“Devlet-i
Aliyye, başlangıçta, her ne kadar bir
küçük hükümet şeklinde idi; lakin
Türklüğe
mahsus olan üstün sıfatlar ile İslâmî şecâ’at ve
dindarlığı
kendisinde toplamış bir kabile
olduğundan, kendisinde İslâm milletinin
birliğine vesile olmak gibi bir kabiliyet vardı.
Bu Devlet-i Aliyye,
diğer devletler gibi,
imtiyazlı bir toplum içinden ortaya çıkıp da
hazır
millet ve memleket bulmuş bir devlet
değildir; belki yeni topraklar feth ederek,
kendine yer edinmiş ve
teşkil ettiği Osmanlı
Milleti dahi, dilleri farklı, tavır ve ahlakları
ayrı ayrı çeşitli milletlerin en güzel edeb ve
tavırlarından seçilmiş
üstün ve güzel bir
topluluktur.
Bunların dedeleri de, çok eski
zamanlardan
beri Türkistan’da dahi han ve sultan olarak
el-hakk asîl ve
soylu bir Türk hanedanıdır”.