İSTANBUL’UN DEĞİŞEN YÜZÜ...
ERDOĞAN’IN BÜYÜK PROJELERİ
Boğaz’ı boydan boya geçecek 50 kilometre
uzunluğunda ve İstanbul’u
büyük bir adaya
dönüştürecek bir kanal, Londra Heathrow
Havalimanı’nın
iki katı yolcu kapasiteli bir
havalimanı, 1,25 milyon insanı alabilecek
dev
bir halk meydanı…
Bunlar Türkiye’nin en büyük kentine yapılması
planlanan süper projelerden yalnızca üçü. Bunlara daha küçük ölçekli
başka tasarıları da eklerseniz bazı kişilere umut bazılarına ise korku
veren sonuçlarla karşılaşacaksınız. Zira bu projeler, antik metropolün
çehresini sonsuza kadar değiştirebilir.
Erdoğan, “Yüzyılın en büyük projelerinden birini yapmak için
bugün kolları sıvıyoruz. Panama, Süveyş veya Yunanistan’daki Korint
Kanalları bununla rekabet bile edemez.” dedi.
Ancak Başbakan’ın kendisinin bile “çılgın proje” olarak
nitelendirdiği bu büyük projelerinden herkes memnun değil. Birçok yerel
toplum eylemcisi, çevreci ve şehir plancısı, bu projelerin kentin
toplumsal dokusuna ve çevreye bir tehdit unsuru teşkil ettiği görüşünde.
Söz konusu projelerin hayata geçirilmesi sürecinde de büyüyen bir
siyasi tehlike görülüyor.
Ancak bu muhalefete karşın dev projelerin çoğu yapılmaya
başlandı. Sonuçlar ise kimisini rahatlatacak kimisini de tedirgin
edecektir.
Dev projelerin ilki olan Kanal İstanbul, Erdoğan tarafından
2011’de seçimlerden hemen önce duyuruldu. Derinliği 25 eni 150 metre
olarak planlanan kanaldan, Karadeniz’den gelecek büyük gemiler geçecek
böylece Boğaz’da trafik olması önlenecek. Kanal, Boğaz’ın aksine
Türklerin kontrolünde olacak. Kanal projesi nisan ayında Devlet Yüksek
Planlama Kurulunun onayından geçti.
İstanbul’un üçüncü havalimanının ihalesini ise Türk inşaat
şirketlerinden oluşan bir şirketler birliği kazandı. Avrupa Yakası'nın
Karadeniz kıyısında yapılacak olan havalimanı ile 2038 yılı itibariyle
yılda 150 milyon yolcu taşınması hedefleniyor.
2015’te hizmete girmesi planlanan üçüncü Boğaz Köprüsü için de çalışmalar başlatıldı.
Bu projelerde kullanılacak taşlardan arta kalanlar ise
Yenikapı’da 715.000 metrekarelik bir araziyi halk meydanına çevirmek
için kullanılacak. Bu meydan, dünyanın en büyük halk meydanı olacak.
Türk basını Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayını alan meydan
inşaatının başladığını söylüyor.
Şu an bir park olan Çamlıca Tepesi ise 30.000 kişi kapasiteli dev bir camiye çevrilecek.
Taksim’de ise Gezi Parkı’nın bulunduğu yerde Topçu Kışlası
yapılacak. Bu proje de mart ayında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Yüksek Kurulunca onaylandı.
Projelere, yerel eylemciler ve sivil toplum kuruluşları muhalefet ederken şehir halkının büyük bölümü destek veriyor.
Örneğin Kanal İstanbul, Marmara Denizi ve Karadeniz’in tuzlu su
dengesini etkileyebilir ayrıca kentin kuzeyindeki dev ormanların
kesilmesine sebep olacak. Havalimanı için 657.000 ağaç kesilecek.
Çevresindeki yollar için de ayrıca birçok ağaç kesilecek. Dev halk
meydanının çevreye etkileri henüz bilinmiyor ancak Boğaz ve deniz
ortamını değiştirmesi söz konusu olabilir. Taksim Parkı ve Çamlıca
Tepesi ise İstanbul’un göbeğinde yeşil alan olarak kalan alanlardan
ikisi.
Taksim Platformu sözcüsü Betül Tanbay, Başbakan’ın ben bilirim
ben yaparım tavrıyla kentler için demokratik karar alma süreçlerinin
kaldırıldığını söyledi Tanbay sözlerine kanıt olarak Taksim’deki Gezi
Parkı’nın park olarak kalması için toplanan 100 bin imzalı dilekçeyi
gösteriyor.
Erdoğan ise kendi projelerine karşı çıkanları gericilikle
suçlayarak “Eğer çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı gerçekten
istiyorsanız böyle yatırımları hızla yapmalıyız.” diyor.