BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Haziran 2013 Perşembe

Kuklacı kim? Ya da İndigo kuşağı sahnede 13 06 2013 perşembe Yeni bir Anayasa yapılması hususunda gönülsüz davranıyor, ayak diriyor

 

Kuklacı kim? Ya da İndigo kuşağı sahnede

 

Bu olaylar on yıl önce vaki olsaydı sloganlar: 

'laiklik elden gidiyor',

 'gericiler geliyor', 

'kahrolsun irtica' 

kabilinden sloganlarla 

karşılaşırdık.

 

Şimdi bu sloganlar geride kaldı, onun yerine 

'daha çok özgürlük',

 'daha çok demokrasi'

 kabilinden sloganlar yürürlükte...

Salt bu sloganların değişmiş olması bile kendinde bir anlam ifade etmiyor mu?

İnsanların çevre hassasiyetinin öne çıkmasının acaba bir anlamı yok mudur dersiniz?

Ve daha güzeli, en güzeli artık

 'askere gel gel'

 edenler de kısık sesle, çok kısık sesle çağrılarını tekrarlıyorlar. 

Artık askere gel gel etmek bir mahcubiyet nedeni sayılıyorsa salt bunun bir başına bir anlamı yok mudur dersiniz?

 

Ancak çelişki şurada:

 

 özgürlük isteyenler, bir yandan da askerî 

cuntanın yürürlüğe soktuğu 1982 Anayasası'nın

 lağvedilmesine karşı koyuyor. 

Yeni bir Anayasa yapılması hususunda gönülsüz davranıyor, ayak diriyor.

Demokrasi çığlıkları havada uçuşuyor, ama 

daha demokratik bir Anayasa'nın yapılmasına 

karşı direnenler de bunlar ve bunlarla aynı 

safta yer tutanlar...

 

Tamam, çevreye saygı, ağaç kesimine, yerinden sökülmesine hayır diyelim. Taksim alanında miting yapılmasına baş koyalım. O alan şimdiki haliyle miting yapmaya uygun mu? En son 1 Mayıs'ta orada miting yapılmasına izin verilmemesinin gerekçesi neydi? Alanın inşaat halinde bulunması değil miydi? Şimdi bu alan trafik akışının yer altına alınmasıyla hem yayalar için, hem de orada miting yapmak isteyenler için uygun hale getirilmiş olmuyor mu, olmayacak mı?

Bedelsiz bir şey olmaz; bu, eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu alanda miting yapılacaksa, orası yeniden düzenlenecekse, bunun bir bedeli olacaktır. Şu anda, oradan sökülmesi gereken ağaç sayısı rakamla 13 adetmiş. Bu ağaçlar oradan sökülecek, fakat gene orada veya bir başka yerde yeniden dikilecek. Kaldı ki, orası ayrıca ağaçlandırılacak, yetkililerin söylediği bu. Öyleyse?

Bu gerekçeleri, salt çevre için orada toplanmış olan kümeye anlatmak mümkün olabilir. Fakat onların sırtından getirim devşirmeye soyunmuş olan kargaşacılara, yüzü maskeli, eli sopalı, taşlı, molotof kokteylli güruha nasıl anlatmalı? Onlar kimin piyonu olarak orada bulunuyorsa elbette onlara anlatılacak! Çünkü onlar kendi özgür ve bağımsız iradeleriyle orada yangın çıkartmıyor, kendi özgür ve bağımsız iradeleriyle araçları devirip tahrip etmiyor; dükkanları yağmalamıyor!..

Öyleyse piyonlarla, kuklalarla değil; kuklacıyla hesaplaşmak gerekiyor.

Kuklacının kim olduğu da en yetkili ağızdan açıklandı: faiz lobisi...

Bir önceki yazımızda sorduğumuz, ya hedefi başkası belirliyorsa yolundaki kaygımız, bu hafta böylece cevabını bulmuş oluyor...

Bir şey daha: faiz lobisinin piyonu, kuklası olarak eylem koyanları bir yana bırakırsak, salt çevreci niyetlerle protestosunu dermeyan etmek isteyenler, ayrıca incelenmeye, analiz edilmeye değer bir neslin ilk filizleri olarak ortada görünüyor.

 Onlara İndigo kuşağı deniyor. 

Nitelikleri ayrıca üzerinde durmayı gerektirecek denli özellikler gösteriyor bu kuşağın... 

Fırsat olursa anlatmaya çalışırız bir ara.

 

RASİM ÖZDENÖREN