BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Haziran 2013 Cuma

15 Haziran 2013 08:07 İSTANBUL AB Bakanı Bağış, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararın hiçbir yaptırım gücü olmadığını belirterek "Bu kararın Türkiye’ye herhangi bir şekilde tebliğ edilmesi gibi bir şey yok"

AP’nin aldığı kararın hiçbir yaptırım gücü yok

15 Haziran 2013 08:07

İSTANBUL

AB Bakanı Bağış, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararın hiçbir yaptırım gücü olmadığını belirterek "Bu kararın Türkiye’ye herhangi bir şekilde tebliğ edilmesi gibi bir şey yok" dedi.


AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye ile ilgili aldığı son kararı, AA muhabirine değerlendirdi. 

 Egemen Bağış, "AP’nin aldığı kararın hiçbir yaptırım gücü yok. Bu kararın Türkiye’ye herhangi bir şekilde tebliğ edilmesi gibi bir şey yok. Onlar mecliste bir karar alıp oyladılar, onu ilan ettiler" diye konuştu.

Karara ilişkin, "AP üyelerinin saçmalama özgürlüklerini doyasıya kullanmalarının tezahürü olarak değerlendirdik" ifadesini kullanan Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da AP kararıyla ilgili açıklama yaptığını hatırlattı.

Türkiye’nin açıklamalarından alınması gereken mesajların alındığını vurgulayan Bağış, "Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bizim devlet olma geleneğimiz bin yılı aşmıştır. Biz birçok konuda AB üyesi ülkelere örnek olabilecek hassasiyeti ortaya koymuş bir ülkeyiz" diye konuştu.

 

Daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık

15 Haziran 2013 00:16 

Bakan Bağış, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık" dedi.

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık" dedi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TGRT Haber'de yayımlanan programda soruları cevapladı.

Bakan Bağış, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili yaşanan sürecin Türkiye için sıkıntılı bir süreç olduğunu dile getirerek, "Bugüne kadar girdiğimiz sıkıntılı süreçlerle kıyaslandığı zaman bu, aşamayacağımız bir sıkıntı değil" diye konuştu. Bağış, Türkiye'de oturmuş bir demokrasi olduğunu belirterek, yaşanan olayların Türkiye'de ifade özgürlüğünün net bir şekilde yaşanabildiğini ortaya koyduğunu kaydetti.

"Ama bu ifade özgürlüğünü yaşanması sürecinde bazı kötü niyetli kişilerin de ifade özgürlüğünü iyi niyetiyle dile getirmek isteyenlerin arasına sızıp olayı maalesef bir vandalizme, terörizme ve Türkiye'nin imajını köreltmeye yönelik bir sürece taşıyacağını da ortaya koymuştur. Yani zayıflıklarımızı da algılamamız adına bence yararlı olmuştur ama bu güne kadar girdiğimiz her sıkıntılı süreçten güçlenerek çıkmış bir ülke olarak bu süreçten de daha da güçlenerek, daha da demokratikleşerek, daha da şeffaflaşarak, daha da öz güvenimizi tazeleyerek çıkacağımıza yürekten inanıyorum. Türkiye bu süreçte çok şey öğrenmektedir. Biz de bu süreçte kendi artılarımızı eksilerimizi, dostlarımızı, bize endişeyle yaklaşanları Avrupa'nın bakışını, bizim Avrupa'ya bakışımızı, Türkiye üzerine de oyun kuranların oyunlarını bir kez daha gözden geçirme fırsatı bulduk."

"İktidarınız açısından nasıl bir sınav oldu" yönündeki bir soru üzerine Bağış, "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık" ifadesini kullandı.

Bakan Bağış, "Taksimde toplanan gençlerin büyük çoğunluğu iyi niyetli olan kardeşlerimiz. Ben ona inanıyorum ama içlerinde gerçekten çok kötü niyetli, bu işi vandalizme taşımak isteyen, bu iş üzerinden Türkiye'nin imajını yıpratmak isteyen, Türkiye'nin yıllardır övünerek anlattığımız istikrar ve güven ki bunlar iki sihirli kelimedir, kavramlarını yıpratıp Türkiye'de hem faiz oranlarını artırmak, hem Türkiye'nin büyümesini durdurmak, hem Türkiye'nin şeffaflaşmasına son vermek... Bundan rahatsız olan çevreler var" yorumunda bulundu.


Gezi Parkı olayları Egemen Bağış: "Sorun 5-6 ağaç sorunu değil." 15 Haziran 2013 Cumartesi 06:36

Gezi Parkı olayları

Egemen Bağış: "Sorun 5-6 ağaç sorunu değil."
15 Haziran 2013 Cumartesi 06:36
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İstanbul'da katıldığı bir internet haber sitesinin açılışında, Türkiye’de son iki haftada yaşanan gösterilerin 5-6 ağaç nedeniyle yapılıyormuş gibi yansıtılmaya çalışıldığını söyledi.
Egemen Bağış, Türkiye'nin geleceğinde Avrupa Birliği standartlarını yakalamak olduğunu belirterek, "İçinden geçtiğimiz bu sancılı süreç daha modern, çağdaş ve müreffeh bir Türkiye'nin doğum sancılarıdır" dedi.
Zamanı geldiğinde çok kapsamlı açıklama yapılacağını kaydeden Bağış, gösterilere katılanların büyük çoğunluğunun temiz ve iyi niyetlerle orada bulunduğundan hiçbir şüphesi olmadığını da sözlerine ekledi.

14 Haziran 2013 17:40 Ankara 28 Şubat davasında tutuklu 75 sanıktan, aralarında MHP Milletvekili Alan ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ceylanoğlu'nun da bulunduğu 37'sinin tahliyesine karar verildi

28 Şubat davasında 37 tahliye

14 Haziran 2013 17:40 Ankara

 

28 Şubat davasında tutuklu 75 sanıktan, aralarında MHP Milletvekili Alan ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ceylanoğlu'nun da bulunduğu 37'sinin tahliyesine karar verildi.


Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, "28 Şubat" davasının tutuklu 75 sanığından MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın da arasında bulunduğu 37'sinin tahliyesine, davanın ilk duruşmasının 2 Eylül 2013 Pazartesi görülmesine karar verdi.

İddianameyi geçen hafta kabul eden mahkeme, tensip zaptını hazırladı. Buna göre "28 Şubat" davasının ilk duruşması 2 Eylül 2013 Pazartesi saat 10.00'da görülecek. Davaya, 6 Eylül Cuma gününe kadar her gün, aynı saatte devam edilecek.

Mahkeme, toplam 103 sanığı bulunan davanın 75 tutuklu sanığından 37'sinin de tahliyelerine karar verdi.

Tensiple birlikte tahliyelerine karar verilenler şunlar:

"Mustafa Bıyık, İbrahim Selman Yazıcı, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, Serdar Çelebi, Mustafa Babacan, Orhan Nalcıoğlu, İsrafil Aydın, Engin Alan, Metin Yavuz Yalçın, Cengiz Koşal, Mustafa Hakan Bural, Yahya Kemal Yakışkan, Adem Demir, Yahya Cem Özarslan, Ziya Batur, Bahaddin Çelik, Yüksel Sönmez, Salih Eryiğit, Osman Bülbül, Ahmet Dağcı, Veli Seyit, Seyfullah Sönmez, Sezai Kürşat Ökte, Ahmet  Aka, Alican Türk, Osman Atilla Kurtay, Mustafa Kemal Savcı, Berkay Turgut, İsmail Hakkı Önder, Ahmet Nazmi Solmaz, Mehmet Ali Yıldırım, Metin Keşap, Celalettin Bacanlı, Mustafa Köseoğlu, Mustafa İhsan Tavazar, Lokman Ekinci ve Erdal Ceylanoğlu."

Mahkemenin kararı sonrasında, işlemleri tamamlanan sanıkların tutuklu bulundukları Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden tahliye edilmelerine başlandı.

Tahliye edilen sanıkları, çıkışta ellerinde Türk bayrakları bulunan yakınları karşıladı.

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ceylanoğlu da cezaevine ait bir servis aracıyla kampüs dışına çıkarıldı. Ceylanoğlu'nu ailesi ve çevredekiler alkışlarla karşıladı. Habercilerin "Geçmiş olsun" sözlerine karşı Ceylanoğlu teşekkür etti. Ceylanoğlu, daha sonra özel aracıyla ayrıldı.

 

 

28 Şubat davasında 37 tahliye

28 Şubat davasında tutuklu 75 sanıktan 37'si tahliye edildi.

14 Haziran 2013 Cuma 17:42


28 Şubat davasında ilk gelişme yaşandı.
Ankara 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi 75 tutuklu sanıktan 37'sinin tahliyesine karar verdi.
Davanın ilk duruşması ise 2 Eylül'de görülecek. Kamuoyunun merakla beklediği davada gözler Ankara Adliyesi'ndeydi...
28 Şubat soruşturmasının tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianameyi kabul eden 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi ilk kararını verdi.
Mahkeme 75 tutuklu sanıktan 37'sini tahliye etti. 
Tahliye edilen isimler arasında MHP İstanbul Milletvekili Engin alan ve Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu da var.
Tahliyenin gerekçesi ise suçlamaların düşük yoğunlukta olması ve tutukluluk süresi olarak açıklandı.
Mahkeme davanın başlama tarihi hakkında da bilgi verdi.
Buna göre ilk duruşma 2 Eylül'de yapılacak ve duruşmalara 6 Eylül'e kadar devam edilecek.
TAHLİYE EDİLEN O İSİMLER
Tutuklu sanıklar Mustafa Bıyık ,İbrahim Selman Yazıcı, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu,Serdar Çelebi, Mustafa Babacan,Orhan Nalcıoğlu, İsrafil Aydın,Engin Alan, Metin Yavuz Yalçın, Cengiz Koşal, Mustafa Hakan Bural, Yahya Kemal Yakışkan, Adem Demir, Yahya Cem Özarslan, Ziya Batur, Bahaddin Çelik, Yüksel Sönmez, Salih Eryiğit, Osman Bülbül, Ahmet Dağcı, Veli Seyit, Seyfullah Sönmez, Sezai Kürşat Ökte, Ahmet Aka, Alican Türk, Osman Atilla Kurtay, Mustafa Kemal Savcı, Berkay Turgut, İsmail Hakkı Önder, Ahmet Nazmi Solmaz, Mehmet Ali Yıldırım, Metin Keşap,Celalettin Bacanlı, Mustafa Köseoğlu, Mustafa İhsan Tavazar, Lokman Ekinci ve Erdal Ceylanoğlu tahliye edildi.

15 Haziran 2013 07:12 ANKARA Anakara'da Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayları protesto etmek amacıyla Kennedy Caddesi'ni barikat kurarak, trafiğe kapatmak isteyen gruba, polis biber gazıyla müdahale etti

Başkentte göstericilere polis müdahalesi

15 Haziran 2013 07:12 ANKARA
Anakara'da Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayları protesto etmek amacıyla Kennedy Caddesi'ni barikat kurarak, trafiğe kapatmak isteyen gruba, polis biber gazıyla müdahale etti.

Ara sokaklarda küçük gruplar halinde toplanan göstericiler, zaman zaman Kennedy Caddesi'nde farklı sokaklardan çıkarak toplanmak istedi. 
Ara sokaklara kaçan göstericilere, çevik kuvvet ekipleri biber gazıyla müdahale etti. Bazı göstericiler,  gözaltına aldı. Daha sonra göstericiler dağıldı.

15 Haziran 2013 07:06 TAHRAN İran'da 11. dönem cumhurbaşkanlığı seçiminde, İçişleri Bakanlığından gelen yeni veriler, reformcu aday Hasan Ruhani’nin açık farkla önde olduğunu gösteriyor

İran'da reformcu aday Ruhani açık farkla önde

15 Haziran 2013 07:06

TAHRAN

İran'da 11. dönem cumhurbaşkanlığı seçiminde, İçişleri Bakanlığından gelen yeni veriler, reformcu aday Hasan Ruhani’nin açık farkla önde olduğunu gösteriyor.


İran’da 11. dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin veriler, İçişleri Bakanlığınca belli aralıklarla duyurulmaya devam ediyor.

İçişleri Bakanlığının verdiği son veriler, reformcu aday Hasan Ruhani’nin açık farkla önde olduğunu gösteriyor.

Ruhani’yi sırayla Muhammed Bakır Galibaf, Said Celili, Muhsin Rızai, Ali Ekber Velayeti ve Seyyid Muhammed Garezi takip ediyor.

İçişleri Bakanlığı Seçim Yürütme Kurulu Başkanı Hüseyin Ali Nuri, açılan 5 bin 876 sandıktan çıkan verileri canlı yayında aktardı.

Buna göre:

Açılan sandık sayısı:          5 bin 876

Toplam oy sayısı:               3 milyon 24 bin 434

Geçerli oy sayısı:                2 milyon 927 bin 547

Hasan Ruhani:                     1 milyon 459 bin 998

Muhammed Bakır Galibaf:                 487 bin 549

Said Celili:                                           383 bin 820

Muhsin Rızai:                                       383 bin 489

Ali Ekber Velayeti:                               174 bin 494

İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar

İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar, sandıkların büyük kısmının açıldığını ve nihai sonucun mümkün olan en kısa zamanda açıklanacağını söyledi.

Neccar, bazı yabancı basın kuruluşlarının sonuçların geç açıklandığı yönündeki haberleri hakkında, “Bizim için sayımın dikkatli ve şeffaf bir biçimde yapılması hızdan daha önemli” değerlendirmesinde bulundu.

Sandıkların büyük bir kısmının açıldığını yineleyen Neccar, “Ancak şu aşamada gerekli yasal işlemlerin yapılıp sonucun açıklanabilmesi için sandık görevlilerinin ve diğer yetkililerin imzalarını beklemek durumundayız” dedi.

AK Parti sosyal medya çalışması başlatıyor Sosyal medyada daha etkin yer almak için çalışma başlatıldı. 14 Haziran 2013 Cuma 15:08

AK Parti sosyal medya çalışması başlatıyor

Sosyal medyada daha etkin yer almak için çalışma başlatıldı. 

 

14 Haziran 2013 Cuma 15:08

 

AK Parti Ar-Ge Başkanlığı ile Medya ve 

Tanıtım Başkanlığı birimlerinin düzenlediği 

 program çerçevesinde teşkilat mensupları 

sosyal medyada icraatların doğru anlatılması 

için çalışma başlatıyor.

 

AK Parti sosyal medyada daha etkin yer almak 

için harekete geçti. Ar-Ge Başkanlığı ile Medya 

 ve Tanıtım Başkanlığı birimlerinin düzenlediği 

program çerçevesinde, teşkilat mensupları ve 

parti sempatizanları, sosyal medyada Hükümet 

icraatlarının doğru anlatılması için çalışacak.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge 

Başkanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamada, 

sosyal medyada daha etkin yer almak için Nisan

 sonunda bir çalışma başlattıklarını belirterek, 

"Ancak bu çalışmamızın Gezi Parkı olaylarıyla 

aynı döneme denk gelmesi tamamen bir 

tesadüf" 

 dedi.

 

Türkiye'de 9 milyon twitter hesabı, 6,5 milyon 

aktif kullanıcı bulunduğuna işaret eden Soylu, 

şöyle konuştu:

 

"Biz bu süreçte, özellikle fake hesaplar, 

yönlendirilmiş birtakım hesaplar üzerinden 

hakareti, iftirayı, yanlış bilgiyi, 

 

dezenformasyonu, karalamayı gördük. 

 






Buna 

 

yönelik elbette biz de sosyal medyayı, hem 

 

topluma doğru bilgi vermek, hem kendi 

 

iletişimimizi kurmak, yaptığımız icraatları 

 

toplumun geniş kesimlerine sunmak için 

 

teşkilatımız, parti mensuplarımız 

 

sempatizanlarımız tarafından en aktif anlamda kullanmalıyız.

 

 

Elbette buradaki en önemli hassasiyetimiz, bize 

 

yapılan özellikle son dönemde hakarete, iftiraya 

 

veya yanlış bilgilendirmeye ve toplumu tahrik 

 

 

edici unsurlara yönelik cevap vermek değil. 

 

Tam tersi doğru iletişimi kurmak üzerine bir 

 

yapılanma gerçekleştirmek istiyoruz. 

 

Bu 

 

konuyu düzenlediğimiz toplantılarla 

 

teşkilatımız ve sempatizanlarımızla 

 

paylaşıyoruz." 

''Türkiye bu sorunu aşar'' Ali Alkan, kamu otoritesinin de toleranslı davranması gerektiğini söyledi. 14 Haziran 2013 Cuma 14:10

''Türkiye bu sorunu aşar''

Ali Alkan, kamu otoritesinin de toleranslı davranması gerektiğini söyledi.

14 Haziran 2013 Cuma 14:10

Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan, Manisa Valiliği'ni ziyareti sırasında, soruları cevapladı.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde ifade özgürlüğünün bir demokrasi kriteri olarak yer aldığını belirten Ali Alkan, kamu güvenliğine yönelik tehdidin bu hakka sınırlamalar getirdiğini söyledi.

Alkan, şunları kaydetti:

"Öyleyse tarafların bu konuda sağduyulu hareket etmesi lazım. İfade özgürlüğü hakkını kullanırken bunun hiçbir zaman suistimal edilmemesi gerekir. İfade özgürlüğünde kin şiddet nefret hiçbir zaman olmaması gerekir. Buna karşılık ise kamu otoritesinin de bu konuda biraz toleranslı davranması gerekir."

Yargıtay Birinci Başkanı, son günlerde Ankara’da vatandaşın aracı zarar görecek diye yola çıkmadığına tanık olduğunu anlattı.

"Kamuoyunun bu konuda endişe duyması biraz önce ifade ettiğim ifade özgürlüğü hakkının çok da iyi kullanılmadığını göstermektedir. Bu konuda sınırlandırma getirmek isteyenlere de hak verdiriyor. Türkiye’nin bu sorunu aşacağını düşünüyorum. Çok da zor bir olay değildir.”

Başakşehir metrosuna kavuştu 21.7 kilometre uzunluğundaki metro hattı, yolcu taşımaya başladı. 14 Haziran 2013 Cuma 18:05

Başakşehir metrosuna kavuştu

21.7 kilometre uzunluğundaki metro hattı, yolcu taşımaya başladı.
14 Haziran 2013 Cuma 18:05
Başakşehir ile Büyük İstanbul Otogarı'nı bağlayan 21.7 kilometre uzunluğundaki metro hattı, yolcu taşımaya başladı. İlk yolcular, metroyu sevinçle karşıladı. Saatte 111 bin yolcu taşıyacak metro hattında, Metrokent, Başak Konutları, Siteler, Turgut Özal, İkitelli Sanayi, Olimpiyat, Ziya Gökalp Mahallesi, İstoç, Mahmutbey, Yeni Mahalle, Kirazlı, Bağcılar, Üçyüzlü, Menderes, Esenler Otogar olmak üzere toplam 16 istasyon bulunuyor.

Dışişleri'nden Rumlara sert tepki "Ada'nın ortak sahibi olan Türkler yok sayılamaz." 14 Haziran 2013 Cuma 17:11

Dışişleri'nden Rumlara sert tepki

"Ada'nın ortak sahibi olan Türkler yok sayılamaz."
14 Haziran 2013 Cuma 17:11
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) sözde münhasır ekonomik bölgesinde 12’inci parsel olarak adlandırılan sahada, hidrokarbon kaynaklarının araştırılmasına yönelik ikinci sondaj çalışmalarının başlamasına, Türkiye bir açıklama ile tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Bu faaliyet, Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını göz ardı eden ve Ada’nın tek sahibi gibi davranan Rum tarafının, bölgedeki sorumsuz, tahripkar ve tek yanlı adımlarının devamı niteliğindedir.” denildi.
Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanlığı’nca yapılan açıklamada, konu ile ilgili KKTC Dışişleri Bakanlığınca 13 Haziran 2013'te yapılan açıklamaya destek verildiği belirtildi. GKRY’nin yaptığı aramanın, Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını göz ardı eden bir anlayış olduğu ifade edilen açıklamada, “Ada’nın tek sahibi gibi davranan Rum tarafının bölgedeki sorumsuz, tahripkar ve tek yanlı adımlarının devamı niteliğindedir. Rumların Ada’nın güneyindeki doğal kaynaklar üzerinde tek yanlı tasarrufta bulunmaya devam etmeleri, Kıbrıs Türkleriyle yeniden ortaklık kurma iradelerinin maalesef bulunmadığını göstermektedir. 50 yıldır süren Kıbrıs sorununun daha fazla devam etmesine müsaade edemeyiz. Şayet Rum tarafının öncelikli tercihi bu kaynaklar üzerinde tek başına söz sahibi olabilmekse, 23 Mart 2013 tarihindeki açıklamamızda belirtildiği gibi iki devletli bir çözümün müzakeresi de mümkündür.” denildi.
Açıklamada, Kıbrıslı Rumların söz konusu tek yanlı faaliyetlerine karşılık, Kıbrıs Türk tarafınca Ada’nın doğal kaynaklarının hakça paylaşımı için yapılan somut işbirliği çağrılarının bugüne kadar karşılık bulmadığı hatırlatıldı. Kıbrıs Türk tarafının Ada’nın etrafındaki doğal kaynakların tamamı üzerindeki eşit ve ayrılmaz haklarının korunması için yürüteceği faaliyetlerin desteklenmeye devam edileceği kaydedilen açıklamada, bu bağlamda Ada’nın güneyinde KKTC’nin TPAO şirketine verdiği ruhsat alanlarındaki sismik çalışmaların tamamlanması ve sondaj aşamasına geçilmesi için Türkiye’nin gereken desteği sağlayacağı vurgulandı.

"Yeaaah" diyen koyun Kamerayı görünce mi dile geldi bilinmez gayet net bir şekilde "yeah" diyebiliyor.


"Yeaaah" diyen koyun

Kamerayı 

görünce mi 

dile 

geldi 

bilinmez 

gayet 

net 

bir 

şekilde 

"yeah"

 diyebiliyor.

Future


15 Haziran 2013 01:07 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice, Suriye'de uçuşa yasak bölge oluşturma seçeneğinin masada olduğunu bildirdi

"Suriye'de uçuşa yasak bölge" seçeneği masada

15 Haziran 2013 01:07 

 

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER


ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice, Suriye'de uçuşa yasak bölge oluşturma seçeneğinin masada 

 

olduğunu bildirdi.

 

ABD Başkanı Obama tarafından Ulusal Güvenlik Danışmanlığı'na atandığı duyurulan ABD'nin BM Daimi 

 

 

Temsilcisi Susan Rice, New York'ta gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye rejiminin muhalefete 

 

karşı kimyasal silah kullandığına ilişkin bilgileri içeren mektubu Genel Sekreter Ban Ki-mun'a sunduklarını söyledi.

 

Genel Sekreter tarafından oluşturulan heyetin soruşturmasına bu bilgileri de dahil etmesini istediklerini kaydeden Rice, "İstihbarat servislerimiz, bağımsız kaynaklardan edindikleri bilgiler ışığında, Esed rejiminin muhaliflere karşı birden fazla defa içinde sinir gazının da yer aldığı kimyasal silah kullandığından eminler" dedi.

Rejimin kontrol ettiği bu silahları Muhalefetin kullandığına ilişkin ellerinde güvenilir ve doğrulanmış bilgi bulunmadığını anlatan Rice, BM'nin bu iddiaları yerinde araştırabilmesinin de ayrıca önemli olduğunu belirtti.

Rice, Hizbullah'ın Suriye'deki çatışmalarda giderek artan biçimde yer almasından duydukları endişeyi de vurgulayarak, bu durumun sadece Suriye değil Lübnan ve bölge için de kötü sonuçlar doğurabileceğini dile getirdi.

ABD'nin muhaliflere verdiği askeri desteği artıracağını ve gelişmeleri takip edeceğini bildiren Rice, "Diğer opsiyonlar masada durmaya devam ediyor. Uçuşa yasak bölge oluşturulması seçeneğini dışlamıyoruz. Ancak bu aşamada alınmış bir karar yok. Bu seçeneğin bazı dezavantajları ve limitleri var ve biz bunun farkındayız" diye konuştu.

Rice, kimyasal silah kullanıldığı bulgularına ilişkin Rusya ile de görüştüklerini, Rusya'nın da delillerin farkında olduğunu kaydetti.

Daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık 15 Haziran 2013 00:16 ANKARA Bakan Bağış, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık"

Daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık

15 Haziran 2013 00:16 ANKARA
 
Bakan Bağış, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin,

 "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda 

daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani 

bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini 

anladık"

 dedi.


Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık" dedi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TGRT Haber'de yayımlanan programda soruları cevapladı.

Bakan Bağış, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili yaşanan sürecin Türkiye için sıkıntılı bir süreç olduğunu dile getirerek, "Bugüne kadar girdiğimiz sıkıntılı süreçlerle kıyaslandığı zaman bu, aşamayacağımız bir sıkıntı değil" diye konuştu. Bağış, Türkiye'de oturmuş bir demokrasi olduğunu belirterek, yaşanan olayların Türkiye'de ifade özgürlüğünün net bir şekilde yaşanabildiğini ortaya koyduğunu kaydetti.

Bağış, şöyle devam etti:

"Ama bu ifade özgürlüğünü yaşanması sürecinde bazı kötü niyetli kişilerin de ifade özgürlüğünü iyi niyetiyle dile getirmek isteyenlerin arasına sızıp olayı maalesef bir vandalizme, terörizme ve Türkiye'nin imajını köreltmeye yönelik bir sürece taşıyacağını da ortaya koymuştur. Yani zayıflıklarımızı da algılamamız adına bence yararlı olmuştur ama bu güne kadar girdiğimiz her sıkıntılı süreçten güçlenerek çıkmış bir ülke olarak bu süreçten de daha da güçlenerek, daha da demokratikleşerek, daha da şeffaflaşarak, daha da öz güvenimizi tazeleyerek çıkacağımıza yürekten inanıyorum. Türkiye bu süreçte çok şey öğrenmektedir. Biz de bu süreçte kendi artılarımızı eksilerimizi, dostlarımızı, bize endişeyle yaklaşanları Avrupa'nın bakışını, bizim Avrupa'ya bakışımızı, Türkiye üzerine de oyun kuranların oyunlarını bir kez daha gözden geçirme fırsatı bulduk."

Daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık

"İktidarınız açısından nasıl bir sınav oldu" yönündeki bir soru üzerine Bağış, "Bazı konularda, özellikle iletişim konusunda daha hassasiyet göstermemiz gerektiğini, yani bazı şeyleri daha iyi anlatmamız gerektiğini anladık" ifadesini kullandı.

Bakan Bağış, "Taksimde toplanan gençlerin büyük çoğunluğu iyi niyetli olan kardeşlerimiz. Ben ona inanıyorum ama içlerinde gerçekten çok kötü niyetli, bu işi vandalizme taşımak isteyen, bu iş üzerinden Türkiye'nin imajını yıpratmak isteyen, Türkiye'nin yıllardır övünerek anlattığımız istikrar ve güven ki bunlar iki sihirli kelimedir, kavramlarını yıpratıp Türkiye'de hem faiz oranlarını artırmak, hem Türkiye'nin büyümesini durdurmak, hem Türkiye'nin şeffaflaşmasına son vermek... Bundan rahatsız olan çevreler var" yorumunda bulundu.

Gezi Parkı’nı analiz ediyoruz 15 Haziran 2013 00:02 WASHINGTON Başbakan Yardımcısı Atalay, "Gezi Parkı’nı çok iyi analiz ediyoruz. Buradan tabi alacağımız dersler var, tedbirler var"

Gezi Parkı’nı analiz ediyoruz

15 Haziran 2013 00:02 WASHINGTON

Başbakan Yardımcısı Atalay, 

"Gezi Parkı’nı çok iyi analiz ediyoruz.

 Buradan tabi 

alacağımız dersler var, tedbirler var" 

dedi.


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Middle 

Institute adlı düşünce kuruluşu tarafından 

düzenlenen Türkiye konulu toplantının ana 

konuşmasını yaptı.

Konuşmasında Gezi Parkı odaklı gelişmelere değinen Atalay, 

“Biz bugün burada bu soruları niçin konuşuyoruz? 

Yani niçin farklı kesimler 

Türkiye’de gelişmelerin alacağı boyutları 

derinlemesine bilmek istiyor, bunun üzerinde 

de biraz durmak lazım. 

Ne oldu da Türkiye’deki bazı iç ve dış gelişmeler başlı 

başına meraklı soru işaretlerinin bir parçası 

olarak ortaya çıktı? 

Niçin Türkiye’de siyasi 

iradenin aldığı, alacağı kararlara ilişkin 

analizler, beklentiler, öneriler öne çıkıyor? 

 

Türkiye’de yaşanan herhangi bir 

olayda niçin sadece iç siyasi dengeler değil, aynı 

zamanda hem bölgesel hem de küresel 

 

dengelerin etkilenme ihtimalleri ve biçimleri 

konuşuluyor? 

 

Bunlar tabi önemli sorular ve 

aslında konuşacağımız konuları ele alma 

biçimini de içeriğini de etkileyen, hatta 

belirleyen sorular”

 diye konuştu.

Türkiye ve ABD ilişkileri veya gündemde olan 

tüm bu konuların farklı şekillerde geçmişten bu 

yana sürekli olarak konuşulan, tartışılan, 

değişik mecralarda ele alınan şeyler olduğunu 

ifade eden Atalay, 

“Fakat bugün konuşurken, 

farklı bir bağlamda, farklı bir çerçevede 

 

konuşuyoruz. 

Farklı dinamiklerle, farklı 

beklentilerle, farklı öngörülerle konuşuyoruz. 

Daha da önemlisi Türkiye’nin herhangi bir 

konuda aldığı veya alacağı tavır, hem civar 

ülkeleri hem de küresel dengeleri doğrudan bir 

şekilde bugün etkileyebiliyor. 

Bu farkı değişik şekillerde anlatmak da 

mümkün. 

Bu fark bizim yeni Türkiye dediğimiz farktır. 

Eskiden 

Türkiye’yi konuşma biçimleri ile bugün 

konuşma biçimleri arasında farkın temeli de 

burada yatıyor. 

Bu fark Türkiye’de son 10 yılda

 yaşanan, bizim sessiz devrim diye de 

nitelediğimiz değişimde yatıyor” 

 

ifadelerini kullandı.

Gezi Parkını çok iyi analiz ediyoruz

Bugünlerde özellikle de Gezi Parkı olayları 

vesilesiyle üzerinde soru işaretleri oluşturulmak 

istenen bir Türkiye’den bahsedildiğine işaret 

eden Atalay,

 

 “Gezi Parkı tartışmasıyla başlayan

 olaylar ve bu olayların özellikle uluslararası 

basında yer alma biçimi tabi bizi bu yüzden de çok rahatsız etti”

 

 ifadesini kullanarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Çünkü yaşanan bir hadise adeta 10 yıllık 

birikimi katletmeye, tasfiye etmeye, 10 yıldır 

özene bezene, tırnağımızla kazıya kazıya her 

türlü riski göze alarak ama her defasında 

milletin desteğini alarak inşa ettiğimiz gerçek 

Türkiye’ye yönelik adeta sistematik bir 

yıpratmaya da dönüştü.

 

Biz Türkiye olarak, 

 

hükümet olarak Gezi Parkı olayları 

 

başladığında, tabi yanlışlar var, polisin yaptığı 

 

yanlışlar var, bazı yanlış tutumlar var. 

 

Onlara karşı tabi tepkimizi dile getirdik en ileri 

 

düzeyde ve buradaki gerekli soruşturmaları da yapıyoruz. 

 

Yürüyor şu anda, hükümet onları yürütüyor, yerel yönetimler yürütüyorlar.

 

 Ama özellikle de tabi eski Türkiye ve yeni 

Türkiye’nin farkını açıklarken bugün 

konuşacağımız konuları daha serinkanlı ve titiz 

bir analizle inceleyebiliriz diye de düşünüyorum. 

Yani biz Gezi Parkı’nı çok iyi analiz ediyoruz, önce onu ifade edeyim. 

Bu son günlerde, son iki haftada meydana gelen olayları, buradaki katılım profilini, gerekçelerini, sebeplerini çok iyi analiz ediyoruz. 

Buradan tabi alacağımız dersler var, tedbirler var. 

Yani o konuda çok dikkatliyiz.”

 

Bu sadece masum Gezi Parkı olayı değil

Atalay, Gezi Parkı'yla ilgili çok iyi araştırmalar da yaptırdıklarını belirterek, 

“Burada masum, çevre hassasiyeti içindeki protestoları, parkı sahiplenmeyi biz de çok değerli görüyoruz. 

Çevre hassasiyeti önemli.

 İlk iki günde İstanbul’da güvenlik birimlerinin bu insanlara karşı tutumunu da asla onaylamıyoruz, onlarla ilgili soruşturma sürüyor” 

dedi.  

Ancak bunun sadece

 “masum Gezi Parkı olayı” olmadığını ifade eden Atalay, 

"Her ülkede iktidarların muhalefetleri olur. 

Biz de 11 yılımızdayız, tek başına hükümetiz. 

Gayri memnun olan birileri olacaktır. 

İşte bu zeminler, o manada da 

değerlendiriliyor. 

Birazcık Türkiye’de güçlü bir muhalefetin 

olmayışı da doğrusu bir faktör, bizde güçlü bir

muhalefet yok şu anda.

 

 Yani ana muhalefet partisi de işte bu sokak 

 

olaylarından medet umuyor. 

 

Yani güçlü bir muhalefet yapmıyor. 

 

O da doğrusu vatandaşlar açısından böyle dönemlerde bir faktör olarak ortaya çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu. 

Atalay, Gezi Parkı’yla ilgili dün gece bir açıklamanın yapıldığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcilerle iki gündür görüşmeler yaptığını hatırlattı. 

Son görüşmede de Gezi Parkı’yla ilgili yargı kararıyla ilgili sürecin beklenmesinin kararlaştırıldığına dikkati çeken Atalay, 

 

“Eğer yargı kararı, belediyenin lehinde 

sonuçlanırsa, o devam ediyor belli bir safhası, 

zaten mesele plebisiteye, oylamaya sunulacak. 

 

Eğer yargı kararı parkla ilgili şu andaki 

toplumsal gençlerin talebine dönük 

sonuçlanırsa, ki şu anda o yönde yargı kararı, 

çünkü yürütmeyi durduran bir karar, o zaman burası park olarak kalacak.

 Yani o yargı kararının sonucu bekleniyor. 

Orada yeni birşey yapılmayacak. 

Zaten park olarak kalacaktı, ama içinde tarihi bir mekan yapılacaktı. 

Orada bir alışveriş merkezi falan sözkonusu değil, yanlış bilgilendirmeler oldu. 

Yani şu anda biz Başbakanımızın iki gündür temsilcilerle, heyetle görüşmesi, sonunda alınan karar, varılan sonuç bunun tabi artık bittiği yönünde diye değerlendiriyoruz” 

diye konuştu. 

Kemal Gürüz cezaevinde kendini yaraladı 14 Haziran 2013 23:49 ANKARA 28 Şubat Davası'nın tutuklu sanıklarından eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, cezaevinde kendini yaraladı

Kemal Gürüz cezaevinde kendini yaraladı


14 Haziran 2013 23:49 ANKARA

28 Şubat Davası'nın tutuklu sanıklarından eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, cezaevinde kendini yaraladı.



28 Şubat Davası'nın tutuklu sanıklarından eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, cezaevinde kendini yaraladı.
Alınan bilgiye göre, Gürüz tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi'nde bileğini kesti.
Cezaevi revirinde tedavi edilen Gürüz'ün, sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.


Kemal Gürüz intihara teşebbüs etti

28 Şubat davasının tek sivil sanığı Gürüz Sincan Cezaevi'nde intihara kalkıştı.
15 Haziran 2013 Cumartesi 00:15
28 Şubat davasının tek sivil sanığı YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz Sincan Cezaevi'nde intihara teşebbüs etti. Sağlık durumu iyi olan Gürüz tedavi altına alındı.
Prof. Dr. Kemal Gürüz, 28 Şubat Soruşturması kapsamında Nöbetçi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25 Haziran 2012 tarihinde tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderilmişti. Prof. Gürüz, Ergenekon davasında da tutuksuz olarak yargılanıyor. 

Özgürlükleri kısıtlamak kodlarımızda yok. 14 Haziran 2013 23:43 İSTANBUL Başbakan Yardımcısı Babacan, "Özgürlükleri kısıtlamak, temel haklarla ilgili ihlal girişimleri... Bunlar bizim tabiatımızda, kişiliğimizde, bu siyasi partinin kodlarında yok"

Özgürlükleri kısıtlamak kodlarımızda yok.

14 Haziran 2013 23:43 İSTANBUL

Başbakan Yardımcısı Babacan,

 "Özgürlükleri kısıtlamak, temel haklarla ilgili 

ihlal girişimleri... 

Bunlar bizim tabiatımızda, kişiliğimizde, bu 

siyasi partinin kodlarında 

yok" dedi.


İş Hayatı Dayanışma Derneği'nin (İŞHAD) 20. kuruluş yılı kapsamında verilen 

yemekte  konuşan Başbakan Yardımcısı Ali 

Babacan, Gezi Parkı olaylarına değindi.

Babacan, şunları söyledi: 

"Türkiye'de 

yaşadığımız bu son olayları çok sıhhatli bir perspektiften, bir pencereden 

değerlendirmemiz gerekiyor. 

Burada, 

İstanbul'da, ister Taksim deyin, ister Gezi 

parkı 

deyin, ya da Ankara'da ya da başka illerimizde, sokaklarda kalabalık vardı. 

 




Bunlar çok 

heterojen gruplardan oluşuyordu.

 İçlerinde 

gayet sade, çevre kaygılarıyla sokakta olan 

vatandaşlarımız da vardı ama maalesef o iyi 

niyetli grupları istismar eden, hatta daha geniş

 kitleleri tahrik için çaba içinde olan illegal 

örgütler de vardı. 

Bunların etkisinde ya da 

farklı sebeplerle kendini ifade etmek isteyen 

daha geniş kalabalıkları da gördük 

sokaklarda... 

Her grubu ayrı ayrı ele alıp analiz etmemiz lazım."

Babacan, şiddet içermeyen bir şekilde düşünce, ifade, gösteri yapma özgürlüğünün 

evrensel insan hakları olduğunu belirterek, 

"Türkiye'de bunların önü açık ama işin içinde 

şiddet varsa, işin içinde molotof kokteylleri 

 

varsa, demir bilyeleri sapanla güvenlik 

güçlerine karşı kullanmak varsa, yüzlerce 

dükkanı yakıp yıkmak varsa, onlarca aracı 

otobüsü yakmak varsa... 

Kamu düzenini 

sağlamak, diğer vatandaşlarımızın bunlardan 

olumsuz etkilenmesini önlemek de devletin en 

önemli görevi”

 diye konuştu.

 

Bu noktada bir taviz içinde olmanın, geri adım atmanın mümkün olmadığını kaydeden Babacan, 

“Ama vatandaşlarımızın arzuları, istekleri olabilir. 

Kendilerini yüksek sesle ifade etmek isteyebilirler. 

Kaygıları, korkuları 

olabilir. Bunları da dinlemek, anlamak 

bizim hükümet olarak en önemli 

görevimiz" ifadelerini kullandı.

 

Ak Parti olarak, 1990'ları yaşayan, hak ve 

özgürlüklerin baskı altında olduğu bir 

dönemden ortaya çıkmış bir siyasi hareket 

 

olduklarını dile getiren Babacan, şöyle devam 

etti:

 

 

"Bir bakıma o kurulu düzene, baskılara, 

 

özgürlüklerle ilgili tüm kısıtlamalara karşı bir 

 

tepki olarak ortaya çıktık. Tabi sadece bunlar 

 

değil, başka birçok sebep var ama bir bakıma 

 

Türkiye'nin o içinden geçtiği o zor dönemlere tepki olarak ortaya çıktık.

 

 10 yıl sonra 

 

özgürlükleri kısıtlamak, temel haklarla ilgili 

 

ihlal girişimleri... 

 

Bunlar bizim tabiatımızda, 

kişiliğimizde, bu siyasi partinin kodlarında yok. 

Bir bakıma bir tepki olarak ortaya çıkmış bir 

hareketin, kendisinin benzer bir uygulama 

yapmasını düşünmek mümkün değil ama 

iletişim kopukluğu olabilir. 

Türkiye'de tabi işler çok hızlı gelişiyor."

 

Dünya basını günlerdir Türkiye'yi işliyor

 

 

Dünya basınının günlerdir Türkiye'yi işlediğini 

 

anımsatan Babacan, şunları kaydetti:

"Tabi ki dezenformasyon var. 

 

Yanlış bilgi alma, 

 

yanlış bilgi verme var ama demek ki Türkiye 

 

artık dünyanın tam ilgi odağı haline gelmiş, pek

 

 çok ülkenin örnek aldığı bir ülke haline gelmiş. 

 

 

2-3 hafta öncesine bakın Türkiye demokrasisi 

 

ile tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya örnek 

 

gösteriliyor, ekonomisi tüm Avrupa'ya örnek 

 

gösteriliyor." 

Çiftçi ve üreticilere müjde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker açıkladı. 14 Haziran 2013 Cuma 21:19

Çiftçi ve üreticilere müjde

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker açıkladı.

14 Haziran 2013 Cuma 21:19

İzmir'de düzenlenen Tarım ve Gıda Zirvesi'nden, üreticiye yönelik müjde niteliğinde haberler çıktı.

Süt, zeytinyağı ve organik tarım destek primleri artırıldı.

Fındık, çay ve hayvan tazminatı gibi bir çok ödeme de yolda...

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, haziran ayında 2 milyonun üzerinde çiftçiye, yaklaşık 2 milyar lira ödeme yapılacağını söyledi.

Türkiye'nin tarım politikaları, İzmir'de düzenlenen Tarım ve Gıda Zirvesi'nde masaya yatırıldı.

Toplantıda; uzmanlar, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütü temsilcileri tarafından hazırlanan raporların sunumu yapıldı.

Eker, "Türkiye'de tarım sektörünün günlük gündelik politikalarla yöneltildiği bir süreçten bugün 10 yıl sonrasının hedeflerini, 10 yıl sonrasının uygulamalarını konuşuyor noktasına gelmemiz başlı başına önemli bir konu" dedi.

4 ana başlıkta sunulan raporlardaki istek ve temennilere tek tek cevap veren Mehdi Eker, çiftçi ve üreticilere yönelik müjde niteliğinde açıklamalarda bulundu.

Eker, "Süt piyasa regülasyonu litre başına 90 kuruş olan referans fiyatı, yarın itibariyle 15 haziran 2013 tarihinden itibaren litre başına 95 kuruşa çıkarılmıştır. Hali hazırda kilogram başına ki, 50 kuruştu, 60 kuruş olarak düşünmüştük, zeytinyağı prim desteğini biz yüzde 40 artırıyoruz ve 70 kuruşa çıkarıyoruz. Hali hazırda dekara 50 lira olan organik tarım desteklerini yüzde 40 artırdık 70 liraya çıkardık dekar başına. Biz 2 milyonun üzerinde çiftçimize destekleme ödemesi yapacağız. özellikle prim ödemeleri yani pamuk yağlı tohumlar onların prim destekleri. Fındık, çay, süt tozu ve hayvan tazminatı ve aşı deste, balıkçı gemilerinin avcılıktan çekilmesiyle ilgili destek gibi AR_GE destekleri, kırsal kalkınma destekleri 2 milyar 72 milyon lira bu ay içerisinde çiftçinin cebine nakdi para girecek." dedi.