Oldu mu ya Mehmet kardeş!

Sevgili Mehmet Bekaroğlu kardeşim,

Aziz dost,

İlkin bana özel olarak gönderdiğin, daha sonra internet sitesinde yayınladığın 'Olmadı be Rasim Abi!' başlıklı mektubunu (yazını) kıvanç ve hüzün karışımı bir duyguyla okudum.

Senin beni sevdiğinden benim seni daha çok sevdiğimi bilmem bilir misin?

Ruhlarımızın ve akıl sağlığımızın üstünde titreyen bir mesleğin erbabı olarak bu durumu en azından tahmin etmekte güçlük çekmeyeceğine inanıyorum.

Evet, kalbim, tam da senin kalbinin karşısındaki sevgi noktasına odaklı duruyor.

Sen ne kadar aceleci, tez canlı isen, ben de o kadar teennili, kılı kırk yarmaya çalışan bir mizaca sahibim.

Hayatımın yaşadığım bugününe kadar, hiçbir hareketimle hiç kimseyi bilinçli olarak üzmeyi hedef tutmamışımdır. Buna rağmen, insanız, elimizde olmadan birbirimizi üzebiliyoruz.

Benim 'İlginç Bir Yanlış Bilinç Örneği' başlıklı yazım seni üzmüş. O üzüntü ve kahırla, bunca iş yoğunluğun arasında bana dört bilgisayar sayfası tutan tariz mektubunu yazmaktan kendini alıkoyamamışsın.

Dört sayfa boyunca dermeyan ettiğin tarizlerle benim belirtmek istediğim 'yanlış bilinç' hususundaki tespitim arasında bir tutarlılık görünmüyor.

Sen, Ak Parti hükümetinin yanlışlarını sayıp döküyorsun.

Bense, belirtilen bu yanlışları tartışmıyorum. Bu yanlışların Gezi Parkı protestocularının eylemi ile bütünleştirilmesi noktasındaki yanlışlığa işaret ediyorum.

Nitekim şimdilik 'masum' olduğu vurgulanan protestocularla onların sırtından çapulculuk yapanlar birbirinden kesinlikle tefrik edilmeye çalışılıyor. Siz, sen ve arkadaşların (arkadaşlarımız) bu noktada, onlarla aynı karenin içinde yer almakla bir yanlışın içine düştünüz. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' sözünün yanıltıcı cazibesine kapıldınız. Yazımda amacını aşan ifadelerin bulunabileceği ileri sürülse bile, bu durum benim vurgulamak istediğim gerçekliği gölgelememeli...

Bu günden geriye baktığımızda, olayın Taksim Gezisindeki birkaç ağaç meselesi olmadığı net olarak görülüyor ve anlaşılıyor.

Kendi haklı protestonuzun çapulcuların yalan, talan, vurgun, soygun, kundak odaklı eylemleriyle bir kapta buluştuğunu siz nasıl göremediniz, göremiyorsunuz? Bunca akıllı, zeki, zalime karşı mazlumun hakkını savunmak üzere yola çıkmış kardeşlerimiz, bu basit olguyu acaba nasıl fark edemedi, edemiyor?

Benim maruzatım bundan ibarettir aziz dostum. Seni seviyorum, sevmeye devam edeceğim. Zalimlere karşı, mazlumların yanında olan mücadelende seninle birlikte olduğumu bilmeni isterim.

 RASİM ÖZDENÖREN

04 07 2013