BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz
AB'nin tavrına üyelerinden tepki BRÜKSEL 04 Temmuz 2013 12:08 Avrupa Birliği'nin orduyu eleştirmeyen açıklaması kendi üyelerini rahatsız etti
AB'nin tavrına üyelerinden tepki
BRÜKSEL 04 Temmuz 2013 12:08
Avrupa Birliği'nin orduyu eleştirmeyen açıklaması kendi üyelerini rahatsız etti.
Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından açıklama yapan
Avrupa Birliği'nin, yaşananları "darbe" olarak nitelendirmekten ve
kınamaktan kaçınması bazı üye ülkeleri rahatsız etti.
İsveç
Dışişleri Bakanı Carl Bildt, "AB'nin daha kapsamlı bir açıklama
yapmasına ihtiyaç var. İstişareler devam ediyor" dedi. Bildt, "Mısır'da
herkes demokratik ilkelere ve anayasal düzene saygı göstermeli"
uyarısında bulunarak, darbecilerin bazı televizyon kanallarını kapattığı
haberlerini endişeyle karşıladığını belirtti.
AB
Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından AB
adına yaptığı açıklamada darbecileri eleştirmekten
kaçınırken "Mısır'da bütün tarafları serbest ve adil cumhurbaşkanlığı ve
parlamento seçimlerinin yapılması ve anayasanın onaylanması dahil hızla
demokratik sürece dönmeye zorluyorum. Bunlar ülkenin kaldığı yerden
devam edebilmesi ve demokratik dönüşümünü tamamlayabilmesi için tamamen
kapsayıcı yaklaşımla yapılmalı" ifadesini kullanmıştı.
Ashton
açıklamasında "Umarım yeni yönetim bütünüyle kapsayısı olur"
temennisinde bulunmuştu. Açıklama öncesinde Mısır'da darbeye destek
veren muhalefet lideri Muhammed el-Baradai ile telefonda görüşen
Ashton'ın bu tavrı, ordunun atadığı yönetimle çalışma iradesi olarak
değerlendiriliyor. AB
kaynakları birçok üye ülkenin, Ashton'dan daha kapsamlı ve daha
demokratik bir açıklama bekleyen İsveç'e destekl verdiğini belirtiyor.
Mısır, kaderine terkedilemez
Dün darbenin yaşandışı akşam saatlerinde Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda Mısır
tartışması yaşanmış, siyasi gruplar adına yapılan konuşmalarda
Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin "halkının beklentilerine cevap vermekte
başarısız olduğu" ve "AB desteğini haketmediği" mesajı yoğun olarak verilmişti.
Oturumda Hristiyan Demokratlar adına konuşan Jose Ignacio Salafranca " Mısır büyük bir ülke, Arap dünyasının sembolü. Ortadoğu Barış Süreci'nde kilit ortak. Suriye'de yaşananlarda kilit etkisi var.Mısır kaderine terkedemeyeceğimiz bir ülke" dedi.
Sosyalistler adına söz alan Veronique de Keyser, "Mursi'nin demokratik yollarla seçildiğini ama Mısır
halkının beklentilerini karşılayamadığını" belirtmiş fakat
alternatifinin ordunun görevlendireceği bir cumhurbaşkanı olamayacağını
vurgulamıştı.
Liberaller adına konuşan Marietje Schaake, Mursi'nin Mısır
halkının büyük çoğunluğunun gözünde meşruiyetini kaybettiğini iddia
etmişti. Schaake, Mursi'yi ekonomik reformda ve ülkeyi demokrasiye
götürmekte başarısız olmakla, azınlıkların haklarını kısıtlamakla, sivil
toplumu cezalandırmakla itham etmişti.
Muhafazakarlar ve
Reformistler adına söz alan Charles Tannock ise Mursi'nin kaotik
yönetimiyle uluslararası ortaklarının ve kendi halkının sabrını test
ettiğini, Mübarek rejiminden bile ileri gittiğini ileri sürmüş,
başlangıçta Mursi'ye "destek verdiği" için Avrupa Birliği'ni sert
sözlerle eleştirmişti.
Oturumda Ashton adına konuşan dönem
başkanlı Litvanya'nın Dışişleri Bakan Yardımcısı Vytautas Leskevicius,
"Mursi'nin 'başarısızlıklarına' vurgu yaparak, birçok
Mısırlı'nın Mübarek rejimi sırasında daha iyi oldukları" görüşünü
paylaştığını iddia etmişti.