BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Temmuz 2013 Cuma

Muhammed Mursi'nin Oğlu Usame Mursi "Orduya karşı ondan geri adım atmamasını istedim" 13 Temmuz 2013 Cumartesi

Mursi'nin oğlu: Babama 'Diren' dedim

Mısır'ın devrik lideri Muhammed Mursi'nin nerede tutulduğu belli değil.

 Oğlu Usame Mursi, CNN'e 

 

"Orduya karşı ondan geri adım 

 

atmamasını istedim" 

 

 dedi.

13 Temmuz 2013 Cumartesi 

 

 

 


Hürriyet'te yer alan habere göre; MISIR’da ordunun yönetime el koymasının ardından hükümet kurma çalışmaları sürerken, devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin destekçileri dün “darbe karşıtı milyonluk cuma gösterisi” yaptı. Devrim Gençleri Birliği ise devrimin sürdüğünün vurgulanması için Tahrir Meydanı’nda iftar verdi. Askerlerce gözaltına alındığından beri Mursi’nin nerede tutulduğu kesin değil. Mursi’nin 30 yaşındaki oğlu Usame Kahire’nin doğusunda bir camide CNN’in sorularını yanıtladı. Ordunun verdiği 48 saatlik ültimatom dolmadan ve 2 Temmuz’da halka son kez hitap etmeden hemen önce Mursi oğluyla görüşmüş. Usame Mursi, bu görüşmeyi şöyle aktardı:

KAÇSA UTANÇ VERİRDİ
“Oğlu olarak orduya karşı ondan geri adım atmamasını istedim. Benim tanıdığım Muhammed Mursi bir gurur kaynağıdır. Geri adım atmış veya kaçmış olsa, cumhurbaşkanı bile kalsa bana utanç verirdi. Şu anda gizli bir askeri tesiste tutuluyor. Ailemiz endişeli değil. Bunu bir mücadele olarak görüyoruz. Hata yapmak ile suç işlemek arasında fark vardır. Muhammed Mursi suç işlemedi.”

ÇEKİLSEN DE DESTEKLERİZ
Daha sonra kameraya bakarak Mursi’ye mesaj gönderen Usame, “Baba, sen meşru ve seçilmiş bir cumhurbaşkanısın. Bu makamı terketme kararı alsan bile ailen olarak bunu destekleriz. 

 

Allah senden razı olsun” dedi. 

 

Bu arada haberde, Usame Mursi’nin

 

 seçim meşruiyetine dair 

sözlerinin, 

 

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki 

 

günkü açıklamalarını hatırlattığı 

 

belirtildi. 

 

ABD, 

“keyfi tutuklamalara” 

karşı Kahire Yönetimi’ni uyarırken, 

Almanya da tarafları şiddetten 

kaçınmaya çağırdı.

Üsküdar Belediyesi Alemdar Ahmed Baba sene 1091 gurre-i Ramazan (Eylül 1680)

Üsküdar Belediyesi

 

 Türbe, Hakimiyet-i Milliye Caddesi üzerindeki

 Kara Davut Paşa Camii'nin bu caddeye açılan 

avlu kapısı içinde ve ulu bir çitlenbik ağacının 

altındadır.

 

 1958 tarihinde yapılan istimlaklar neticesinde cadde kenarında kalmıştır. 

 

Etrafı, beton duvar üzerine demir parmaklıkla 

çevrilmiş olan, örfî sikkeli şâhidesi üzerindeki 

kitâbesi şudur:

 

 La ilâhe illallah Muhammedun 

resulullah Alemdar Ahmed Baba sene 1091 

gurre-i Ramazan (Eylül 1680) Alemdar Ahmet 

Baba'nın, Sultan IV. Murat'ın alemdarı olduğu 

ve 1047 (1638) tarihinde açılan Bağdat 

Seferi'nde Sancağ-ı Şerif taşıdığı rivayet 

edilmektedir. 

 

 Aynı sene Bağdat teslim olmuştur. 

 

26 Temmuz 1988 tarihinde türbe, nakl-ı kubur 

yapılarak biraz geriye ve şimdiki yerine alınmış 

ve bu sırada camiin avlu duvarları da yeniden 

yaptırılmıştır.

Irak'ta bombalı saldırı: 36 ölü, 30 yaralı 13 Temmuz 2013 01:07 KERKÜK AA Irak'ın Kerkük kentinde bir kıraathaneye düzenlenen bombalı saldırıda, 36 kişinin hayatını kaybettiği, 30 kişinin yaralandığı bildirildi

Irak'ta bombalı saldırı: 36 ölü, 30 yaralı

  13 Temmuz 2013 01:07 KERKÜK AA

Irak'ın Kerkük kentinde bir kıraathaneye düzenlenen bombalı saldırıda, 36 kişinin hayatını kaybettiği, 30 kişinin yaralandığı bildirildi.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Kerkük'ün güneyindeki Huzeyre Mahallesi'nde bir kıraathaneye yerleştirilen bomba, büyük bir gürültüyle infilak etti.

Patlamada 36 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Yaralılar çeşitli hastanelere kaldırıldı.

Bölgede yoğun güvenlik önlemi alan polis, olay yerinden görüntü almak isteyen çok sayıda gözeteciyi gözaltına aldı. Polisin gazetecilerin fotoğraf makinesi ve kameralarına el koyduğu öğrenildi.

Irak’ın çeşitli kentlerinde bugün çoğu eş zamanlı düzenlenen bombalı saldırılarda 29 kişi ölmüş, 69 kişi yaralanmıştı.

CHP'nin Genel Başkanı kaçış yolu arıyor 13 Temmuz 2013 00:03 YOZGAT AA Başbakan Yardımcısı Bozdağ, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak "CHP'nin Genel Başkanı uzlaşılan maddelerin yasalaşmasını engellemek için bir bahane arıyor, kaçış yolu arıyor"

CHP'nin Genel Başkanı kaçış yolu arıyor

13 Temmuz 2013 00:03 YOZGAT AA

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak "CHP'nin Genel Başkanı uzlaşılan maddelerin yasalaşmasını engellemek için bir bahane arıyor, kaçış yolu arıyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, partisinin il başkanlığını ziyaretinde, gazetecilerin yeni anayasa konusundaki soruları üzerine Başbakan Erdoğan'ın anayasa konusunda çağrısının çok açık ve net olduğunu söyledi.

Yeni bir anayasanın uzlaşarak ortaya konamadığını ancak anayasanın 48 maddesi üzerinde 4 siyasi partinin uzlaştığını, Başbakan Erdoğan'ın da uzlaşılan maddelerin mecliste görüşülerek yasalaştırılmasını gündeme getirdiğini ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:

"Madem 4 parti bunun üzerinde uzlaştı, öyleyse bu meclisten 4'ü pekala çıkarabilir. Siyasi partilerden bu çağrıya olumlu cevap verenler oldu. Ancak CHP buna olumlu cevap vermekten bir takım gerekçelerle kaçındı. Bunun ana nedenini bana göre CHP'nin yeni anayasa konusunda yeni anayasa olmasa bile anayasada değişiklik yapma konusunda samimi olmamasında aramak lazımdır. Çünkü CHP uzlaşılan maddelerin bile meclisten uzlaşıyla anayasa maddesine dönüşmesini engellemek için bahane arıyor, kaçış için kendine gerekçe üretiyor. Eğer CHP bu 48 maddenin anayasamızın yeni maddeleri olması konusunda samimi ise uzlaşma komisyonunda ortaya konulan kendi partililerinin ortaya koyduğu görüşlerin arkasında iradesi varsa o zaman bunu yasalaştırmak için ayrıca bir takım şartlar ileri sürmesine gerek yok. Beraberce biz bunu yaparız ancak benim gördüğüm çok net bir şekilde söylüyorum CHP'nin Genel Başkanı uzlaşılan maddelerin yasalaşmasını engellemek için bir bahane arıyor, kaçış yolu arıyor." 

Mısır'daki gelişmeler

Gazetecilerin sorusu üzerine Mısır'daki gelişmelere değinen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Darbe nerede olursa olsun, kim tarafından kime karşı yapılırsa yapılsın kötüdür. Türkiye’nin tutumu ilkesel bir tutumdur. Sandıktan çıkmış bir iktidara, milli iradeye herkesin saygı göstermesi lazım. Meşru iktidar milletin sandıktan çıkardığı iktidardır. Milletin sandıktan çıkardığı iktidarı anayasa ve milletin iradesine rağmen hukuk dışı yolla devirmek çok açık şekilde darbedir. Ama maalesef bazı batılı ülkeler ve bazı orta doğu ülkeleri 'darbe' bile diyemediler. Tabi darbeden öte zihnî destek veren ülkeler olduğu gibi bazı ülkeler de açıktan destek veriyor. Türkiye’nin bu noktadaki duruşu ilkesel bir duruştur, demokrasiden yana bir duruştur, milli iradeden yana bir duruştur, hukuk devletinden yana bir duruştur."  

Bütün dünyanın yaşanan hadiseleri seyretmekle yetindiğini ifade eden Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Tarih bunları kaydediyor. Türkiye’nin ilkesel duruşunu da kaydediyor, bu konudaki batının ve başka ülkelerin ikiyüzlü duruşunu, bazılarında da darbeyi destekleyişini kaydediyor. Tarih bunlar hakkında hükmünü elbette verecektir. Tabii burada Mısır halkının duruşu çok önemli. Baktığınızda öyle bir fotoğraf var ki Kıptiler bir araya geliyor, Eser şeyhi bir araya geliyor, Selefiler bir araya geliyor, laikçiler bir araya geliyor, ordu bir araya geliyor, Hristiyanlar bir araya geliyor. Esasında bir araya gelmeleri pek kolay ve mümkün olmayan ne kadar yapı varsa bir araya geliyor ve batının alkışladığı bazı monarşi yönetimlerinin alkışladığı bir olayı gerçekleştiriyorlar, darbe yapıyorlar. Yani pek alışık bir şey de değil. Nasıl bir sivil anlayıştır ki askerle el ele, nasıl bir siyasal partidir ki bazı siyasal partiler de orada darbecilerle beraber oldular ve darbe yaptılar, birlikte bir darbe gerçekleştirdiler. Bunu anlamak da mümkün değildir.
Mısır halkının kahir ekseriyetinin yapılan bu darbenin karşısında olduğuna inanıyorum. Şuanda sokakta olanlar var,  olmayanlar var ama Mısır halkının ve kahir ekseriyetinin bunun karşısında olduğuna inanıyorum. Ortaya çıkan görüntüler ve protestolar da bunu gösteriyor. Önümüzdeki zaman içerisinde Mısır’daki durumun nasıl olacağını göreceğiz."

Darbe karşıtları meydanları doldurdu 12 Temmuz 2013 22:36 KAHİRE AA Mısır'da ordunun yönetime el koyarak Mursi'nin görevinden uzaklaştırılmasının ve namaz kılan halka açılan ateş sonucu 84 kişinin ölmesinin ardından ülke genelinde başlatılan Mursi'yi destek gösterileri devam ediyor

Darbe karşıtları meydanları doldurdu

12 Temmuz 2013 22:36 KAHİRE AA

Mısır'da ordunun yönetime el koyarak Mursi'nin görevinden uzaklaştırılmasının ve namaz kılan halka açılan ateş sonucu 84 kişinin ölmesinin ardından ülke genelinde başlatılan Mursi'yi destek gösterileri devam ediyor.

Mısır'da darbeye karşı Muhammed Mursi'ye destek amacıyla ülkenin dörtbir yanından toplanan halk, "seferberlik" adı altında 4 meydanda bir araya geldi. Başta başkent Kahire'nin Rabiatul Adaviyye ve Nahda meydanları olmak üzere ülke genelinde düzenlenen gösterilere yüzbinlerce halk katıldı. 

Rabiatul Adaviyye meydanında 30 Haziran tarihinden bu yana Mursi'ye destek vermek üzere bekleyişlerini sürdüren halkın sayısı, her geçen gün artıyor. 

Mısır Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah Es Sisi aleyhine "İrhal" git şeklinde slogan atan göstericiler, iftarı birlikte açtılar. Meydanda bulunanlar Mısır'ın meşru cumhurbaşkanın Mursi olduğunu söyleyerek, Mursi'nin göreve iade edilmesi ve ordunun darbeci tavrını bırakması için gerekirse ömürlerinin sonuna kadar meydandan ayrılmayacaklarını ifade ediyorlar. 

Kahire'deki diğer gösteri alanı ise 84 kişinin ölümüyle sonuçlanan halk üzerine ateş açılması olayının yaşandığı Cumhuriyet Muhafızlar Karargahı önünde oldu. Çok sayıdaki gösterici, karargah önünde oturma eylemi yaptı. Göstericiler oruçlarını oturma eylemini bozmadan kurdukları sofralarda açtı. 

Kahire Üniversitesinin önündeki Nahda meydanına ise binlerce gösterici akın etti. Nahda meydanında Mursi'ye destek veren  halk, burada iftar açıp topluca akşam ve teravih namazlarını kıldı, Ramses meydanında toplanan bir grup gösterici ise oturma eylemi yaparak birlikte iftar açtılar.  

-İskenderiye'de de gösteriler sürüyor-

Ülkenin ikinci büyük kenti İskenderiye, kanal kentleri Süveyş, İsmailiye ve Port Said'de de Mursi'ye destek gösterileri düzenlendi. Batıda yer alan Marsa Matruh ile Kahire'nin güneyine düşen Beni Suef, Luksor, Asvan, Asyut gibi kentlerde binlerce kişi Mursi'ye destek verirken darbeyi de kınadı. 

Kuzey Sina'nın Ariş kentinde ise binlerce kişi Mursi'ye destek veren gösteriler yaparken, askeri darbenin ülkeye verdiği zararı protesto ettiler. Ariş'te geçen hafta Mursi'ye destek veren Bedevi kabilelerinin valiliği işgal etmesinin ardından askerler tarafından kapatılan valilik binasının halen açılmadığı bildirildi. 

-Vize uygulaması başlatıldı-

Öte yandan Mısır'daki askeri darbenin ardından yönetimin Suriyeli mültecilere yönelik yeni tavrı Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından eleştirildi. HRW, Mısır yönetiminden BM'nin mülteciler için koyduğu kriterlere uymasını istedi. 

Mısır'da askeri darbenin ardından Suriye'den Mısır'a gelen bir uçak, güvenlik ve gelenlerin vizesiz olduğu gerekçesiyle geri çevrilmişti. 

Suriye'den Mısır'a gelen birçok mülteci, Mısır ile Suriye'nin karşılıklı vizesiz seyahat anlaşması olduğu halde Mısır'a sokulmamıştı.

12 Temmuz 2013 Cuma Kısmi değil baştan aşağı yeni ve sivil bir anayasa Anayasa üzerinden siyaset hesapları devam ederse, Türkiye’yi elli yıl geriletebilirler

Bizde de darbe olur mu? 

12 Temmuz 2013

Mısır’daki darbe, fısıldanan bir soruyu 

Türkiye’nin gündemine taşıdı: 

Bizde artık darbe olur mu?

 

  Bunun iki sebebi var. Birincisi, ABD ve Avrupa’nın bir darbeyi, savundukları bütün demokratik ilkeleri unutarak desteklemeleri…

Yani Batı’nın menfaatleri söz konusu olduğunda, demokrasinin uluslararası bir teminatı yok.

 Küresel güç merkezlerinden bir işaret, el altından destek ve sonrasında darbenin adını bile anmama hali var.

Kestirmeden söyleyelim;
Türkiye’de –maazallah-
bir darbe olsa ve Mısır’dakine takındığı tavrı ABD ve AB bize takınsa, cuntacılara yol verse, al sana darbe...

İkincisi, Taksim Gezi Parkı’ndaki bir kıvılcımın, yüzde elli oy ile gelmiş bir iktidarı on beş gün içinde sarsması şaşırtıcı değil mi? Hatırlayınız, ABD ve AB, Gezi Parkı olaylarında her fırsatta belki yirmi defa hep hükümete fatura kesti. Tamam, ilk iki gündeki tepkileri anladık.
Ama ondan sonra aleni olarak bir düğmeye basıldığı besbelli bir organizasyonla, bir iktidarı sandık dışı yollarla devirmenin hamlesi ile karşı karşıyayız.

Taksim’i bir Tahrir yapmak çabaları, eğer AK Parti’nin büyük şehirlerdeki meydan mitingleri ile frenlenmeseydi, acaba Türkiye’de durum ne olurdu?

Sayın Başbakan’ın İstanbul’daki çalışma ofisini, Ankara’daki evini basma girişimleri gerçekleşseydi, acaba şimdi neyi konuşuyorduk?

Demek ki, darbe olur mu sorusu boşuna yüksek sesle sorulmuyor.

Şimdi buna bağlı olarak ikinci bir soru soralım: Türkiye, hâlâ darbeye müsait bir ülke mi?
Evet, iki açıdan gayet müsait.

Birincisi, cuntalara cesaret ve yol veren vesayetçi yapı, yüzde 20’lik bir zaafa rağmen hâlâ ayakta.

Kimse kendini kandırmasın. Darbe ve darbeye teşebbüsün yargılanması ile

“artık darbe devri bitmiştir”

 rehavetine sürüklenmesin…

Vesayete güç veren odakların hepsi ayakta. “Diren Türkiye”
 dedikleri,
“diren vesayet”tir…

İkincisi, bir darbe öncesinde; provokasyonları, şiddet ve terörü çok kısa zamanda kaos ortamına dönüştürecek üç tehlikeli zemin var:

Türk-Kürt, Sünni-Alevi, yaşam tarzlarındaki farklılığın getirdiği kutuplaşma.
Bu üç zemindeki zaaflarımız devam ediyor. Allah korusun, bir Türk-Kürt iç savaşının kıvılcımını çakmak hiç de zor değil. Çözüm süreci hâlâ güven vermeyen, her an PKK terörünün hortlayacağı bir çizgide gidiyor. Milletimizin büyüklüğü, inancı ve birlikte yaşama iradesi, bu tehlikeye direnmemizi sağlıyor.

Suriye üzerinden bir Sünni-Alevi çatışmasını, mezhep savaşına çevirmek için çok açık provokasyonlar var.
Sivas, Erzincan Başbağlar, Çorum, Maraş, Gazi olayları, DHKP-C’nin yeniden uyandırılması, “Ali’siz Alevilik” için Avrupa’da çok ciddi çalışmaların varlığı, bu tehlikenin boyutunu anlatmaya yeter.

Üçüncü olarak Gezi Parkı olaylarının en somut sonucu, yaşam tarzı farklı kesimler arasındaki güvensizliği ve kutuplaşmayı had safhaya çıkartmış olmasıdır.
Sırf bu kutuplaşma için işlenmiş olan Uğur Mumcu ve benzer cinayetleri bile böylesine kin, nefret, ötekileştirme ortamı sağlayamamıştı…


Eğer siyasiler, başta iktidar, işin vahametini görür ve tedbir alınırsa bu tehlikeli oyunu bozabiliriz.

68 kuşağı olarak biz birbirimize yıllarca, “kahrolsun komünistler”,
 “kahrolsun faşistler”
 diye bağırdık.

“Bizden olmayanlar”ın kahrolmasıyla, kimsenin bu ülkede huzur içinde yaşamayacağını bilemedik.

Önümüzde hâlâ bir fırsat var.

 Kısmi değil baştan aşağı yeni ve sivil bir anayasa...

Çıkış yolu, o anayasanın getireceği demokratikleşme ve farklılıklarımızla bir arada yaşamadır.

Aynı gemideyiz.

Anayasa üzerinden siyaset hesapları devam ederse, Türkiye’yi elli yıl geriletebilirler…

 Hüseyin Gülerce

Kardeşlerimiz acı çekerken 'adam sen de' diyemeyiz 12 Temmuz 2013 22:33 BİNGÖL Başbakan Erdoğan "Suriye'de bombalar altında inleyen, Mısır'da askeri darbeye maruz kalmış kardeşlerimizin sızısını yüreğimizde hissettik. Dilsiz şeytanlar gibi olamayız"

Kardeşlerimiz acı çekerken 'adam sen de' diyemeyiz

  12 Temmuz 2013 22:33 BİNGÖL 

Başbakan Erdoğan "Suriye'de bombalar altında inleyen, Mısır'da askeri darbeye maruz kalmış kardeşlerimizin sızısını yüreğimizde hissettik. Dilsiz şeytanlar gibi olamayız"

 dedi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havalimanı'nın açılış töreninin ardından Bingöl Valiliğini ziyaret etti. Erdoğan, daha sonra Valilik tarafından Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bahçesinde sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, kanaat önderleri, işadamları ve vatandaşların katılımıyla düzenlenen iftara katıldı. 

Yemeğin ardından vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, üniversite kampüsünde vatandaşlarla olmanın sevinciyi yaşadıklarını belirterek, ramazanın "başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedi azaptan kurtuluş olan bir ay" olduğunu söyledi.

Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'in yer yüzüne indiği, Hazreti Muhammed'e peygamberlik vazifesinin tevdi edildiği, affın, marifetin, rahmet ve bereketin haneleri doldurduğu ramazan ayının, Türkiye'ye, millete ve Türk-İslam alemine hayırlar getirmesi dileğinde bulundu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Myanmar, Somali, Bangladeş, Mısır ve Suriye'de kanla acıyla gözyaşıyla acıyla iftarlarını açan kardeşlerime Rabbim nusretini bir an önce göndersin niyazında bulunuyorum. Yoksulluktan, yokluktan, zulümden kırıldığı halde kalplerinde Allah sevgisini, peygamber muhabbetini, Kur'an aşkını bırakmayan kardeşlerimizin semaya kalkan ellerini Rabbim geri çevirmesin, rahmetini esirgemesin, dualarını kabul etsin. Ramazan ayıyla birlikte gündemimize sabır kavramı yerleşiyor, sevgi yerleşiyor, Yaradanın isimlerinden birisi de 'Es Sabur'dır. Allah sabreder, sabrı sever ve sabredenlerle birliktedir. Ancak sabır acziyet demek değildir. Bizler için sabır: ekilen bir fidanın boy vermesini beklemek gibidir. Sabır, aslında ileri görüşlülüktür, geleceği düşünmek, hayal etmektir ve sağlam adımlarla kökü sağlam bir temelle geleceği inşa etmek demektir. 

Mevlana ne güzel söylemiş; 'Açlığa sabredersin adı oruç olur. / Acıya sabredersin adı metanet olur. / İnsanlara sabredersin adı hoşgörü olur. / Dileğe sabredersin adı dua olur. / Özleme sabredersin adı hasret olur. / Sevgiye sabredersin adı aşk olur.' İşte bizler de böyle bir sabır içindeyiz. Bugüne kadar çok zulüm gördük, çok baskı gördük, çok provakasyon gördük, çok haksızlık gördük, çok hakaret işittik ama sabırla metanetle hepsinin üstesinde geldik, geliyoruz ve geleceğiz."

"Aynı havayı soluduk aynı sofrayı paylaştık"

Başbakan Erdoğan, onurlu bir şekilde, dik durarak, diklenmeden mücadelelerini sürdürdüklerini, diğer yandan dua ettiklerini, sabır gösterdiklerini ve sabrın sonunda muratlarına eriştiklerini, Türkiye'yi selamete eriştirdiklerini vurguladı.  

Demokratik hayat boyunca birçok darbe ve muhtıra yaşadıklarını ancak hiçbir muhtıra ve darbenin uzun vadede başarıya ulaşamadığını, uzun vadede halkın iradesi karşısında duramadığına da şahit olduklarını anlatan Başbakan Erdoğan, "Hiçbir karanlık gücün Türkiye'mizdeki kardeşlik ortamına, dayanışma ortamına ciddi zararlar veremediğini gördük. Biz tarih boyunca medeniyemizin ürünü olan değerlerimizden ilham alarak aynı havayı soluduk, aynı sofrayı paylaştık, aynı ekmeği bölüştük. Aziz milletimiz onca badireye rağmen dünyaya kardeşlik dersi vermiş, kardeşlik anıtı dikmiştir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Myanmar'da burnu kanayan, Yemen'de ayağı incinen, Suriye'de bombalar altında inleyen, Mısır'da askeri darbeye maruz kalmış kardeşlerimizin sızısını yüreklerimizde hissettik, hissediyoruz. Birileri akıl veriyor. Diyorlar ki 'bu dış politika iflas etmiştir.' Niye? Oralara kulak verdiğimiz için, oraların derdiyle dertlendiğimiz için. Bunların tarih bilgisi de yok, tarih bilinci de yok. Çünkü bunlar tarihlerini çok kısır bir çerçeve içerisinde yorumluyorlar. İşin aslı bu değil. Şöyle asırlar geriye zaman tünelinde gittiğimizde ecdadımız Osmanlının Hint Yarımadası'na gidişinin bir anlamı var. Durup dururken boşu boşuna gitmediler. Sadece yeryüzünde adaletin ikamesi için oralara  kadar gittiler. Biz böyle bir ecdadın torunuysak kenarımızda, sınır komşularımızda olan bunca zulme biz seyirci kalamayız. Ya elimizle müdahale edeceğiz ya dilimizle müdahale edeceğiz ya da buğuz edeceğiz. Bu da inancın en zayıf noktasıdır. Biz, dilsiz şeytanlar gibi olamayız, kardeşlerimiz acı çekerken, zulme uğrarken 'adam sen de' diyemeyiz."

"Dolarları, avroları görerek kuyruğa girmedik"

Başbakan Erdoğan, kardeşlik anlayışlarının menfaate dayanmadığını, "menfaat kardeşliği" olmadığına işaret ederek, "Birileri dolarları, avroları görerek kuyruğa girebilir. Biz, dolarları, avroları görerek kuyruğa girmedik. Biz, çalıştık, azmettik, alın teri döktük ve hamdolsun 10 yıl önceki Türkiye'yi üçe katladık. Bundan sonraki süreçtede bu böyle olacak. Altyapısıyla üstyapısıyla her şeyiyle hamdolsun o ekilen tohumlar berekete durdu. Biz, kardeşliği çıkara dayalı, menfaate dayalı bir ortaklık olarak görmeyiz. Kardeşliğimiz ekonomik çıkarlara da dayanmaz" ifadesini kullandı.

Kendileri için ne istiyorlarsa Türkiye'nin her yerindeki, dünyanın her köşesindeki kardeşleri için de aynısını istediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Yetimlerin, öksüzlerin, yolda kalmışların, garip gurebanın hakkını, hukukunu savunmak, hakları teslim etmek, bizim kardeşlik anlayışımızın tam merkezindedir" görüşünü belirtti. 

Başbakan Erdoğan, kardeşlerin, komşuların birbirinin hukukuna riayet etmesi, birbirine muhabbetle, hoşgörüyle muamele etmesinin kardeşlik anlayışlarının temeli olduğunu, milli birlik ve kardeşlik projelerini bu anlayıştan yola çıkarak tesis ettiklerini, bu anlayış üzerinde ilerlettiklerini belirtti.

Bölgede 10 yıllar boyunca devam eden ret, inkar ve asimilasyon politikalarını kardeşliğin önündeki en büyük engel olarak gördüklerini ve ellerinin tersiyle ittiklerini vurgulayan Erdoğan, bu bölgenin her anlamda ihmal edilmiş olmasını aynı şekilde kardeşliğin önünde engel olarak gördüklerini ifade ederek şunları söyledi:

"10,5 yıl boyunca bölge illerini kalkındırmak için çok büyük mücadele verdik. Aynı şekilde gerek bu bölgede gerek diğer bölgelerimizde gençlerin kanının, anne ve babaların gözyaşının akmasını da kardeşliğimizin önünde bir mania olarak addettik ve bu kanı bu gözyaşını durdurmak için yüreğimizi ortaya koyduk, bedenimizi ortaya koyduk. Dedik k
i 'bu işi Allah'ın izniyle başaracağız.' Çözüm süreci başarılı şekilde, umut verici şekilde ilerlemeye devam etti, devam ediyor. İstediğimiz hızda olmasa da sabotajlar, provokasyonlar yaşansa da biz çözüm sürecinin hassasiyetini muhafaza ediyor, üzerimize düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getiriyoruz."

ABD Mursi'nin salıverilmesini istedi 12 Temmuz 2013 22:14 WASHINGTON BERLİN Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki, Almanya'nın Mısır ordusu tarafından görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'nin serbest bırakılması çağrısına katıldığını belirtti

ABD Mursi'nin salıverilmesini istedi

  12 Temmuz 2013 22:14 WASHINGTON BERLİN

 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki, Almanya'nın Mısır ordusu tarafından görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'nin serbest bırakılması çağrısına katıldığını belirtti.

 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, basın toplantısında,

 

 "Alman Dışişleri Bakanı bugün 

Muhammed Mursi'nin serbest bırakılması çağrısında bulundu, aynı fikirde misiniz?" 

 

sorusuna, "Katılıyoruz..." yanıtını verdi. 

 

Gazetecinin tekrar, 

 

"Mursi'nin salıverilmesine katılıyor musunuz?" 

 

sorunu üzerine Psaki, 

 

"Evet (Hı hı)" 

 

ifadesini kullandı. 

 

Almanya, Mursi’nin serbest bırakılmasını istedi

 

Almanya'nın başkenti Berlin’de basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer da Almanya olarak Mursi’nin özgürlüğe kavuşmasını istediklerini belirtmişti. 

 

Schaefer, Mısır’daki her türlü siyasi tahribatın Mısır’ın geleceğine zarar verdiğini ifade etmişti.

 

Mısır’a tarafsız ve güvenilir organizasyonların girişine izin verilmesini de isteyen Schaefer, Almanya olarak tüm Mursi taraftarlarına şiddetten kaçınma çağrısı yapmıştı. 

Gönül isterdi ki yardımlar Mursi için de söz konusu olsaydı AA 12 Temmuz 2013 21:32 ANKARA Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mısır'a yapılan maddi yardımlara ilişkin "Gönül isterdi ki bu yardımlar halkın oylarıyla işbaşına geldiği dönemde Sayın Mursi için de söz konusu olsaydı"

Gönül isterdi ki yardımlar Mursi için de söz konusu olsaydı

AA 12 Temmuz 2013 21:32 ANKARA 

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mısır'a yapılan maddi yardımlara ilişkin "Gönül isterdi ki bu yardımlar halkın oylarıyla işbaşına geldiği dönemde Sayın Mursi için de söz konusu olsaydı" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, Dışişleri Bakanlığındaki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, bazı ülkelerin Mısır'daki darbe yönetimine yönelik maddi yardımlarına ilişkin soru üzerine,  Türkiye'nin, Mısır'ın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan çıkması için yapılacak her yardımı takdirle karşılayacağını söyledi.

Mısır'ın bugün ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşadığına ve siyasi bir sorunla karşı karşıya olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Ne olursa olsun biz her zaman Mısırlı kardeşlerimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Tabii gönül isterdi ki bu çapta büyük yardımlar halkın oylarıyla işbaşına geldiği dönemde Sayın Mursi için de söz konusu olmuş olsaydı ve bir yıl kaybedilmeden pek çok sorun kendi doğası içinde aşılmış olsaydı. Türkiye bu konuda elinden gelen yardımı geçmişte yapmıştır. Şimdi de bu yardımlar konusunda her zamanki dostane tutumunu sergiler. Önemli olan Mısır'a şu anda herkesin yardımcı olması ama Mısır'a yapılacak en büyük yardım meşruiyetini halktan alan bir siyasi iktidar oluşmasıdır." 

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, meşruiyetini halktan almayan hiçbir siyasi iktidarın hiçbir ekonomik yardımda hedeflerine ulaşamayacağını, meşruiyetini halktan alan bir siyasi iktidarın ise içeriden ve dışardan  gelebilecek yardımlarla önemli atılımlar gerçekleştirebileceğini vurguladı.

Davutoğlu, "Ümit ederiz ki Mısır bu sancılı günleri aşar ve en kısa zamanda meşruiyetini halktan alan bir siyasi iktidara ve bu çerçevede herkesin mutabık kaldığı bir anayasal çerçeve içinde kamu düzenine kavuşur" ifadesini kullandı.

"Lübnan'da onurlu mücadele verdiğinde Hizbullah'ı destekledik"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye'deki yabancı unsurlara ilişkin soru üzerine de Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin politikasının açık ve net olduğunu, Suriye yönetimini barışçıl yollarla halkın iradesine saygı duymaya davet ettiklerini, çok büyük çabalar sarf ettiklerini belirtti.

Suriye rejimin bunun yerine kendi halkına karşı önce keskin nişancılarla, sonrasında top ve tanklarla kuşatma yaparak, hava kuvvetlerini, Scud füzelerini ve  kimyasal silahlları kullanarak topyekun bir tasfiye hareketine kalkıştığını kaydeden Davutoğlu, muhalefetin elinde ise hiçbir hava gücü olmadığını vurgu yaptı.

Rejimin, Suriye'nin şehirlerini, dini mekanlarını hava bombardımanıyla tahrip ettiğini, kendi halkında düşmanın yapamayacağı kadar büyük bir tahribat yaratan bir yaklaşım içinde olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Son dönemlerde eğer bir dış müdahale söz konusuysa ki biz dışarıdan kim gelirse gelsin Suriye'ye dışarıdan müdahaleye kesinlikle karşıyız. Bir şekilde yabancı savaşçıların girmesine karşıyız. Hiçbir şekilde de Türkiye'den buna izin ve müsamaha gösterilmesi mümkün değil ve buradan da ilan ediyorum: Yabancı bütün unsurlar Suriye'den çıkmalı. Ama aynı ilanın son 3 aydır Suriye şehirlerine başta Kuseyr olmak üzere giren Hizbullah'a da yapılması gerektiğini düşünüyorum ki Lübnan'da onurlu bir mücadele verdiğinde Hizbullah'ı Türkiye olarak uluslararası sistemle ilişki kurması noktasında da birçok konuda da destekledik. Ama bugün eğer Humus'ta, Kuseyr'de yabancı bir güç varsa maalesef bu rejim yanında savaşan güçlerdir. Bunların derhal Suriye'yi terk etmesi lazım."

"Resmi olarak her iki taraftan ateşkes istiyorum"

İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi'ye de İran'ın, Suriye'de ramazan ayı için ateşkes ilan edilmesi konusunda Suriye rejimi üzerindeki nüfuzunu kullanıp kullanmayacağına ilişkin soruya,  "Umuyoruz ki bu ateşkes sağlansın. Ramazan ayı da bunun için çok güzel bir bahanedir. Eğer 'resmi kaynaklardan böyle bir şey istedik mi' diye soruyorsanız ben burada resmi olarak bunu her iki taraftan istiyorum" yanıtını verdi.

Geçen yıl da aynı çağrıda bulunduklarını ancak ateşkes sağlanmadığını hatırlatan Salihi, "Umuyoruz ki inşallah bu sene gerçekleşir ve bu Suriye krizinin çözümü için de bir başlangıç olur" diye konuştu.

Erdoğan Şırnak'taki havalimanının adını açıkladı

  12 Temmuz 2013 20:41 ANKARA DİYARBAKIR 

Başbakan Erdoğan, Şırnak'taki havalimanının yapımının tamamlandığını belirterek "Bu ülkenin eski bakanlarından Şırnak'ın evladı, Şerafettin Elçi Havalimanı'nı açacağız" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havaalanı'nın açılışında yapktığı konuşmada Şırnak'taki havalimanının yapımının tamamlandığını belirterek,  "Bu ülkenin eski siyasetçilerinden, eski bakanlarından, Şırnak'ın evladı, Şerafettin Elçi Havalimanı'nı açacağız. Zira bizim kitabımızda ayrımcılık yok. Biz farklıyız. Bu noktada halkımızın tümünü kucaklıyoruz" dedi.

Elçi ailesinde heyecan ve mutluluk

Başbakan Erdoğan'ın Bingöl Havalimanı'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, yapımı tamamlanan Şırnak Havalimanı'na eski bakanlardan ve Diyarbakır bağımsız milletvekili iken geçen yıl hayatını kaybeden Şerafettin Elçi'nin adının verileceğini belirtmesi Elçi ailesinde heyecan ve mutluluk yarattı.

Şerafettin Elçi'nin oğlu Heja Elçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın Elçi ailesine onur verdiğini söyledi.

"Çok yerinde ve doğru bir karar. Hepimiz onurlandık, şeref duyduk" diyen Elçi, babasının tüm bölge için önemli bir isim olduğunu vurguladı.

Elçi, kararın çözüm sürecine de denk düştüğüne dikkati çekerek, "Bu karar bence gündeme de sürece de denk gelen çok yerinde ve uygun bir karar. Hakikaten çok mutlu olduk. Doğal olarak Şırnak'taki havaalanına Şerafettin Elçi isminin verilmesi son derece önemli. Kararın bölgeyi de mutlu ettiğini düşünüyorum" dedi.

Şerafettin Elçi'nin ağabeyinin oğlu olan Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi de, kararın Elçi ailesinin yanı sıra tüm Kürtleri fazlasıyla mutlu ettiğini belirtti. Kararın barış sürecine de katkı sunacağına inandığını vurgulayan Elçi, "İki taraf arasında sarsıntıya uğramış güvenin tamamlanması ve sürecin başarıya ulaşmasına bu karar büyük katkı sunacaktır. Bu, tüm Elçi ailesi ve Elçi'yi sevenleri de fazlasıyla mutlu eden çok isabetli bir karardır" diye konuştu.

Kararı kendilerinin de yeni öğrendiğini kaydeden Nuşirevan Elçi, şöyle dedi: 

"Şerafettin Elçi bilindiği gibi tüm Türkiye'nin hatta dünyanın kabul ettiği bir siyasetçiydi. Fikri, düşüncesi ve yaklaşımı ile hem Kürtlerin hem de Türklerin büyük beğeni ve takdirini toplayan büyük bir siyaset adamıydı. İsminin havaalanına verilmesi yaptığı siyasetin ve çalışmalarının doğru olduğunu ve bunun takdir edildiğini gösteriyor. Şahsım ve Elçi ailesi adına sayın başbakan ve bu kararda katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz."

Operasyonlar suç unsuru tespit edilen yerlere yapılmaktadır 12 Temmuz 2013 20:15 DİYARBAKIR AA Diyarbakır Valiliği, bir yazılı basın organında yer alan "korucu köylerine operasyon" başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığını bildirildi

Operasyonlar suç unsuru tespit edilen yerlere yapılmaktadır

12 Temmuz 2013 20:15 DİYARBAKIR AA

Diyarbakır Valiliği, bir yazılı basın organında yer alan "korucu köylerine operasyon" başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığını bildirildi.

Diyarbakır Valiliğinden yapılan açıklamada, bugün bir gazetede "koruyucu köylerine operasyon" başlıklı haber yer aldığı, söz konusu haberde Lice ilçesine bağlı Esenler köyü ile Hazro ilçesine bağlı Meşebağları, Kırmataş ve Sarıerik köylerine yönelik yapılan operasyonlarda hiç silah bulunmadığı ve hakkında işlem yapılan kimse olmadığı, operasyonun korucu köylerine yönelik olduğu iddialarına yer verildiği anımsatıldı.

Bu iddalarla ilgili araştırma yapıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İcra edilen operasyonda arazide esrar tarlalarını korumak maksatlı oluşturulmuş bir barınak içerisinde bir otomatik av tüfeği, bir fişek kütüklüğü ve 4 dolu av fişeği ele geçirildi. Bununla birlikte yasadışı kenevir ekilen ve güvenlik kuvvetlerince imha edilen tarlaların sahiplerinin belirlenmesine yönelik tapu müdürlükleri ile koordineli çalışma neticesinde, operasyon soruşturma dosyası kapsamında belirtilen 12 kişinin kimliği tespit edildi. Bu kişilerin adli işlemleri sürüyor. Ayrıca 52 parsel arazinin sahiplerinin kimlik tespit çalışmaları da devam ediyor."

Uyuşturucu ile mücadele kapsamında yasadışı kenevir ekimi yapıldığı tespit edilen 21 köyün yakınlarındaki arazilere yönelik operasyon gerçekleştirildiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Sadece 4 köyde geçici köy korucusu bulunmakta, büyük çoğunluğunda ise korucu bulunmamaktadır. Güvenlik kuvvetlerince büyük bir özveri ve gayretle uyuşturucu ile mücadele kapsamında icra edilen operasyonlar korucu olsun olmasın hiçbir ayrım yapılmadan suç unsuru tespit edilen yerlere yönelik kararlılıkla yapılmaktadır. Görüldüğü üzere, söz konusu haberde yer alan iddiaların tamamen mesnetsiz olduğu ve gerçekleri çarpıtmaya yönelik olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır."

Türkmen şehitleri Mevlid-i Şerif ile anıldı 12 Temmuz 2013 16:32 ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkmen şehitleri için okutulan mevlide katıldı

Türkmen şehitleri Mevlid-i Şerif ile anıldı

  12 Temmuz 2013 16:32 ANKARA

 

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkmen şehitleri için okutulan mevlide katıldı.

 

Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği, Kerkük'te Türkmenlerin katledilişinin 54. yılı anısına Maltepe Camisi'nde Mevlid-i Şerif okuttu.
Mevlidin ardından cuma namazını kılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, camiden çıkarken vatandaşlarla tokalaştı. 
Kerkük Türkmen katliamına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, ''Bu, 54 sene önce yapılmış büyük bir katliam. Kuzey Irak'ta Türkmenler maalesef sürekli hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyorlar'' diye konuştu. 
Tusurmatu'da geçen ay, suikastlar yapıldığını ve Türkmenlerin hayatlarını kaybettiğini hatırlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
''Özellikle şu ortamda, Irak'ın bütünlüğünü bozmak isteyen, Irak'ı karıştırmak isteyen, Irak'ta halkın arasına fitne sokmak isteyen bir takım unsurların olduğunu biliyoruz. Türkmen varlığının da Irak'ın asli unsurlarından birisi olduğuna inanıyoruz. Oradaki Türkmen varlığının emniyetini sağlamak, Türkmenlerin Irak'ın bütünlüğü içerisinde varlığını korumak, Türkiye'nin önemli sorumluluklarından birisidir. Bu kardeşlerimizle dostluğumuzu, kardeşliğimizi göstermek için bugün buradaki Mevlid-i Şerif'e katıldık. Ölenlere bir kere daha Allah'tan rahmet diliyorum. Irak Türkmen Cephesi mensubu kardeşlerimi de başsağlığı diliyorum.''

12 Temmuz 2013 19:36 LONDRA İngiltere'nin en büyük havaalanı Heathrow'da, "Etiyopya Havayollarına ait bir uçakla ilgili olay nedeniyle" pistlerin kapatıldığı bildirildi Paris'in güneyinde meydana gelen tren kazasında çok sayıda ölü ve yaralı olduğu bildirildi

Heathrow'da pistler kapatıldı

12 Temmuz 2013 19:36 LONDRA
İngiltere'nin en büyük havaalanı Heathrow'da, "Etiyopya Havayollarına ait bir uçakla ilgili olay nedeniyle" pistlerin kapatıldığı bildirildi.

İngiltere'nin en büyük havaalanı Heathrow'da, "Etiyopya Havayollarına ait bir uçakla ilgili olay nedeniyle" pistlerin kapatıldığı bildirildi.
Detayları henüz açıklanmayan olayla ilgili, havaalanına iniş ve kalkışların durdurulduğu açıklandı.

Havaalanı yetkilileri olası rötarlara karşı yolculara seyahat etmeden önce havayolu şirketleriyle irtibata geçmelerini tavsiye ediyor.
Twitter'da paylaşılan fotoğraflarda, Heathrow Havaalanı'nda Etiyopya Havayollarına ait bir yolcu uçağının etrafında bekleyen itfaiye araçları görülüyor.



Paris'te tren kazası

12 Temmuz 2013 20:06

Paris'in güneyinde meydana gelen tren kazasında çok sayıda ölü ve yaralı olduğu bildirildi.

PARİS

MEB'den SBS'ye giren öğrencilere kontenjan müjdesi AA 12 Temmuz 2013 19:05 ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı, Seviye Belirleme Sınavı sonucuna göre öğrenci alan fen ve sosyal bilimler liseleri ile her türdeki Anadolu liselerinin kontenjanlarını yüzde 30 artırdı

MEB'den SBS'ye giren öğrencilere kontenjan müjdesi

AA 12 Temmuz 2013 19:05 ANKARA

Milli Eğitim Bakanlığı, Seviye Belirleme Sınavı sonucuna göre öğrenci alan fen ve sosyal bilimler liseleri ile her türdeki Anadolu liselerinin kontenjanlarını yüzde 30 artırdı.


Milli Eğitim Bakanlığı, (MEB)  Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçlarına göre tercih işlemlerini 15 Temmuz pazartesi gününden itibaren almaya başlayacak. Okul kontenjanları ile ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, Bakanlığın merkezi sınavla öğrenci alan ortaöğretim programlarında okumak isteyen öğrencilerin taleplerini azami ölçüde karşılamak amacıyla kapasite artırıcı yeni düzenlemeler yaptığını bildirdi. 

Söz konusu düzenlemelerle daha fazla öğrencinin bu okullarda öğrenim görmelerine imkan sağlandığını vurgulayan Türk, "Fen ve sosyal bilimler liseleri ile her türdeki Anadolu liselerinin kontenjanlarında geçen yıla göre önemli oranda artışa giderek daha fazla öğrencinin bu okullarda öğrenim görmelerinin yolu açılmıştır" dedi. 

Türk, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında bu okullarda öğrenim görmeye aday öğrenci kontenjanının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 30 oranında artırıldığını bildirdi. 

Bu artışta yeni açılan okullarla Anadolu liselerine dönüştürülen okulların etkisinin son derece belirleyici olduğuna işaret eden Türk, bu kapsamda 6 fen lisesi, 1 Anadolu öğretmen lisesi, 502 Anadolu lisesi 120 Anadolu imam hatip lisesi ile 59 Anadolu meslek lisesinin açıldığını söyledi. Buna ilaveten okulların şube kontenjanlarında artışa gidilerek, toplamda daha fazla öğrenciye eğitim ve öğretim görme fırsatı verildiğini belirten Türk, şunları kaydetti: 

"Geçen yıl fen liselerinin 9. sınıf kontenjanı 12 bin 376 iken, kapasitede sağlanan artışla 2013-2014 eğitim-öğretim yılında 15 bin 780 öğrencinin bu okulların 9. sınıflarına yerleşebilmelerine imkan sağlanmıştır. Ayrıca Anadolu liselerinin 9. sınıf kontenjanı 226 bin 900'den 314 bin 110'a, Anadolu öğretmen liselerinin kontenjanı 29 bin 780'den 31 bin 200'e, sosyal bilimler liselerinin kontenjanı 2 bin 522'den 2 bin 782'ye, Anadolu imam hatip liselerinin kontenjanı 42 bin 144'ten 64 bin 170'e, Anadolu türü mesleki teknik eğitim okullarının kontenjanı ise 139 bin 513'ten 184 bin 707'ye çıkarılmıştır."

Türk, Bakanlığın kapasite artırmaya yönelik yaptığı bu çalışma sonucunda daha fazla öğrencinin hayallerindeki okullara yerleşeceğini ifade etti. 

Darbe karşıtları meydanları doldurdu KAHİRE AA 1 2 Temmuz 2013 17:02 Mısır'da ordunun yönetime el koyması ve namaz kılan halka açılan ateş sonucu 84 kişinin ölmesinin ardından "darbe karşıtı" gösteriler büyüyor

Darbe karşıtları meydanları doldurdu

KAHİRE AA 1 2 Temmuz 2013 17:02

Mısır'da ordunun yönetime el koyması ve namaz kılan halka açılan ateş sonucu 84 kişinin ölmesinin ardından "darbe karşıtı" gösteriler büyüyor.

Mursi'ye destek için toplanan darbe karşıtı halk, Rabiatul Adeviyye Meydanı'nı doldurdu.

Değişik şehirlerden Mursi'ye destek için gelenlerin büyük bölümü Rabiatul Adeviyye Meydanı'na ulaştı. Kadın, çocuk, yaşlı ayrımı olmaksızın tüm halk cuma namazını meydanda kıldı.

Alanda büyük bir bayrak açan darbe karşıtları, Mursi resimleri ve dövizler taşıyor. "Asker defol", "Mısır İslam ülkesi", "Hain Sisi", "Mısır'ın başkanı Muhammed Mursi" yazılı döviz ve pankartlar açan katılımcılar, darbeyi çeşitli sloganlarla da kınadı.

Alanın dörtbir tarafına yerleştirilen ses sisteminden 1973'teki Mısır-İsrail savaşını anımsatan eski askeri marşlar dinletiliyor. Alandan ünlü şarkıcıların müzikleri eşliğinde "hürriyet" nidaları yükseliyor. 

Darbe karşıtı halk seçtikleri cumhurbaşkanı Mursi'yi geri istiyor

Askeri darbeye muhalif partilerden Cemaatül İslamiyye'nin, "seferberlik" adı altında Kahire'de bir araya gelerek Mursi'nin desteklenmesi çağrısında bulunması üzerine halk, yakındaki bazı kentlerden Kahire'ye gelerek Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Devlet televizyonunun önünde toplandı.

Anadolu Ajansı, Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında sosyal medya üzerinden aralıksız canlı yayın yapıyor. 

Mısır'ın birçok kentinden Kahire'nin Rabia Adeviye meydanına akın eden Mısırlı, alana iki dev bayrağın yanı sıra pankartlar açtılar. Toplumun önde gelen sanatçı ve tanınmış sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin konuşma yaptıkları alanda, darbe karşıtı slogan atılıp, Mursi'nin görevine iade edilmesi isteniyor.

Halkın 5 talebi

Konuşmacılar, halkın taleplerini dile getirdi. Halk temsilcileri yaptığı konuşmalanrda taviz vermeyecekleri 5 talebi şöyle sıraladılar:

"Seçimle gelmiş yasal Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevine getirilmesi, parlamento seçimlerinin kısa sürede yapılması, kapatılan Şura Meclisi'nin açılması, anayasanın bazı maddelerinin düzeltilmesi için komisyon oluşturulması, ulusal uzlaşı komisyonunun oluşturulması."

"Şehid'in hakkı meydandadır, hak devrim mahkemesinde alınacaktır", "25 Ocak gençleriyiz", "Biz kim onlar kim", "Postalı öpmeyiz" sloganı atan halk, coşkulu gösterisini sürdürüyor.

Kürsüden gençleri temsilen söz alan bir katılımcı, "Bizim şu Rabiatul Adeviyye kürsüsünde uydu yayınımız, radyo yayınımız var. Gıda Bakanımız da var. Bir tek eksiğimiz reisimiz Muhammed Mursi" dedi.

“Meşruiyeti destek ulusal koalisyon”

Mısır toplumunca tanınan islam alimlerinden  Safvet Hicazi, Mursi’nin dönüşü taleplerinden geri adım atmayacaklarını, meydanlardaki direnişlerini sürdüreceklerini söyledi.

"Halkın iradesinin yok olmasına müsade etmeyeceğiz" diyen Hicazi, “Bizleri öldürmeye kalksalar da elimize silah almayacağız.. Allah'a maktul kulu oluruz da Allah’ın katil kulu olmayız. Olayların tırmandırılmasının sonucunda sivil itaatsizliğe ulaşabilir ancak bizler bu ülke insanının çıkarlarının altüst olması taraftarı değiliz" diye konuştu.

Halk, gösterilerine ara vererek ikindi namazı kılıyor.

Maliye Bakanlığı'ndan THY'nin satıldığı iddialarına yalanlama AA 12 Temmuz 2013 18:13 ANKARA Maliye Bakanlığı, bugün bazı internet sitelerinde Türk Hava Yolları AO hisselerinin özelleştirilmesine yönelik "Türk Hava Yolları Satılıyor" haberlerine ilişkin açıklama yaptı

Maliye Bakanlığı'ndan THY'nin satıldığı iddialarına yalanlama

AA  12 Temmuz 2013 18:13 ANKARA

Maliye Bakanlığı, bugün bazı internet sitelerinde Türk Hava Yolları AO hisselerinin özelleştirilmesine yönelik "Türk Hava Yolları Satılıyor"

 haberlerine ilişkin açıklama yaptı.

 

Maliye Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, bugün bazı internet sitelerinde  Türk Hava Yolları (THY) hisselerinin özelleştirilmesine yönelik 

"Türk Hava Yolları Satılıyor" şeklinde haberler yer aldığı ifade edildi. 

 

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca (ÖİB) net bir şekilde yalanlandığı halde aynı içerikli haberlerin devam ettirildiğine işaret edilen açıklamada, THY hisselerinin özelleştirilmesine yönelik yapılan bu haberlerin gerçeği kesinlikle yansıtmadığı vurgulandı.

Halihazırda THY'deki kamu payının özelleştirilmesi ile ilgili de herhangi bir çalışmanın olmadığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: 

"Özelleştirme programında olan şirketlerle ilgili yapılan çalışmalarda idareye yardımcı olmak üzere danışman görevlendirilmesi uzun yıllardır var olan bir uygulamadır. THY sermayesinde bulunan kamu payları ile ilgili olarak Özelleştirme İdaresi'ne  yardımcı olmak üzere daha önce görevlendirilen danışmanın görev süresi 3 Mart 2013 tarihinde sona ermiştir. Bu çerçevede 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca Danışmanlık hizmeti alımı çerçevesinde, THY sermayesindeki kamu payı ile ilgili olarak İdareye yardımcı olmak üzere THY, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin Global Havacılık sektöründe yaşanan gelişmeler çerçevesinde idari, mali, hukuki durumlarının, maliyet yapılarının analizi, operasyonel performanslarının belirlenmesi, büyüme stratejilerinin, gelişiminin ve faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi, raporlanması ve gerektiğinde özelleştirme stratejilerinin belirlenmesine yardımcı olmak üzere havayolu sektörüne yönelik teknik bilgi ve tecrübe birikimini haiz bir danışmanlık şirketinden hizmet alınması amacıyla gerçekleştirilen bir çalışmadır. 

Ayrıca, sermayesindeki yüzde 49,12 oranındaki kamu payı özelleştirme kapsam ve programında bulunan THY, Türk Ticaret Kanunu, SPK ve ilgili mevzuata göre ticari faaliyet gösteren, hisselerinin büyük kısmı onbinlerce küçük yatırımcı tarafından elde tutulan bir değerdir. Basında yer alacak haberlerde bu hassasiyet göz önünde bulundurulmalıdır."

Asla geri adım atmayız, atmayacağız 12 Temmuz 2013 17:41 BİNGÖL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havaalanı'nın açılışında konuşuyor

Asla geri adım atmayız, atmayacağız

  12 Temmuz 2013 17:41 BİNGÖL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havaalanı'nın açılışında konuşuyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl 

Havaalanı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 

"Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden, 

içeride ve dışarıda barışı, huzuru ve kardeşliği 

savunmasından rahatsız olanlar var. 

Biz 

onların bu rahatsızlığı karşısında asla geri adım 

atmayız, atmayacağız da" 

dedi. 

 

 

On milyon kişiye ücretsiz seyahat hakkı

  1TBMM2 Temmuz 2013 16:29
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin, Torba Kanun'la 10 milyon engelli, yaşlı, şehit yakını ve gaziye ücretsiz seyahat hakkı getirildiğini açıkladı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "torba kanunla" 33 bin 674 vatandaşın aylığında 200 TL ile 400 TL arasında artış sağladıklarını belirtti.
Şahin, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un kabul edilmesinin ardından TBMM Genel Kurulu'nda teşekkür konuşması yaptı.
Fatma Şahin, şöyle konuştu:
"33 bin 674 kardeşimizin aylığında 200 TL ile 400 TL arasında artış sağladık. 3 bin 744 kardeşimizin anne ve babası, muhtaçlık şartı kaldırıldığı için maaş imkanına kavuştu. Terör mağduru 2 bin 600 vatandaşımıza, sosyal güvencesine bakılmaksızın maaş bağlanacak. 8 bin 656 vatandaşımıza da faizsiz konut kredisi imkanı sağlanmıştır. 
Yaklaşık 10 milyon engellinin, yaşlının, şehit yakını ve gazimizin ücretsiz seyahat hakkından yararlanması imkanı getirildi. Ek ödeme ve eğitim yardımı alamayan 5 bin 697 kardeşimize bu imkan sağlanmıştı ve istihdam onların en temel beklentisi idi. Bugün bu yaptığımız düzenleme ile de 18 bin istihdam hakkını 53 bine çıkardık."

ANKARA 12 Temmuz 2013 17:21 SBS'de Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında yanlışlık olduğunun tespit edildiği, sınav sonuçlarında hata olan öğrencilerin puanlarının yeniden hesaplandığı bildirildi

SBS Yabancı Dil Testi sonuçlarının hesaplanmasında hata

 ANKARA  12 Temmuz 2013 17:21

SBS'de Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında yanlışlık olduğunun tespit edildiği, sınav sonuçlarında hata olan öğrencilerin puanlarının yeniden hesaplandığı bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) yapılan açıklamada, bugün ilan edilen Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçlarıyla ilgili inceleme yapıldığı belirtilerek, inceleme neticesinde sınavda Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında farklı bir cevap anahtarıyla değerlendirmekten kaynaklanan yanlışlık olduğunun görüldüğü ifade edildi.

Sonuçlardaki yanlışlığın farkedilir edilmez sınav sonuçlarında hata olan öğrencilerin sınav kağıtlarının doğru cevap anahtarıyla birkaç saat içinde yeniden değerlendirilerek hesaplandığı vurgulanan açıklamada, yeniden hesaplanan sonuçların bugün itibarıyla yayınlandığı bilgisi yer aldı.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

"Bu vesileyle herhangi bir adayın mağduriyet yaşamaması için gerekli bütün tedbirler alınmıştır. Yeni sonuçlar neticesinde hiçbir öğrencimizin herhangi bir mağduriyeti söz konusu değildir. Yapılan bu yanlışlık nedeniyle bütün öğrenci veli ve ilgili herkesten Bakanlık olarak özür dileriz.

Konuyla ilgili olarak her ne gerekçeyle olursa olsun ihmali ya da kusuru bulunan bütün yetkililer hakkında gerekli inceleme ve araştırma başlatılmıştır."

3. Köprü güzergahındaki sapmalar mecburi 12 Temmuz 2013 17:02 BİNGÖL Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, 3. Boğaz Köprüsü’nün güzergahında bazı yerlerde mecburi sapmalar olduğunu, imar planının iptal edilmediğini söyledi

3. Köprü güzergahındaki sapmalar mecburi

12 Temmuz 2013 17:02 BİNGÖL

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, 3. Boğaz Köprüsü’nün güzergahında bazı yerlerde mecburi sapmalar olduğunu, imar planının iptal edilmediğini söyledi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,  Bingöl Havalimanı’nın açılış töreni öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yıldırım, 3. Boğaz Köprüsü’nün güzergahında bazı yerlerde mecburi sapmalar olduğunu bildirerek, projenin güzergahı ve köprünün yeriyle ilgili herhangi bir yanlışın olmadığını anlattı. Yıldırım, şunları kaydetti:

"Yanlış yapılan bir iş yok. Düzmece bir haber. Şu var. Köprü güzergahında bazı yerlerde mecburi sapmalar oldu. Mesela kuş yollarına rasladı Riva deresinde. Orada hafif yolu değiştirdik. Kaynak sularına rastlayan bölgeler oldu, değiştirdik. Böyle mecburi ufak tefek değişikliklerin planlara işlenmesi lazım. Yapılan işlem budur. Yoksa köprüyü gelişi güzel yapıyoruz sonra 'kusura bakmayın, yanlış oldu', bu ciddiyetsiz bir şey. Maalesef farklı bir işlemi tamamen çarpıtarak, yanlış bir şekilde verilmiştir. Kafa karıştırmaya yönelik bir haberdir."

Ağaçların yanlış yere kesildiği iddialarını da değerlendiren Yıldırım, "Yeşil konusunda gereken hassasiyet gösteriliyor. 400 hektarlık alanda yapılan yol çalışmasına mukabil 6 farklı noktada 1400 hektarlık bölgeyi ağaçlandırıyoruz" dedi.

12 Temmuz 2013 17:10 ANKARA Gezi Parkı odaklı olaylarda hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin, polis memuru A.Ş. hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi

Sarısülük iddianamesi mahkemede

  12 Temmuz 2013 17:10 ANKARA
Gezi Parkı odaklı olaylarda hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin, polis memuru A.Ş. hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
 

Gezi Parkı odaklı olaylar kapsamında Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin polis memuru A.Ş. hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Cumhuriyet Savcısı Veli Dalgalı'nın hazırladığı iddianame, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesine tevzi edildi.
İddianamede, polis memuru A.Ş'ye, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 81. ve 27/1. maddeleri uyarınca "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle öldürmek" suçu yöneltildi.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15 sayfalık iddianameyi incelemek için 15 gün süresi bulunuyor.