Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye'de 15 gündür herkesi
üzen sahnelerin yaşandığını belirterek, "Gençlerimizin kalplerinde
şiddet, öfke ve tefrika olmamalı. Genciyle yaşlısıyla hep birlikte
nerede güzellik varsa orada birlikte olmalıyız, nerede kötülük varsa ona
da müsamaha etmemeliyiz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığından
yapılan açıklamaya göre, 2. Yurtdışı Hizmetleri Konferansı kapsamında
Sapanca'da bulunan Başkan Görmez, Akyazı'daki Kıraat Eğitim Merkezi'nin
açılışını gerçekleştirdi.
Görmez, açılışta yaptığı konuşmada, Kur'an'ın bütün alemler için şeref ve izzet kaynağı, uyarı, hatırlatma olduğunu belirtti.
Kur'an'ın yeryüzünde insana ışık tutan, kalpleri aydınlatan bir
istikamet kitabı olduğunu vurgulayan Görmez, "Öyle bir kitap düşünün ki
'oku' diye başladı ve cehalete son verdi. İnsana kainatı okumayı
öğretti. İnsana kendi nefsini okumayı öğretti. Yeryüzünü, tarihi,
kültürü okumayı emretti" ifadesini kullandı.
Kur'an'ın insanoğlunu cehaletin karanlığından ilmin aydınlığına kavuşturduğunu belirten Görmez, şunları kaydetti:
"Bir kitap düşünün, geldi ve insanın ufkunu açtı. Puta tapıcılıktan
Allah'a kul yaptı. Medine'de bir medeniyet kurdu ve kısa sürede kainata,
insanlığa yaydı. Medine'de insanlığı aydınlatmaya gelen o mesaj, kısa
sürede insanlığı kuşattı. Ebediyete kadar da alemlere istikamet
göstermeye, şeref vermeye devam edecek.
Öyle bir kitap ki her
harfinde hikmet, her manasında istikamet var. Işık tutan, insanlığı
aydınlatan, kalplerimizi aydınlatan yönleri var. Sadece manası ve
hikmeti değil, o kitabın okunması da ibadettir. Okuyorsunuz yüreğiniz
ferahlıyor, kalbiniz açılıyor. Öyle bir kitap ki onu dinlemesi de
ibadet. Hatta ona bakmak dahi ibadet. Sadece bakın, her harfin nasıl
kalbinize hitap ettiğini göreceksiniz."
"En büyük özgürlük, yürekleri işgalden azade kılmaktır"
Açıklamaya göre konuşmasında son günlerde yaşanan olayları da değerlendiren Görmez, şöyle dedi:
"15 beş gündür ülkemizde hepimizi üzen sahneler yaşanıyor. Kalbimiz
hüzünleniyor, gözlerimiz yaşarıyor. Gençlerimizin kalplerinde şiddet,
öfke ve tefrika olmamalı. Genciyle yaşlısıyla, hep birlikte nerede
güzellik varsa orada birlikte olmalıyız, nerede kötülük varsa ona da
müsamaha etmemeliyiz. Allah bir an önce milletimizin kalpleri arasında o
birliği, ahengi yeniden kurmayı nasip etsin. Kalplerimiz arasına fitne
ve nefret tohumlarını ekmek isteyen hiç kimseye fırsat vermesin.
Bu yaşanan üzücü olayların geçici olduğuna inanıyoruz. Bizim muhteşem
bir mazimiz, muhteşem bir ülkemiz, muhteşem bir medeniyetimiz var. Hep
birlikte kalplerimizi birbirine açarak yüreklerimizi en büyük
işgallerden kurtarmalıyız."
Yüreklerin en ağır yükünün öfke,
kin, nefret, gurur ve başkasına tepeden bakmak olduğunu vurgulayan
Görmez, "Bunlar yürekleri işgal eden kötülüklerdir. Yürekleri işgal
edilen insanlar asla özgür olamazlar. En büyük özgürlük yürekleri
işgalden azade kılmaktır. Allah yüreklerimizi her türlü kin, öfke ve
tefrikanın işgalinden kurtarmayı nasip etsin" değerlendirmesinde
bulundu.
Mirac-ı Nebi’ye hürmeten kırılan kalpleri onarıp, yıkılan köprüleri yeniden kuralım
04 Haziran 2013 14:55
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.
Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Görmez, “Hassas ve sorunlu dönemeçlerden geçtiğimiz şu
günlerde Mirac-ı Nebi’ye hürmeten kırılan kalpleri onarmak, yıkılan
köprüleri yeniden kurmak, unuttuklarımızı bir daha hatırlamak,
kaybettiklerimizin peşine düşmek yapmamız gereken vazifelerdir”
ifadesini kullandı.
Görmez, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda, kandilin tüm insanlığa hayır, huzur ve mutluluk getirmesini temenni etti.
Miracın, bir arınma ve Allah’a yükseliş olduğunu ifade eden Görmez,
“Bugün miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak bireyin,
toplumun ve bütün insanlığın maddi, manevi yükselişi üzerinde yeniden
düşünmek durumundayız” değerlendirmesinde bulundu.
Nefsin
ölümcül zaaflarının insanları her türlü miraçtan, yüceliş ve yükselişten
alıkoyacağını vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:
"İnsanlığın
son rehberi Peygamber Efendimizin Miraç’tan, Allah’a yükselişten sonra
yeryüzüne, insanların arasına dönmüş olması ile adalet, merhamet ve
sevginin kılavuzu, öncüsü, rehberi olarak bize sonsuz kurtuluşun yolunu
açmaya devam etmesi son derece manidardır. Sevgili Peygamberimizin
Miraç’tan hediye olarak getirdiği Bakara suresinin son ayetlerinde
Rabbimiz bizlere, yüksek sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte
hatırlatmaktadır. Her sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında
taşıyan her insan, her türlü kin ve öfkeden, haset ve kıskançlıktan,
gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlukata
karşı mütevazı ve alçak gönüllü olmak zorundadır. Zira Efendimizin
ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset
bitirir.”
İslam’a göre, insan ve toplum tasavvuruna bakıldığında
Allah’ın kullarının birbirine üstünlüğü olmadığına işaret eden Görmez,
“Güç, kuvvet ve kudret yalnız ve yalnız Allah’ındır. Başımıza gelen her
musibeti ve felaketi, bizler acaba ‘Allah’ın gücüne gidecek bir hatamız
mı oldu, bir gönül mü kırdık’ diye kendi nefis muhasebemize vesile bilir
ve son nefesimize kadar bu sorumluluk duygusuyla hareket ederiz”
ifadelerini kullandı.
"Bizi birbirimize düşürmek isteyen, her türlü fitne ve fesattan bizleri muhafaza eyle"
İnsanların, hayatın her anında birbirinin rakibi değil, şahidi olduğunu
dile getiren Görmez, tüm insanların diğer insan ve canlıların hukukunu
korumaya mecbur ve mahkum olduğunu bildirdi.
Görmez, insanların birbirinin hukukunu korumasının en mukaddes görevlerinin başında geldiğine vurgu yaparek, şöyle devam etti:
“İç huzurumuzun, muhabbet ve kardeşliğimizin biraz zedelendiği, öfke,
kibir ve gururla köpüren nefislerimizin duygularımıza, vicdanlarımıza
hükmettiği, aklı selimin, sağduyunun sesini yeteri kadar duyuramadığı,
bilerek ya da bilmeyerek birbirimizi incittiğimiz, öfkelerimizin sokağa,
meydanlara taştığı şu hüzünlü günlerde bir cankurtaran, bir can simidi
gibi, bir hazık hekim gibi, bir şifa reçetesi olarak imdadımıza yetişen,
ruhumuzu serinleten mübarek Miraç Kandili’mizi başımıza tac ediyor,
ilahi müjdelerle, bağış ve lütuflarla, ikram ve ihsanlarla gelen bu
güzel kandili sevgiyle, hasretle ve özlemle selamlıyoruz."
"Bu
kutlu gecenin yüzü suyu hürmetine Rabbi Rahimimizden incinmiş
kalplerimizi telif ederek birleştirmesini" dileyen Görmez, "Allah’ım
bize merhamet eyle! Bizi birbirimize şahitler ve veliler kıl! Bizi
birbirimize düşürmek isteyen, kuvvetimizi parçalamak, dayanışma ruhumuzu
zayıflatmak, yuvamızı dağıtmak isteyen her türlü fitne ve fesattan
bizleri muhafaza eyle! Muhabbetimize, birliğimize, kardeşliğimize gölge
düşüren her türlü şiddetten, nifaktan, tefrikadan, şeytandan bizleri
muhafaza eyle” temennisinde bulundu.
Tarih boyunca farklılıkları
zenginlik olarak kabul etmiş bir medeniyetin mensubu olan toplumun
birbirine her zamankinden daha çok hoşgörü göstermesi, herkesin
birbiriyle daha çok konuşması, dinlemesi ve anlamaya çalışması
gerektiğini vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:
“Bugün Miracı
Nebi’nin sırrına vakıf olmanın yollarından biri de ibadet ve taatimizi
bu gecenin hürmetine gerçekleştirirken sağlam ve donanımlı birer mümin
olmanın yollarına vasıl olmaktır. Başkaları için ne ifade ettiğimiz,
kimi neden öfkelendirdiğimiz, kimlerin duasına muhtaç olduğumuz,
kimlerin şerrinden Allah’a sığınmamız gerektiği konusunda alnımızı
secdelerden kaldırmadan kendimizi sorgulamamız gerekmektedir. Hassas ve
sorunlu dönemeçlerden geçtiğimiz şu günlerde Mirac-ı Nebi’ye hürmeten
kırılan kalpleri onarmak, yıkılan köprüleri yeniden kurmak,
unuttuklarımızı bir daha hatırlamak, kaybettiklerimizin peşine düşmek
yapmamız gereken vazifelerdir."
Bu duygu ve düşüncelerle aziz
milletimizin, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin, yurt dışındaki
millet varlığımızın ve bütün İslam aleminin mübarek Miraç Kandili’ni
tebrik ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle ülke olarak son günlerde
yaşadığımız olumsuzlukların yerini sağduyu ve sükunetin, barış ve
huzurun almasını, ayrıca yakın coğrafyamızda zulüm, haksızlık, şiddet ve
terörün altında inim inim inleyen İslam beldelerinin tekrar barış
yurduna dönüşmesi için Rabbime dua ve niyaz ediyorum.”