Tek Türkiye var
20 Haziran 2013 07:28 ANKARA
Bakan
Davutoğlu, Gezi Parkı olaylarına ilişkin
"Avrupa'da bu kadar yaygın
gösteriler olduğunda onlar gibi
'Meydanda iki Türkiye çatışıyor'
dedik
mi.
Türkiye'de tek Türkiye var"
dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TGRT Haber televizyonundaki programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Taksim Gezi Parkı
olaylarıyla ilgili konuşan Davutoğlu, bir anda Türkiye hakkında iki
hafta içinde yeni bir algı oluşturma operasyonu başlatıldığını
söyledi. Davutoğlu, olaylarda komplo teorilerinin ötesinde bir vaka
bulunduğunu belirterek, görüştüğü mevkidaşlarına da aynı şeyleri
anlattığını ifade etti.
Davutoğlu, "Avrupa'da hangi büyük
başkentte veya metropol şehirde bir gösteri dolayısıyla şehrin en büyük
meydanı 18 gün normal akışına kapatılır" ifadesini kullandı. Davutoğlu,
şöyle devam etti:
"1 Haziran günü, aynı gün, Frankfurt'ta
Blockupy gösterilerinde polis hem biber gazı kullanıyordu hem tazyikli
su kullanıyordu. Yüzlerce göstericiyi gözaltına alıp uzun süre kontrol
altında tutmuştu saatlerce.
Tek gerekçe vardı. Yüzleri kapalıydı. Peki
Türkiye'de uzun saatler verilen yayınlarda göstericilerin yüzleri açık
mıydı?"
Davutoğlu, "Avrupa başkentlerinde bu kadar yaygın
gösteriler olduğunda biz dönüp şunu dedik mi onların dediği gibi, 'İki
Türkiye var ve meydanda iki Türkiye çatışıyor'. Hiçbir dışişleri bakanı
benim ülkem hakkında böyle konuşamaz. Türkiye'de tek Türkiye var" diye
konuştu.
"Saldırıya uğrayan başörtülü hanım, benim çok yakın bir öğrencimin eşidir"
Bir gazetenin, hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtülü
bir kadına olaylar sırasında yapılan saldırının doğru olmadığını dile
getirdiğini hatırlatan Davutoğlu, konuyla ilgili şunları anlattı:
"O saldırıya uğrayan başörtülü hanım, benim çok yakın bir öğrencimin
eşidir.
Olayın olduğu gün kendisiyle konuştum. Cezayir'deydim, bizzat
aradım. Kayınpederi üniversite arkadaşımdır. Ortada bir fiili vaka var,
bu bilinsin diye söylüyorum. Babası üniversite arkadaşımdır, aynı
dönemlerde okuduk. Oğlu benim talebemdir. Eşi benim de gelinim sayılır.
Ben bunu birinci ağızdan dinledim. Twitter'da bu çıkınca ben şüphe ettim
ve dedim ki 'birileri provokasyon yapıp kitlesel karşıtlığa mı yol
açmak istiyor' ve bizzat aradım."
Ailenin bir fitneye sebebiyet
vermemek için kendisinden bile olayı saklamak istediğini kaydeden
Davutoğlu, "Biz bunu Başbakanımız da duymasına rağmen toplumsal tepki
doğmasın diye günlerce dile getirmedik. Böyle bir acıyı, bir hanıma
yapılabilecek en büyük hakareti siz neredeyse mazur göreksiniz. Ben
günlerdir infial içindeyim. Günlerce bu infiali de içimizde taşıdık.
Şimdi bu bir özgürlük kullanımı mı?" değerlendirmesinde bulundu.
"Kimse 'iki Brezilya var' demiyor"
Davutoğlu, Brezilya'da da benzer olayların yaşandığını hatırlatarak,
"Kimse 'iki Brezilya var' demiyor. Kimse 'Brezilya'nın geleceğinden
kaygılıyız' demiyor. Kimse Brezilya hükümetine 'gidin onlarla diyalog
kurun' gibi yukarıdan bir dille çağrıda bulunmuyor" diye konuştu.
Davutoğlu, Avrupalı kimi siyasetçiler ve Avrupa Parlamentosu'nda
bulunanların çoğunun 1990'lı yılların Türkiyesi'ni tanıyarak bir Türkiye
algısı geliştirdiklerini, son 10 yılda Türkiye'de yaşanan başarıların
onlar için abnormalite olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Son 15 gün içinde
bunlar rahatladı. Niye biliyor musunuz? Eskiden huzursuzluk vardı. Kendi
içlerdinde bir Türkiye algısı vardı. Var olan Türkiye realitesi bu
algıyla örtüşmüyordu. Var olan Türkiye realitesini hep bastırıyorladı.
15 günde yaşananlar onları rahatlattı. Eski algılarını tekrar inşa
edebildiklerini düşündüler, gördüler" dedi.
"Bu bir tecrübe, analiz edeceğiz"
Olaylardan önce bazı provokatif şeyler beklediklerini kaydeden
Davutoğlu, son günlerde yaşananların değerlendirildiğini ancak bu tür
olayların bir plan dahilinde meydana gelmesini hesap etmenin kolay
olmadığını söyledi.
Davutoğlu, "Bu bir tecrübe. Biz de hükümet
olarak, devlet aklı olarak bunları analiz edeceğiz. Aramızda da
konuşuluyor. Anatomi gibi incelemeye çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Bild gazetesindeki karikatür
Alman Bild gazetesinde yayımlanan bir karikatüre atıf yapan Davutoğlu,
karikatürde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hitler gibi, Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç ve kendisinin de onun yanında SS subayları gibi
gösterildiğini aktardı.
Davutoğlu, "Bunu bir Alman gazetesi
yapıyor. 1,5 sene önce ben gidip Almanya'da yetkililere Neonazi
cinayetleri dolayısıyla hesap soran bir Dışişleri Bakanıyım.
Aklıma bu
geliyor. Bir rövanş mı?
Bana Nazi benzetmesi yapılacak, her türlü
ırkçılığa karşı sesini yükseltmiş bir Başbakana Hitler benzetmesi
yapılacak.
Burada bir algı oluşturuluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Duran adam eylemi
Taksim
Meydanı'ndaki
"duran adam"
eylemine de değinen Davutoğlu, kitapsever
birisi olarak meydanda eylemcilerin durup kitap okumasına
karşılık
polislerin de kitap okumasının hoşuna gittiğini söyledi.
"Karşılıklı
kitap okumalarında hiçbir beis yok"
diyen Davutoğlu, eylemin
sürdürülebilir olmadığına işaret etti.
Davutoğlu, Taoizm'de yer
alan ve hareketin var olan dinginliği bozacağına dayanan
"Wu Wei"
prensibine atıf yaparak, "Ruh dinginliğini bulayım anlayışıyla
yapıyorlarsa felsefe olarak hoşlanabilirim" dedi.
Davutoğlu, durmak ile
anlamak arasında kelime olarak birçok dilde bağ bulunduğunu
anlatarak,
"İnşallah durur ve düşünürler.
Durduklarında ümit ederim ki
anlamaya da başlarlar"
ifadesini kullandı.