BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Temmuz 2013 Çarşamba

AB Mısır için darbe demedi AB'den yapılan Mısır açıklaması içinde darbe sözcüğü kullanılmadı 04.07.2013 03:47

AB Mısır için darbe demedi

AB'den yapılan Mısır açıklaması içinde darbe sözcüğü kullanılmadı.

 04.07.2013  03:47

 

 
Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından açıklama 

yapan Avrupa Birliği (AB), yaşananları darbe olarak 

nitelendirmekten ve kınamaktan kaçındı. 

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton,

 "Umarız yeni yönetim bütünüyle kapsayıcı olur" 


dedi.

"ADİL BİR SEÇİM İSTİYORUZ"

Ashton, yazılı açıklamasında  

"Mısır'daki gelişmeleri yakından takip ediyorum ve toplumdaki derin bölünmelerin, popüler siyasi değişim taleplerinin ve uzlaşma çabalarının farkındayım.

 Bütün tarafları serbest ve adil cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması ve anayasanın onaylanması dahil hızla demokratik sürece dönmeye zorluyorum. 

Bunlar ülkenin kaldığı yerden devam edebilmesi ve demokratik dönüşümünü tamamlayabilmesi için tamamen kapsayıcı yaklaşımla yapılmalı" 


dedi.

AB DARBECİ YÖNETİMİN KAPSAYICI OLMASINI BEKLİYOR

Ashton açıklamasında, 

"Umarım yeni yönetim bütünüyle kapsayıcı olur"


   temennisinde bulundu. Catherine Ashton, 


"Temel hak ve özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün güvence altına alınması gerektiğini" 

 vurgulayarak Mısır makamlarını bundan sorumlu 

tutucaklarını belirtti. Şiddet olaylarını kınayan ve kurbanların 

ailelerine başsağlığı dileyen Ashton, güvenlik güçlerine Mısır 

halkının can güvenliği için azami çabayı göstermeleri 

çağrısında bulundu. Mısır'da tüm taraflara teeni tavsiye eden 

Ashton, halkın demokrasi ve kapayıcı hükümet özlemini 

desteklemeyi sürdürmeye kararlı olduklarını vurguladı.

  

04 Temmuz 2013 Perşembe 01:51 Gezi Parkçılar darbenin yanında

04 Temmuz 2013 Perşembe  01:51

Gezi Parkçılar darbenin yanında

 

http://haber.stargazete.com/guncel/gezi-parkcilar-darbenin-yaninda/haber-768358 

 

Gezi Parkı eylemleri sırasında attığı tweetlerle 

protestolara destek veren gazeteci ve ünlü 

isimlerden bazıları Mısır'daki darbeyi de 

destekleyerek halkın iradesiyle seçilmiş 

Mursi'ye karşı yapılan darbeyi adeta 

meşrulaştırmaya çalıştılar.

 

 "MURSİ KAPSAYICI ÇALIŞMADI, AKSİ TAKDİRDE SORGULAMAYACAKLARDI"

"Başkanlık kararnamesi aldıktan sonra sadece 

İslamcılar'ın içini doldurduğu, 9 yaşında kız 

çocuklarının evlendirilme muhabbetinden 

tutun da kadın haklarını gerileten, orduya 

ayrıcalık payesi dağıtan anayasayı jet hızıyla 

yetkilerini çıkartan da malesef aynı Mursi'dir. 

 

Bütün bunlara karşı bu kitleler hep 

sokaklardaydı. 

Kapsayıcı değil kendi 

kitlelerinize yönelik yaptığınızda, 

(anayasa yüzde 30 katılımla yüzde 65 onayla çıkmıştır) 

altını çizmek lazım. Muhalifler katılmadı işte 

anayasa buydu. 

Mursi, anayasal sorumluluğum 

var dedi.

 O anayasayı bütün toplum 

kesimlerinin rızasıyla yapmış olsaydı Mursi, o 

zaman bu meşruiyeti sorgulamayacaklardı."

 

 

Gözaltına alınan Mursi ev hapsinde tutulacak KAHİRE AA 04 Temmuz 2013 03:17 Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın önde gelen isimlerinden işadamı Hayrat Şatır gözaltına alındı

Gözaltına alınan Mursi ev hapsinde tutulacak 

 

 KAHİRE AA 04 Temmuz 2013 03:17 

 

Mısır'da ordunun yönetime el koymasının 

ardından Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi 

ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın önde 

gelen isimlerinden

 işadamı Hayrat Şatır 

gözaltına alındı.


Müslüman Kardeşler Teşkilatı yetkilileri, 

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın önde gelen 

isimlerinden işadamı Hayrat Şatır'ın gözaltına 

alınarak, ev hapsinde tutulmak üzere 

bilinmeyen bir yere götürüldüğünü bildirdi. 

 

Güvenlik güçlerinin, 

Müslüman Kardeşler 

Teşkilatı

 ile

 Hürriyet ve Adalet Partisi 

üyelerine 

karşı tutuklamalarının da devam ettiği 

belirtildi.  

 

Bu arada Savunma Bakanı General 

Abdulfettah el-Sisi'nin açıklamasının ardından 

gözaltına alınanların sayısının 400'e çıktığı öne 

sürüldü.

4 Temmuz 2013 “Müslüman Kardeşler Tecrübesi”nin başarısızlığı anlamına gelir mi?

Müslüman Kardeşler’in izdüşümü…

Yılın ilk ayı idi.

Beyrut’ta birlikte olduğum Arap dünyasının kimi kalburüstü entelektüellerinin tüm dikkatleri Mısır’ın üzerindeydi. 

Hemen hemen tümü 

“’Müslüman Kardeşler Tecrübe’sinin başarısızlıkla sonuçlandığı” 

 

kanısındaydılar.

 

Tümü de, Mısır’da 25 Ocak (2011) Devrimi’ni 

hararetle desteklemişlerdi. 

Müslüman Kardeşler’in Mısır’da seçimle, 

demokratik yıldan iktidara gelmesini çok 

önemsemişlerdi. 

Mısır’ın başta Arap dünyası, 

tüm bölge için tartışılmaz değerinin 

farkındaydılar. 

O yüzden, 

“Müslüman Kardeşler Tecrübesi”nin Mısır’da

“başarısızlıkla sonuçlanması”

 onlar açısından “hüzünlü” bir durumu ifade ediyordu.

 

Mısır’daki 

“Müslüman Kardeşler Tecrübesi” 

hakkında 

“erken hüküm”

 verdikleri kanısındaydım. 

 

Verdikleri hükmü isabetli bulmamıştım. 

Bence, yanılıyorlardı. 

Yine de o hükme bir yere not ettim. 

Ama, Temmuz 2013 itibarıyla onların hükmü doğru çıktı.

 

 Mısır’da Müslüman Kardeşler Tecrübesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

 

Bu satırları, Mısır Ordusu’nun Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye çekilmesi için verdiği ültimatomun dolmasına dakikalar kala yazıyorum. Mısır’ın “kader günü”nde yazılan satırlar, söz konusu hükmü değiştirmeyecek. Mısır’da “Müslüman Kardeşler Tecrübesi” –ne yazık ki- başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Mısır Ordusu’nun, seçimle gelmiş “meşru” bir yönetimi, “askeri müdahale” ile görevinden uzaklaştırmaya, yani “gayrı meşru” yollara başvurmaya kalkması, 

“Müslüman Kardeşler Tecrübesi”nin başarısızlığı anlamına gelir mi?

 

Soru bu değil. 

Sorulması gereken soru bu değil. Soru,30 Haziran 2011’de 

”sandıktan çıktığı” 

halde, Müslüman Kardeşler lideri Muhammed

 Mursi’nin nasıl olup da, tam bir yıl sonra, 

kendisinin çekilmesini isteyen tarihin en büyük 

kitle gösterilerinin hedefi haline gelmiş olması.

 

30 Haziran 2013 gününde, Kahire, dünya tarihinin en büyük kitle gösterisine sahne oldu. O muazzam kalabalığın, o insan selinin içinde, Hüsnü Mübarek rejimini yıkan Ocak-Şubat 2011’in Tahrir kalabalıkları vardı; yetmemiş gibi ikiye katlanmıştı. Dolayısıyla, “askeri darbe” ya da  “eski rejim yandaşları”ndan, “karşı-devrimciler”den söz etmenin münasebeti yok.
Önceki gün NYT’da yayımlanan “Mısır: Demokratlar ve Liberaller Birbirine Karşı” başlıklı bir makale “Mursi’yi laik ve liberal muhalefetin desteğiyle askeri darbe yoluyla devirmek, en kötü sonuç verecek gelişme” olur diye bitiyordu. Çok doğru. Seçimle gelen seçimle gitmeli.
Bununla birlikte, tarihin büyük altüst oluşları, çok kez kitabi doğrulara riayet etmiyorlar. Eğer, Mısır halkı onmilyonlar halinde, tarih rekoru kıracak şekilde, seçilmesinden bir yıl sonra Mursi’ye ve Müslüman Kardeşler iktidarına başkaldırmışsa, bu başlı başına bir tarihi olaydır ve askeri darbeye şiddetle karşı olmanız, Mısır 2013’ün sunduğu ve etkisini uzun yıllara yayacak olan “siyaset dersi”ni ortadan kaldırmıyor: Mısır’da Müslüman Kardeşler Tecrübesi, başarısızlıkla sonuçlanmıştır!
Niye böyle olduğu üzerinde de uzun uzun durulacaktır kuşkusuz. Daha şimdiden de tartışılıyor zaten. Örneğin, Mısırlı bir tarihçi, Halid Fehmi, Müslüman Kardeşler’in durumunu, büyük baskılara maruz kaldıkları ve yeraltına çekildikleri Nasır ve Mübarek dönemleriyle kıyaslanmayacak ölçüde “varoluşsal bir kriz” olarak niteliyor ve şunu belirtiyor:
“Mısır halkı, artan sayılarla, olan-bitenin İslam-laiklik karşıtlığı olmadığını söylüyor. Bir tarafta Mısır, diğer tarafta ise bir klik var. Durum budur.”
Müslüman Kardeşler, en yakın müttefikleri ve ortakları tarafından dahi terkedilmiş durumdalar. Selefiler ve onların Müslüman Kardeşler’den sonra en fazla oy almış olan partisi Nur da Müslüman Kardeşler ile, bu son krizde ittifak yapmıyor.
Herşeye rağmen, Muhammed Mursi, sıkı duracağını ilan etti; “Eğer meşruiyeti korumanın bedeli bir kanım ise, bu bedeli ödemeyi kabul edeceğim. Bu, bu ülkeyi korumak için ucuz bir fiyattır” diyerek dramatik bir direniş açıklaması yaptı. Bu açıklamasının ardından, onun getirip ordunun başına yerleştirdiği General Abdülfettah el-Sisi ise Mursi’ye karşı “Mısır halkının terörize edilmesi ya da tehdit edilmesine göz yummaktansa, ölmek daha onurludur” sözleriyle bir başka dramatik tepki verdi.
Vatanseverlik ispatı ve halk uğruna, “şehadet”, “ölüm”, “kan” gibi sözcükleri kullanmaya başlamışsanız, zaten, iş şirazesinden çıkmış demektir.
Müslüman Kardeşler, parlamento seçimlerinde yüzde 37 oy aldılar. Mursi, yüzde 51 ile cumhurbaşkanı seçildi. Tüm itirazlara rağmen, Müslüman Kardeşler’in görüşlerinin damgasını vuran yeni anayasa, yüzde 40 katılımın bulunduğu, yani nüfusun yarısının katılmadığı bir halk oylamasında zor bela geçti. Yani, “çoğunlukçuluk”, Müslüman Kardeşler tarafından “çoğulculuk”un üzerine çıkartıldı. Ekonomide kötüleşince, Mursi ve Müslüman Kardeşler’in “kibirli” iktidarı, bir yıl sonra duvara tosladı.
Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler’e, uzunca bir süredir Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresi ve Ak Partili kadrolar “akıl hocalığı” yapıyorlardı. “Müslüman Kardeşler Tecrübesi”nin Mısır’da iflasının, “Türkiye’de Ak Parti Tecrübesi”nin geleceği bakımından iç açıcı olmayan sinyaller veriyor olması doğaldır.
Türkiye’deki Ak Parti ile Mısır Müslüman Kardeşleri arasında, elbette, büyük farklar var –çünkü iki ülke arasında o farklar var- ama “ortak özellikler”, bir türlü “sıhriyet” de var. Dolayısıyla, Morsi’nin akıbetinin Türkiye’deki Tayyip Erdoğan iktidarını yakından ilgilendirdiği açık.
Ak Parti, tarihi geçmiş açısından olmasa da, “ülke yönetimi” yeteneği açısından Mısır’daki Müslüman Kardeşler’den hem çok daha tecrübeli, hem de çok daha başarılı. Türkiye’deki 2002-2011 iktidar performansı bunun kanıtı.
Ne var ki, Taksim-Gezi’den bu yana ortaya koyduğu, ülkesinin yeni dinamiklerine karşı yabancılaşma, sağırlık, anlayışsızlık, vs. gibi özellikleri, Mısır’daki Müslüman Kardeşler performansıyla kıyaslanmasına yol açtı.
“Müslüman Kardeşler Tecrübesi”nin Mısır’da başarısızlığa uğraması, elbette, Ak Parti açısından can sıkıcı bir sonuç. Ancak, benzeri bir gelişmenin Türkiye’de tekrarlanmaması, büyük ölçüde, Ak Parti’nin Mısır’dan doğru dersleri çıkartmasına bağlı.
Türkiye’de çıkartmakta direndiği dersleri, bari Mısır’a bakıp çıkartmasında, “demokrasinin selameti” ve kendi iktidarının sağlığı açısından yarar var.


  Cengiz ÇANDAR
 4 Temmuz 2013

"Ben, Resulullah'tan daha fazla arkadaşlarıyla meşveret eden birini görmedim."

Meşveret, yapılacak işler hususunda, ehil olan kişilere danışmak, onlardan görüş almaktır. 

 

Şûra ve İstişare kelimeleri de aynı anlamda kullanılır.

Hz. Peygamber (asm.), kendi görüşlerini dikte ettiren biri değildi. Hemen her hususta ashabıyla meşveret eder, onların görüşlerini alırdı. Ebu Hüreyre, Resulullah'ın bu yönüyle ilgili olarak şu tesbitte bulunur: 

 

"Ben, Resulullah'tan daha fazla arkadaşlarıyla meşveret eden birini görmedim." (1)


Bedir, Uhud, Hendek Savaşları öncesi, ashabına danışmış, onların fikirlerini almış, ona göre hareket etmiştir. (2)

Mesela, Bedir Savaşı öncesi, orduya yerleşme emri verdiğinde, ashabtan Hubab b. Münzir söyle der:

 

"Ya Resulullah, buraya yerleşmemiz, Allah'tan bir vahiyle midir ? 

Yoksa, sizin düşünceniz midir ?

 Resulullah, kendi düşüncesi olduğunu söyleyince, Hubab, su olan bir yere yerleşmenin daha uygun olacağını ifade eder. 

Resulullah, bu görüşten memnun kalır ve o doğrultuda hareket emri verir. (3)

Burada, görülmektedir ki, ashab, Resulullah'ın peygamberlik yönüyle, insaniyet yönünü birbirinden ayırmaktadır. Risalet yönünü ilgilendiren hususlarda, ashaba düşen görüş beyan etmek değil, itaat etmektir. Ama, vahiy gelmeyen hususlarda, onların da görüş beyan etme hak ve hürriyetleri vardır.

Meşveret, hak ve hakikati ortaya koyma ve mevcut şartlar içinde yapılması gerekeni in isabeli şekilde belirleme imkanı verir. 

 

Meşveret edilenlere değer verildiğini gösterir. 

Onların kalblerini hoşnut eder, işin beraberce yürütülmesini sağlar. (4)


Hz. Peygambere, Uhud mağlubiyeti neticesinde 

"Onlarla meşveret et" 

(Al-i İmran Sûresi, 159) 

emrinin gelmesi de manidardır.


 Zira esasen Resulullah savaş öncesi meşveret etmiş,

 "şehirde müdafaa savaşı yapılması"

 şeklinde görüş belirtmişti. 

 

Çoğunluk, meydan savaşı isteyince, onların görüşüne göre hareket emri verdi. İsteseydi, şuranın bu kararını lağvederdi.

 

 Fakat O, bunun arkasındaki elem, zarar ve savaş kurbanlarını az-çok bilmekle beraber, bu kararı uyguladı. Çünkü, meşveret esasının yerleşmesi, İslam cemaatinin talimi ve ümmetin terbiyesi, geçici zararlardan çok daha önemliydi. (5)

Çocuk, düşüyor diye yürümekten alıkonmamalıdır.

 

 Ümmet-i Muhammed dahi, İslami esasların ilk yerleşme döneminde, düşe kalka dosdoğru yürümeyi öğrenecektir.

 Devamlı direktiflerle yönlendirilen ve kendisine serbest hareket imkanı verilmeyen bir çocuk, gelişimini tamamlayamaz.

Meşveret emrinin peşine  


"kesin karar verdiğinde ise, Allah'a dayan" (Al-i İmran Sûresi, 159) 


denilmesi, işin uygulama yönüyle alakalıdır. 

 

Karar verilmişse, artık hemen uygulama safhasına geçilmelidir. 

 

Tereddüt olmamalı, emin ve kararlı bir şekilde, meşveret kararları uygulanmalıdır. 

 

Uhud Savaşı öncesi, meşveretten

 

 "meydan savaşı"

 

 kararı çıkınca Resulullah, evine gider, zırhını giyer. 

 

"Meydan savaşı"

 diyenlerin bir kısmı gelip, görüşlerinden vazgeçtiklerini söylerler.

 

 Resulullah der:

 "Bir peygambere, zırhını giydiğinde, artık geriye dönmesi yakışmaz." (6)



Kaynaklar:

1-Tirmizi, Cihad, 35

2-İbnu Kesir, II, 128-129

3-İbnu Hişam, II, 272

4-İbnu Kesir, II, 128; Yazır, II, 1214

5-Kutub, I, 501

6-İbnu Kesir, II, 91; Beydavi, I, 178

 






 

04 Temmuz 2013 Perşembe ‘Ne Mursi ne ordu’ mu demiştiniz! Gezi sürecinin kaos ve şiddet olaylarıyla ülkeyi yönetilemez kılarak Tayyip Erdoğan’ı istifaya zorlamak amacı taşıdığını Gezi’nin çiçek çocukları anlamak, görmek istemedi

 ‘Ne Mursi ne ordu’ mu demiştiniz!

Haziran ortasında Kahire’deydim. 

Devrim’in sembolü Tahrir Meydanı’nda 30 

Haziran’da gerçekleştirilmesi planlanan 

“karşı devrim” 

için hazırlık yapıldığı konuşuluyordu her yerde. 

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye görevini bırak demek için 14 bin imza toplanmıştı. 

İmzalar seçilmiş cumhurbaşkanını ülkeyi yönetemez kılmak için yapılan planın ilk adımıydı.

 Sözüm ona Tahrir’e toplanmanın

 “haklı gerekçesi.”

Yani 30 Haziran Mursi için sürpriz olmadı. 

Muhtemelen 30 Haziran’ı engellemek adına bazı girişimlerde de bulunuldu.

 Ama muhalefet kaos yaratmaya ve orduyu duruma vaziyete zorlamaya kararlıydı!

Ülke ekonomik açıdan zaten çok zor durumda. 

25 milyon olduğu tahmin edilen Kahire tam bir keşmekeş içinde. 

ABD’nin İsrail yanlısı politika izlemesi için Mübarek’e verdiği tuz parası kabilinden yardımı kesmesi de zaten zor dönen ekonomiyi büsbütün kötüleştirdi. 

 

Devrim süreci Mısır için hayati önemdeki turizm gelirini de düşürdü. 

 

Halk ekonomik yönden devrimden öncesine oranla çok daha zor günler yaşıyor.

Mısır’ın 28 Şubat’ı

Ama 

30 Haziran 

“ekmek bulamayan halkın Versay sarayına yürümesi”

 değil.

Ekonomik olarak toplumun alt kesimi ağırlıklı 

Müslüman Kardeşler ve Selefi cemaatlere 

mensup insanlardan oluşuyor. 

 

Toplumun dezavantajlı kesimi daha dindar; Doğu toplumlarının genelinde olduğu gibi. 

 

İhvan ve Selefilerin Mısır’da siyasal temsilin 

büyük paydasını oluşturabilmeleri zaten 

toplumun düşük gelirli ve eğitimsiz kesimlerine 

ulaşacak kılcal damarları tutmuş 

olmalarından 

kaynaklanıyor. 

 

İrşad ve yardım kuruluşları, bir taraftan 

yoksulluğu katlanılır seviyeye çekmeye çalışıyor

 bir taraftan da köylere kadar uzanıp bizde 

belediyelerin verdiği halk eğitim kursları gibi 

etkinliklerle hem insanları bir araya getiriyor 

hem de bu insanlara dikiş ve bilgisayar kursu 

gibi mesleki beceriler kazandırıyordu.

 

Tahrir’de toplanan ve ordunun 

milli 

iradenin 

yansıması” 

olan seçilmiş cumhurbaşkanına muhtıra 

vermesini memnuniyetle karşılayanlar bunlar 

da değil.

 

25 Ocak devrimini yapanları twitter kullanan zamane gençleri zannedenler yanılıyorlar.

 

 25 Ocak maddi ve sosyal yardım ağını çok iyi 

kullanan İhvan’ın devrimiydi en çok da.

30 Haziran ise Mursi vesayet kurumlarına 

çomak sokmaya her kalkıştığında homurdanan ve 

 

“Devrim’i kaptırmayız” 

 

diyenlerin...

Selefiler her şekilde kârlı

Selefiler ise her şekilde kazançlı çıkacaklarını düşünüyorlar. 

Haklılar da. 

 Siyasetin askıya alındığı dönemler Selefiliğin 

zahirde zayıfladığı dönemler gibi görünse de 

aslında güçlendiği dönemler olmuştur.

Suudi Arabistan’ın Mursi’nin devrilmesinden

 ne çıkarı olabilir sorusunun bir cevabı da budur.

Siyaset üzerindeki vesayet kurumları olduğu gibi duruyorken

 “Mursi de hatalar yaptı canım” 

diyerek muhtırayı ve olası açık darbeyi tek 

çıkar yol olarak meşrulaştıranlar Mursi’yi 

demokratik olmamakla suçluyorlardı. 

 

Bir nevi 

‘28 Şubat Türkiyesi’... 

 

Mursi’nin siyaseten yaptığı hataların karşılığı

 siyasetle verilebilir ancak. 

 

“Her şey sandık değil”

 diyenler var mı hala?

 

Gezi Parkı eylemlerini 25 Ocak’ta Mübarek’in

 rejimini deviren Tahrir ayaklanmasına 

benzetenler asıl şimdi benzerlik kursunlar. 

 

Gezi sürecinin kaos ve şiddet olaylarıyla ülkeyi 

yönetilemez kılarak Tayyip Erdoğan’ı istifaya 

zorlamak amacı taşıdığını Gezi’nin çiçek 

çocukları anlamak, görmek istemedi.

 

Mısır’ın okumuş, demokrat, solcu, liberal ve 

seçkinci kesimi aynı şeyi Mursi için istiyor: 

Mursi gitsin de ne olursa olsun! 

Ama

 “ne Mursi ne ordu” 

demeyi de ihmal etmeden...  

04 Temmuz 2013 Perşembe

Halime Kökçe

Ordunun Mursi'yi iktidardan indirmesinden derin endişe duyuyoruz WASHINGTON AA 04 Temmuz 2013 02:10 ABD Başkanı Obama, "Mısır'da ordunun Mursi'yi iktidardan indirme kararından derin endişe duyuyoruz" dedi

Ordunun Mursi'yi iktidardan indirmesinden derin endişe duyuyoruz

WASHINGTON  AA  04 Temmuz 2013 02:10

ABD Başkanı Obama,

"Mısır'da ordunun Mursi'yi iktidardan indirme kararından derin endişe duyuyoruz" 


dedi. 

ABD Başkanı Barack Obama,

"Mısır'da ordunun Cumhurbaşkanı Mursi'yi iktardan indirme ve Mısır anayasasını askıya alma kararından derin endişe duyuyoruz" 

 

dedi.


Obama,

"Mısır ordusunu kapsayıcı ve şeffaf bir süreç 

üzerinden mümkün olan en kısa zamanda tam

otoriteyi tekrar demokratik yollardan seçilmiş 

bir sivil hükümete geri verme yolunda hızlı ve 

sorumlu şekilde hareket etmeye ve Mursi ve 

destekçilerine yönelik keyif tutuktlamalardan 

kaçınmaya çağırıyorum"


 şeklinde konuştu.

"Bugünkü gelişmeler ışığında, ilgili 

bakanlıklara ve kuruluşlara, ABD yasaları 

altında Mısır'a yönelik yardımların etkilerini 

gözden geçirme emri verdim"

 


 diyen Obama doğrudan

 "darbe"


 ifadesini kullanmadı.

Avrupa Parlamentosu'nda Mısır'daki olaylar tartışıldı STRASBOURG AA 03 Temmuz 2013 22:47 AP Genel Kurulu'nda yapılan Mısır'daki olaylara ilişkin oturumda, "Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin halkının beklentilerine cevap veremediği" mesajı verildi

Avrupa Parlamentosu'nda Mısır'daki olaylar tartışıldı    

 

STRASBOURG  AA  03 Temmuz 2013 22:47 

 

AP Genel Kurulu'nda yapılan Mısır'daki olaylara ilişkin oturumda, "Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin halkının beklentilerine cevap veremediği" mesajı verildi.


Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda yapılan Mısır'daki olaylara ilişkin oturumda, "Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin halkının beklentilerine cevap veremediği, sadece Müslüman Kardeşler'in cumhurbaşkanı gibi hareket ettiği ve AB desteğini hak etmediği" mesajı verildi.

Oturumda Hristiyan Demokratlar adına konuşan Jose Ignacio Salafrancas " Mısır büyük bir ülke, Arap dünyasının sembolü. Ortadoğu Barış Süreci'nde kilit ortak. Suriye'de yaşananlarda kilit etkisi var.Mısır kaderine terk edemeyeceğimiz bir ülke" dedi.

Sosyalistler adına konuşan Veronique de Keyser, "Mursi'nin demokratik yollarla seçildiğini ancak Mısır halkının beklentilerini karşılayamadığını" söyledi. Askeri darbenin çözüm olamayacağını belirten De Keyser milli mutabakat hükümetiyle barışçıl demokratik geçiş sürecine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Marietje Schaake de Liberaller adına yaptığı konuşmada, Mursi'nin Mısır halkının büyük çoğunluğunun gözünde meşruiyetini kaybettiğini savundu. Schaake, Mursi'yi "yolsuzlukta Mübarek'in ayak izlerini takip etmekle ekonomik reformda, ülkeyi demokrasiye götürmekte başarısız olmakla azınlıkların haklarını kısıtlamakla, sivil toplumu cezalandırmakla" itham etti.

Yeşiller adına söz alan Judith Sargentini ise Mursi'yi "demokrasinin faziletlerini göstermemekle iktidar aşığı olmakla  temel hakları ve dini özgürlükleri kısıtlamakla" suçladı.

Muhafazakarlar ve Reformistler adına konuşan Charles Tannock, Mursi'nin kaotik yönetimiyle uluslararası ortaklarının ve kendi halkının sabrını test ettiğini, Mübarek rejiminden bile ileri gittiğini savundu. Tannock, başlangıçta Mursi'ye "destek verdiği" için Avrupa Birliği'ni sert sözlerle eleştirdi.

AP genel kurulunda yarın oylanacak Mısır kararı taslağında ordunun ültimatomu not edilmekle yetinilirken bütün siyasi aktörlere uzlaşma için en kısa sürede ulusal diyaloğa girmeleri ve demokratik dönüşümü teşvik etmeleri çağrısı yapılıyor.

Suudi Kralı Mısır ordusunu tebrik etti RiYAD AA 04 Temmuz 2013 01:32 Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz, Mısır'da yönetime el koyan ordunun açıkladığı yol haritası uyarınca, cumhurbaşkanlığı seçimi yapılana kadar ülkeyi yöneteceği duyurulan Mansur'a tebrik mesajı gönderdi

Suudi Kralı Mısır ordusunu tebrik etti 

 

 RiYAD  AA 04 Temmuz 2013 01:32 

 

Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz,

 Mısır'da yönetime el koyan ordunun açıkladığı 

yol haritası uyarınca, cumhurbaşkanlığı seçimi 

yapılana kadar ülkeyi yöneteceği duyurulan 

Mansur'a tebrik mesajı gönderdi. 

 


Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz, 

Mısır'da yönetime el koyan ordunun açıkladığı

 yol haritası uyarınca, cumhurbaşkanlığı 

seçimi yapılana kadar ülkeyi yöneteceği 

duyurulan Muhammed Adli Mansur'a tebrik 

mesajı gönderdi. Abdulaziz, Genelkurmay 

Başkanı Abdulfettah es-Sisi'yi de kutladı.

 

Kral Abdulaziz, Anayasa Mahkemesi Başkanı 

Mansur'a gönderdiği tebrik mesajında şu 

ifadelere yer verdi:

''Sizi, Mısır'ın bu kritik döneminde ülkeyi 

 

yönetecek olmanız dolayısıyla kutlarız. 

 

Allah'a, kardeş Mısır halkının hayallerini 

 

gerçekleştirebilmeniz yolunda yükünüzü 

 

hafifletmesi için dua ediyoruz. 

 

Mısır ordusunu, 

 

General Abdulfettah es-Sisi'nin şahsında tebrik 

 

ediyor, ülkeyi nereye çıktığı belli olmayan bu 

 

tünelden çıkardıkları için kendilerini kutluyoruz. 

 

Allah Mısır'ın istikrarını ve güvenliğini korusun.''

Muhaliflerden ordunun "darbe" kararına destek 04 Temmuz 2013 01:17 Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib darbeye destek

Muhaliflerden ordunun 

"darbe"

 kararına destek 

 04 Temmuz 2013 01:17


Mısır'da muhalif liderler ordunun darbe kararına destek verdi. İLk açıklama ise Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin Sözcüsü Muhammed el-Baradai ve Nur Partisi Genel Başkanı Merre'den geldi.

Mısır'da liberal ve sol eğilimli partileri bünyesinde barındıran Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (UKC) Sözcüsü Muhammed el-Baradai ise Mısır Devlet Televizyonu'nda yaptığı açıklamada, ordunun yönetime el koyma kararı için 25 Ocak benzeri bir devrimin başlangıcı olmasını ümit ettiğini dile getirerek işe Milli Uzlaşı Komitesi oluşturularak başlanacağını söyledi.

Baradai, "Ordunun ülkedeki krizi sonlandırmak amacıyla ortaya koyduğu yol haritası, 25 Ocak devriminin gidişatını düzeltme, erken seçime gitme ve anayasal düzenlemeler yürütme amacını taşıyor" ifadelerini kullanarak, "Gelin, herkesi içine alan bir devlet ve adil bir anayasa inşa edelim" diye konuştu. 

Mısır'ı kaostan kurtarmak için Sisi'nin açıklamalarını onaylıyoruz

Nur Partisi Genel Sekreteri Celal Merre de yaptığı yazılı açıklamada, Sisi'nin açıklamalarını Mısır'ı kaostan kurtarmak için diğer kesimlerle beraber onayladığını, birçok kesimin uzlaşma çabalarına cevap verilmemesiyle beraber Mısır'ın yaşadığı durumlar sebebiyle bu kararı aldığını vurguladı.

Merre, açıklamasında "Erken cumhurbaşkanlığı seçimleri uygulaması durumunu biz yapmadık, onu başkaları yaptı. Biz Mısır'ın emniyeti ve kan dökülmemesi için hareket ettik" ifadelerini kullandı.

Mısır Kıpti Ortodoks Kilisesi Patriği Tovadros, Mısır Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin yönetime el koyan yol haritasının, düzenlediği toplantıya katılanların tümünün onayıyla açıklandığını ifade etti.

Tovadros, Sisi'nin bildirisinin ardından yaptığı açıklamada, 

 

"Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı 

Abdulfettah es-Sisi'nin yol haritası toplantıya 

 katılanların tümünün onayıyla açıklandı. 

Yol haritası, ihlaslı bir kalp, vatan sevgisi, yakın 

ve uzak gelecek öngörüsü ile ülkenin yararını 

düşünen hiçbir taraf arasında ayrım 

yapmayan şerefli insanlar tarafından koyuldu" 

dedi.

Tovadros, 

"Bu yol haritası, aziz vatanı kasıp kavuran 

içinde bulunduğumuz durumu düzeltmek için 

 açıklandı. 

Silahlı Kuvvetler, ülkenin güvenliğinin anahtarıdır. 

Hepimizi kuşatan Mısır bayrağı altında toplandık. 

Yaşasın Mısır, Bütün Mısırlılar, barış ve sevgi içinde yaşasın" 

ifadelerini kullandı.

 

Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi'nin 

açıklamalarının ardından konuşan Ezher Şeyhi 

Ahmed et-Tayyib, 

"Mısır şimdi iki seçenekle karşı karşıyadır, tatlısı dahi acıdır.

 En acısı ise halkın karşı karşıya gelerek kanının dökülmesidir. 

Bazıları başkanı destekliyor bazıları karşı 

çıkıyor, bu krizden çıkış için, 

'iki zarardan büyüğü, hafifi ile defedilir'

 fıkıh kaidesi uyarınca erken seçim yapılmasını 

destekledim''

 diye konuştu.

 

Tayyib, konuşmasını 

''Allah'tan, bu görüşümle bir arada yaşayan ve 

ihtilafa düşen iki kesimin arasını düzeltmesini 

diliyorum.

 

Hepimiz aynı topraklarda yaşıyor, aynı Nil'den 

içiyoruz''

 temennisiyle sonlandırdı.

Mısır'da emniyet müdürlüğüne roketli saldırı KAHİRE AA 04 Temmuz 2013 01:12 Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından Marsa Matruh kentinde emniyet müdürlüğüne yönelik roketli saldırıda ilk belirlemelere göre 6 polis hayatını kaybetti

Mısır'da emniyet müdürlüğüne roketli saldırı 

 

 KAHİRE AA  04 Temmuz 2013 01:12 

 

Mısır'da ordunun yönetime el koymasının 

 

ardından Marsa Matruh kentinde emniyet 

 

müdürlüğüne yönelik roketli saldırıda ilk 

 

belirlemelere göre 6 polis hayatını kaybetti.


Mısır'da ordunun yönetime el koymasının 

 

ardından Marsa Matruh kentinde emniyet 

 

müdürlüğüne yönelik roketli saldırıda ilk 

 

belirlemelere göre 6 polis hayatını kaybetti.

 

 

Roketli saldırıyı düzenleyenler hakkında henüz bir açıklama yapılmadı. 

 

Kentte Muhammed 

Mursi'yi destekleyen büyük gösteri devam ediyor.

 

Çok sayıda kişi gözaltına alındı

Ordunun yönetime el koymasının ardından 

güvenlik güçleri, çeşitli yerlere düzenlediği 

operasyonlarda, çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

 

 

Katar'ın El Cezire Mübaşir televizyon kanalının ofisi polisler tarafından basıldı. 

 

Burada çalışan gazeteciler ile bazı teknik 

personel gözaltına alındı. 

 

Polisin, El Cezire'nin 

Kahire'den yaptığı yayını durdurmasının 

ardından televizyonun Katar'daki merkezinden

 yayınına devam edildi.

 

Konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Beyaz Saray'da "Mısır" toplantısı WASHINGTON AA 04 Temmuz 2013 00:32 ABD Başkanı Barack Obama, Mısır'da ordunun yönetime el koymasıyla ilgili olarak ekibiyle acil toplantı yapıyor

Beyaz Saray'da "Mısır" toplantısı  

 

WASHINGTON  AA  04 Temmuz 2013 00:32 

 

ABD Başkanı Barack Obama, Mısır'da ordunun yönetime el koymasıyla ilgili olarak ekibiyle acil toplantı 

 

yapıyor. 


ABD Başkanı Barack Obama, Mısır'da ordunun yönetime el koymasıyla ilgili olarak ekibiyle acil toplantı yapıyor.

Obama'nın gelişmelerle ilgili olarak ulusal güvenlik ekibinden gün boyu brifingler aldığı belirtildi.

En son gelen haberlere göre de Obama, Beyaz Saray'da  Savunma Bakanı Chuck Hagel, CIA Başkanı John Brennan, Adalet Bakanı Eric Holder gibi üst düzey yönetim yetkilileriyle toplantı yapıyor. 

Kamuoyunda ABD yönetiminin,  Mısır'daki gelişmeleri  nasıl göreceği, "darbe" olarak nitelendirip nitenlendirmeyeceği ve bu noktada ABD'nin Mısır'a yönelik askeri yardımlarını askıya alıp almayacağı tartışılıyor. Amerikan madyasında, Beyaz Saray'ın bu konuda bir açıklama yapması yönünde beklenti mevcut. 

Öte yandan ABD, Kahire Büyükelçiliği'nde, kalması "zorunlu olmayan" personelinin ülkeden ayrılmasını istedi.

Amerikalı üst düzey bir yetkili, ABD'nin Kahire Büyükelçilği'nin durumuna yönelik açıklama yaptı. Yetkili, büyükelçilikte "kalması zorunlu olmayan personel" ile ailelerin Mısır'dan ayrılması emrinin verildiğini bildirdi.

Muhaliflerden darbe kararına destek KAHİRE AA 04 Temmuz 2013 00:17 Mısır'da muhalif liderler ordunun darbe kararına destek verdi

Muhaliflerden darbe kararına destek  

 

KAHİRE  AA  04 Temmuz 2013 00:17

 


 Mısır'da muhalif liderler ordunun darbe kararına destek verdi. 


Mısır Kıpti Ortodoks Kilisesi Patriği Tovadros, Mısır Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin yönetime el koyan yol haritasının, düzenlediği toplantıya katılanların tümünün onayıyla açıklandığını ifade etti.

Tovadros, Sisi'nin bildirisinin ardından yaptığı açıklamada, "Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin yol haritası toplantıya katılanların tümünün onayıyla açıklandı. Yol haritası, ihlaslı bir kalp, vatan sevgisi, yakın ve uzak gelecek öngörüsü ile ülkenin yararını düşünen hiçbir taraf arasında ayrım yapmayan şerefli insanlar tarafından koyuldu" dedi.

Tovadros, "Bu yol haritası, aziz vatanı kasıp kavuran içinde bulunduğumuz durumu düzeltmek için açıklandı. Silahlı Kuvvetler, ülkenin güvenliğinin anahtarıdır. Hepimizi kuşatan Mısır bayrağı altında toplandık. Yaşasın Mısır, Bütün Mısırlılar, barış ve sevgi içinde yaşasın" ifadelerini kullandı.

İki zarardan büyüğü, hafifi ile defedilir

Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi'nin açıklamalarının ardından konuşan Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib, "Mısır şimdi iki seçenekle karşı karşıyadır, tatlısı dahi acıdır. En acısı ise halkın karşı karşıya gelerek kanının dökülmesidir. Bazıları başkanı destekliyor bazıları karşı çıkıyor, bu krizden çıkış için, 'iki zarardan büyüğü, hafifi ile defedilir' fıkıh kaidesi uyarınca erken seçim yapılmasını destekledim'' diye konuştu.

Tayyib, konuşmasını ''Allah'tan, bu görüşümle bir arada yaşayan ve ihtilafa düşen iki kesimin arasını düzeltmesini diliyorum. Hepimiz aynı topraklarda yaşıyor, aynı Nil'den içiyoruz'' temennisiyle sonlandırdı.

Yol haritası 25 Ocak devriminin gidişatını düzeltme amacını taşıyor

Mısır'da liberal ve sol eğilimli partileri bünyesinde barındıran Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (UKC) Sözcüsü Muhammed el-Baradai ise Mısır Devlet Televizyonu'nda yaptığı açıklamada, ordunun yönetime el koyma kararı için, 25 Ocak benzeri bir devrimin başlangıcı olmasını ümit ettiğini dile getirerek,  işe, Milli Uzlaşı Komitesi oluşturularak başlanacağını söyledi.

Baradai, "Ordunun ülkedeki krizi sonlandırmak amacıyla ortaya koyduğu yol haritası, 25 Ocak devriminin gidişatını düzeltme, erken seçime gitme ve anayasal düzenlemeler yürütme amacını taşıyor" ifadelerini kullanarak, "Gelin, herkesi içine alan bir devlet ve adil bir anayasa inşa edelim" diye konuştu. 

Mısır'ı kaostan kurtarmak için Sisi'nin açıklamalarını onaylıyoruz

Nur Partisi Genel Sekreteri Celal Merre de yaptığı yazılı açıklamada, Sisi'nin açıklamalarını Mısır'ı kaostan kurtarmak için diğer kesimlerle beraber onayladığını, birçok kesimin uzlaşma çabalarına cevap verilmemesiyle beraber Mısır'ın yaşadığı durumlar sebebiyle bu kararı aldığını vurguladı.

Merre, açıklamasında "Erken cumhurbaşkanlığı seçimleri uygulaması durumunu biz yapmadık, onu başkaları yaptı. Biz Mısır'ın emniyeti ve kan dökülmemesi için hareket ettik" ifadelerini kullandı.

04 TEMMUZ 2013 0:18 Lice'deki karakol olayında flaş gelişme Diyarbakır'ın Lice İlçesi Kayacık Köyü Jandarma karakolunun yeni inşaatını protesto gösterileri sırasında 18 yaşındaki Medeni Yıldırım'ın ölümü, 9 kişinin de yaralanmasının ardından soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, karakoldaki tüm silahları incelenmek üzere toplattı

Lice'deki karakol olayında flaş gelişme

 04 TEMMUZ 2013 0:18

Diyarbakır'ın Lice İlçesi Kayacık Köyü 

Jandarma karakolunun yeni inşaatını protesto 

gösterileri sırasında 18 yaşındaki Medeni 

Yıldırım'ın ölümü, 9 kişinin de yaralanmasının 

ardından soruşturmayı yürüten Diyarbakır 

Cumhuriyet Başsavcılığı, karakoldaki tüm 

silahları incelenmek üzere toplattı. 

 

Lice'nin Kayacık Köyü Jandarma Karakolu'nun genişletme güçlendirme çalışmalarını geçen cuma günü bir grup protesto etti. 

 

Protesto gösterileri sırasında çıkan olaylarda jandarma havaya ateş açarken, yaşanan arbedede Medeni Yıldırım silahla vurularak yaşamını yitirirken, 9 kişi de yaralanmıştı. 

 

Olaylarından ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamında karakolda bulunan tüm silahların toplatılmasına karar verdi. 

 

Savcılık emriyle bugün toplatılan silahlar Diyarbakır'a götürülerek balistik incelemeye alındı. 

 

Yetkililer, olayla ilgili bütün delillerin toplanıp, savcılığa verildiğini söyledi.


İstanbul'da Mursi'ye destek gösterisi İSTANBUL AA 03 Temmuz 2013 23:59 Mısır'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde düzenlenen gösteride, Muhammed Mursi'ye destek verildi

İstanbul'da Mursi'ye destek gösterisi 

 

  İSTANBUL  AA  03 Temmuz 2013 23:59 

 

Mısır'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde 

 

düzenlenen gösteride, Muhammed Mursi'ye 

 

destek verildi.


Mısır'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde 

düzenlenen gösteride, Muhammed Mursi'ye 

destek verildi.

 

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı ile 

Anadolu Gençlik Derneği üyeleri,

 "Mursi üzülme, Allah seninle"

 ve 

"Allah'ın gazabı zalimleri boğacak"

 sloganları attı.

Grup adına açıklama yapan Saadet Partisi İl Başkanı Selman Esmerer, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan güçler dengesi ve denkleminin kan ve gözyaşı düzeninin devam ettiğini belirterek,

 "Zulümle abad olunmaz"

 dedi.

Esmerer, Hüsnü Mübarek'in iktidardan uzaklaşma sürecini anımsatarak, 

"O süreçten bugüne 25 büyük gösteri yapıldı. Geçmiş dönemin ekonomik ve sosyal problemleriyle uğraşan hükümet, finans kesiminin ve askeri bürokrasinin vesayetinde tutulmak istendi.

 Fakat tüm engellemelere rağmen yönetim iyi bir sınav verdi"

 diye konuştu.

Küresel güçlerin Mısır'a ve Mısır halkına 

kölelik rolünü biçtiğini kaydeden Esmerer, 

"Bütün bunların arkasındaki güç, Hüsnü 

Mübarek zamanında oluşan güç ve çıkar 

odakları ve onların 

uluslararası destekçileridir"

 dedi.

Mısır ordusunun 

"Son Saatler" 

başlıklı açıklamasına değinen Esmerer, halkın

 desteğiyle seçilen Mursi'nin terörist ve radikal

 sıfatına maruz bırakıldığını söyledi.

Esmerer, Mısır ordusunun uluslararası bir propagandanın etkisinde kaldığını vurgulayarak,

 "kardeş kanı dökülmemesi"

 çağrısı yaptı. 

Mısır ordusunun bu hareketle halkın 

çıkarlarına hizmet etmediğini söyleyen 

Esmerer, şunları kaydetti:

 

"Türkiye halkı olarak, meşru şekilde iktidara 

gelen Mursi'nin yanında olduğumuzu ilan 

ediyoruz. 

 Mısır halkına da çağrı yapıyoruz ki, 

meşru iktidarın yanında olun, kardeş kanı 

akıtacak yaklaşımlardan uzak durun. 

Bilinmelidir ki bu darbe, Mısır ordusunun 

değil, kendilerini emperyalistlere 

kiralamış birkaç generalin boş ve kuru 

hevesidir."

Açıklama sık sık tekbirlerle kesilirken, twitter 

üzerinden de Mursi'ye destek kampanyası 

çağrısı yapıldı.