Darbe anayasasını 1982 anayasasına benzettiler
10 Temmuz 2013 16:53 İSTANBUL AA
Mısır'da
ordu tarafından göreve getirilen geçici
Cumhurbaşkanı Mansur'un ilan
ettiği 33
maddelik geçici anayasa, uzmanlar tarafından
"darbe anayasası"
olarak nitelendirildi.
Mısır'da ordu tarafından göreve getirilen geçici
Cumhurbaşkanı Adli
Mahmud Muhammed
Mansur'un ilan ettiği 33 maddelik geçici
anayasa,
uzmanlar tarafından
"darbe anayasası"
olarak nitelendirildi.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Osman Can,
AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Mısır
Geçici Cumhurbaşkanı
Mansur'un ilan ettiği 33 maddelik anayasal
kararnamenin yargı bağımsızlığını
düzenleyen 16-20. maddelerinin,
"kim
iktidara gelirse gersin, 27 Mayıs'ta
olduğu gibi eski rejimin yargısını
dokunulmaz
kılmak istediğini"
belirtti.
Geçici Mısır anayasasının bir vesayet sistemi getirdiğini savunan Can şunları söyledi:
"Bir genel vesayet kurumu olarak Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
getiriliyor.
MGK üzerinden ordu, sistemi kontrol ediyor. 24. madde ile
geçici cumhurbaşkanı yasama yetkisi ile donatılıyor.
İcra, bakanlar
kurulunda. Yasama ve yürütme cumhurbaşkanında toplanıyor.
Bu
diktatörlüktür.
Mısır'da 'rafine diktatörlük' kuruldu, 27 Mayıs'ta
olduğu gibi."
27 Mayıs'ın mantığı da böyleydi
İlk maddelere bakınca sanki sonuna kadar özgürlük verildiği intibaı
uyandırıldığına, böylece darbenin demokratik gibi lanse edildiğine
dikkati çeken
Doç. Dr. Can, Mısır'daki durumu 27 Mayıs'la mukayese etti:
"27 Mayıs'ın mantığı da böyleydi.
Demokratik hareket olarak algılandı,
demokrasi bayramı ilan edildi. Tıpkı 27 Mayıs'ta olduğu gibi komisyon
kuruluyor. 27 Mayıs darbesinden sonra da yüksek yargıçlar, hocalar
geldi, taslak hazırlandı, daha sonra CHP'nin önerdiği kişilerden,
sendika ve odalardan katılımla Temsilciler Meclisi
kuruldu. 50 kişinin
yapısına bakın, Temsilciler
Meclisi kuruluşu ile aynı.
İkinci Tahrir'de
toplananlar buraya gelmiş. Buradaki
dinamikler neyse, 27 Mayıs'a giden
yolu
döşeyen yapıların tamamen bu komisyonda bir
araya geldiği
görülüyor."
Anayasa Hukukçusu Osman Can, Mısır'ın geleceğine ilişkin şu öngörülerde bulundu:
"Vesayet sistemi inşa edilecek, diktatörlük vesayet sistemi olarak öne
çıkacak. Erkler ayrılıyor gibi olacak. Sistemi güvence altına aldıktan
sonra en az 7-8 ay gibi bir süre zarfında zaten demokrasiye geçiş
olmayacak."
Darbeye karşı çıkan Mısır halkı üzerine ateş açılarak katliam yapılmıştır
Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Avukat Necati Ceylan,
"Ordu, Mısır'da halkın iradesine karşı darbe yaparak halkın çoğunluğunun
oyuyla seçilmiş meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi görevden almış ve
anayasayı askıya almıştır. Darbeciler geniş çaplı tutuklamalar
başlatmış, darbeye karşı çıkan Mısır halkı üzerine ateş açılarak katliam yapılmıştır" dedi.
Mısır'ın geçici Cumhurbaşkanı Mansur
tarafından ilan edilen 33 maddelik
anayasayı
"darbecilerin anayasası"
olarak nitelendiren
Ceylan, şöyle
konuştu:
"Bu anayasa Mısır
halkının anayasası değil egemen güçlerin ve ordunun güvenliğini
sağlayan, onların hak ve menfaatlerini koruyan, iktidarda kalmalarını
teminat altına alan bir anayasa olacaktır. İktidarın asıl sahibi Mısır halkıdır. Anayasa yapılacaksa veya değiştirilecekse Mısır halkı veya onun temsilcileri yapmalıdır. Anayasa yapma yetkisini darbe ile gelenlerin oluşturduğu komisyon veya kurucu meclislere tanımak Mısır halkının egemenliğini yok saymaktır."
Halka sunularak kabul edilse dahi yok hükmündedir
Darbe anayasasının halkoyundan geçirilse bile meşruiyet kazanmayacağına dikkati çeken Ceylan şöyle devam etti:
"Bu sebeple, geçici anayasa
ile oluşturulacak komisyonun hazırlayacağı anayasayı halka sunularak
kabul edilse dahi yok hükmündedir. Çünkü silahların gölgesinde yapılacak
referandum ve seçimler halkın gerçek iradesini gösteremez. Ülkemizde de
darbelerden sonra yapılan 1961 Anayasası olsun 1982 Anayasası olsun
milletin gerçek iradesi ile yapılan anayasalar olmadığından milletimize
dar gelmiştir. 1982 Anayasası çöpe atılmalı, hiç anayasa olmasa bu günkü anayasadan daha iyidir."
Avukat Necati Ceylan geçici Mısır anayasasını içeriği bakımından şöyle analiz etti:
"Geçici anayasada daha şimdiden temel hak ve hürriyetlere aykırı
maddeler bulunmaktadır. Bazı hak ve özgürlükler sıralanmış, arkasından
herkesin kendine göre yorumlayıcı muğlak maddelere de yer verilmiştir. Anayasa
Mahkemesi'ne verilen geniş yetkilerle, geçmişte olduğu gibi kanunlar
keyfi ve ölçüsüz şekilde iptal edilebilecektir. Bu anayasanın göz
boyamak halkı kandırmak için yapıldığı çok açıktır."
Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Necati Ceylan, "Bu sebeple meşru yönetimi darbe ile deviren zorbalığa karşı Mısır halkı iradesine sahip çıkmalı, darbeye karşı direnmelidir. Geçici anayasayı ve oluşturulacak komisyonun yapacağı anayasa değişikliklerini tanımamalıdır" diyerek sözlerini sonlandırdı.
1982 anayasasının gerisinde
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik
Korkusuz Mısır'da geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur tarafından yayınlanan
geçici Mısır anayasasının 1982 anayasasından bile geri olduğunu söyledi.
Mısır'da ilan edilen geçici anayasanın "Mübarek dönemindeki iktidar
yanlılarının yetki ve selahiyetlerinde hiçbir değişilik yapılmasını
istemediği"nin altını çizen Korkusuz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mısır anayasa
taslağı 1982 yılında kabul edilen anayasanın çok gerisinde, askeri
hükümet döneminde çıkarılan MGK kararlarına çok uygun. Bireysel
özgürlüklerle ilgili 6. madde, 1982 anayasısının ilk haline benzer bir
düzenleme. Türkiye'de bunun yanlışlığı görülüp, AB müktesebatı
doğrultusunda kişi hak ve özgürlükleri temelinde geliştirilmiştir."
"Yargıç ve hakimlerin bağımsızlığını düzenleyen 17. ve 18. maddelerin
getirdiği hükümler, askeri vesayetin sivil iktidarları kontrol etmesi
için, kendi atadıkları hakimler vasıtasıyla geliştirdikleri çağdaş bir
formüldür" tespitini yapan Korkusuz, anayasanın cumhurbaşkanına ancak
bir onbaşı kadar teminat tanımadığını tespitinde bulundu.
"Anayasa
kararnamesinin 23. maddesinin hükmü, uygulamada, cumhurbaşkanlarına,
başbakan ve hükümet üyelerine bir onbaşı kadar teminat tanımıyor. Zira,
cumhurbaşkanının sorumlulukları var, ancak güvencesi yok. Nitekim,
uygulamada da aynısı oldu."
"Sistemin askeri vesayeti
pekiştirecek bir anlayış üzerine kurulmuş"
olduğunu belirten Prof. Dr.
Refik Korkusuz, referandumdan ret çıkması halinde ne yapılacağının
düzenlenmemiş olduğuna dikkati çekti. Korkusuz,
"Bunun anlamı, anayasa metni onaylanıncaya kadar bu hükümler geçerli olacak demektir"
şeklinde sözlerini tamamladı.