BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Haziran 2013 Perşembe

Engelleri kaldırın, fasılları açın

  20 Haziran 2013 22:13  AA
BRÜKSEL

 

AB Genişleme Komiseri Stefan Füle, üye ülkelere, Türkiye'nin katılım müzakerelerinde "engelleri kaldırarak fasılları açmaları" çağrısında bulundu.

AB Genişleme Komiseri Stefan Füle, üye ülkelere, Türkiye'nin katılım müzakerelerinde "engelleri kaldırarak fasılları açmaları" çağrısında bulundu.

AB Komisyonu'nun ev sahipliğinde düzenlenen, 

"Batı Balkanlar ve Türkiye'de İfade ve Basın Özgürlüğü Konferansı"nda konuşan Füle, 26 Haziran'da açılması planlanan bölgesel politikalar faslında engelleyici tutum takınan Almanya ve Hollanda'yı uyardı.

Füle, "Üye ülkeler bölgesel politikalar faslını açıp açmamayı tartışmaya devam ediyor. Eğer açılırsa 3 yıl aradan sonra bir ilk olacak, AB katılım müzakerelerinin tekrar rayına oturtulmasında önemli bir faktör olacak, Türkiye ile umarım sürdürülebilir bir şekilde yeniden angajmanımızın önemli bir unsuru olacak"

 dedi.

Füle, AB'nin, Türkiye'deki reform sürecinin çapası olarak kalmak istiyorsa bu faslı açması gerektiğini belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB sürecinde Türkiye'nin önüne siyasi engeller çıkarılmaması çağrısını paylaşan Füle, Türkiye karşıtlarına koz verilmemesi açısından göstericilere orantısız güç kullanılmamasının önemini de vurguladı.

"Adalet Bakanı çok mantıklı sorular soruyor" 

AB üyelerinin yargı ve temel haklar faslında tarama sonu raporunu onaylamaması ve açılış kriterlerinin belli olmaması nedeniyle Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in kendilerine yönelik eleştirilerine hak veren Füle, "Adalet Bakanı, bana çok mantıklı sorular soruyor. 'Yargı reformu paketleri hangi yönde olmalı, tarama raporu nerede, açılış kriterlerimiz ne?' diye soruyor. Bunlar, cevaplaması zor sorular" ifadesini kullandı.

Füle, Türkiye'nin AB katılım müzakereleri yürüten fakat vize muafiyeti tanınmayan tek ülke konumundan çıkması gerektiğini belirterek, bu amaçla hazırlanan vize muafiyeti eylem planı ve geri kabul anlaşması üzerinde Ankara'yla sürdürdükleri müzakerelerde son dönemde önemli ilerleme sağladıklarını dile getirdi.

Stefan Füle, ifade ve basın özgürlüğünde AB'ye yöneltilen "çifte standart" eleştirilerini de anlayışla karşıladı. Füle, üye olana dek ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili gözetim altında tutulan ülkelerin üye olduktan sonra bu alanlarda geriye gitmelerini engelleyecek bir mekanizmaya şimdilik sahip olmadıklarına dikkati çekerek, bu alanda üye ülkeleri de denetlemesi için AB Komisyonu'na yetki verilmesini istedi.

Füle, ifade ve basın özgürlüğünün ülkelerdeki demokrasi kalitesi açısından belirleyici bir gösterge olduğunu söyledi.

"Türkiye, 2 sorunlu yasayı düzeltti"

Genişleme Komiseri Füle, Türkiye'nin, 4'üncü yargı paketiyle gazetecilerin hapse atılmasıyla ilgili en sorunlu 2 yasayı düzelttiğini belirterek artık uygulamaya ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.

Füle, Türk ve Avrupalı siyasetçiler arasındaki söz düellosunun parçası olmayacağını da ifade etti.

"Türkiye AB ile ilişkilerini kesmeye mi hazırlanıyor da yetkililerden sert açıklamalar geldi" şeklindeki soruya da Füle, "Türk yetkililerin zihninde ne var yorumlayamam. Bu süreci ilerletme kararlılıklarını çok açık şekilde görüyorum. Görüşmelerimde onlara katılım sürecinin hem Türkiye hem de AB'nin iyiliğine olduğunu daima belirtiyorum. Bizi ilerletecek olan karşılıklı menfaatlerin dengesidir, bazen Türkiye'den duyduğum kimin kime daha çok ihtiyacı olduğu şeklindeki yaklaşımlar değildir" yanıtını verdi.

 

 

"Yükselen güçler" benzer olaylar ile yüz yüze

20 Haziran 2013 13:48

Son yıllarda ekonomik ve siyasi gücünü artıran Türkiye ve Brezilya'nın birbirlerine benzer protesto gösterileriyle karşı karşıya kalması dünyanın da dikkatini çekti.

WASHINGTON- Barışkan Ünal - Mustafa Keleş - Gamze Türkoğlu Oğuz

Hem Türkiye hem Brezilya, son dönemde “yükselen güçler” listesinde yer alıyor. Türkiye, Ortadoğu’da bölgesel bir güç iken, Brezilya da Latin Amerika’da aynı konumda.

Türkiye ve Brezilya, aynı zamanda dünyanın ekonomik kriz içinde olduğu bir dönemde, ekonomik açıdan büyüyen ülkeler olmalarıyla da dikkati çekti.

Ekonominin sosyal hayata yansıması en büyük fark

İki ülkeyi ayıran önemli noktalardan biri ise ekonomik gelişmenin sosyal hayata yansıması.

Türkiye’de son 10 yıldaki ekonomik gelişmeler, orta sınıfa ve alt gelir gruplarına da hizmet olarak yansımasına karşın, Brezilya’da en fazla eleştirilen nokta, ekonomik büyümenin sosyal hayatta kendini fazla göstermemesi oldu. 

Türkiye ve Brezilya'nın gündemini, son günlerde meşgul eden protestolar, birçok noktada benzerlik gösteriyor. 

İlk benzerlik, iki ülkede de protestoların aslında küçük sayılabilecek meselelerden başlaması.

Türkiye’deki protestolarda, İstanbul’un merkezindeki son yeşil alanlardan Gezi Parkı’nın korunmasına yönelik başlayan eylem, hükümeti eleştirmeye dönük gösterilere dönüştü.

Brezilya’da son olayların başlangıç fitili, Sao Paulo ve Rio de Janeiro gibi ülkenin en büyük kentlerinde toplu taşıma araçlarına getirilen 10 sentlik artış oldu.

İki ülkede de olayların, küçük gösterilerden, toplumun bazı kesimlerini sokağa döken protestolara dönüşmesinde özellikle "güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı"nın etkili olduğu görüşü dile getiriliyor.

Bu benzerliklere rağmen, iki ülkedeki gösteriler arasındaki belirgin farklar da dikkati çekiyor.

Brezilya’daki protestoların hedefi "sosyal adaletsizlik” olarak görülüyor. Türkiye’deki protestolar ise Brezilya’daki gibi  "sosyal adaletsizlik" eleştirilerine dayanmıyor. Protestocular, Gezi Parkı'nın park olarak kalmasının ötesinde, hükümeti daha çok “ifade özgürlüğü” ve "bireylerin yaşam tercihini" kısıtlamakla suçluyor.

Brookings Enstitüsü'nden Dr. Vanda Felbab-Brown, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Brezilya'da birçok faktörün protestoları tetiklediğini, sosyal medya sayesinde de insanların ve sosyo-politik grupların huzursuzluğunun açığa çıktığını belirtti.

Protestoların ana nedeninin alt ve orta sınıfların artan talepleri karşısında hükümetin bunları karşılamakta yetersiz kalması olduğunu dile getiren Brown, ekonomik büyümenin yavaşlaması dışında tamamlanmamış reformların özellikle orta sınıflar arasında hayal kırıklığına neden olduğunu vurguladı.

Columbia Üniversitesi Brezilya çalışmaları Merkezi'nden Doç. Dr. Marc A. Hertzman da Brezilya'daki protestoların birçokları için sürpriz olduğunu belirtti.

Uzmanlar, protestocuların sosyal medyada organize olması ve gösterilerin küçük bir olaydan patlak vermesi gibi genel benzerlikler dışında Türkiye ile Brezilya'daki durum arasında fazla bir bağ olmadığı görüşünde.