"Duran Adam" barışçı eylem türü
19 Haziran 2013 11:20 ANKARA
Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, "duran adam" eylemine ilişkin "Bir şiddet
eylemi değil bu. Göze de gayet hoş gelen bir barışçı eylem türü. Bunu
kınayacak halimiz yok" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, sosyal meydaya ilişkin yapılması öngörülen yasal
düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı sorusu üzerine Arınç, Adalet Bakanı
Sadullah Ergin ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in
konuyla ilgili daha önce açıklamalar yaptığını anımsatarak, kendisinin
de internet medyasındaki özellikle haber portallarıyla ilgili, özellikle
haber portallarında çalışanların Basın Kanunu kapsamına alınması, bu
portallara ilan ve reklam desteği verilmesiyle ilgili yasal düzenlemeyi
hazırladığını, fakat daha yasallaştırılmadığını söyledi.
Sosyal
medyadaki bir takım yazışmaların, özel hayatın gizliliğine,
insan haysiyet, onurlarına yönelen yazı ve yorumlarla ilgili bir
düzenleme yapılıp yapılmayacağı meselesinin kendi konusu olmadığına
işaret eden Arınç, bu çalışmanın Adalet Bakanı Ergin'in çalışmaları
kapsamında değerlendirebileceğini belirtti.
"(Sosyal medya) Bu
sorumsuzluk alanının kısıtlanması, ortadan kaldırılması söz konusu
değil" diyen Arınç, sosyal medyanın denetlenmesine ve haksız fiil
işleyenlere karşı yaptırımların yeniden düzenlenmesine ihtiyaç
olabileceğini vurguladı.
"Duran adam" eylemi
Bülent Arınç, bir gazetecinin Gezi Parkı
eylemcilerinin "duran adam" şeklinde eylem yaptıklarını anımsatması
üzerine de konuyu televizyonlardan gördüğünü ve 8 saat durduklarını
bildiğini söyledi.
Duran adam eylemcilerinin uzun süre ayakta
durarak, ihtiyaçlarını nasıl giderdiklerini soran Arınç, "Yani bu bir
şiddet eylemi değil, gayet göze de hoş gelen eğer bir eylem türü. Bir
barışçı eylem türü. Bunu kınayacak halimiz yok. Benim zaten geçmişten bu
yana özgürlükler alanında düşündüğümüz tek şey vardır; insanları
şiddete, silaha yöneltmemek, insanların barış ve huzur içerisinde hukuk
kurallarına uygun eylemler yapmasını sonuna kadar desteklemektir" dedi.
"Duran adam" eylemcilerinin kendi sağlıklarına da dikkat etmesi
gerektiğini, bir insanın ayakta 8 saat gibi uzun süre kalmasının doğru
olmadığını vurgulayan Arınç, "Demek ki bel veya boyun fıtıkları yok
bunlarda. Çünkü ben yarım saatten fazla ayakta kaldığımda boyun fıtığı
olduğum için maalesef oturmak ihtiyacını hissediyorum. Sağlıklarına
zarar gelmesin, onları seviyoruz. Ama bu eylemleri anlamlıdır ve bu
eylem türlerini teşvik etmemiz de gerekir. Çünkü bunlar özünde şiddet
barındırmayan ama durdukları halde mesaj veren ve o mesajları anlayışla
karşılamamız gereken bir unsurdur" değerlendirmesinde bulundu.
Askerin eylemlere müdahale yetkisi
Arınç, Gezi Parkı
odaklı eylemlere müdahalede valilerin gerekirse askeri güçleri de
kullanabileceği yönündeki ifadelerinin dış basında farklı
yansıtıldığının hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu:
"Bir canlı yayında söylediklerimi bütün dünya izlemiş olmalı. Ben Gezi Parkı
ile ilgili başlayan eylemlerin Sayın Başbakanımızın taraflarla
görüşmesinden ve bu konuda kesin kararını ifade etmesinden sonra artık
meselenin bu boyutunun bittiğini ifade ettim. Bunun dışında küçük
gruplar, yasadışı eylemler devam eder mi etmez mi onu biz bilemeyiz.
Çünkü Türkiye'de her zaman bir takım yasadışı örgütler şiddete
başvurarak eylem yapabiliyor, polisle çatışabiliyor, tahribata
götürebiliyorlar. Bunlara karşı da elbette 'güvenlik güçleri ve yargı
süreci görevini yapacaktır' demiştim.
Benim söylediğim malumun
ilandır. Yani nedir, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nda valilere tanınan
yetkiler vardır. 'Valiler, bir toplumsal olayı şiddete dönüşmüşse
bastırmak için mutlaka emniyet güçlerinden istifade ederler. Gerekirse
jandarmadan istifade ederler, gerekirse olaylar çok yangınlaşmışsa,
önlenemez hale gelmişse bulunduğu vilayetteki askeri birliklerinden
yardım isterler' demiştik. İlkokul talebesi bile 5442 Sayılı Kanun'un bu
maddesini okuduğunda ne anlaşılacağını bilir ama bazıları diplomalarını
boşa almışlar çünkü okumuyorlar. Okuduklarını da anlamıyorlar. Ancak bu
olaylar karşısında emniyet güçlerimiz duruma tamamen hakimdir. Hükümet
duruma hakimdir ve bu hakimiyeti sebebiyle başka bir güçten istifade
etmemiştir."