BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Temmuz 2013 Salı

1 0 Temmuz 2013 Çarşamba 2003-2013 arasında hiç finansal dalga yaratamadılar ve istedikleri hiçbir oyunu oynayamadılar

 Menderes bunları yapmasaydı1 

10 Temmuz 2013 Çarşamba

 

Dönüp 1960 darbesi ve sonrasına bakan her 

Türk vatandaşı aynı soruyu soruyor; 

Menderes ne yaptı veya yapmadı da

 “asılmak” 

gibi bir eylem ile karşı karşıya kaldı?

 

Sevgili dostlar, bu ülkede halkın seçtiklerini katledenlerin attıkları bütün adımların arkasında tek bir gerçek var; kim bu ülkeye özellikle halkına YERLEŞİK DÜZEN’in menfaatlerine de dokunarak hizmet ettiyse, cezası 

“yıpratılmak, itibarsızlaştırılmak” 

hatta asılmak oldu!

Bu noktada “hizmet eden cezalandırılır” cümlemi veriler ile desteklemek ve 

“Menderes döneminden” 

devam etmek istiyorum, birlikte bakalım;

1- 1950’de yapılan yol tesviyesi 266 km iken, 1958’de 1216 km oldu.

2- 1950’de 432 km olan asfalt kaplama, 1958’de 1806 km oldu.

3- 1950’de 1669 metre köprü vardı, 1952’de 4144, 1954’te 5214, 1955’te 6842 km köprü yapıldı.

4- 1950’de 1800 olan traktör sayısı, 1958’in başında 44.500 seviyesine geldi.

5- 1950-1960 arasında Makine Kimya Kurumu, Denizcilik Bankası, Et ve Balık Kurumu, DMO, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Türkiye Kâğıt Fabrikaları, Ereğli Demir Çelik açıldı...

6- 1950-1960 arasında Türk ekonomisinin Amerika’dan daha iyi verilere sahip olduğu dönemler oldu...

7- 1958 devalüasyonu sonrasında Türk ekonomisinin acil ihtiyacı olan 300 milyon dolarlık kredi diliminin serbest bırakılması için temaslarda Bulunan Menderes SONUÇ alamadığı gibi, Fırat ve Dicle üzerine “baraj yapacağız” diyen Menderes, İÇ-DIŞ YERLEŞİK YAPI’nın tam olarak hedefi haline geldi.

8- İstediği maddi desteği alamayan Menderes, yüzünü Rusya’ya döndü ve Temmuz ayının başında İş Bankası ve Petrol Ofisi başta olmak üzere bazı şirketlerin Ruslara satılmasını görüşmek üzere randevu aldı.

9- Eylül ayında da Kruşçev karşı bir ziyarette bulunacak ve Rusya karşılıklı anlaşmalar imzalanacaktı. Bu adım içerideki YERLEŞİK DÜZEN açısından katlanılmazdı. Kurdukları “Banka-Medya-Bürokrasi-Montaj” düzeni bozulacak ve Türkiye yeni bir açılım yapacaktı...

10- Yatırım yapmak için planladığı kredileri Batı dünyasından bulamayan Menderes, TBMM’de yaptığı konuşmalarda hep aynı vurguyu yaptı; “Fırat ve Dicle üzerine baraj yapılması başta olmak üzere, yapacağımız büyük projelere kimse engel olamayacak”! Bu noktada benzerliğe dikkat; bugün ağaç bahanesiyle yollara dökülen Taksim Platformu “köprü, santral, kanal, enerji projeleri yapılamaz” diye dayatıyor!

Sevgili dostlar, yukarıdaki detaylar, halkına hizmet eden bir liderin yaptıklarını detaylı şekilde ortaya koyuyor... 

Bu konuda özellikle ekonomide neler yapıldığına dair daha onlarca madde yazabilirim... 

Menderes

 “ekonomiyi”

 ayağa kaldırmış, 1946 sonrası 

“teslim alınan” 

dinamikleri

 “özgürleştirme-millileştirme” 

yolunu seçmiş ve 

“istenmeyen adam” 

ilan edilmişti! 

 

1958’de ilk küresel darbeyi aldı ve Türk 

hükümeti, IMF ve Dünya Bankası’nın 

dayatmasını kabul ederek 4 Ağustos tarihinde 

istikrar önlemlerini açıklayarak doları 2.80 

TL’den 9 TL’ye çıkardı... 

 

Bu devalüasyon 4 yıllık bir zorlama sonrası yaptırılmış ve

 “belki bize artık biat eder”

 denerek akıllarınca Menderes’e bir şans daha vermişlerdi. 

ETMEDİ, YERLEŞİK DÜZEN’e biat etmedi ve çarklar artık onun başını koparmak için dönüyordu...

Sonuç: 

Kim Türkiye’yi “küresel sistemden” ve “yerleşik uzantılardan” kurtarmaya çalıştıysa bedelini “çok ağır” ödettiler! Kim bu ülkeye ONLARIN MENFAATLERİNE DOKUNARAK

 hizmet ettiyse saldırdılar, itibarsızlaştırdılar, ekonomik-siyasi manipülasyonlar ile iktidardan etmeye çalıştılar ve son olarak da ASTILAR! 

Bu noktada çok önemli bir de not düşmem gerekli;

  Menderes Hükümetlerine 10 yıllık iktidar döneminde özellikle 1954-1958 arasında oynadıkları oyunlar ile ciddi finansal darbeler vurdular, istedikleri 

DEVALÜASYONLARI da yaptırdılar. 

Son 10 yılın bu dönemden farkı da burada;

 2003-2013 arasında hiç finansal dalga yaratamadılar ve istedikleri hiçbir oyunu oynayamadılar!

 HALK, ÇOK DAHA hırslı ve daha safları sıklaştırmış, daha bilinçlenmiş şekilde bu sefer BUNLARIN tam karşısında! 

Son söz: 

“Menderes ne yaptı veya neyi yapmadı” diyenler, 1946 devalüasyonu-1960 darbesi arasında yapılanlara dikkatli baksınlar! 

Dönemin Başbakanı Menderes, yaptığı hizmetlerin ve onlar tarafından

 “kontrol edilemez” 

olmasının sonucunda yok edilen”

 bir lider! 

Hamle çok açık; yapılan ilk

 “başbakan asma” 

kılıfında saklanması!

denemesi ve işin ilginç tarafı bu denemenin 

“vatansever bir sol devrim”

Önemli not: 

 “Yerleşik Düzen nedir”

 diyenlere kısaca şunu söyleyebilirim;

 1946 devalüasyonu ile 

“küresel sisteme teslim olma”

 sürecini tamamlayan Türkiye’de, 

“dışarıdaki güçlerin”

 içeride yarattığı burjuva ve onun yan 

kollarının, TSK’ya sızmış diğer kollar ile 

birleştiği, yerleşik medya ve yerleşik finansal 

yapının 

“biz kontrol edelim”

 amacıyla kullandığı 

 “güçler birliğini” 

YERLEŞİK DÜZEN olarak adlandırabiliriz !

 

 10 Temmuz 2013 Çarşamba

Yiğit BULUT

TRT TÜRK - Canlı İzle - TRT Mavi Kelebekler

TRT TÜRK - Canlı İzle - TRT

Mavi Kelebekler 
Bosna

Yiğit Bulut Başbakanlık başdanışmanı oldu Gazeteci-yazar Yiğit Bulut, Başbakanlık başdanışmanı oldu 09 Temmuz 2013 Salı

Yiğit Bulut Başbakanlık başdanışmanı oldu

Gazeteci-yazar Yiğit Bulut, Başbakanlık başdanışmanı oldu.

09 Temmuz 2013 Salı 


Yiğit Bulut, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlığına atandı. Görev aldığı 24 TV'nin de aynı şirkete bağlı olduğu Star Gazetesi'nden yapılan açıklamada, "24 TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut Başbakanlık Başdanışmanlığı görevine atandı. 1 yılı aşkın bir süredir 24 TV Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdüren Yiğit Bulut Başbakanlık Başdanışmanı oldu. Star Gazetesi, 24 TV ve TV 4 olarak Yiğit Bulut'a yeni görevinde başarılar dileriz." denildi.

YİĞİT BULUT KİMDİR?

1972 Keşan doğumlu olan Yiğit Bulut, 1977'de Adalet Partisi'nden Edirne milletvekili seçilen Mustafa Bulut'un oğludur.

Galatasaray Lisesi ve Bilkent Üniversitesi Bankacılık ve Finans bölümü mezunu olan Bulut, Sorbonne Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamladı.

Kanal 6, Kanal E, CNN Türk'te programlar yapan Yiğit Bulut, Radikal, Vatan ve Referans gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Parametre ve Finans Analiz programlarının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapan Bulut, bir dönem de Doğuş Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

2010'da Habertürk TV Genel Yayın Yönetmenliği görevine getirilen Bulut, bu görevini 2012’ye kadar sürdürdü. Bulut, son olarak TV24 kanalının genel yayın yönetmeni olarak görev yapıyordu. Star gazetesi yazarı olan Bulut, TV24'te de "Sansürsüz" programını  yapıyor.

Bulut İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Robocup Ligi’nde önemli olan adil oyun euronews, hi-tech

Robocup Ligi’nde önemli olan adil oyun | euronews, hi-tech

Robotlar için düzenlenen Robocup Futbol Ligi müsabakaları bu hafta Hollanda’da başlarken Kolombiya Milli Takımı son ayarlarını yapıyor. Bogota şehrinde yer alan Santa Tomas Üniversitesi uzmanları robot oyuncuların görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeleri için onlarla tek tek ilgileniyor.
Robot Mühendisi Katherin Perez, robot oyuncuları nasıl tasarladıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Futbol müsabakalarını takip edip savunma ve forvet üzerine fikirler geliştiriyoruz. İnsanlı futbolu robot futboluna dönüştürmeye çalışıyoruz.”
1997 yılından beri robot biliminin gelişimini teşvik etmek amacıyla düzenlenen robot futbolu ligi Robocup’ta maçlar bu yıl 40 ülkeden 2500 oyuncunun katılımıyla oynanacak. Hedef ise maçları kazanmanın ötesinde topu doğru pozisyonlarda doğru hareketle karşılamak. Santo Tomas Üniversitesi robot bilim uzmanlarından Jorge Lopez ise oyuncuları güçlerine göre atadıklarını ifade ediyor: “Öncelikle robotlara çeşitli pozisyonları atadık. Bazılarını defansa, bazılarını forvete, diğerlerini ise kanatlara koyduk. Her birinin gücü farklı ve yeteneklerini kullanarak oyunda ne zaman nasıl hareket edeceklerine karar veriyorlar.”
Geçtiğimiz yıl Meksika’da düzenlenen Robocup Ligi’nde Hollanda Teknik Birliği, İran’ın MRL takımını 4-1 mağlup ederek Orta Boy kategorisinde kupayı evine götürmüştü.

Suudi Arabistan’dan Mısır’a büyük mali yardım euronews, dünya 09 07 2013 salı

Suudi Arabistan’dan Mısır’a büyük mali yardım | euronews, dünya

 

Mısır’da gerçekleştirilen darbenin ardından geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, eski Maliye Bakanı Hazim El Biblavi’yi başbakanlık, Muhammed El Baradey’i de dış ilişkilerden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcılığına atadı.

Nobel Barış Ödülü sahibi Baradey’in önce geçici hükümete başbakan olarak atandığı belirtilmiş ancak Selefist El Nur Partisi’nin bu gelişmeye itiraz etmişti.

Önceki gün 51 kişinin öldüğü katliamın araştırılmasını isteyen Baradey, Mısır’ın uluslararası toplumda en çok tanınan isimlerinden biri.

Öte yandan Biblavi’nin ise 2011 yılında Hüsnü Mübarek’in devrilmesi ile dibe vuran Mısır ekonomisi nedeniyle önünde zorlu günler bulunuyor.

Darbe sonrası ülkeye ilk destek ise Suudi Arabistan’dan geldi. Suudi yetkililer Mısır’a destek olmak için 5 milyar Dolarlık bir yardım paketi hazırladıklarını açıklarken, bu yardımın 2 milyar Dolarının petrol ve doğalgaz olarak yapılacağını açıkladı.

 

ABD'den diyalog çağrısı 09 Temmuz 2013 23:48 WASHINGTON AA Beyaz Saray Sözcüsü Carney, "Tüm tarafları diyaloğa katılmaya, Mısırlı yetkilileri de tüm partileri sürece dahil etmesi gerektiğini anlamaya çağırıyoruz”

ABD'den diyalog çağrısı

  09 Temmuz 2013 23:48 WASHINGTON AA

Beyaz Saray Sözcüsü Carney, "Tüm tarafları diyaloğa katılmaya, Mısırlı yetkilileri de tüm partileri sürece dahil etmesi gerektiğini anlamaya çağırıyoruz” dedi.

Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Mısır'da 6 ay sonra seçime gidileceğine yönelik planı "olumlu bir sinyal" olarak nitelendirerek, "Tüm tarafları diyaloğa katılmaya, Mısırlı yetkilileri de tüm partileri sürece dahil etmesi gerektiğini anlamaya çağırıyoruz” dedi. 

Carney, günlük basın toplantısında, Başkan Barack Obama’nın ulusal güvenlik ekibi ile Mısır konusunda düzenli olarak bir araya geldiğini kaydetti.

Mısır’daki gelişmelerin nasıl adlandırılacağı konusunda henüz bir karar vermediklerini hatırlatan Carney, bu durumun Mısır’a yönelik 1,5 milyar dolarlık yardımların ötesinde bir konu olduğunu, ABD ile Mısır arasındaki on yıllara uzanan ortaklıkla alakalı olduğunu dile getirdi. Carney, Mısır’a yardım programının hızlı biçimde değiştirilmesinin ABD’nin çıkarına olmadığını da tekrarladı.

Carney, “Demokratik sürece ve hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik ilerlemeye dönük potansiyel plan konusunda, geçiş dönemi hükümeti tarafından yapılan açıklamayı ihtiyatlı şekilde teşvik ediyoruz. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Ön hazırlık planının anayasal düzenlemeler konusunda referendumu içerdiğini anladıklarını bildiren Carney, bu durumu “olumlu bir sinyal” olarak değerlendirdi.

-"Sürece katılmayı reddetmeyin"...-

Tüm tarafları, bu sürece katılmayı reddetmeye değil, süreç hakkında diyalog halinde olmaya çağıran Carney, bu krizin çözülmesi için en iyi yolun, kapsayıcı ve herkesin katılımını içeren bir süreçten geçtiğini kaydetti.

Carney, Mısır’da seçimler için 6 ay gibi bir takvimin belirlenmesiyle ilgili olarak da bu takvimin uygulanması için yapılması gereken çok şey bulunduğunu belirterek, bunun evrilen bir süreç olmasını ümit ettiklerini söyledi. Bu tür bir değişimin başarısının odağını, Mısır’daki tüm tarafların katılımını ve kapsayıcılığını içermesinin oluşturacağını ifade eden Carney, “Bu nedenle tüm tarafları diyaloğa katılmaya, Mısırlı yetkilileri de tüm partileri sürece dahil etmesi gerektiğini anlamaya çağırıyoruz” diye konuştu.

Carney, bir gazetecinin “Beyaz Saray’ın sürece katılım çağrısına rağmen, Müslüman Kardeşler’in mantıklı olarak geçmişte sürece katıldıklarını ama ardından süreçten tamamen çıkarıldıklarını söyleyebileceklerini” belirtmesi üzerine, şunları söyledi:

“Bu, durumun inanılmaz karışıklığı ve zorluğuna işaret ediyor. Bu nedenle Başkan Obama, Mısır ordusunun Cumhurbaşkanı Mursi’nin iktidardan uzaklaştırılmasına yönelik derin kaygılarını dile getirdi. Odaklanmamız gereken, buradan sonra nereye gideceğimiz, demokratik yollardan seçilmiş bir sivil hükümete nasıl döneceğimiz. Bunu yapmanın en iyi yolu ve demokratik yollarla seçilmiş hükümete dönmenin bir varış noktası değil, Mısır’da ve Mısır toplumunda demokrasinin yerleştiği bir sürecin başlangıcı olduğunu sağlamanın en iyi yolu, bu sürece Mısır toplumunun tüm öğelerinin katılımından emin olunması.”

Bunun alternatifinin ise “devam eden kriz ve devam eden siyasi polarizasyon” olduğunu anlatan Carney, şunları kaydetti:

“Konu, hangi bireyin veya bireylerin Mısır’ın geleceğine öncülük edeceğine gelince, bu demokratik süreçte Mısır halkının karar vereceği bir şey.

Mısır’da ne olduğuna gelince, milyonlarca Mısırlının Cumhurbaşkanı Mursi’nin demokratik olmayan yönetimi altında aşırı derecede mutsuz olduğunu not etmek önemli. Obama’nın söylediği Mısır ve dünyanın başka yerlerine de uygulanabilecek bir şey: Demokrasi yalnızca seçimler değildir. Başarılı, özgür ve adil bir seçim sonucu demokrasi için varış noktası değildir.”

Carney, Mısır’da halka ateş açılması sonucu 50’nin üzerinde kişinin ölmesine yönelik soru üzerine, tüm şiddet eylemlerini kınadıklarını ve bundan derin rahatsızlık duyduklarını söyledi.

Türkiye ilk iftarını açtı 09 Temmuz 2013 22:55 İSTANBUL AA Ramazan ayının ilk gününde Türkiye genelindeki milyonlarca Müslüman iftarını dualarla açtı

Türkiye ilk iftarını açtı

  09 Temmuz 2013 22:55 İSTANBUL  AA

Ramazan ayının ilk gününde Türkiye genelindeki milyonlarca Müslüman iftarını dualarla açtı.


İstanbul Sultanahmet'te top atışı yapılırken, binlerce vatandaş, farklı ülkelerden gelen çok sayıda Müslümanla oruç açtı. 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından getirilen 5 milimetrelik çekili obüs türü toptan ilk atışı, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir yaptı.

Demir'in yanı sıra AK Parti Fatih İlçe Başkanı Ahmet Hamdi Görk ve Topçu Uzman Çavuş Nebi Dutar da top atışı gerçekleştirdi.

Top atışından önce AA muhabirine açıklama yapan Belediye Başkanı Demir, ramazanın rahmet ve mağfiret ayı, insanın kendisini hesaba çektiği zaman dilimi olduğunu söyledi.

Ramazanın en güzel yaşanacağı yerin Sultanahmet Meydanı olduğunu vurgulayan Demir, tarihin sıfır noktasında, Sultanahmet Camisi'nin minarelerinin gölgesinde iftar açmanın bambaşka bir duygu olduğunu dile getirdi.

İlk orucunu Sultanahmet'te açmak için gelen Hasan Kahraman, böyle bir yerde oruç açmanın bir nimet olduğunu söyledi. Kahraman, "İstanbul'un başka bir semtinden buraya geldim. İlk iftarımı burada yapmak istedim. Müslümanlık bizim için bir şans. Çok huzurlu bir ortam" dedi.

Ankara'da ilk iftar

Ankara'da, Büyükşehir Belediyesince kentin 9 noktasında kurulan ve 4 çeşit yemeğin dağıtıldığı çadırlarda vatandaşlar ilk oruçlarını açtı.

On bir ayın sultanı ramazanın ilk orucunu Hacı Bayram Cami'sinde açmak isteyen Ankaralılar, cami bahçesindeki iftar çadırını doldurdu. Çadırda iftar saatini bekleyen vatandaşlar ezanın okunmasıyla oruçlarını açtı. 

Başkentlilerin iftar yaptığı yerlerden biri de Gençlik Parkı'nda kurulan çadır oldu. Birçok kişi de park içindeki yeşil alanlarda iftar yaptı.  Vatandaşlara çorba, pilav, rosto ve yoğurt ikram edildi.  Büyükşehir Belediyesince,  Güven Park, Keçiören Gazino otobüs hareket noktası, Sincan Pazar Yeri, OSTİM Metro İstasyonu yanı, Siteler girişi üstgeçit ayağı, Abidinpaşa Makro Market yanı ve AŞTİ'de iftar çadırları kuruldu.

5 bin kişilik çadır

Kırklarelililer de 11 ayın sultanı ramazanın ilk iftarını dualarla yaptı. Kırklareli Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği tarafından Festival Alanı'nda 5 bin kişilik iftar çadırı kuruldu. Çadırda vatandaşlara çorba, tas kebabı ve pilav ikram edildi.

Kırklareli Valisi Mustafa Yaman da iftar çadırına gelerek orucunu açtı. Vali Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 bin kişiye iftar çadırında yemek verildiğini söyledi. Ramazanın, huzur ve bereket getirmesi temennisinde bulunan Vali Yaman, Türk kültüründe ramazan ayının özel bir zaman dilimi olduğunu kaydetti.

Selimiye'de iftar

Ramazanın ilk iftarını Edirne'deki Selimiye Camisi'nde yapmak isteyenler iftar çadırını doldurdu. Edirne Ticaret Borsası tarafından Selimiye Meydanı'nda bin 500 kişilik iftar çadırı kuruldu. İlk iftar sofrasında vatandaşlara çorba, tas kebabı ve pilav ikram edildi.

Edirne Valisi Hasan Duruer, Selimiye Meydanı'nda kurulan iftar çadırını ziyaret ederek, vatandaşlarla birlikte orucunu açtı.

Vali Duruer, ramazan boyunca bin kişiye iftarda yemek verileceğini dile getirerek, iftar çadırının giderinin gönüllüler tarafından karşılandığını kaydetti.

Çadır ve konteynerde iftar

Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Kilis'teki çadır ve konteyner kentte kalan Suriyeliler ramazan ayının ilk iftarını açtı.

Suriyeli Mehmet Siga, Türkiye’ye 11 ay önce geldiğini belirterek, ramazan ayını ülkelerinde geçirmek istediklerini ancak savaş nedeniyle bunu gerçekleştiremediklerini söyledi.

Adeviye Meydanı'nda "Şehitler" buluşması 09 Temmuz 2013 22:34 Mısır'ın başkenti Kahire'de halka ateş açılmasını protesto eden binlerce kişi Rabiatu'l-Adeviye meydanında bir araya geldi

Adeviye Meydanı'nda "Şehitler" buluşması

  09 Temmuz 2013 22:34

Mısır'ın başkenti Kahire'de halka ateş açılmasını protesto eden binlerce kişi Rabiatu'l-Adeviye meydanında bir araya geldi.

Mısır'da ordunun yönetime el koymasını protesto eden Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önünde sabah namazı kılan halka ateş açılmasının ardından, eylemciler yaşanan olayları kınamak için "Milyonluk Şehit Gösterisi" adı altında Rabiatu'l-Adeviye meydanında toplandı..

Gösteri Düzenleme Komitesi, barışçıl gösteriler için güvenlik önlemlerinin alındığını belirtildi. 

http://www.aa.com.tr/live/

Ordunun yönetime el koymasının ardından görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk sivil Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi destekleyen "Meşruiyeti Desteklemek İçin Ulusal Birlik", dün halka ateş açılmasını protesto etmek için "Milyonluk Şehit Gösterisi" düzenleme çağrısı yapmıştı. Birlik tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Darbecilerin gösterileri dağıtmada ısrar etmesi, darbeye karşı milyonların sokağa dökülmesine karşı yaptıkları girişimin başarısız olduğunun delilidir" şeklinde ifade edilmişti.

İslam dünyası Ramazan'a kan ve gözyaşıyla girdi AA 09 Temmuz 2013 17:51 ANKARA Dünyanın dört bir tarafına dağılmış Müslümanlar, bir Ramazan ayına daha savaş, çatışma, baskı, şiddet, sürgün ve işgallerin gölgesi altında girdi

İslam dünyası Ramazan'a kan ve gözyaşıyla girdi

AA 09 Temmuz 2013 17:51 ANKARA

Dünyanın dört bir tarafına dağılmış Müslümanlar, bir Ramazan ayına daha savaş, çatışma, baskı, şiddet, sürgün ve işgallerin gölgesi altında girdi.


Dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar "on bir ayın sultanı" Ramazan’a savaş, yokluk, baskı, şiddet, terör, sürgün ve işgallerin gölgesinde girmenin hüznünü yaşıyor.

 Dünyanın dört bir tarafına dağılmış Müslümanlar, bir Ramazan ayına daha savaş, çatışma, baskı, şiddet, sürgün ve işgallerle girdi.

Suriye'de 3 yıla yaklaşan iç savaşta 100 bin insan hayatını kaybederken, seçilmiş ilk sivil cumhurbaşkanı asker tarafından devrilen Mısır, İslam dünyasında yeni gerilimlerin odak noktasını oluşturuyor.

İslam coğrafyasında yaşanan işgaller, çatışmalar ve baskılar sürüyor.

Mısır’da darbe: 53 ölü

Mısır’da, Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık iktidarının devrilmesinden sonra ilk defa yapılan seçimle iktidara gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, iktidara gelmesinin ilk yılında ordu tarafından  yapılan darbe ile devrildi. Darbe, zaten karışık olan Mısır sokaklarını iyice karıştırdı. Ordu, Mursi’ye destek veren ve sabah namazı kılan halkın üzerine ateş açtı. 53 kişinin hayatını kaybettiği saldırıda, yüzlerce insanın yaralandığı belirtiliyor. Mısır sokaklarındaki gerginlik ve zaman zaman çatışmalar sürüyor.

Suriye’de iç savaş

Suriye'de rejim yanlıları ile muhalifler arasındaki çatışmalar 2 yıldan fazla süredir devam ediyor. Bölgedeki Şii-Sünni kırılmasını  körüklediği belirtilen çatışmalarda BM rakamlarına göre 100 bin insan hayatını kaybetti. Aralarında Türkiye, Ürdün, Irak gibi komşu ülkelerin de bulunduğu onlarca ülkeye yüzbinlerce Suriyeli sığınırken ülke içinde milyonlarca insan yerlerinden edilmiş şekilde hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor.

Lübnan’da patlama

Özellikle Hizbullah'ın Suriye'de Esed rejimini desteklemesi ve buradaki savaşa aktif katılmasıyla mezhep geriliminin had safhaya çıktığı Lübnan, Ramazan’ın ilk gününe yine patlamayla girdi. Başkent Beyrut'un güneyindeki Sabra Mülteci Kampı yakınlarında meydana gelen patlamada onlarca kişi yaralandı. Söz konusu kampta yaklaşık 20 bin Filistinli yaşıyor.

Irak’ta çatışmalar

ABD tarafından 2003'de işgal edilen Irak, yıllarca savaşın getirdiği her türlü olumsuzluğu yaşamasının ardından şimdi de patlamalar, intihar saldırıları ile baş etmeye çalışıyor.

 www.aa.com.tr/live

Ülkede ABD'nin çekilmesinin ardından başlayan gerginlik, Sünni-Şii çatışmasına doğru gidiyor. 2008 yılından bu yana en kanlı aylarını yaşayan ülkede sular bir türlü durulmazken, kısa vadede de ümit verici gelişmelerin yaşanması beklenmiyor. Kendi iç sorunlarıyla boğuşan ülkede hükümete yönelik Sunni yoğunluklu protestolar devam ediyor.

Sincan'da yaşanan saldırılar

Çin Hükümeti tarafından 1949'dan beri işgal altında tutulan Sincan Uygur Özerk Bölgesi, bir diğer tabiriyle Doğu Türkistan'da Müslümanlara yönelik asimilasyon ve saldırılar sürüyor. Son 4 yılda sürekli gerginlik ve çatışmaların yaşandığı bölgede geçen hafta içinde Doğu Türkistan'ın Turfan bölgesinde meydana gelen çatışmalarda, 35 kişi hayatını kaybetmişti.

Myanmar'da Müslümanlara baskı

Myanmar'da Müslümanlara yönelik baskılar, 1960'lı yıllardan bu yana sürüyor. Budist çoğunluğun yönetimindeki ülkede, Rohingya Müslümanları vatandaş olarak kabul edilmiyor. Müslümanların okula gitme, seyahat etme ve evlenme hakları sınırlandırılıyor. Temmuz 2012’de başlayan olaylarda Budist rahiplerin saldırılarıyla yüzlerce insan hayatını kaybetmişti. Bölge halkının rahiplere destek vermesiyle  binlerce Müslüman evlerini ve barakalarını terkederek Bangladeş'teki kamplara sığınmak zorunda kalmıştı.

Filistin’de İsrail işgali

Filistin, 1948 yılından bu yana İsrail işgali altında bulunuyor. İsrail, 2006'dan beri Gazze'yi havadan, karadan ve denizden ambargo altında tutuyor. Onbinlerce Filistinli 1948 yılından bu yana çevre ülkelerde sığınmacı olarak yaşıyor.

Afrika'da açlık ve çatışmalar

Doğal kaynakları batılı ülkeler tarafından sömürülen Afrika, açlık, susuzluk ve kıtlıkla mücadele ediyor. BM raporlarına göre Afrika'da açlık sınırında olan insan sayısı 175 milyondan 239 milyona yükseldi.

Pakistan

Pakistan’da, Şiiler ve Sünniler arasındaki saldırıların yanı sıra ABD'nin Taliban militanlarına yönelik insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırılarda yüzlerce sivil yaşamını yitirdi. Mezhepsel gerilim nedeniyle camiler bile bombalı saldırıların hedefi olurken, saldırılarda son 4 ayda 200 kişi hayatını kaybetti. 11 Mayıs’ta yapılan seçimlerinde Navaz Şerif Başbakan oldu ancak çatışmalar devam ediyor.

Afganistan

Afganistan’da güvenlik güçleri ile Taliban militanları arasında çatışmalar sürüyor. Afganistan’da son 1 ayda yaklaşık 600 kişi hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Tunus

Arap Baharı’nın başladığı ülke olarak bilinen Tunus’ta koalisyon yönetimi siyasal istikrarsızlığı körüklüyor. Muhalif politikacı Şükrü Belid’in öldürülmesi, gösterilere neden olmuştu.

Libya

Libya’da Kaddafi rejiminin yıkılmasının üzerinden 2 yıl geçmesine karşın ülkede istikrar ortamı sağlanamadı. Meclis başkanlığı seçimlerinin birkaç defa ertelendiği ülkede, aşiretler arasında sürekli çatışmalar yaşanıyor. Son çatışmalarda 32 kişi hayatını kaybetti.

Sudan

Sudan'da ordu birlikleri ile kabile milisleri arasında çıkan çatışmalar sürüyor. BM rakamlarına göre ülkede 2003'ten bu yana 300 bin kişi öldürüldü.

Somali'de açlık ve ölüm

Açlıkla mücadele eden Somali'de milis kuvvetler arasında süren çatışmalar hız kesmiyor. Geçtiğimiz hafta Kismayo kentinde 71 kişi hayatını kaybetti. 

Çeçenistan

Çeçenistan, 1991'de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Rusya tarafından işgal edildi. 22 yıldır ülkede devam eden çatışmalarda, 250 bin insanın hayatını kaybettiği, yüzbinlerce yaralı olduğu tahmin ediliyor. Rusya destekli hükümet tarafından yönetilen Çeçenistan’da, 500 bin insan ülkesinden göç etmek zorunda kaldı.

Patani

Tayland’ın güneyinde Müslümanların yaşadığı Patani’de asker ile direnişçiler arasında çatışmalar devam ediyor. 1902’de işgal edilen Patani’de, onbinlerce insanını hayatını kaybettiği belirtiliyor.

09 Temmuz 2013 21:33 GAZİANTEP AA Bakan Davutoğlu, Mısır konusunda Türkiye'nin tavrının ilkesel olduğunu belirterek "Aynı tavrı uluslararası toplumdan görmemek bizi üzdü"

Mısır konusunda aynı tavrı görmemek bizi üzdü

  09 Temmuz 2013 21:33 GAZİANTEP AA

Bakan Davutoğlu, Mısır konusunda Türkiye'nin tavrının ilkesel olduğunu belirterek "Aynı tavrı uluslararası toplumdan görmemek bizi üzdü" dedi.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile geldiği Gaziantep'te valiliği ziyaret ederek, Vali Erdal Ata ile basına kapalı görüştü. Valilik çıkışında gazetecilerin Mısır'da yaşananlara ilişkin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, "Mısır'da çok zor ve sıkıntılı bir dönem yaşanıyor. Öncelikle bu ramazan gününde Mısırlı kardeşlerimize huzur, sükunet, barış diliyorum. Dün hayatını kaybeden, ramazanı göremeden hayatını kaybeden 50'den fazla Mısırlı kardeşimize Cenabı Hak'tan rahmet diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Eminim Gaziantepli kardeşlerimiz de Mısır için Suriye için dua ediyorlardır" diye konuştu.

Gözaltına alınan gazeteciler 

Davutoğlu, olağanüstü dönemlerde basın mensuplarının çok zor bir görev ifa ettiğini söyledi.

 Mısır'daki olayları takip etmek üzere ülkede bulunan basın mensuplarından 4'ünün akreditasyon eksikliği ya da kimlik belgesiyle ilgili sorunlar gerekçe gösterilerek bugün gözaltına alındığını anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Olayı duyduğumuz andan itibaren büyükelçiliğimize talimat göndermiştik. Yakından takip ettik. Büyükelçimiz de bizzat ilgilendi. Dışişleri Bakanlığına gerekli girişimlerde bulunuldu. Güzel bir haber, Star TV'den Murat Muhlis Uslu ve Zafer Karakaş  serbest bırakıldılar, bir müddet önce gelen haberle. Fatih Er ve Tufan Güzelgün için çalışmalar devam ediyor. Nerede olduklarını tespit etmeye çalışıyoruz. İnşallah onlar da en kısa zamanda serbest bırakılırlar. Zor şartlarda görev yürütülüyor tabii Mısır gibi durumlarda. Bu tür gelişmeler olduğunda biz her türlü imkanımızla seferber olup meselenin çözümüne gayret sarf ediyoruz. İnşallah en kısa zamanda diğer iki kardeşimiz, basın mensubu da serbest bırakılır."

Mısır'la yaşanan ticari sıkıntılar

Davutoğlu, Mısır ile yaşanan ticari sıkıntılarla ilgili bir soru üzerine, dün Bakanlar Kurulu'nda konuyu detaylı şekilde ele aldıklarını söyledi.

Türkiye’den Mısır’a, Mersin-İskenderiye, İskenderun-Port Said güzergahı yanında Süveyş kanalından olmak üzere 3 güzergah bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Özellikle Suriye’de yaşadığımız sıkıntılar dolayısıyla büyük ölçüde buraya doğru kanalize olmuştu ulaşım. Her şeyden önce güvenlik sıkıntıları dolayısıyla bazı aksamalar var ama bunları aşmaya çalışıyoruz. Her halükarda Süveyş üzerinden yapılacak ulaşımı daha da teşvik edebilmek için alınabilecek tedbirleri dün Bakanlar Kurulumuzda görüştük. Gaziantep’ten de diğer şehirlerimizden de Mersin ve İskenderun'u kullanarak Mısır üzerinden mallarını Ortadoğu'ya ileten bütün şirketlerimize şunu söylemek isterim; bu koridorun açık tutulabilmesi için her türlü gayreti sarf ediyoruz. Bundan sonra da inşallah ulaşımın aksamaması için ne gerekiyorsa, hükümetimiz yapacak. Sayın başbakan bu konuda gerekli talimatları verdi."

"Uluslararası kamuoyu gerekli hassasiyeti göstermedi" 

Avrupa Birliği ve ABD'nin bölgede yaşanan olaylara takındığı tavrın sorulması üzerine Davutoğlu, uluslararası kamuoyunun bu konuda gerekli hassasiyeti göstermediğini vurguladı.

Son olarak Mısır'da çok açık bir şekilde seçimle iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanının seçim dışı yöntemlerle ve bir müdahaleyle görevinden alınmasının, hiçbir uluslararası standarda, evrensel değere ve demokratik uygulamalara uymayacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizim için bu tavır ahlaki ve ilkesel bir tavırdır. Aynı tavrı uluslararası toplumdan görmemek bizi üzdü. Son üç gün içinde 15’i aşkın bakan meslektaşım da Avrupa'dan, Amerika'dan, dünyanın diğer bölgelerinden görüşmeler yaptı. Bütün bu konuları, sadece Mısır'ı değil, Ortadoğu'daki genel demokratik değişimle ilgili sıkıntıları, Suriye dahil görüştük.Uluslararası standartlarda demokratik değerlere sahip çıkılması için elimizden gelen gayreti sarf ettik. Bu herkes için bir sınav. Maalesef birçok ülke bu sınavı hakkıyla veremedi. Tarih herkesi böyle kritik dönemlerde aldığı tavırla anacaktır. Türkiye, aziz milletimize yakışır bir şekilde, tarihin siciline, kaydına, onurlu bir kayıt düşmüştür, not düşmüştür. Bu tutumuzu da sürdüreceğiz."

Suriyelilerle iftar açtı

Bakan Davutoğlu ve Şahin daha sonra konteyner kentte düzenlenen iftar programında Suriyeliler ile buluştu. İftarını açan Bakanlar Davutoğlu ve Şahin, Suriyelilerin oturduğu bir masaya misafir oldu. Bakan Davutoğlu, yanına getirilen ve yüzüne Türk bayrağı resmedilmiş Suriyeli küçük bir erkek çocuğunu kucağına aldı, elleriyle tatlı yedirdi. Davutoğlu, çocuğun ailesiyle sohbet etti.

09 Temmuz 2013 20:16 BRÜKSEL AA Avrupa Birliği Komisyonu, aralarında Taksim Dayanışma Platformu üyelerinin de bulunduğu kişilerin "toplantı ve gösteri haklarını kullanmak isterken" gözaltına alınmalarından endişe duyduğunu bildirdi.

AB Komisyonu, gözaltılardan endişeli

  09 Temmuz 2013 20:16 BRÜKSEL AA

Avrupa Birliği Komisyonu, aralarında Taksim Dayanışma Platformu üyelerinin de bulunduğu kişilerin "toplantı ve gösteri haklarını kullanmak isterken" gözaltına alınmalarından endişe duyduğunu bildirdi.

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, yaptığı açıklamada, "Gözaltıların hangi gerekçeyle yapıldığının açık olmadığını" savundu.

Füle, Gezi Parkı protestolarının devamında yetkililerin aldığı önlemleri yakından takip ettiklerini ve temel özgürlüklere saygı gösterilmesinin önemini vurguladıklarını bildirdi.

09 Temmuz 2013 20:03 STRASBOURG AA Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, orantısız şiddet ve biber gazı kullanımıyla ilgili davada Türkiye'yi para cezasına mahkum etti

AİHM, Türkiye'yi mahkum etti

  09 Temmuz 2013 20:03 STRASBOURG AA
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, orantısız şiddet ve biber gazı kullanımıyla ilgili davada Türkiye'yi para cezasına mahkum etti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM),   orantısız şiddet vebiber gazı kullanımıyla ilgili davada Türkiye'yi para cezasına mahkum etti.
Mahkeme, Zuhal Subaşı ve Ali Çoban’ın 2007 yılında yaptıkları şikayet başvurusuyla ilgili olarak Türkiye’nin insan hakları ihlali yaptığına hükmetti. 
AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin, kötü muamelenin yasaklanması ve etkili soruşturma hakkının ihlal edilmesiyle ilgili maddelerinin ihlal edildiğine hükmetti. 

Türkiye karar gereği başvuru sahiplerine 15’er bin euro maddi tazminat ödeyecek.
Başvuru sahipleri 2006 yılında İzmir’de düzenlenen 1 Mayıs gösterilerinde polisin kendilerini tekmeleyip dövdüğünü ve göz yaşartıcı gaz kullandığı şikayetinde bulunmuştu.
Başvuru sahipleri şikayetleriyle ilgili Türkiye’de etkin bir soruşturma yapılmadığını savunmuşlardı. 

200 Türk tırı yollarına devam edecek 09 Temmuz 2013 19:53 KAHİRE AA Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Botsalı, Port Said'de mahsur kalan 200 Türk tırının yarın yollarına devam edeceğini söyledi

200 Türk tırı yollarına devam edecek

  09 Temmuz 2013 19:53 KAHİRE AA
Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Botsalı, Port Said'de mahsur kalan 200 Türk tırının yarın yollarına devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı, Türkiye'den Suudi Arabistan'a Ro-Ro seferleri sırasında Mısır'ın Port Said kentinde mahsur kalan 200 Türk tırının yarın itibarıyla yollarına devam edeceklerine dair Mısır Ulaştırma Bakanlığından bilgi geldiğini söyledi. 
Port Said Limanı'nda bekleyen tırların askeri eskort sağlanamadığı için Suudi Arabistan'a hareket edemediklerini kaydeden Botsalı, "Öncelikle bu hat, stratejik mahiyet taşıyor. Suriye hattı kapalı olduğu için Mısır üzerinden körfez ülkelerine erişimimiz önemli. Özellikle 30 Haziran'dan bu yana ceryan eden gelişmeler nedeniyle güvenlik güçlerinin farklı mülaza ve asayiş durumuna yönelmiş olmaları nedeniyle  tır konvoylarımıza sağlanan rutin eskort hizmetleri aksamış durumda. Eskort tahsis edilmediği için konvoylar birikiyor" diye konuştu. 

Mısır'daki durumdan dolayı karşılarında yetkili muhattap bulamama sıkıntısı yaşadıklarını dile getiren Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı, Mısır'da mağdur durumda olan 2 Türk tır şoförü grubu olduğunu kaydederek, "Bunlardan birincisi Port Said'de eskort sağlanmadığı için bekleyenler. İkinci grup ise Süveyş yakınlarında gemide bekleyen ve sayıları çok az olan şoför grubu. Süveyş'te bekleyenler, taşıyıcı şirketlerin, Mısırlı yerel acentalar ile aralarındaki ödeme sorunundan dolayı bekletiliyor. Bu devleti ilgilendirmeyen bir konu fakat biz Ekonomi Bakanlığı aracılığı ile sorunun çözümü için temaslarımızı sürüyor" dedi. 
Her iki grup tır şoför grupları ile iletişimlerinin devam ettiğini anlatan Botsalı,Türkiye'nin  İskenderiye Başkonsolosluğu ile Port Said Fahri Konsolosu'nun konu ile ilgilendiğini ve mahsur kalan tır şoförlerine iaşe gönderildiğini dile getirdi.
Söz konusu Ro-Ro hattının açık kalmasının Türkiye'nin menfaatine olduğunu ifade eden Botsalı, "Orada 15-20 günden beri bekleyen insanlar var. Bu insanlar aillerinden uzak ve  bunların sorunlarını anlıyoruz ancak sorunlarının devletin kasıtlı ihmalinden veya gerekli işlemlerin yapmamasından kaynaklanmadığını anlamalarını istiyoruz" dedi.

Hükümeti Biblavi kuracak 09 Temmuz 2013 19:08 KAHİRE AA Mısır'da Hazım Biblavi hükümeti kurmakla görevlendirildi, Baradai de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atandı

Hükümeti Biblavi kuracak

  09 Temmuz 2013 19:08 KAHİRE AA

Mısır'da Hazım Biblavi hükümeti kurmakla görevlendirildi, Baradai de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atandı.

Ordu tarafından göreve getirilen geçici Cumhurbaşkanı Mansur, ekonomist Hazım Biblavi'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi. Mansur, Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) Genel Koordinatörü Muhammed Baradai’yi de Dış İlişkilerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atadı. 

Mansur'un Basın Danışmanı Ahmed el-Muslimani yaptığı açıklamada, Mansur ve Biblavi'nin bugün bir araya geldiğini ve görüşmeler sonunda hükümeti kurmakla görevlendirilmesine karar verildiğini, Baradai'nin de  Dış İlişkilerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atandığını duyurdu.

İhvan, Mansur'un anayasasını tanımadı

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), ordu tarafından göreve getirilen geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur tarafından ilan edilen 33 maddelik geçici anayasayı tanımadıklarını açıkladı.

İhvan Siyasi Büro Sorumlusu Hüsam el-Mirgani, AA muhabirine yaptığı açıklamada geçici Cumhurbaşkanı Mansur'un ilan ettiği 33 maddelik geçici anayasayı tanımadıklarını, darbe üzerine kurulduğu için geçersiz olduğunu belirtti.

Mirgani, "Meşruiyete darbe vuran darbeciler tarafından açıklanan anayasa geçersizdir. İhvan, halkın iradesine darbe vuranlar tarafından açıklanan hiç bir uygulamayı kabul etmiyor" dedi.

Hürriyet ve Adalet Partisi de geçici anayasayı kabul etmediğini açıklamıştı.



Snowden, Venezuela'ya sığınacak AA 09 Temmuz 2013 18:46 MOSKOVA ABD Ulusal Güvenlik Ajansı kayıtlarını sızdıran Snowden, Venezuela Devlet Başkanı Maduro'nun teklifini kabul etti

Snowden, Venezuela'ya sığınacak

AA  09 Temmuz 2013 18:46 MOSKOVA

ABD Ulusal Güvenlik Ajansı kayıtlarını sızdıran Snowden, Venezuela Devlet Başkanı Maduro'nun teklifini kabul etti.

ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) dünyada milyonlarca kişinin telefon ve internet kayıtlarını izlediği bilgisini basına sızdıran Edward Snowden'in Venezuela'nın sığınma teklifini kabul ettiği bildirildi.

Rusya parlamentosu alt kanadı Duma'nın Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov, ABD tarafından casusluk suçlanan ve bir süredir Rusya'nın Şeremetyevo Havaalanı'nın transit yolcu bölümünde bekleyen Snowden'ın Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun sığınma teklifini kabul ettiğini açıkladı. Twitter'dan konuyu değerlendiren Puşkov, Snowden'ın Venezuela'ya sığınmayı en güvenli seçenek olarak gördüğünü söyledi. 

İlk sığınma başvurusunu Ekvador'a yaptığı belirtilen Snowden'in, bugüne kadar 21 ülkeden sığınma talebinde bulunduğu belirtilmişti. Başvuruyu yaptığı ülkelerden Almanya, Avusturya, Finlandiya, Hindistan, İrlanda, İspanya, İsviçre, Norveç ve Polonya, talebe olumsuz yanıt verirken, son yıllarda ABD karşıtlığının arttığı Latin Amerika ülkeleri ise sığınma konusunda Snowden’a adeta kucak açmıştı.

İhvan, Mansur'un anayasasını tanımadı 09 Temmuz 2013 18:57 KAHİRE AA Müslüman Kardeşler Teşkilatı, ordu tarafından göreve getirilen geçici Cumhurbaşkanı Mansur tarafından ilan edilen 33 maddelik geçici anayasayı tanımadıklarını açıkladı

İhvan, Mansur'un anayasasını tanımadı

  09 Temmuz 2013 18:57 KAHİRE AA

Müslüman Kardeşler Teşkilatı, ordu tarafından göreve getirilen geçici Cumhurbaşkanı Mansur tarafından ilan edilen 33 maddelik geçici anayasayı tanımadıklarını açıkladı.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), ordu tarafından göreve getirilen geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur tarafından ilan edilen 33 maddelik geçici anayasayı tanımadıklarını açıkladı.

İhvan Siyasi Büro Sorumlusu Hüsam el-Mirgani, AA muhabirine yaptığı açıklamada geçici Cumhurbaşkanı Mansur'un ilan ettiği 33 maddelik geçici anayasayı tanımadıklarını, darbe üzerine kurulduğu için geçersiz olduğunu belirtti.

Mirgani, "Meşruiyete darbe vuran darbeciler tarafından açıklanan anayasa geçersizdir. İhvan, halkın iradesine darbe vuranlar tarafından açıklanan hiç bir uygulamayı kabul etmiyor" dedi.

Hürriyet ve Adalet Partisi de geçici anayasayı kabul etmediğini açıklamıştı.

Altimo: Çukurova ödemezse hisseler bize kalır 09 Temmuz 2013 17:34 İSTANBUL AA Altimo Başkan Yardımcısı Evgeny Dumalkin, “Mahkeme Çukurova tarafından ödemenin tamamının belirtilen sürede yapılmaması halinde, hisselerin Altimo’da kalmasına karar verdi"

Altimo: Çukurova ödemezse hisseler bize kalır

09 Temmuz 2013 17:34 İSTANBUL AA

 

Altimo Başkan Yardımcısı Evgeny Dumalkin, 

“Mahkeme Çukurova tarafından ödemenin 

tamamının belirtilen sürede yapılmaması 

halinde, hisselerin Altimo’da kalmasına karar 

verdi"

 dedi.

 

İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin

 (Privy Council) 

Çukurova Holding’in Alfa Group'a (Altimo) 1,56 milyar dolar ödenmesi yönünde karar vermesinin olumlu olduğunu belirten Altimo Başkan Yardımcısı Evgeny Dumalkin, 

“Mahkeme Çukurova tarafından ödemenin tamamının belirtilen sürede yapılmaması halinde, hisselerin Altimo’da kalmasına karar verdi"

 dedi.

İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin Çukurova Holding ve Alfa Group (Altimo) hisse davasında, Çukurova'nın yüzde 13,81 hisseyi geri almak için Altimo'ya 1 milyar 565 milyon doları 60 gün içinde ödemesini kararlaştırmasına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Dumalkin, “Kurumsal kördüğüm sonunda 60 gün içerisinde çözümlenecek. Altimo Privy Coucil’in kararını memnuniyetle karşılamaktadır” değerlendirmesini yaptı.

TeliaSonera: Bizim ihtilafımız çözülmedi

İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin kararına ilişkin AA muhabirinin sorularına cevaben gönderdiği açıklamada, 

“TeliaSonera, kararın hissedarlar arasındaki ihtilafın gecikmiş çözümü için bir başka önemli adım olacağını ummaktadır.

 Aynı zamanda hisseler üzerindeki rehnin kaldırılmasından önce Çukurova’nın Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Heyeti’nin 2011 yılında verilen kararı uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmesini beklenmektedir” 

dedi.

Açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Yüksek İngiliz Mahkemesi, Sonera Holding B.V. (TeliaSonera) ve Çukurova arasında aynı hisselere ilişkin olan ihtilafı çözmemektedir. 1 Eylül 2011 tarihinde, Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Heyeti, Çukurova’nın taraflar arasında daha önce yapılan Hisse Devir Sözleşmesi uyarınca Turkcell Holding hisselerini TeliaSonera’ya devretmemesi sebebiyle TeliaSonera lehine 932 milyon dolar tazminatı, faiz ve masraflarıyla birlikte ödemesine karar vermiştir. Söz konusu karar New York, Doğu Karayip Adaları, İngiltere ve Hollanda’da yargı kararlarına dönüştürülmüştür.”

Dezenformasyon Türkiye algısını etkiledi BRÜKSEL AA 09 Temmuz 2013 18:34 Maliye Bakanı Şimşek, "Gezi olayları bu boyutta dışarıya dezenformasyon ile sunulmasaydı Türkiye'ye ilişkin algıda herhangi bir olumsuz gelişme olmayacaktı" dedi.

Dezenformasyon Türkiye algısını etkiledi   

 

BRÜKSEL AA  09 Temmuz 2013 18:34

 

 Maliye Bakanı Şimşek,

 

 "Gezi olayları bu boyutta dışarıya 

dezenformasyon ile sunulmasaydı Türkiye'ye 

ilişkin algıda herhangi bir olumsuz gelişme 

olmayacaktı"

 dedi.

 

Avrupa Birliği Maliye bakanlarının aday ülkelerle diyalog toplantısına katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.

Toplantıda Türkiye ekonomisinin görünümü hakkında sunum yaptığını ve Türkiye'nin yapısal reform gündemi hakkında bilgi verdiğini aktaran Şimşek,  "Türkiye'nin son yıllarda kaydettiği mesafeyi, güçlü makroekonomik performansı paylaşma imkanı buldum. Bu diyaloğu güçlü tutmak lazım. AB ile müzakere süreci Türkiye'deki ekonomik, siyasi ve sosyal dönüşümün çok önemli motorlarından bir tanesi" şeklinde konuştu.

Şimşek, "Biz son yıllarda AB ile arayı hızlı bir şekilde kapattık, kapatıyoruz. Örneğin bundan 10 yıl önce Türkiye'de kişi başına milli gelir AB ortalamasının yüzde 36'sı iken bugün AB ortalamasının yüzde 56'sına çıktı. Yani 10 yıl içersinde 20 puanlık bir farkı azaltmışız" diyerek bu fark kapatma sürecin devam etmesinin önemini vurguladı.

AB sürecine önem verdiklerini belirten Şimşek,  "Türkiye'nin faydasına olan yapısal reformları gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz. Hem ekonomimizi hem de tabii ki demokrasimizi daha da geliştirecek, ülkemizde refah düzeyini, huzuru artırma amacıyla tüm bu çalışmaları yapmaya devam edeceğiz" dedi.

Toplantı öncesinde Avrupa Birliği Ekonomi ve Parasal İlişkiler Komiseri Olli Rehn ile Gezi Parkı olaylarının ekonomiye etkisini konuştuklarını anlatan Şimşek, Rehn'e Türk piyasalarındaki oynaklığın temel nedeninin "Amerikan Merkez Bankası'nın para politikasındaki bir normalleşme sürecini öngörülenden erken başlatma riskiyle ilişkili olduğunu" söylediğini aktardı.

Şimşek, "Tabii ki Gezi olaylarının bir miktar etkisi var. Türkiye algısı üzerinde olumsuz bir etkide bulundu. Yani bu olayların özellikle dışarıya çok abartılı bir şekilde sunulması ve bir miktar dezenformasyon içermesi dışardaki yatırımcıları bir miktar tedirgin etti. Ama biz hızlı bir şekilde yatırımcılarla diyaloğa geçtik ve aslında bu olayların Türkiye'nin bazı büyük şehirlerinde çok çok sınırlı alanlarında olduğunu ifade ettik. Bunun reel ekonomiye etkisinin çok sınırlı olacağını ifade ettik" diye konuştu.

Mehmet Şimşek, burada esas belirleyici olanın Amerikan Merkez Bankası'nın politika değişikliğine ilişkin beklentilerin devreye girmesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Nitekim Türkiye ekonomisinin performansına, piyasalara baktığınız zaman birçok alanda Brezilya'nın, Güney Afrika'nın, Hindistan'ın ve diğer birtakım piyasaların Türkiye'den daha fazla etkilendiğini görüyorsunuz. Bu da aslında olayın önemli ölçüde Amerikan Merkez Bankası politikasıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. Eğer bu Gezi olayları bu boyutta dışarıya bir dezenformasyon ile sunulmasaydı Türkiye muhtemelen çok daha yüksek bir dayanıklılık gösterecek, Türkiye'ye ilişkin algıda herhangi bir olumsuz gelişme olmayacaktı."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın son müdahalesiyle ilgili değerlendirmesi sorulan Şimşek, "Merkez Bankası'nın müdahaleleriyle ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Merkez Bankamız bağımsızdır. Son birkaç yıldır hakikaten çok zor global şartlar altında başarılı bir politika çerçevesinde başarılı bir performans ortaya koymuştur" dedi.

Şimşek, "Türkiye'de dalgalı bir kur sistemi söz konusudur. Hiçbir şekilde biz döviz kurunu garanti etme noktasında değiliz. Burada eğer fiktif, spekülatif bir çaba söz konusuysa tabii ki ayrı ama çok temel birtakım sebeplerden dolayı para çıkışı söz konusuysa tabii ki fiyatların da ona göre şekillenmesine bizim izin vermemiz gerektiği ortada" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Şimşek, ehliyet fiyatlarının belirlenmesinde sosyal medyanın etkili olup olmadığı sorusuna da "hayır" karşılığını verdi.

Mehmet Şimşek, şunları ifade etti:

"Şunu açıkça söyleyeyim; Meclis'teki tasarıya o maddeyi başka bir ilgili bakanlığımız koymuş. Orada normal ehliyet fiyatlarında herhangi bir indirime gitmedik. Sadece ve sadece zorunlu yenileme, mevcutların yenilenmesinde biz vatandaşlarımıza bir kolaylık sağladık. Dolayısıyla burada şu veya bu şekildeki faktörler devreye girmedi. Şimdi o taslakta 2014 yılı için rutin ehliyet fiyatı ne ise o yazılmış. Fakat bu rutin değil, var olan ehliyetin değiştirilmesi. Burada zorunluluk söz konusu olduğu için biz vatandaşımıza bir kolaylık olsun diye maliyet esasını dikkate aldık. Ama bugün yeni bir ehliyet alacağınız zaman yine mevcut kurallara tabidir."