BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Haziran 2013 Pazar

"Erdoğan'ı koltuğundan edecek sandığın fırtınasıdır" 16 Haziran 2013 22:03 ANKARA MHP lideri Devlet Bahçeli

"Erdoğan'ı koltuğundan edecek sandığın fırtınasıdır"

16 Haziran 2013 22:03 ANKARA

MHP lideri Devlet Bahçeli,

 "Başbakan Erdoğan'ı koltuğundan edecek sokakların gelip 

geçici rüzgarı değil, sandığın fırtınası, sandığın kasırgasıdır" 

dedi.

 

               bunların açıklamayları ile beraber okuyun mhpbahçeli'yi shock olacaksınız.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Yenimahalle Belediye Başkan adayı Devran Kutlugün, Akyurt Belediye Başkan adayı Hakan Türkdağ ve Kazan Belediye Başkan adayı Fazıl Köremezli'nin adaylıklarını Yenimahalle'de açık havada düzenlenen toplantıda açıkladı.

AK Parti'nin Türkiye'yi kutuplaşmaya sevkettiğini ifade eden Bahçeli, Erdoğan'ın Ortaçağ derebeylerinin izinde gittiğini savundu. 

"Erdoğan, kibrin tuzağına, kendini beğenmişliğin çukuruna, böbürlenmenin ve üstten bakmanın içerisine düşmüştür" 

diyen Bahçeli,

 "Başbakan 1930 model batılı diktatörler gibidir. 

Zorbaların takipçisidir, tek adamlığa özenmektedir" 

görüşünü savundu. 

 

"Adalet ve Kalkınma Partisi kontrolden çıkmıştır. 

 

Başbakan Erdoğan Türk milletinin huzur ve güvenini vahim ölçüde bozmuştur" 

diyen Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın dün Ankara'da 

yaptığı mitingde üç hilal ve bozkurt temalı bayrakların 

açılmasını eleştirerek, 

"Başbakan Erdoğan, açılan bozkurtlu ve üç hilalli bayraklara sanki önceden bilmiyormuşçasına dikkat kesilmiş,

 'MHP'li kardeşlerime teşekkür ediyorum, inşallah bu yolda birlikte yürüyelim' 

diyerek komplo mucidi olduğunu göstermiştir. 

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu platformun hemen yanı başında üç hilalli ve bozkurt amblemli afiş ve dövizlerin sallanması daha önceden kurgulanan iğrenç bir tezgahtır. 

Milliyetçi-ülkücü hareketi, Gezi Parkı hadiseleri ile sokağa 

çekmeye, marjinal unsurlarla aynı kareye almaya gayret eden 

Başbakan, bunu başaramayınca bu defa da AKP'nin yanında 

konumlandırmaya, duruşunu sulandırmaya yönelmiştir.

 Üç hilal ve bozkurdu taşıyanlar, AKP'li lejyonlardır. 

Üç hilali AKP mitinginde açanlar soytarılığın ve soysuzluğun 

liste başıdır. Bu mizanseni planlayan, projelendiren ve eylemi 

döken başta Başbakan Erdoğan olmak üzere tüm failler Türk 

milletine ve milliyetçi-ülkücü harekete en büyük namertliği 

yapmışlardır."

Sincan'da üç hilal ve bozkurtlu bayrakların açılmasını 

"Çok tehlikeli bir oyun" olarak niteleyen Bahçeli, 

"Eğer bir siyasi partinin genel başkanı ve başbakanı, 

Ankara'nın sokaklarında giderken 1 kilometrede güvenlik 

altına alınıyor ve öyle işyerine veya ikametgahına gidiyorsa, 

mitinginde 25 metrelik güvenlik çemberinin içine kadar 30-40 

kişinin bir siyasi partinin pankartı ile oraya gelebilmesi, 

Başbakan'ın hayati riskidir. 

Sayın Başbakan bunun farkına varmalı, MHP'nin 

pankartlarını taşıyan alçakları anarken kendisine suikast 

hazırlamaya yeltenenlere de dikkat etmelidir. 

Bu çok tehlikelidir"

dedi.

Bahçeli, sokakların büyüsüne kapılıp yerli ve yabancı provokatörlerin değirmenine su taşınmamasını istedi ve 

"Başbakan Erdoğan'ı koltuğundan edecek sokakların gelip geçici rüzgarı değil  sandığın fırtınası, sandığın kasırgasıdır" 

görüşünü dile getirdi.

 



Türkiye'nin fotoğrafı burada

16 Haziran 2013 18:25

ANKARA

"Milli İradeye Saygı Mitingi"nde konuşan Başbakan Erdoğan, 

 

"Eğer Türkiye fotoğrafı görmek isteyen varsa, 

uluslararası medyaya rağmen görmek isteyen 

varsa, fotoğraf burada"

 dedi.


AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği 

“Milli İradeye Saygı” 

 

 mitinginde vatandaşlara seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 

 "Eğer Türkiye fotoğrafı görmek isteyen varsa, 

uluslararası medyaya rağmen görmek isteyen 

varsa, fotoğraf burada"

 dedi.

Başbakan Erdoğan, "Dünyanın her yerinde meydanlara çıkan, bize dualarını esirgemeyen kardeşlerimi İstanbul'dan selamlıyorum. Avrupa'nın onlarca kentinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ortadoğu'da, Asya'da bizi bağrına basan, bizim için sokağa çıkan, bizim için için hayır dualarını gönderen, yollayan tüm kardeşlerimi, tüm dostlarımızı İstanbul'dan yürekten selamlıyorum" ifadelerini kullandı.

Uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu

"Uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu. Hadi bakalım BBC bunu da gizle, CNN bunu da gizle, Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye'yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız" diyen Başbakan Erdoğan, "Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi. Bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil" dedi.

Taksim Meydanı millete teslim edildi

Başbakan Erdoğan, "Şu anda Gezi Parkı boşaltıldı, Taksim Meydanı boşaltıldı ve bu millete teslim edildi. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Gezi Parkı'nın içini temizledi. Şimdi çiçeklendirmesini yapıyor, yeşillendirmesini yapıyor. Gerçek çevreciler şu anda iş başında. Atatürk Anıtı'nın ki Cumhuriyet Anıtı'dır adı aynı zamanda. Oranın da çevresindeki çiçeklendirmeler yapıldı" şeklinde konuştu.

Parklar asla işgal altında olamaz

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Halk diyorsa ki; Biz Taksim'e şehir müzesi istemiyoruz. Şehir müzesini de yaparken Gezi Parkı'nı yakıp yıkmayacağız, ağaçları kesmeyeceğiz. Oradaki 600 ağacın yaklaşık 500'ünü yine orada kullanacağız. Kalan 100'ünü ise oradan söküp müzenin çevresine ve yayalaştırma alanının içine kullanacağız.
Ne deseler beğenirsiniz. Çoğu dedi ki: 'Güzel'... Güzelse o zaman hemen dedim bu akşam, gider gitmez, söyleyin Gezi Parkı'nı boşaltsınlar. Çünkü Gezi Parkı belli bir grubun parkı değildir. Gezi Parkı tüm istanbul halkının, tüm meydana gelenlerin parkıdır ve bu parklar asla işgal altında olamaz. Benim sabrım buraya geldi. Boşalttınız boşalttınız. Boşaltmadığınız takdirde, bedeli ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu'na rağmen, terör örgütlerine rağmen burayı boşaltacağız dedim'' ifadelerini kullandı.

Türkiye sadece Taksim'den ibaret değil

Başbakan Erdoğan "Dost da düşman da artık şunu anlasın. Türkiye sadece Taksim Meydanı'ndan ibaret değildir. Türkiye sadece Kuğulu Park'tan ibaret değildir. Türkiye sadece Alsancak'tan ibaret değildir. Türkiye Kasımpaşa'dır. Türkiye Fatih'tir. Türkiye Üsküdar'dır. 39 ilçemizin hepsini söylüyorum" dedi.

Türkiye sosyal medya üzerinden, üzerinde ameliyat yapılabilecek bir ülke değildir

Türkiye'nin sosyal medya üzerinden, üzerinde ameliyat yapılabilecek bir ülke olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye'yi tanımaktan aciz parlamentoların kararlarıyla mahkum edilebilecek bir ülke hiç değildir. Avrupa Birliği Parlamentosu bizimle ilgili bir karar almış. Haddini bil ya, haddini bil. sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin ya? Daha ilk gün ne dedim, 'Sizin aldığınız kararı tanımıyoruz' dedim. Ve aldıkları kararı kendilerine iade ettim" diye konuştu.

AKM'deki pankartların indirilmesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki pankartların indirilmesi ile ilgili olarak da şunları söyledi:
"Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşudur. İşgal edildi. Kimler tarafından, illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya bazı paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada, bu illegal örgütlerin pankartları vardı. Paçavraları vardı ama bu arada Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanına da hakaretler vardı. Bunlara sorarsan, bana gelenlere, 'Biz de bunlardan çok üzüldük ama...' Onları oradan indirmeyecektik de ne yapacaktık ?" dedi.

Terörist başıyla Atatürk'ü ve Türk bayrağını nasıl yan yana getirdiniz

"Şimdi buradan ulusalcılara sesleniyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "Ey ulusalcılar, ey CHP ve yandaşları, terörist başıyla Atatürk'ü ve Türk bayrağını nasıl yan yana getirdiniz" şeklinde konuştu.

Faiz lobisi çok iyi ortaya çıktı

Başbakan Erdoğan, "Tabi bunlar bugüne kadar güdülen iktidarlara alışmışlardır. Güdüyorlardı, istedikleri gibi hükümet kuruyorlardı bu ülkede. İstediklerini indiriyorlardı, istediklerini getiriyorlardı"İfadelerini kullanarak, İşte bazı medya kuruluşları aynı oyunun içindeler, aynı numarayı yapıyorlar ama hepsi turnusol kağıdı gibi ortaya çıktı. Faiz lobisi çok iyi ortaya çıktı" dedi

Taksim olaylarına karışan yabancıların burada ne işi var?

Başbakan Erdoğan, "Ben merak ediyorum. Dünyanın değişik yerlerinden acaba Taksim Meydanı'na gelip bu olayların içerisine karışan yabancıların burada ne işi var?" diye konuştu.

"Biz polisimizin yanlışı varsa onu sorgularız ama polisimize şiddet uygulayan, sokaklarda çatışan, caddeleri yakıp yıkan, kamu malına, özel mülke zarar verenleri tek tek inceleyecek ve araştıracağız" ifadelerini kullanan Başbkan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bütün MOBESE kayıtlarında bunlar var. Hepsi inceleniyor. Sosyal medyada provokasyon yapanları da araştıracağız, medyada provokasyon yapanları, bu olaylara arkadan her türlü lojistik destek verenleri de araştıracak ve deşifre edeceğiz."

Milletvekili, teröre fırsat vermez

"Böyle bir tablo içerisinde, polisimiz, yargımız, demokrasimiz çok zorlu bir sınava tabi tutuldu. Ama hamdolsun biz bu sınavı başarıyla aştık" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu ülkeyi, demokrasiyi, hukuku, raydan çıkarmak isteyenlere rağmen biz demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini öne çıkardık. Onların sarsılmasına müsaade etmedik. Kardeşlerim, hatalar yapılmış olabilir, yanlışlar olabilir, istenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir. Fakat Ankara'da dün akşam baktım ki yürüyen bir grubun önünde CHP'li milletvekilleri yere çökmüş, oradan poz veriyorlar, şov yapıyorlar. Ne bu? Sen milletvekilisin. Milletvekili, teröre fırsat vermez. Milletvekili, ülkesinin devletine yardımcı olur. Milletvekilinin yapması gereken budur. Terör estirmek isteyenlerin önünü açmak değildir. Ama bunlar, terör estirmek isteyenlerin önünü açmıştır. İstanbul'da isim veriyorum. Divan Oteli'ne giren CHP'li milletvekillerinden bir tanesi, benim Valime hakaret ediyor. Saygısızca. O kendisinden yardımcı olmasını istiyor, O ise hakaret ediyor. Kim bu? O da CHP milletvekili. Bunların meşrebi bu. Cibiliyeti bu."

Lise talebelerine baskı uygulayanları milletim bilsin

Sanatçılara mahalle baskısı uygulayanları milletin bilmesini istediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Şimdi ben buradan bazı okulların müdürlerine, öğretmenlerine sesleniyorum. Araştırmalar devam ediyor. Ben bu tür okul müdürlerini okullarımızın başında görmeyi asla kabul edemem. Çünkü biz bu yavrularımızı size teslim ettik. Anarşist olsunlar diye teslim etmedik. Bunları iyi yetiştirin, iyi okutun, iyi eğitin diye gönderdik. Birilerinin mitinglerine bunları derslerden çıkararak gönderin diye değil" ifadelerini kullandı.

Hukuk dairesi içinde gereken hesabı mutlaka soracağız

"Bu dönen dolaplara aldanmayın. Bunların hepsini aşarız, yeter ki siz bu güzel tabloyu her zaman koruyun. Medyaya şiddet uygulayanları milletim görsün. Türkiye ekonomisine zarar vermek için açıklama yapanları, tavır belirleyenleri, kendi ülkesine kastedenleri milletim anlasın" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, "Şunu açık açık söylüyorum; 18 gün boyunca sokak sokak terör estirenlere, benim başı örtülü kardeşlerime el uzatanlara, yanında bebeği olduğu halde hem anneye hem bebeğe şiddet uygulayan alçaklara, ahlaksızlara, Dolmabahçe Bezmi Alem Valide Sultan Camisi'ne ayakkabılarıyla giren, 3 gün orayı işgal edenlere, orada alkol kullanan saygısızlara, hukuk dairesi içinde gereken hesabı mutlaka soracağız" dedi.

Biz bu milletin hizmetkarıyız hizmetkarı

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyorlar ki; 'Sayın başbakan çok sertsin' Bazıları da 'diktatör' diyor. Bu nasıl diktatör ki; sizin gibi o Gezi Parkı'nı işgal edenlerle, samimi çevrecileri kabul ediyor. Böyle bir diktatör var mı ya dünyada ? Tarihinde var mı ? Orada size gösteri yaptırtacak ha, Mümkün mü ? Biz bu milletin hizmetkarıyız hizmetkarı. Biz bu yola öyle çıktık. Biz bütün adımlarımızı sevgi üzerine bina ettik. Kendilerine yargı kararını bekleyeceğimizi söyledik. Ardından halk oylaması yapacağımızı söyledik. Bunun neticesine göre hareket edeceğimizi söyledik."

Sandıktan başka yol arayanlara geçit vermeyeceğiz

Başbakan Erdoğan, 18 gündür yapılan bu şiddet eylemlerinin, azınlığın çoğunluğa, imtiyazlıların mağdurlara, seçkinlerin millete egemen olma ve hükmetme imtiyazlarını geri alma girişimi olduğunu dile getirerek, "Ağacın, çevrenin, Gezi Parkı'nın arkasına saklanıp, korkakça, alçakça, ahlaksızca, kendi kirli hesaplarını görmeye çalışanları biliyoruz. Ağacın, çevrenin, Gezi Parkı'nın arkasına saklanan faiz lobisini de biliyoruz. Milli irade hırsızlarını, kaymak tabakayı, bizler de milletimiz de çok iyi tanıyoruz. Sandıktan başka yol arayanlara, bu ülkede geçit vermeyeceğiz. Milli irade hırsızlarına asla fırsat tanımayacağız. Çetelerin, terör orgütlerinin, illegal örgütlerin, vandallıkla, ahlaksızlıkla, milletin huzurunu bozmalarına müsaade etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

 

Kazlıçeşme'de Milli İradeye Saygı Mitingi

16 Haziran 2013 17:57 İSTANBUL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tamamen dolan Kazlıçeşme Meydanı'ndaki "Milli İradeye Saygı Mitingi"nde halka hitap etti.


AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği “Milli İradeye Saygı” mitinginin yapılacağı alanın büyük bölümü tamamen doldu.

"Büyük Oyunu Bozmaya, Haydi Tarih Yazmaya" sloganıyla düzenlenen miting için vatandaşlar Kazlıçeşme’ye gelmeye devam ediyor.

Alana gelen vatandaşlar, "Acil muhalefet aranıyor" , "Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak", "Duruşun asaletinden, gücün Rabbinden, desteğin milletinden", "Dik dur eğilme, dadaşlar seninle",  "Siyonizm şaşırma, sabrımızı taşırma” yazılı pankartlar taşıdı.

"Bu memleket bizim" şarkısı çalınırken, bazı vatandaşlar alana, ellerinde büyük Türk bayrakları taşıyarak sloganlar eşliğinde giriyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşacağı platformun sol tarafına da büyük bir Türk bayrağı asılırken, alanda büyük bir Beşiktaş bayrağı vatandaşlar tarafından taşındı.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile ailesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, miting alanına gelerek, platformdan halkı selamladı.

Halkı selamlayanlar arasında AK Parti genel başkan yardımcıları Numan Kurtulmuş, Ekrem Erdem, Süleyman Soylu ve Mustafa Şentop ile bazı AK Partili milletvekilleri de yer aldı. 

 

 

Tablo yerli yerine oturuyor

16 Haziran 2013 16:19 ANKARA

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, 

 

"Taksim'deki olayların, ABD'de 

"olası İstanbul isyanı"

 

 adıyla tartışıldığının ortaya çıkması üzerine, 

 

"Tablo yerli yerine oturuyor"

 

 dedi.


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Taksim'de başlayan olayların, şubat ayında ABD'deki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde "olası İstanbul isyanı" adıyla tartışıldığının ortaya çıkması üzerine, "Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... 

 

Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Çelik, Washington'daki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde (American Enterprice Institute) "olası İstanbul isyanı" adıyla bir senaryonun ele alındığının ortaya çıkması üzerine, AA muhabirinin sorularını cevapladı. Senaryoda, ele alınanların son günlerde Türkiye'de yaşananlarla paralellik arzettiğini kaydeden Çelik, "Son günlerde yaşadıklarımız, bir oyun" dedi.

"İstanbul İsyanı Planı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçmiş başbakanlardan farklı bir yapısının bulunduğunu söyleyen Çelik, "Bugüne kadar Batılı ülkeler nezdinde hak ettiğimiz dik duruşu sergileyemeyen maalesef başbakanlar vardı. ABD Başkanları veya gelişmiş ülkeler karşısında el pençe divan duran başbakanlar, maalesef bizim tarihimizde var. Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası haksız nizamı eleştiren bir lider. Birleşmiş Milletler sistemini, özellikle Güvenlik Konseyini kuvvetlilerin hakkı olarak kabul edildiği işleyişi eleştiriyor. 'Kuvvetliler haklı değil, haklılar kuvvetli olmalıdır' diyor. Avrupa Birliği ülkeleriyle eşit ilişki kuran bir Başbakan var. İşte bunlar birilerini rahatsız ediyor. Onun için maalesef bu son senaryoda da bunu görüyoruz. ABD'deki NeoCon'ların bizimle ilgili tavrını, düşüncelerini biliyoruz. Oradaki çeşitli lobilerin tavrını biliyoruz. 1915 olaylarına yönelik yapılan hazırlığı biliyoruz" ifadesini kullandı.

"Bizim etkin bir dış politika ortaya koymamız, onurlu haysiyetli durmamız, başımızı dik tutmamız birilerini rahatsız ediyor" diyen Çelik, şunları söyledi :

"Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor. Bir işin startıyla o işin aldığı şekil çok farklı olabilir. Bir noktadan hareket edilir, sonra o nokta büyütülür. Gezi Parkı, yeşil ve çevre duyarlılığı gibi masum bir hadise olarak başlatılır ama farklı farklı yönlere çekilir. İşte tam da burada bu planın içinde 'Kod Adı İstanbul İsyanı' denilen tezgah tam da istenilen noktaya getirilmiştir"

"O senaryoyu, oynayıp oynamamak bizim irademizde"

"Dış güçler ve onların yerli işbirlikçileri"  diye sık sık söylenen kalıp söze atıfta bulunan Çelik, şöyle devam etti :

"Benim yadırdağım şudur. Birileri dışarda şunu veya bunu tezgahlayabilir. Ben o tezgaha niye geliyorum kardeşim. Aslında orada dikkat etmesi gereken biziz. Biz, millet olarak başımıza gelen felaketleri, musibetleri hep dışarı havale ediyoruz. Evet birileri dışarıda bizim için senaryo yazıyor ama o senaryoyu oynayıp oynamamak bizim irademizde."

"Resmen fitnenin değirmenine su taşıyorlar"

Bazı ünlü gazetecilerin yanı sıra sanatçı ve aydın olarak bilinen pek çok kişinin bu süreçte sosyal paylaşım ortamlarından paylaştıkları ifadelerle, yaptıkları açıklamalarla halkı tahrik ettiğini söyleyen Çelik, "Resmen fitnenin değirmenine su taşıyorlar. Birileri, bu Gezi olaylarının rüzgarıyla 'ben yelkenimi şişirebilir miyim' gayreti içine girdi. Rant elde gayreti içindeler" diye konuştu.

"Cenaze üzerinden bile bir öfke kabarması oluşturmak isteyen bir anlayış var"

Ankara'daki gösteriler sırasında yaralanıp hastanede hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün cenaze töreni sebebiyle yaşanan gerginliği de değerlendiren Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un kendisini arayarak cenazenin önce Batıkent'teki cemevine oradan da memleketi Çorum'a defnedilmek üzere götürülmek istendiğini iletmesi üzerine bizzat İçişleri Bakanı Muammer Güler'i arayarak bu talebi aktardığını kaydetti.

Çelik, "İçişleri Bakanımız 'hay hay, götürsünler cemevine' dedi. Fakat cenaze merasimi yapmak yerine Kızılay'a Sıhhiye'ye getirip, merasimi yapmak yerine bunu bir kalkışma malzemesi yapmak, bir ölünün cenazesi üzerinden bile bir öfke kabarması oluşturmak isteyen bir anlayış var. Bu, hasta bir zihniyettir. AK Parti'ye zarar veriyorum diye ülkesine zarar veren bir zihniyettir. İnşallah sağduyu galebe çalar" diye konuştu.

"Türkiye'den de bazı garibanları maalesef piyon olarak kullanıyorlar"

Yabancı medyanın, olayları abartarak, Türkiye'de adeta iç savaş yaşanıyormuş gibi yayın yaptığını da ifade eden Çelik, "Bunlar, menfaatsiz, bir şekilde mama almadan kimseye günahlarını vermezler. Sincan'da nerdeyse bir milyon insanın toplandığı meydandan neredeyse hiç yayın yapmadılar. Bu olacak şey mi? Birileri bunları besliyor. Bunların hangi lobiler adına, hangi zihniyetler adına hareket ettiği bizce biliniyor ama halkımızın intibaha gelmesi, uyanması lazım. Bunlar topyekün Türkiye'yi hedef almışlar ama Türkiye'den de bazı garibanları maalesef piyon olarak kullanıyorlar. Bu meselede kimsenin, özellikle iyi niyetli insanlarımızın kendini kullandırmaması lazım."

Kod Adı : İstanbul İsyanı

Yeni Şafak gazetesinin bugünkü sayısında "Kod Adı İstanbul İsyanı" şeklinde manşete taşınan senaryonun, şubat ayında ABD'de tartışıldığı ortaya çıktı. Washington merkezli İsrail kuruluşu Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (American Enterprice Institute) adlı kuruluşta, "Büyük gösteri olursa Taksim, Tahrir gibi kimlik kazanır. Türk gençliği apolitik, meydanlara inerse zaman içinde politikleşir. Sokaklar canlı tutulmalı. Ulusal sol hareketler, ilerici hedefler ortaya koyamadığı için meydanı bir halk hareketine dönüştürmek zor olabilir" yorumları yapıldığı kaydediliyor.

Toplantıya, ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'un ekibinde yer alan ve Türkiye karşıtlığıyla bilinen Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Richard Perle, Bernard Lewis, Elliot Abrams, John Bolton, William Kristol ve Douglas Feith gibi isimlerin katıldığı belirtiliyor. Türkiye karşıtı söylem ve politikalarıyla bilinen "NeoCon" isimler, 2007 yılında da Türkiye'yi karıştırmaya yönelik "Hudson Planı" ile gündeme gelmişti.