BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Haziran 2013 Perşembe

13 Haziran 2013 19:03 KOCAELİ MHP lideri Bahçeli, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Ülkemizin sükunete ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan mitingler yoluyla kutuplaşmayı geri dönülmeyecek mecralara taşımamalıdır"

Ülkemizin sükunete ihtiyacı var

13 Haziran 2013 19:03 KOCAELİ

MHP lideri Bahçeli, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Ülkemizin sükunete ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan mitingler yoluyla kutuplaşmayı geri dönülmeyecek mecralara taşımamalıdır" dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Karamürsel'de belediye başkanı aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı başta olmak üzere yurdun değişik yerlerinde 2 haftayı aşan olaylarda 1'i polis 4 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çekti.

Bahçeli, Türkiye'nin uçuruma süreklendiğini, Türk gençliği ile uğraşılmaması gerektiğini kaydederek, şöyle konuştu:

 "Buradan Başbakan'a, Karamürsel'den esinlendiğim bir sözle seslenmek istiyorum; Sayın Başbakan, sen Türk gençliğini ufacık tefecik gördün de Karamürsel sepeti mi sandın? Derhal gençlerimizin yakasından ellerini çekmelisin. Artistlerle konuşan, çakma Gezi Parkı temsilcileriyle bir masa etrafında mizansel şekilde buluşan Başbakan'ın, asıl konuşması ve saygı göstermesi gereken, haklarını yediği, kişisel özgürük alanlarını daralttığı gençler ve masum vatandaşlarımızdır."

"Bu zalimlik son bulmalı, sağduyu egemen olmalı, Hükümet aklını başına almalıdır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bundan sonra olaylar daha büyümeden, daha vahim can ve mal kaybına yol açmadan Başbakan birazcık vicdanı, birazcık insafı varsa soğukkanlı olmalı empatiyle hareket etmelidir. Müşfik, babacan, yumuşak bir dil benimsemekten geri durmamalıdır. Yoksa en başka Başbakan olmak üzere Türkiye, bir felakete yuvarlanacaktır. Ülkemizin sükunete ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan, mitingler yoluyla provokasyonarını arttırmamalı, kutuplaşmayı geri dönülemeyecek mecralara taşımamalıdır. Şayet bu ülkede büyük bir oyun bozulacaksa biliniz ki bu, AKP oyunundan başkası değildir. Bunu da yapacak olan siz muhterem kardeşlerimizsiniz."

 

 

Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmeli

11 Haziran 2013 11:03 TBMM

 

MHP lideri Bahçeli, bir siyasi iktidarın değişeceği yerin sandık olması gerektiğini belirterek, "Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmelidir" dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı olaylarına değinerek, protestoların kitleselleşerek, sosyal bir sele dönüşerek yurt sathına yayıldığını kaydetti.

Başından beri  Taksim Gezi Parkı’ndaki olayları dikkatle takip ettiklerini, gerekli uyarı ve değerlendirmeleri belirli aralıklarla paylaştıklarını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Şunu da herkes bilmelidir ki MHP bu olayların başlangıcından itibaren aynı noktadadır, aynı eksendedir ve aynı tutarlılıktadır. Bu itibarla bizim duruşumuzu, meseleye yaklaşımımızı ve tavrımızı eleştirmeye kalkışanlar doğru konuşmadıkları gibi, iyi niyetli de değillerdir. 44 yıllık şerefli bir maziyi kucaklayarak geleceğe koşan MHP'ye yol yordam öğretmek, akıl fikir vermeye teşebbüs etmek ve nerede nasıl hareket edeceğiyle ilgili ahkam kesmek hiç kimsenin harcı ve haddi olmayacaktır.

Hele hele milliyetçi-ülkücü harekete hayatları boyunca kem gözle bakmış olanların tezviratları, dedikoduları ve suçlamaları bizim için sadece teneke gürültüsüdür. Bize gazete köşelerinden istikamet çizmeye çalışanlar önce kendi önlerinden yemeli, arkasından da kendi iç muhasebelerini yaparak şaibeli niyet ve sicillerini gözden geçirmelidir.
MHP onun bunun telkin, tavsiye ve tacizleri altında kalarak şahsiyetinden ödün vermez, fikir ve ülkülerinde döneklik ya da oynaklık göstermez. Biz başkalarına benzemeyiz, başkaları gibi zaman ve zemine göre pozisyon almayız ve bildik siyaset tacirleri gibi her rüzgara da yelken açmayız. Taksim Gezi Parkı merkezli gelişmeleri pür dikkat takip eden MHP, sorumluluğun ve sağduyunun yol göstericiliğinden hiç ayrılmamıştır. Hamdolsun, ne provokasyonlara itibar ettik ne de sinir bozucu iftira ve yönlendirmelere kulak astık."

Taksim Gezi Parkı'nı "sosyal, siyasal ve ekonomik bir volkan ağzı" olarak niteleyen Bahçeli, Taksim Gezi Parkı'nın Türkiye’nin kötü ve talihsiz durumunun net olarak toplumsallaştığı ve her tarafa emsal olduğu bir mekan olduğunu, buna saygı duymak ve bunu ciddiye almak gerektiğini söyledi. 

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir siyasi iktidarın değişeceği yerin sandık olması gerektiğini belirterek, "Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmelidir. Buna hepimiz destek olmalı, hepimiz sahip çıkmalı ve hepimiz kabullenmeliyiz. Bu vatanı sokakta bulmadık. Başbakan'ın isteği doğrultusunda da sokağa teslim etmeyelim, edilmesine de rıza göstermeyelim" dedi.

Taksim olaylarına ilişkin partisinin tavrının başından beri aynı olduğunu belirten Bahçeli, "Bizim duruşumuzu ve tavrımızı eleştirmeye kalkışanlar, iyi niyetli değillerdir. MHP'ye yol yordam öğretmek, akıl fikir vermek hiç kimsenin haddi olmayacaktır. Milliyetçi, ülkücü harekete hayatları boyunca kem gözle bakanların dedikoduları ve suçlamaları bizim için sadece teneke gürültüsüdür" şeklinde konuştu.

Bahçeli, "MHP, faiz lobisinin hemen acilen TBMM'de araştırma komisyonu kurularak incelenmesini, elebaşlarının, yerli ve yabancı işbirlikçilerinin ortaya çıkarılmasını talep etmektedir. Bu kan emici keneler deşifre edilmelidir, bu simsarlar açığa çıkarılmalıdır" ifadelerini kullandı.

 mhpbahçeli chp vs vs'ler ve/veya masonlar buyrun düşünün.?

 

Masonlar Gezi Parkı için devrede

11 06 2013 

Mason gruplarının Gezi Parkı olaylarında sanatçıları organize etmek için ayaklandığı ortaya çıktı.

 

Uluslararası çıkar şebekeleri, faiz lobileri, marjinaller, ulusalcılar, ana akım medya derken ‘Masonlar’ da hükümete savaş açtı. Mason sitelerinde “Menderes” hatırlatması yapılarak sanatçılar, Taksim’e davet ediliyor.
Uluslararası çıkar şebekeleri, faiz lobileri, marjinal ulusalcılar, ana akın medya derken ‘Masonlar’da hükümete savaş açtı.
Milat gazetesinden Aslan Değirmenci'nin haberine göre Büyük Localara bağlı Masonlar tarafından kurulmuş ve yönetilmekte olan masonlar.org sitesinin Gezi Parkı üzerinden Başbakan Erdoğan'ı Adnan Menderes örneğiyle tehdit ettiği, sanatçıları ise gösterilere katılmaya davet ettiği ortaya çıktı.
Taksim Gezi Parkı olaylarının alevlendiği ilk gün Masonlar.org sitesinden sanatçılara eylem çağrısı yapıldığı ortaya çıktı. Sitenin “Hür Köşe” kısmında yayınlanan çağrıda Adı; Tayyip, Soyadı; Erdoğan, Yer; Taksim Meydanı, Tarih; Sonsuz, ‘Sanatçıları protestoya davet ediyoruz’ deniliyor. Çağrının sonunda ise “Tayyip gidecek ! Cumhuriyet kalacak!” denilerek, ulusalcılar ile ağız birliği yapıldığı görülüyor.
AÇIK TEHDİT
Sitede yer verilen “Duysana Menderes” isimli yazıda da bugün yaşananlar ile o yıllar arasında bağ kurulmaya çalışıldığı görülüyor.
Çoğunluğu CHP’li yüksek bürokratlar ve silahlı kuvvetlerden cuntacıların oluşturduğu devlet elitleri eliyle idam edilen Menderes, orduyu tek başına kışlasından çıkaran bir lider olarak sunuluyor, darbecilere çektiği restler ile dalga geçiliyor. Menderes’in bir memleket aşığı olmadığı kendine aşık olan bir lider olduğu ifade edilen yazıda, yaşanan süreç karşısında bağırtıp, çağırarak kendi sonunu hazırladığı iddia ediliyor.
ERDOĞAN'I TEHDİT, MENDERES'E ENAYİ
Yaşanan bazı olayların hatırlatıldığı yazıda üstü kapalı bir şekilde ulusalcıların ve küresel sermayenin hedefi haline gelen Başbakan Erdoğan’ın tehdit edildiği görülüyor. “Işıklar gözlerini kamaştırmıştı ancak coşkulu kutlamalarla karşılandığı meydanlardaki sesler de ne yazık ki kulaklarını sağır etmişti. Duymuyordu, görmüyordu…” denilerek bugün yaşananlar üzerinden iktidarı hedef alan yazı, Albay Ekrem Acuner’in Menderes ve arkadaşları için ‘Enayiler’ dediği söz ile bitirilmesi de Masonların gözlerinin nedenli döndüğünü gözler önüne seriyor.
İŞTE KENDİLERİNİ BÖYLE TANITIYORLAR
Site ilk tıklandığında şu şekilde bir tanıtım çıkıyor: “Türkiye'de HKEMBL'na bağlı, diğer ülkelerde ise tanınmış Muntazam Büyük Localara bağlı Masonlar tarafından kurulmuş ve yönetilmekte olan sanal platformdur. Haricilere açık forumu bulunmakla birlikte site tarafından tanınmış Kardeşlerimize Özel bölümlerde bulunmaktadır.”
HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKARIYORLAR
Masonlar 367 tartışmalarında ulusalcılardan yana taraf olmuş, başörtü düzenlemesine de karşı çıkmışlardı. Ergenekon soruşturmasına da tepki gösteren masonların 28 Şubat post-modern darbesi ile bağlantısı ortaya çıkmıştı.

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat'ın 'Gizli' aktörü Masonları 16 yıl sonra deşifre etmişti. Komisyona gelen belgeler arasında Fransa Yüce Konseyi'nin Türkiye Büyük Mason Locası Üstadı Necip Arıduru'ya gönderdiği 9 maddelik talimatları içeren mektubu da yer aldı. Refah-Yol Hükümeti'nin icraatlarından duyulan rahatsızlığın anlatıldığı 14 Şubat 1997 tarihli mektupta, 'yeni ve ılımlı bir hükümet kurulması'nın 'elzem' olduğu belirtildi.
GLADIO'NUN BEYİN TAKIMI 
İtalya'da 10 yıl süren Gladio Terör Örgütü (GTÖ) ve P2 Mason Locası soruşturması, Gladio’nun beyin takımını Masonların oluşturduğunu ortaya çıkarmıştı. Türkiye’de gerçekleştirilen Ergenekon operasyonu ise çok sayıda tutuklu bulunan sanıklar ile Masonik yapılar arasındaki bağlantıları deşifre etmişti. Masonların yaptığı toplantıya ETÖ sanıklarının katıldığı iddianame ile belgelenmiş, Ergenekon'un masonik yapılanmaları kendisine örnek aldığı açıkça ortaya çıkmıştı.
MASON SİTELERİNİN GEZİ PARKI’NA BAKIŞI:
http://masonlar.org/hur/
http://masonlar.org/hur/biraz-da-sanat-duysana-menderes/
http://masonlar.org/hur/biraz-da-sanat-gezi-parki-taksimi/
Duysana Menderes!
“Bundan yaklaşık elli yıl önce köylü diye tanınan ancak zekası ve kültürüyle “diğerleri”nden ayrılan biri başbakan oldu. Siyasetin sanatını yapıyordu dersem hiç de abartmış sayılmam. İnsanları yerinden zıplatıyordu, hem yandaşlarını hem karşıtlarını! Onu dinleyen hiç kimse yerinde sakin bir şekilde duramıyordu. Ya taraf oluyordu ya bertaraf!.. Öyle sarhoş oldu ki; yargıyı karşısına aldı. Savcıyı karşısına aldı. Hakimi karşısına aldı. Bastı bağırdı ve “Kara cüppeliler!” diye sıfatlama yaptı hukuk adamları için!.. Bağırıyordu, çağırıyordu, tehdit ediyordu, ahkam kesiyordu! Çünkü çok parlak bir başbakanlık dönemi yaşıyordu. O güne dek görülmemiş bir şaşa-a ile coşku ile büyük bir şöhret yaşıyordu…”

 








Başbakan ile gençler arasında duygusal bağ sağlanmalı

13 Haziran 2013 15:33 ANKARA

 

Gezi Parkı olaylarıyla ilgili Başbakan Erdoğan ile görüşen sanatçı Hülya Avşar, 

"Başbakan ile gençler arasında duygusal bir bağ sağlanmalı"

 dedi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sanatçı Hülya Avşar'ı, Gezi Parkı odaklı gelişmelerle ilgili Başbakanlık Resmi Konutu'nda kabul etti.

Hülya Avşar, 1 saat 15 dakika süren kabulün adından gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ı dinlediğinde çok inandığı ve hak verdiği şeyler olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan ile Gezi Parkı'nda konuşabilecek bir liderin bulunmadığına işaret eden Avşar, Erdoğan'ın, Gezi Parkı'ndaki gençlerin hepsine sevgi beslediğini ve onları bazı konularda anlamakta zorlandığını ifade ettiğini dile getirdi.

Avşar, herkesin haklı olduğunu, ancak Başbakan Erdoğan ile Gezi Parkı'nda olanlar arasında duygusal bağa ihtiyaç bulunduğunu belirterek, "Haksız kimse yok, herkes haklı. Fakat her iki tarafı kullanan bir grup olduğu düşünülüyor. O grubun aradan çekilmesi gerekiyor ki insanlar anlaşabilsin. Bu çok doğal" diye konuştu.

Son derece dikkatle dinledi beni

"Kimseyi temsilen burada değilim" diyen Avşar, "Bireysel haklarımı kullanarak burada bulunuyorum. Başbakanımıza şunu söyledim, 'Ben kendi kızımla ilişkimden yola çıktım. Baktım ki bir takım eksiklikler var, duygusal bağ anlamında. Size bir anne olarak, bir sanatçı olarak, vatandaş olarak bir takım eksiklikleri söylemeye geldim. Gençler hakkında 'belki gözden kaçırmış olduğunuz şeyler vardır' diye geldim' dedim. Son derece dikkatle dinledi beni. Benim de kızım ergen çağında. Onunla aramızda yaşadığımız bir takım çatışmaları çok benzetiyorum, şu an ki duruma" ifadelerini kullandı.

"Başbakan Erdoğan'ın dışarıdan görüldüğü kadar katı olmadığını" vurgulayan Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama gençlerin de kendilerini ifade edebilecekleri ortamı yok gibi. Gençlerin doğal olarak haklarını aradığını, demokrasi aradıklarını ve hepimiz için bunun geçerli olduğunu... O zaman ortada kim suçlu, hatalıya geldiğimizde herkesi birbirine katan grup çıkıyor karşımıza. Belki de bu yüzden birlikte olmaları gerekir. Bir lider olması gerekiyor. O zaman doğru birşey çıkar diye düşünüyorum."

Gezi Parkı'na sanatçıların gitmesinden yana hiç olmadım

Avşar, "Gezi Parkı'na gidip Sayın Başbakan'ın mesajlarını, izlenimlerinizi paylaşmayı düşünüyor musunuz" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:

"Gezi Parkı'na sanatçıların gitmesinden yana hiç olmadım. Çünkü ne olursa olsun oradaki çocuklarımızın yaşları 18, 19, 20, 28 yaşına kadar varmış sanıyorum. Bu insanlar, sanatçı gördükleri zaman yanlarında, dibinde ona destek veren ister istemez o heyecanla biraz kendilerini aşma tehlikesi her zaman vardır. Bu oldu demiyorum. Dolayısıyla sanatçıların başka bir yerde olması gerektiğini düşünüyorum."

"Sende kimsin oraya niye gittin', hep bunları duyuyoruz. Onlara önem verecek olsaydık, 30 yıldır halkın nabzıyla bu noktada, bu seviyelerde olmazdık" diyen Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlar da işte o tip insanlar da Başbakanımızın bahsettiği gibi gençlerle Başbakanımızın arasına giren insanlar. Dolasıyıla 'onlara uymamak lazım' diye düşünüyorum. Onların bir lideri olması şart. Sanırım böyle bir şey de olacakmış. Pelin Hanım bir grup oluşturup Başbakanımızla görüşmelerine sebebiyet verecekmiş. Bu çok güzel olur tabi ki."

Gezi Parkı'na gitmek istemediğine dikkati çeken Avşar, şunları söyledi:

"Gezi Parkı'nda beni anlayabileceklerini düşünmüyorum. Biliyorum ki konuşturmayacaklar. Ama derlerse ki 'buyur, Başbakanımızla konuştun. Buyur seni bekliyoruz. Seni dinleyeceğiz. Çünkü şu anda herkesin duygusal bağa ihtiyacı var. Yani bu işi fazla profesyonelleştirip inat uğruna yaparsak yazık günah... Şu güzel ülkeye, şu güzel geçen ömre yazık. Ben ona üzülüyorum. Dolayısıyla isterlerse seve seve giderim ama tabii konuşurum... Ama böyle olmayacağını biliyorum."

Görüşmede, Gezi Parkı eylemcilerine müdahale olup olmayacağına dair bir izlenim alıp almadığı şeklindeki bir soruyu Avşar, şöyle yanıtladı:

"Aldım, maalesef aldım. Ben de Başbakanımıza 'bekler misiniz, bekleyemez misiniz' dedim yani. Hani polis de olmasın, bir bekleyelim bakalım, onlar da dursunlar. Ne oluyor? Sonra bana bir iki örnek verdi, daha önce yaşanan bir takım olaylarla ilgili... Onlara şimdi girmek istemiyorum. Şimdi öyle bir örnek verince diyorsunuz ki, 'bu da doğru.' Kısacası oradan bir tek bu konuda üzülerek çıktım. Valimiz zannediyorum orada konuşacak gençlerle. 24 saat içerisinde oradan çekilenler olmazsa işte bir şekilde müdahale edeceklerini söylediler. Benim dilim varmıyor tabi müdahaleye. Oradaki her üzülen çocuğu kendi çocuğum gibi hissediyorum, rahatsız oluyorum. Ama şöyle bir şey söylüyor Sayın Başbakanımız; 'lütfen gerçekten kendini bilen kişiler bir çekilsinler, bir görelim orada kalan kaba, gerçekten bizi yoran, üzen ekibi. Ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim' diyor aslında... Bunu da anlamalarını istiyor."

Referandumu tabi ki desteklerim

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili sergilediği tutumdan dolayı bir baskı görüp görmediğinin sorulması üzerine de Avşar, "Ben hiçbir yerden baskı almadım, tehdit de almadım, bu nasıl birşey ki anlamadım. Yani nasıl ulaşıp da tehdit edebiliyorlar onu da bilmiyorum. Zaten benim telefonumu bilmezler. Bunlar tehditlerle olacak şeyler değil. Ne oluyor tehdit edince" dedi.

Avşar, başka bir gazetecinin mahalle baskısı görüp görmediğini sorması üzerine, şöyle konuştu:

"Mahalle baskısı, o, bu, şu bu beni hiç ilgilendirmez. Ben öyle mahalle baskısıyla falan korkacak, geri çekilecek bir karaktere de sahip değilim. Eğer bir şeye inanıyorsam bunu söylemem lazım. Bunu söylemesem de mahalle baskısı oluyor zaten. Demokrasiden bahsedilen ortamlarda da aslında demokrasiye aykırı davranışlar oluyor. Bana da 'niye Gezi Parkı'na gitmedin' diye baskı yapan o kadar insan oldu ki? Siz nasıl peki demokratik davranmıyorsunuz? Gitmiyorsam, gitmiyorum. Bunun bana hesabını soramazsınız' dediğimde cevap alamıyorum. Yani insanlar kendi eleştirdikleri şeyleri de yapıyorlar bu arada.

Burada anladığım kadarıyla herkes birbirinden korkuyor. O yüzden kimse doğruyu, düzgünü söyleyemiyor. Ne bileyim ben Gezi Parkı'ndakilerden korkarsam... Zaten o konuya da girdik, 'sinirli misiniz onlara?' dediğimde, 'katiyen sinirli değilim' dedi. 'Herkes kendi demokratik hakkını kullanır' dedi. Çok sevindim, çok mutlu oldum. Onu da sanatçı arkadaşlarıma ileteyim buradan."

Son derece umutluyum 

Bir gazetecinin "duygusal olarak nasıl ayrılıyorsunuz buradan, umutlu musunuz, mutlu musunuz, kaygılı mısınız?" sorusunu ise Avşar, şöyle yanıtladı:

"Ben, son derece umutluyum, neden? Çünkü, yapılması gereken şeyler herneyse kararlılar, muallakta değiller. 'İyi de olsa, kötü de olsa hedefe ulaşılacak' diye düşünüyorum. Benim buradaki umudum şu; gençliğin, şimdiki gençlerin ne kadar önemli olduğunu biz de yeni fark ettik. Eminim siyasiler de farketmiştir, bunu farkettiğimiz için seviniyorum. Belki bu korkular yıkıldı, insanlar daha demokratik davranıp, Türkiye'nin doğru yolda ilerlemesine sebep olacak bunları düşünüyorum. Ben, çok güzel şeyler olacağına kesinlikle inanıyorum. Ama lütfen Gezi ile Başbakanımızın yüz yüze, arada üçüncü şahıslar olmadan, provakatörler olmadan görüşmeli."

Avşar, Başbakan Erdoğan'ın söylediklerinin belki bir süre uygulanmasının sorunun çözümüne de katkı sağlayabileceğini belirterek, bu düşüncelerinin tamamen hayalindekiler olduğunu söyledi. 

Gezi Parkı'na ilişkin yapılacak referandumda hangi oyu kullanacağı sorusu üzerine Avşar, "Ben, her zaman duygularımı açık açık söyledim. AKM konusunda, adı 'Atatürk Kültür Merkezi' olmak kaydıyla evet. Başbakanımızın bugünkü yaptığı açıklamada anlattığı gibi tarihi, turistik anlamda benim kulağıma çok hoş geliyor. Başbakanımız vakit ayırarak bana animasyon gösterdi, çok güzel görünüyor, burada neye kızılıyor bilmiyorum. Ön yargı ve inatlaşma söz konusu diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.