BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Haziran 2013 Pazartesi

Balyoz davasında cezalara onama istemi 17 Haziran 2013 16:55 ANKARA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Balyoz Planı davasında eski orgeraller İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan'a verilen 20'şer yıl hapis cezasının onanmasını istedi

Balyoz davasında cezalara onama istemi

17 Haziran 2013 16:55 ANKARA  

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Balyoz Planı davasında eski orgeraller İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan'a verilen 20'şer yıl hapis cezasının onanmasını istedi.

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Balyoz Planı davasında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Orgeneral Bilgin Balanlı, MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Orgeneral Ergin Saygun ve eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'ın da aralarında olduğu 256 sanık hakkındaki mahkumiyet kararlarının onanmasını istedi. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlanan Balyoz Planı davasıyla ilgili tebliğnamesini hazırlayarak dava ile ilgili kararı verecek Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderdi. 361 sanık hakkında duruşmalı temyiz istenmesi nedeniyle Yargıtay 9. Ceza Dairesi sanıklar hakkındaki kararını duruşma yaparak verecek. 

Tebliğnamede,  sanıklar eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'a verilen 20'şer yıl hapis cezası ile Orgeneral Bilgin Balanlı, MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Orgeneral Ergin Saygun ve eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'a verilen 18'er yıl hapis cezalarının onanması istendi. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde 67 sanık hakkındaki mahkumiyet kararlarının ise bozulması talep edildi. 

Tebliğnamede, ilk olarak atılı suçun askeri suç olduğu ve yargılamanın genel adliye mahkemelerinde yapılamayacağına ilişkin iddialar incelendi. Askeri mahkemelerin görev alanlarıyla ilgili yapılan değişikliğin hatırlatıldığı tebliğnamede, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlara ait davaların her halükarda adliye mahkemelerinde görüleceği nazara alındığında, yapılan itirazın yerinde görülmediği belirtildi.

Dijital delillerin elde edilişinde hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığı tartışmalarına da değinilen tebliğnamede, "bir gazeteci tarafından 19 adet CD, 10 ses kaseti ve 2 bin 229 sayfa yazılı belgenin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bir tutanak ile teslim edildiği anımsatıldı. 19 CD'nin Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 134. maddesi kapsamına alındığı, usulüne uygun alınan arama, el koyma ve inceleme işlemlerine ilişkin hakim kararına istinaden Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan arama işleminin askeri makamların katılımıyla gerçekleştirildiği kaydedildi. Ele geçirilen yazılı ve dijital delillerin tek tek tutanağa yazıldığı, CMK gereğince ele geçen ve el konulan dijital verilerin imajlarının alındığı kaydedildi. 

Tebliğnamede, Cumhuriyet Savcısının gözetimi altında, askeri makamlar tarafından yapılan tüm arama ve el koyma işlemlerinin başından sonuna kadar görüntü olarak kaydedildiği ifade edilen tebliğnamede, "Dijital delilerin elde edilmesi ve incelenmesinde, başta Hizbullah terör örgütü olmak üzere, PKK-KCK ve diğer terör örgütlerine ilişkin davalardaki Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin istikrarlı içtihatlarına uygun olarak herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir" denildi.

Adil yargılanma haklarının ihlali iddiası

Başsavcılığın tebliğnamesinde, sanıklar ve müdafilerine, iddianamaler ve eklerinin tamamının verildiği, delillerin tek tek okunduğu, sanıklar ve müdafilerinin hiç bir yasal ve fiili kısıtlamaya maruz kalmadan planladıkları süre kadar ve diledikleri şekilde savunma yaptıkları belirtildi. 

Bazı tanıkların duruşmada dinlenilmemesinin, mevcut deliller ve bu delillerin niteliği karşısında, yargılamaya yeni bir yenilik getirmeyeceği ve suçun sübutu açısından maddi gerçeğin ortaya çıkmasına hizmet etmeyeceği gerekçesiyle mahkemece reddedilmesinin, eksik soruşturma olarak değerlendirilemeyeceği ifade edildi. 

Tebliğnamede, "Sanıkların savunma haklarının güvence altına alınması amacıyla ihdas edilen CMK'nın ilgili maddelerindeki hakların, öngörülen amaçlar dışında kullanılması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki itirazların yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır" denildi. 

Dijital delillerin hukuka uygunluğu

Tebliğnamede, dijital delillerin hukuka uygun delil sayılıp sayılmayacağına ilişkin yapılan değerlendirmede de sanıklar tarafından da doğruluğu kabul edilen 1. Ordu Planı Seminerinde kaydedilen ses kayıtları ve Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo isimli belgedeki hususlar ile sanıklar ve müdafilerince sahteliği ileri sürülen CD'lerde bulunan Balyoz Güvenlik Harekat Planı, Oraj Hava Haraket Planı,  Suga Harekat Planı, Çarşaf ve Sakal Eylem Planı isimli dijital belgeler arasındaki benzerlikler ve birbirini teyit edici özelliklerin, belgelerin gerçekliği konusunda ulaşılan sonucu doğruladığı belirtildi.

Sanıklar Cem Aziz Çakmak ve Çetin Doğan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığı başvrularla ilgili verilen kararlarda, "Mahkeme, somut olayda başvuranın tutuklanmasının yasaya aykırı nitelendirilmesi konusunda ulusal otoritelerce ileri sürülen yasal hükümlerin davada uygulanması ve yorumlanmasının keyfi ve mahtıksız olduğu sonucunun ortaya çıkmadığı kanaatindedir" şeklinde tespitler yapıldığı kaydedildi. Tebliğnamade, bu tespitlerin de dosyadaki delilerin, suçun subutuna ve yazılı şekilde nitelendirilmesine esas alınabileceğini teyit eder nitelikte olduğu kaydedildi.

Plan, seminer çalışmasında, darbe çalışmaları gizli şekilde ele alınmış

Tebliğnamede, bir gazeteci tarafından teslim edilen yazılı belgeler arasında, 12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin belgelerin bulunması ve bu belgelerin konu başlıkları ve içeriklerinin dava konusu planla paralel olduğu ifade edilerek, şu tespitler yapıldı: 

 "12 Eylül 1980 askeri darbesinin dayanağını oluşturan Bayrak Harekat Direktifi ve bu direktif doğrultusunda hazırlanan belgeler, Balyoz Harekat Planı ve eklerinin hazırlanmasında sanıklarca örnek alınmıştır. Plan seminerlerinde  somut olarak gerçek kişiler ve kurum isimleri verilerek, siyasi görüş ve açıklamaları da vurgulanmak suretiyle sunum yapılması ve bir tehdit algılamasından bahsedilmesi yerleşik uygulamalara aykırıdır. 

Balyoz Harekat planında öngörülen askeri darbenin gerçekleşmesi sonrasında bir milli mutabakat hükümetinin kurulması  planının, plana paralel hazırlanan Suga Harekat Planının eklerinden olan 'Yeniden Yapılandırma Faaliyetleri' isimli belgede,  seminer ses kayıtlarında ve seminere ilişkin Genelkurmay Başkanlığı gözlemcileri tarafından hazırlanan sonuç raporunda mevcut olduğu,  tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, 'özel seçilmiş sınırlı sayıda personelden' olan bir kısım sanıklarca gerçekleştirilen plan seminer çalışmasında, amaç suçun icrası kapsamında çalışmaların ve darbe provasının yapıldığı sonucuna varılmaktadır.

Plan seminer çalışmasında bir kısım sanıkların yaptıkları sunumun içeriği, Balyoz Harekat Planının hayata geçirilmesi adına hazırlanan planlar, kuvvetlerce oluşturulan listeler, Milli Mutabakat Hükümeti ismiyle harekat sonrasında iş başına getirilmesi planlanan hükümette kimlerin yer alacağının dahi belirlenmis olması, hukuk devletinde ve demokratik sistemlerde kabul edilemez eylemlerdir."