BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Haziran 2013 Perşembe

13 Haziran 2013 15:29 ANKARA Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Gezi Parkı olaylarına ilişkin, "Gençlerimizin kalplerinde şiddet, öfke ve tefrika olmamalı. Nerede güzellik varsa orada birlikte olmalıyız"

Gençlerimizin kalplerinde şiddet, öfke olmamalı

13 Haziran 2013 15:29 ANKARA

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Gezi Parkı olaylarına ilişkin, 

 

"Gençlerimizin kalplerinde şiddet, öfke ve tefrika olmamalı. 

 

Nerede güzellik varsa orada birlikte olmalıyız" 

 

dedi.

 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye'de 15 gündür herkesi üzen sahnelerin yaşandığını belirterek, "Gençlerimizin kalplerinde şiddet, öfke ve tefrika olmamalı. Genciyle yaşlısıyla hep birlikte nerede güzellik varsa orada birlikte olmalıyız, nerede kötülük varsa ona da müsamaha etmemeliyiz" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, 2. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı kapsamında Sapanca'da bulunan Başkan Görmez, Akyazı'daki Kıraat Eğitim Merkezi'nin açılışını gerçekleştirdi.

Görmez, açılışta yaptığı konuşmada, Kur'an'ın bütün alemler için şeref ve izzet kaynağı, uyarı, hatırlatma olduğunu belirtti.

Kur'an'ın yeryüzünde insana ışık tutan, kalpleri aydınlatan bir istikamet kitabı olduğunu vurgulayan Görmez, "Öyle bir kitap düşünün ki 'oku' diye başladı ve cehalete son verdi. İnsana kainatı okumayı öğretti. İnsana kendi nefsini okumayı öğretti. Yeryüzünü, tarihi, kültürü okumayı emretti" ifadesini kullandı.

Kur'an'ın insanoğlunu cehaletin karanlığından ilmin aydınlığına kavuşturduğunu belirten Görmez, şunları kaydetti:

"Bir kitap düşünün, geldi ve insanın ufkunu açtı. Puta tapıcılıktan Allah'a kul yaptı. Medine'de bir medeniyet kurdu ve kısa sürede kainata, insanlığa yaydı. Medine'de insanlığı aydınlatmaya gelen o mesaj, kısa sürede insanlığı kuşattı. Ebediyete kadar da alemlere istikamet göstermeye, şeref vermeye devam edecek.

Öyle bir kitap ki her harfinde hikmet, her manasında istikamet var. Işık tutan, insanlığı aydınlatan, kalplerimizi aydınlatan yönleri var. Sadece manası ve hikmeti değil, o kitabın okunması da ibadettir. Okuyorsunuz yüreğiniz ferahlıyor, kalbiniz açılıyor. Öyle bir kitap ki onu dinlemesi de ibadet. Hatta ona bakmak dahi ibadet. Sadece bakın, her harfin nasıl kalbinize hitap ettiğini göreceksiniz."

"En büyük özgürlük, yürekleri işgalden azade kılmaktır"

Açıklamaya göre konuşmasında son günlerde yaşanan olayları da değerlendiren Görmez, şöyle dedi:

"15 beş gündür ülkemizde hepimizi üzen sahneler yaşanıyor. Kalbimiz hüzünleniyor, gözlerimiz yaşarıyor. Gençlerimizin kalplerinde şiddet, öfke ve tefrika olmamalı. Genciyle yaşlısıyla, hep birlikte nerede güzellik varsa orada birlikte olmalıyız, nerede kötülük varsa ona da müsamaha etmemeliyiz. Allah bir an önce milletimizin kalpleri arasında o birliği, ahengi yeniden kurmayı nasip etsin. Kalplerimiz arasına fitne ve nefret tohumlarını ekmek isteyen hiç kimseye fırsat vermesin.

Bu yaşanan üzücü olayların geçici olduğuna inanıyoruz. Bizim muhteşem bir mazimiz, muhteşem bir ülkemiz, muhteşem bir medeniyetimiz var. Hep birlikte kalplerimizi birbirine açarak yüreklerimizi en büyük işgallerden kurtarmalıyız."

Yüreklerin en ağır yükünün öfke, kin, nefret, gurur ve başkasına tepeden bakmak olduğunu vurgulayan Görmez, "Bunlar yürekleri işgal eden kötülüklerdir. Yürekleri işgal edilen insanlar asla özgür olamazlar. En büyük özgürlük yürekleri işgalden azade kılmaktır. Allah yüreklerimizi her türlü kin, öfke ve tefrikanın işgalinden kurtarmayı nasip etsin" değerlendirmesinde bulundu.

 

 

Mirac-ı Nebi’ye hürmeten kırılan kalpleri onarıp, yıkılan köprüleri yeniden kuralım

04 Haziran 2013 14:55 

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Hassas ve sorunlu dönemeçlerden geçtiğimiz şu günlerde Mirac-ı Nebi’ye hürmeten kırılan kalpleri onarmak, yıkılan köprüleri yeniden kurmak, unuttuklarımızı bir daha hatırlamak, kaybettiklerimizin peşine düşmek yapmamız gereken vazifelerdir” ifadesini kullandı.

Görmez, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda, kandilin tüm insanlığa hayır, huzur ve mutluluk getirmesini temenni etti.

Miracın, bir arınma ve Allah’a yükseliş olduğunu ifade eden Görmez, “Bugün miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak bireyin, toplumun ve bütün insanlığın maddi, manevi yükselişi üzerinde yeniden düşünmek durumundayız” değerlendirmesinde bulundu.

Nefsin ölümcül zaaflarının insanları her türlü miraçtan, yüceliş ve yükselişten alıkoyacağını vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:

"İnsanlığın son rehberi Peygamber Efendimizin Miraç’tan, Allah’a yükselişten sonra yeryüzüne, insanların arasına dönmüş olması ile adalet, merhamet ve sevginin kılavuzu, öncüsü, rehberi olarak bize sonsuz kurtuluşun yolunu açmaya devam etmesi son derece manidardır. Sevgili Peygamberimizin Miraç’tan hediye olarak getirdiği Bakara suresinin son ayetlerinde Rabbimiz bizlere, yüksek sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte hatırlatmaktadır. Her sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında taşıyan her insan, her türlü kin ve öfkeden, haset ve kıskançlıktan, gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlukata karşı mütevazı ve alçak gönüllü olmak zorundadır. Zira Efendimizin ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset bitirir.”

İslam’a göre, insan ve toplum tasavvuruna bakıldığında Allah’ın kullarının birbirine üstünlüğü olmadığına işaret eden Görmez, “Güç, kuvvet ve kudret yalnız ve yalnız Allah’ındır. Başımıza gelen her musibeti ve felaketi, bizler acaba ‘Allah’ın gücüne gidecek bir hatamız mı oldu, bir gönül mü kırdık’ diye kendi nefis muhasebemize vesile bilir ve son nefesimize kadar bu sorumluluk duygusuyla hareket ederiz” ifadelerini kullandı.

"Bizi birbirimize düşürmek isteyen, her türlü fitne ve fesattan bizleri muhafaza eyle"

İnsanların, hayatın her anında birbirinin rakibi değil, şahidi olduğunu dile getiren Görmez, tüm insanların diğer insan ve canlıların hukukunu korumaya mecbur ve mahkum olduğunu bildirdi.

Görmez, insanların birbirinin hukukunu korumasının en mukaddes görevlerinin başında geldiğine vurgu yaparek, şöyle devam etti:

“İç huzurumuzun, muhabbet ve kardeşliğimizin biraz zedelendiği, öfke, kibir ve gururla köpüren nefislerimizin duygularımıza, vicdanlarımıza hükmettiği, aklı selimin, sağduyunun sesini yeteri kadar duyuramadığı, bilerek ya da bilmeyerek birbirimizi incittiğimiz, öfkelerimizin sokağa, meydanlara taştığı şu hüzünlü günlerde bir cankurtaran, bir can simidi gibi, bir hazık hekim gibi, bir şifa reçetesi olarak imdadımıza yetişen, ruhumuzu serinleten mübarek Miraç Kandili’mizi başımıza tac ediyor, ilahi müjdelerle, bağış ve lütuflarla, ikram ve ihsanlarla gelen bu güzel kandili sevgiyle, hasretle ve özlemle selamlıyoruz."

"Bu kutlu gecenin yüzü suyu hürmetine Rabbi Rahimimizden incinmiş kalplerimizi telif ederek birleştirmesini" dileyen Görmez, "Allah’ım bize merhamet eyle! Bizi birbirimize şahitler ve veliler kıl! Bizi birbirimize düşürmek isteyen, kuvvetimizi parçalamak, dayanışma ruhumuzu zayıflatmak, yuvamızı dağıtmak isteyen her türlü fitne ve fesattan bizleri muhafaza eyle! Muhabbetimize, birliğimize, kardeşliğimize gölge düşüren her türlü şiddetten, nifaktan, tefrikadan, şeytandan bizleri muhafaza eyle” temennisinde bulundu.

Tarih boyunca farklılıkları zenginlik olarak kabul etmiş bir medeniyetin mensubu olan toplumun birbirine her zamankinden daha çok hoşgörü göstermesi, herkesin birbiriyle daha çok konuşması, dinlemesi ve anlamaya çalışması gerektiğini vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:

“Bugün Miracı Nebi’nin sırrına vakıf olmanın yollarından biri de ibadet ve taatimizi bu gecenin hürmetine gerçekleştirirken sağlam ve donanımlı birer mümin olmanın yollarına vasıl olmaktır. Başkaları için ne ifade ettiğimiz, kimi neden öfkelendirdiğimiz, kimlerin duasına muhtaç olduğumuz, kimlerin şerrinden Allah’a sığınmamız gerektiği konusunda alnımızı secdelerden kaldırmadan kendimizi sorgulamamız gerekmektedir. Hassas ve sorunlu dönemeçlerden geçtiğimiz şu günlerde Mirac-ı Nebi’ye hürmeten kırılan kalpleri onarmak, yıkılan köprüleri yeniden kurmak, unuttuklarımızı bir daha hatırlamak, kaybettiklerimizin peşine düşmek yapmamız gereken vazifelerdir."

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın ve bütün İslam aleminin mübarek Miraç Kandili’ni tebrik ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle ülke olarak son günlerde yaşadığımız olumsuzlukların yerini sağduyu ve sükunetin, barış ve huzurun almasını, ayrıca yakın coğrafyamızda zulüm, haksızlık, şiddet ve terörün altında inim inim inleyen İslam beldelerinin tekrar barış yurduna dönüşmesi için Rabbime dua ve niyaz ediyorum.”