BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Haziran 2013 Pazartesi

Terör ve şiddet geri gelmemeli 17 Haziran 2013 22:59 ANKARA TÜSİAD Başkanı Yılmaz, "Biz bu olaylara toplumun demokratik katılım kanallarından ülkesinin, şehrinin, semtinin meselelerine sahip çıkmanın ötesinde bir yere gitmesine sıcak bakmıyoruz. Terör ve şiddet geri gelmemeli"

Terör ve şiddet geri gelmemeli

17 Haziran 2013 22:59 ANKARA

 

TÜSİAD Başkanı Yılmaz,

 

 "Biz bu olaylara toplumun demokratik katılım kanallarından ülkesinin, şehrinin, 

 

semtinin meselelerine sahip çıkmanın ötesinde bir yere gitmesine sıcak bakmıyoruz. 

 

Terör ve şiddet geri gelmemeli" dedi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık Merkez Bina'da kabul ettiği TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, kabulün ardından basın mensuplarına açıklama yaptı.

Yönetim kuruluyla daha önce yaptıkları ziyarette diyalog içerisinde olma konusunda bir anlayış birliği tesis ettiklerini belirten Yılmaz,  bu çerçevede bugün Başbakan Erdoğan'ı ziyaret ederek bu diyalog anlayışının gereğini yerine getirdiklerini bildirdi.

Yararlı bir toplantı olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Hem güncel konularla ilgili gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk hem de ekonomimizin, ulaştığı seviyede kurumlarıyla kurallarıyla piyasasının derinliğiyle hiçbirimizin korkmasına gerek olmayacak bir güçte olduğunu birlikte tespit ettik. Türk ekonomisinin bugünü de geleceği de hepimizin güven duyacağı bir seviyededir. Bu bakımdan ekonomiyle ilgili kaygılarımız olmadığına göre ekonomide sağladığımız bu itibarın aynı şekilde ülkemizin toplumsal yaşamında demokrasisinde de sağlanması için eksiklerimiz varsa bu konuda da gereken adımların atılmasıyla ilgili görüşlerimizi ifade ettik. Sayın Başbakan hukukun üstünlüğü ve katılımcı demokrasi konusundaki çözümüyle güncel yaşadığımız olayları bu yöndeki çözüm açılımıyla bu konudaki inancını ifade etmişlerdi. Zannediyorum bunun çerçevesinde Türkiye'nin demokrasi alanındaki eksiklerinin giderilmesiyle yeni bir anayasa sürecini yaşadığımız bu günlerde hem çözüm sürecini rahatlatacak, kolaylaştıracak, sonuca ulaştıracak hem Türkiye'nin 21. yüzyıla uygun bir demokratik standartlar seviyesine ulaşmasını sağlayacak bir anayasaya kavuşmasını beklediğimizi, umut ettiğimizi aktardım. Bu konuda onun da katılımcı demokrasi anlayışıyla ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla memleketin meselelerine çözüm getirmeye çalıştığını görmekten duyduğum memnuniyeti ifade ettim."

Gezi olaylarıyla ilgili Başbakan Erdoğan'ın faiz lobisine yönelik eleştirilerinin gündeme gelip gelmediği yönündeki soru üzerine Yılmaz, "Faiz lobisiyle ilgili kavramda Sayın Başbakanın ekonomide ulaştığımız istikrarı tehlikeye düşürecek, piyasa ekonomisinin kural ve düzeninin bozulmasına sebep olacak gelişmelerle ilgili kaygıları olabileceğini tespit ettim. Ancak tabii Türkiye'de düzenleyici ve denetleyici kurumların ekonominin geleceğiyle ilgili sağlam bir alt yapı olarak güvenebileceğimiz kurumlar olduğunu tespit ettik. Bu alanda bir eksiklik varsa bu kurumların bunu ele alacaklarını ifade ettik. Zannediyorum bu konuyla ilgili kaygılarını Sayın Başbakanın Türkiye'nin ekonomik istikrarının bozulmaması yönünde kaygılardan kaynaklandığını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Gezi Parkı olaylarının dış bağlantısı olup olmadığı yönündeki görüşü sorulan Yılmaz, "Ben böyle bir istihbaratın sahibi değilim. Bu konuda bir değerlendirme yapmak istemem, iç bağlantısı, dış bağlantısı. Ama bunun Türkiye'nin bir an önce katılımcı demokrasiyle ve hukukun üstünlüğüyle çözülecek sorunları olduğunu görüyorum. Demokratik standratlarımızı yükselttikçe sorunlarımızı çözeriz. Dışarıdan etki olacaksa o etkilerin amacına ulaşamamasını sağlarız. Kendi demokrasimizi güçlendirmek bizi güçlendirir. Dış etkiler varsa onları da etkisizleştirir" ifadelerini kullandı.

"Ele alınabilecek seviyede konular olmadığını düşünüyorum"

"Bazı firmalara yönelik boykot kampanyası başladı" denilmesi üzerine Yılmaz, "Böyle bir konu gündeme gelmedi. Böyle bir boykot olduğunu düşünmüyorum. Bunların ele alınabilecek seviyede konular olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "Bazı firmalar bu eyleme destek verdiği gerekçesiyle eleştiriliyorlar. Başbakan Erdoğan 'içeride dışarıda destek verenler var, hesabını soracağız' demişti" sözleri üzerine Yılmaz, "Sayın Başbakanın bunları hukuk yoluyla eğer hukuka aykırı eylem içinde olan varsa hukukun bunu çözmesi gerektiği kanaatinde olduğunu düşünürüm. Çünkü kendileri bu konunun çözümünü hukukun üstünlüğüne dayandırarak ele almışlardır" cevabını verdi.

Yılmaz, Başbakan Erdoğan'ın iş dünyasının önemli isimlerinden bu sürece yönelik talebi olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:

"Ben bir kurumu temsil ediyorum. TÜSİAD kurum olarak Türkiye'de piyasa ekonomisinin tüm kurum ve kurallarıyla çalışmasını, Türkiye'de refahın artırılmasını, toplumsal hayatın geliştirilmesini, refahın güvencesi olacak demokratik standartların geliştirilmesini ister. TÜSİAD'ın bu çalışmaları çerçevesinde bu olaylara yön verebilecek faaliyetleri olacaksa veya bir eksiklik varsa Türkiye'nin demokrasisinde, ekonomisinde bunları gidermek için bir tamamlayıcı katkımız olacaksa bu konuda bugüne kadar olduğu gibi görev yapmaya devam edeceğimizi ifade ediyorum."

"Gezi Parkı olaylarının bütününe bakarsak fotoğrafı nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Yılmaz, "Bu söylediklerimin dışında başka bir şey mi duymak istiyorsunuz" karşılığını verdi.

"En başından bugüne TÜSİAD olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Nerelerinde size göre yanlış yapıldı ya da doğru adım atıldı? Böyle bir değerlendirme yaptınız mı kendi içinizde ve bunu Başbakan ile paylaştanız mı" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Biz bütün bu olaylara Türkiye'de toplumun demokratik katılım kanallarından ülkesinin, şehrinin, semtinin meselelerine sahip çıkmanın ötesinde bir yere gitmesine sıcak bakmıyoruz. Yani yakıp yıkmak, kırmak dökmek, arınmaya çalıştığımız terör ve şiddet geri gelmemeli. Bunları tabii ki kınıyoruz, benimsemiyoruz ama bunlar hiçbir zaman toplumun katılımcı iradesine de engel olmamalı. Türkiye'nin olgunlaşması, gelişmesi, bireylerin daha güçlendiği, devlet birey ilişkisinde bireyin öne çıktığı bir demokrasi gelişimiyle olabileceğini sizlere ifade etmek isterim. Değerlendirmem budur. Devlet birey ilişkilerinde bireyi öne çıkartan, bireyin katılımcı taleplerini karşılayan bir olgunlaşma içerisinde ilerlememiz lazım. Ekonominin de güvencesi, refahın da güvencesi, herşeyin, geleceğin güvencesi bu."

 

 



Sosyal güvenlikteki "kara delik" küçülecek

Onuncu Kalkınma Planı'na göre, merkezi yönetim bütçesinden sosyal güvenlik sistemine yapılacak bütçe 

 

transferinin GSYH’ye oranının yüzde 4’e düşürülmesi hedefleniyor.

 

2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı'na göre,  sosyal güvenlik finansmanı açısında,sosyal 

 

güvenlik reformunun kararlılıkla uygulanması ve sistemin aktüeryal dengesini bozucu uygulamalardan 

 

kaçınılması suretiyle sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliğinin iyileştirilmesi amaçlanıyor. 

 

 

Bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012 yılında GSYH'ye oranı yüzde 9,4 olan gelirleri, 2018'de 

 

yüzde 9,8'e çıkacak. Kurumun geçen yıl GSYH'ye oranı yüzde 11 olan giderleri ise yüzde 10,8'e çekilecek.

 

 

Bu gelişmelerle kuruma yapılan ve 2012'de GSYH'ye oranı yüzde 4,5 olan bütçe transferi yüzde 4'e düşecek.    

 

 

Plan dönemi sonunda merkezi yönetim bütçesinden sosyal güvenlik sistemine yapılacak bütçe transferinin 

 

GSYH’ye oranının yüzde 4’e düşürülmesi hedefleniyor.