BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Haziran 2013 Cuma

Büyük devletseniz büyük ajans olmak zorundasınız 14 Haziran 2013 23:26 İSTANBUL Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, "Büyük devletseniz büyük ajans olmak zorundasınız, medyanızın güçlü olması lazım" Bir hükümetin sansür hareketi yapması kadar mantıksız bir şey olamaz

Büyük devletseniz büyük ajans olmak zorundasınız

14 Haziran 2013 23:26 İSTANBUL

 

Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk,

 

 "Büyük devletseniz büyük ajans olmak zorundasınız, medyanızın güçlü olması lazım"

 

 dedi.


Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, Medyasofa tarafından düzenlenen "İnsan İçin İnsana Rağmen Medya" başlıklı söyleşi serisinin haziran ayı konuğu olarak, Sultanahmet'teki Türkiye Yazarlar Birliği'nde, "Anadolu Ajansı ve Yeni Nesil Gazetecilik" konulu konferans verdi.

AA'nın ne kadar çok kritik ve stratejik bir kurum olduğunun yaşanılan olaylardan sonra daha iyi anlaşıldığını belirten Öztürk, dünyanın her tarafından Türkiye ile ilgili çok yoğun haberler ve dezenformasyon çıkarken neler yapılması gerektiğinin çok iyi anlaşıldığını söyledi.

Öztürk, 1920'de Anadolu’nun sesini dünyaya duyurmak için kurulan AA'nın 93 yıl boyunca maalesef Anadolu’nun sesini sadece Anadolu’ya duyurabildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Aslında 1920’de kurulduğunda Fransızca ve İngilizce bültenler bile çıkarmış milli mücadeleyi tanıtmak için. Ama sonra gerilemiş ve içine kapanık bir ajans olmuş. Dünyadaki diğer ajanslarla karşılaştırdığımızda biz günlük 5 dilde bin 500 haber yayınlıyoruz. Buna karşın AFP’nin 5 bin, AP’nin 3 bin 500, Reuters’in 4 bin haberi var. Göreve geldiğimizde bu rakam 500 civarındaydı. Günlük olarak dünyanın her yerinden çekilmiş bin, bin 200 bandında fotoğraf yayınlıyoruz. Buna karşı AFP’nin 3 bin, AP’nin 3 bin, Reuters’in bin 600. Hedefimiz, fotoğraflarda 3 bin rakamını yakalamaktır."

Uluslararası dillerde yayın

Öztürk, uluslararası bir ajans olabilmek için uluslararası dillerde yayın yapılması gerektiğini belirterek, "Maalesef AA, 1.5 diyebileceğimiz bir dilde yayın yapıyordu şimdiye kadar. Günlük 30-40 civarında yayınımız vardı, şimdi 5 dilde yayına çıktık. En kritik yayınımız Arapça oldu" dedi.

Yayın dilleri açısından AA'nın rakiplerini yakalamış gibi gözüktüğüne değinen Öztürk, hedeflerinin 2020'de 11 dilde yayın yapmak olduğunu kaydetti. 

Öztürk, uluslararası bir ajans olabilmek için nitelikli elemana ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de yabancı dilde yazı yazabilen, habercilik yapabilen gazeteci bulabilmek çok zor olduğu için bir akademi kurduklarını anlattı.

Kemal Öztürk, "Haber akademisi, bizim yabancı yayın dillerinde ve uluslararası alanda ihtiyacımız olan elemanları yetiştirecek. Bunların ilk elemanlarını aldık, yetiştirdik ve kadromuza kattık. En son mezun olan arkadaşlarımız, AA'nın yabancı dilde finans haberciliği yapabilen ekibidir. Şu anda ikinci yetiştirdiğimiz kadrolar da diplomasi muhabirleridir" diye konuştu. 

Doğrudan anadilde yayın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın bir miting yapacağını, bu mitingin sadece Türkiye'yi ilgilendirmediğini, Ortadoğu ve Avrupa'da da merakla beklendiğini kaydeden Öztürk, şöyle devam etti:

"Şimdi AA'nın yeni nesil gazetecilerinden 4'ü, Başbakan'ın karşısına oturacak ve Başbakanı Türkçe dinleyip, biri İngilizce, diğeri  Arapça, diğeri Boşnakça ve Türkçe yazacak ve aynı anda yayına vereceğiz. Yine 4 kişi aynı anda Arapça tweet atacak, İngilizce ve Boşnakça atacak. Bu aslında ajansçılık açısından ilginç bir şey. Doğrudan anadilde yayın dediğimiz bir şey yapmaya çalışıyoruz. Yarın ilk denemesini her yerde göstermiş olacağız. Şu anda üzerinde yoğunluklu olarak çalıştığımız, İngilizce anadilde haber yazabilmek. Büyük devletseniz büyük ajans olmak zorundasınız, medyanızın güçlü olması lazım. Biz şu anda kafamızı taşlara, duvarlara vuruyoruz ki, neden Reuters gibi, AFP gibi 25 yıl önce Arapça servisini kurmadık. AFP’nin Arapça servisi 1969'da kuruldu düşünebiliyor musunuz?”

Öztürk, Kürtçe yayının da bu yıl açılacağını anımsatarak, Kurmanci ve Soranice yayın yapılacağını, 1 Eylül'de yayına geçilmesinin planlandığını kaydetti.

Uluslararası medya sektöründe at koşturmanın büyük para ve insan gücü gerektirdiğini belirten Öztürk, Türkiye’nin dünyada çok acil etkin gazete, televizyon ve internet sitesine ihtiyacı olduğunu vurguladı. 

Teknolojik gelişmelerin sektöre etkisi

Öztürk, bütün teknolojik gelişmelerin sektörü, mesleği ve davranışları radikal bir şekilde değiştireceğini söyledi.

ABD’deki tüm gazete ve televizyonların reklam gelirinin 34 milyar dolar olduğunu belirten Öztürk, Google’nin reklam gelirinin ise 38 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Kapanan gazete sayısının her geçen gün arttığına dikkati çeken Öztürk, yeni nesil gazetecilikte The Huffington Post diye bir site kurulduğunu ve sitenin günde 35.5 milyon tekil ziyaretçi trafiğine ulaştığını belirtti.  

Öztürk, gazetecilik mesleğini en fazla etkileyen sosyal medya mecrasının ise Twitter olduğunu kaydederek, Türkiye’de yaşanan son olayların ardından 500 bin Twitter hesabı açıldığını anlattı.

Merkezi bir sansür uygulanamaz

Bir katılımcının, Türkiye'de medyada sansürle ilgili düşüncesini sorması üzerine Öztürk, şunları kaydetti:

"Sansür kavramı, düşünceme göre uygulanabilir bir şey değil şu anda, Türkiye’de ve dünyada fark etmez, merkezi bir sansür uygulanamaz.

 Sosyal medyanın belki de en büyük başarılarından biri budur. 

Hiç kimse sansür uygulayamaz şu anda. 

 

Bir hükümetin sansür hareketi yapması kadar mantıksız bir şey olamaz.

 Ben hükümette basın danışmanlığı yapmış biriyim.

 

 Hiçbir zaman engelleyemezsiniz. 

 

‘Bu haberleri görme, bunu yapma’ dediğiniz zaman bunun karşılığı olmaz."