Gönül isterdi ki yardımlar Mursi için de söz konusu olsaydı
AA 12 Temmuz 2013 21:32 ANKARA
Dışişleri
Bakanı Davutoğlu, Mısır'a yapılan maddi yardımlara ilişkin "Gönül
isterdi ki bu yardımlar halkın oylarıyla işbaşına geldiği dönemde Sayın
Mursi için de söz konusu olsaydı" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile
temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen İran Dışişleri Bakanı Ali
Ekber Salihi, Dışişleri Bakanlığındaki görüşmelerinin ardından ortak
basın toplantısı düzenledi.
Gazetecilerin sorularını
yanıtlayan Davutoğlu, bazı ülkelerin Mısır'daki darbe yönetimine yönelik
maddi yardımlarına ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin, Mısır'ın içinde
bulunduğu ekonomik sıkıntılardan çıkması için yapılacak her yardımı
takdirle karşılayacağını söyledi.
Mısır'ın bugün ciddi bir
ekonomik sıkıntı yaşadığına ve siyasi bir sorunla karşı karşıya olduğuna
işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Ne olursa olsun biz her
zaman Mısırlı kardeşlerimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz.
Tabii gönül isterdi ki bu çapta büyük yardımlar halkın oylarıyla
işbaşına geldiği dönemde Sayın Mursi için de söz konusu olmuş olsaydı ve
bir yıl kaybedilmeden pek çok sorun kendi doğası içinde aşılmış
olsaydı. Türkiye bu konuda elinden gelen yardımı geçmişte
yapmıştır. Şimdi de bu yardımlar konusunda her zamanki dostane tutumunu
sergiler. Önemli olan Mısır'a şu anda herkesin yardımcı olması ama
Mısır'a yapılacak en büyük yardım meşruiyetini halktan alan bir siyasi
iktidar oluşmasıdır."
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, meşruiyetini
halktan almayan hiçbir siyasi iktidarın hiçbir ekonomik yardımda
hedeflerine ulaşamayacağını, meşruiyetini halktan alan bir siyasi
iktidarın ise içeriden ve dışardan gelebilecek yardımlarla önemli
atılımlar gerçekleştirebileceğini vurguladı.
Davutoğlu, "Ümit
ederiz ki Mısır bu sancılı günleri aşar ve en kısa zamanda meşruiyetini
halktan alan bir siyasi iktidara ve bu çerçevede herkesin mutabık
kaldığı bir anayasal çerçeve içinde kamu düzenine kavuşur" ifadesini
kullandı.
"Lübnan'da onurlu mücadele verdiğinde Hizbullah'ı destekledik"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye'deki yabancı unsurlara ilişkin soru
üzerine de Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin politikasının açık ve net
olduğunu, Suriye yönetimini barışçıl yollarla halkın iradesine saygı
duymaya davet ettiklerini, çok büyük çabalar sarf ettiklerini belirtti.
Suriye rejimin bunun yerine kendi halkına karşı önce keskin
nişancılarla, sonrasında top ve tanklarla kuşatma yaparak, hava
kuvvetlerini, Scud füzelerini ve kimyasal silahlları kullanarak
topyekun bir tasfiye hareketine kalkıştığını kaydeden Davutoğlu,
muhalefetin elinde ise hiçbir hava gücü olmadığını vurgu yaptı.
Rejimin, Suriye'nin şehirlerini, dini mekanlarını hava bombardımanıyla
tahrip ettiğini, kendi halkında düşmanın yapamayacağı kadar büyük bir
tahribat yaratan bir yaklaşım içinde olduğunu ifade eden Davutoğlu,
şunları kaydetti:
“Son dönemlerde eğer bir dış müdahale söz
konusuysa ki biz dışarıdan kim gelirse gelsin Suriye'ye dışarıdan
müdahaleye kesinlikle karşıyız. Bir şekilde yabancı savaşçıların
girmesine karşıyız. Hiçbir şekilde de Türkiye'den buna izin ve müsamaha
gösterilmesi mümkün değil ve buradan da ilan ediyorum: Yabancı bütün
unsurlar Suriye'den çıkmalı. Ama aynı ilanın son 3 aydır Suriye
şehirlerine başta Kuseyr olmak üzere giren Hizbullah'a da yapılması
gerektiğini düşünüyorum ki Lübnan'da onurlu bir mücadele verdiğinde
Hizbullah'ı Türkiye olarak uluslararası sistemle ilişki kurması
noktasında da birçok konuda da destekledik. Ama bugün eğer Humus'ta,
Kuseyr'de yabancı bir güç varsa maalesef bu rejim yanında savaşan
güçlerdir. Bunların derhal Suriye'yi terk etmesi lazım."
"Resmi olarak her iki taraftan ateşkes istiyorum"
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi'ye de İran'ın, Suriye'de ramazan
ayı için ateşkes ilan edilmesi konusunda Suriye rejimi üzerindeki
nüfuzunu kullanıp kullanmayacağına ilişkin soruya, "Umuyoruz ki bu
ateşkes sağlansın. Ramazan ayı da bunun için çok güzel bir bahanedir.
Eğer 'resmi kaynaklardan böyle bir şey istedik mi' diye soruyorsanız ben
burada resmi olarak bunu her iki taraftan istiyorum" yanıtını verdi.
Geçen yıl da aynı çağrıda bulunduklarını ancak ateşkes sağlanmadığını
hatırlatan Salihi, "Umuyoruz ki inşallah bu sene gerçekleşir ve bu
Suriye krizinin çözümü için de bir başlangıç olur" diye konuştu.
Erdoğan Şırnak'taki havalimanının adını açıkladı
12 Temmuz 2013 20:41 ANKARA DİYARBAKIR
Başbakan
Erdoğan, Şırnak'taki havalimanının yapımının tamamlandığını belirterek
"Bu ülkenin eski bakanlarından Şırnak'ın evladı, Şerafettin Elçi
Havalimanı'nı açacağız" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havaalanı'nın açılışında yapktığı
konuşmada Şırnak'taki havalimanının yapımının tamamlandığını
belirterek, "Bu ülkenin eski siyasetçilerinden, eski bakanlarından,
Şırnak'ın evladı, Şerafettin Elçi Havalimanı'nı açacağız. Zira bizim
kitabımızda ayrımcılık yok. Biz farklıyız. Bu noktada halkımızın tümünü
kucaklıyoruz" dedi.
Elçi ailesinde heyecan ve mutluluk
Başbakan Erdoğan'ın Bingöl Havalimanı'nın açılış töreninde yaptığı
konuşmada, yapımı tamamlanan Şırnak Havalimanı'na eski bakanlardan ve
Diyarbakır bağımsız milletvekili iken geçen yıl hayatını kaybeden
Şerafettin Elçi'nin adının verileceğini belirtmesi Elçi ailesinde
heyecan ve mutluluk yarattı.
Şerafettin Elçi'nin oğlu Heja Elçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın Elçi ailesine onur verdiğini söyledi.
"Çok yerinde ve doğru bir karar. Hepimiz onurlandık, şeref duyduk"
diyen Elçi, babasının tüm bölge için önemli bir isim olduğunu vurguladı.
Elçi, kararın çözüm sürecine de denk düştüğüne dikkati çekerek, "Bu
karar bence gündeme de sürece de denk gelen çok yerinde ve uygun bir
karar. Hakikaten çok mutlu olduk. Doğal olarak Şırnak'taki havaalanına
Şerafettin Elçi isminin verilmesi son derece önemli. Kararın bölgeyi de
mutlu ettiğini düşünüyorum" dedi.
Şerafettin Elçi'nin ağabeyinin
oğlu olan Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi de, kararın Elçi ailesinin
yanı sıra tüm Kürtleri fazlasıyla mutlu ettiğini belirtti. Kararın
barış sürecine de katkı sunacağına inandığını vurgulayan Elçi, "İki
taraf arasında sarsıntıya uğramış güvenin tamamlanması ve sürecin
başarıya ulaşmasına bu karar büyük katkı sunacaktır. Bu, tüm Elçi ailesi
ve Elçi'yi sevenleri de fazlasıyla mutlu eden çok isabetli bir
karardır" diye konuştu.
Kararı kendilerinin de yeni öğrendiğini kaydeden Nuşirevan Elçi, şöyle dedi:
"Şerafettin Elçi bilindiği gibi tüm Türkiye'nin hatta dünyanın kabul
ettiği bir siyasetçiydi. Fikri, düşüncesi ve yaklaşımı ile hem Kürtlerin
hem de Türklerin büyük beğeni ve takdirini toplayan büyük bir siyaset
adamıydı. İsminin havaalanına verilmesi yaptığı siyasetin ve
çalışmalarının doğru olduğunu ve bunun takdir edildiğini gösteriyor.
Şahsım ve Elçi ailesi adına sayın başbakan ve bu kararda katkısı olan
herkese teşekkür ediyoruz."