Gezi Parkı olayları kredi notu için tehdit değil
07 Haziran 2013 15:27 İstanbul
Fitch
Ratings, Gezi Parkı olaylarının Türkiye'nin kredi notu için tehdit
oluşturmadığını, protestoların ekonomik etkisi az olduğunu bildirdi..
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'den yapılan yazılı açıklamada, "Türkiye’de protestoların mevcut durumu kredi notu için tehdit oluşturmamaktadır. Huzursuzluğun seviyesi kredi notundaki politik istikrar toleransı içerisinde yer almaktadır. Protestoların ekonomik etkisi az" denildi.
Açıklamada, "Düşük politik istikrar ve özellikle Dünya Bankası’nın hesap verilebilirlik göstergeleri Türkiye’nin uzun zamandır ülke notu profili özelliklerinden biri halinde ve kredi derecelendirme değerlendirmelerinde zayıflık olarak görülmektedir" görüşü ifade edildi.
Arap Baharı ile paralellik abartılmamalı
Türkiye’nin 2014-2015 yıllarında oldukça yoğun bir seçim takvimi olduğuna işaret edilen açıklamada, "Türkiye’nin seküler muhalefeti sesini duyurmakta zorlanıyor. Arap Baharı ile paralellikler abartılmamalı. Şu ana kadar gösteriler, halkın eğitimli orta sınıfını kendisine çekti. AK Parti’nin demokratik meşruluğu ve güçlü bir parlamento çoğunluğu, iyi anket sonuçları mevcut” denildi.
Fitch'in açıklamasında şunlar kaydedildi:
"Bütün bunlara rağmen, protestolar hükümetin anayasa reformu ve başkanlık için artırılmış güçler konusundaki duruşunu yeniden değerlendirmesine neden olabilir. Hali hazırda protestoların seviyesi son yıllarda Arap dünyasında yaşanan ekonomik bozulmaya neden olacak seviyede değil.
Ekonomi iyi bir performans sergiledi
Türk ekonomisi son derece iyi bir performans sergiledi. Enflasyon düşerken, işsizlik oranı 2012 yılında son 7 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 9,2 oranına indi. Türkiye’nin cari açığı, kısa vadeli borcu yüksek olsa da, ülke finansman açısından Lehman Brothers sonrası süreçte dirençli olduğunu kanıtladı. Küresel likiditenin bolluğu cari açık finansmanını destekledi ve uluslararası rezervler Nisan ayında yaklaşık 114 milyar dolara ulaştı”
Açıklamada, "Bütün bunlara rağmen, (süreç) otoritelerin protestolara nasıl karşılık vereceğine bağlı” görüşüne yer verilirken, siyasi ve sosyal huzursuzluğun süreklilik arz etmesi turizm ve kısa vadeli sermaye girişlerini etkileyebileceği ve enflasyonu yükseltip, büyümeye zarar verebileceği ifade edildi.
Fitch Türkiye'nin kredi notunu kasım ayında yatırım yapılabilir seviye olan BBB-'ye yükseltmişti.
Demokrasi talebiyle karşıma çıkana canım feda
07 Haziran 2013 16:03 İstanbul
Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki olaylarla ilgili, "Biz şiddete karşıyız. Demokrasi talebiyle karşıma çıkana canım feda" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Bir Gelecek" Konferansının açılışında yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı olaylarına değindi.
Erdoğan, "Son günlerde Taksim Gezi Parkı düzenlemesi bahanesiyle yaşanan olaylar, hiç kimseyi yanlış düşüncelere, tereddütlere sürüklemesin. Çünkü burada korkunç bir dezenformasyon var. Sosyal medyanın korkunç yalan kampanyaları var. Bunların hepsi tespitle elimdedir. Hepsini biliyoruz. Bizim demokratik talepler konusunda hiçbir sıkıntımız, hiçbir çekincemiz yoktur." dedi.
Taksim Gezi Parkı konusunu 2011 seçimleri öncesinde, İstanbul projeleri içinde açıkladığını beliren Erdoğan, "O günden bu güne kimsenin sesi çıkmadı. Çevre hassasiyeti olan kardeşlerime sesleniyorum; çevrecilikte ortaklık yapacaksanız, gelin Başbakanınızla yapın. Ben, çevreyi tarihiyle, kültürüyle, yeşiliyle birlikte tanıdım. Ben, belediye başkanlığı yapmış bir insanım. Çevreciliğin ne olduğunu bilirim." şeklinde konuştu.
Çözüm sürecini istemeyenler olayların içinde
Başbakan Erdoğan, son 30 yılda Türkiye'ye çok büyük maddi-manevi maliyeti olan terör sorunu konusunda çözüm yoluna gittiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Biz, bu adımı atarken, çözüm sürecine, anamuhalefeti de diğerleri de engel olmanın gayreti içinde. Hatta Gezi Parkı olaylarında olanların da bir kısmı, yine çözüm sürecini de bu işin içine katmanın gayreti içerisine giriyor. Onlar da çözüm sürecine karşı. Benim değerli dostlarım burada konuşurken acaba bunları biliyorlar mı? Hangi kaynaklardan acaba bilgilendiler? Bir taraftan çözüm süreciyle ilgili, bize desteğinizi veriyorsunuz, teşekkür ediyorum ama öbür taraftan da maalesef çözüm sürecini istemeyenlerin de bu olayların içinde yer aldığını bilmenizi isterim. Çevreci olmak, devletin, halkın hizmetinde olan araç gereçleri yakmak, yıkmak değildir. Çevreci olmak, kamu mallarına zarar vermek değildir. Çevreci olmak, tüm çevre olarak ifade edilen ağaçları, saksıları herşeyi yakıp yıkmak değildir. Çevreci olmak insanları öldürmek değildir."
Demokrasi talebi ile karşıma çıkana canım kurban
Karşı oldukları şeyleri, şiddet, terör, vandallık, kendi özgürlüğü adına başkalarının özgürlüğünü tehdit eden anlayış şeklinde sıralayan Erdoğan, "Yoksa demokrasi talebi diye bir taleple karşıma çıkacak olanlara canım kurban, her türlü desteği vermeye hazırım. Neymiş yapamadıkları bize bunları anlatsınlar, başımız gözümüz üstüne. Bizim bu noktada bir sıkıntımız yok. Dedim ya, tarih, kültür, yeşil içiçe" diye konuştu.
Yüzde 100'ün partisi olarak hizmet veriyoruz
Erdoğan, şöyle devam etti: "Şunu herkes bilsin ki milli iradeye yönelik hiçbir saldırıya hangi kılıf altında olursa olsun, kim tarafından beslenirse beslensin, asla boyun eğmeyiz. Biz, toplumsal hadiseleri okuruz, analiz ederiz, objektif biçimde de değerlendiririz. Bizi bugünlere taşıyan, bizi her iki kişiden birinin oyuna mazhar eden de bu kucaklayıcı tavrımızdır. Şunu da söyleyeyim. Yüzde 50 bize oy verdi, biz yüzde 50'nin partisi değiliz. Biz şu anda yüzde 100'ün partisi olarak ülkeye hizmet veriyoruz"
Hedeflerine ulaşamayacaklar
"Yabancı dostlarımızdan, özellikle de yabancı medyadan Türkiye'de yaşananları lütfen ideolojik bir yaklaşımla ele almamalarını ve sipariş üzerine ilanlar yayınlamamalarını kendilerine de hatırlatırım" diyen Başbakan Erdoğan, "Gazetelere, uluslararası medyaya parayı basmak suretiyle ilan verenler, oralarda Türkiye'nin güçlenmesini, Türkiye'nin bu hale gelmesini hazmedemeyenlerin çıkarmış olduğu ilanların kaynaklarını da biliyoruz. Bunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Bu, Türkiye'nin güçlenmesinden, Türkiye'nin bir güç devşirmesinden rahatsız olanların aslında attığı bir adımdır. Bu, yine Türkiye'deki faiz lobisinin iktidarımıza yönelik attığı adımdır. Faiz lobisi de fazla heveslenmesin, onlar da kusura bakmasınlar hedeflerine ulaşamayacaklar. Bu halkın dediği neyse o olacak. Bu milletin dediği olacak." ifadelerini kullandı.