan, demokrasiye inananların sabretmesini ve seçimleri beklemesini de istedi.

Başbakan Erdoğan Akköprü'de toplanan vatandaşlara hitap etti
Ankara'nın kendisini farklı bir sürprizle karşıladığını dile getiren Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'ndan kent merkezine geliş güzergahı boyunca bambaşka bir kent gördüğünü söyledi. Türkiye'de yaşanan olayların Taksim Gezi Parkı'nda 15 ağacın sökülmesiyle ilgili olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Peki Taksim Gezi Parkı'nda 15 tane ağaç söküldü de ona yönelik gösteri yapanlar Ankara'da niçin bu olaylar oldu? İzmir'de, diğer illerde neden oldu? Dert başkaydı. Dert, sandıkta AK Parti'yi deviremeyenler, bu yollara başvurarak ülkeyi karıştırmak istediler. Fakat bu oyun tutmaz. Onların tuzaklarını biz biliyoruz. Bu tuzakları bozacak irade burada. Gezi Parkı'na gidenlere millet diyorlar, Gezi Parkı'na gitmeyenleri görmüyorlar. 
Nitekim Kuzey Afrika seyahatine çıktım. Birileri bana, 'Böyle bir zamanda Sayın Başbakanım ayrılmasan' dedi. 'Niye' dedim. 'İşte görüyorsunuz sıkıntılar var' dediler. 'Bu Türkiye artık eski Türkiye değil' dedim. Fas, Cezayir, Tunus seyahatlerini yaptık, geldik. Ama İstanbul bambaşka karşıladı. İstanbul, gerçekten iki saatte havalimanına aktı. Şimdi Adana, Mersin, Ankara görüldüğü gibi tuzakları bozuyor."
Kendilerinin her zaman görüşme ve konuşmadan yana olduklarını, demokrasiyi istişare rejimi olarak kabul ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Ama karşımızdakiler ne yazık ki bunu böyle kabul etmediler. Onlar yaktılar, yıktılar. Kamu binalarına, kamu araçlarına zarar verdiler. Belediye otobüslerimizi, sivil vatandaşlarımızın araçlarını yaktılar ve 600'ü aşkın polisimizi yaraladılar. Bir polisimizi, komiserimizi de şehit ettiler. Onlar bunu yaparken bu topluluğun bir farkı var. Bu topluluk yakmaz, yıkmaz. Bu topluluk inşa eder" değerlendirmesinde bulundu. 
"Siz milletsiniz de burası millet değil mi"
Hitap ettiği topluluğun sevgi tohumları ektiğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diyorlar ki ' Başbakan gerilimden yana.Başbakan sertlikten yana ama filanca mutedil. Yani AK Parti kadroları içerisinde kendilerine göre bir ayrılık tohumu ekmek istiyorlar. Ben sizlere tarihten örnek vereyim. Ebubekir'i, Ömer'i, Osman-ı Zinnureyn'i, Hazreti Ali'yi, Osman Gazi'yi inceleyin, Fatih'i, Kanuni'yi, Gazi Mustafa Kemal'i inceleyin. Acaba bunların hepsi torna kalıbından çıkmış insan mıydı? Hepsinin de farklı farklı özellikleri vardı. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz ilkelerin partisiyiz. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz."
Kimsenin kendileriyle çevre ve çevrecilik yarışına giremeyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 10 yılda Türkiye'de ve İstanbul'da yapılan ağaçlandırma çalışmalarını anlattı. İstanbul Büyükşehir Başkanı olduğu dönemde İstanbul'un çorak olduğunu, TEM ve E-5 refüjüne 10 yaş üstü ağaç ithal ederek diktiğini kaydeden Erdoğan, "Kalkıyorsun 15 tane ağacı söken bir belediyeye, Tayyip Erdoğan'a karşı böyle bir ders vermeye çalışıyorsun. Ayıptır" dedi. 
"Taksim'deki samimi kardeşlerim, dürüst niyetlerle orada olan kardeşlerim, siz Haliç'in nasıl koktuğunu bilir misiniz" diyen Erdoğan, Haliç'te yaptığı çalışmaları anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gezi Parkı'ndaki gençlerin acaba Boğaz'ın Haliç'e bağlanması gibi bir olaydan haberi var m? İnanın yok ama şimdi bu Başbakana ve ekibine, İstanbul Belediye Başkanı'na böyle bir yanlışı yapmak reva mıdır? Ne adına ne yapıyorsunuz bunu? Orada siz 5, 10, 20 bin toplanıyorsunuz, siz milletsiniz de burası millet değil mi? Siz milletsiniz de Altınpark, Pursaklar millet değil mi? Siz milletsiniz de Ankara Esenboğa Havalimanı'nın önünde toplananlar millet değil mi? Yol boyu caddelerde toplanan yüz binler millet değil mi? Mersin'deki vatandaşım, Adana, İstanbul millet değil mi? Sizin bu heyecanınız, bu aşkınız bize farklı bir heyecan veriyor. Ümitsiz olmayın, asla yılmayın."
"Demokrasinin yolu sandıktan geçer"
Başbakan Erdoğan, "Yok Kızılay'da, yok Sıhhiye'de, yok Kuğulu Park'ta, yok şurda, yok burda... Artık bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum" diyerek, sorunların belediye başkanı, vali, Kültür ve Turizm Bakanı ile görüşülebileceğini, seçilecek temsilcileri kendisinin de kabul edebileceğini söyledi.  Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ama bunların hiçbirisi değil de başka yola tevessül etmeye veya aynı şekilde devam ederseniz, kusura bakmayın anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım. Çünkü sabırın da bir sonu vardır. Çünkü bu ülkeyi dünyada adeta terörün estiği bir ülke olarak gösteremezsiniz.
Utanmadan, sıkılmadan Arap Baharı diyorlar, şimdi de Türk Baharı diyorlar. Ya bunlar ne gafil... Türk Baharı 2002'nin 3 Kasım'ında oldu. Hem de öyle oldu ki  dünyada Türkiye umulmayan yerlere ulaştı. Her şeyiyle. 'Sessiz Devrim' dediler, ona sessiz devrim diyen dünya şimdi bakıyorsun Türk Baharı diye şeyler konuşuyor, neden? Çünkü kıskanıyorlar. Bu oyunların hepsi bozulacak hiç endişe etmeyin.
Ey faiz lobisi bizimle uğraşmaya devam edersen kaybedersin. Ey sermaye çevresi bu malum çevrelere el atından destek vermeye devam edersen kaybedersin. Üniversitelerimizi, liselerimizi bu oyunlara alet edenler kaybedersiniz. Çünkü biz sakin bir süreçte yürümek istiyoruz. Eğer demokrasiye inanıyorsanız eğer özgürlüklere inanıyorsanız demokrasinin yolu sandıktan geçer."
Başbakan Erdoğan, 15 Haziran 2013 Cumartesi günü Sincan'da, 16 Haziran 2013 Pazar günü de İstanbul'da miting düzenleyeceklerini kaydetti. 
Erdoğan'ın konuşması sırasında, "Polise uzanan eller kırılsın" sloganı atıldı, konuşmasını yaptığı köprüye asılan "Sana layık olmak gayemiz, ak'lıselim" yazılı pankart dikkati çekti. Konuşmanın sonunda Hipodrom'dan havai fişek atıldı.

Pakistan'da 35 Taliban militanı öldürüldü 09 Haziran 2013 13:30 Pakistan ordusunun, Kurram'da düzenlediği operasyonlarda 35 Taliban militanının öldürüldüğü belirtildi

Pakistan'da 35 Taliban militanı öldürüldü

09 Haziran 2013 13:30 
 
Pakistan ordusunun, Kurram'da düzenlediği operasyonlarda 35 Taliban militanının öldürüldüğü belirtildi.
 
Pakistan ordusunun, Afganistan sınırındaki Kurram'da düzenlediği operasyonlarda 35 Taliban militanının öldürüldüğü bildirildi.

Ordudan yapılan açıklamada, Kurram aşiretler bölgesinde hava unsurlarıyla desteklenen geniş kapsamlı operasyonda 35 militanın öldürüldüğü, 15 militanın yaralandığı duyuruldu.

Çok sayıda sığınak ve mağaranın imha edildiği operasyonların, bölgenin militanlardan arındırılıncaya kadar devam edeceği belirtildi.

Pakistan'da bu hafta hükümet kuran ve Taliban ile müzakereye sıcak bakan Nevaz Şerif'in, ordunun Taliban güçlerine karşı yürüttüğü operasyonlar konusunda takınacağı tavır merak ediliyor.

121 yaşında, 180 torun sahibi 09 Haziran 2013 13:45 Muş Muş'un Korkut ilçesine bağlı Kapılı köyünde yaşayan 121 yaşındaki Sıdıka nine, 8 çoçuğu ve 180 torunuyla görenleri hayran bırakıyor

121 yaşında, 180 torun sahibi

09 Haziran 2013 13:45 Muş
 
Muş'un Korkut ilçesine bağlı Kapılı köyünde yaşayan 121 yaşındaki Sıdıka nine, 8 çoçuğu ve 180 torunuyla görenleri hayran bırakıyor.
 

1925 yılındaki tespitlerle göre kütüğe yazılan ve nüfus cüzdanında Rumi takvime göre ''1308'' doğumlu olan Sıdıka Çelikel, uzun ömrünün sırrını bol bol yürüme, düzenli uyku ve beslenmesine gösterdiği özene borçlu olduğunu söyledi.
Çelikel, 5 yıl önce eşinin hayatını kaybetmesinin ardından çocukları ile yaşadığını belirterek, bugüne kadar 8 çocuğu ile onların çocukları ve torunlarından 180 dolayında torunu olduğunu ifade etti.
Çelikel, şimdiye kadar ciddi bir sağlık sorunu yaşamadığını bildirerek, şöyle konuştu:
"Sağlıklı ve uzun yaşamamın temelinde çok çalışmak ve düzenli uyku olduğuna inanıyorum. Aynı yastığa baş koyduğum eşim Murat Çelikel’in ölümünden sonra üzüntüden dolayı ben de rahatsızlık başladı. Mutlu evliliğimiz eşimin ölümüne kadar devam etti. Evliliğimiz boyunca birbirimizi hep sevdik. Şu an 121 yaşında olmama rağmen, kendi işimi kendim görüyorum. Hatta gelinlerim çalışsın diye onların çocuklarına da bakıyorum. Günün nerdeyse büyük bölümünü ayakta çalışarak geçiriyorum. Her gün mutlaka yoğurt yerim. Gençlere tavsiyem bol bol yürüsünler ve uyku düzenleri ile beslenmelerine dikkat etsinler."
Annesinin 121 yaşında olmasına rağmen hala çok sağılıklı olduğunu anlatan Yahya Çelikel ise ilerleyen yaşına rağmen gerek ev işlerinde gerekse bahçede kendilerine yardımcı olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan'a coşkulu karşılama 09 Haziran 2013 18:30 Ankara Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 12 gün aradan sonra geldiği başkentte sosyal medya üzerinden organize olan vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı

Başbakan Erdoğan'a coşkulu karşılama

09 Haziran 2013 18:30 Ankara
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 12 gün aradan sonra geldiği başkentte sosyal medya üzerinden organize olan vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 12 gün aradan sonra geldiği başkentte, sosyal medya üzerinden organize olan vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı.

Baş Erdoğan’ı taşıyan özel “ANA” uçağının havalimanına inmesiyle burada bekleyen Ankaralılar, Erdoğan'a sevgi gösterilerinde bulundu.
Vatandaşların, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları eşliğinde halkı selamlayan Erdoğan, AK Parti seçim otobüsünde vatandaşlara hitap etti.
Başbakan Erdoğan’ın buradaki konuşması sırasında sık sık, “Türkiye seninle gurur duyuyor” , “Dik dur eğilme, bu millet seninle”, “Ya Allah bismillah Allahu ekber”, “Recep Tayyip Erdoğan”, “Tayyip burada çapulcular nerede”, “Polise uzanan eller kırılsın" sloganları atıldı.
Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile havalimanından seçim otobüsüyle ayrıldı. Başbakan Erdoğan, buradan kent merkezine hareket ederken aşırı kalabalık nedeniyle güçlükle çıkış yapabildi. Erdoğan, havalimanı yolu boyunca kendisini Türk bayraklarıyla karşılamaya gelen coşkulu kalabalığı seçim otobüsünden selamladı.
Başbakan Erdoğan'ı vatandaşların araçlarının yanı sıra ticari taksi, dolmuş ve minibüslerin oluşturduğu konvoy takip etti. Erdoğan'ı karşılamaya gelen bazı vatandaşların da araç konvoyuna yürüyerek eşlik etmesi dikkati çekti.
Vatandaşların ve araçların oluşturduğu yoğunluk nedeniyle trafik tıkanma noktasına gelirken, Erdoğan'ın bulunduğu otobüs yoldan yavaş yavaş ilerleyebildi.
Havalimanına yoğun trafik nedeniyle gelemeyen vatandaşlar da kilometrelerce uzunluğunda konvoy oluşturarak, Erdoğan'ın kent merkezine geçerken kullanacağı güzergahta bekledi.
Davul zurna ve AK Parti'nin seçim şarkıları eşliğinde ilerleyen Erdoğan'ı, Çubuk Kavşağı, Pursaklar ve Altınpark'ta coşkulu kalabalıklar karşıladı.

Otomobille kamyon çarpıştı: 5 ölü, 1 yaralı 09 Haziran 2013 23:33 Kütahya Kütahya-Afyonkarahisar karayolunda kamyonla çarpışan otomobildeki 5 kişi yaşamını yitirdi

Otomobille kamyon çarpıştı: 5 ölü, 1 yaralı

09 Haziran 2013 23:33 Kütahya
Kütahya-Afyonkarahisar karayolunda kamyonla çarpışan otomobildeki 5 kişi yaşamını yitirdi


Kütahya'da, otomobille kamyonun çarpışması sonucu 5 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 42 HZ 990 plakalı otomobil, Kütahya-Afyonkarahisar karayolunun 30. kilometresinde Mustafa Yeşilkuş (39) idaresindeki 03 LT 111 plakalı kamyonla çarpıştı.
Bölünmüş yolda yapılan onarım çalışmasından dolayı trafiğin tek şeritten sağlandığı bölümde meydana gelen kazada, otomobilde bulunan 5 kişi hayatını kaybetti.
Kazada yaralanan ve 112 Acil Servis ekiplerince Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan kamyon sürücüsü Yeşilkuş'un hayati tehlikesi bulunmadığı öğrenildi.
Güvenlik güçleri, olayda ölen 5 kişinin kimliklerinin tespiti için çalışma başlattı.

Serbest kıyafet uygulaması genişleyecek 09 Haziran 2013 20:03 Bilecik Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda serbest kıyafet uygulamasının genişleyerek devam edeceğini söyledi

Serbest kıyafet uygulaması genişleyecek

09 Haziran 2013 20:03

Bilecik

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda 

serbest kıyafet uygulamasının genişleyerek 

devam edeceğini söyledi.


Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde 

“Geleneksel Birlik ve Beraberlik Pilavı”

 etkinliğine katıldı.

Avcı’yı, doğum yeri olan Pazaryeri ilçesine bağlı Demirköy'deki etkinliğe, Bilecik Vali Vekili Süleyman Deniz, KİT Komisyonu ve AK Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz, Kaymakam Vekili Bekir Çelik, Vali Yardımcısı Eflatun Can Tortop, Pazaryeri İlçe Belediye Başkanı Muzaffer Yalçın, AK Parti İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş, köy muhtarı İsmail Ünsal ile vatandaşlar katıldı.

Köy girişinde vatandaşlarla sohbet eden Avcı, geleneksel birlik ve beraberlik pilavı yedi.

Avcı, gazetecilere yaptığı açıklamada, Demirköy’ün doğum yeri olduğunu ve kendi köyünde gelenekselleşen pilav etkinliğine katıldığını bildirdi.

İlkokulu okuduğu ve mezun olduğu köyde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Avcı, 

 

"Her yıl muhtarlığımız sağolsun böyle bir organizasyon yapıyor. 

Civar köylerden de dostlarımızı çağırarak böyle bir arada bir etkinlik oluyor. 

 

Burada civar köylerden, Pazaryeri’nden, Bilecik’ten kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla ve hemşehrilerimizle tekrar buluştuk. 

Güzel bir gün oldu”

 dedi.

Avcı, bir gazetecinin

 

 "Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili çalışma yapılıyor mu?"

 

 sorusu üzerine,

 

 “Ne güzel hava, güzel ortam var. 

Dershanelerin durumuyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. 

Neticelendiği zaman net bir açıklama yapacağız. 

 Şu anda net bir açıklama yapma aşamasında değiliz” 

dedi.

"Okullarda diploma ücreti alınıyor ve bu konuda çok şikayet var"

 denilmesini üzerine Avcı, ücret alınmaması gerektiğini söyledi.

Avcı, 

"Gelecek yıl kıyafet yönetmeliği değişecek mi, yoksa serbest kıyafet devam edecek mi?" 

sorusu,

 “Serbest kıyafet genişleyerek devam edecek. Serbest kıyafetin içerisinde forma seçme hürriyeti olacak”

 diye yanıtladı.

"Türkiye’de nüfusu 300 bin olan yerlerde Fen ve Anadolu Öğretmen Liseleri kapanacak mı?" 

sorusuna da Bakan Avcı, 

“Hayır kapanmayacak. Yenisi açılmayacak. Gerekli öğrenci alt yapısı olmayan yerlerdeki okullar dönüştürülecek ama bütün okullarımız mevcut kapasitelerine göre değerlendirilecek” yanıtı verdi.

"Seviye Belirleme Sınavı yapıldı ve bundan sonra olacak mı?" 

sorusuna Avcı, şöyle cevap verdi:

“Şimdi her halükarda Fen ve Anadolu Öğretmen Liselerinin kapısında ciddi yığılma olan okullara bir eleme yapmak gerekiyor ama bunu tek bir sınava, çocukları strese sokan, sadece test becerilerine dayalı tek bir sınava bağlı olarak öğrenci seçmek hepimizin şikayet ettiği bir konuydu. 

 

 Geçenlerde Meclis'te de gerekli açıklamaları yaptım. Siz de takip etmişsinizdir onları. 

İnşallah önümüzdeki yıl ve ondan sonraki yıllarda müfredatta yani sene içerisinde okutulan dersler ve onlardan alınan notlarla değerlendirmelere katılacağı bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz. 

 

Bu merkezden yürütülecek ve merkezde değerlendirilecek, dallarında da hiçbir öğretmenin kendi sınavında değil öğretmenlerin farklı sınıflarda gözetmen olarak görevlendirilecekleri sınavlarla sene içi başarıları da değerlendirilecek ve onların değerlendirmeleri toplamında sıralama puanı yapılabilecek.”

Daha sonra Avcı, Demirköy’deki evini ziyaret ederek, ablası Şükriye Bayrakçı ve yeğeni Hüsnü Bayrakçı ile bir süre görüştü.

Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı yapıldı 09 Haziran 2013 15:19 864 bin 931 öğrencinin başvurduğu Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınav, sorunsuz tamamlandı

 

Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı yapıldı

09 Haziran 2013 15:19

864 bin 931 öğrencinin başvurduğu Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınav, sorunsuz tamamlandı.

Ankara

Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı, sorunsuz tamamlandı.

Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, sınava 864 bin 931 öğrencinin başvurduğu belirtilerek, şu bilgiler verildi:

"5, 6, 7, 9, 10 ve 11. sınıflar Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı saat 10.00’da başlamış ve özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerimize verilen 30 dakika ek süre ile saat 12.30’da tamamlanmıştır."

Açıklamada, sınav merkezlerinde alınan bilgilere göre sınavın sorunsuz geçtiği ve soru ile yanıtların saat 13.00’ten itibaren www.meb.gov.tr adresinden yayınlandığı vurgulanarak, "Sınavın başta öğrenci, öğretmen ve velilerimiz olmak üzere tüm eğitim camiası ve ülkemize hayırlı olmasını dileriz" ifadeleri kullanıldı.

 

Öğrenci yurtlarına "otel konforu"

09 Haziran 2013 11:29

YURTKUR Genel Müdürü Kaymakcan, bütün öğrenci yurtlarının en fazla 3 kişilik olmasını hedeflediklerini belirterek, yeni yapılan yurtların otel konforunda olduğunu söyledi.

Eskişehir- Yıldız Nevin Gündoğmuş

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Recep Kaymakcan, mevcut öğrenci yurtlarının 4-6 kişilik olduğunu ifade ederek, yeni yapılan yurtların standartlarını yüksek tuttuklarını söyledi.

İnşaatı tamamlanan ve Kalkınma Bakanlığından onay beklenen standardı yüksek 38 yeni yurdun, yakında açılacağını belirten Kaymakcan, "Yeni yapılan yurtlarımızın hepsi tek veya 3 kişilik odalı otel konforundadır.  Lisans üstü öğrencileri için tek kişilik odalar, diğer öğrenciler için de 3'er kişilik odalar olacak. Odaların içinde banyo, tuvalet, buzdolabı bulunmaktadır. Ayrıca yatak olarak ranza sistemi yok, odalarda bazalı sistem dediğimiz ahşap karyolalar yer alacak" diye konuştu.

Mevcut yurtların standartlarının yükseltilmesi konusunda da çalışmaların devam ettiğini anlatan Kaymakcan, şunları söyledi:

 "Bu tip iyileştirmeler birden bire yapılamıyor, bütçe imkanlarıyla doğrudan alakalı. 6 kişilik odaları 2'ye düşürdüğümüzde 600-700 öğrenci dışarıda kalır. Bu yüzden yurt yapmaya ve özellikle meslek yüksek okullarının bulunduğu ilçelerimizde 15 yıl süreyle bina kiralamaya devam ediyoruz."

Eskişehir'e  bin 500 kişilik yeni öğrenci yurdu

Eskişehir'e Anadolu Üniversitesi (AÜ) 2 Eylül Yerleşkesi yanında 210 bin metrekarelik arsa üzerine bin 500 kişilik yurt yapılması için ihale çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Kaymakcan, Yunus Emre Yerleşkesi'nin içine de 500 kişilik iki bloktan oluşan yurt yapılacağını sözlerine ekledi.

 
 
 

Siber güvenlik tatbikatında Türkiye “üs” olacak 09 Haziran 2013 11:21 BTK Başkanı Acarer, “Uluslararası düzeyde gerçekleştirilecek siber güvenlik tatbikatı için 30 ülkeye davet yazısı göndereceğiz”

Siber güvenlik tatbikatında Türkiye “üs” olacak

09 Haziran 2013 11:21 

BTK Başkanı Acarer, “Uluslararası düzeyde gerçekleştirilecek siber güvenlik tatbikatı için 30 ülkeye davet yazısı göndereceğiz” dedi.

Ankara- Arife Yıldız Ünal

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, siber güvenliğin tüm dünya için çok önemli olduğunu belirterek, siber güvenlik konusunda Türkiye’de son yıllarda ciddi adımların atıldığını, devletin en tepesinde bu konuda farkındalık oluşturulduğunu ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım başkanlığında Siber Güvenlik Kurulu kurulduğunu hatırlattı.

2014 yılında yapılacak siber güvenlik  tatbikatının uluslararası düzeyde gerçekleştirileceğini belirten Acarer, 2014 yılı ilk çeyreğinde yapılacak bu tatbikat için çalışmalar sürmekle birlikte 30 civarında ülkeye tatbikata katılmaları için teklif yazısı gönderileceğini söyledi.

Siber güvenlik tatbikatına katılımın mümkün olan en yüksek düzeyde olmasını arzu ettiklerini dile getiren Acarer, tatbikat için yapılan duyuruların ardından kuruluşların kendilerinin başvuru yapması gerektiğini, bazı riskli kuruluşlara davet mektubu gönderildiğini anlattı. Acarer, 2014 yılı ilk çeyrekte yapılması planlanan tatbikat için başvuruların Temmuz ayında başlamasının planlandığını kaydetti.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı koordinasyonuyla dev bir uzman ekibin çalışacağı tatbikatta, katılımcı ülkelerin kurumlarına siber saldırıların Türkiye’den yapılacağını ifade eden Acarer, organizasyonun ve saldırı senaryolarının daha önceki tatbikatlarla benzerlik göstereceğini kaydetti.

 

 

Hayat dijital yaşama taşınacak

08 Haziran 2013 12:07 

Türk Telekom Saha Yönetimi Başkanı Kılıç, yakın gelecekte dijital teknolojinin gündelik yaşamla daha entegre hale geleceğini söyledi.

Antalya - Leyla Ataman Koyuncuoğlu

Türk Telekom Saha Yönetimi Başkanı Haktan Kılıç, İletişim ve internet teknolojisinin nereye gittiği konusunda yaptığı açıklamada Türk Telekom Saha Yönetimi Başkanı Haktan Kılıç, internetin insan yaşamına girmesiyle birlikte iletişimin bambaşka bir boyut kazandığını dile getirdi.

Yakın gelecekte hayatı dijital yaşama taşıma oranının da giderek artacağını kaydeden Kılıç, şunları söyledi:

"Yakın gelecekte yaşamımızın büyük çoğunluğu dijital yaşamda dönüyor olacak. Dijital teknoloji gündelik yaşamla daha entegre hale gelecek. Dijital hayat evimizdeki buzdolabından sağlık sektörüne, enerjiden belediyecilik hizmetine kadar girmiş olacak. Evinizde otururken doktorunuz sizi takip edebilecek, doktora gitmeden belki idrar tahliliniz ulaşacak. Sizdeki her türlü bilgi merkeze sunulabiliyor olacak. Siz de eğer yolunda gitmeyen bir şey varsa anında doktorunuza uyarı gidecek ve doktorunuz buna göre müdahale edebilecek. Bunun yanı sıra evinize gitmeden, klimanızı ve diğer elektronik cihazlarını kontrol edebileceksiniz. Siz olmadan da evinizdeki cihazlar birbiriyle konuşabiliyor hale gelecek. Örneğin meyve aldınız ve buzdolabınıza koydunuz. Meyve azalmaya başladığında bozdolabı hemen uyarı verecek. Belki sizin haberiniz bile olmadan marekete haber verecek. Akıllı ev dediğimiz dijital yaşam dönüşümü hayatımıza daha fazla girecek. Dolayısıyla artık dijital yaşamla daha entegre, dijitalin yaşamımızın sonuna kadar girdiği bir hayat bizi bekliyor. Bizim tahminimiz bu..."

Harddisklerine yerine "Bulut hizmeti"

Yakın gelecekte harddisklerin kalkacağını ve bunun yerine internet üzerinden çalışacak bulut hizmetinin geleceğini düşündüklerini de belirten Kılıç, "Bulut hizmeti ile kişisel veri ve diğer hesaplarınız internette olacak. Nereye giderseniz gidin kişisel bilgilerinize ulaşabileceksiniz. Bulut sisteminde ihtiyaç duyduğunuz veri ve hesaplamaları kendi sunucularınız ve bilgisayarınız üzerinde değil uzaktaki bir başka bilgisayarda tutuyorsunuz. Yakın gelecekteki konjonktürü bu yapı belirleyecek, yani bulut bilişim devrimi..." dedi. 

Taksim'den Tahrir çıkmaz 09 Haziran 2013 12:01 İstanbul AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Batı medyasının Gezi Parkı eylemlerinde yanlış yaptığını belirterek, "Taksim'den Tahrir çıkmaz"

Taksim'den Tahrir çıkmaz

09 Haziran 2013 12:01 İstanbul 
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Batı medyasının Gezi Parkı eylemlerinde yanlış yaptığını belirterek, "Taksim'den Tahrir çıkmaz" dedi.
 

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,  Batı medyasının Gezi Parkı eylemlerine yaklaşımını eleştirerek, "Batı medyası hata yaptı. Taksim'den Tahrir çıkar sandılar ama Taksim'den Tahrir çıkmaz" dedi.
 AA muhabirine gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bağış, birilerinin, Türkiye büyüdükçe kendisinin küçüldüğünü hissedip,  milletin sesi yükseldikçe kendi sesinin kısıldığını fark ettiğini söyledi.
Türkiye'nin küresel bir güç olma yolunda önemli adımlar attığını anlatan Bağış, bundan rahatsızlık duyanlar olduğuna işaret etti.
Bağış, kendileri adalet, kalkınma dedikçe birilerinin uykusunun kaçtığını vurgulayarak, "Aşımıza zehir katmak, birliğimize nifak sokmak, beraberliğimizi ayrılığa dönüştürmek istediler ve tekrar Başbakanımıza, o dünya liderine ve partimize karşı yeni kirli bir plan devreye sokuldu" diye konuştu. 
Bakan Bağış, Gezi Parkı eylemlerine Batı medyasının yaklaşımını da eleştirerek,  "Bu vesile ile Batı medyasının da riyakarlığını ve bizlere karşı besledikleri duyguların gerçek rengini bir kez daha görmüş olduk. Batı medyası hata yaptı. Taksim'den Tahrir çıkar sandılar ama Taksim'den Tahrir çıkmaz" değerlendirmesinde bulundu.  

Bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar 09 Haziran 2013 14:44 Mersin Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, "Yakıp yıkanlara soruyorum; bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar"

Bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar

09 Haziran 2013 14:44 Mersin

Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, 

 

"Yakıp yıkanlara soruyorum; bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar" 

 

dedi.

 

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Akdeniz Oyunları'nın yapılacağı Mersin'de toplu tesis açılış törenine katıldı.

 

Erdoğan buradaki konuşmasında, "Eğer (özgürlükler) diyorsak, AK Parti iktidarı döneminde verilen özgürlükler bu ülkede hiçbir zaman verilmemiştir. Şu anda Taksim'de bulunanlar, yakıp yıkanlar, ülkenin değişik yerlerinde bulunanlar, yakıp yıkanlar soruyorum; bunları hangi  özgürlük adına yapıyorlar" dedi.

Erdoğan, "Eğer özgürlük istiyorsanız başkasının özgürlük alanına tecavüz etmeyin. Bu ülkede, on yıllardır başı örtülü olduğu için üniversiteye gidemeyenlerin özgürlüğü noktasında siz ne yaptınız. Bunların eğitim hakları acaba hak değil miydi? Eğitim öğretim hakkından bu ülkede yıllardır, on yıllardır mahrum edilen bu kızlarımıza bu kadar zulmü reva görenler, şu anda ne adına acaba meydanlarda dolaşıyorlar" diye konuştu.

 

"Kendi Başbakanına küfreden gençlik benim gençliğim olamaz"

 

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Kendi Başbakanına ağıza alınamayacak şekilde küfreden bir gençlik benim gençliğim olamaz. Bunu duvarlara yazan bir gençlik, hak arayışı içinde olan bir gençlik olamaz. Bugün çeşitli iş yerlerini, alışveriş mağazalarını basanlar, bu ülkenin hak arayan gençliği olamaz. Kıracaksın dökeceksin yakacaksın e hak arıyormuş. Ne hakkı, aklı selim sahibi gençlerimize sesleniyorum. Bu oyunu bozun bu oyuna gelmeyin. Samimi olarak sesleniyorum; gerçek manada çevreciyseniz burada çevreci bir Başbakan var. Gerçek manada çevreciyseniz, caddelerdeki kilit taşlarını sökenler kamunun araçlarını yakıp yıkanlarla beraber olmamalısınız."

Seçilme yaşının 18'e düşürülmesi için çalışma yapıyoruz

AK Parti'de 3 dönem üst üste milletvekilliği yapanların en az 1 dönem ara vermesi şartını getirerek, gençlere siyasette alan açmayı istediğini belirten Başbakan Erdoğan, seçilme yaşının 18'e düşürülmesi için de çalışma yaptırdığını bildirdi.

Hesabını soracağız

Erdoğan, "Bakın şimdi önünde bir tane Prof, istisnalar kaideyi bozmaz, benim polisime hakaret ediyor. Bu polis, Türk milletinin polisidir, benim polisimdir ve bu polise hakaret etmeye senin hakkın yok. Siyaseti öğren, ondan sonra yola çık. Kaldı ki akademisyensin, burada da terbiyeni muhafaza et. Bu ülkede kalkıp da zaten bunları zerre kadar sorumluluğu olsa bu ifadeyi kullanmaz ama bunlarda sorumluluk bilinci de yok. Dolayısıyla polisimiz anarşiye karşı, teröre karşı bugüne kadar askeriyle, korucusuyla nasıl mücadele verdiyse bundan sonra da bu mücadelesini samimi şekilde verecektir" dedi.

Polisin zaman zaman hata da yapabileceğini vurgulayan Erdoğan, ancak son olaylarda 600'ü aşkın polisin yaralandığına, 1 polisin de şehit olduğuna işaret etti. "Peki başkomiserimizi şehit edenlerin hesabını bunlar vermeyecek mi?"  diye soran Erdoğan, hesabını soracaklarını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, "Oyun kurucular, tuzak kurucular bu ülkede kazanamayacaklar" dedi. 


"Eğer çevreciyseniz bu Başbakan sizin emrinizdedir"

Konuşmasında İstanbul'da geçmişte hava kirliliği nedeniyle maske ile dolaşıldığını anımsatan Başbakan Erdoğan, "Hava kirliliğini İstanbul'da kim giderdi? Bu kardeşiniz giderdi. Tertemiz bir kent, hava kirliliği olmayan bir kent, yeşili olan, artan bir kent geleceksin sen şimdi Gezi Parkı'nda 12-13 tane ağaç sökülecek bir başka yere dikilecek, bize çevrecilik dersi vereceksin. Kusura bakma. Buradaki niyet başkadır. Buradaki niyet bozuktur. Samimi değildir. Eğer buna çevrecilik adını veriyorsan benim kapım açık ama buradaki ideolojik temsil görevi yapanlara katılmayın. Kopun onlardan. Eğer çevreciysen bu Başbakan sizin emrinizdedir. Demokrasiyse bu Başbakan sizin emrinizdedir" değerlendirmesinde bulundu.  

17. Akdeniz Oyunları

Erdoğan, 17. Akdeniz Oyunlarına değinirken de Yunanistan'da yapılacak oyunların bu ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle yapılamadığını ve Türkiye'den ricada bulunulduğunu anlattı.

Erdoğan, "Yapılan bu öneriyi değerlendirdik, Türkiye olarak bu oyunları yapabileceğimizi komiteye bildirdik. Görüşmeleri yaptık ve hazırlıklara başladık. Normal şartlarda böyle büyük bir ogranizasyonun hazırlıklarına 6 yıl önceden başlanırdı. Bu işin prensibi budur ama biz sadece 18 ay öncesinden hazırlıklara başlamamıza rağmen 20 Haziran'da açılışı yapılacak 17. Akdeniz oyunlarına her boyutuyla mükemmel olarak hazır hale geldik. 18 ay içinde 11 yeni tesisi projelendirdik, ihale ettik ve inşaatlarını tamamladık. Ulaşımdan yeme içmeye, konaklamadan güvenliğe, teknolojiden sağlığa kadar her alanda hazırlıklarımızı tamamladık'' dedi.

"Mersin'de Türkiye'nin bugüne kadar şahit olduğu en büyük spor organizasyonunu gerçekleştirecek, adeta mini bir olimpiyata ev sahipliği yapacağız" diyen Başbakan Erdoğan, Mersin'i bu büyük oyunlar sayesinde dünya spor gündeminin ilk sıralarına taşıdıklarını, Mersin'in uluslararası bir kent olma özelliğini, bir marka kent olma özelliğini daha da güçlendirdiklerini söyledi.

Faizciler krizi fırsata çevirdi 09 Haziran 2013 11:22 İstanbul SPYD Başkanı Ünver, Gezi Parkı eylemlerine dair, "Safiyane başlayan toplumsal tepki, faiz cephesinin ekmeğine yağ sürdü ve faizciler krizi fırsata çevirdi"

Faizciler krizi fırsata çevirdi

09 Haziran 2013 11:22 İstanbul
SPYD Başkanı Ünver, Gezi Parkı eylemlerine dair, "Safiyane başlayan toplumsal tepki, faiz cephesinin ekmeğine yağ sürdü ve faizciler krizi fırsata çevirdi" dedi.
 

Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Arif Ünver Gezi Parkı eylemleriyle başlayan süreçte piyasada yaşananlarla ilgili, "Son derece safiyane başlayan toplumsal tepki ve gerginlik, faiz cephesinin ekmeğine yağ sürdü ve faizciler krizi fırsata çevirdi. Fakat bunun bedelini ülkemiz bütün unsurları ile hissetti" şeklinde konuştu.
"Açıkçası  döviz, faiz ve borsa üçgeninde en fazla olumsuz tepkinin faiz  ayağında olması tesadüf olarak değerlendirilemez" ifadelerini kullanan Ünver, toplumsal olayların, bazı çevreler tarafından kar elde etme amacıyla fırsata çevrilmeye çalışılmasında faizin çok önemli bir enstrüman olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
"Yaşanan toplumsal gerginliğin ekonomik boyutu bir kısım, 'oyuncu', 'manipülatör' ya da adını ne koyarsanız koyun, faiz cephesinin amacına ama bilerek ama bilmeyerek hizmet etmiştir. Toplumsal olayların, kar elde etme amacı ile fırsata çevrilmeye çalışılması, Türkiye’nin siyasal istikrarı dahil bütünsel istikrarı açısından da son derece tehlikelidir ve buradaki finansal araç faizdir."

09 Haziran 2013 15:29 Kudüs Her yıl düzenlenen ''Kudüs ışık festivali'' devam ediyor

Kudüs'te ışık festivali

09 Haziran 2013 15:29

Kudüs

Her yıl düzenlenen ''Kudüs ışık festivali'' devam ediyor.

Eski şehrin içerisinde yapılan etkinlikler çerçevesinde gösteriler beyaz, mavi ve yeşil hatlar üzerinde yapılıyor. festivalde eski şehir rengarenk ışık oyunlarına sahne olurken festivale turistler yoğun ilgi gösteriyor.

Hak ararken başkalarının hakkını ihlal etmemeliyiz 09 Haziran 2013 14:19 HATAY Adalet Bakanı Ergin, "Hak, özgürlük arıyorsak bunları ararken başkalarının haklarını ihlal etmememiz gerekiyor"

Hak ararken başkalarının hakkını ihlal etmemeliyiz

09 Haziran 2013 14:19 HATAY
Adalet Bakanı Ergin, "Hak, özgürlük arıyorsak bunları ararken başkalarının haklarını ihlal etmememiz gerekiyor" dedi.
 

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, trafik kazasında hayatını kaybeden MHP Hatay Genel Meclisi Üyesi Şıhça Şahan ile Reyhanlı patlamalarında ağır yaralanan ve Adana'daki tedavi sırasında yaşamını yitiren Mustafa Kuday'ın ailesine taziyede bulundu.
 Taziyelerin ardından Ergin, AK Parti Reyhanlı Başkanlığında partililerle biraraya geldi.
Taksim Gezi Parkı olaylarıyla ilgili gazetecilerin sorularını da  yanıtlayan Ergin, şunları söyledi:
"Hak, özgürlük arıyorsak bunları ararken başkalarının haklarını ihlal etmememiz gerekiyor. Evet hak arama özgürlüğü kutsaldır, aranmalıdır ama 'ben bu hakkı arıyorum' diyerek kimse zulüm, eziyet yapma hakkına sahip değildir. Başkalarının hukukuna saygısızlık yapma hakkın yok. Benim özgürlük alanım sizin özgürlük sınırınızın başladığı yere kadardır. Ben sizin alanınıza müdehale ettiğim anda orada huzur, barış, adalet kalmaz. Onun için kamu otoritesi, devlet bu sınırlara tecavüzü önlemek için vardır, her bireyin de kendi içerisinde değerli kıymetli görüşleri vardır. Benim görüşüm önemlidir diyebilirsiniz ama görüşüme katılmazsanız ben şiddet uygularım dediğiniz anda siz toplumun huzurunu sabota etmiş olursunuz."
Demokrasinin herkesin doğuştan sahip olduğu temel hakları özgürce kullanabilmesi olduğunu fakat bunların meşru zeminde olması gerektiğini vurgulayan Ergin,  "Hak arayışımız meşru zeminin dışına çıktığı anda meşruyetini kaybeder. Onun için hak aramaya, evrensel hukukun gereklerini yerine getirmeye evet ama toplumda kaos oluşturacak adımlara, çarşıda esnafın camını, çerçevesini indirmeye, insanların arabalarını yakmaya, evde ders çalışan çocuklarımızın çalışma ortamını sabota etmeye hayır. Hak arama özgürlüğüne sonuna kadar evet ama meşru sınırlar içerisinde. Bu meşru sınır da bir başkasının hakkını ihlal etme sınırıdır, o sınırı geçmeyeceğiz" diye konuştu.
Reyhanlı patlamayı anımsatan  Ergin, "Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle çok önemli bir konumda. Bu cografyada gerek Balkanlar gerek Kafkaslar gerekse de Ortadoğu olsun bu bölge içinde hem istikrarlı hem yüksek hızla gelişen ve huzurun en yüksek olduğu bir cografya. Ama bu süreçte bölgede önemli bir potansiyel ve güç oluşturan Türkiye'nin bu ilerleyişine engel olma gayretleri var. Reyhanlı patlaması bunun bir adımıydı ama Reyhanlıların sağduyusuyla, metaneti, sabrı ve hadiselere yaklaşmasıyla örnek bir tavır ortaya koydu. Reyhanlı patlamasıyla sağlanmaya çalışan ortam sağlanamadı. Bu defa başka vesilelere tevessül ediliyor" dedi.
Ergin, açıklamasının ardından patlamada zarar gören Reyhanlı esnafını ziyaret etti.