Çiçek'ten siyasi parti liderlerine anayasa turu
TBMM 04 Temmuz 2013 17:40
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni anayasa
çalışmalarıyla ilgili siyasi parti genel
başkanlarını ziyaret edecek.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda,
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in
siyasi parti
genel başkanlarını ziyaret etmesi
kararlaştırıldı.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, Meclis
Başkanı Çiçek'in başkanlığında
toplanarak, 17
Mayıs 2013 tarihinden bu yana yapılan
çalışmaları
değerlendirdi.
Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından
yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer
verildi:
"TBMM Başkanı
sayın Cemil Çiçek, siyasi
parti genel başkanlarını ziyaret edecektir.
Yazım komisyonu, bir sonraki toplantısını yarın
saat 14.30'da
yapacaktır."
İyimaya:
Bir olamamazlık durumuyla karşı karşıyayız
TBMM Anayasa Komisyonu üyesi ve AK Parti
Ankara Milletvekili Ahmet
İyimaya, yeni
anayasa konusunda bir olamamazlık
durumuyla karşı karşıya
olduklarını, Meclis
Başkanı Cemil Çiçek'in liderlerle yapacağı
görüşmede, bu olamamazlığı aşmaya
çalışacağını söyledi.
İyimaya,
Anayasa Uzlaşma Komisyonu
toplantısının ardından gazetecilerin sorusunu
yanıtladı. Yeni anayasa konusunda bir
olamamazlık durumuyla karşı
karşıya
olduklarını belirten İyimaya,
"Sayın Çiçek, liderlerle yapacağı
görüşmelerde bu olamamazlığı aşmaya çalışacak"
dedi.
Liderler
turunun ne zaman yapılacağına ilişkin soruya da İyimaya,
"Bu hafta
sonunda yapılabileceğini sanıyorum"
karşılığını verdi.
Askeri müdahalenin demokrasiye sığar yanı yok
ANKARA 04 Temmuz 2013 19:17 AA
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Mısır'daki askeri müdahalenin demokrasiye sığar hiçbir yanının olmadığını ve hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mısır'daki askeri müdahalenin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini bildirdi.
Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi
yönetiminin bir yıllık performansının, Mısır'ın tansiyonunu
düşüremediğini, cepheleşmeyi ve gerilimini azaltamadığını, biriken
sorunları çözemediğini belirtti.
Mursi'nin
"açılan demokratik
krediyi çok çabuk israf
ettiğini, beklentileri karşılayamadığını ve
karşılamadığını"
belirten Bahçeli, açıklamasında şunlara yer verdi:
"Hüsnü Mübarek'i protesto için Tahrir'e dökülenler, bu defa da göreve
gelişi bir yılı bile dolmadan Mursi'ye karşı toplanmışlar ve geniş
ölçekli itirazlarını seslendirmişlerdir.
Sonunda 3 Temmuz itibariyle
Mısır ordusu yönetime el koymuş, Mursi'yi ve İhvan hareketini iktidardan
uzaklaştırmıştır. Mısır'ın bu noktaya gelmesinde iktidarıyla
muhalefetiyle herkesin payı ve katkısı vardır. Her ne kadar Mursi
halihazırda mağdur rolünde ise de kendisine verilen imkanları adaletli
ve kapsayıcı kullanamadığından dolayı kusurludur. Ancak bu askeri
müdahalenin demokrasiye sığar hiçbir yanının olmadığı ve hiçbir şekilde
de hoş görülemeyeceği ortadadır. Ne olursa olsun, demokratik
mekanizmalardan süzülerek iktidara gelen, halkın iradesine riayet ederek
sorumluluk alan siyasi bir yönetimin yine aynı güzergahı takip ederek
görevden ayrılması en doğru, en ahlaki ve en geçerli çıkar yoldur."
"Küresel bir tezgah"
Bahçeli, Tahrir Meydanı'nın hem demokrasiye hem de darbeye açılan
birbirine uzaktan yakından benzemez iki kapı olarak hafızalara
kazınacağını kaydetti.
Mısır'daki son gelişmelerin 2 yılı aşkın
süredir Tahrir'e
yüklenen tüm pozitif anlamları boşa çıkarmakla
kalmadığını
demokrasiyi de sabote ettiğini ifade eden Bahçeli,
"Arap
Baharı dalgasının demokrasi, çoğulculuk ve özgürlük
kanallarındaki
tıkanlığı açmaya değil, aksine daha da güçlü
şekilde kapatmaya ve
karartmaya yarayan küresel bir tezgah
olduğu yabana atılmamalıdır.
Dün
demokrasiyi tavsiye ve telkin edenlerin, bugün askeri
yönetimlere düşük
yoğunluklu tepki göstermeleri ve yalnızca
'kaygılıyız, herkesi itidale
davet ediyoruz'
klişeleriyle vaziyeti
idare etmeleri, geri plandaki
niyetleri tercüme etmesi
bakımından kayda değerdir"
değerlendirmesinde
bulundu.
"Çıkış demokrasidedir"
Bahçeli, Mısır'daki yaşanan olumsuz gelişmelerin ve maliyeti oldukça
fazla olan tecrübelerin bilhassa AK Parti hükümeti tarafından iyi
okunması, dersler çıkarılması ve yorumlanmasının çok önemli olduğu
belirterek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Zira bu
ülkedeki yeni ve vahim demokrasi dışı manzaranın Ortadoğu'ya ve ülkemize
tesirleri az ya da çok muhakkak ki görülecektir. AK Parti hükümetinin
bundan sonra Mısır'daki darbeci yönetimle temas ve diyalog kurma
konusunda ihtiyatlı davranması, gelişmelere karşı demokrasinin yanında
saf tutarak bu ülkenin iç işlerine direkt karışmayacak temennilerde
bulunması, doğal ve doğru bir tutum olacaktır.
Bunun yanı sıra,
Mısır'da ikamet eden, iş ve yatırım yapan vatandaşlarımızın hak ve
menfaatlerinin korunması konusunda lazım gelen tüm çabaların
sergilenmesi mecburiyettir. MHP olarak, Mısır'ın en kısa süre içinde
demokrasi kulvarına girmesi en tabii ve en samimi beklentimizdir. Bu
ülkenin denge ve düzene acilen gelmesi, halkın hislerine, şikayetlerine
ve yakınmalarına önem verilmesi, başkaları tarafından yazılan kaos
senaryosunun yırtılıp atılması, bölgesel esenlik ve istikrar için de
tartışmasız gerekliliktir. Çare demokrasidir, çıkış
demokrasidedir. Çerçeve demokrasiyle sınırlı kalmalıdır. Mısır'ın
yapması gereken demokrasi vicdanının, demokratik kuralların kararlılıkla
arkasında durmasıdır."