Demokrasimiz bu sınavı başarıya atlattı
28 Haziran 2013 17:24
Başbakan
Erdoğan, Türkiye demokrasisi ve ekonomisinin, Gezi Parkı odaklı olaylar
karşısında ciddi bir sınamadan geçtiğini ve bu sınavı başarıyla
atlattığını söyledi.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Millete Hizmet
Yolunda" konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde
bulundu.
Mayıs ayının, Cumhuriyet tarihinin en parlak, her
açıdan en başarılı sonuçların elde edildiği bir ay olduğunu anlatan
Erdoğan, "Ekonomideki bu güzel gelişmelere ek olarak çözüm süreci de
kararlılıkla ilerliyor, artık dağlarımızdan acı haberler gelmiyordu"
diyerek, şöyle devam etti:
"İşte tam da böyle bir ortamda,
umutların büyüdüğü, Türkiye'nin başarılarına başarılar eklediği,
rekorların kırıldığı bir dönemde, malumunuz, Taksim Gezi Parkı'nda bazı
eylemler başlatıldı. Konuşmamın en başında, Taksim Gezi Parkı'nda,
tamamen yanlış bilgilendirme neticesinde, samimi olarak ağaç ve çevre
eylemi yapan vatandaşlarımı tenzih ediyorum. Ancak bu samimi
vatandaşlarımızın dışında kalan eylemciler, Türkiye'nin en parlak ayını
yaşadığı bir dönemde, maalesef çok büyük bir tertibin, çok büyük bir
senaryonun parçası oldular ve kendi ülkelerini hedef alan saldırıda,
bilerek ya da bilmeyerek aktör olarak kullanıldılar.
Şunu
hepinize büyük bir rahatlıkla ifade etmek isterim, Gezi Parkı'nda ağaç,
çevre, park hassasiyetini kendisine perde yaparak başlatılan eylemler,
ekonomimizi, demokrasimizi, çözüm sürecini, yani istikbalimizi hedef
almasına rağmen, milletimizin ferasetiyle, milletimizin bizlere olan
desteği ve hayır duasıyla maddi bazı zararların ötesinde, geleceğimizi
karartamamıştır. Türkiye demokrasisi bu olaylar karşısında ciddi bir
sınamadan geçmiş, demokrasimiz bu sınavı başarıyla atlatmıştır."
Çözüm sürecinin de bu tertiplerden etkilenmediğini, milletin sağduyusu
sayesinde kardeşliğin güç kazanmaya devam ettiğini belirten Erdoğan,
"En
güzel, en başarılı sınavı ise hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisi
vermiştir. Eğer bu boyutta bir saldırı 10,5 yıl
önce gerçekleşmiş
olsaydı, inanın, Türkiye
ekonomisi bundan çok derinden etkilenir, çok
ağır kayıplar verir, millete çok ağır faturalar ve
bedeller
yüklenirdi. Ancak 10,5 yıl boyunca
ekonomide yaptığımız yapısal
reformlar
sayesinde, Türkiye ekonomisi bu saldırılara
karşı başarılı bir
direnç göstermiştir" diye konuştu.
"Şunu altını çizerek ifade
etmek
istiyorum, Türkiye, ülkelerden bir ülke
değildir. Türkiye,
üzerinde operasyon
yapılacak, üzerinde ameliyat yapılacak,
üzerinde
kirli oyunlar denenecek bir ülke de
değildir"
vurgusu yapan Erdoğan,
şunları
kaydetti:
"Bu büyük devlet, büyük milletiyle
birlikte her
türlü saldırıyı bertaraf edecek, her türlü oyunu
bozacak,
art niyetli, kötü niyetli çevrelere
de gereken cevabı verecek, onlardan
hesap
soracak güce ve iradeye ziyadesiyle sahiptir.
Hiçbir vatandaşım,
hiçbir kardeşim endişe etmesin.
Tarih boyunca bizim üzerimizde
oynanan
oyunları bu millet nasıl bozduysa 76
milyon, tek yürek halinde bundan
sonra da
oyunları bozacak, alt üst edecektir.
Biz çok yoğun
şekilde Türkiye'yi büyütmeye, Türkiye'yi
istikrar ve güven zemininde
gelecekle
buluşturmaya devam edeceğiz."
"Türkiye olarak bu iddialı hedefleri tutturacak her türlü imkana sahibiz"
"10. Kalkınma Planı ile 2023 hedeflerine, çok
daha fazla yaklaşılacağını bildiren Başbakan
Erdoğan, şunları kaydetti:
"2018 için koyduğumuz bu hedefleri
tutturacak, geriye kalan 5 yılda da
bu hedefleri
aşarak 2023 hedeflerine ulaşmış olacağız.
Şunu
bilmenizi
isterim ki biz Türkiye olarak bu
iddialı hedefleri tutturacak, hedeflere
ulaşabilecek her türlü imkana, her türlü potansiyele sahibiz.
Eğer
çalışırsak, eğer ter
dökersek, eğer gayret edersek, inanın,
Türkiye'yi
çok kolaylıkla 2023 hedeflerine
ulaştırır ve ülkemizi dünyanın en büyük
10
ülkesinden biri konumuna yükseltebiliriz.
Burada en önemli
unsurlardan biri
de ülkemizin birliği, dayanışmamız ve
kardeşliğimizdir."
76 milyon bir ve beraber olarak geleceğe odaklanmalıyız.
Erdoğan, ekonominin
büyüme eğilimine girdiği, demokrasinin standartlarının yükseldiği her
dönemde, suni tartışmalar ve gerilimlerin ülkenin gündemini esir
aldığını ve Türkiye'ye ağır bedeller ödettiğini anlattı.
Bu kısır döngüyü artık tamamen kırmak zorunda olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"İçerdeki meselelerimizi tek tek, kalıcı olarak
çözmek, artık tam
anlamıyla 76 milyon bir ve
beraber olarak geleceğe odaklanmak
zorundayız.
Birliğimizin, dayanışmamızın,
kardeşliğimizin önündeki her
engeli, her
tehdidi bertaraf etmek ve tarihte olduğu gibi
tek yürek
halinde geleceğe ilerlemek durumundayız.
Türkiye, geçmişte olduğu
gibi azınlığın çoğunluğa hükmettiği bir ülke değildir.
Azınlığın
çoğunluğa hükmettiği bir ülke, demokratik bir ülke olamaz, hukuk devleti
olamaz, sosyal devlet olamaz.
Bununla çoğunluğun azınlığa tahakkümünü
de asla kastetmiyorum.
Ama demokrasilerde şüphesiz ki azınlığın
çoğunluğa tahakkümü de asla mümkün
değildir."
"Geçmişte, ülke
olarak, millet olarak her ne
yaşadıysak, hangi acıya maruz kaldıysak,
inanın, mutlu bir azınlığın, elitlerin, seçkinlerin
Türkiye'ye
hükmetmesinden yaşadık"
diyen Erdoğan, hükümetleri döneminde bu
adaletsizlik, hukuksuzluk ve anti demokratik uygulamaların son bulduğunu
dile getirdi.
Başbakan
Erdoğan, azınlığın çoğunluğa hükmetmesine son verildiğini, demokrasinin
tüm kurumları ve kurallarıyla işler hale geldiğini vurguladı.
Eski günleri özleyen, imtiyazlarının geri verilmesini isteyenlerin
elbette bu yeni süreçten, bu demokratik süreçten rahatsızlık duyduğunu
ifade eden Erdoğan, ancak herkesin, yekdiğerinin görüşüne, tercihine
ve yaşam tarzına saygı duymak zorunda olduğunu söyledi.
Erdoğan,
"Bizim yaşam tarzımıza karışılmasın"
diyenlerin, başkalarının yaşam
tarzına da
müdahale etmemesi, başkalarının yaşam
tarzlarına da saygı
duyması gerektiğini
belirterek, şöyle devam etti:
"Demokrasi,
çoğunluğun azınlığı ezmesi,
azınlığı reddetmesi, azınlığın tercihlerini
yok
sayması da asla değildir.
Özellikle hükümetimiz döneminde, sayısına
bakılmadan, etkisine,
gücüne, nüfusuna, nüfuzuna bakılmadan, 76
milyonun
her bir ferdinin haklarını temin
etmek, tesis etmek konusunda çok
samimi çalışmalar yürütülmüştür.
Bundan sonra
da her etnik kökenin, her
inanç grubunun, 76
milyonun her bir ferdinin sorunlarını
sorunumuz
olarak görmeye, her birinin üzerine
kararlılıkla gitmeye, çözüm sürecine
koymaya
devam edeceğiz."
Türkiye'yi dayanışma, birliktelik ve kardeşliğin üzerinde büyüteceğiz
Şiddetsiz bir ortamda, konuşarak, anlaşarak,
ortak paydalarda buluşarak
sorunların
üstesinden geleceklerine işaret eden
Erdoğan, Türkiye'yi
de bu anlayış,
dayanışma, birliktelik ve kardeşliğin üzerinde
büyüteceklerini kaydetti.
Erdoğan, içerde huzuru muhafaza
ederek,
sorunları çözerek, dışarda barış çağrılarını
sürdürerek,
inşallah bölgenin, hatta dünyanın
en güçlü ülkelerinden biri olma
yolunda
kararlılıkla ilerleyeceklerini vurguladı.