"Yükselen güçler" benzer olaylar ile yüz yüze
20 Haziran 2013 13:21
Son
yıllarda ekonomik ve siyasi gücünü artıran Türkiye ve Brezilya'nın
birbirlerine benzer protesto gösterileriyle karşı karşıya kalması
dünyanın da dikkatini çekti.
WASHINGTON- Barışkan Ünal - Mustafa Keleş - Gamze Türkoğlu Oğuz
Hem Türkiye hem Brezilya, son dönemde “yükselen güçler” listesinde yer alıyor. Türkiye, Ortadoğu’da bölgesel bir güç iken, Brezilya da Latin Amerika’da aynı konumda.
Türkiye ve Brezilya, aynı zamanda dünyanın ekonomik kriz içinde olduğu
bir dönemde, ekonomik açıdan büyüyen ülkeler olmalarıyla da dikkati
çekti.
Ekonominin sosyal hayata yansıması en büyük fark
İki ülkeyi ayıran önemli noktalardan biri ise ekonomik gelişmenin sosyal hayata yansıması.
Türkiye’de son 10 yıldaki ekonomik gelişmeler, orta sınıfa ve alt gelir
gruplarına da hizmet olarak yansımasına karşın, Brezilya’da en fazla
eleştirilen nokta, ekonomik büyümenin sosyal hayatta kendini fazla
göstermemesi oldu.
Türkiye ve Brezilya'nın gündemini, son günlerde meşgul eden protestolar, birçok noktada benzerlik gösteriyor.
İlk benzerlik, iki ülkede de protestoların aslında küçük sayılabilecek meselelerden başlaması.
Türkiye’deki protestolarda, İstanbul’un merkezindeki son yeşil
alanlardan Gezi Parkı’nın korunmasına yönelik başlayan eylem, hükümeti
eleştirmeye dönük gösterilere dönüştü.
Brezilya’da son
olayların başlangıç fitili, Sao Paulo ve Rio de Janeiro gibi ülkenin en
büyük kentlerinde toplu taşıma araçlarına getirilen 10 sentlik artış
oldu.
İki ülkede de olayların, küçük gösterilerden, toplumun
bazı kesimlerini sokağa döken protestolara dönüşmesinde
özellikle "güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı"nın etkili olduğu
görüşü dile getiriliyor.
Bu benzerliklere rağmen, iki ülkedeki gösteriler arasındaki belirgin farklar da dikkati çekiyor.
Brezilya’daki protestoların hedefi "sosyal adaletsizlik” olarak
görülüyor. Türkiye’deki protestolar ise Brezilya’daki gibi "sosyal
adaletsizlik" eleştirilerine dayanmıyor. Protestocular, Gezi Parkı'nın
park olarak kalmasının ötesinde, hükümeti daha çok “ifade özgürlüğü” ve
"bireylerin yaşam tercihini" kısıtlamakla suçluyor.
Brookings
Enstitüsü'nden Dr. Vanda Felbab-Brown, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Brezilya'da birçok faktörün protestoları tetiklediğini, sosyal medya
sayesinde de insanların ve sosyo-politik grupların huzursuzluğunun açığa
çıktığını belirtti.
Protestoların ana nedeninin alt ve orta
sınıfların artan talepleri karşısında hükümetin bunları karşılamakta
yetersiz kalması olduğunu dile getiren Brown, ekonomik büyümenin
yavaşlaması dışında tamamlanmamış reformların özellikle orta sınıflar
arasında hayal kırıklığına neden olduğunu vurguladı.
Columbia Üniversitesi Brezilya çalışmaları Merkezi'nden Doç. Dr. Marc A. Hertzman da Brezilya'daki protestoların birçokları için sürpriz olduğunu belirtti.
Uzmanlar, protestocuların sosyal medyada organize olması ve
gösterilerin küçük bir olaydan patlak vermesi gibi genel benzerlikler
dışında Türkiye ile Brezilya'daki durum arasında fazla bir bağ
olmadığı görüşünde.