BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Haziran 2013 Cuma

Arzumuz gerginliklerin bitmesi 07 Haziran 2013 23:20 CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin, "Arzumuz gerginliklerin sona ermesi, daha huzurlu bir ortamın olması, normal günlük hayatın devam etmesi"

Arzumuz gerginliklerin bitmesi

07 Haziran 2013 23:20 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin, "Arzumuz gerginliklerin sona ermesi, daha huzurlu bir ortamın olması, normal günlük hayatın devam etmesi" dedi.

Ankara

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, S Haber'in canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. 

Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ortaya çıkan taleple, bu talebe verilen yanıt arasındaki dengesizliğin gerginliği yarattığını savundu. 

Başbakanın daha yumuşak bir tavır takınması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Sayın Başbakan, yurt dışında veya Türkiye'de böyle meydan okuyan, halkı küçümseyen, 'ben istediğimi yaparım, sizler kim oluyorsunuz' şeklinde onları aşağılayan bir dil kullanan bir süreci bırakmadığı sürece, öyle anlaşılıyorki bu olaylar devam edecek. Arzum şu, bir siyasetçinin halkıyla barışık olması lazım. Yani Başbakanın, halkla konuşurken, halkı kucaklayan daha samimi bir dil kullanması gerekir. Eğer siz dilinizi sertleştirirseniz, karşıdaki kişileri ajite etmiş olursunuz. Daha sert tepki vermelerine yol açarsınız. Başbakanın sert konuşması bürokrasiye de yansıyor, polis de sertleşiyor. Dolayısıyla bu sertlikten vazgeçmek gerekiyor. İlk yapılması gereken bu. Eğer bunu Başbakan yaparsa eminim bu olaylar bir süre sonra sona ermiş olur."

Taleplerin ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, sağduyunun egemen olmasının ise herşeyden önce kendilerinin işine geleceğini söyledi.

"Toplumdaki gerginlik, siyaseti de gerer" diyen Kılıçdaroğlu, "Arzumuz gerginliklerin sona ermesi, daha huzurlu bir ortamın olması, normal günlük hayatın devam etmesi. Ama yaşanan tablonun bize gösterdiği, Sayın Başbakanın çıkışları, sanki böyle bir olayı benimsememiş, huzur istemiyor, tam tersine 'toplumda gerginlik yaratacağım, gerginlikten bir şeyler çıkaracağım, nemalanacağım' gibi bir havası var. O nedenle biraz umutsuz bakıyorum, keşke sorun çözülebilse. Keşke hiçbir olay olmasa, herkes huzur içinde, sokağında, caddesinde günlük yaşantısını sürdürse, Gezi Parkı yerinde kalsa..." ifadesini kullandı. 

"Onların söylemek istediklerini herkes anladı mı?" yönündeki bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Bence herkes anladı, bir kişi hariç. O da Sayın Başbakan. O anlamadı, hala anlamamakta direniyor. Toplumda sağduyu sahibi olan herkes bu olayı anladı" dedi.  

Eylemlerin "Arap Baharı" eylemlerine değil de Batı'daki eylemlere benzediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasi ve özgürlük taleplerinin bu tür eylemlerle dile getirildiğini söyledi.

"Mala zarar verilmesini" doğru bulmadığını belirten Kılıçdaroğlu, güvenlik güçlerinin kim mala zarar veriyorsa, gözaltına alnıp yargıya teslim etmesi gerektiğini söyledi.

 

 

Bahçeli'den sağduyu çağrısı

07 Haziran 2013 19:34 

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Demokratik hakkının peşinde olan kardeşlerimizin arasına sızarak duyguları ve heyecanları kışkırtmayı amaçlayan kabus senaryosunun karanlık faillerine izin vermemek çok önemlidir" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve İl Başkanları Toplantısı'nın ardından yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin olağanüstü gelişmelerin yaşandığı ve belirsizliklerin aşırı ölçüde ivme kazandığı bir tarih aralığından geçtiğini öne sürerek, bu ortamda parti yönetiminin bir araya geldiğini, ülke ve dünya gündemindeki sıcak ve öne çıkan konu başlıklarını görüştüğünü bildirdi.

Türkiye’nin en önemli meselesi olarak, Taksim Gezi Parkı merkezli cereyan eden hadiselerin bugünkü süreçte ön plana çıktığını belirten Bahçeli,  ağaçların kesilmesine, buraya Topçu Kışlası ve AVM yapılmasına karşı sergilenen güçlü itirazların, birden bire yatak değiştirerek şiddet ve nefretle dolu bir yöne kaymasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından iyi okunması ve yorumlanması gerektiğini kaydetti.

Demokratik haklarını masumane vasıtalarla savunmak amacıyla meydanları dolduranlar, düşüncelerini bu yollarla duyuranların gerekli mesajları verdiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"Gezi Parkı eksenli hadiselerin bundan sonra sürmesi halinde, Türkiye için öngörülmesi, üstesinden gelinmesi ve telafisi çok zor olay ve provokasyonlara zemin ve saha açacağı tartışma götürmez bir gerçekliktir. Gezi Parkı’nı yasa dışı eylem ve hedeflerine üst yapma arayışında olan illegal örgütlerin, marjinal odakların ve bölücü terör örgütü PKK’nın devlet-millet cepheleşmesini ve hukuk dışılığın yaygınlaşmasını çığırından çıkarmak maksadıyla uğraştığı gün gibi ortadadır. Yurdumuzun dört bir yanında, demokratik hakkının peşinde olan kardeşlerimizin arasına sızarak duyguları ve heyecanları kışkırtmayı amaçlayan kabus senaryosunun karanlık faillerine izin vermemek çok önemlidir."

Demokrasilerde iktidarların seçimle değişeceğine işaret eden Bahçeli, şiddet ve toplumsal başkaldırıyla sorunların kalıcı şekilde çözülemeyeceğini ve meselelerin üstesinden gelinemeyeceğini vurguladı.  

Bahçeli, "Başbakan Erdoğan hala gelişmeleri anlayamamış, tepkileri fark edememiş ve rest çekerek vaziyeti kurtarmaya yönelmiştir. Tunus’tan dönüşünde İstanbul Havalimanı’nda yaptığı konuşmada kullandığı üslup yine keskin, yine tehlikeli ve yine hoşgörüsüz olmuştur. Başbakan’ı karşılamaya giden kalabalıkların gece yarısı attığı sloganlar, yaptıkları tezahüratlar tam bir saflaşmanın ve düşman kamplarına ayrılmanın ürünüdür. Başbakan Erdoğan’ın küçümseyici dili, sırtını dayadığı faiz lobisine birden bire saldırması; tencere, tava çalan vatandaşlarımızı aşağılaması ve Taksim’deki projelerden vazgeçmeyeceğini diklenerek duyurması Türkiye’yi ucu açık ve tahmini mümkün olmayan boğuşmalara götürme riski taşımaktadır"  iddiasında bulundu. 

Bahçeli, parti olarak meşruiyet sınırlarında kalan gösterilere ve tepkilere saygı duymakla birlikte çatışma ortamına çekilmemek için olayların içinde yer almama iradelerini kararlılıkla muhafaza ettiklerini kaydetti.

 

 

 

Demokrasi talebiyle karşıma çıkana canım feda

07 Haziran 2013 16:03 

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki olaylarla ilgili, "Biz şiddete karşıyız. Demokrasi talebiyle karşıma çıkana canım feda" dedi.

İstanbul

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Bir Gelecek" Konferansının açılışında yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı olaylarına değindi.

Erdoğan, "Son günlerde Taksim Gezi Parkı düzenlemesi bahanesiyle yaşanan olaylar, hiç kimseyi yanlış düşüncelere, tereddütlere sürüklemesin. Çünkü burada korkunç bir dezenformasyon var. Sosyal medyanın korkunç yalan kampanyaları var. Bunların hepsi tespitle elimdedir. Hepsini biliyoruz. Bizim demokratik talepler konusunda hiçbir sıkıntımız, hiçbir çekincemiz yoktur." dedi.

Taksim Gezi Parkı konusunu 2011 seçimleri öncesinde, İstanbul projeleri içinde açıkladığını beliren Erdoğan, "O günden bu güne kimsenin sesi çıkmadı. Çevre hassasiyeti olan kardeşlerime sesleniyorum; çevrecilikte ortaklık yapacaksanız, gelin Başbakanınızla yapın. Ben, çevreyi tarihiyle, kültürüyle, yeşiliyle birlikte tanıdım. Ben, belediye başkanlığı yapmış bir insanım. Çevreciliğin ne olduğunu bilirim." şeklinde konuştu.

Çözüm sürecini istemeyenler olayların içinde

Başbakan Erdoğan, son 30 yılda Türkiye'ye çok büyük maddi-manevi maliyeti olan terör sorunu konusunda çözüm yoluna gittiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Biz, bu adımı atarken, çözüm sürecine, anamuhalefeti de diğerleri de engel olmanın gayreti içinde. Hatta Gezi Parkı olaylarında olanların da bir kısmı, yine çözüm sürecini de bu işin içine katmanın gayreti içerisine giriyor. Onlar da çözüm sürecine karşı. Benim değerli dostlarım burada konuşurken acaba bunları biliyorlar mı? Hangi kaynaklardan acaba bilgilendiler? Bir taraftan çözüm süreciyle ilgili, bize desteğinizi veriyorsunuz, teşekkür ediyorum ama öbür taraftan da maalesef çözüm sürecini istemeyenlerin de bu olayların içinde yer aldığını bilmenizi isterim. Çevreci olmak, devletin, halkın hizmetinde olan araç gereçleri yakmak, yıkmak değildir. Çevreci olmak, kamu mallarına zarar vermek değildir. Çevreci olmak, tüm çevre olarak ifade edilen ağaçları, saksıları herşeyi yakıp yıkmak değildir. Çevreci olmak insanları öldürmek değildir."  

Demokrasi talebi ile karşıma çıkana canım kurban

Karşı oldukları şeyleri, şiddet, terör, vandallık, kendi özgürlüğü adına başkalarının özgürlüğünü tehdit eden anlayış şeklinde sıralayan Erdoğan, "Yoksa demokrasi talebi diye bir taleple karşıma çıkacak olanlara canım kurban, her türlü desteği vermeye hazırım. Neymiş yapamadıkları bize bunları anlatsınlar, başımız gözümüz üstüne. Bizim bu noktada bir sıkıntımız yok. Dedim ya, tarih, kültür, yeşil içiçe" diye konuştu.

Yüzde 100'ün partisi olarak hizmet veriyoruz

Erdoğan, şöyle devam etti: "Şunu herkes bilsin ki milli iradeye yönelik hiçbir saldırıya hangi kılıf altında olursa olsun, kim tarafından beslenirse beslensin, asla boyun eğmeyiz. Biz, toplumsal hadiseleri okuruz, analiz ederiz, objektif biçimde de değerlendiririz. Bizi bugünlere taşıyan, bizi her iki kişiden birinin oyuna mazhar eden de bu kucaklayıcı tavrımızdır. Şunu da söyleyeyim. Yüzde 50 bize oy verdi, biz yüzde 50'nin partisi değiliz. Biz şu anda yüzde 100'ün partisi olarak ülkeye hizmet veriyoruz"

Hedeflerine ulaşamayacaklar

"Yabancı dostlarımızdan, özellikle de yabancı medyadan Türkiye'de yaşananları lütfen ideolojik bir yaklaşımla ele almamalarını ve sipariş üzerine ilanlar yayınlamamalarını kendilerine de hatırlatırım" diyen Başbakan Erdoğan, "Gazetelere, uluslararası medyaya parayı basmak suretiyle ilan verenler, oralarda Türkiye'nin güçlenmesini, Türkiye'nin bu hale gelmesini hazmedemeyenlerin çıkarmış olduğu ilanların kaynaklarını da biliyoruz. Bunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Bu, Türkiye'nin güçlenmesinden, Türkiye'nin bir güç devşirmesinden rahatsız olanların aslında attığı bir adımdır. Bu, yine Türkiye'deki faiz lobisinin iktidarımıza yönelik attığı adımdır. Faiz lobisi de fazla heveslenmesin, onlar da kusura bakmasınlar hedeflerine ulaşamayacaklar. Bu halkın dediği neyse o olacak. Bu milletin dediği olacak." ifadelerini kullandı.

 

 

 

Erdoğan'a coşkulu karşılama dünya basınında

07 Haziran 2013 14:58 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Afrika turunun ardından yurda dönüşü ve havaalanındaki coşkulu karşılama dış basında geniş yer buldu.

Yabancı basın yayın organları, Erdoğan'ı İstanbul'a dönüşünde binlerce insanın coşkuyla karşıladığına dikkati çekerek, Başbakan'ın "demokratik niteliğini kaybeden eylemlere derhal sona verilmesi" çağrısına vurgu yaptı.

İngiliz gazetesi The Guardian'ın internet sitesinde yer alan haberde, Kuzey Afrika gezisinden dönüşünde 10 binden fazla kişi tarafından coşkuyla karşılanan Başbakan Erdoğan'ın, sert bir konuşma yaptığı ve protesto eylemlerinin bitmesi gerektiğini vurguladığı belirtildi.

Başbakan Erdoğan'ın, partisini destekleyenlerden itidalle davranmalarını ve kendilerini "kirli oyunlardan" ve "kanun dışı gösterilerden" uzak tutmalarını istediğini aktaran The Guardian, tavrında yumuşama olması beklenen Erdoğan'ın "kavgacı bir ruh hali" sergilediğini savundu.

Erdoğan'ın, "Hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" sözlerine yer veren gazete, Başbakan'ın binlerce kişiye seslendiği sıralarda, Taksim'deki gösterilerin de devam ettiğini, kimi protestocular "Tayyip istifa" sloganları atarken, kimilerinin ise dans ve şarkılarla eylemlerini sürdürdüğünü bildirdi.

Havaalanında Erdoğan'ı karşılayan kalabalığın da "Polise kalkan eller kırılsın" sloganları attığını belirten The Guardian, başbakanın kalabalığa, "Dik durduk, dikleşmedik.. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz" diye seslendiğini aktardı. The Guardian ayrıca, Erdoğan'ın, "yüzde 50'nin Başbakanı olduğu" yönündeki açıklamaları reddettiğini ve "Türkiye’nin en batısından en doğusuna 76 milyona hizmet götürdüklerini" söylediğine yer verdi.

The Times: Vandallığa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalı
İngiltere'de yayımlanan The Times gazetesi'nin internet sayfasında da Erdoğan'ın İstanbul'a, haftalardır protesto gösterilerini sürdüren eylemciler konusunda taviz verilmeyeceği mesajını vererek döndüğü ifade edildi. Gazete, Erdoğan'ın Tunus'tan dönüşünde havaalanında yaptığı konuşmada, kendisini karşılayan binlerce coşkulu destekçisine, "Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden ve artık vandallığa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" diye seslendiğini aktardı.

BBC: Ne kadar destek gördüğünün göstergesi

İngiliz yayın kurumu BBC, Erdoğan'ın dönüşüne ilişkin internet sayfasında yer verdiği haberde, Başbakan'ın ülke geneline yayılan protesto gösterilerinin derhal sonlanması çağrısında bulunduğunu belirtti. BBC, Erdoğan'ın, kendisini havaalanında karşılayan kalabalığa, gösterilerin "hukuksuzluk sınırına dayandığını" söylediğine ancak konuşma sırasında Taksim Meydanı'nda gösterilerin sürdüğüne işaret etti.

Cuma gününün erken saatlerinde yaklaşık 10 bin kişinin Erdoğan'ı karşılamaya geldiğinin aktarıldığı haberde, kalabalığın coşkusu ve sloganlarının Erdoğan'ın sesini zaman zaman bastırdığı belirtildi. Haberde, Erdoğan'ın "gerginlik ve kutuplaşmayı asla desteklemedikleri ancak zulmü de alkışlayamacakları" yönündeki sözlerine de yer verildi. BBC, "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganlarının atılması üzerine, Erdoğan'ın destekçilerine barışçıl bir şekilde evlerini gitmelerini söylediğini de aktardı.

BBC, haftalar süren protestoların ardından Erdoğan'a yönelik ilk büyük destek gösterisi niteliği taşıyan dünkü karşılamanın, Başbakan'ın halen ne kadar destek gördüğünün göstergesi olduğu yorumunda bulundu. 

Öte yandan BBC ve Sky haber kanalları, Erdoğan'ın dönüşünü ekranlarına da taşıdı. Havaalanındaki karşılamayı izleyicileriyle paylaşan BBC, Erdoğan'ın konuşmasında protestolara acilen son verilmesi çağrısında bulunduğunu aktararak, yaklaşık 10 bin kişinin Erdoğan'ı havaalanında karşıladığını kaydetti.  

Sky haber kanalı da Erdoğan'ın binlerce kişi tarafından karşılandığını bildirerek, Erdoğan'ın destekçilerine itidal çağrısında bulunduğunu belirtti.

CNN internette yer verdiği "Erdoğan protestolar devam ederken Türkiye'ye döndü" başlıklı haberinde, Başbakan'ın eylemlerin bitmesi çağrısında bulunduğunu ve polisin aşırı güç kullanımının soruşturulacağını söylediğini aktardı.

Erdoğan'ı binlerce kişinin ellerinde bayraklarla karşıladığını belirten kanal, Başbakan'ın "eylemlerin demokratik niteliğini kaybettiğini" ifade ettiğine ve "masum vatandaşların kendilerini bu eylemlerden uzak tutmaları" çağrısında bulunduğuna yer verdi. CNN, eylemcilerin, kendisini seçim sandığında yenilgiye uğratamadıkları için kanuna karşı geldiklerini belirten Erdoğan'ın, yatıştırıcı ifadeler de kullandığını ve polisin aşırı güç kullanımının soruşturulduğunu söylediğini bildirdi. 

Alman yayın kurumu Deutsche Welle ise yabancı ajanslardan derlediği haberinde, Başbakan Erdoğan'ın, yurda dönüşünde "çok fazla geri adım atma emaresi göstermediği" yorumunu yaptı. Deutsche Welle, Erdoğan'ın İstanbul'da coşkuyla karşılandığını aktararak, Başbakan'ın eylemlerin hukuksuzluğuna işaret ettiğini ve partisinin gerginlik ve kutuplaşmadan yana olmadığını söylediğini bildirdi.

New York Times: Erdoğan'a destek gösterisi siyasi mitinge döndü

New York Times, internet sitesindeki haberde, Başbakan Erdoğan'ın cuma günü erken saatlerde onbinlerce kişi tarafından karşılandığını ve yaptığı konuşmada kendisine karşı olanlara boyun eğmediğini yazdı. Erdoğan'ın bu kişilere "vandal" dediğini yazan gazete, Başbakan'ın "Bu gece sadece size değil, Türkiye'nin her şehrindeki herkese sesleniyorum" şeklindeki sözlerine yer verdi.

Erdoğan'ın destekçilerinin pankartlar açtığını ve "Erdoğan'ın askerleriyiz" şeklinde sloganlar attığını kaydeden New York Times, "İstanbul burada, çapulcular nerede" şeklindeki sloganlar atıldığını da yazdı.

Destek gösterisini siyasi bir mitinge benzeten gazete, Erdoğan'ın Türk halkı arasında hala çok popüler bir lider olduğunu belirtti. Gösteriler başladığında Erdoğan'ın kendi taraftarlarını harekete geçireceği tehdidinde bulunduğunu ileri süren ve dün gece bunu yaptığını yazan New York Times, "Erdoğan'ın AK Partisi, destekçilerini otobüslerle gece geç saatlerde havalimanına taşıdı ve İstanbul metrosu geç saatlere kadar açık kaldı. Protestocular Erdoğan'a ne kadar karşıysa, 'Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim' diye slogan atan sevinç içindeki destekçileri de Başbakan'ın o derece tutkuyla arkasında olduklarını gösterdiler" ifadelerine yer verdi.

Gazete, gösterilerin ilk olarak bir parkın yıkılmasını engellemek için başladığını ancak daha sonra Başbakan'ın ve AK Parti'nin otoriter tavrına karşı genişlediğini belirterek, "Erdoğan'ın Türkiye'ye dönüşünü beklerken kimileri, babasının eve dönmesini beklerken yaramazlık yapan çocuklar gibi hissettiği esprisini yaptı" diye yazdı. Gazete, Cem Gökçeer isimli göstericinin şu sözlerini aktardı: "Baba eve geliyor ve kendisi yokken neler yaptığımızı görünce gerçekten kızacak."

"Erdoğan diretince piyasalar sallandı" başlığını kullanan Financial Times'ın internet sitesi ise Tunus'tan dönmeden önce Başbakan Erdoğan'ın Gezi Parkı konusunda geri adım atmayı reddettiğini, bunun üzerine BIST 100 endeksinin gün sonunda yüzde 4,7 düşüşle kapandığını, bir ara yüzde 7 gerilediğini yazdı. Avronun lira karşısında yüzde 0,5 değer kazandığını kaydeden Financial Times, "Erdoğan'ın sözlerinin ardından piyasalardaki düşüş yakın zamanda en yüksek seviyesini gören borsayı yüzde 20 aşağı çekti" dedi.

Gazete, Erdoğan'ın Taksim'deki gösterileri düzenleyenlerden bazılarını ABD'nin Ankara Büyükelçilği'ne yapılan saldırılarla ilişkilendirdiğini belirterek, "Erdoğan, aşırı güç kullanımı için yardımcısı Bülent Arınç'ın dile getirdiği özrü tekrarlamadı ancak bu özre atıf yaptı. Göstericilerle müzakereyi reddeden Erdoğan, devlet yönetiminde 'bunu alırsam, şunu veririm' mantığının yeri olmadığını savundu" ifadesini kullandı. Erdoğan'ın İstanbul'a dönüşünde binlerce kişi tarafından karşılandığını kaydeden Financial Times, Erdoğan'ın konuşmasından bazı bölümleri aktardı. 

İsrail gazetesi Haaretz ise Erdoğan'ın İstanbul'a dönüşünde havalimanında, "Polise kalkan eller kırılsın" sloganı atan 10 bin kişi tarafından karşılandığını belirtti. "Mücadeleci bir tavır takınan" Erdoğan'ın dönüşünün yakından izlendiğini ifade eden Haaretz, Başbakan'ın kalabalığa seslenerek, gösterilerin artık son bulması gerektiğini söylediğini aktardı. Gazete, "Hükümet karşıtı gösterilerin geçen hafta başlamasından sonraki ilk geniş çaplı destek gösterisinde 10 bin kişi Recep Tayyip Erdoğan'a İstanbul havalimanında coşkulu sevinç gösterilerinde bulundu" diye yazdı. 

Haaretz, haberinde, "Duruşunu yumuşatacağı yönünde daha önce yapılan yorumlara rağmen, Erdoğan dört günlük Kuzey Afrika ziyaretinden dönüşünde sert bir konuşma yaptı. Erdoğan, 'Artık hukusuzluğa dönüşen bu eylemler derhal bir son bulmalıdır' dedi. Erdoğan'ın tepkisi gösterilerin devamına ilişkin kararlılığını ortaya koydu. Kendisine üç seçim zaferi kazandıran sert söylemi, seçmen tabanına zayıf görünmemek için yapılan bir girişim olabilir" ifadelerini kullandı.

 






Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez

07 Haziran 2013 03:46

İstanbul

Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanında kendisini karşılamaya gelen 10 binlerce kişiye seslendi.


Resmi ziyaret için 3 Haziran'da çıktığı Fas, Cezayir ve Tunus gezisinden gece dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya aracılığıyla organize olarak Atatürk Havalimanında buluşan 10 binlerce kişi tarafından karşılandı.

Havalanında kalabalığı selamlayan Başbakan Erdoğan, otobüs üzerine çıkarak kalabalığa hitap etti. Başbakan Erdoğan, sözlerine "Sevgili İstanbullular, çok değerli yol arkadaşlarım, ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarım, hepinizi hasretle ve muhabbetle selamlıyorum" diyerek başladı.

Gösterilen coşku ve heyecandan ötürü katılımcılara teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu gece sadece sizleri değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin her köyünde, her şehrinde nefes alıp veren canları, can kardeşlerimi selamlıyorum. Diz çökmüş, rabbimin huzurunda dua eden annelerimizi, ninelerimi, bacılarımı selamlıyorum. Alın terini ekmeğine katık etmiş çiftçi, köylü, tüm işçi, tüm emekçi kardeşlerimi selamlıyorum. Türkiye kadar büyük, Türkiye kadar vakur, Türkiye kadar ağırbaşlı genç kardeşlerimi selamlıyorum. Şu anda İstanbul'dan, İstanbul'un kardeşi Saraybosna'yı, Bakü'yü, Beyrut'u, Kahire'yi, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Şam'ı, Gazze'yi, Ramallah'ı, Mekke ve Medine'yi selamlıyorum. Elbette İstanbul'u tekrar tekrar selamlıyorum, her semti ile her mahallesi ile her sokağı ile İstanbul'u yürekten selamlıyorum."

Başbakan Erdoğan, bugün uzaktan, uzak diyarlardaki kardeşlerinden selamlar getirdiğini belirterek,  "Sizlere Fas'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim, sizlere Cezayir'deki kardeşlerimin selamlarını getirdim, sizlere Tunus'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim. Değerli kardeşlerim, Allah kardeşliğimizi daim etsin inşallah. Rabbim birliğimizi, dayanışmamızı, muhabbetimizi daim etsin inşallah. Oradaki kardeşlerimiz, oradaki yöneticilerimiz hep şunu söylediler; 'Bunların hepsi geçer' dediler. 'Çünkü biz size inanıyoruz' dediler" diye konuştu.

Yunus Emre'nin "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" sözünü anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk. Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile çatışma ile işimiz olmaz, bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz olmaz. Kardeşlerim, biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, inşa ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi altını çiziyorum; faiz lobisine rağmen buralara geldik. Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini zannediyor. Şunu bir defa çok iyi bilmeleri lazım; bu milletin alın terini onlara yedirtmeyeceğiz. Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar karşısında bizi bulacaklardır."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere Türkiye ekonomisini büyüterek geldiklerini vurgulayarak,  "Bizim karşımıza geldikleri zaman 'Sizin zamanınızda 5 kat daha zengin olduk' diyenler, işte bugünlerde bizle uğraşmaya başladılar. Biz buralara insanımızı yücelterek geldik. Artık dünya Türkiye'yi, Türk insanını konuşuyor. Böyle bir dönemde nereden çıktı bu işler? Biz bugünlere 'ya sabır' diyerek, 'sabreden zafere ulaşır' diyerek geldik. Herkes şunu bilsin, biz Türkiye’yi kardeşlik üzerine inşa ederek, kardeşlikle büyüterek, kardeşliği yücelterek bugünlere geldik. 76  milyonun hiçbir ferdini ayırt etmedik. Birileri diyor ki, 'Başbakan yüzde 50’nin başbakanı olduğunu söylüyor'. Elinize, dilinize dursun. Biz bugüne kadar 76 milyonun hizmetkarı olduğumuzu söyledik. Türkiye’nin en batısından en doğusuna kadar ayırt etmeden hizmet götürdük" dedi.

Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, "Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" diye konuştu.

"Kamu kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı polisimiz görevini yapmıştır'' diyen Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

''Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya da hakkı yoktur."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu polis kimin polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin karşısına dikiliyor, yeri geliyor vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar? 'Polisi çekin' Ne olacak? Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir" dedi.

"Gezi Parkı'nda sayıları 15'i bulmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler, bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse, benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir.

Emaneti veren millettir, emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk, bundan sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."

76 milyonu ayırt etmeden hizmet götürdüklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Hakkari ve Şırnak'taki havaalanlarını örnek göstererek, iktidara geldiklerinde ülkede 26 havaalanı bulunduğunu, bugün ise bu rakamın 50'ye ulaştığını ifade etti.

"Bizim karşımıza dikilenler, bu hizmetler için değil, bu hizmeti kimler yapıyor, onun için dikildiler" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

 "Kim yapıyor? 'AK Parti yapıyor. AK Parti iktidarı yapıyor. Öyleyse biz bir yerden bir şeyler yapıp, sandıkta başaramadığımızı sandık dışı yollarla yapacağız' dediler. Kimsenin etnik kökeni, kimsenin inancı, kimsenin mezhebi, ideolojisi, düşüncesi bizim nezdimizde ötelenmiş değildir. Çünkü biz, bu milletin -dikkat edin 50 milyonun demiyorum veya yüzde 50'nin demiyorum, 76 milyonun efendisi değil, hizmetkarıyız. Biz birlikte Türkiye'yiz. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Türkiye'de yaşanan hadiseleri, bütün tarafsızlığımızla - bizim anlayışımız bu- okuruz, analiz ederiz, değerlendiririz, ondan sonra da adımımızı atarız. AK Parti iktidarının başarısı gerginlik, çatışma kutuplaşma asla değildir. Ancak şunu bilmeleri lazım biz Asım'ın nesliyiz."  kullandı. 

"Asım'ın nesli nedir? Birilerinin işine gelmeyebilir. Ne diyor Akif?" diye soran Erdoğan, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam/Zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem/Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım/Boğamazsam hiç olmazsa yanımdan kovarım... Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?/Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/Adam aldırma da geç git! , diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" şeklindeki şiirini okudu.

"Biz nasıl demokrasiye, seçime, milli iradeye saygılıysak, herkesten ama herkesten çok haklı olarak bize de saygılı olmalarını istiyoruz. Biz, yola çıkarken bir şey söyledik, 'Hedef, ileri demokrasi' dedik. Bunu başaracağız. Kardeşlerim; emaneti veren millettir. Emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk bundan sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."

Taksim Gezi Parkı olayları
Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olaylarına ise şu sözlerle değindi:

"Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin bu ülkede hukuksuzluk yapmasına, demokrasiye kast etmesine, vandallıkla yakıp yıkmasına, şehirlere, kamu mallarına, insanımıza zarar vermesine göz yumamayız. Şimdi, Gezi Parkı'nda sayısı 15'e bile varmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Şimdi ben buradan bir şey söyüyorum. Kardeşlerim; bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir. Bu polis kimin polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin, vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar;  'Polisi çekin'. Ne olacak? Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Kamu kurumlarına, kamu araçlarına,  sivil vatandaşlarımızın araçlarına varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı polisimiz görevini yapmıştır. Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Başbakan vekilim de bunu söyledi. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya da hakkı yoktur. Kardeşlerim, başkomiserimizin daha doğmamış bebeği anne karnında yetim bırakıldı. Çoğu polis, bine yakın vatandaşımız yaralandı.  Şehirler yağmalandı, dükkanlar yağmalandı, esnafa zarar verildi. Bunlar Türk bayrağını yakacak kadar azgınlaştılar ve utanmadan, sıkılmadan Türk bayrağını gezdirenler bunlara ne yazık ki oyuncak oldu."

Erdoğan'ın bu sözleri "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganıyla kesildi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sokaklarda kağıt toplayarak hayatını idame ettirmeye çalışan gencimiz, ona da kast ettiler. Kardeşlerim; gazeteciyim diyerek, sanatçıyım diyerek, siyasetçiyim diyerek son derece sorumsuz bir şekilde nefretin, ayrımcılığın, hukuksuzluğun, kışkırtmanın alasını yaptılar. Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır. Samimi hissiyatlarla çıkıp, terör örgütlerinin aracı olan vatandaşlarımız, asıl oyunu görüp bu hukuksuzluktan uzak durmalıdır. Benim masum vatandaşlarım bu kirli oyundan, bu siyaset mühendisliğinden, demokrasiye yönelik bu hukuksuz gösterilerden kendilerini ayırmalıdır. Her ne yapacaksak demokrasi içinde yapacağız, her ne yaparsak hukukla yapacağız. Bunun dışındaki her yolu, 76 milyon hep birlikte gayri meşru görecek, 76 milyon hep birlikte bunun karşısına dikileceğiz."

Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez

Kendisini desteklemek için Atatürk Havalimanı'na gelenlere seslenen Erdoğan, "Sevgili kardeşlerim, siz 10 gün boyunca, vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselimden taviz vermediniz. Şimdi buradan evlerimize dağılacağız; vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselim ve sağduyudan asla taviz vermeyeceğiz. Sizin elinizde tencere tava yok değil mi? İşte bu çok önemli. Siz sokaklarda tencere tavayla dolaşanlardan değil, bu gençlik, elinde bilgisayarıyla dolaşanlardan bir gençlik olacak. Büyük Türkiye'nin büyük gençleri olarak, büyük Türkiye ülkesi için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.  Gençler, kardeşlerim, siz, mazlumların umudusunuz. Siz, Ortadoğu'nun, Balkanların, Afrika'nın örnek gençlerisiniz. Siz büyük düşüneceksiniz. Siz büyük adımlar atacak, büyük hedeflere koşacaksınız. Siz oyuna gelmeyecek, aldanmayacak, aldatmayacaksınız. Gençler, her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında Türkiye'nin bütün gençliğini kucaklıyorum. Anadolu'daki, Trakya'daki Türk kardeşlerimi, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimi gönülden selamlıyorum. Sevgili İstanbullular, emin olun Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez. Şehit başkomiserimizi, hayatını kaybeden 2 gencimizi rahmetle yad ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını, Necip Fazıl Kısakürek'in "Mehmedim sevinin başlar yüksekte/Ölsek de sevinin eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır tümsekte/Yarın elbet elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir" şeklindeki dizeleriyle tamamladı.

"Bizim yürüyüşümüzde istikrar vardır"

Atatürk Havalimanı'nda kendisini bekleyenlere seslendikten sonra Üsküdar Kısıklı'daki konutuna seçim otobüsüyle geçen Erdoğan, burada da vatandaşlara hitap etti.

"Sevgili komşularım" diyerek sözlerine başlayan  Erdoğan, "Türkiye seninle gurur duyuyor" şeklindeki tezahürata da "Biz sizlerle gurur duyuyor, iftihar ediyoruz" diyerek karşılık verdi.

Başbakan Erdoğan, "Dik dur eğilme, bu millet seninle" şeklindeki tezahüratın ardından sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar hep dik durduk ama dikleşmedik. Bütün olanlar, bütün bitenler, hepsi bir kenara ama şunu bilmenizi istiyorum. Biz sizlere yola çıkarken ne vadettiysek bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da onları yapmaya devam edeceğiz. Şunu da söylüyorum, biz hiçbir adımı, istişaresini yapmadan atmadık. Birilerinden izin almak suretiyle de bu ülkede hizmet etmek gibi derdimiz yok. Kendilerinden izin alınmasını isteyenler, bu ülkede taş üstüne taş konulmasını istemeyenlerdir. Şunu çok açık net söylüyorum; yeşili sevmekse, o bizim derdimizdir. Yeşili bu ülkede, on yıllar boyu bizim gibi seven çıkmamıştır. Çevre dostu olmaksa, çevre dostu olanlara diyorum ki; siz bizden daha iyi dost bulamazsınız. Bizim yanımızda olun. Çünkü şu anda sizin yanınızdaymış gibi görünenlerin çevrecilikle yakından uzaktan alakası yok. Onlar kaldırım taşlarını sökmek suretiyle, vatandaşın aracını gerecini, kamu araçlarını yakıp yıkmak suretiyle acaba böyle mi çevrecilik yapıyorlar? Hiç endişeniz olmasın, biz kardeşlerim, mehter takımını çok severiz ama mehter takımı gibi iki ileri bir geri gitmeyiz. Çünkü bizim yürüyüşümüzde istikrar vardır, bizim yürüyüşümüzde güven vardır. Şunu da söylüyorum; bunu tekrar ediyorum -havaalanında da söyledim- bu mücadelenin karşısında iyi bilin ki faiz lobisi vardır. Bugün ABD'deki gazetelerde ilan verme gayretine girenler, bu lobinin ta kendileridir. Türkiye'de işlerini bitirdiler şimdi orası öyle mi? Bütün bunlar acaba niçin bizim ABD seyahatimizden sonrasına denk geldi? Hazmedemediler. Türkiye'nin dünyadaki şu gelişen gücünü kimse küçültemeyecek. Türkiye büyüyor. Evelallah büyümeye devam edecek. Hiç endişeniz olmasın. Rahat olun, huzurlu olun, emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz."

Erdoğan'ı millet bağrına bastı

07 Haziran 2013 00:57 

Başbakan Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu Tunus'tan Türkiye'ye döndü. Sosyal medya üzerinden organize olan 10 binlerce kişi Erdoğan'ı karşılamak üzere havalimanında buluştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere gittiği Fas, Cezayir ve Tunus gezisi dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde on binlerce vatandaş tarafından karşılandı.

Erdoğan’ı taşıyan özel “ANA” uçağı havalimanına indiği sırada havai fişekler atıldı. Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nden eşi Emine Erdoğan ile çıktı. Katılımcıların “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları eşliğinde halkı selamlayan Erdoğan, AK Parti seçim otobüsüne yürüdü.

AK Partililer, Erdoğan seçim otobüsünün üzerine çıkarken “Vatan, millet, kardeşlik, huzur, istiklal ve Türkiye” sloganı attı. Otobüsten eşi Emine Erdoğan ile el sallayarak partilileri selamlayan Erdoğan’ın konuşması 30 dakika sürdü.

Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında sık sık, “Türkiye seninle gurur duyuyor” , “Dik dur eğilme, bu millet seninle”, “Ya Allah bismillah Allahu ekber”, “Recep Tayyip Erdoğan”, “Tayyip burada çapulcular nerede”, “Polise uzanan eller kırılsın”, "Yol ver gidelim Taksim'i ezelim" sloganları atıldı.

Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında elinde tuttuğu metni karanlıktan dolayı görememesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar fener tuttu.

Başbakan Erdoğan havalimanında kendisini bekleyen binlerce kişiye hitap etti.

Partililerin ellerinde taşıdıkları “Menderes’i astılar, Özal’ı zehirlediler, Erdoğan’ı yedirmeyiz”, “Heybetini gizli tut yiğidim, duruşun çakalları korkutuyor” , “Sayın Başbakanımız, faiz lobisiyle verdiğiniz mücadelede sizin yanınızdayız, Muhsin Yazıcıoğlu yol arkadaşları” ve “Yurtta Tayyip, cihanda Tayyip” pankartları dikkati çekti.

Başbakan Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan, Başbakan yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti genel başkan yardımcıları Ekrem Erdem, Mevlüt Çavuşoğlu, Menderes Türel, Numan Kurtulmuş, Mustafa Şentop, milletvekilleri ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda isim Başbakan Erdoğan'ı karşıladı.

Başbakan Erdoğan’ı karşılamaya gelenler için Aksaray metro seferleri saat 04.00’a kadar uzatıldı. Trafikte uzun kuyruklar oluşurken, trafikte kalanlar araçlarını park edip, havalimanına yürüyerek geldi.

Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile havalimanından seçim otobüsüyle ayrıldı. Başbakan Erdoğan’ı taşıyan otobüs, havalimanından Kısıklı’daki konutuna E-5 üzerinden ilerlerken, AK Partililer de araçlarıyla konvoy oluşturdu. Partililer, araçlarının kornalarına basıp, ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak, otobüsü Kısıklı’ya kadar takip etti. Başbakan Erdoğan, yol boyunca gördüğü vatandaşları el sallayarak selamladı.

 

Kısıklı’daki konutunun önünde de vatandaşlar 

Başbakan Erdoğan’ı bekledi. 

 

Ellerinde Türk bayrakları ve AK Parti 

flamaları bulunan partililer, sık sık 

 

“Dik dur eğilme, bu millet seninle” 

 

ve 

 

“I love you Tayyip”

 

 sloganları attı. 

 

Başbakan Erdoğan, otobüsten indikten sonra 

vatandaşlarla tokalaşarak evine geçti.

 

Obama'dan ''takip'' savunması 07 Haziran 2013 23:09 Washington San Jose ABD Başkanı Obama, Amerikalıların telefon kayıtları ve uluslararası internet trafiğinin takip edildiği programların ulusal güvenlik için gerekli olduğunu söyledi

Obama'dan ''takip'' savunması

07 Haziran 2013 23:09 Washington San Jose

 

ABD Başkanı Obama, Amerikalıların telefon kayıtları ve uluslararası internet trafiğinin takip edildiği programların ulusal güvenlik için gerekli olduğunu söyledi.

 

ABD Başkanı Barack Obama, yönetim olarak, mahremiyet ve sivil özgürlükler ile ulusal güvenlik arasında "doğru dengeyi" kurduklarına inandığını savundu.

ABD'nin California eyaletinde katıldığı bir etkinlikte Obama, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) ülke içi telefon kayıtlarını ve Google, Microsoft ve Facebook gibi Amerikan teknoloji şirketlerinin, kullanıcılarının uluslararası internet trafiğini takip altına aldığı programlarla ilgili bir soruyu da yanıtladı. 

Obama,  "Şunu anlamak önemli: hem yüzde 100 güvenliğe hem de yüzde 100 mahremiyet ve sıfır rahatsızlığa aynı anda sahip olamazsınız. Toplum olarak bazı seçimler yapmak zorundayız" dedi.

"Makul bir müdahale" şeklinde nitelendirdiği söz konusu programların, terör saldırılarının önlenmesine yardımcı olduğunu ve limitini aşmaması için çok sayıda koruyucu tedbirler içerdiğini vurgulayan Obama, bu programların federal yargıçlar ve Kongre tarafından denetlendiğini ve tüm Kongre üyelerinin bilgilendirildiğini söyledi.

Obama, "Eğer insanlar, anayasaya, yargı sürecine ve hukukun üstünlüğüne uygun hareket ettiğimize dair, sadece yürütme organına değil, aynı zamanda Kongre'ye ve federal yargıçlara da güvenemiyorsa, o zaman burada bazı sorunlarımız var demektir" diye konuştu.

Barack Obama, Amerikalılara,  "Hiç kimse sizin telefonlarınızı dinlemiyor. Bu program böyle bir şey değil. İstihbarat camiasının yaptığı iş, telefon numaralarına ve görüşmelerin süresine bakmak. Kişilerin adlarına, görüşmelerin içeriğine bakmıyorlar. Bu 'metadata' denilen üst veriyi inceleyerek, terör eylemine karışabilecek kişiler hakkında potansiyel ipuçları tespit edebiliyorlar" diye seslendi.

MEB'den SBS ve PYBS açıklaması 07 Haziran 2013 22:41 Ankara Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, yarın SBS, pazar günü ise PYBS'nin yapılacağı hatırlatılarak, gösterilere katılanlara "hassasiyet" çağrısı yapıldı

MEB'den SBS ve PYBS açıklaması

07 Haziran 2013 22:41 Ankara

 

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, yarın SBS, pazar günü ise PYBS'nin yapılacağı hatırlatılarak, gösterilere katılanlara "hassasiyet" çağrısı yapıldı.

 

Milli Eğitim Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, yarın bir milyonu aşkın öğrencinin gireceği 8. sınıf SBS, pazar günü ise dokuz yüz bine yakın öğrencinin gireceği PYBS'nin gerçekleştirileceği anımsatıldı.

Öğrencilerin ve ailelerinin bu önemli günleri huzur ve sükunet içinde geçirebilmeleri için gerekli tüm tedbirlerin başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm bakanlıklar ve kamu kurumları tarafından alındığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Ancak ülkemizin son günlerde içinde bulunduğu durum açısından bazı hususların kamuoyuna tekrar hatırlatılması ihtiyacı hissedilmiştir. Demokratik hak ve özgürlükler kullanılırken esas olan başkalarının temel hak ve hürriyetlerinin gözetilmesidir. Bu çerçevede gösterilere katılan, destek veren ve bu yolla kamu düzenini aksatan kişi ve grupların sınava girecek öğrencilerin geleceklerini düşünerek gerekli hassasiyeti göstermeleri hem demokratik hukuk devletinin hem de toplumsal dayanışmanın bir gereğidir. Bu vesileyle belirtmek isteriz ki özellikle sınav günü ve saatinde genel hayatın olumsuz şekilde etkilenmemesi, trafik aksamalarının yaşanmaması, okul çevrelerinde sınavın huzurunu ve öğrencilerin motivasyonlarını bozacak davranışlardan kaçınılması hususunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi bir vatandaşlık ödevidir. Ayrıca öğrencilerin girecekleri sınavlara yeterli ölçüde dinlenerek zinde bir şekilde hazırlanabilmeleri için cuma ve cumartesi gecelerinde de aynı duyarlılığın gösterilmesi büyük bir önem taşımaktadır. "

ekmektv Türkiye girişi yok Country 1984 Jessica Lange Sam Shepard Wilford Brimley 105 minDrama 29 September 1984 USA Country 1984 New York Film Festival

Türkiye girişi yok  Country 1984 Jessica Lange  Sam Shepard  Wilford Brimley 

ekmektv 

 izle reklamsız rantsız her zaman güncel film

105 minDrama 

 29 September 1984 USA  

http://www.imdb.com/title/tt0087091/releaseinfo?ref_=tt_ov_inf 

 

Country 1984  New York Film Festival

 

 Gilbert Ivy and his wife Jewell are farmers. 

 They seem to be working against the odds, 

producing no financial surplus. 

Gilbert has lost hope of ever becoming 

prosperous, but his wife ... 


Jewel and Gil live and work on a farm and it's 

their life, when their funding suddenly gets 

stopped they start to run into difficulties, 

themselves and surround farms start to feel the

 strain leading to them taking action and fight 

to the end when their farm is put up for

 auction.

Director Richard Pearce
Writer William D. Wittliff
Stars Jessica Lange, Sam Shepard, Wilford Brimley 



 

AA 07 Haziran 2013 22:20 İstanbul BDP Genel Başkanı Demirtaş, Öcalan ile yaptıkları görüşmede, kapsamlı değerlendirmeler yürütme şansı bulduklarını belirterek, "Belki de önümüzdeki günlerde bütün bu gelişmeleri halkla, kamuoyuyla paylaşacağız"

Kapsamlı değerlendirmeler yaptık

AA 07 Haziran 2013 22:20 İstanbul
 
 
BDP Genel Başkanı Demirtaş, Öcalan ile yaptıkları 
 
görüşmede, kapsamlı değerlendirmeler yürütme 
 
şansı bulduklarını belirterek, 
 
"Belki de önümüzdeki günlerde bütün bu 
 
gelişmeleri halkla, kamuoyuyla paylaşacağız"
 
 dedi

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmede, kapsamlı değerlendirmeler yürütme şansı bulduklarını belirterek, 

"Belki de önümüzdeki günlerde bütün bu gelişmeleri halkla, kamuoyuyla paylaşacağız"

 dedi.


Demirtaş ve BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İmralı Adası'ndan dönüşlerinin ardından BDP İstanbul İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. 
Heyetin en son 14 Nisan'da İmralı'ya gittiğini hatırlatan Demirtaş, 

 "Aradan geçen bunca zaman sonra bugünkü görüşmede kapsamlı değerlendirmeler yürütme şansımız oldu. 

Belki de önümüzdeki günlerde bütün bu gelişmeleri halkla, kamuoyuyla paylaşacağız" 

diye konuştu.


Demirtaş, bugün İmralı Adası'na gidip gitmemekte kararsız kaldıklarını dile getirerek, partinin görüşü doğrultusunda BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ile Öcalan'a saygılarından dolayı ve süreci netleştirmek amacıyla ziyareti gerçekleştirdiklerini kaydetti.


"Hükümetin İmralı'ya gidecek heyete olur olmaz 

kendi keyfince müdahelesini, dizayn verme 

anlayışını asla kabul etmiyoruz"


 diyen Demirtaş, hükümetten bu konuda ciddiyet beklediklerini ifade etti.

 Demirtaş, 15 gün içerisinde yeni bir heyetin İmralı'ya gitmesi gerektiğini belirterek, gelecek günlerde hükümet yetkilileriyle de görüşmeler yapacaklarını söyledi.
BDP Genel Başkanı Demirtaş, şunları kaydetti:


"Sayın Öcalan'ın kısa bir mesajını okuyacağım; Öncelikle herkese selam ve saygılarımı sunuyorum. 

İçinde bulunduğumuz süreci daha derinlikli yürütmek için devletle olan görüşmelerim sürüyor. 

Şu anda devam eden çatışmasızlık ortamı tümüyle benim çabam ve inisiyatifimle gelişmiştir. 

 Ben şu ana kadar üzerime düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdim. 

Umarım hükümet de kendi üzerine düşen sorumluluklara aynı ciddiyetle yaklaşır. 

Bu dönemde beni kullanıp aldatabileceğini düşünenler yanılırlar. 

Ben tarihi sorumluluklarımın farkında olan bir önderim. 

Çabalarım daha fazla demokrasi ve özgürlük içindir. 

Muhataplarımın da bu fırsatı doğru değerlendirerek 


aynı çaba içinde olmalarını diliyorum. 

Gezi 

Parkı'ndaki direnişi anlamlı buluyor ve selamlıyorum.

 Elbetteki bu duruş yeni bir siyasal kırılma 

yaratmıştır. 

Ancak hiç kimse ulusalcı, milliyetçi, 

darbeci çevrelere de kendini kullandırmamalıdır. 



 Bu hareketin onların denetimine girmesine Türkiyeli devrimci, demokrat, yurtsever ve ilerici çevreler izin vermemelidir."

Öcalan'ın tutuklu avukatlarının yargılanmasının gayri ciddi şekilde sürdüğünü savunan Demirtaş, 


"Bu durumun bir an önce sona ermesini temenni ediyoruz. 
Bu saatten sonra İmralı'da aile ve avukat görüşmelerinin de mevzuat çerçevesinde rutin bir şekilde devam etmesini, görüşmelerin başlamasını bekliyoruz" 

ifadelerini kullandı.

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in heyette neden yer almadığının sorulması üzerine Demirtaş, şu yanıtı verdi:

"Bu konudaki görüşlerimizi belirttim. Hükümetin heyetlerimize yönelik dizayn etme anlayışını kabul etmiyoruz. 

Bu defaki gidişimiz, Sayın Öcalan'a ve yürütülen sürece saygımız gereğiydi." 

Toplantıya, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de katıldı.

Doların TL'ye çevrilmesi mevzuat hükmü 07 Haziran 2013 21:56 Ankara Maliye Bakanı Şimşek, Özelleştirme İdaresinin 300 milyon doları TL'ye çevirmesinin, ilgili mevzuat hükmü gereği olduğunu bildirdi

Doların TL'ye çevrilmesi mevzuat hükmü

07 Haziran 2013 21:56 Ankara

 

Maliye Bakanı Şimşek, Özelleştirme İdaresinin 

 

300 milyon doları TL'ye çevirmesinin, ilgili 

 

mevzuat hükmü gereği olduğunu bildirdi.

 

 

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Özelleştirme 

 

İdaresinin 300 milyon doları TL'ye 

 

çevirmesinin, ilgili mevzuat hükmü gereği 

 

olduğunu bildirdi.

 

 

Maliye Bakanlığından yapılan açıklamaya göre,

 

 Bakan Şimşek, Özelleştirme İdaresi'nin 300 

milyon dolar sattığına ilişkin basında çıkan 

haberlere açıklık getirdi.

 

Şimşek, söz konusu satışa konu olan 

 

hususun, Başkentgaz'ın özelleştirilmesi 

 

dolayısıyla, gelirin kullanımına ilişkin bir işlem 

 

olduğunu ifade etti.

 

 

Başkentgaz özelleştirilmesinden elde edilecek 

 

gelirin, Hazine ve BOTAŞ'a olan 

 

yükümlülüklerin karşılanmasında 

 

kullanılacağına işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:

 

 

"Yatırımcı tarafından özelleştirme bedeli, dolar

 

 olarak ödenmiştir ancak söz konusu borçların 

 

bir kısmı, TL cinsinden ödenmesi gerektiği için, 

 

özelleştirme bedelinin bir bölümü TL'ye 

 

 

çevrilmiş ve borçların ödenmesinde 

 

kullanılmıştır. Özelleştirme İdaresinin 300 

 

milyon dolar civarındaki bir meblağı TL'ye 

 

çevirmesi, ilgili mevzuat hükmü gereğidir"

Bacak Kesilmelerinin Önüne Geçilecek Aralık 15 2012

Bacak Kesilmelerinin Önüne Geçilecek Aralık 15 2012 


Bir Türk doktorunda da içinde bulunduğu uzman doktor kadrosu bacak kesilmesinin önüne geçecek ameliyatsız bir yöntem geliştirdi.

 

ABD’de Dr. Mehmet Çilingiroğlu’nun da içinde bulunduğu ekip, bacak damarlarındaki tıkanmayı optikli tomografi yöntemiyle ameliyatsız açmayı başardı. 

 

Bacak damarları yüzde 100’e yakın tıkalı 30 hastada denenen yöntem, bacak kesilmelerinin de önüne geçti.

 

18 yıldır çalışmalarını ABD’de sürdüren kalp ve damar hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Çilingiroğlu ve çalışma arkadaşları bacak damarlarındaki tıkanıklığı ameliyat etmeden tedavi etmeyi başardı. 

Halen Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi 

Kalp ve Damar Hastalıkları Enstitüsü’nde 

görev yapan 

Dr. Çilingiroğlu ve ekibi, damar içi optikli 

tomografi yöntemini 30 hastanın bacak 

damarlarında denedi ve umut veren sonuçlar elde etti. 

 

Dr. Çilingiroğlu yöntemle ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:

Bacak damarlarını ne tıkıyor?

- Bacak damarlarida aynı koroner damarlarda 

olduğu gibi, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, 

şeker hastalığı ve sigara gibi risk faktörlerinden 

dolayı tıkanıyor.

Optikli tomogrofiyi nasıl çalışıyor?

Optikli tomografi yöntemi, lazer ışınlarının damar duvarına yansıtılmasına dayanıyor. 

Bu şimdiye kadar elimizdeki tüm görüntüleme yöntemlerinden daha ince ve detaylı 

çözünürlük seviyesine sahip olması nedeniyle 

damar duvarlarındaki yapıları en ayrıntılı 

şekilde görüntülememizi ve bilgi endinmemizi sağlıyor.

 

Optikli tomogrofiyi bacak damarlarına nasıl uyguluyorsunuz?

- Yeni geliştirilen kateter yontemiyle, optikli tomografinin lazer ışınını birlikte kullanıyoruz. 

Kateterin uçundaki lazer tamamen tıkanmış bacak damarlarında tıkanıklığın açılması için yol gösterici kılavuz. 

Bu nedenle en uzun damar tıkanıklıkları bile cerrahi yöntemlere gerek kalmadan başarıyla açılıyor. 

Damar açıldıktan sonra genellikle kalp damarlarında olduğu gibi stent yerleştiriliyor.

Yöntem klinikte mi? 

Deneysel amaçlı çalışmalar mı sürüyor?

- Evet, ABD’de ilk çalışmalar ve insan deneylerini ilk olarak merkezimizde gerçekleştirdik. 

Kısa süre önce cihaz bu kullanım  için de FDA (Gıda ve İlaç Kurumu) onayı aldı. 

Haziran ayından beri başarıyla uygulanıyor.

Her türlü bacak damarı tıkanıklığında etkili mi? 

Diyabete bağlı vs…

- Evet, bacak damarı tıkanıklıklarında yüzde yüze yakın etkili diyebilirim. 

En önemlisi de bu çaresiz hastaların ameliyattan veya bacak kesilmesinden kurtulması.

Hangi yöntemlere alternatif olur?

 Cerrahiyi nasıl etkiler?

- Biz merkezimizde artık hastalarımızı cerrahiye göndermiyoruz. 

 

Çünkü tamamen tıkalı olan damarlarını bu yöntemle açıyoruz. 

 

Bu yöntem cerrahi girişimleri, by-pas cerrahisini büyük oranda azaltacak.

Yöntemi başka damar tıkanıklıklarında da kullanabiliyor musunuz?

- Bagırsak damarlarına giden damar tıkanıklıklarını da basarıyla açabiliyoruz.

30 vakalık deneyiminizin sonuçları ne oldu?

 

- ABD’de ilk olarak gerçekleştirdiğimiz 30 vakanın hepsinin yüzde yüze yakın olan tıkanıklığını bu yöntemle, cerrahi gerek bırakmadan açtık. 

 

Hastaların tıkanmaya bağlı yaşadığı bacak ağrısı, iyileşmeyen ülser, uzak mesafeleri yürümede güçlük çekme gibi belirtiler düzeldi. 

 

6 ay sonra tekrar baktığımızda tıkanmanın tekrarlamadığını gördük. 

 

Yöntemimizin, çok önemli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz.

 

KALP VE ŞAH DAMARLARINDA KULLANILIYOR

 

Dr. Çilingiroğlu ve ekibi optikli tomografiyi önce kalp damarlarında kullandı. 

 

 

Sonra da felç riskini önemli oranda artıran şah damarlarındaki tıkanıklıkta da denedi ve başarı elde etti.

 

 Görüntüleme yöntemi henüz tıkanıklık gelişmeden şah damarında oluşan hassas plak denilen oluşumlarının erken evrede yakalanmasına olanak veriyor. 

 

Sistemin üstünlüğü, diğer görüntüleme yöntemlerine göre 10 kat daha iyi görüntü vermesi. 

 

Dr. Çilingiroğlu ve ekip arkadaşlarının ABD, 

Avrupa Birliği ve Kanada’da damariçi optikli 

tomografiyle ilgili 25’in üzerinde patenti 

bulunuyor. Ekip her yıl bu konudaki 

 

çalışmaları için araştırma fon ve lisans bedeli alıyor.


Huzursuz Bacak Sendromu Nasıl Tedavi Edilir?

Tam olarak nedeni bilinemeyen bu durum 
 
toplumun 
 
 yaklaşık %5-10'unda görülmektedir. 
 
Son dönemde yapılan çalışmalarda huzursuz bacak
 
 sendromuna sahip ol..