BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

6 Temmuz 2013 Cumartesi

06 Temmuz 2013 Cumartesi İstihbarat savaşları

İstihbarat savaşları

 Dünyanın yeniden şekillendiğini ve büyük 

güçler arasında mücadele olduğunu söylüyoruz 

ama bu mücadelenin sadece ekonomik yanıyla 

ilgileniliyor. 

 

Oysa böyle bir olay gizli servisler karışmadan 

yapılamaz hatta en büyük aktörler istihbarat 

servisleridir. 

 

Son günlerde Snowden isimli bir 

CIA görevlisinin ABD’nin bütün dünyayı 

dinlediği konusunda yaptığı açıklama 

tartışılıyor. 

 

Şu soruya cevap vermemiz lazım: 

Acaba bu bir CIA operasyonu mu ve bütün 

ülkelere biz sizin ne yaptığınızı biliyoruz mesajı 

mı veriliyor, yoksa bir kişi, herhangi bir desteği 

olmadan kendi değer yargılarıyla mı bu 

açıklamayı yapıyor. 

Görünen manzara bu şekilde kurgulanıyor. 

Snowden isimli şahıs hiçbir ülkenin 

himayesinde olmadığı izlenimini yaratıyor. 

 

Oysa bu ülkeler en sıradan bir iş karşılığında vatandaşlık verirler.

 Ancak dünyanın en etkili gizli servislerinden birini karşılarına almamak için bir şahsı feda ediyorlar? 

Bu şu anlama gelir:

 

 Hiçbir CIA görevlisi bizden destek beklemesin 

 

biz bu servisle çatışmayı göze alamayız mı 

 

demek isteniyor ve her CIA görevlisinin bireysel

 

 davranışlarının hiç kimse tarafından himaye 

 

edilemeyeceği intibaı yaratılarak bu büyük 

 

mücadelede personelin güvenli olması için 

 

aşılamaz bir engel mi konuyor? 

 

Yani bir kimse hangi şart altında olursa olsun 

görevli olduğu kuruma ihanet edemez mi 

deniyor? 

 

Bu ihtimal uzak görünüyor ve olayın bir 

istihbarat operasyonu olduğunu 

zannediyorum. 

 

Yani tüm ülkelere herhangi bir gizliliğiniz 

yoktur ve CIA yaptığınız her şeyi teknik 

araçlarla izliyor deniyor ve tüm ülkelere bir 

ihtar çekilmiş oluyor. 

 

Ayrıca böyle bir şahsın hiçbir ülke tarafından 

korunamayacağı izlenimi mi yaratılıyor?

***

Gizli Servis operasyonları bunlarla sınırlı 

değildir. 

 

Büyük güçler diğer ülkelerin siyasi yapısını, 

ekonomilerini ve ideolojilerini kontrol altında 

tutarlar. 

 

Bu amaçla ülkenin ekonomik gücünü elinde 

tutanlarla yakın ilişki içindedirler ya da bu 

güçleri kendileri yaratmıştır. 

 

 Medyayı, eğitimi kontrol altında tutarlar. 

 

Mesela biz kuruluşumuzdan beri yabancı 

eğitim kurumlarını örnek almış, eğitim 

müfredatını onlardan kopya etmişizdir. 

 

Çünkü bizim onlara benzemek gibi bir hedefimiz vardır. 

Ancak onların gizli servis anlayışıyla aramızda fark vardır. 

 Soğuk Savaş döneminde en büyük hedefimiz ülkeyi komünizme karşı korumaktı. 

Ayrıca irticaya karşı dikkatli olduk. 

 

Eğitim sistemimiz insanların düşünmesini 

öğretmek değil dünyada büyük kişilerin 

söylediklerini öğretmek hedefine yöneliktir. 

 

Bir komünistin SSCB’ye hizmet edeceği varsayılırdı. 

 

Ancak bu düşünceden her liberalin Batılı ülkelere hizmet edeceği sonucu çıksa bile bu önemsenmezdi.

Yeni bir istihbarat anlayışına ihtiyacımız var. Kişileri düşüncesiyle değerlendirmeyeceğiz ve ülke aleyhine çalışan yapıların içinde olmasını engelleyeceğiz.

Bir örnek verirsek Cumhuriyet kurulduğunda yaptıklarımızı ve düşüncemizi tartışmayı vatana ihanet saydık. 

Ülkeyi farklı düşünceye sevk edenleri korumak doğaldır ve değiştirmek isteyene izin verilmelidir. 

Yani istihbarat teşkilatı dış güçlerin operasyonunu engellemeli ama düşünmeyi kısıtlamamalıdır. 

Yani halkımız yanlış düşünmemek için değil ülkeyi korumak için izlenmelidir. 

Çoğu zaman, mesela sokaklarda eylem yapanlar suç işledikleri vakit bile ülkeye hizmet ettiklerini sanıyorlar.

Mahir KAYNAK 

06 Temmuz 2013 Cumartesi

 http://www.aa.com.tr/live/


Mısır’daki darbe

Darbeler olağanüstü bir olay gibi gözükür. 

Mısır’da darbe gerçekleşmiş ama bazı ülkeler darbe kelimesini bile kullanmamıştır. 

 

Devletlerin demokrasi tutkunu olduğu ve bazılarının bunu her şeyin üzerinde tuttuğu doğru değildir. 

 

Aslında her ülke bir güç tarafından yönetilir. 

Bunların iktidara geliş tarzları birbirinden 

farklıdır. 

 

Geçmişte demokrasi hakkında yazdığım bir 

yazıda halktan duyduklarımızın gerçek bir ses 

değil dağlardan akseden bir ses olduğunu 

yazmıştım. 

 

Yani başkalarının söylediği tekrar edilir demek istiyordum. 

Maksadım demokrasiyi eleştirmek değil onun da bazı şeylere gerek duyduğuna işaret etmekti.

 

Darbelerde bazı devlet görevlerinin nasıl 

yapılacağı ve bunların önemlilerinin hangisi 

olduğu tartışılmaz, mukaddes unsurlar 

savunulur. 

 

Türkiye’de tüm darbeler anarşiyi engellemek 

ve kutsal değerleri korumak için yapıldı. 

 

Bir devlet içindeki az sayıda kişinin yaptığı bir 

 

anarşi eylemini engelleyemiyorsa ayakta 

 

kalması zordur. 

 

Ama şöyle bir intiba yaratılır. 

Devrilecek iktidar o kadar zayıf ki bir avuç insan sokakları geçilemez hale getirebilir. 

Yaratılan düşünce iktidarın çok zayıf olduğu ve ülkenin korunması için bertaraf edilmesi gerektiğidir. 

Yani halka iktidarı devirmenin yanlış olduğu değil, devletin varlığını sürdürmesinin tek yolunun bu olduğunu anlatılır. 

Oysa yeni gelen iktidar var olan kurumlarda ve burada çalışanlarda büyük değişiklik yapmaz. 

Zaten darbeyi dış güçlerin desteklemesi ya da karşı koyması o ülkeyi savunmalarından kaynaklanmaz. 

Bazıları demokrasi hayranı gibi darbeyi

 eleştirir diğerleri iktidarın ülkeyi 

yönetemediğini ve darbenin bunun sonucu 

olduğunu söyler ve yeni iktidarın yanında 

gözükür. 

Bu açıdan bakıldığında Mısır’daki darbe o ülkenin halkı veya bürokrasisi tarafından yapılmamıştır.

 Bazı güçlerin bu ülkede kurdukları organizasyonların eseridir. 

Darbeyi yapan kişiler ise çevresine vaatlerde bulunur ve ülkenin kötüye gittiğini ve vatanı kurtarmanın yolunun bu olduğunu söyler.

***

Mısır’ın gelecekteki yönetiminin ne olacağını tahmin etmek zordur.

 Ben şöyle bir tahminde bulunuyorum. Darbecilerle karşıtları anlaşacak ve ortak bir yönetim kuracaklar. 

Bu aynı zamanda Mısır’la ilgilenen dış güçlerin de işine gelir. 

Bugüne kadar Mısır’da çok etkili olan İngiltere ABD ile ortaklığı kabul edebilir ve ikisinin desteklediği bir yönetim kurulur ve bu bir seçimle gerçekleşir.

 Böyle bir anlaşmayı biz de yaşadık.

 12 Mart muhtırası öncesinde MİT darbe hazırlığını her zaman izledi ve ben bu işte görevliydim. 

Darbeciler mahkemeye verildi ama iddianın doğru olmadığına karar verildi hatta Anayasa Mahkemesi adımı da zikrederek böyle bir şehadetin kabul edilmeyeceğine karar verdi. 

Darbe hazırlığını yapanlarla iktidarda olanları destekleyen güçler anlaştılar. 

O zaman darbenin arkasında İngiltere olduğunu, karşı tarafta ise ABD’nin bulunduğunu değerlendiriyordum.

 Oysa bu darbe teşebbüsü Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı tarafından sürekli izlenirdi. 

Sonuçta böyle bir teşebbüsün olmadığına karar verildi, bu şu anlama gelirdi. 

Ülkeyi yöneten en üst kişiler, herhangi bir siyasi analiz yapmamış ama güya tarafımdan aldatılmışlardı! 

Mısır’daki darbenin benzer şekilde aşılacağını ve ortak bir hükümet kurulacağını düşünüyorum.

 Yani ABD ve İngiltere birbirini tasfiye etmeden yönetime ortak olacaklar.


Mahir KAYNAK 

 

07 Temmuz 2013 Pazar

 


Kanada'da petrol yüklü tren devrildi 07 Temmuz 2013 00:02 LAC MEGANTIC Kanada'nın doğusundaki Quebec eyaletinde ham petrol taşıyan bir trenin, henüz belirlenemeyen bir nedenle devrildiği bildirildi

Kanada'da petrol yüklü tren devrildi.

  07 Temmuz 2013 00:02 LAC MEGANTIC 

Kanada'nın doğusundaki Quebec eyaletinde ham petrol taşıyan bir trenin, henüz belirlenemeyen bir nedenle devrildiği bildirildi.

Yetkililer, Montreal kentinin 250 kilometre doğusundaki Lac Megantic kenti yakınlarında meydana gelen kazanın ardından çok sayıda patlama olduğunu açıkladı.

Trenin 73 vagonundaki patlamaların ardından çıkan yangının çevredeki evlere sıçraması üzerine bölgede yaşayan binden fazla kişi tahliye edildi. 

Maine kentine giden trenden önemli miktarda petrolün Chaudiere Nehri'ne aktığı belirlendi. 

Kazada ve kazanın ardından çıkan yangında ölen ya da yaralanan olup olmadığı henüz bilinmiyor.

http://www.aa.com.tr/live/

Mansur'un yeni hükümetle ilgili istişareleri sürüyor 07 Temmuz 2013 01:46 KAHİRE AA Mısır'da daha önce Baradai'ye hükümet kurma görevinin verildiğini duyuran geçici Cumhurbaşkanlığı, bunu reddeden yeni bir açıklama yaptı

Mansur'un yeni hükümetle ilgili istişareleri sürüyor 

http://www.aa.com.tr/live/

07 Temmuz 2013 01:46 KAHİRE AA

Mısır'da daha önce Baradai'ye hükümet kurma görevinin verildiğini duyuran geçici Cumhurbaşkanlığı, bunu reddeden yeni bir açıklama yaptı.

Mısır'da yönetime el koyan ordu tarafından görevlendirilen geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur'un makamından hükümeti kurmakla Muhammed Baradai'nin görevlendirildiği duyurulmuş olmasına rağmen yeni bir açıklama yapılarak, görevlendirmenin gerçekleşmediği bildirildi. Mansur ve Baradai'yi ortak basın toplantısı için bekleyen gazeteciler şaşkınlığa uğradı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı'nda basın odasına davet edilen gazetecilere iki saatlik beklemenin ardından protokol görevlileri tarafından Mansur'un Baradai ile ortak basın toplantısına katılarak hükümeti kurma görevi verdiğini bizzat açıklayacağı ve Baradei'nin de basın mensuplarının sorularını yanıtlayabileceği söylendi. 

Ancak yarım saat sonra salona gelen Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmed el-Meselamani, Baradai'ye hükümet kurma görevi verildiğini reddederek basın toplantısını iptal etti.

Şaşkınlığa uğrayan basın mensuplarının ısrarlı soruları karşısında Meselamani, Mansur'un yeni hükümetle ilgili istişarelerinin devam ettiğini belirtti. 

Geçici Cumhurbaşkanı Mansur'un makamından daha önce yapılan açıklamada, Baradai'ye hükümet kurma görevi verildiği ifade edilmişti.

TDK’ye sosyal sorumluluk ödülü ‘Model İnsan’ ve ‘Sosyal Sorumluluk’ Ulusal Sosyal Bilimler Olimpiyat SOBiO www.sobio.org

TDK’ye sosyal sorumluluk ödülü

Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm 

Bakanlığı ve Fatih Kolejinin düzenlediği 

9. Ulusal Sosyal Bilimler Olimpiyat (SOBİO) ödül töreni 20 Nisan 2013'te 

Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.

 

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın

 açış konuşması yaptığı törende 

‘sahne sanatları’,

 ‘forum’, 

‘İngilizce takdim’,

 ‘Türkçe takdim’ 

ve 

‘proje’ olmak 

 

üzere 5 dalda 150 projenin yarıştığı olimpiyatta 

derece alan öğrencilere ödül verildi.

Gecede ayrıca topluma hizmet etmiş ve örnek olmuş kişiler de 

‘Model İnsan’ ve ‘Sosyal Sorumluluk’

  ödülü aldı. 

 

Türk Dil Kurumu da Türkçeye verdiği 

hizmetlerden dolayı 

 

“Sosyal Sorumluluk Ödülü”nü aldı. 

 

Ödülü Kurum adına törene katılan TDK

 

 Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. KAÇALİN aldı.

www.sobio.org 

Türk Dil Kurumundan açıklama AA 07 Temmuz 2013 00:55 ANKARA TDK, "Türk Dil Kurumunun ülke gündeminin etkisinde kalınarak verilen ani kararlarla sözlüklerindeki tarifleri değiştirdiği yönündeki bütün haberler asılsızdır" açıklaması yaptı

 

Prof. Dr. Mustafa S. KAÇALİN 
Başkan

 

Türk Dil Kurumundan açıklama

 

 AA  07 Temmuz 2013 00:55 ANKARA 

 

TDK, 

 "Türk Dil Kurumunun ülke gündeminin 

 

etkisinde kalınarak verilen ani kararlarla 

 

sözlüklerindeki tarifleri değiştirdiği yönündeki 

 

bütün haberler asılsızdır" 

 

açıklaması yaptı.


Türk Dil Kurumundan (TDK) yapılan açıklamada, 

"Darbe"

 ve 

"Çapulcu" 

kelimelerinin tariflerinin 

değiştirildiğine ilişkin çıkan yanıltıcı haberlere 

cevaben 20 Haziran 2013'te bir basın 

açıklaması yapılmasına rağmen, halen bazı 

gazetelerde ve köşe yazılarında bu konunun, 

tekrarlandığının görüldüğü belirtildi. 

Söz konusu

 "haberlerin iyi niyet sınırlarını zorladığı"

 ifade edilen açıklamada, 

 

"Türk Dil Kurumunun ülke gündeminin etkisinde 

kalınarak verilen ani kararlarla sözlüklerindeki 

tarifleri değiştirdiği yönündeki bütün haberler 

asılsızdır.

 

 Türkçe Sözlük’te 'darbe' ve 

'çapulcu' kelimelerinin tariflerinin 1945'te 

yayımlanan ilk sözlükten bu yana hangi 

anlamlarla Türkçe Sözlük'te yer aldığını Genel 

Ağ sayfamızdan açıklamamıza rağmen bu 

haberlerin tekrarlanması ise gazetecilik ilkeleri 

ve vicdana sığmamaktadır"

 değerlendirmesi yapıldı. 

 

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

 

"Dilin yapısı gereği zaman içerisinde bazı 

kelimeler kullanıştan düşerken yeni kelimeler 

dile girer ve bazı kelimeler yeni anlamlar kazanır. 

 

Bu da sözlüklerin madde başlarında ve tariflerde değişiklikleri gündeme getirir. 

 

Bu düzeltme yetkili, uzman kurulların kararlarıyla yapılır. 

 

Bu kurulların kararları bir sonraki baskı sözlüğe yansıtılır. 

 

Anlık değişikliklerden 

söz etmek mümkün değildir ve sözlüğe bu 

değişmelerin işlenmesi de ancak sözlüğün yeni 

baskısı yapılırken gerçekleştirilir. 

 

Yeni baskılardaki düzeltme ve değişiklikler de Genel Ağ'daki sözlüğe işlenir. 

 

Yani Genel Ağ’daki 

Güncel Türkçe Sözlük, 11. baskı Türkçe Sözlük 

ile aynıdır. Bundan sonra da bu kelimelerin 

tariflerinde değişiklikliğe ihtiyaç duyulduğuna 

karar verecek olan da gerekli değişikliği 

yapacak olan da uzman kurullarımız olacaktır. 

 

Halkımızın Türk Dil Kurumunun sözlüklerine 

duyduğu güvenin bu tarz yalan haberlerle 

zedelenmek istendiği görülmektedir. 

 

Bir bilim kurumunun günlük siyasi konuşmaların 

içerisine çekilmek istenmesinin, kurumlar 

üzerinden siyasi çıkar elde etme gayretlerinin 

ise kimseye fayda sağlamayacağı açıktır. 

Şu da unutulmamalıdır ki Türk Dil Kurumu, 

ilmi çalışmalarına telkin ve imalarla yön 

vermeyecek kadar köklü bir geleneğe sahiptir."

 

http://www.aa.com.tr/live/


 

TRT Haber darbeyi 1 yıl önce tahmin etmişti Yaklaşık 1 yıl önce Mısır'daki darbenin ayak seslerini dünyaya duyurmuştuk 06 Temmuz 2013 Cumartesi


 TRT Haber darbeyi 1 yıl önce tahmin etmişti

Yaklaşık 1 yıl önce Mısır'daki darbenin ayak seslerini dünyaya duyurmuştuk...

06 Temmuz 2013 Cumartesi

 

TRT Haber yaklaşık bir yıl önce Mısır'da bugün yaşananları tahmin etmiş, darbenin ayak seslerini dünyaya duyurmuştu.

Askeri vesayeti sürdürmekte kararlı olan gruplara, bazı dış güçlerin de destek verdiğini daha o günlerde ortaya koyan TRT Haber, ordunun yüzde 40'lara varan ekonomi üzerindeki denetimini kaptırmamakta kararlı olduğunu vurgulamıştı.

DAHA SANDIK ORTADAYKEN ORDU MURSİ'NİN ELİNİ KOLUNU BAĞLADI

TRT Haber Dış Haberler Editörü Bülent Güler'in tam bir yıl önce yerinde çektiği fotoğraf bugün Mısır'da yaşananlara ışık tutuyor.

Mısır'da bugünlerin yaşanacağı aslında geçen yıl anlaşılmıştı. Bütçe ve yargı üzerindeki kontrolünü kaybetmek istemeyen ordu, sessiz bir darbe yaparak oluşturduğu Askeri Konsey ile daha o günlerden Mursi'nin elini kolunu bağlamıştı.

Askeri vesayetin en önemli saç ayaklarından biri yargıydı. Meclis feshedilerek Müslüman Kardeşlerin ekonomik reformlar yapması engellendi.

Mursi durumun farkındaydı, ülkedeki bütün kesimleri kucaklayan demokratik mesajlar verdi ancak şimdilerde darbeye kayıtsız kalan Batı bu açılımı görmek istemedi.

MISIR ORDUSU AYRICALIKLARINI YİTİRMEK İSTEMİYOR

Makarnadan buzdolabına kadar hemen herşeyi üretimindeki tekeli elinde bulunduran Mısır ordusu, Ortaçağ krallıklarında bile eşine zor rastlanır bu ayrıcalıkları kimseyle paylaşmak istemiyordu.

Ordunun, bu çarka her kim müdahale ederse buna bütün gücüyle karşı çıkacağı daha o günlerden belliydi.

Perşembe'nin gelişinin Çarşamba'dan belli olduğunu TRT Haber Dış Haberler Editörü Bülent Güler'in tam bir yıl önce yerinde çektiği fotoğrafla ortaya koymuştu: 

 "Daha sandıklar açılırken Yüksek Askeri Şura sessiz bir darbe yaptı ve Mursi'nin yetkilerini büyük ölçüde sınırlandırdı. Askeri vesayetin etkisindeki yargı meclisi fethetti ve yasama ve dış politika başta olmak üzere yürütmede de karar merci olarak ordu gösterildi"

Ordu ve ayrıcalıklı kesim, demokrasiye tahammüllerinin olmadığını ta o günlerde söylem ve davranışlarıyla göstermişlerdi. Zira Mursi'nin  demokratik söylemleri başta ordu olmak üzere içerdeki seküler gruplarla İsrail tarafından tatminkar bulunmadı.

10 MİLYON KİŞİ ORDUYA BAĞLI ŞİRKETLERDE ÇALIŞIYOR

TRT Haber özel dosyasını seçimlerden hemen sonra hazırlayan Bülent Güler, askerin ekonominin nasıl tam merkezinde olduğunu daha o günden ifade etmişti:

"İşsizliğin hızla yükseldiği döviz rezervlerinin yarıya indiği ülkede bütün gücü elinde tutmak isteyen Yüksek Askeri Konsey piyasayı da elinde tutuyor. 83 milyonluk Mısır'da orduya bağlı şirketlerde çalışan insan sayısı yaklaşık 10 milyon."

Mursi'nin iktidara gelir gelmez elini kolunu bağlayan, yasa yapmasını imkansız hale getiren, ekonominin dümenini bırakmak istemeyen ordu, darbe yapmak için daha o günlerden bütün altyapıyı hazırladı. 

Askerlerin darbenin alt yapısını nasıl hazırladığı, TRT Haber'in 1 yıl öncesinden gösterdiği resimle şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Ekonomik çıkarların ve bazı ülkelerin Mısır'a biçtiği roller düşünüldüğünde şimdi Arap dünyasının önderi konumunda olan bu ülkede Arap Baharı'nın neden boğulmak istendiği daha iyi anlaşılıyor.

Şimdi kafalardaki soru, "Acaba bu kirli oyun, halkın ve uluslararası demokratik güçlerin desteği ile bozulur mu?"

Menderes ve Demirel siyasal İslamcı mıydılar?

Hadi canım sen de!
İslam'la demokrasiyi birlikte yaşatmak çok zormuş.
"Al lafı, koy rafa" derler ya...
Eğer demokrasi dediğimiz şey bir Hıristiyan kurumu ise demek ki İsa'dan önce de antik Yunan'da Hıristiyanlık varmış.
- Acaba Budizm'le veya Şinto inancıyla demokrasiyi birlikte yaşatmak da mı zordur?
- Atarsınız iki tane atom bombasını Japonlar da demokrat olur,
diyerek mi cevap verilir bu soruya?
Peki... Model aldığımız ama bir türlü tam uyamadığımız Hıristiyan Batı başka ne tür siyasal düşünceler üretip bize ihraç etmiş?
Bizdeki bazılarının yazılarını okuyup konuşmalarını dinlerseniz "İslamofobi" bir Türk siyasal düşünce akımı değil mi?

İhraç ürünlerimiz
Acaba "Faşizm"i veya "Militarizm"i de mi biz üretip Hıristiyan Batı'ya ihraç ettik?
Kafa taslarımızı ölçüp Türk budununun kökenlerini ararken, acaba Hitler Almanya'sı bizi taklit etmeye mi çalışıyordu?
İlkokul müfredat programlarına "Vatanı sevmekle Mussolini'yi sevmek aynı şeydir" maddesini koyan 1920'lerin İtalya'sı, Göktürklerden mi esinlenmişti acaba?

Orhan Pamuk'un endişesi

Ya da şöyle bakalım olaya.
Adnan Menderes "Siyasal İslam"ı laik demokrasinin karşısına çıkardığı için mi devrilip idam edildi?
İki kez darbe ile devrilen Süleyman Demirel acaba şeriat devleti mi istiyordu?
Tahrir'e bakıp Taksim'i görenler Nobel aldığı için Orhan Pamuk'u manşetlerle hedef gösterirlerken, acaba hangi meydana bakıyorlardı?
Gerçekten merak etmiyor musunuz?
- Acaba Orhan Pamuk manşetten hedef gösterildiği için Türkiye'ye gelemezken mi çok endişeliydi, yoksa şimdi mi daha endişeli? Boğaz Köprüsü'ne, yeni hava limanına, Kanal Projesi'ne karşı çıkanlar, laik endişeler mi taşıyorlar? Turgut Özal'ın başlattığı özelleştirmeleri Danıştay'da iptal ettirenler, özelleştirmeyi bir "Sünni İslam" komplosu olarak mı görüyorlardı acaba?
Böyle kuşkular hiç tükenmez ki zihinlerimizde.

İslam yerine çoğulcu
Tayyip Erdoğan bir Boğaz lokantasında yan masalara kadeh kaldırsa bütün endişeler sıfırlanır mı acaba?
Aynı anda Gazze'ye dönük tutumundan da vazgeçtiğini açıklasa, galiba "Dış endişeler" de azalabilir.
Aslında her sorunun bir çözümü vardır.
"İslam" kelimesini çıkartıp onun yerine "Çoğulcu"yu getirirsiniz.
Taksim de, Tahrir de bir anda sorun olmaktan çıkarlar.
Sonra da oturup Kürdilihicazkâr'dan söylemeye başlarsınız...
"Öyle dudak büküp hor gözle bakma / Bırak küçük dağlar yerinde dursun / Çoktan unuturdum ben seni çoktan / Ah bu şarkıların gözü kör olsun"
Bu sırada "Ah bu şarkıların gözü kör olsun"un yerine "Ah bu 28 Şubat'ın gözü kör olsun"u da koyabilirsiniz.

Mehmet Barlas 

Dış politikayı kişiselleştirmeyin AA 06 Temmuz 2013 22:09 ANKARA CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Devrilen hükümeti dost bilip, yeni gelen hükümeti düşman addetmek dış politikada olmaz"

Dış politikayı kişiselleştirmeyin

AA 06 Temmuz 2013 22:09 ANKARA  
 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 
 
"Devrilen hükümeti dost bilip, yeni gelen hükümeti düşman addetmek dış politikada olmaz"
 
 dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Atlı Spor Kulübünde gerçekleştirilen CHP PM üyesi Ekrem Kerem Oktay'ın nikah törenine gelişinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 
Mısır'da ordunun yönetime el koymasına değinen Kılıçdaroğlu, hükümetin, Mısır konusunda da hata yaptığını savunarak, dış politikada duygusallığa yer olamayacağını söyledi. 
Dış politikaların, ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Mısır'da bir darbe oldu doğrudur. Darbeyi doğru bulmayabilirsiniz, bu da doğrudur. Biz de darbeyi doğru bulmadığımızı defalarca ifade ettik. Ama devrilen hükümeti dost bilip, yeni gelen hükümeti düşman adletmek dış politikada olmaz.
Biz kendi ülkemizin çıkarlarını savunuruz. Mısır kendi bölgesinde çok önemli bir ülkedir. Türkiye ile Mısır arasındaki tarihi ilişkiler dostluklar vardır. Ne Hüsnü Mübarek zamanında ne Sedat zamanında ne Mursi zamanında ne de bir başka zamanda biz dostluğumuzu hiçbir zaman Mısır halkından ayırmadık. Dost olduk, dostluğumuzu sürdürdük. Orada değişim oluyor, dönüşüm oluyor... Kabul ederiz etmeyiz ama onların kendi içişleridir."
Türkiye'nin Mısır halkı ile dostluğunu sürdürmesi gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, sözlerini, "Hiçbir zaman giden yönetimi dost, gelen yönetimi de düşman olarak algılamamalı ve bu türden demeçler vermemeli. Sayın Başbakanın dikkatini çekiyorum, dış politikayı  kişiselleştirmeyin. Dış politikada duygusallığa yer yoktur, akılcılığa yer vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümeti de akılcı davranmak zorundadır" diyerek tamamladı. 

http://www.aa.com.tr/live/

TBMM Genel Kurulu'nda gerginlik 06 Temmuz 2013 23:22 TBMM AA Meclis Genel Kurulu'nda AK Parti ve CHP'li milletvekilleri arasında uzun süreli gerginlik ve arbede yaşandı, AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar'ın kaşı açıldı

TBMM Genel Kurulu'nda gerginlik

06 Temmuz 2013 23:22 TBMM  AA

Meclis Genel Kurulu'nda AK Parti ve CHP'li 

milletvekilleri arasında uzun süreli gerginlik ve 

arbede yaşandı, AK Parti Şırnak Milletvekili 

Mehmet Emin Dindar'ın kaşı açıldı.

 

TBMM Genel Kurulu'nda, teklifin üçüncü bölümü üzerinde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, bazı CHP'liler ısrarla, İstanbul'da eli palalı birinin Taksim Gezi Parkı odaklı gösteri yapanlara saldırdığını belirterek, buna ilişkin bilgi istediler. Bu arada CHP ve AK Parti'li milletvekilleri arasında sözlü sataşmalar başladı. Genel Kurul'da tansiyonun düşmemesi üzerine Başkanvekili Sadık Yakut oturuma 5 dakika ara verdi.

AK Parti ve CHP'li milletvekilleri arasındaki gerilim, verilen arada da devam etti. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Bozdağ'a, İstanbul'da elinde pala ve satır bulunanlar olduğunu tekrarlayarak, "Yalvarıyorum bu soruya bir cevap verin" dedi.  

Sizin bu konuda soru sorma hakkınız yok

Aranın ardından Bozdağ, soruları yanıtlamaya devam etti. CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter'in darbenin tanımıyla ilgili bir sorusunu cevaplandıran Bozdağ, seçim dışında bir yolla hükümeti, parlamentoyu indirmenin darbe olacağını belirterek, "İster siviller, ister  askerler tarafından... Demokrasilerde iktidara  gelmenin yolu sandıktır. Sandıkta yönetme yetkisi alınır, yönetilir, sonra da sandıkta hesap verilir. Vatandaş iktidar değişikliğini demokrasilerde sadece sandıkta yapar. Onun dışında yargıyla,  onun dışında sokakla, onun dışında askerle, başka tür yöntemlerle yapılan her türlü değişiklik darbedir.  Bunu sizin iyi öğrenmeniz lazım. Darbenin  taşeronluğunu siz iyi yaptınız. İkna odalarında nasıl hizmetkarlık yaptığınızı bütün Türkiye biliyor. Sizin bu konuda soru sorma hakkınız yok" diye konuştu. Bozdağ'ın bu sözlerini AK Parti'liler alkışladı.

AK Parti'li Dindar'ın kaşı açıldı

Bu sırada CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, komisyon sıralarında hükümet adına bulunan Bekir Bozdağ'ın oturduğu sıraya doğru yürüdü. AK Parti'li milletvekilleri de kalabalık bir grup halinde komisyon sıralarına koştular. Komisyon sıralarının önünde AK Parti'li ve CHP'li vekiller arasında itiş kakış yaşandı. Birbirinin üzerine yürüyen vekilleri parti grup başkanvekilleri ile bazı milletvekilleri araya girerek sakinleştirilmeye çalıştı.  

Bu arada Tanal ile CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, kulise çıkarılarak sakinleştirilmeye çalışıldı. Çıkan arbede sırasında AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar'ın aldığı bir darbeden ötürü kaşının açıldığı ve bu nedenle hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. 

 

http://www.aa.com.tr/live/

ABD'de yolcu uçağı düştü AA 06 Temmuz 2013 22:40 SAN FRANCISCO Güney Kore'nin Asiana Havayolları'na ait Boeing 777 tipi bir yolcu uçağının ABD'nin San Francisco kentinde düştüğü bildirildi

ABD'de yolcu uçağı düştü

  AA 06 Temmuz 2013 22:40 SAN FRANCISCO

Güney Kore'nin Asiana Havayolları'na ait Boeing 777 tipi bir yolcu uçağının ABD'nin San Francisco kentinde düştüğü bildirildi.

Yetkililer, pilotun uçakta yangın çıkmasının ardından acil iniş için izin istediğini, uçağın San Francisco Uluslararası Havaalanı'na iniş yaparken düştüğünü açıkladı. 

Kazada ölen ya da yaralanan olup olmadığını henüz bilinmiyor. 

Havaalanına çok sayıda itfaiye aracının gönderildiği belirtildi.

 

http://www.aa.com.tr/live/ 

Mısır'da ölenlerin sayısı 91'e yükseldi 06 Temmuz 2013 19:34 KAHİRE AA Mısır'da 30 Haziran'dan bu yana ülke genelinde meydana gelen şiddet olaylarında ölenlerin sayısının 91'e yükseldiği belirtildi

Mısır'da ölenlerin sayısı 91'e yükseldi

  06 Temmuz 2013 19:34 KAHİRE AA

Mısır'da 30 Haziran'dan bu yana ülke 

genelinde meydana gelen şiddet olaylarında 

ölenlerin sayısının 91'e yükseldiği belirtildi.

Sağlık Bakanlığı ve emniyet kaynaklarından 

alınan bilgiye göre, ülke genelinde son bir hafta 

içerisinde meydana gelen şiddet olaylarında ölü 

sayısı 91'e, yaralı sayısı 1342'ye yükseldi. 

http://www.aa.com.tr/live/

Bakanlıktan yapılan açıklamada, dün 

meydana 

gelen çatışmalarda 17'si ülkenin kuzeyindeki 

İskenderiye'de, 15'i başkent Kahire ve 

çevresinde, 5'i Sina Yarımadası'nda, 4'ü 

İsmailiye'de, 3'ü Şarkiye, Asyut ve 

Süveyş'te olmak üzere 44 kişinin öldüğü kaydedildi.

Öte yandan Mursi'ye destek veren göstericiler, 

şiddet olaylarında hayatını kaybedenler için 

gıyabi cenaze namazı kıldı.

Mısır için seyahat uyarısı AA 06 Temmuz 2013 21:51 ANKARA Dışişleri Bakanlığı, Mısır'da yaşanan gelişmeler üzerine, bu ülkede bulunan veya gidecek Türk vatandaşlarını uyararak, karayoluyla seyahatten kaçınmalarını istedi


Mısır için seyahat uyarısı

  AA 06 Temmuz 2013 21:51 ANKARA 

 

Dışişleri Bakanlığı, Mısır'da yaşanan 

gelişmeler 

üzerine, bu ülkede bulunan veya gidecek Türk 

vatandaşlarını uyararak, karayoluyla 

seyahatten kaçınmalarını istedi.

 http://www.aa.com.tr/live/

 

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı 

açıklamada, halen Mısır’da yaşayan veya bu 

ülkeye seyahat eden vatandaşların şahsi 

 

güvenlikleri bakımından her türlü tedbiri 

almaları ve her koşulda müteyakkız 

bulunmalarının önem taşıdığı belirtilerek,

 

"Bu dönemde, Mısır’a seyahat edecek kişilerin 

doğrudan uçak seferi bulunan tatil beldeleri ve 

merkezler dışında karayoluyla seyahatten 

kaçınmalarında ve Mısır'da bulundukları süre 

zarfında ise gösterilerin yapıldığı 

meydanlardan uzak durmalarında fayda 

görülmektedir"

 denildi.

 

Açıklamada, vatandaşlara, Bakanlık ve Kahire 

Büyükelçiliği tarafından yapılabilecek uyarı ve 

duyuruları takip etmeleri tavsiye edilerek, 

 

"Mısır’a seyahat edecek olan ve halen 

Mısır’da 

yaşayan vatandaşlarımızın olağan dışı hallerde 

 Kahire Büyükelçiliğimiz ve İskenderiye 

Başkonsolosluğumuzun yanı sıra haftanın yedi 

günü 24 saat hizmet veren Bakanlığımız 

Konsolosluk Çağrı Merkezi’ne başvurmaları 

mümkündür" 

denildi.

Mısır'da hükümeti Baradei kuracak 06 Temmuz 2013 20:40 KAHİRE AA Mısır'da geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, Muhammed Baradei'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi

Mısır'da hükümeti Baradei kuracak

  06 Temmuz 2013 20:40 KAHİRE AA

Mısır'da geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, Muhammed Baradei'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi.

Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, askeri darbe ile görevinden uzaklaştırılan Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin atadığı Muhammed Rifaa et-Tahtavi'nin yerine Albay Abdulmumin Fude'nin getirilmesi yönünde karar alındığı belirtildi. Açıklamada Mısır geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur'un ayrıca, Ahmed el-Muselmani'yi basın danışmanı olarak atadığı ifade edildi.

Geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, Mısır'da geçiş sürecinin tartışıldığı, siyasi kesimler, dini kesimler ve gençlik hareketlerinin dahil olduğu ulusal diyalog görüşmelerine, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda devam ediyor.

Müslüman Kardeşler "ulusal diyalog" görüşmelerine katılmayacak 06 Temmuz 2013 20:20 Mısır'da Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın siyasi uzantısı HAP, ulusal diyalog görüşmelerine katılmayacağını açıkladı

Müslüman Kardeşler 

"ulusal diyalog" 

görüşmelerine katılmayacak


  06 Temmuz 2013 20:20

uzantısı HAP, ulusal diyalog görüşmelerine 
katılmayacağını açıkladı.


Mısır'da Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın siyasi uzantısı olan Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Partimiz geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur'un çağrısıyla düzenlenen ulusal diyalog görüşmelerine katılmayacaktır" ifadelerine yer verildi. 

HAP'ın ordunun yönetime el koymasını hiçbir şekilde meşru göremeyeceğine dikkati çeken İbrahim, Mısırlıların seçilmiş cumhurbaşkanının Muhammed Mursi olduğunu ve bu nedenle görüşmelere katılmanın ordunun müdahalesini meşrulaştırmak anlamına geleceğini belirtti.

Geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, Mısır'da geçiş sürecinin tartışıldığı ve gerek siyasi gerek dini kesimler ile gençlik hareketlerinin dahil olduğu ulusal diyalog görüşmelerine Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda devam ediyor.

Faslı Selefi ledirlerden eleştiri

Fas'taki Selefi eğilimli grup ve partilerin liderleri, Mısır'da ordunun yönetime el koyma kararı karşısında Mısırlı Selefi grupların tavrını eleştirdi.

Fas'ın önde gelen Selefi liderlerinden Muhammed el-Fizazi, "Ordunun kararı karşısında Mısırlı Selefilerin tutumu utanç verici ve meşruiyete ihanettir" dedi.

Nahda ve Fazilet Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Selefi lider Abdulvehhab Rafiki de yaptığı yazılı açıklamada, "Ordunun yönetime el koyma kararı demokrasi görünümlü askeri darbedir. Bu darbe karşısında, Mısır'daki bazı İslami eğilimli partilerin tutumu utanç vericidir ve tarih bunu affetmeyecektir" diye konuştu.

Parklarda gösteri ve yürüyüşe izin vermeyiz 06 Temmuz 2013 19:57 TBMM AA İçişleri Bakanı Güler, parklarda ve genel yollarda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenemeyeceğini belirterek, "Oralarda toplantı gösteri ve yürüyüşlere izin vermeyiz"

Parklarda gösteri ve yürüyüşe izin vermeyiz

  06 Temmuz 2013 19:57   TBMM  AA

İçişleri Bakanı Güler, parklarda ve genel yollarda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenemeyeceğini belirterek, "Oralarda toplantı gösteri ve yürüyüşlere izin vermeyiz" dedi.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Meclis kulisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. İstanbul'da Taksim Gezi Parkı'nın halka açılması dolayısıyla olay beklenip beklenmediği sorusuna Güler, "Gezi Parkı, İstanbulluların öteden beri kullandıkları bir yer. Gerçi son olaylardan sonra Gezi Parkı'nı bilmeyenler de öğrendi. Belediyemiz orada ilave ağaçlandırma ve çiçeklendirme yaptı. Çevre hassasiyeti olan bütün İstanbullulardan rica ediyorum; artık orada çiçeklere ve ağaçlara zarar vermeyecek yaklaşım içinde olalım" karşılığını verdi. 

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na göre parklar ve genel  yollarda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenemeyeceğini ifade eden Güler, bunu İstanbul Valisi veya İçişleri Bakanı'nın değil, kanunların söylediğini belirtti. "Oralarda biz toplantı ve gösteri yürüyüşlerine izin vermeyiz, veremeyiz" diyen Güler, vatandaşların orada toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmadan, Gezi Parkı'nı diledikleri gibi kullanabileceklerini kaydetti. 

Güler, "Çiçekleri sevmeye mi gelsinler?" sorusu üzerine "Çiçekleri sevmeye, ağaçlarla beraber olmaya, sohbete, oturmaya gelsinler, diledikleri kadar otursunlar. Çadır da kurdurmayız" dedi.

Bir gazetecinin "Orada Toma ve biber gazı araçlarını görecek miyiz?" sorusuna Güler, şöyle cevap verdi:

"Onlara lüzum hissettirmeyecekler. Bizim kendilerinden isteğimiz; kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak suretiyle onları karşılarına almasınlar. Ama biz kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü olursa TOMA'sıyla da  polisiyle de her türlü araç gereçle tabii ki oradayız. Polis, kanunsuz toplantıları önlemekle ilgili her türlü yetkiyi kullanır. O zaman polisin varlığı niye? Polis gerektiğinde kuvvet, gerektiğinde tazyikli su, biber gazı kullanır, kanunda sayılan belli aparatları, vasıtaları var. Ama biz inşallah polisin müdahalesini gerektirecek durum ortaya çıkmasın, insanlar kendilerini rahatlıkla ifade edebilsinler diyoruz.  Şu anda İstanbul'da tekrar bir kanunsuz gösteri için arayış, zorlamalar var, polisimiz de buna izin vermiyor, gayet doğal. İstanbul'da toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak o kadar çok alan var ki..."      

Taksim'de toplanmak hukuki değil

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Esenler Belediyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğiyle üniversitenin Davutpaşa Kampüsü'nde düzenlenen "Çocuk Üniversitesi Mezuniyet Töreni"nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Anayasa'nın gösteri ve yürüyüşe hak tanıdığını vurgulayan Vali Mutlu, kendilerine başvuru gelmesi halinde uygun yerlerde buna müsaade edeceklerini, ancak Gezi Parkı'nın gösteri alanı haline dönüştürülmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.

Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Orayı sürekli bir eylem ve gösteri alanı haline dönüştürmeyi düşünürseniz, bu sıkıntı olur. Bu, arzu etmediğimiz bir şeydir. 'Biz kendi kararımızı kendimiz veririz, bildiğimiz gibi hareket ederiz' derseniz, bu hukuk ve kamu düzeni ile çelişir. İstanbullluların ortak huzuruna, mutluluğuna, neşesine hizmet edecek bir duruş içerisinde bunları değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Artık hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu şey kardeşliktir. Huzurlu bir ramazan ve huzurlu günler yaşamayı tercih ediyoruz."

Taksim Meydanı'nda bazı grupların toplanma çağrısı yaptığını hatırlatan Mutlu, yasal olarak kendisine böyle bir talep gelmediğini söyledi.

http://www.aa.com.tr/live/

Her hafta cumartesi ve pazar günleri insanlara çağrılar yapıldığını, insanların da hukuki bir toplantı yapılıyormuş gibi toplandığını vurgulayan Mutlu, şunları kadyetti:

"Bu akşam yapılan çağrı, hukukun dışında bir çağrıdır. Yanlış çağrıları yapanları hukukun içerisine davet ediyorum. Taksim'de toplanmak hukuki değil. Hukukun müsaade etmediği bir yerde toplanmanıza müsaade edemem. Edersem, hukukun dışında davranmış olurum. Hukuk dışındaki toplanmaya müsaade etmeyeceğiz. Polisimiz gerekli uyarıları yapacak. Makul bir süre bu çağrıları yapacağız. Vatandaşlarımız bu çağrıları dikkate alacaktır.Ancak her zaman polisle çatışmak isteyen gruplar var. Halkımızı tenzih ediyorum."

Taksim'de polis müdahalesi 06 Temmuz 2013 19:41 İSTANBUL AA Taksim'de İstiklal Caddesi'nin girişini kapatan ve polisin uyarılarına rağmen dağılmayan gruba tazyikli suyla müdahale edildi


Taksim'de polis müdahalesi

  06 Temmuz 2013 19:41 İSTANBUL  AA

Taksim'de İstiklal Caddesi'nin girişini kapatan ve polisin uyarılarına rağmen dağılmayan gruba tazyikli suyla müdahale edildi.

Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı'nın Sıraselviler ve İstiklal caddelerine bakan tarafında kadın örgütlerine üye bir grup, "gözaltında taciz" iddialarında bulunarak, basın açıklaması yaptı. Burada bekleyen polislerin etrafına şerit çekmeye çalışan kadınları, polis ekipleri engelledi. 

Bir süre sonra aynı yerde toplanan başka bir grup, Gezi Parkı eylemleri kapsamında "su savaşı" gerçekleştirdi. Ellerindeki su tabancalarıyla birbirlerine su sıkan gruptakiler, çeşitli sloganlar attı.  

Grubun İstiklal Caddesi'nin girişini kapatması üzerine polis ekipleri, gruptakilere dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. 

Polisin uyarılarına rağmen dağılmayan gruba, TOMA'lardan tazyikli su sıkılarak müdahale edildi. İstiklal ve Sıraselviler caddelerine dağılan göstericiler ile polisler arasında kovalamaca yaşandı. Ara sokaklarda biber gazı kullanan polis, bazı kişileri de gözaltına aldı. 

Polis, Sıraselviler Caddesi'nin girişini de kapattı.

Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla İstiklal Caddesi'nin girişinde toplanan bir grup, Gezi Parkı'nın açılmasını istedi. Uyarıya rağmen dağılmayan gruba tazyikli suyla yapılan müdahaleden, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve beraberindekiler de etkilendi. 

Ara sokaklara kaçan gruptakilerden bazıları gözaltına alınırken, Taksim'e giriş-çıkışlar polis tarafından kapatıldı.

  http://www.aa.com.tr/live/

Tarlabaşı girişi ve Cumhuriyet Caddesi'nde de polis, toplanan gruplara biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti.