Her siyasi sorunu aşarız
17 Haziran 2013 20:10 ANKARA
Dışişleri
Bakanı Davutoğlu, “Her siyasi sorunu aşarız, her kültürel meseleye
çözüm buluruz, her ekonomik krizi aşarız, yeter ki özgüvenimiz olsun"
dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
Rixos Grand Ankara Hotel'de düzenlenen Yurtdışı Vatandaşlar Danışma
Kurulu Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, milletlerin
tarihlerinde kritik dönemlerden geçtiklerini ifade ederek, "Moderniteden
küreselleşmeye geçerken, böyle bir evrede, Türkiye’nin büyük
yükselişine hep beraber şahit oluyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin bu süreçte elde ettiği başarıları anlatan Davutoğlu, “Bir
taraftan demokratikleşme, diğer taraftan ekonomik kalkınma ve aktif
uluslararası itibar konusunda elde ettiğimiz kazanımlar, aslında
uluslararası görünürlüğümüzü artırmakla birlikte uluslararası alanda
bulunan vatandaşlarımızın katkılarıyla yeni bir tarihi eşiğin içinde
olduğumuzu ortaya koymaktadır. Böyle bir dönemde Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığı’mızın kurulması stratejik bir tercihtir"
ifadesini kullandı.
Davutoğlu, toplantının ikinci oturumunda
yaptığı konuşmada da yurtdışına çalışmak üzere giden Türklerin durumuna
değinerek, 50-60 senelik bir mirasın sonucu olarak bugün 6 milyona yakın
Türk vatandaşının yurtdışında bulunduğunu söyledi.
“İlk defa
tarihte egemen olmadan, yani devletin sahibi olmadan, başka milletlerle
kaynaşma tecrübesi
yaşıyoruz” diyen Davutoğlu, başta bunun mekanik bir
ilişki gibi görüldüğünü, Avrupa’ya çalışmaya giden
Türklerin, insan gücü
ihtiyacı sona erince ülkelerine geri döneceklerinin düşünüldüğünü
belirtti.
Zaman içinde gittikleri yerlerde kendi kimlik ve kültürlerini
yaşayan kitlelerin oluştuğunu ifade eden Davutoğlu,
“Onların
haklarınını, hukukunu korumak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurudur”
dedi.
Egemenlik kavramının, bir ülkenin, hem kendi
topraklarında güç kullanma iradesinden, hem de toprakları dışındaki her
bir vatandaşını koruma kapasitesinden ibaret olduğunu belirten
Davutoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti devleti her bir vatandaşını bulunduğu
yerde koruma kudretine sahiptir“ dedi. Davutoğlu, “Yaşadığımız süreç de,
bu gücün ve kudretin test edilme çabasıdır. Bunu test etmeye de
kimsenin gücü yetmeyecek” diye konuştu.
"Tarihdaşlığın" önemine
de değinen Davutoğlu, modern vatandaşlık kimliğiyle Türkiye ile bağı
bulunmasa da kültürel kimlik anlamında kendisini bu devlet ve milletle
bağdaştıran geniş bir dost halkası bulunduğunu söyledi. Davutoğlu,
yürütülen dış politkayla bu dost halkasının daha görünür hale geldiğini
ifade etti.
Yurtdışında yaşayan Türklerden, bulundukları
ülkelerin vatandaşlarına dost gibi yaklaşmalarını isteyen Davutoğlu,
ırkçı kesimler bulunabileceğini ancak onların nefretlerine aynı şekilde
karşılık verilmemesi gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, yurtdışında daha
çok sayıda insanı “Türkiye dostu” yapmanın, kendilerine verilebilecek en
büyük destek olacağının altını çizdi.
"Hiçbir güç psikolojk harekat yapamaz"
Türk vatandaşlarıyla ilgili perspektiflerinin dayandığı zeminleri de anlatan Dışişleri Bakanı
Davutoğlu, bunların başında gelen psikolojik zeminin en önemli
unsurunun “özgüven” olduğunu söyledi. Özgüvenin, bir milleti ayakta
tutan en önemli psikolojik güç olduğunu belirten Davutoğlu, şunları
belirtti:
“Her siyasi sorunu aşarız, her kültürel meseleye çözüm
buluruz, her ekonomik krizi aşarız, yeter ki özgüvenimiz olsun. Yeter
ki kendimize, ait olduğumuz millete, mensubiyet hissettiğimiz
medeniyete, vatandaşı olmaktan gurur duyduğumuz devlete güvenimiz
sarsılmasın. Aslında son 3 hafta içinde yaşananların eğer tek bir hedefi
varsa, bu özgüveni sarsmaktır.”
Türkiye'nin son 10 yılda
ekonomide ve dış politikada elde ettiği başarıları anlatan Davutoğlu,
bütün bu devrimlerin arkasında özgüvenin yattığını ifade
etti. Davutoğlu, "Şimdi birileri bu özgüveni sarsmak istiyorsa, biz
topluca, 76 milyon ve dışarıdaki bütün vatandaşlarımızla birlikte
'Hayır' diyeceğiz. Bir kere bu milletin damarlarına bu özgüven aşısı
yapılmışsa hiçbir güç onu durduramaz. Hiçbir güç bu özgüvenimizi
kaybetmemize yol çacak şekilde bir psikolojk harekat yapamaz” şeklinde
konuştu.
"Kimse kaygı ifade edemez, hadleri değil"
Kültürel sorunlara değinen Davutoğlu, entegrasyon ve asimilasyonun
farklı kavramlar olduğunu, entegrasyon iradi bir tercihken,
asimilasyonun kültürel aidiyeti parçalayarak kimlik kaybına yol açtığını
anlattı. Davutoğlu, yeni nesillerin kültürel kimliklerini korumak için
her türlü tedbirin alınması gerektiğini söyledi.
Ayrımcılığın
engellenmesi ve farklılıkların bir çatışma unsuru olarak görülmemesi
gerektiğini de dilem getiren Davutoğlu, yabancı düşmanlığının önemli bir
tehdit odağı olduğunu ifade etti. Almanya'ya 2011 yılında ırkçı
cinayetler nedeniyle yaptığı ziyareti anımsatan Davutoğlu, mağdur Türk
ailelerin hikayelerini hayretle dinlediğini belirterek, şöyle konuştu:
“Öyle bir oryantalist zihniyet ki, bunu Alman yetkililere de ifade
etmiştim; beni bu acıları yaşayan herkesi dinlemiş birisi olarak
yaralayan şey, Alman polisinin Türklerle ilgili her şeyi düşünmesi,
Türklerin, eşini, babasını, oğlunu rahatlıkla öldürebilecek bir millet
olma ihtimalini düşünmesi ama Almanların içinden ırkçı bir örgüt
çıkma ihtimalini göz önüne almaması.”
Son dönemde bir Dışişleri Bakanı
olarak infial etmesinin sebebinin de aynı zihniyet olduğunu
belirten Davutoğlu, Paris'te, Frankfurt'ta ya da İngiltere'de yaşanan
olaylar sırasında Avrupalı yetkililerin kaygı ifade etmemesini
eleştirerek, ”Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokratik bir hukuk
devleti olma niteliği konusunda da kimse kaygı ifade edemez, hadleri
değil”
dedi.
Dışişleri Bakanı
Davutoğlu, “Kimse Türkiye'nin geleceğinden kaygı duymasın. Türkiye
ayağındaki prangaları kırdı, bir daha da hiçbir pranganın bu ayağa
geçirilmesine izin vermeyiz. Çözüm sürecimde bir prangayı kırdık, bir
başka pranga getiririz ve Türklerin yürüyüşünün hızını keseriz diye
düşününenler bizi tanımamışlar” diye konuştu.
"Müfettiş edasıyla gelirlerse hukuk devleti kurallarına uyarlar"
Almanya'daki ırkçı cinayetlere değinen Davutoğlu, Nasyonal Sosyalist
Yeraltı terör hücresi (NSU) davasına girebilmek için büyük çabalar
harcandığını anımsatarak, şöyle konuştu:
“Şimdi Avrupalı
milletvekilleri gelip olağanüstü şartlardaki bir yere 'Ben istediğim
zaman girerim' derse, Almanya ne kadar hukuk devletiyse, Türkiye de o
kadar hukuk devletidir. Meclis'teki İnsan Hakları Komitesi üyelerimiz
giderken sıraya girecekler ve hukuk devleti kurallarına uyacaklar, onlar
geldiklerinde her yere girebilecekler. Biz misafir olarak onları her
yere, evimizin baş köşelerine oturtur, başımızın tacı yaparız ama
müfettiş edasıyla gelirlerse hukuk devleti kurallarına uyarlar.”
Ekonomik ve siyasi durum
Ekonomik ve siyasi alandaki gelişmelere de dikkati çeken Davutoğlu,
“Artık ekonomik olarak çalışmak ve sadece karnını doyurmak için giden
bir Türk diasporası yok, orada bulunan ülkelerin insanlarına da istihdam
sağlayan büyük bir girişimci zümresi var” dedi. Siyasal katılımın
önemini de vurgulayan Bakan Davutoğlu, yurtdışındaki Türklere
bulundukları ülkelerin kaderiyle ilgilenme ve siyasete katılma
çağrısında bulundu.
Çifte vatandaşlık sorununun çözümü için her
türlü çabayı gösterdiklerini kaydeden Davutoğlu, vize konusunda da
ilerleme sağlandığını belirterek,
“İnşallah uzun olmayan bir zamanda AB
ile
vizeleri kaldıracağız.
Bundan eminiz”
şeklinde konuştu.
Avrupa ülkelerinde yapılacak seçimlere de işaret eden Davutoğlu,
“Türkiye'nin ve sizin oradaki haklarınızı kimler en iyi şekilde
koruyacaksa adaylara desteğinizi ona göre tayin edeceksiniz. Bazıları bu
hesabı yapıyorsa, biz de yapmak durumundayız” dedi.
Yurtdışında yaşayan Türklerin, Türkiye'deki seçimlere katılımının da
önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Önümüzdeki dönemde yapılacak
seçimlerde vatandaşlarımıza bulundukları yerlerde oy kullandırmak
üzerimize bir vecibe” ifadesini kullandı.