BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

6 Haziran 2013 Perşembe

06 Haziran 2013 13:44 İzmir İzmir Valisi Toprak, sosyal medya gözaltılarına dair "Tespit edilen twetter ve facebook içeriklerinde ayaklanalım, yakalım, yıkalım şeklinde ifadeler var"


Atılan tweetlerde "yakalım, yıkalım" ifadeleri var

06 Haziran 2013 13:44 İzmir
 
İzmir Valisi Toprak, sosyal medya gözaltılarına 
 
dair 
 
"Tespit edilen twetter ve facebook içeriklerinde 
 
ayaklanalım, yakalım, yıkalım şeklinde ifadeler 
 
var" 
 
dedi.




İzmir Valisi Mustafa Toprak, Şükrü Ünsal Polis Meslek Yüksekokulu'nda düzenlenen mezuniyet töreni sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İzmir'de, Taksim Gezi Parkı olayları sırasında sosyal paylaşım siteleri üzerinden "halkı galeyana getirici ve olayları büyütücü paylaşımlar yapıldığı" iddiasıyla ilgili yapılan gözaltı işlemine ilişkin soru üzerine Vali Toprak, bu konuda 38 kişiye yönelik yürütülen çalışmanın söz konusu olduğunu bildirdi. 
Bu çalışmanın kamuoyunda yanlış anlaşılmaması gerektiğini dile getiren Toprak, şunları söyledi: 
"Şüphesiz ki sosyal medyada haberleşmek, ileti atmak almak, onda bir problem yok yanlız,  bunların halkı galeyana getiren suç unsuru içerecek şekilde bir takım söylemler, 'yakmak, yıkmak talan etmek' şeklinde bazı içerikler var dolayısıyla bunların üzerinde hassasiyetle durulması gerekiyor."
Neticede bunların Türk Ceza Kanunu'na göre suç oluşturup oluşturmadığının, adli mercilerin değerlendirmesine tabi olduğunu kaydeden Toprak, "Bunu, bu şekliyle algılamak lazım. Yoksa şöyle bir yanlış algıda oluşturmamak lazım, 'twetter ve facebookta milyonlarca insan var, bunların hepsiyle ilgili bir işlem mi yapılıyor?' Böyle bir yanlış noktaya da gitmemek lazım. Konu şu tespit edilen twetter ve facebook içeriklerinde hakikaten bir 'ayaklanalım, yakalım, yıkalım, basalım, polis buradan çekiliyor gidip yakalım' şeklinde bir takım ifadeler var. Ben bir kaç örneğini ifade ediyorum bunların kanun nezdinde ne anlama geldiği şüphesiz ki adli mercilerin işidir" şeklinde konuştu.
Sivil kıyafetli kişilerin olaylara müdahalesi
Vali Toprak, İzmir'de meydana gelen olaylara müdahalede, resmi polislerin yanı sıra sivil kıyafetli ve ellerinde sopa bulunan kişilerin yer aldığının basına yansıması konusunda ise bu konunun araştırılması için müfettiş taleplerinin söz konusu olduğunu hatırlattı. 
Medyaya yansıyan görüntülerde yer alan kişilerin kimler olduğu, bunun nasıl olduğu konularında hiçbir eksik kalmamak kaydıyla soruşturulmak üzere İçişleri Bakanlığı'ndan bir mülkiye başmüfettişi ile emniyet müfetişleri görevlendirilmesini talep ettiklerini hatırlatan Toprak, "Sayın Bakanımız da bunları acilen görevlendiriyor. Bir kısmı geliyor, diğerleri de gelmek üzere. Dolayısıyla en kısa zamanda gelip göreve başlayacaklar. Bu noktada, sizlerin de dile getirdiğiniz bilgiler, bulgular ciddiyetle üzerinde durularak incelenecek. Bunun da böyle olması gerekiyor" dedi.

150 bakanımızı bir Erdoğan için teklif ediyoruz 06 Haziran 2013 15:40 Saraybosna Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da "Gezi Parkı"ndaki eylemlere destek için gösteri yapan Türk vatandaşı Boşnakların tepkisiyle karşılaştı

150 bakanımızı bir Erdoğan için teklif ediyoruz

06 Haziran 2013 15:40 Saraybosna

Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da "Gezi Parkı"ndaki eylemlere destek için gösteri yapan Türk vatandaşı Boşnakların tepkisiyle karşılaştı.


 

Aralarında Sırp, Hırvat ve Boşnaklar'ın da bulunduğu küçük bir grubun Saraybosna'da Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara destek vermesi ilginç tartışmalara yol açtı.

Saraybosna Çocukları Meydanı'nda düzenlenen eylemde, göstericilerin arasında bulunan bir Türk vatandaşı, Türkiye'de yaşanan olayları Bosna Hersek'te yayın yapan Hayat TV'ye değerlendirdiği sırada yanına gelen Boşnak Muhammed Şabanoviç'ten tepki gördü.

Şabanoviç, Türk vatandaşına sertçe, kim olduğunu ve neden Saraybosna'da böyle bir eylem yapmak istediğini sordu. Boşnak halkının, Türkiye'yi, Türk halkını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı çok sevdiğini ifade eden Şabanoviç,  böyle bir eylemi Saraybosna'da gerçekleştirmeye kimsenin hakkı olmadığın söyledi. Şabanoviç, "Böylesi bir eylemin asla ve asla Boşnaklar'la bir ilgisi yoktur. Bu tutum bizi yansıtmıyor" dedi.

Muhammed Şabanoviç'in tepkisi üzerine Türk vatandaşı, eylem yapan Türk halkını desteklemek amacıyla toplandıklarını belirterek, "Saraybosna'da yaşıyorum, ancak Türk halkına buradan da destek vermek istiyoruz. Bu beyefendi, kızarak bana tepki gösterdi. Çünkü Türkiye'deki her kesimin iyi şartlarda yaşadığını düşünüyor" diye konuştu.

"Benim duruşum Boşnaklar'ın ortak duruşudur"

Muhammed Şabanoviç AA muhabirine yaptığı açıklamada,  Türkiye’deki eylemlerde, polis memurunun bir çocuğu kovaladığını gösteren, fotomontaj yöntemiyle hazırlanmış bir fotoğrafın servis edildiğini gördüğünü ve bu duruma çok sinirlendiğini bildirdi.

 ''O yüzden duygusal davrandım ve içimden geldiği gibi tepki verdim. Benim gösterdiğim tepkinin Boşnaklar’ın ortak duruşu olduğunu düşünüyorum" diyen Şabanoviç,  "Türkiye’deki kardeşlerimize destek vermek istedim. Bizzat Bosna savaşını yaşamış ve savaşta 3 kez yaralanmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, benim için vizyon sahibi birisidir. O, Balkanlar’da barış için çabalıyor. Bizi, komşularımızla barıştırmak adına çabalaması beni memnun ediyor. Böylesi bir liderin, büyüklüğünü hala anlayamayan insanların olması beni saşırtıyor.
Burada gösteri yapmak isteyen Türk, önce Boşnaklar'ın duruşuna zarar veriyor. Saraybosna'da bir Türk'ün, Erdoğan'ı protesto etmesi öncelikle Boşnaklar'a zarar veriyor. Şahsen, Recep Tayyip Erdoğan için en iyisini diliyorum. Benim Türk halkına mesajım şudur; Manipülasyonlara kulak asmayın. Önünüzdeki çizilmiş yolun inşasına devam edin. Büyük bir güç olun. Bu, Bosna Hersek’teki kardeşlerinizin de barış içerisinde yaşamasına yardımcı olacaktır."

" 150 bakanımızı bir Erdoğan için teklif ediyoruz"

Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enes Durmişeviç ise Türkiye'de son günlerde yaşanan olayları büyük bir üzüntüyle televizyon ekranlarından izlediğini belirtti.

Türkiye'deki eylemleri, demokrasi karşıtlarının bir oyunu olarak nitelendiren Durmişeviç, şöyle konuştu:

"Onlar demokrasiyi, demokratik olmayan yollarla arıyorlar. Seçime gitsinler. Sandık her şeyi çözer. Erdoğan'ı beğenmiyorsanız, buyurun seçimler yaklaşıyor, sandığa gidin kendisinin yerine bir başkasını getirin. Demokratik araçlardan olmayan yıkma, yakma ve şiddetle herhangi bir değişiklik yapılamaz, ülkeye, ortak mallara zarar verilir. Eğer Erdoğan'la sorun yaşıyorsanız, bir Boşnak olarak, ülkemdeki karmaşık siyasi yapıdan dolayı, çeşitli düzeylerde görev yapan 150 bakanımızı bir Erdoğan'a değişirim. Böyle imkan olsaydı biz 150 bakanımızı bir Erdoğan için teklif ederdim.''

Tarihi Başçarşı esnafından Senad Dizdareviç, Başbakan Erdoğan'ın halkını uluslararası kredi kuruluşlarından kurtardığını ve ülkesinin itibarını artırdığını belirterek, "Erdoğan iyi olmasaydı, üst üste neden seçimleri kazanan taraf hep kendisi oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Boşnak Admir Hacipaşiç ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası nitelikte bir lider olduğunu ifade ederek, "Özellikle kardeş ve dost ülke olan Bosna Hersek'te seviliyor ve destekleniyor. Keşke bizim de öyle bir liderimiz ve Başbakanımız olsaydı" diye konuştu.

Bu milletin alın terini faiz lobisine yedirtmeyeceğiz 07 Haziran 2013 03:46 Başbakan Erdoğan Atatürk havalimanında kendisini karşılamaya gelen onbinlerce kişiye hitap etti

Bu milletin alın terini faiz lobisine yedirtmeyeceğiz

07 Haziran 2013 03:46 

Başbakan Erdoğan Atatürk havalimanında kendisini karşılamaya gelen onbinlerce kişiye hitap etti.

 

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk. Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile, çatışma ile işimiz olmaz, bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz olmaz. Biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, inşa ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik" dedi.

Fas, Cezayir ve Tunus'taki temaslarının ardından yurda dönen Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde AK Parti seçim otobüsünden kendisini karşılayanlara seslendi.

Erdoğan, sözlerine "Sevgili İstanbullular, çok değerli yol arkadaşlarım, ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarım, hepinizi hasretle ve muhabbetle selamlıyorum" diyerek başladı. Bu güzel İstanbul gecesinde muhteşem bir coşkuyu, sarsılmaz bir kararlılığı, bu heyecanı yaşattıkları için katılımcılara teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu gece sadece sizleri değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin her köyünde, her şehrinde nefes alıp veren canları, can kardeşlerimi selamlıyorum. Diz çökmüş, rabbimin huzurunda dua eden annelerimizi, ninelerimi, bacılarımı selamlıyorum. Alın terini ekmeğine katık etmiş çiftçi, köylü, tüm işçi, tüm emekçi kardeşlerimi selamlıyorum. Türkiye kadar büyük, Türkiye kadar vakur, Türkiye kadar ağırbaşlı genç kardeşlerimi selamlıyorum. Şu anda İstanbul'dan, İstanbul'un kardeşi Saraybosna'yı, Bakü'yü, Beyrut'u, Kahire'yi, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Şam'ı, Gazze'yi, Ramallah'ı, Mekke ve Medine'yi selamlıyorum. Elbette İstanbul'u tekrar tekrar selamlıyorum, her semti ile her mahallesi ile her sokağı ile İstanbul'u yürekten selamlıyorum."

Bunların hepsi geçer dediler

Başbakan Erdoğan, bugün uzaktan, uzak diyarlardaki kardeşlerinden selamlar getirdiğini belirterek,  "Sizlere Fas'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim, sizlere Cezayir'deki kardeşlerimin selamlarını getirdim, sizlere Tunus'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim. Değerli kardeşlerim, Allah kardeşliğimizi daim etsin inşallah. Rabbim birliğimizi, dayanışmamızı, muhabbetimizi daim etsin inşallah. Oradaki kardeşlerimiz, oradaki yöneticilerimiz hep şunu söylediler; 'Bunların hepsi geçer' dediler. 'Çünkü biz size inanıyoruz' dediler" diye konuştu.

Faiz lobisine rağmen buralara geldik

Yunus Emre'nin "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" sözünü anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk. Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile çatışma ile işimiz olmaz, bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz olmaz. Kardeşlerim, biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, inşa ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi altını çiziyorum; faiz lobisine rağmen buralara geldik. Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini zannediyor. Şunu bir defa çok iyi bilmeleri lazım; bu milletin alın terini onlara yedirtmeyeceğiz. Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar karşısında bizi bulacaklardır."

76 milyonun hizmetkarıyız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere Türkiye ekonomisini büyüterek geldiklerini vurgulayarak,  "Bizim karşımıza geldikleri zaman 'Sizin zamanınızda 5 kat daha zengin olduk' diyenler, işte bugünlerde bizle uğraşmaya başladılar. Biz buralara insanımızı yücelterek geldik. Artık dünya Türkiye'yi, Türk insanını konuşuyor. Böyle bir dönemde nereden çıktı bu işler? Biz bugünlere 'ya sabır' diyerek, 'sabreden zafere ulaşır' diyerek geldik. Herkes şunu bilsin, biz Türkiye’yi kardeşlik üzerine inşa ederek, kardeşlikle büyüterek, kardeşliği yücelterek bugünlere geldik. 76  milyonun hiçbir ferdini ayırt etmedik. Birileri diyor ki, 'Başbakan yüzde 50’nin başbakanı olduğunu söylüyor'. Elinize, dilinize dursun. Biz bugüne kadar 76 milyonun hizmetkarı olduğumuzu söyledik. Türkiye’nin en batısından en doğusuna kadar ayırt etmeden hizmet götürdük" dedi.

Eylemler derhal son bulmalıdır

Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, "Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" diye konuştu.


"Kamu kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı polisimiz görevini yapmıştır'' diyen Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:




 

''Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya da hakkı yoktur."

Burası yol geçen hanı değil

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu polis kimin polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin karşısına dikiliyor, yeri geliyor vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar? 'Polisi çekin' Ne olacak? Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir" dedi.

Erdoğan, şunları söyledi:

 "Gezi Parkı'nda sayıları 15'i bulmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler, bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse, benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir.

Emaneti veren millettir, emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk, bundan sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."

Biz Asım'ın nesliyiz

76 milyonu ayırt etmeden hizmet götürdüklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Hakkari ve Şırnak'taki havaalanlarını örnek göstererek, iktidara geldiklerinde ülkede 26 havaalanı bulunduğunu, bugün ise bu rakamın 50'ye ulaştığını ifade etti.

"Bizim karşımıza dikilenler, bu hizmetler için değil, bu hizmeti kimler yapıyor, onun için dikildiler" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

 "Kim yapıyor? 'AK Parti yapıyor. AK Parti iktidarı yapıyor. Öyleyse biz bir yerden bir şeyler yapıp, sandıkta başaramadığımızı sandık dışı yollarla yapacağız' dediler. Kimsenin etnik kökeni, kimsenin inancı, kimsenin mezhebi, ideolojisi, düşüncesi bizim nezdimizde ötelenmiş değildir. Çünkü biz, bu milletin -dikkat edin 50 milyonun demiyorum veya yüzde 50'nin demiyorum, 76 milyonun efendisi değil, hizmetkarıyız. Biz birlikte Türkiye'yiz. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Türkiye'de yaşanan hadiseleri, bütün tarafsızlığımızla - bizim anlayışımız bu- okuruz, analiz ederiz, değerlendiririz, ondan sonra da adımımızı atarız. AK Parti iktidarının başarısı gerginlik, çatışma kutuplaşma asla değildir. Ancak şunu bilmeleri lazım biz Asım'ın nesliyiz."  kullandı. 

"Asım'ın nesli nedir? Birilerinin işine gelmeyebilir. Ne diyor Akif?" diye soran Erdoğan, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam/Zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem/Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım/Boğamazsam hiç olmazsa yanımdan kovarım... Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?/Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/Adam aldırma da geç git! , diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" şeklindeki şiirini okudu.

 Hedef, ileri demokrasi dedik 

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz nasıl demokrasiye, seçime, milli iradeye saygılıysak, herkesten ama herkesten çok haklı olarak bize de saygılı olmalarını istiyoruz. Biz, yola çıkarken bir şey söyledik, 'Hedef, ileri demokrasi' dedik. Bunu başaracağız. Kardeşlerim; emaneti veren millettir. Emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk bundan sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."

 Taksim Gezi Parkı olaylarıBaşbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olaylarına ise şu sözlerle değindi:

"Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin bu ülkede hukuksuzluk yapmasına, demokrasiye kast etmesine, vandallıkla yakıp yıkmasına, şehirlere, kamu mallarına, insanımıza zarar vermesine göz yumamayız. Şimdi, Gezi Parkı'nda sayısı 15'e bile varmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Şimdi ben buradan bir şey söyüyorum. Kardeşlerim; bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir. Bu polis kimin polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin, vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar;  'Polisi çekin'. Ne olacak? Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Kamu kurumlarına, kamu araçlarına,  sivil vatandaşlarımızın araçlarına varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı polisimiz görevini yapmıştır. Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Başbakan vekilim de bunu söyledi. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya da hakkı yoktur. Kardeşlerim, başkomiserimizin daha doğmamış bebeği anne karnında yetim bırakıldı. Çoğu polis, bine yakın vatandaşımız yaralandı.  Şehirler yağmalandı, dükkanlar yağmalandı, esnafa zarar verildi. Bunlar Türk bayrağını yakacak kadar azgınlaştılar ve utanmadan, sıkılmadan Türk bayrağını gezdirenler bunlara ne yazık ki oyuncak oldu."

Erdoğan'ın bu sözleri "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganıyla kesildi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sokaklarda kağıt toplayarak hayatını idame ettirmeye çalışan gencimiz, ona da kast ettiler. Kardeşlerim; gazeteciyim diyerek, sanatçıyım diyerek, siyasetçiyim diyerek son derece sorumsuz bir şekilde nefretin, ayrımcılığın, hukuksuzluğun, kışkırtmanın alasını yaptılar. Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır. Samimi hissiyatlarla çıkıp, terör örgütlerinin aracı olan vatandaşlarımız, asıl oyunu görüp bu hukuksuzluktan uzak durmalıdır. Benim masum vatandaşlarım bu kirli oyundan, bu siyaset mühendisliğinden, demokrasiye yönelik bu hukuksuz gösterilerden kendilerini ayırmalıdır. Her ne yapacaksak demokrasi içinde yapacağız, her ne yaparsak hukukla yapacağız. Bunun dışındaki her yolu, 76 milyon hep birlikte gayri meşru görecek, 76 milyon hep birlikte bunun karşısına dikileceğiz."

 Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez

Kendisini desteklemek için Atatürk Havalimanı'na gelenlere seslenen Erdoğan, "Sevgili kardeşlerim, siz 10 gün boyunca, vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselimden taviz vermediniz. Şimdi buradan evlerimize dağılacağız; vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselim ve sağduyudan asla taviz vermeyeceğiz. Sizin elinizde tencere tava yok değil mi? İşte bu çok önemli. Siz sokaklarda tencere tavayla dolaşanlardan değil, bu gençlik, elinde bilgisayarıyla dolaşanlardan bir gençlik olacak. Büyük Türkiye'nin büyük gençleri olarak, büyük Türkiye ülkesi için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.  Gençler, kardeşlerim, siz, mazlumların umudusunuz. Siz, Ortadoğu'nun, Balkanların, Afrika'nın örnek gençlerisiniz. Siz büyük düşüneceksiniz. Siz büyük adımlar atacak, büyük hedeflere koşacaksınız. Siz oyuna gelmeyecek, aldanmayacak, aldatmayacaksınız. Gençler, her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında Türkiye'nin bütün gençliğini kucaklıyorum. Anadolu'daki, Trakya'daki Türk kardeşlerimi, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimi gönülden selamlıyorum. Sevgili İstanbullular, emin olun Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez. Şehit başkomiserimizi, hayatını kaybeden 2 gencimizi rahmetle yad ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını, Necip Fazıl Kısakürek'in "Mehmedim sevinin başlar yüksekte/Ölsek de sevinin eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır tümsekte/Yarın elbet elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir" şeklindeki dizeleriyle tamamladı.

"Bizim yürüyüşümüzde istikrar vardır"

Atatürk Havalimanı'nda kendisini bekleyenlere seslendikten sonra Üsküdar Kısıklı'daki konutuna seçim otobüsüyle geçen Erdoğan, burada da vatandaşlara hitap etti.

"Sevgili komşularım" diyerek sözlerine başlayan  Erdoğan, "Türkiye seninle gurur duyuyor" şeklindeki tezahürata da "Biz sizlerle gurur duyuyor, iftihar ediyoruz" diyerek karşılık verdi.

Başbakan Erdoğan, "Dik dur eğilme, bu millet seninle" şeklindeki tezahüratın ardından sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar hep dik durduk ama dikleşmedik. Bütün olanlar, bütün bitenler, hepsi bir kenara ama şunu bilmenizi istiyorum. Biz sizlere yola çıkarken ne vadettiysek bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da onları yapmaya devam edeceğiz. Şunu da söylüyorum, biz hiçbir adımı, istişaresini yapmadan atmadık. Birilerinden izin almak suretiyle de bu ülkede hizmet etmek gibi derdimiz yok. Kendilerinden izin alınmasını isteyenler, bu ülkede taş üstüne taş konulmasını istemeyenlerdir. Şunu çok açık net söylüyorum; yeşili sevmekse, o bizim derdimizdir. Yeşili bu ülkede, on yıllar boyu bizim gibi seven çıkmamıştır. Çevre dostu olmaksa, çevre dostu olanlara diyorum ki; siz bizden daha iyi dost bulamazsınız. Bizim yanımızda olun. Çünkü şu anda sizin yanınızdaymış gibi görünenlerin çevrecilikle yakından uzaktan alakası yok. Onlar kaldırım taşlarını sökmek suretiyle, vatandaşın aracını gerecini, kamu araçlarını yakıp yıkmak suretiyle acaba böyle mi çevrecilik yapıyorlar? Hiç endişeniz olmasın, biz kardeşlerim, mehter takımını çok severiz ama mehter takımı gibi iki ileri bir geri gitmeyiz. Çünkü bizim yürüyüşümüzde istikrar vardır, bizim yürüyüşümüzde güven vardır. Şunu da söylüyorum; bunu tekrar ediyorum -havaalanında da söyledim- bu mücadelenin karşısında iyi bilin ki faiz lobisi vardır. Bugün ABD'deki gazetelerde ilan verme gayretine girenler, bu lobinin ta kendileridir. Türkiye'de işlerini bitirdiler şimdi orası öyle mi? Bütün bunlar acaba niçin bizim ABD seyahatimizden sonrasına denk geldi? Hazmedemediler. Türkiye'nin dünyadaki şu gelişen gücünü kimse küçültemeyecek. 

Türkiye büyüyor. 

Evelallah büyümeye devam edecek. 

Hiç endişeniz olmasın. 

Rahat olun, huzurlu olun, emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz."

07 Haziran 2013 02:52 Başbakan Erdoğan Atatürk havalimanında kendisini karşılamaya gelen onbinlerce kişiye hitap etti

Bu milletin alın terini faiz lobisine yedirtmeyeceğiz

07 Haziran 2013 02:52 

 

Başbakan Erdoğan Atatürk havalimanında 

 

kendisini karşılamaya gelen onbinlerce kişiye 

 

hitap etti.

Başbakan Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu Tunus'tan Türkiye'ye döndü. 

 

Binlerce kişi Erdoğan'ı karşılamak üzere havalimanına akın etti. 

 

 Havalimanında kendisini bekleyen binlerce kişiye seslenen Başbakan Erdoğan, 

 

"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk. 

 

Ama dik durduk, dikleşmedik.

 

 Bizim kavgayla işimiz olmaz, bizim çatışmayla işimiz olmaz. 

 

Bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmayla, kırıp dökmekle işimiz olmaz" 

 

 diye konuştu.

 

Faiz lobisine rağmen buralara geldik

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 

 

"Biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, Türkiye'yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi altını çiziyorum;

 

 faiz lobisine rağmen buralara geldik.

 

 Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini zannediyor. 

Şunu bir defa çok iyi bilmeleri lazım. 

Bu milletin alın terini biz onlara yedirtmeyeceğiz"

 dedi.

 Emaneti veren millettir

 Başbakan Erdoğan, 

 

"Emaneti veren millettir, emaneti alacak olan da sadece millettir. 

 

Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz. 

 

Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 

 

10.5 yıl geçti. 

10.5 yıl boyunca bu emaneti 

kutsal bildik, canımız gibi koruduk, bundan 

sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz" 

 

diye konuştu.

 

Polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemli

 

Erdoğan,

 

 "Gezi Parkı'nda sayıları 15'i bulmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler, bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 

 

2 gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. 

 

Bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse, benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir"

 dedi.

Çevre duyarlılığı olanları tenzih ederim ama ''aşırı uçlar'' işin içinde 06 Haziran 2013 15:50 Tunus Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı olaylarına ilişkin "çevre duyarlılığı olan vatandaşları tenzih ederek" bazı terör gruplarının işin içinde olduğunu söyledi

Çevre duyarlılığı olanları tenzih ederim ama ''aşırı uçlar'' işin içinde

06 Haziran 2013 15:50 Tunus

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı olaylarına ilişkin "çevre duyarlılığı olan vatandaşları tenzih ederek" bazı terör gruplarının işin içinde olduğunu söyledi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Tunus İkinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey Toplantısı'nın ardından Tunus Başbakanı Ali el-Urayyid ile ortak basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.

Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Taksim Dayanışması üyeleriyle dün gerçekleştirdiği görüşmede dile getirilen talepler ve Taksim Yayalaştırma Projesi'nin İstanbul'da referanduma sunulmasına  ilişkin soru üzerine Başbakan Erdoğan, Arınç'ın gerekli açıklamaları yaptığını, heyetin de görüşmenin ardından basın toplantısı düzenlediğini anımsattı.

Erdoğan, "Bizim bu konuda söylediklerimiz bellidir. Biz siyasetimizi, 'Ne aldatan olacağız ne de aldanan olacağız' ilkesi üzerine inşa ediyoruz. Bu şekilde de yürütüyoruz. Bu konuyla ilgili bir referandum ifadesi kullandık ama Bülent Bey'i ziyarete gelenler, 'Bu tür konular refaranduma götürülemez' diye bir açıklama yaptılar. Şimdi bu tür şeyleri böyle bir yarışa sokmanın anlamı yok. İlla 'Şunu alırsam şunu veririm, şunu verirsen bunu isterim' gibi bir mantıkla devlet yönetilemez" dedi. 

Çevre duyarlılığı olan vatandaşlarımı tenzih ederim

Bir gazetecinin, "Taksim'deki olaylarda samimi vatandaşların provokatörlerden ayrılması gerektiğini vurguluyorsunuz. Barışçıl gösteriler devam ederken, çatışma görüntüleri de gelmeye devam ediyor. Nitekim Adana'da bir polisin şehit olduğu haberi geldi. Taksim'de de 10 civarında çeşitli yabancı uyruklu ve diplomat pasaportlu kişinin yakalandığı bilgisi geliyor. Bu bilgi size ulaştı mı? Bunlar Taksim'de hangi amaçla bulunuyordu, açıklık getirebilir misiniz" şeklindeki sorusuna Erdoğan, şöyle yanıt verdi: 

"Daha önce ifade ettim, bu olaylara karışan, çevre duyarlılığı olan vatandaşlarımı tenzih ederim. Bir şeyi ısrarla söyledim, 'aşırı uçlar' dedim. Hatta bunların içerisinde terör gruplarına karışanlar olduğunu dedim. Nitekim daha önce ABD Büyükelçiliğini basan malum terör örgütü mensupları bu işin içerisinde. Meydanlarda, gerek sosyal medyada bütün her şeyiyle yakalandılar. Bunlar bizim için biliniyor. Kamunun araç gereçlerini yakanlar, halkın araç gereçlerini yakanlar, esnafın dükkanının camını, çerçevesini indirenler, otobüs duraklarını yakıp yıkanlar, bütün bunlar çevreye duyarlılığın ifadesi değildir. Çevreye duyarlılığı olanlara saygım var, sevgim var."

İktidarlarının çevre konusunda da önemli hizmetler yaptığını, 10 yıl içerisinde 2 milyar fidan, 800 milyon da 3 yaş grubu üstü ağaç diktiklerini belirten Erdoğan, "Bizim Taksim meydanındaki projemiz tarih, kültür ve çevreyi  bir araya getiren bir projedir. İstanbulumuza yakışan yayalaştırma projesi kapsamında büyükçe meydanı, İstanbulumuzu süratle kavuşturmaktır. Bunu yaparken çevre bilinciyle, tarih bilinciyle, kültür bilinciyle bunları bir araya getiriyoruz. Bunları yaparken AKM için yaptığım açıklama var hatırlayın. 'AKM binasının yıkılacağını' söyledim, yeni bir ifade değil bu. Buraya da boşlukları da katmak suretiyle dev bir opera binası yapacağımızı söyledik" diye konuştu. 

Mevcut AKM binasının deprem açısından sıkıntılı olduğunu ve uzun yıllardır kullanılmadığını hatırlatan Erdoğan,  "Bizler çevre ve şehir bilinciyle 'Taksim Meydanını nasıl güzel hale getirebiliriz' diye, vatandaşlarımızın çoluğuyla çocuğuyla o meydanda, o eserlerin alanında, değişik ağaçların dikilmiş olduğu meydanda, gezip tozmasına imkan sağlayacak adımları attık" değerlendirmesinde bulundu. 

Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ni yaparken de kendilerine karşı eylemler düzenlendiğini anımsatarak, "(Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nu yıkacak yerine cami yapacak) dediler. Ne oldu?  Bunun yerine çok daha büyük tiyatro yapacağız dedik. Şimdi ne var orada? Muhsin Ertuğrul Tiyatro Merkezi çok daha büyük sahnesiyle buradaki izleyicileriyle farklı, modern bir Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu var. Bunların derdi başka. AK Parti iktidarı güzel şeyler yapıyor, (bunları AK Parti yapamaz), dolayısıyla (bunun önünü keselim) diyorlar.

"Biz hiçbir zaman kendi tabanımızı meydanlara dökmedik"

Tunuslu bir gazetecinin "Başbakan Yardımcısı Taksim'deki olaylarda aşırı güç kullanmaktan dolayı özür diledi. Siz bu özrü kabul ediyor musunuz" sorusunu yanıtlarken de Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi Başbakan vekilimin yapmış olduğu açıklama oradaki biber gazlarıyla ilgilidir.  Siz bizi iyi takip etmiyorsunuz. Daha önce ortak yayında zaten bu ifadeleri kullandım. Aşırı biber gazının kullanımından dolayı rahatsız olanlara yönelik özür beyanını ben de kullandım. Bunu ifade ettim. Fakat bir gerçeği hep birlikte teyit etmemiz gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde, gelişmiş ülkeler arasında biber gazı kullanmayan hiçbir ülke yoktur. Bir gerçeği ifade etmek lazım; hiçbir hak hukuk dışı yollarla aranmaz, hukuk içinde aranır. Eğer toplantı yapacaksanız bu işin meydanları bellidir. Oralarda gider yaparsınız. Gösteri yürüyüşü yapmak isterseniz yeri bellidir. Ben istediğim yerde toplantı, miting yaparım, yakarım, yıkarım buna kimsenin hakkı yok. Biz 21,5 milyon oy almış bir partiyiz. Yüzde 50 oy oranı olan partim kapatılmakla karşı karşıya kaldı. Partimizin kapatılmasıyla ilgili adımda da biz hiçbir zaman kendi tabanımızı meydanlara dökmedik. Biz hukuk içinde mücadelemizi verdik. Sonunda da yargı neticede AK Parti'nin kapatılması noktasında atılan adımı ters düz etti ki biz 330'a yakın milletvekili olan iktidar olmamıza rağmen böyle adım atıldı. Biz çoğunluğun, azınlığa tahakkümüne karşıyız ama kusura bakmasınlar azınlığın çoğunluğa tahakkümünü hiç kabul etmeyiz. Bu gerçeği de görmemiz lazım. Şu anda yapılan da çoğunluğu koruma adınadır, İstanbulumuzun güzelliğini koruma adınadır. Bu süreci de bu şekilde devam ettiriyoruz, ettireceğiz."

"Para civa gibidir, kendisi için en uygun zemini nerede bulursa oraya kaçar"

Başbakan Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken de Tunus'a hükümet heyetiyle 215 iş adamının da geldiğini hatırlatarak, "Özellikle, buradan Tunus bürokrasisine seslenişim olacak; mümkün olduğunca işler kolaylaştırılırsa bu yatırımlar çok daha hızlanır. Bunlardan netice almak da mümkün olur. Para civa gibidir, kendisi için en uygun zemini nerede bulursa para oraya kaçar. Sermaye oraya kaçar. Bunu bu şekilde bilmemiz gerekir" diye konuştu. 

İmzalanan anlaşmalar

Türkiye-Tunus İkinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey Toplantısı'nın ardından Başbakan Erdoğan ile Tunus Başbakanı el-Urayyid nezaretinde eylem planı ve anlaşmalardan oluşan 21 metne imza atıldı.

Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı el-Merzuki'yle görüştü

Başbakan Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki'yle görüştü.

Kartaca Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme, yaklaşık 45 dakika sürdü. 

Başbakan Erdoğan, görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Merzuki'nin, onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı.

Erdoğan daha sonra Tunus Ulusal Kurucu Meclis Başkanı Mustafa Bin Cafer  ile görüştü.

Türkiye ve Tunus'tan 27'şer belediye kardeş kent protokolü imzalandı

Türkiye ve Tunus'tan 27'şer belediyenin kardeş kent protokolünün imzalandığı törende konuşan Başbakan Erdoğan, oldukça duygulu olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Zaten kardeştik şimdi belediyelerimizle ayrıca kardeş olduk. Yani gerçek kişiden tüzel kişiliğe kardeşlik. Şehirlerin kardeşliği hayırlı olsun" dedi.

Tunus'un sembolik anahtarı hediye edildi

Törende, daha sonra Tunus Belediye Başkanı Seyfullah el-Asram, Başbakan Erdoğan'a belediyenin ve kentin sembolik anahtarını takdim etti.

Tören'de İstanbul, Kahramanmaraş, Keçiören, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Meram, Burdur, Odunpazarı, Samsun, Sakarya, Canik, Selçuklu, Sincan, Şanlıurfa ve Trabzon Büyükşehir Belediyesinin, Tunus'tan başkent Tunus Belediyesi'nin de dahil olduğu 27 belediye ile Kardeş Kent Protokolü imzalandı.

Törende ayrıca Türkiye Belediyeler Birliği ile Tunus Kentler Birliği arasında işbirliği anlaşması imzalandı.

Tunus'taki temaslarını tamamlamasının ardından Kartaca Başkanlık Havaalanı'ndan özel uçak "ANA" ile yurda dönmek üzere TSİ 23.30'da hareket eden Erdoğan'ı, Tunus Başbakan Yardımcısı Nureddin Bahrini ve diğer ilgililer uğurladı.

Başbakan Erdoğan'a çoşkulu karşılama 07 Haziran 2013 00:57 Başbakan Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu Tunus'tan Türkiye'ye döndü. Binlerce kişi Erdoğan'ı karşılamak üzere havalimanına akın etti

Başbakan Erdoğan'a çoşkulu karşılama

07 Haziran 2013 00:57 

Başbakan Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu Tunus'tan Türkiye'ye döndü. Binlerce kişi Erdoğan'ı karşılamak üzere havalimanına akın etti.

 


Tunus'taki temaslarını tamamlayan Başbakan 

Recep Tayyip Erdoğan yurda döndü. 

Başbakan 

Erdoğan'ı Atatürk havalimanında yüzlerce kişi 

karşılamak üzere toplandı.


Erdoğan'ı bekleyen kalabalık, Atatürk 

Havalimanı Devlet Konukevi'nin önünü 
tamamen doldurdu. 


Türk bayrakları ve AK Parti flamaları taşıyan 

 

grup, Başbakan Erdoğan lehine coşkulu 

 

tezahüratlarda bulunuyor. 

 

Zaman zaman havai fişekler atılıyor. Alana, 

 

Başbakan Erdoğan'ın meydanlarda kalabalığa 

 

seslendiği seçim otobüsü de getirildi. 

 

Başbakan Erdoğan ve beraberindekilerin çıkış 

 

yapabilmesi için alanda polis koridoru da 

 

oluşturuldu. 

 

 

 

 

Başbakan Erdoğan'ın kardeşi Mustafa 

 

Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan, Sağlık Bakanı 

 

Mehmet Müezzinoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve 

Başmüzakereci Egemen Bağış, Kültür ve 

 

Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel 

 

Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti 

 

İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu ile bazı 

 

milletvekilleri de Atatürk Havalimanı'na geldi.

 

 


 

Havalimanına geliş yolunda trafik yoğunluğu 

 

 

 

yaşanırken, çok sayıda canlı yayın aracı da 

 

bölgeden yayın yapıyor.