BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

4 Temmuz 2013 Perşembe

Geleceğin biyoyakıtı: Tütün Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi araştırmacıları, tütünü geleceğin biyoyakıtı olmaya hazırlıyor euronews, bilim

Geleceğin biyoyakıtı: Tütün | euronews, bilim

 

Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi araştırmacıları, tütünü geleceğin biyoyakıtı olmaya hazırlıyor. 

 

Bu günlerde yürütülen çalışmalar, bu bitkinin yapraklarını, ileride motorlu taşıtlarda kullanılmak amacıyla yağ üretebilir hale getirmek üzerine yoğunlaştı. Araştırmacılar deneylerin 2014 ‘te sonuçlanmasını öngörüyor.

Berkeley Üniversitesi biyologlarından Anastasios Melis, deneylerini şu sözlerle aktardı: “Bu tütün yapraklarının yağ emen bir ekstresi. Tütün yapraklarını içindeki hava boşluğunu yağ emecek hale getirdik. Geliştirdiğimiz protokol dahilinde klorofil içerikli ürünleri ve diğer renk içeren bileşenleri ortadan kaldırıyoruz. Şimdilerde üzerinde çalıştığımız konu bu.”

Berkeley Üniversitesi laboratuvarında araştırmacılar, tütün yapraklarına hidrokarbon birikimi sağlayacak bileşenler yerleştiriyor. Bitkiye organik çözücüyle müdahale eden uzmanlar, bitkinin fotosentez etkinliğini arttırarak yapraklarının doğrudan yağ üretmesini sağlıyor. Tütünden biyoyakıt üretiminin maliyetinin da daha düşük olacağı biliniyor. Üniversitenin mikrobiyoloji araştırmacılarından Peggy Lemaux, daha önce şeker kamışı ve soya fasulyesiyle yaptıkları deneyler için tütünün en doğru seçim olduğunu dile getiriyor: “Tütün bizim için mükemmel bir seçimdi, çünkü yiyecek maddesi değil. Bunu ekmek, büyütmek ve üretmek için gerekli altyapı zaten var. Bu nedenle yakıt oluşturmak için harika bir seçenek oldu.

Uzmanlar, gıda maddelerinden biyoyakıt üretilmesinin tartışma yaratması üzerine tütünü biyoyakıt üretiminde bir alternatif olarak düşündü. Günümüzde biyoyakıtlar kara yolu ulaşımında yakıt talebinin yaklaşık %3’ünü karşılıyor. Uluslararası Enerji Ajansı ‘nın 2050 yılı için öngördüğü hedef ise ulaşım sektöründe dünya genelinde toplam talebin en azından dörtte birini karşılayabilmek.