Türkiye yalanla ve entrikayla karşı karşıya
16 Haziran 2013 14:46 İSTANBUL
AK
Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, Gezi Parkı olayları ve "Kod Adı
İstanbul İsyanı" başlıklı habere ilişkin, "Türkiye yalanla, iftirayla ve
entrikayla karşı karşıyadır" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
Sivil Toplum Dayanışma Platformu tarafından "Ezanın aslına
iadesinin 63. yılı" dolayısıyla eski başbakanlardan Adnan
Menderes'in mezarı başında düzenlenen tören sonrası gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
Taksim Gezi Parkı odaklı gelişmeler
ve Yeni Şafak Gazetesindeki "Kod Adı İstanbul İsyanı" başlıklı habere
ilişkin soru üzerine Soylu, şunları söyledi:
"Bu tip
organizasyonlarla Türkiye dönem dönem karşı karşıya kaldı. 1960
darbesine baktığınız zaman İngiliz gizli belgeleri açıklandığında
darbenin nereden neşet ettiği ortaya çıkmıştır. Şimdi de Türkiye'nin
etkinliğini kırmak, gelişmişliğini, ekonomisini, demokratik yürüyüşünü
engellemek için gerek dış dünyadan gerekse onların içerideki
ortaklarından çok ciddi bir şekilde saldırılar gerçekleşmektedir. Ben de
gazeteyi okudum. Enterprise Enstitüsü'nün yapmış olduğu 2-3 ay önce
böyle bir senaryoyu ortaya koyduğunu bir şekilde gazeteden öğrendim.
Bunlar mümkündür. Dikkat ederseniz 2007 yılı öncesinde de yine
Amerika'da bir enstitü tarafından ve o gün de Türkiye'nin gündemini
sarsan birçoğu da gerçeklikle örtüşen haberlerle karşı karşıya kaldık.
Çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. Türkiye'nin bugünkü
ekonomik, demokratik ve siyasal gelişmişliği üzerine elde ettiği
avantajı yitirmeye çalışan ciddi lobilerle karşı karşıyayız. Faiz lobisi
bunun en temel unsurlarından bir tanesidir."
"Bizim sözümüz, iddiamız, idealimiz ve irademiz daha fazla demokrasidir" diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye
aynen geçmişte yaşanan senaryolarda olduğı gibi yalanla, iftirayla ve
entrikayla karşı karşıyadır. Dün akşam Türkiye'de yine sosyal medya
üzerinden, milletimize Gazze'de, Filistin'de ve İspanya'da çekilen
fotoğraflar... Kendisini TOMA'nın altına atıp 'Aman bana bir şey oldu'
diye, isyan eden ve etrafındaki insanları tahrik etmeye çalışan bir
anlayış, çok net bir şekilde dün gece önemli ölçüde yaşanmıştır.
İftiralar neredeyse Türkiye'nin her tarafını sarmaya çalışmaktadır. Hiç
kimse sessiz çoğunluğun sessizliğine aldanmasın, millet büyük bir gök
gürültüsü gibi bütün o yalanlarını ortaya çıkarabilecek ferasete, akla
sağduyuya ve sabra sahiptir. Milletimizin sabrını kimse yanlış
anlamasın."
Türkiye, ABD ve İngiltere'de yaşananlar tesadüf değil
16 Haziran 2013 14:34 ANKARA
AB
Bakanı Bağış, 28 Şubat sürecinde toplumun farklı kesimlerini birbirine
düşürerek ülkenin istikrarını bozmak isteyen bazı güç odaklarının
Türkiye'yi kendi güdümlerine sokmak istediğini söyledi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kanal 24 televizyonunda katıldığı
canlı yayında Taksim Gezi Parkı odaklı gelişmeler ve Yeni Şafak
Gazetesindeki "Kod Adı İstanbul İsyanı" başlıklı habere ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Dış güçlerin Türkiye'de
kargaşa çıkarmak için daha önce de bir takım toplantılar yaptığını
hatırlatan Bağış, "Bu ilk mi, ilk defa mı böyle bir senaryo ortaya
atılıyor? Bunların hepsi arşivlerde olan şeyler" dedi.
Bağış, 28
Şubat sürecinde, 1998'de bugün yaşandığı gibi toplumun farklı
kesimlerini birbirine düşürerek ülkenin istikrarını bozmak, Türkiye'yi
kendi güdümlerine sokmak isteyen bazı güç odaklarının oyun oynadığına
dikkati çekti. Bağış, o dönemde ABD'de Amerikan Savunma Bakanlığının
araştırma kurumu olan Ulusal Savunma Enstitüsünde toplantı
gerçekleştiğini anlattı.
O toplatının Türkiye'deki bazı medya organlarında yer bulduğunu hatırlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu
toplantıda konuşulan bazı konular var. Diyorlar ki laiklerle dindarlar
arasında bir çatışma başlarsa, bir iç savaş çıkarsa ne olur, ABD'nin
pozisyonu ne olur? Yıl 2004-2005, Balyoz ve Ergenekon gibi davalar devam
ediyor, bu davalardan yargılananların da aralarında bulunduğu, İsrail'e
yakın olan bir düşünce kuruluşu olan Hudson Enstitüsünde topantılar
düzenleniyor. Orada şu anda yargılanan o zaman bir tuğgeneral olan ve
askeri ateşe katılıyor. Konu şu; 'Taksim'de Anayasa Mahkemesi Başkanına
bir suikast gerçekleşirse, Türkiye'de bir çatışma çıkarsa ve bu
sırada PKK bundan faydalanmak isteyip sınıra saldırırsa Amerika ne
yapar, ne yapmalı'. Bugün Yeni Şafak'ın haberi. Şubat ayında,
olayların başlamasından aylar evvel, yine Neoconların bir kuruluşu olan
American Enterprise Institute'de, bir toplantı. Türkiye'den katılanlar
da olmuş. 'Bugün yaşadıklarımıza benzer bir olay olursa ne olur?' Şimdi
bunları yanyana getirdiğiniz zaman, Türkiye'nin yükselmeye başladığı
dönemde bunların yapıldığını gördüğünüz zaman, bu faiz lobisinin...
Bunun içerisinde ABD hükümeti yok, Obama yok. Bunun içerisinde
Amerika'nın içerisindeki çıkar grubu var. Kimin çıkarlarını koruyan bir
grup bu? Uluslarası bir takım güç odakları. Bunların ekonomik güçleri
var. Bunlar bir takım tezgahları kurabiliyorlar, reklam ajansı
kurabiliyorlar. Sahte hesaplar açabiliyorlar. Bir takım gazetecileri
bile finanse edebiliyorlar. Provokatörlüğe bile yönlendirebiliyorlar."
Bu
tür tezgahların daha önce de kurulduğuna dikkati çeken Bağış, ABD
Başkanı Obama'nın dünyada güvendiği iki lider olduğunu, bunların da
İngiltere Başbakanı David Cameron ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
olduğunu belirtti. Bağış, "Bugün ABD, Türkiye ve İngiltere'de yaşananlar
eş zamanlı, tesadüf değildir" ifadesini kullandı.
Yeni Şafak Gazetesinin haberi
Yeni
Şafak Gazetesinin bugünkü manşetinde yer alan "Kod Adı İstanbul İsyanı"
başlıklı haberde, Washington'daki en etkili İsrail kuruluşlarından olan
Amerikan Girişimcilik Enstitüsünde (American Enterprise
Institute) şubat ayında gerçekleştirilen bir toplantı konu edildi.
Habere
göre Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Bernard Lewis, Elliot Abrams,
Richard Perle, John Bolton, William Kristol ve Douglas Feith'in
katıldığı toplantıda, İstanbul'da olası bir isyan ele alınırken
6 Türk'ün de yer aldığı simülasyonda "Taksim
Meydanı'nı Tahrir'leştirilme senaryosu tartışıldı.