BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Haziran 2013 Pazartesi

11 Haziran 2013 00:08 iZMiR İzmir'de, feribotun kumanda arızası sonucu kontrolsüz şekilde iskeleye çarpması sonucu biri mürettebat 3 kişi yaralandı

Feribot iskeleye çarptı: 3 yaralı

11 Haziran 2013 00:08 İZMİR
İzmir'de, feribotun kumanda arızası sonucu kontrolsüz şekilde iskeleye çarpması sonucu biri mürettebat 3 kişi yaralandı.


İzmir'de, feribotun kumanda arızası sonucu kontrolsüz şekilde iskeleye çarpması sonucu biri mürettebat 3 kişi yaralandı.

Bostanlı-Üçkuyular seferini yapan Salacak Feribotu, Üçkuyular İskelesi'ne yaklaştığı sırada baş makine kumandası arızalandı.
Feribotun kontrolsüz şekilde iskeleye çarpması sonucu, biri mürettebat 3 kişi yaralandı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
İzdeniz Genel Müdürü Salih Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sahile 5 metre kala baş makine kumandası arızalanan feribotun, hafif şekilde iskeleye vurduğunu, çarpmanın etkisiyle biri mürettebat 3 kişinin yaralandığını belirterek, iskele ve feribotta hasar oluşmadığını, feribotun teknik gözetimden geçtikten sonra sefere tekrar başlayacağını kaydetti.

Ünlü aktör Malkovich hayat kurtardı 10 Haziran 2013 22:47 DEFIANCE ABD'li aktör John Malkovich'in, Kanada'da düşerek boğazından yaralanan kişinin hayatını kurtardı

Ünlü aktör Malkovich hayat kurtardı

10 Haziran 2013 22:47 DEFIANCE
ABD'li aktör John Malkovich'in, Kanada'da düşerek boğazından yaralanan kişinin hayatını kurtardı.

ABD'li aktör John Malkovich'in, Kanada'da düşerek boğazından yaralanan kişinin hayatını kurtardığı bildirildi. 

ABD'li turist Jim Walpole'in, Toronto kentinde seyahat ettiği sırada bir yapı iskelesinde düşmesi sonucu kesilen boğazına Malkovich'in sağlık ekipleri gelene dek tampon yaptığı, bu sayede 77 yaşındaki turistin hayatta kaldığı belirtildi. 
Olayın yaşandığı yerin civarında restoranı olan ve Walpole'a başından tutarak yardım eden Ben Quinn ise Malkovich'in gerekli müdahaleyi kontrol altında ve hızlıca yaptığını, dikkat çekmekten kaçındığını ve daha sonra yaralının durumu hakkında bilgi almak için aradığını söyledi. 

BM'nin ''Gazze'' raporu ürkütücü 10 Haziran 2013 22:12 CENEVRE BM İnsan Hakları Konseyi'nin raporuna göre, Gazze'nin, İsrail ablukasından kaynaklanan sağlık ve çevre sorunları dolayısıyla "2020 yılında yaşanılamaz bir yer haline geleceğini"

BM'nin ''Gazze'' raporu ürkütücü

10 Haziran 2013 22:12 CENEVRE

BM İnsan Hakları Konseyi'nin raporuna göre, Gazze'nin, İsrail ablukasından kaynaklanan sağlık ve çevre sorunları dolayısıyla

 

 "2020 yılında yaşanılamaz bir yer haline geleceğini"

 

 açıkladı.



BM İnsan Hakları Konseyi'ne rapor 

sunan İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki 

İnsani Durum Özel Raportörü Richard Falk, 

Gazze'nin, İsrail ablukasından 

kaynaklanan sağlık ve çevre sorunları 

dolayısıyla 

 

"2020 yılında yaşanılamaz bir yer haline geleceğini"

 

 bildirdi. 

Özel Raportör Falk, Konsey'in bugünkü 

oturumunda raporunu sunarak konuşma yaptı.

 

Filistin'in kendi geleceğini belirleme hakkının 

 

uzun süre ertelendiğini ve inkar edildiğini 

 

belirten Falk, raporunda, Gazze Şeridi'ndeki 

durum ile gözaltındaki ve hapisteki binlerce 

Filistinliye yapılan endişe verici muameleye 

dikkati çektiğini söyledi.

İsrail tarafından gözaltına alınmış veya hapsedilmiş Filistinliler ile ilgili araştırma yapılmasını isteyen Falk, 

 

"İsrail işgaliyle sürekli olarak Filistinlilerin 

haklarına tecavüz ediliyor ve sistematik olarak

 İsrail'in ilhak politikaları kolaylaştırılıyor. 

Bunlar Ortadoğu'daki barışı ileriye 

taşımıyor, bu duruma engel olunması 

gerekiyor" 

dedi.

İsrail'in katılmadığı oturumda, söz alan bazı ülkelerin delegeleri, İsrail'in özel raportörle işbirliği yapmayı sürekli olarak reddetmesini kınadı. 

Delegeler, İsrail'in işgal altındaki 

topraklardaki yerleşim faaliyetleri 

ile Filistinlilerin hareket özgürlüğünün 

kısıtlanması, Filistinlilere karşı yapılan 

tutuklamalar, tacizler ve bu durumların 

çocuklar üzerinde bıraktığı etkilerden 

kaynaklanan insan hakları 

ihlalleri konularındaki kaygılarını dile getirdi.

İsrail'de, insan hakları ihlalleri 

konusunda cezai muafiyet uygulandığını 

belirterek bunun kaldırılmasını isteyen 

delegeler, Gazze'deki abluka nedeniyle gittikçe 

kötüleşen ve can kayıplarına neden olan durum 

dolayısıyla üzüntülerini belirtti.

Delegeler, Konsey'i, işgal altındaki topraklarda yaşayan insanların haklarını korumak için ek önlemler almaya da çağırdı. 

 

Bazı delegeler ise raporun dengeli olmadığını belirterek, Falk'u antisemitik olmakla suçladı.

Halkın yüzde 70'i uluslararası yardıma muhtaç

Falk raporunda, Gazze şeridindeki su ve temizlik imkanlarını da masaya yatırdı. Raporda, İsrail ablukası nedeniyle yaşanan sağlık ve çevre sorunları dolayısıyla 

Gazze'nin 2020 yılında yaşanılamaz bir yer 

haline geleceği belirtildi.

 

Bu bölgedeki halkın yüzde 70'inin uluslararası yardıma muhtaç halde yaşadığı ifade edilen raporda, bölgedeki suyun yüzde 90'ının insan tüketimine uygun olmadığı bildirildi.

Raporda, 

 

"Gazze'deki Filistinlilerin en temel haklarının 

korunması için etkili ve acil değişiklikler 

gerekiyor"

 

 ifadesine yer verildi.

İsrail'in gözaltındaki çocuklara uyguladığı kötü muameleye de özellikle dikkat çekilen raporda, bunun çocuk hakları ile işkence ve kötü muameleye ilişkin uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğuna vurgu yapıldı.

Raporda ayrıca İşgal altındaki Filistin 

topraklarındaki İsrailli yerleşimcilerin sayısının 

2012 yılında yüzde 4,5 arttığına da işaret 

edilerek, iki hafta önce Nablus yakınlarında 60 

bin metrekare toprağın daha İsrail tarafından 

yerleşime açıldığı ifade edildi.

10 Haziran 2013 21:38 BAĞDAT Kerkük, Musul ve Selahaddin'de meydana gelen 3 ayrı bombalı saldırıda 6 kişi öldü, 43 kişi yaralandı. Irak'ın çeşitli bölgelerinde meydana gelen saldırılarda 6 kişi hayatını kaybetti, 43 kişi yaralandı

Irak'ta bombalı saldırılar : 6 ölü, 43 yaralı

10 Haziran 2013 21:38 BAĞDAT
Kerkük, Musul ve Selahaddin'de meydana gelen 3 ayrı bombalı saldırıda 6 kişi öldü, 43 kişi yaralandı.

Irak'ın çeşitli bölgelerinde meydana gelen saldırılarda 6 kişi hayatını kaybetti, 43 kişi yaralandı.

Kerkük'te bir askeri kışlaya bombalı araçla düzenlenen intihar saldırısında saldırgan ve 1 asker yaşamını yitirdi, 14 asker yaralandı. 
Musul'da ise kimliği belirsiz silahlı kişilerin, devriye gezen 2 polise ateş açması sonucu 1 polis yaşamını yitirdi, 1 polis yaralandı. 
 Irak'ta, Selahaddin iline bağlı Tuzhurmatu ilçesinde saat 18.30 sularında Aksu Mahallesi'ndeki bir anaokulu yakınında, Türkmenlere ait olduğu belirtilen bir kafeteryaya yönelik bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda ise 3 kişinin öldüğü, 28 kişinin yaralandığı bildirildi.
Yaralılar Tuzhurmatu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Patlamanın etkisiyle çok sayıda iş yeri ile bölgeden geçen araçlar alev aldı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangınları söndürdü.

10 Haziran 2013 20:34 ANKARA Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan Erdoğan'ın, Gezi Parkı konusunda taleplerde bulunan bazı topluluklarla çarşamba günü görüşeceğini bildirdi

Başbakan Erdoğan'dan ''Taksim'' randevusu

10 Haziran 2013 20:34 ANKARA
Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan Erdoğan'ın, Gezi Parkı konusunda taleplerde bulunan bazı topluluklarla çarşamba günü görüşeceğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı veHükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın,Taksim Gezi Parkı konusunda hükümetten taleplerde bulunan bazı topluluklarla çarşamba günü görüşeceğini bildirdi.

10 Haziran 2013 20:48 ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren 6487sayılı "Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u onayladı

Cumhurbaşkanı Gül'den onay

10 Haziran 2013 20:48 ANKARA
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren 6487sayılı "Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u onayladı.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren 6487sayılı "Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u onayladı. 


Diyanet'ten yalanlama: Müezzin görevinin başında 10 Haziran 2013 19:38 ANKARA Diyanet İşleri, Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi müezzininin açığa alındığı ve izne çıkarıldığı yönündeki iddiaları yalanlayarak müezzinin görevinin de başında olduğu bildirdi

Diyanet'ten yalanlama: Müezzin görevinin başında

10 Haziran 2013 19:38 ANKARA
Diyanet İşleri, Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi müezzininin açığa alındığı ve izne çıkarıldığı yönündeki iddiaları yalanlayarak müezzinin görevinin de başında olduğu bildirdi.


Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi (Dolmabahçe) müezzininin açığa alındığı ve izne çıkarıldığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı, görevinin de başında olduğu bildirildi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Abdülkadir Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi müezziniyle ilgili bazı haberlerin yer aldığını hatırlattı.  
Söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Özkan, "Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi, müezzininin açığa alındığı ve yıllık izne çıkarıldığı iddiaları kesinlikle doğru değildir. Müezzin, görevinin başındadır" dedi.
Konuyla ilgili açılan soruşturmanın din görevlisinin şahsına yönelik olmadığını dile getiren Özkan, "Soruşturma, olayın iç yüzünün araştırılmasına yönelik bir incelemedir. Ayrıca bu soruşturma, olayın hemen bir gün sonrasında başlatılmıştır, yeni bir soruşturma değildir" diye konuştu.

Suriye sınırında kaçakçılara müdahale 10 Haziran 2013 19:23 ANKARA Genelkurmay Başkanlığı, Suriye sınırında kaçakçıların, dolu mazot bidonlarını ateşe vermeleri sonucu çıkan yangında güvenlik güçlerinden bir kişinin yaralandığını bildirdi

Suriye sınırında kaçakçılara müdahale

10 Haziran 2013 19:23 ANKARA
Genelkurmay Başkanlığı, Suriye sınırında kaçakçıların, dolu mazot bidonlarını ateşe vermeleri sonucu çıkan yangında güvenlik güçlerinden bir kişinin yaralandığını bildirdi.


Genelkurmay Başkanlığı, Suriye sınırında kaçakçıların, dolu mazot bidonlarını ateşe vermeleri sonucu çıkan yangında güvenlik güçlerinden 1 kişinin yaralandığını ve hayati tehlikesinin devam ettiğini bildirdi. 

Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türkiye-Suriye hududunda, Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk bölgesinde saat 04.00 civarında Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan kaçakçı ve sığınmacılardan oluşan yaklaşık bin kişilik grubun tespit edildiği belirtildi.
Gruba bölgede görev yapan 2 taktik tekerlekli zırhlı araç ve 2 zırhlı personel taşıyıcı ile müdahale edildiği kaydedilen açıklamada, "Grubun ikaza uymaması üzerine havaya uyarı ateşi açılmıştır. Uyarı ateşi üzerine grup zırhlı araçları taşlayarak Suriye tarafına geri çekilmiştir" ifadesine yer verildi.
Aynı bölgede sabah saatlerinde Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan yaklaşık 150 kişilik kaçakçı grubuna ise taktik tekerlekli zırhlı araç ve  zırhlı personel taşıyıcı ile müdahale edildiği bildirilen açıklamada, şunlar belirtildi:
"Müdahale sonucu söz konusu grup Suriye tarafına kaçarken olay bölgesinde bıraktıkları dolu mazot bidonlarını ateşe vermişlerdir. Çıkan yangında, bir personelimiz alevlere maruz kalmış, el, yüz ve bacaklarında üçüncü derecede yanık meydana gelmiştir.
Devlet Hastanesinde ilk tıbbi müdahalesi yapılan personel, Adana Özel Estetik Plastik Cerrahi Hastanesi'ne sevk edilerek, anılan hastanede tedavi altına alınmıştır. Anılan personelimizin hayati tehlikesi devam etmektedir."

Van'da 4,3 büyüklüğünde deprem 10 Haziran 2013 19:18 Van Van'ın Özalp ilçesinde 4,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi

Van'da 4,3 büyüklüğünde deprem

10 Haziran 2013 19:18 Van
Van'ın Özalp ilçesinde 4,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.


Özalp ilçesinde 4,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezinden alınan bilgiye göre, saat 18.36'da merkez üssü Özalp ilçesine bağlı Karlıyamaç köyü olan 4,3 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Yerin 5 kilometre derinliğinde meydana gelen ve ilçe merkezinden de hissedilen deprem, kısa süreli paniğe neden oldu.

Dünya Müslüman Alimler Birliği'nden ''Erdoğan'' çağrısı 10 Haziran 2013 19:00 Doha Dünya Müslüman Alimler Birliği, Türk halkına çağrıda bulunarak Başbakan Erdoğan hükümeti etrafında kenetlenme tavsiyesinde bulundu

Dünya Müslüman Alimler Birliği'nden ''Erdoğan'' çağrısı

10 Haziran 2013 19:00 Doha

Dünya Müslüman Alimler Birliği, Türk halkına çağrıda bulunarak Başbakan Erdoğan hükümeti etrafında kenetlenme tavsiyesinde bulundu.



Dünya Müslüman Alimler Birliği, Türk halkına Erdoğan hükümeti etrafında kenetlenme ve imza attığı başarıları koruma çağrısı yaptı.

Birlikten yapılan yazılı açıklamada, muhalefetten çoğunluğu oluşturan kesime saygı duyması, dış komplolara karşı uyanık olunması, şahıs ve kamu mallarına zarar verilmemesi istendi.

Sosyal ve ahlaki bozulmanın önüne geçmek için alınan önlemlerin desteklendiği belirtilen açıklamada, "Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Ak Parti iktidarı, siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda başarılı adımlar attı" denildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Somali, Suriye, Irak ve diğer ülkelerde insani değerler ve ümmet bilinci çerçevesinde sergilediği tutumdan övgüyle söz edilen açıklamada, "hükümetin imza attığı büyük başarıları koruma, havayı bulandırma gayreti içine giren kimselere izin vermeme" çağrısında bulunuldu

10 Haziran 2013 17:11 Saraybosna Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç tarafından kurulan Boşnakların en büyük siyasi partisi konumundaki SDA, Başbakan Erdoğan'a destek açıklaması yaptı

Erdoğan'ın "sandıkta görüşelim" çağrısı dış basında yankı buldu

10 Haziran 2013 14:06 ANKARA WASHİNGTON

Başbakan Erdoğan'ın Gezi Parkı protestolarına ilişkin yaptığı açıklamalar dış basınının da gündeminde yer aldı.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gezi Parkı protestolarına ilişkin dün yaptığı açıklamalar dış basına da yansıdı. Haberlerde, Erdoğan'ın protestoculara "sandıkta görüşelim" çağrısı öne çıkarıldı. Erdoğan'ın "üslubunu giderek sertleştirdiği" de uluslararası basında öne çıkan değerlendirmeler arasında yer aldı.

ABD'de, Washington Post'un Associated Press'ten alıntılanan haberinde, "Binlerce protestocu sokaklara dönerken Türkiye'nin lideri, ülkedeki hükümet karşıtı gösterileri kınadı" başlığı kullanıldı. Haberde, "Tezahürat yapan destekçileri karşısında artan derecede kavgacı konuşmalar yapan Erdoğan, hükümete saygı duymayanların bunun hesabını vereceğini söyleyerek, ülke genelinde 10 gündür süren hükümet karşıtı gösterilerin sonlandırılmasını istedi" denildi. Haberde, "Seçim kampanyasındaki bir aday gibi Başbakan Erdoğan'ın iki kez havaalanında, ardından spor salonunda, Ankara'nın iki bölgesinde ve bir köprü üzerinde konuşma yaptığı ve her birinde binlerce destekçisi tarafından tezahüratla karşılandığı" belirtildi.

AP, Başbakan'ın "sabır" vurgusunu öne çıkararak, Erdoğan'ın göstericilere karşı giderek daha sert bir üslüp benimsediği yorumunda bulundu. "Erdogan'ın tonunun giderek daha ateşli bir hal aldığına" işaret edilen haberde, "bunun, gerginlikleri tetikleyebileceğine" vurgu yapıldı. Haberde, Erdoğan'ın, "Eylemlere son verilmemesi halinde, anlayacağınız dilden cevap vermek zorunda kalırım" sözlerine de yer verildi.

"Eylemcilere sert sözler"

CNN'in internet sitesindeki haberinde, "Erdoğan'dan protestoculara: Sabrın da bir sonu vardır" başlığı yer aldı. Başbakan Erdoğan'ın Adana'nın yanı sıra başkent Ankara'da destekçilerine bir dizi konuşma yaptığı kaydedilen haberde, "Erdoğan meydan okumayı sürdürdü" ifadesine yer verildi. 

Los Angeles Times'da da ,"Başbakan Erdoğan, vandallık yaptıklarını belirterek, protestoculara sert çıktı" başlığı kullanıldı. Haberin girişinde, "Artan derecede kavgacı üslupta bir dizi konuşma yapan Erdoğan, 10. günde caddeleri dolduran on binlerce hükümet karşıtı eylemciye karşı sert sözler kullanarak, onları çevre terörü yaratmakla suçladı" ifadesine yer verildi. 

NBC News'de de "Türkiye'nin lideri 10 gündür süren protestolara karşı meydan okumayı sürdürüyor" başlığı kullanılarak, Başbakan Erdoğan'ın protestoların olduğu iki şehre seyahat ederek, eylemleri kınadığı ve eylemcilere "çapulcu" dediği aktarıldı. 

 "Sandık" çağrısı

Açıklamalar ve son gelişmeler İngiliz basının da da geniş yer buldu.

İngiliz Guardian gazetesinde, "Recep Tayyip Erdoğan, protestoculara vandallar dedi" başlığıyla verilen haberde, Erdoğan'ın dün binlerce destekçisine hitaben yaptığı konuşmalarda, "hükümet karşıtlarına, kendilerini sandıkta alt etmeleri çağrısında bulunduğu" belirtildi. Haberde, Erdoğan'ın, partisini destekleyenlerden şiddetten uzak durmalarını istediği ve mart ayındaki yerel seçimlerde kendilerinin galip gelecekleri öngörüsünde bulunduğu  belirtildi. 

Erdoğan'ın, protestoları "hükümetin itibarını zedelemek için ortaya konulan yasa dışı çabalar olarak" nitelemeyi sürdürdüğüne işaret edilen haberde, "Başbakanın tonunu düşürmemesinin Ankara'da ümitsizliğe neden olduğu ve ardından binlerce protestocunun  yeniden, hükümet binalarının da bulunduğu kent merkezine akın ettiği" belirtildi. Göstericilerden bazılarının görüşlerine yer verilen haberde, genç bir eylemcinin "Başbakan bu (sert) tavrını sürdürürse, direniş sürecek ve büyüyecek" şeklindeki sözleri de kullanıldı. Guardian'ın haberinde, "Adana'da cumartesi gecesi hükümet yanlısı bir grubun, yürüyüş yapan gösterilere saldırdığına ve perşembe günü de Rize'de benzer bir olayın yaşandığına" dikkat çekildi. 

"Sabrın sınırı"

BBC'nin haberindeyse, Başbakan Erdoğan'ın "hükümetin sabrının bir sınırı olduğu"na ilişkin sözleri öne çıkarıldı. Polisin dün Kızılay'daki göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ettiğine dikkat çekilen haberde, "protestocuların Erdoğan hükümetini giderek daha otoriter olmak ve muhafazakar İslami değerleri laik kesime dayatmaya çalışmakla itham ettiği" ifade edildi. Haberde, Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un Türkiye'deki gelişmelere ilişkin açıklamasına da yer verildi. 

Reuters haber ajansı, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye çapında sokağa dökülen ve istifasını isteyen göstericileri "sabrın bir sınırı olduğunu" söylerek uyardığına dikkat çekti. Haberde, Erdoğan'ın dün konuşma yaptığı bölgenin birkaç kilometre ötesinde, Ankara'nın merkezinde, polisin hükümet karşıtı göstericileri dağıtmak için biber gazı ve tazyikli su kullandığı belirtildi. Reuters, "Erdoğan'ın Türkiye'sinin, diğer Ortadoğu ülkelerinde öykünülecek bir İslami demokrasi örnediği olduğu düşünülmekteyken, son günlerdeki polis şiddetinin Batı'dan eleştiri topladığı ve Erdoğan'ın da dış güçleri sorunları daha da ciddileştirmekle itham ettiği" değerlendirmesini öne çıkardı.

Alman Deutsche Welle gazetesi de Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmalarda, partisine oy veren seçmenlere "sandıkta destek" çağrısında bulunduğu belirtildi. Haberde Erdoğan'ın "Kendi başbakanına küfreden gençlik benim gençliğim olamaz" sözleri de öne çıkarken, Fransa'da yayın yapan France 24 televizyonu, Erdoğan'ın ülke dışından dönüşünde, protestoculara karşı "duruşunu sertleştirdiği" değerlendirmesine yer verdi.

Russia Today ise Türkiye'deki son gelişmelere ilişkin haberini, "Türk polisi eylemcileri eziyor, hükümet istifayı reddediyor" başlığıyla verdi. Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmaların ardından İstanbul'da ve Ankara'daki gösterici sayısının arttığına dikkat çekilen haberde, eylemcileri "marjinal aşırıcılar" olarak gören Erdoğan'ın, kendi taraftarlarına hükümete destek verecekleri gösteri çağrısında bulunduğu belirtildi. Bazı kentlerde polisin eylemcilere müdahalesinin sürdüğüne de işaret eden Russia Today, polisin eylemcilere müdahalesi ile gösteriler sırasında yaralanan eylemcileri gösteren fotoğraflar kullandı.

"Çapulcu ve marjinal"

AFP de, Başbakan Erdoğan'ın son açıklamalarına ilişkin haberi, "Başbakan Erdoğan, istifasını isteyen 10 binlerce kişiye karşı atağa geçti." başlığıyla duyurdu. Erdoğan'ın, "çapulcu ve marjinal olarak nitelediği göstericilere saldırgan bir üslüpla karşılık verdi" değerledirmesinde bulunan AFP, Başbakan'ın Ankara’daki kalabalık gruba hitabında, "eylemlerin  içeriden ve dışarıdan organize edilmiş bir komplo olduğunu iddia ettiği, mart 2014'teki seçimleri işaret ederek,  göstericilerin parkları işgal etmek yerine haklarını hukuk çerçevesinde aramaları gerektiğini vurguladığını" bildirdi.

 

İzzetbegoviç'in partisinden Erdoğan'a destek

10 Haziran 2013 17:11 Saraybosna 

Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç tarafından kurulan Boşnakların en büyük siyasi partisi konumundaki SDA, Başbakan Erdoğan'a destek açıklaması yaptı.

 

Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç tarafından kurulan ve Boşnaklar'ı temsil eden en büyük siyasi parti konumundaki Demokratik Eylem Partisi (SDA) tarafından, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin, "Recep Tayyip Erdoğan, baskıya karşı direnişin, kimliğin geri alınışının, Türk insanının gururu ve onurunun sembolüdür"  denildi.

 

SDA'nın, Bosna Hersek Üçlü Devlet Konseyi Başkanlığı Boşnak üyesi Bakir İzzetbegoviç'in de katıldığı, istişare toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada, Taksim Gezi Parkı'nda başlayan ve Türkiye'nin diğer illerine yayılan olaylar konusunda, "SDA'nın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti devletini, halkını ve dost parti AK Parti'yi açık ve net bir şekilde desteklediği" belirtildi.

Türkiye'deki olayların kısa sürede son bulması dileğinde bulunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Başbakan Erdoğan liderliğindeki hükümet çok kısa sürede, Türk milletinin hak ettiği, uluslararası alanda etkili,  olağanüstü siyasi ve ekonomik başarılar elde etti. Ülkedeki istikrar, bu olağanüstü başarıların devam etmesini sağlayacaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkın arasından gelen, halkından ayrılmayan ve kendi kaderini sıradan insanlarla paylaşan bir liderdir. Türkiye, Erdoğan liderliğinde, daha düzenli hale gelmiş ve ekonomik refah konusunda önemli mesafeler almıştır. Recep Tayyip Erdoğan, baskıya karşı direnişin, kimliğin geri alınışının, Türk insanının gururu ve onurunun sembolüdür." 

Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye UEFA'dan kötü haber 10 Haziran 2013 17:27 ANKARA Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Beşiktaş ve Fenerbahçe kulüplerini disiplin kuruluna sevk etti

Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye UEFA'dan kötü haber

10 Haziran 2013 17:27 ANKARA
Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Beşiktaş ve Fenerbahçe kulüplerini disiplin kuruluna sevk etti.


Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Spor Toto Süper Lig takımlarından Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi futbolda şike iddialarıyla ilgili olarak disiplin kuruluna sevk etti.


UEFA'nın internet sitesinden yapılan açıklamaya göre UEFA Denetim ve Disiplin Kurulu, Türkiye'den Beşiktaş ve Romanya'dan Steaua Bükreş takımlarıyla ilgili yasal işlem başlattı. Kurulun, Beşiktaş ve iki yöneticisi hakında 2011 Türkiye Kupası finalinde gerçekleştiği iddia edilen şike suçuyla ilişkili oldukları gerekçesiyle, Steaua Bükreş hakkında ise 2013-2014 UEFA Şampiyonlar Ligi yönetmeliğinde yer alan katılım kriterlerine ilişkin, işlem yapacağı belirtildi.
Bir başka Türk takımı Fenerbahçe ve 5 yöneticisi de UEFA disiplin müfettişlerinin, "3 Temmuz 2011 süreci"yle ilgili yürüttüğü soruşturma doğrultusunda Disiplin Kurulu'na sevk edildi.  
Açıklamada ayrıca, davaların basına kapalı olacağı ve UEFA'nın konuyla ilgili kararı, 24 Haziran'da başlayacak haftada vereceği bilgisi duyuruldu.

Fenerbahçe Kulübü  açıklama yaptı

Fenerbahçe Kulübü, UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilmeleri konusunda açıklama yaptı.

Fenerbahçe Futbol AŞ.'den Kamuyu Aydınlatma Platformu'na gönderilen özel durum açıklamasında, " UEFA Disiplin Müfettişi'nin raporu tarafımıza ulaşmış olup konuya ilişkin savunmamızın 20 Haziran Perşembe gününe kadar sunulması istenmektedir.UEFA Disiplin ve Kontrol Kurulu, 22 Haziran Cumartesi günü toplantısında konuyu değerlendirecektir" denildi.
UEFA Disiplin Müfettişi'nin 2011 yılında açılan dosyaya ilişkin hiçbir savunma ve delilin yer almadığı, çeşitli kaynaklardan alınmış iddia dayanakları ile tanzim edilmiş raporun kendilerine ulaştığı ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimiz Alaeddin Yıldırım, Mehmet Şekip Mosturoğlu, İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Cemil Turhan'ın disiplin ihlali işledikleri (Disiplin Düzenlemesi Madde 5) iddia edilmekte. Anılan yöneticilerimiz için futbol faaliyetleri konusunda hak mahrumiyeti talep edilmekte. Kulübümüzün doğrudan veya dolaylı olarak maç sonucuna etki edecek eylemde bulunduğu, anılan sebeplerle kulübümüzün gelecek 2 sezon UEFA müsabakalarından men edilmesi talep edilmektedir. UEFA müfettişinin söz konusu iddia ve taleplerine karşılık, kulübümüzce ek belge ve ek süre talebinde bulunulmakta olup, ayrıca UEFA Disiplin ve Kontrol Kurulu'nda duruşma talep edilmektedir."

Beşiktaş Kulübü de açıklamada bulundu
Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret AŞ'den Kamuyu Aydınlatma Platformu'na gönderilen özel durum açıklamasında, UEFA tarafından bugün yazılı bir bildirimde bulunulduğu kaydedilerek, "11 Mayıs 2011 tarihinde Beşiktaş ile İstanbul Büyükşehir Belediyespor takımları arasında Kayseri'de oynanan 49'uncu Ziraat Türkiye Kupası final maçının sonucuna etki etmek gerekçesiyle, eski asbaşkanımız Serdal Adalı ve eski antrenörümüz Tayfur Havutçu ile şirketimiz, 3 Temmuz 2011 tarihinde başlatılan soruşturma ve takip eden gelişmeler çerçevesinde UEFA Avrupa Ligi 2013-2014 sezonu talimatı idari kriterlerine aykırılık iddiasıyla UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilmiş bulunmaktadır" denildi.
UEFA Disiplin Müfettişi'nin sunmuş olduğu raporda 3 adet iddia bulunduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Talepler, Beşiktaş'ı 2013-2014  sezonu için UEFA Avrupa Ligi müsabakalarından men etmek, disiplin talimatı ihlalinin ciddiyetine bağlı olarak, disiplin kurulu tarafından kararlaştırılacak bir süre boyunca gelecekteki UEFA müsabakalarından men etme yönünde Beşiktaş'a karşı ilave yaptırım uygulanmasını değerlendirmek ve Serdal Adalı ile Tayfur Havutçu hakkında futbolla ilgili her türlü faaliyete katılmalarına ömür boyu men cezası uygulamak. Bu disiplin süreciyle ilgili olarak şirketimizin ve adı anılan ilgililerin 19 Haziran 2013 tarihine kadar gerekli beyanlarda bulunma hakları söz konusu olup, konu ile ilgili kararın 21 Haziran 2013 tarihi itibariyle verileceği bildirilmiştir."

Hisse senetleri değer kaybetti

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Beşiktaş ve Fenerbahçe kulüplerini disiplin kuruluna sevk ettiğini açıklaması ile Fenerbahçe hisseleri yüzde 6,02 oranında, Beşiktaş hisseleri de yüzde 3,94 oranında değer kaybı ile günü tamamladı. 

 

Gezi Parkı protestolarına iş dünyasından tepki 10 Haziran 2013 16:57 ANKARA Ticaret ve Sanayi Odası başkanları, Gezi Parkı protestolarının ekonomiye ve esnafa zarar verdiğini belirterek, eylemcilerden protestodan vezgeçmelerini istedi

Gezi Parkı protestolarına iş dünyasından tepki

10 Haziran 2013 16:57 ANKARA

Ticaret ve Sanayi Odası başkanları, Gezi Parkı protestolarının ekonomiye ve esnafa zarar verdiğini belirterek, eylemcilerden protestodan vezgeçmelerini istedi.

 

Son zamanlarda Türkiye'de kardeşi kardeşe karşı getirmek isteyenlerin olduğunu belirten Gaziantep Sanayi Odası  Meclis Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, ülkedeki istikrar ortamına zarar verecek davranışlardan uzak durulması gerektiğini söyledi.

Taksim Gezi Parkı'nda başlayan ve yurda yayılan eylemlerin esnafa ve ülkenin tümüne zarar verdiğini belirten Konukoğlu şunları söyledi:

"Ağaca zarar vermek istemeyen, polise de zarar vermez. Bu tür eylemler Türkiye’ye ciddi zarar veriyor. Bu iş çevrecilikten çıktı. Provokasyonları gelmemek lazım.  Gerekli mesajlar alındı, eylemleri daha fazla sürdürmenin anlamı yok."

Erzurum

Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfü Yücelik demokratik taleplerle başlayan Gezi Parkı eylemlerinin artık ülkeye zarar verdiğini belirtti.

Ülke genelinde yapılan gösterilerin ekonomiye zarar verdiğini, tarafların sağduyulu davranması gerektiğini ifade eden Yücelik, şunları kaydetti:

"Kötü niyetli çevreler tarafından istismar edilen bu eylemler farklı alanlara çekilmek isteniyor. Bu gelişmelerin ülkemiz üzerinde kötü emelleri olanlara hizmet ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Dünyanın bakışlarının Türkiye üzerine yoğunlaştığı bir dönemde huzura, istikrara ve güven ortamına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Ümit ediyoruz ki bütün bu yaşananlar en kısa zamanda ülkemizin ve insanımızın daha fazla mağdur olmasına yol açmadan sağduyulu bir şekilde sona erdirilir."

Kahramanmaraş

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Karaküçük bölgede ve Türkiye'de özellikle son zamanlarda huzurlu bir ortamın dikkat çektiğini belirterek, bunu kaldıramayan dış güçlerin bulunduğunu söyledi.

Gezi Parkı protestolarını anlamaya çalıştıklarını belirten Karaküçük şöyle devam etti:

"Elbette çevreye duyarlıyız ve demokratik kurallar içerisinde yapılan eleştirileri de doğru buluyoruz. Ancak şunu belirtmek gerekir ki bu tür çatışmalar Türkiye'yi bir yere götürmez. Diğer yandan Taksim'deki ve diğer illere de yayılan gösterilerin çevreci eylemden çıkıp hükümete yönelik bir protestoya dönüştüğünü görüyoruz. Bazı çevreler, faiz lobisi, dış güçler Türkiye'nin yükseklen trendine zarar vermek için bunu kullanıyor. Ama Türkiye güçlü bir ülke ve bunu atlatacaktır. Türkiye artık açık denizlerde yüzüyor. Ufak tefek dalgalanmalar olmuş önemli değil." 

Ardahan

Ardahan Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Kemalettin Öztürk, "Olayla ilgisi olmayan esnafın zarar görmesi bizim ekonomimizi ve ülkenin ekonomisini olumsuz etkiliyor" dedi.

Öztürk,  Taksim Gezi Parkı olaylarının mağdurunun esnaf olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Kargaşa, kavga, savaş, kaos gibi durumlardan kimse karlı çıkmaz.  Olaylarda en çok zarar göreni esnaf olmuştur. Üzüldüğümüz noktada budur."

Kars

Kars Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkan Vekili Metin İzkübarlar,  "Kamu ve esnafın malına zarar veren olaylara karşıyız" dedi.

İzkübarlar, son günlerde ülke genelinde yaşanan eylemleri desteklemediklerini belirterek, 

 

"Kamu ve esanfın malına zarar veren olaylara karşıyız. 

 

Türkiye genelinde olaydan zarar gören 

esnafların zararının karşılanması için 

genel başkanımızın bir çalışması var. 

 

Oradaki zararın giderilmesi için hükümetin 

destek vermesini istiyoruz. 

Bu konuda destek bekliyoruz"

 

 dedi.

Şehit komiserin adı düştüğü alt geçitte yaşatılacak 10 Haziran 2013 16:13 Adana Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları protesto için düzenlenen gösteriler sırasında şehit olan komiser Mustafa Sarı'nın adı düşerek hayatını kaybettiği alt geçide verildi

Şehit komiserin adı düştüğü alt geçitte yaşatılacak

10 Haziran 2013 16:13 Adana
Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları protesto için düzenlenen gösteriler sırasında şehit olan komiser Mustafa Sarı'nın adı düşerek hayatını kaybettiği alt geçide verildi.
 

Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları protesto için düzenlenen gösteriler sırasında şehit olan komiser Mustafa Sarı'nın adı düşerek hayatını kaybettiği alt geçide verildi.
Adana Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında CHP'li üye Mehmet Esendemir tarafından, şehit komiser Mustafa Sarı'nın adının düşerek hayatını kaybettiği alt geçide verilmesi için teklif sunuldu.
Teklife ilişkin yapılan görüşmelerin ardından Sarı'nın isminin inşaatı devam eden alt geçide verilmesi oy birliğiyle kabul edildi.
Esendemir, gazetecilere yaptığı açıklamada, gösteriler sırasında hayatını kaybeden şehit polisin isminin alt geçide verilmesi konusunu önce partili arkadaşlarıyla görüştüğünü belirterek "Onlar da benim bu önerimi kabul ettiler ve bugün partim adına bu teklifte bulundum. Konu komisyona gitmeden oylandı ve alt geçidin ismi Şehit Mustafa Sarı olarak kabul edildi. Tüm emniyet teşkilatına tekrardan başsağlığı

Türkiye'nin en büyük ağaçlandırma çalışması 10 Haziran 2013 16:05 Bayburt Bayburt'ta, ülkenin en büyük ağaçlandırma çalışması 2 milyon 900 bin metrekarelik alanda gerçekleştiriliyor

Türkiye'nin en büyük ağaçlandırma çalışması

10 Haziran 2013 16:05 Bayburt

Bayburt'ta, ülkenin en büyük ağaçlandırma 

çalışması 2 milyon 900 bin metrekarelik alanda 

gerçekleştiriliyor.

 

Türkiye'nin en büyük ağaçlandırma 

çalışmasının, Bayburt'ta 46 kilometrelik yol 

güzergahında ve civarındaki dağlarda yapıldığı 

belirtildi.

 

Bayburt Valisi Hasan İpek, AA muhabirine 

yaptığı açıklamada, geçmişte kentte ağaç ve 

ağaçlandırma ile ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu 

ifade ederek, bu soruna çözüm bulmak çeşitli çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

 

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile 

kente daha önce gerçekleştirdiği 

ziyaret sırasında sorunu çözmek için izlenmesi 

gereken yol konusunda görüştüklerini anlatan İpek, 

 

"Kop Dağı'ndan başlayarak Bayburt'a kadar 

yani 46 kilometrelik alanda yol kenarlarının ve 

tüm dağların ağaçlandırılmasına karar verdik.

 

 

 Bu çalışma 

kapsamında 2 milyon 900 bin metrekarelik 

alanda ağaçlandırma yapılacak"

 dedi.

 

İpek, çalışmanın geçen yıldan itibaren devam 

 

ettiğini ancak çok geniş alanı kapsadığı için 

 

yıllar içinde tamamlanacağını vurgulayarak,

 

 "Çalışma, ülkemizin en büyük ağaçlandırma çalışmasıdır. 

 

Proje kapsamında geçen yıl 590 bin ağaç 

 

dikildi, bu yıl ise 650 bin ağaç dikmeyi hedefliyoruz" 

 

diye konuştu.

İnönü Stadı'nın yerine park yapılmayacak 10 Haziran 2013 15:30 İSTANBUL Beşiktaş Kulübü Başkanı Orman, İnönü Stadı ile ilgili tüm izinlerin alındığını belirterek, "stadın yıkılıp park yapılacağı" iddialarının gerçek dışı olduğunu söyledi

İnönü Stadı'nın yerine park yapılmayacak

10 Haziran 2013 15:30 İSTANBUL
 
Beşiktaş Kulübü Başkanı Orman, İnönü Stadı ile ilgili tüm izinlerin alındığını belirterek, 
 
"stadın yıkılıp park yapılacağı"
 
 iddialarının gerçek dışı olduğunu söyledi.
 

Anadolu Ajansı'na BJK İnönü Stadı'yla ilgili açıklamalarda bulunan Fikret Orman, alınan izin belgelerini ve planları paylaştı.
"Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, 'Bütün izinler verilmiştir ve orası yıkılıp stat olarak yapılacaktır' açıklamasını yaptı" diyen Orman, "Fakat şu andaki seçim sürecinde bu işe aday olan arkadaşlar çıkıp kapalı kapılar arkasında, 'Bu stat yıkılacak, elimizden alacaklar, bunu park yapacaklar' deyip, bunu dedikodusal olarak ortaya koyuyorlar" diye konuştu.
Fikret Orman, Beşiktaşlıların yanlış yönlendirildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Çıksınlar kamuoyunun önüne desinler ki, 'Bu stat yıkılacak bizim elimizden alacaklar, bunu park yapacaklar, Beşiktaş'ı başka yere gönderecekler'. Kapalı kapılar arkasından değil, benim gibi çıksınlar açıklasınlar. Her yerde bunu yayıyorlar ve Beşiktaşlıları yanlış yönlendiriyorlar. Ben resmi evrakla konuşuyorum. Böyle bir durumun söz konusu olmadığını, asla kimsenin de böyle bir niyeti olmadığını, sadece bu planların yapılması ile ilgili destek gördüğümüzü, kimsenin böyle bir amacının olmadığını Beşiktaş Kulübü Başkanı olarak kamuoyuna açıklıyorum ve evraklarını da gösteriyorum. Beşiktaş taraftarını galeyana getirip, bir seçim süreci diye Beşiktaşlıları yanlış yönlendirmek Beşiktaşlılara yakışmıyor." 
Resmi belgelerin, bu iddiaların doğru olmadığını kanıtladığını kaydeden Orman, "Beşiktaş'ta çarşıda gezip, insanları böyle konuların içine çekmenin Beşiktaşlılıkla alakası yoktur. Bu bir seçimdir. Seçimde kazanan olacaktır, kaybeden olacaktır ama ana amaç Beşiktaş'a zarar vermemektir. Bu stadın yapılamayacağını, park yapılacağını kapalı kapılar arkasında insanlara söyleyeceğinize gelin böyledir deyin. Ben onlar ifade etmeden resmi evraklarla cevabını verdim" diye konuştu.
Kendime yalı yapmıyorum
Fikret Orman, stat konusunda ortaya atılan iddiaların yakışıksız olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bunlar çok ayıp şeyler  çünkü kendimize bir stat yapmıyoruz, biz Beşiktaş'a bir stat yapıyoruz. Bu stadın yıkılacağı tarihi, google'a girin 'Beşiktaş'ın stadının yıkım tarihi' diye yazın, ben ta şubat ayında haziranda yıkılacağını söylemişim. Ortada bir seçim var mı? Yok. Tarihi açıklamış mıyız? Evet. Sözleşmeler yapmışız, şimdi bunun seçimle ne alakası var? Bu stadın yapılması Beşiktaş'ın menfaatine olan birşey, ben kendime yalı falan yapmıyorum, Beşiktaş'a yapılıyor. Bu, ülkemizin eseri, bunu baltalamak Beşiktaş'a ihanettir. Gidip insanları yanlış yönlendirmek, devlet kurumlarının içerisinde projeyi durdurtmaya çalışmak ayıp şeylerdir."
Stadı 1 yılda tamamlarız
Orman, "Beşiktaş'ın hızlıca bu stadı yapması lazım. Benim işim inşaat, 1 senede yaparız. Hedefimiz, stadı 2014 eylül sonu, ekim başı açmak" diye konuştu.
Bakanlığın izni konusu
Fikret Orman, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın izni olmadığı konusuna da değinerek, Spor Genel Müdürlüğü ile yapılan protokolü gösterdi ve sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunda Fikret Orman ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'ın imzası vardı. 26 Şabut tarihinde yapılmıştır. Stadın yıkılması ve yenisinin inşaası durumunda, yıkımın fiilen başladığı genel müdürlükçe tespit edildiği tarihten itibaren yeni stadyum 1000 gün sonra geçici kabule hazır hale getirilecektir maddesi vardır. İnşaat süresi boyunca kulübün stadyumdan yararlanamayacağı göz önüne alınarak, bu süre içinde kira alınmayacaktır denmektedir. Spor Genel Müdürlüğü ayrıca bize yetki belgesi vermiştir."

THY'den Fransa yolcularına uyarı 10 Haziran 2013 14:28 İstanbul Türk Hava Yolları (THY), Fransa’da sivil havacılık çalışanlarının 11-13 Haziran tarihlerinde grev yapacak olması nedeniyle, bazı seferlerinin iptal edildiğini açıkladı

THY'den Fransa yolcularına uyarı

10 Haziran 2013 14:28 İstanbul
Türk Hava Yolları (THY), Fransa’da sivil havacılık çalışanlarının 11-13 Haziran tarihlerinde grev yapacak olması nedeniyle, bazı seferlerinin iptal edildiğini açıkladı.
 

THY'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, uçuşlarla ile ilgili detaylı bilgi almak isteyen yolcuların belirlenen çağrı merkezlerine ulaşabilecekleri kaydedildi.
Açıklamada, 11 Haziran Salı günü iptal edilen uçuş seferleri şöyle sıralandı:
Saat 14.30'da, TK1809 sefer sayılı uçak (İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Lyon St Exupery Havalimanı'na), Saat 17.50'de, TK1810  sefer sayılı uçak (Lyon St Exupéry Havalimanı'ndan İstanbul Atatürk Havalimanı'na),  Saat 12.40'da, TK1819 sefer sayılı uçak (İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan  Paris Charles De Gaulle Havalimanı'na), Saat 16.20'de, TK1820 sefer sayılı uçak (Paris Charles De Gaulle Havalimanı'ndan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na),  Saat 19.45'te, TK1829 sefer sayılı uçak (İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Paris Charles De Gaulle Havalimanı'na)


THY'den özelleştirme açıklaması

06 Haziran 2013 19:12 
THY, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun THY sermayesindeki kamu payının özelleştirilmesi sürecine yönelik belirlenmiş bir kararının bulunmadığını bildirdi.
Türk Hava Yolları'nın (THY) Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında şunlar kaydedildi:
"Sermayesindeki yüzde 49,12 oranındaki kamu payı özelleştirme kapsam ve programında bulunan Türk Hava Yolları AO, Türk Ticaret Kanunu, SPK ve ilgili mevzuata göre ticari faaliyet gösteren bir özel hukuk tüzel kişisidir. THY sermayesinde bulunan kamu payının özelleştirme çalışmalannda idaremize yardımcı olmak üzere danışmanlık hizmeti alımına ilişkin yapılan Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi 03.03.2013 tarihinde sona ermiştir.
4046 sayılı özelleştirme uygulamaları hakkında kanun ve ilgili mevzuat uyarınca danışmanlık hizmeti alımı çerçevesinde, THY sermayesindeki kamu payı ile ilgili olarak idareye yardımcı olmak üzere, THY, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin idari, mali, hukuki durumlarının, maliyet yapılarının analizi, operasyonel performanslarının belirlenmesi, büyüme stratejilerinin, gelişiminin ve faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi, raporlanması ve gerektiğinde özelleştirme stratejilerinin belirlenmesine yardımcı olmak üzere havayolu sektörüne yönelik teknik bilgi ve tecrübe birikimini haiz bir danışmandan danışmanlık hizmeti alınması planlanmaktadır.Bu aşamada, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun THY sermayesindeki kamu payının özelleştirilmesi sürecine yönelik belirlenmiş bir karan bulunmamaktadır."

Çarşı üyesi Ergenç taburcu edildi 10 Haziran 2013 15:16 İstanbul Parkta çıkan kavgada bıçaklanarak yaralanan Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyesi Ergenç, taburcu edildi

Çarşı üyesi Ergenç taburcu edildi

10 Haziran 2013 15:16 İstanbul

Parkta çıkan kavgada bıçaklanarak yaralanan Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyesi Ergenç, taburcu edildi.

 

Taksim Gezi Parkı'nda çıkan kavgada yaralanan Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın üyesi Bülent Ergenç, taburcu edildi.

 

Gezi Parkı'nda içki satan kişiyle tartıştıktan sonra çıkan kavgada bıçaklanarak yaralanan Ergenç'in, Fulya Acıbadem Hastanesi'ndeki tedavisi tamamlandı.

Ergenç, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, basın mensuplarına, kendisini hastaneye getiren vatandaşlara ve Gezi Parkı'nda kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür etti.

Ergenç, Çarşı grubu olarak basına açıklama yapmama yönünde karar aldıklarını, bu nedenle konuşmasını geniş tutmayacağını belirtti. 

Bir gazetecinin, "Olay nasıl oldu?" sorusu üzerine, Ergenç, bu konuda yorum yapmak istemediğini ifade ederek, "Farklı bir şey... Orada uyarılan kişiler tarafından bıçaklanmadım. Sivil bir kişi tarafından bıçaklandım. Bu sivil kişi, olayın olmadığı bir yerdeydi. O arkadaşımızla hiçbir sorun yoktu ama sivil kişi geldi bıçakladı. Tam kasık bölgeme, aort damarımın oraya geldi. Şu an fena değilim, dinlenmeye gidiyorum" diye konuştu.

"Gezi Parkı'nda alkolün satışına karşımısınız?" sorusu üzerine Ergenç, "Kesinlikle orada alkol satışlarının yasaklanması ve alkol alınmaması gerektiğini söylüyorum. Orası bir mücadele alanı. Mücadele alanında insanlar alkol almazlar" dedi.

Hastane çıkışında Bülent Ergenç'e, Çarşı grubu adına çiçek sunuldu.

Kabe gül suyu ve zemzemle yıkandı

10 Haziran 2013 14:41 Mekke

Kabe her sene olduğu gibi Şaban ayının birinci gününde sabah namazını müteakip gül suyu ve zemzemle yıkandı.

 

Kabe'nin gül suyu ve zemzemle yıkanması ritüeli, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın Fas'ta bulunması sebebiyle ona vekaleten Mekke Valisi Prens Halid el-Faysal'ın nezaretinde gerçekleştirildi.

 

Kabe'nin yıkanması töreninde, Mukaddes Mekanlar İdaresi Genel Başkanı Şeyh Dr. Abdurrahman bin Abdulaziz es-Sudeys ve Mekke Belediye Başkanı Dr. Usame el-Bar'ında aralarında bulunduğu üst düzey yetkililer de hazır bulundu. 

 

Prens Halid el-Faysal ve beraberindeki heyet, Kabe'nin içinde namaz kıldıktan sonra tavaf yaptı. 

 

Kabe'nin yıkanma töreni iki rekat namaz kılınmasıyla başlıyor. Sonra Kabe'nin içine girilerek duvarlar beyaz örtülerle ve gül suyu karıştırılmış Zemzem ile temizleniyor. 

 

Duvarların kuru beyaz bezler ile kurulanmasından sonra içeriye gül esansı serpilerek misk tütsüleri yakılıyor.

Erdoğan'ın "sandıkta görüşelim" çağrısı dış basında yankı buldu 10 Haziran 2013 14:06 ANKARA WASHİNGTON Başbakan Erdoğan'ın, Gezi Parkı protestolarına ilişkin yaptığı açıklamalar dış basında da büyük yankı buldu

Erdoğan'ın "sandıkta görüşelim" çağrısı dış basında yankı buldu

10 Haziran 2013 14:06 ANKARA WASHİNGTON

 

Başbakan Erdoğan'ın, Gezi Parkı protestolarına ilişkin yaptığı açıklamalar dış basında da büyük yankı buldu.

 





Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gezi Parkı protestolarına ilişkin dün yaptığı açıklamalar dış basına da yansıdı. 

Haberlerde, Erdoğan'ın protestoculara 

"sandıkta görüşelim"

 çağrısı öne çıkarıldı.

 

 Erdoğan'ın 

 "üslubunu giderek sertleştirdiği" de uluslararası basında öne çıkan değerlendirmeler arasında yer aldı.

ABD'de, Washington Post'un Associated Press'ten alıntılanan haberinde, 

"Binlerce protestocu sokaklara dönerken 

Türkiye'nin lideri, ülkedeki hükümet karşıtı 

gösterileri kınadı" 

başlığı kullanıldı. 

Haberde, 

"Tezahürat yapan destekçileri karşısında artan

derecede kavgacı konuşmalar yapan Erdoğan, 

hükümete saygı duymayanların bunun hesabını 

vereceğini söyleyerek, ülke genelinde 10 gündür 

süren hükümet karşıtı gösterilerin sonlandırılmasını istedi" 

denildi. 

Haberde, "Seçim kampanyasındaki bir aday gibi Başbakan Erdoğan'ın iki kez havaalanında, ardından spor salonunda, Ankara'nın iki bölgesinde ve bir köprü üzerinde konuşma yaptığı ve her birinde binlerce destekçisi tarafından tezahüratla karşılandığı" belirtildi.

AP, Başbakan'ın "sabır" vurgusunu öne çıkararak, Erdoğan'ın göstericilere karşı giderek daha sert bir üslüp benimsediği yorumunda bulundu. "Erdogan'ın tonunun giderek daha ateşli bir hal aldığına" işaret edilen haberde, "bunun, gerginlikleri tetikleyebileceğine" vurgu yapıldı. Haberde, Erdoğan'ın, "Eylemlere son verilmemesi halinde, anlayacağınız dilden cevap vermek zorunda kalırım" sözlerine de yer verildi.

"Eylemcilere sert sözler"

CNN'in internet sitesindeki haberinde, "Erdoğan'dan protestoculara: Sabrın da bir sonu vardır" başlığı yer aldı. Başbakan Erdoğan'ın Adana'nın yanı sıra başkent Ankara'da destekçilerine bir dizi konuşma yaptığı kaydedilen haberde, "Erdoğan meydan okumayı sürdürdü" ifadesine yer verildi. 

Los Angeles Times'da da ,"Başbakan Erdoğan, vandallık yaptıklarını belirterek, protestoculara sert çıktı" başlığı kullanıldı. Haberin girişinde, "Artan derecede kavgacı üslupta bir dizi konuşma yapan Erdoğan, 10. günde caddeleri dolduran on binlerce hükümet karşıtı eylemciye karşı sert sözler kullanarak, onları çevre terörü yaratmakla suçladı" ifadesine yer verildi. 

NBC News'de de "Türkiye'nin lideri 10 gündür süren protestolara karşı meydan okumayı sürdürüyor" başlığı kullanılarak, Başbakan Erdoğan'ın protestoların olduğu iki şehre seyahat ederek, eylemleri kınadığı ve eylemcilere "çapulcu" dediği aktarıldı. 

 "Sandık" çağrısı

Açıklamalar ve son gelişmeler İngiliz basının da da geniş yer buldu.

İngiliz Guardian gazetesinde, "Recep Tayyip Erdoğan, protestoculara vandallar dedi" başlığıyla verilen haberde, Erdoğan'ın dün binlerce destekçisine hitaben yaptığı konuşmalarda, "hükümet karşıtlarına, kendilerini sandıkta alt etmeleri çağrısında bulunduğu" belirtildi. Haberde, Erdoğan'ın, partisini destekleyenlerden şiddetten uzak durmalarını istediği ve mart ayındaki yerel seçimlerde kendilerinin galip gelecekleri öngörüsünde bulunduğu  belirtildi. 

Erdoğan'ın, protestoları "hükümetin itibarını zedelemek için ortaya konulan yasa dışı çabalar olarak" nitelemeyi sürdürdüğüne işaret edilen haberde, "Başbakanın tonunu düşürmemesinin Ankara'da ümitsizliğe neden olduğu ve ardından binlerce protestocunun  yeniden, hükümet binalarının da bulunduğu kent merkezine akın ettiği" belirtildi. Göstericilerden bazılarının görüşlerine yer verilen haberde, genç bir eylemcinin "Başbakan bu (sert) tavrını sürdürürse, direniş sürecek ve büyüyecek" şeklindeki sözleri de kullanıldı. Guardian'ın haberinde, "Adana'da cumartesi gecesi hükümet yanlısı bir grubun, yürüyüş yapan gösterilere saldırdığına ve perşembe günü de Rize'de benzer bir olayın yaşandığına" dikkat çekildi. 

"Sabrın sınırı"

BBC'nin haberindeyse, Başbakan Erdoğan'ın "hükümetin sabrının bir sınırı olduğu"na ilişkin sözleri öne çıkarıldı. Polisin dün Kızılay'daki göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ettiğine dikkat çekilen haberde, "protestocuların Erdoğan hükümetini giderek daha otoriter olmak ve muhafazakar İslami değerleri laik kesime dayatmaya çalışmakla itham ettiği" ifade edildi. Haberde, Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un Türkiye'deki gelişmelere ilişkin açıklamasına da yer verildi. 

Reuters haber ajansı, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye çapında sokağa dökülen ve istifasını isteyen göstericileri "sabrın bir sınırı olduğunu" söylerek uyardığına dikkat çekti. Haberde, Erdoğan'ın dün konuşma yaptığı bölgenin birkaç kilometre ötesinde, Ankara'nın merkezinde, polisin hükümet karşıtı göstericileri dağıtmak için biber gazı ve tazyikli su kullandığı belirtildi. Reuters, "Erdoğan'ın Türkiye'sinin, diğer Ortadoğu ülkelerinde öykünülecek bir İslami demokrasi örnediği olduğu düşünülmekteyken, son günlerdeki polis şiddetinin Batı'dan eleştiri topladığı ve Erdoğan'ın da dış güçleri sorunları daha da ciddileştirmekle itham ettiği" değerlendirmesini öne çıkardı.

Alman Deutsche Welle gazetesi de Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmalarda, partisine oy veren seçmenlere "sandıkta destek" çağrısında bulunduğu belirtildi. Haberde Erdoğan'ın "Kendi başbakanına küfreden gençlik benim gençliğim olamaz" sözleri de öne çıkarken, Fransa'da yayın yapan France 24 televizyonu, Erdoğan'ın ülke dışından dönüşünde, protestoculara karşı "duruşunu sertleştirdiği" değerlendirmesine yer verdi.

Russia Today ise Türkiye'deki son gelişmelere ilişkin haberini, "Türk polisi eylemcileri eziyor, hükümet istifayı reddediyor" başlığıyla verdi. Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmaların ardından İstanbul'da ve Ankara'daki gösterici sayısının arttığına dikkat çekilen haberde, eylemcileri "marjinal aşırıcılar" olarak gören Erdoğan'ın, kendi taraftarlarına hükümete destek verecekleri gösteri çağrısında bulunduğu belirtildi. Bazı kentlerde polisin eylemcilere müdahalesinin sürdüğüne de işaret eden Russia Today, polisin eylemcilere müdahalesi ile gösteriler sırasında yaralanan eylemcileri gösteren fotoğraflar kullandı.

"Çapulcu ve marjinal"

AFP de, Başbakan Erdoğan'ın son açıklamalarına ilişkin haberi,

 "Başbakan Erdoğan, istifasını isteyen 10 

binlerce kişiye karşı atağa geçti."

 başlığıyla duyurdu. Erdoğan'ın, 

 

"çapulcu ve marjinal olarak nitelediği göstericilere saldırgan bir üslüpla karşılık verdi" 

 değerledirmesinde bulunan AFP, Başbakan'ın Ankara’daki kalabalık gruba hitabında, 

"eylemlerin  içeriden ve dışarıdan organize 

edilmiş bir komplo olduğunu iddia ettiği, mart 

2014'teki seçimleri işaret ederek,  göstericilerin 

parkları işgal etmek yerine haklarını hukuk 

çerçevesinde aramaları gerektiğini 

vurguladığını" 

bildirdi.

İslamofobi üretilmiş bir korkudur 10 Haziran 2013 14:23 Sakarya Diyanet İşleri Başkanlığı Görmez, "İslamofobinin, Avrupa, Amerika ve İsrail üçgeninde siyasetin ürettiği bir korku olduğunu artık bilimsel araştırmalar da ortaya koymaktadır"

İslamofobi üretilmiş bir korkudur

10 Haziran 2013 14:23 Sakarya 
Diyanet İşleri Başkanlığı Görmez, "İslamofobinin, Avrupa, Amerika ve İsrail üçgeninde siyasetin ürettiği bir korku olduğunu artık bilimsel araştırmalar da ortaya koymaktadır" dedi.
 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İslamfobinin insanların durup dururken sahip oldukları bir korku ya da nefret olmadığını belirterek, "İslamofobinin, Avrupa, Amerika ve İsrail üçgeninde siyasetin ürettiği bir korku olduğunu artık bilimsel araştırmalar da ortaya koymaktadır. Bunun bir endüstriye dönüşmeye başladığını hepimiz bilerek hareket etmek durumundayız" dedi.
Sapanca'da bir otelde düzenlenen "Yurtdışı Hizmeteri Konferansı"nın açılışında konuşan Görmez, bu toplantıda, yurtdışı insan varlığına yönelik hizmetlere mesafeleri kapatacak, gayrimüslim toplumda, İslam'a ve Müslümanlara dair bilgi ve ön yargıları giderecek değerlendirmeler yapılacağını belirtti.
İslam dini ve bütün Müslümanların, içeriden ve dışarıdan olmak üzere 2 büyük sorunla boğuştuğuna şahit olduklarını ifade eden Görmez, şunları söyedi:
"İçeriden olan sorun, bugün bilhassa İslam dünyasında olan mezhep çatışmaları. Aslında ben bütün değerlendirme ve tahlillerimde İslam dünyasında olup bitenleri doğrudan tarihte ortaya çıkan mezheplerin bir çatışması olarak görmediğimi ifade ediyorum. Bütün sorunların, siyasi sorunların, bilhassa şiddet, savaş ve işgallerden sonra yaralanan bilinçlerin ürettiği bir tefrikanın ürünüdür. Bugün İslam dünyasında olup bitenlerin, tarihte ortaya çıkan mezheplerin çatışması olarak değerlendirmek çok zordur. Şiddet, savaş, terör ve işgallerden sonra yaralanan bilinçlerin, bu dönemler içerisinde ortaya çıkan cehaletlerin meydana getirdiği kavgalar, mezhep rengine bürünerek yoluna devam ediyor."
"İnsanların durup dururken sahip oldukları bir korku ya da nefret değildir"
Büyük İslam medeniyetinin 2 büyük ailesinin bulunduğunu, bunlardan birinin ehlisünnet, diğerinin de ehlibeyit olduğunu aktaran Görmez, şöyle konuştu:
"Aslında bu 2 yol, 2 yöntem de kaynağını Hz. Peygamber'den alır. Birisi Peygamberin sünnetidir, diğeri Peygamberin ehlibeytidir. Belki bütün bu konulara sadece siyaset penceresinden bakıp değerlendirmek, daha başka yanlışlıkları beraberinde getirebilir. Bihassa bütün dini kurumları, bütün din bilginlerini, bütün dini mercilerin bir araya gelerek, İslam dünyasında, 'Allahu Ekber' nidalarıyla insanların neden birbirini katletmeye çalıştığını, bütün mesailerini, zihinsel bütün çabalarını, bütün gayretlerini bu konular üzerinde teksif etmek durumundadır."
 Görmez, İslam'a ve Müslümanlara yönelik ikinci yanlışlığın, İslamfobi olduğuna dikkati çekerek, 11 Eylül olaylarından sonra giderek tırmanan İslamfobinin, bir nefrete dönüştüğünü bilimsel araştırmaların ortaya koyduğunu vurguladı. 
"Bu, sadece kendi tabii şartlarında ortaya çıkan, insanların durup dururken sahip oldukları bir korku ya da nefret değildir" diyen Görmez,  "İslamofobinin, Avrupa, Amerika ve İsrail üçgeninde siyasetin ürettiği bir korku olduğunu artık bilimsel araştırmlar da ortaya koymaktadır. Bunun bir endüstriye dönüşmeye başladığını hepimiz bilerek hareket etmek durumundayız. Bütün bunlarla birikte elbette yine aynı şekide farklı dini kurumlara, nasıl ki İslam dünyasındaki mezhep çatışmalarını ortadan kaldırmak için din bilginlerine ve dini kurumlara görevler düşüyorsa aynı şekilde İslam ve Müslümanlara yönelik bu korkuyu, nefreti ortadan kaldırmak için de bütün dini kurumların, farklı dini kurumların bir araya gelerek ortak bir çaba içerisinde olmaları gerekiyor" şeklinde konuştu.
"İdeolojiler, zihinlere ve kalplere çok daha rahat girmeye başladı"
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 21. yüzyılda pek çok Müslüman ülke veya toplumun, İslam’ı kendi çeşitli ve zengin yorum geleneği içerisinden anlamak yerine, yerel veya küresel etkenlerin neden olduğu çatışmalara, maddi ve insani yokluk ve yolsuzluklara bağlı olarak takdim ettiğini anlatarak, bunun büyük bir Müslüman topluluğun müşkül durumu, İslam’ın zorluğu ve krizi olarak görülebildiğini belirtti.
İslam dünyasında var olan bu krizin, 21. yüzyılda yön değiştirdiğini, sorunların küresel ölçekte daha çok büyüdüğünü dile getiren Görmez, şunları kaydetti:
"Geride bıraktığımız ve içinde yaşadığımız asırda, birey, toplum ve ülkeleri birbirleri arasında etkileyen, yönlendiren sadece düşünce alanındaki fikirler ve izahlar olmadı. Ulaşım ve iletişimdeki giderek sıkılaşan ve yaygınlaşan imkanlar, etkileşimi ve toplumsal örgütlenmeyi bile etkiler bir konuma geldi."
Görmez, ideoloji, düşünce, sanat, bilim ve medyanın görünmez bir zemin üzerinden yükselmeye başladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Sadece evlere ve bilgisayarlara değil, zihinlere ve kalplere bu söz konusu ideolojiler çok daha rahat girmeye başladı. Bunlar, suç örgütlerin bile mekanizmaları arasına girdiler. Buradan tekrar hizmet bölgelerimiz, coğrafyalara bir göz attığımızda, ister doğu, ister batı olsun, Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları ülkelerde, dinin içerik, etki ve geleceğine dair mesafeli bir duruş tespit edilmektedir. Müslüman ülkelerin değişik nedenlerle izah edilir zor durumları ve sorunları, İslam’ın hanesine yazılmaktadır. Hatta gerek uzaktaki Müslüman ülkelerin sorunları, gerekse batı toplumunda yaşayan göçmen Müslüman kitlelerin sergilediği eğitilmiş, katılımcılık veya üretilen sorun alanlarına bakılarak, Müslümanların, aile veya toplumda şiddet, kadın-erkek ayrımcılığı ve özgürlükler gibi konularda alınması gereken mesafelerin olduğu yüksek sesle dile getirilmektedir."
"Kitle iletişim araçlarının etkisi"
Görmez, azınlık psikolojisinin, bilhassa Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları bölgelerde insanların birbirlerine daha çok kenetlenmesini ve çok daha ortak düşünce içerisinde olmalarını gerektirdiğini belirtti.
"Kitle iletişim araçları, bilhassa sosyal medya, Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları bölgelerde dahi her bireyin farklı düşünceye sahip olmasına yol açmıştır" diyen Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeni nesil gençlerin bireyselleşmesi ve maddeyi esas alması üzerinden kendini ifadeye meyyal, sanal dünyadan beslenen algı, şekillenen düşünce ve sahip oldukları haletiruhiye de keza bu önemli kesim ve tabanla artık klasik iletişim, anlatma ve ikna etme arasında geniş bir mesafe oluşturmuştur. Burada üzerinde durmamız gereken en önemli konulardan bir tanesi, yeni kuşaklara, yurt dışında yaşayan yeni genç kuşaklara, nasıl yeni bir dil ve üslup üretilmelidir. Bu açıdan bakıldığında, bu gün din hizmetini sunmak, özellikle farklı zemin ve geleneğin olduğu yurtdışında başarılı olmak, araya giren bu mesafeleri aşabilmeye bağlı kalıyor."
Yurtdışı hizmetlerinin ele alınacağı konferans, 13 Haziran Perşembe günü sona erecek.