Yabancı basın yayın organları, Erdoğan'ı İstanbul'a dönüşünde binlerce
insanın coşkuyla karşıladığına dikkati çekerek, Başbakan'ın "demokratik
niteliğini kaybeden eylemlere derhal sona verilmesi" çağrısına vurgu
yaptı.
İngiliz gazetesi The Guardian'ın internet sitesinde yer
alan haberde, Kuzey Afrika gezisinden dönüşünde 10 binden fazla kişi
tarafından coşkuyla karşılanan Başbakan Erdoğan'ın, sert bir konuşma yaptığı ve protesto eylemlerinin bitmesi gerektiğini vurguladığı belirtildi.
Başbakan
Erdoğan'ın, partisini destekleyenlerden itidalle davranmalarını ve
kendilerini "kirli oyunlardan" ve "kanun dışı gösterilerden" uzak
tutmalarını istediğini aktaran The Guardian, tavrında yumuşama olması
beklenen Erdoğan'ın "kavgacı bir ruh hali" sergilediğini savundu.
Erdoğan'ın,
"Hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" sözlerine yer
veren gazete, Başbakan'ın binlerce kişiye seslendiği sıralarda,
Taksim'deki gösterilerin de devam ettiğini, kimi protestocular "Tayyip
istifa" sloganları atarken, kimilerinin ise dans ve şarkılarla
eylemlerini sürdürdüğünü bildirdi.
Havaalanında Erdoğan'ı
karşılayan kalabalığın da "Polise kalkan eller kırılsın" sloganları
attığını belirten The Guardian, başbakanın kalabalığa, "Dik durduk,
dikleşmedik.. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz" diye seslendiğini
aktardı. The Guardian ayrıca, Erdoğan'ın, "yüzde 50'nin Başbakanı
olduğu" yönündeki açıklamaları reddettiğini ve "Türkiye’nin en
batısından en doğusuna 76 milyona hizmet götürdüklerini" söylediğine yer
verdi.
The Times: Vandallığa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalı
İngiltere'de
yayımlanan The Times gazetesi'nin internet sayfasında da
Erdoğan'ın İstanbul'a, haftalardır protesto gösterilerini sürdüren
eylemciler konusunda taviz verilmeyeceği mesajını vererek döndüğü ifade
edildi. Gazete, Erdoğan'ın Tunus'tan dönüşünde havaalanında yaptığı
konuşmada, kendisini karşılayan binlerce coşkulu destekçisine,
"Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden ve artık vandallığa dönüşen bu
eylemler derhal son bulmalıdır" diye seslendiğini aktardı.
BBC: Ne kadar destek gördüğünün göstergesi
İngiliz yayın kurumu BBC, Erdoğan'ın dönüşüne ilişkin internet
sayfasında yer verdiği haberde, Başbakan'ın ülke geneline yayılan
protesto gösterilerinin derhal sonlanması çağrısında bulunduğunu
belirtti. BBC, Erdoğan'ın, kendisini havaalanında karşılayan kalabalığa,
gösterilerin "hukuksuzluk sınırına dayandığını" söylediğine ancak
konuşma sırasında Taksim Meydanı'nda gösterilerin sürdüğüne işaret etti.
Cuma gününün erken saatlerinde yaklaşık 10 bin kişinin Erdoğan'ı
karşılamaya geldiğinin aktarıldığı haberde, kalabalığın coşkusu ve
sloganlarının Erdoğan'ın sesini zaman zaman bastırdığı
belirtildi. Haberde, Erdoğan'ın "gerginlik ve kutuplaşmayı asla
desteklemedikleri ancak zulmü de alkışlayamacakları" yönündeki sözlerine
de yer verildi. BBC, "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganlarının
atılması üzerine, Erdoğan'ın destekçilerine barışçıl bir şekilde
evlerini gitmelerini söylediğini de aktardı.
BBC, haftalar süren
protestoların ardından Erdoğan'a yönelik ilk büyük destek gösterisi
niteliği taşıyan dünkü karşılamanın, Başbakan'ın halen ne kadar destek
gördüğünün göstergesi olduğu yorumunda bulundu.
Öte yandan BBC
ve Sky haber kanalları, Erdoğan'ın dönüşünü ekranlarına da taşıdı.
Havaalanındaki karşılamayı izleyicileriyle paylaşan BBC, Erdoğan'ın
konuşmasında protestolara acilen son verilmesi çağrısında bulunduğunu
aktararak, yaklaşık 10 bin kişinin Erdoğan'ı havaalanında karşıladığını
kaydetti.
Sky haber kanalı da Erdoğan'ın binlerce kişi
tarafından karşılandığını bildirerek, Erdoğan'ın destekçilerine itidal
çağrısında bulunduğunu belirtti.
CNN internette yer verdiği
"Erdoğan protestolar devam ederken Türkiye'ye döndü" başlıklı haberinde,
Başbakan'ın eylemlerin bitmesi çağrısında bulunduğunu ve polisin aşırı
güç kullanımının soruşturulacağını söylediğini aktardı.
Erdoğan'ı binlerce kişinin ellerinde bayraklarla karşıladığını belirten
kanal, Başbakan'ın "eylemlerin demokratik niteliğini kaybettiğini" ifade
ettiğine ve "masum vatandaşların kendilerini bu eylemlerden uzak
tutmaları" çağrısında bulunduğuna yer verdi. CNN, eylemcilerin,
kendisini seçim sandığında yenilgiye uğratamadıkları için kanuna karşı
geldiklerini belirten Erdoğan'ın, yatıştırıcı ifadeler de kullandığını
ve polisin aşırı güç kullanımının soruşturulduğunu söylediğini
bildirdi.
Alman yayın kurumu Deutsche Welle ise yabancı ajanslardan derlediği haberinde, Başbakan
Erdoğan'ın, yurda dönüşünde "çok fazla geri adım atma emaresi
göstermediği" yorumunu yaptı. Deutsche Welle, Erdoğan'ın İstanbul'da
coşkuyla karşılandığını aktararak, Başbakan'ın eylemlerin hukuksuzluğuna
işaret ettiğini ve partisinin gerginlik ve kutuplaşmadan yana
olmadığını söylediğini bildirdi.
New York Times: Erdoğan'a destek gösterisi siyasi mitinge döndü
New York Times, internet sitesindeki haberde, Başbakan
Erdoğan'ın cuma günü erken saatlerde onbinlerce kişi tarafından
karşılandığını ve yaptığı konuşmada kendisine karşı olanlara boyun
eğmediğini yazdı. Erdoğan'ın bu kişilere "vandal" dediğini yazan gazete,
Başbakan'ın "Bu gece sadece size değil, Türkiye'nin her şehrindeki
herkese sesleniyorum" şeklindeki sözlerine yer verdi.
Erdoğan'ın
destekçilerinin pankartlar açtığını ve "Erdoğan'ın askerleriyiz"
şeklinde sloganlar attığını kaydeden New York Times, "İstanbul burada,
çapulcular nerede" şeklindeki sloganlar atıldığını da yazdı.
Destek gösterisini siyasi bir mitinge benzeten gazete, Erdoğan'ın Türk
halkı arasında hala çok popüler bir lider olduğunu belirtti. Gösteriler
başladığında Erdoğan'ın kendi taraftarlarını harekete geçireceği
tehdidinde bulunduğunu ileri süren ve dün gece bunu yaptığını yazan New
York Times, "Erdoğan'ın AK Partisi, destekçilerini otobüslerle gece geç
saatlerde havalimanına taşıdı ve İstanbul metrosu geç saatlere kadar
açık kaldı. Protestocular Erdoğan'a ne kadar karşıysa, 'Yol ver gidelim,
Taksim'i ezelim' diye slogan atan sevinç içindeki destekçileri de
Başbakan'ın o derece tutkuyla arkasında olduklarını gösterdiler"
ifadelerine yer verdi.
Gazete, gösterilerin ilk olarak bir
parkın yıkılmasını engellemek için başladığını ancak daha sonra
Başbakan'ın ve AK Parti'nin otoriter tavrına karşı genişlediğini
belirterek, "Erdoğan'ın Türkiye'ye dönüşünü beklerken kimileri,
babasının eve dönmesini beklerken yaramazlık yapan çocuklar gibi
hissettiği esprisini yaptı" diye yazdı. Gazete, Cem Gökçeer isimli
göstericinin şu sözlerini aktardı: "Baba eve geliyor ve kendisi yokken
neler yaptığımızı görünce gerçekten kızacak."
"Erdoğan diretince piyasalar sallandı" başlığını kullanan Financial Times'ın internet sitesi ise Tunus'tan dönmeden önce Başbakan
Erdoğan'ın Gezi Parkı konusunda geri adım atmayı reddettiğini, bunun
üzerine BIST 100 endeksinin gün sonunda yüzde 4,7 düşüşle kapandığını,
bir ara yüzde 7 gerilediğini yazdı. Avronun lira karşısında yüzde 0,5
değer kazandığını kaydeden Financial Times, "Erdoğan'ın sözlerinin
ardından piyasalardaki düşüş yakın zamanda en yüksek seviyesini gören
borsayı yüzde 20 aşağı çekti" dedi.
Gazete, Erdoğan'ın
Taksim'deki gösterileri düzenleyenlerden bazılarını ABD'nin Ankara
Büyükelçilği'ne yapılan saldırılarla ilişkilendirdiğini belirterek,
"Erdoğan, aşırı güç kullanımı için yardımcısı Bülent Arınç'ın dile
getirdiği özrü tekrarlamadı ancak bu özre atıf yaptı. Göstericilerle
müzakereyi reddeden Erdoğan, devlet yönetiminde 'bunu alırsam, şunu
veririm' mantığının yeri olmadığını savundu" ifadesini
kullandı. Erdoğan'ın İstanbul'a dönüşünde binlerce kişi tarafından
karşılandığını kaydeden Financial Times, Erdoğan'ın konuşmasından bazı
bölümleri aktardı.
İsrail gazetesi Haaretz ise Erdoğan'ın
İstanbul'a dönüşünde havalimanında, "Polise kalkan eller kırılsın"
sloganı atan 10 bin kişi tarafından karşılandığını belirtti. "Mücadeleci
bir tavır takınan" Erdoğan'ın dönüşünün yakından izlendiğini ifade eden
Haaretz, Başbakan'ın kalabalığa seslenerek, gösterilerin artık son
bulması gerektiğini söylediğini aktardı. Gazete, "Hükümet karşıtı
gösterilerin geçen hafta başlamasından sonraki ilk geniş çaplı destek
gösterisinde 10 bin kişi Recep Tayyip Erdoğan'a İstanbul havalimanında
coşkulu sevinç gösterilerinde bulundu" diye yazdı.
Haaretz,
haberinde, "Duruşunu yumuşatacağı yönünde daha önce yapılan yorumlara
rağmen, Erdoğan dört günlük Kuzey Afrika ziyaretinden dönüşünde sert bir
konuşma yaptı. Erdoğan, 'Artık hukusuzluğa dönüşen bu eylemler derhal
bir son bulmalıdır' dedi. Erdoğan'ın tepkisi gösterilerin devamına
ilişkin kararlılığını ortaya koydu. Kendisine üç seçim zaferi kazandıran
sert söylemi, seçmen tabanına zayıf görünmemek için yapılan bir girişim
olabilir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez
07 Haziran 2013 03:46
İstanbul
Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanında kendisini karşılamaya gelen 10 binlerce kişiye seslendi.
Resmi ziyaret için 3 Haziran'da çıktığı Fas, Cezayir ve Tunus gezisinden gece dönen Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya aracılığıyla organize olarak Atatürk
Havalimanında buluşan 10 binlerce kişi tarafından karşılandı.
Havalanında kalabalığı selamlayan Başbakan Erdoğan, otobüs üzerine çıkarak kalabalığa hitap etti. Başbakan
Erdoğan, sözlerine "Sevgili İstanbullular, çok değerli yol
arkadaşlarım, ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarım,
hepinizi hasretle ve muhabbetle selamlıyorum" diyerek başladı.
Gösterilen coşku ve heyecandan ötürü katılımcılara teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu gece sadece sizleri değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin her köyünde, her
şehrinde nefes alıp veren canları, can kardeşlerimi selamlıyorum. Diz
çökmüş, rabbimin huzurunda dua eden annelerimizi, ninelerimi, bacılarımı
selamlıyorum. Alın terini ekmeğine katık etmiş çiftçi, köylü, tüm işçi,
tüm emekçi kardeşlerimi selamlıyorum. Türkiye kadar büyük, Türkiye
kadar vakur, Türkiye kadar ağırbaşlı genç kardeşlerimi selamlıyorum. Şu
anda İstanbul'dan, İstanbul'un kardeşi Saraybosna'yı, Bakü'yü, Beyrut'u,
Kahire'yi, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Şam'ı, Gazze'yi, Ramallah'ı, Mekke ve
Medine'yi selamlıyorum. Elbette İstanbul'u tekrar tekrar selamlıyorum,
her semti ile her mahallesi ile her sokağı ile İstanbul'u yürekten
selamlıyorum."
Başbakan
Erdoğan, bugün uzaktan, uzak diyarlardaki kardeşlerinden selamlar
getirdiğini belirterek, "Sizlere Fas'taki kardeşlerimin selamlarını
getirdim, sizlere Cezayir'deki kardeşlerimin selamlarını getirdim,
sizlere Tunus'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim. Değerli
kardeşlerim, Allah kardeşliğimizi daim etsin inşallah. Rabbim
birliğimizi, dayanışmamızı, muhabbetimizi daim etsin inşallah. Oradaki
kardeşlerimiz, oradaki yöneticilerimiz hep şunu söylediler; 'Bunların
hepsi geçer' dediler. 'Çünkü biz size inanıyoruz' dediler" diye konuştu.
Yunus Emre'nin "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için, dostun
evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" sözünü anımsatan Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın,
gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk.
Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile çatışma ile işimiz olmaz,
bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz
olmaz. Kardeşlerim, biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak,
üreterek, inşa ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi
altını çiziyorum; faiz lobisine rağmen buralara geldik. Bu faiz lobisi
şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini
zannediyor. Şunu bir defa çok iyi bilmeleri lazım; bu milletin alın
terini onlara yedirtmeyeceğiz. Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu
vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar
karşısında bizi bulacaklardır."
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere Türkiye ekonomisini büyüterek
geldiklerini vurgulayarak, "Bizim karşımıza geldikleri zaman 'Sizin
zamanınızda 5 kat daha zengin olduk' diyenler, işte bugünlerde bizle
uğraşmaya başladılar. Biz buralara insanımızı yücelterek geldik. Artık
dünya Türkiye'yi, Türk insanını konuşuyor. Böyle bir dönemde nereden
çıktı bu işler? Biz bugünlere 'ya sabır' diyerek, 'sabreden zafere
ulaşır' diyerek geldik. Herkes şunu bilsin, biz Türkiye’yi kardeşlik
üzerine inşa ederek, kardeşlikle büyüterek, kardeşliği yücelterek
bugünlere geldik. 76 milyonun hiçbir ferdini ayırt etmedik. Birileri
diyor ki, 'Başbakan
yüzde 50’nin başbakanı olduğunu söylüyor'. Elinize, dilinize dursun.
Biz bugüne kadar 76 milyonun hizmetkarı olduğumuzu söyledik. Türkiye’nin
en batısından en doğusuna kadar ayırt etmeden hizmet götürdük" dedi.
Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, "Demokratik gösteri
hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa
dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" diye konuştu.
"Kamu
kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına
varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı
polisimiz görevini yapmıştır'' diyen Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
''Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla ilgili
talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım
gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize
saldırmaya da hakkı yoktur."
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, "Bu polis kimin polisi, neyin görevini yapıyor?
Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri geliyor
teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin karşısına
dikiliyor, yeri geliyor vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin
işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar? 'Polisi çekin' Ne olacak?
Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir"
dedi.
"Gezi Parkı'nda sayıları 15'i bulmayan ağaç için
yapıldığı söylenen gösteriler, bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2
gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Bu gençlerin
ölümü ne kadar önemliyse, benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar
kadar önemlidir.
Emaneti veren millettir, emaneti alacak olan
da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz.
Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5
yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk, bundan sonra
da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."
76 milyonu ayırt etmeden hizmet götürdüklerini anlatan Başbakan
Erdoğan, Hakkari ve Şırnak'taki havaalanlarını örnek göstererek,
iktidara geldiklerinde ülkede 26 havaalanı bulunduğunu, bugün ise bu
rakamın 50'ye ulaştığını ifade etti.
"Bizim karşımıza
dikilenler, bu hizmetler için değil, bu hizmeti kimler yapıyor, onun
için dikildiler" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kim yapıyor?
'AK Parti yapıyor. AK Parti iktidarı yapıyor. Öyleyse biz bir yerden
bir şeyler yapıp, sandıkta başaramadığımızı sandık dışı yollarla
yapacağız' dediler. Kimsenin etnik kökeni, kimsenin inancı, kimsenin
mezhebi, ideolojisi, düşüncesi bizim nezdimizde ötelenmiş değildir.
Çünkü biz, bu milletin -dikkat edin 50 milyonun demiyorum veya yüzde
50'nin demiyorum, 76 milyonun efendisi değil, hizmetkarıyız. Biz
birlikte Türkiye'yiz. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Türkiye'de yaşanan
hadiseleri, bütün tarafsızlığımızla - bizim anlayışımız bu- okuruz,
analiz ederiz, değerlendiririz, ondan sonra da adımımızı atarız. AK
Parti iktidarının başarısı gerginlik, çatışma kutuplaşma asla değildir.
Ancak şunu bilmeleri lazım biz Asım'ın nesliyiz." kullandı.
"Asım'ın nesli nedir? Birilerinin işine gelmeyebilir. Ne diyor Akif?"
diye soran Erdoğan, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü
alkışlayamam/Zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp
sövemem/Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım/Boğamazsam hiç olmazsa
yanımdan kovarım... Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?/Kesilir
belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta
ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/Adam aldırma da geç
git! , diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar
kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" şeklindeki şiirini
okudu.
"Biz nasıl demokrasiye, seçime, milli iradeye
saygılıysak, herkesten ama herkesten çok haklı olarak bize de saygılı
olmalarını istiyoruz. Biz, yola çıkarken bir şey söyledik, 'Hedef, ileri
demokrasi' dedik. Bunu başaracağız. Kardeşlerim; emaneti veren
millettir. Emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç
kimse bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast
edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik,
canımız gibi koruduk bundan sonra da canımız gibi korumaya devam
edeceğiz."
Taksim Gezi Parkı olayları
Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olaylarına ise şu sözlerle değindi:
"Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin bu ülkede hukuksuzluk yapmasına,
demokrasiye kast etmesine, vandallıkla yakıp yıkmasına, şehirlere, kamu
mallarına, insanımıza zarar vermesine göz yumamayız. Şimdi, Gezi
Parkı'nda sayısı 15'e bile varmayan ağaç için yapıldığı söylenen
gösteriler bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını
kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Şimdi ben buradan bir şey
söyüyorum. Kardeşlerim; bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse benim
polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir. Bu polis kimin
polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak
için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri
geliyor anarşistin, vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine
tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar; 'Polisi çekin'. Ne olacak? Burası
yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Kamu
kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına
varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı
polisimiz görevini yapmıştır. Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir.
Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Başbakan
vekilim de bunu söyledi. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini
yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya
da hakkı yoktur. Kardeşlerim, başkomiserimizin daha doğmamış bebeği anne
karnında yetim bırakıldı. Çoğu polis, bine yakın vatandaşımız
yaralandı. Şehirler yağmalandı, dükkanlar yağmalandı, esnafa zarar
verildi. Bunlar Türk bayrağını yakacak kadar azgınlaştılar ve utanmadan,
sıkılmadan Türk bayrağını gezdirenler bunlara ne yazık ki oyuncak
oldu."
Erdoğan'ın bu sözleri "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganıyla kesildi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sokaklarda kağıt toplayarak hayatını idame ettirmeye çalışan gencimiz,
ona da kast ettiler. Kardeşlerim; gazeteciyim diyerek, sanatçıyım
diyerek, siyasetçiyim diyerek son derece sorumsuz bir şekilde nefretin,
ayrımcılığın, hukuksuzluğun, kışkırtmanın alasını yaptılar. Demokratik
gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla
hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır. Samimi
hissiyatlarla çıkıp, terör örgütlerinin aracı olan vatandaşlarımız, asıl
oyunu görüp bu hukuksuzluktan uzak durmalıdır. Benim masum
vatandaşlarım bu kirli oyundan, bu siyaset mühendisliğinden, demokrasiye
yönelik bu hukuksuz gösterilerden kendilerini ayırmalıdır. Her ne
yapacaksak demokrasi içinde yapacağız, her ne yaparsak hukukla
yapacağız. Bunun dışındaki her yolu, 76 milyon hep birlikte gayri meşru
görecek, 76 milyon hep birlikte bunun karşısına dikileceğiz."
Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez
Kendisini
desteklemek için Atatürk Havalimanı'na gelenlere seslenen
Erdoğan, "Sevgili kardeşlerim, siz 10 gün boyunca, vakardan,
ağırbaşlılıktan, aklıselimden taviz vermediniz. Şimdi buradan evlerimize
dağılacağız; vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselim ve sağduyudan asla
taviz vermeyeceğiz. Sizin elinizde tencere tava yok değil mi? İşte bu
çok önemli. Siz sokaklarda tencere tavayla dolaşanlardan değil, bu
gençlik, elinde bilgisayarıyla dolaşanlardan bir gençlik olacak. Büyük
Türkiye'nin büyük gençleri olarak, büyük Türkiye ülkesi için mücadeleyi
kararlılıkla sürdüreceğiz. Gençler, kardeşlerim, siz, mazlumların
umudusunuz. Siz, Ortadoğu'nun, Balkanların, Afrika'nın örnek
gençlerisiniz. Siz büyük düşüneceksiniz. Siz büyük adımlar atacak, büyük
hedeflere koşacaksınız. Siz oyuna gelmeyecek, aldanmayacak,
aldatmayacaksınız. Gençler, her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin
şahsında Türkiye'nin bütün gençliğini kucaklıyorum. Anadolu'daki,
Trakya'daki Türk kardeşlerimi, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimi
gönülden selamlıyorum. Sevgili İstanbullular, emin olun Türkiye'nin
yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez. Şehit
başkomiserimizi, hayatını kaybeden 2 gencimizi rahmetle yad ediyor,
yakınlarına başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
Başbakan
Erdoğan, konuşmasını, Necip Fazıl Kısakürek'in "Mehmedim sevinin başlar
yüksekte/Ölsek de sevinin eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır
tümsekte/Yarın elbet elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir"
şeklindeki dizeleriyle tamamladı.
"Bizim yürüyüşümüzde istikrar vardır"
Atatürk Havalimanı'nda kendisini bekleyenlere seslendikten sonra Üsküdar Kısıklı'daki konutuna seçim otobüsüyle geçen Erdoğan, burada da vatandaşlara hitap etti.
"Sevgili
komşularım" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "Türkiye seninle gurur
duyuyor" şeklindeki tezahürata da "Biz sizlerle gurur duyuyor, iftihar
ediyoruz" diyerek karşılık verdi.
Başbakan Erdoğan, "Dik dur eğilme, bu millet seninle" şeklindeki tezahüratın ardından sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar hep dik durduk ama dikleşmedik. Bütün olanlar, bütün
bitenler, hepsi bir kenara ama şunu bilmenizi istiyorum. Biz sizlere
yola çıkarken ne vadettiysek bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da
onları yapmaya devam edeceğiz. Şunu da söylüyorum, biz hiçbir adımı,
istişaresini yapmadan atmadık. Birilerinden izin almak suretiyle de bu
ülkede hizmet etmek gibi derdimiz yok. Kendilerinden izin alınmasını
isteyenler, bu ülkede taş üstüne taş konulmasını istemeyenlerdir. Şunu
çok açık net söylüyorum; yeşili sevmekse, o bizim derdimizdir. Yeşili bu
ülkede, on yıllar boyu bizim gibi seven çıkmamıştır. Çevre dostu
olmaksa, çevre dostu olanlara diyorum ki; siz bizden daha iyi dost
bulamazsınız. Bizim yanımızda olun. Çünkü şu anda sizin yanınızdaymış
gibi görünenlerin çevrecilikle yakından uzaktan alakası yok. Onlar
kaldırım taşlarını sökmek suretiyle, vatandaşın aracını gerecini, kamu
araçlarını yakıp yıkmak suretiyle acaba böyle mi çevrecilik
yapıyorlar? Hiç endişeniz olmasın, biz kardeşlerim, mehter takımını çok
severiz ama mehter takımı gibi iki ileri bir geri gitmeyiz. Çünkü bizim
yürüyüşümüzde istikrar vardır, bizim yürüyüşümüzde güven vardır. Şunu da
söylüyorum; bunu tekrar ediyorum -havaalanında da söyledim- bu
mücadelenin karşısında iyi bilin ki faiz lobisi vardır. Bugün ABD'deki
gazetelerde ilan verme gayretine girenler, bu lobinin ta kendileridir.
Türkiye'de işlerini bitirdiler şimdi orası öyle mi? Bütün bunlar acaba
niçin bizim ABD seyahatimizden sonrasına denk geldi? Hazmedemediler.
Türkiye'nin dünyadaki şu gelişen gücünü kimse küçültemeyecek. Türkiye
büyüyor. Evelallah büyümeye devam edecek. Hiç endişeniz olmasın. Rahat
olun, huzurlu olun, emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz."
Erdoğan'ı millet bağrına bastı
07 Haziran 2013 00:57
Başbakan
Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu Tunus'tan Türkiye'ye döndü. Sosyal
medya üzerinden organize olan 10 binlerce kişi Erdoğan'ı karşılamak
üzere havalimanında buluştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere gittiği Fas,
Cezayir ve Tunus gezisi dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde
on binlerce vatandaş tarafından karşılandı.
Erdoğan’ı taşıyan
özel “ANA” uçağı havalimanına indiği sırada havai fişekler atıldı.
Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nden eşi Emine
Erdoğan ile çıktı. Katılımcıların “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları
eşliğinde halkı selamlayan Erdoğan, AK Parti seçim otobüsüne yürüdü.
AK Partililer, Erdoğan seçim otobüsünün üzerine çıkarken “Vatan,
millet, kardeşlik, huzur, istiklal ve Türkiye” sloganı attı. Otobüsten
eşi Emine Erdoğan ile el sallayarak partilileri selamlayan Erdoğan’ın
konuşması 30 dakika sürdü.
Başbakan Erdoğan’ın konuşması
sırasında sık sık, “Türkiye seninle gurur duyuyor” , “Dik dur eğilme, bu
millet seninle”, “Ya Allah bismillah Allahu ekber”, “Recep Tayyip
Erdoğan”, “Tayyip burada çapulcular nerede”, “Polise uzanan eller
kırılsın”, "Yol ver gidelim Taksim'i ezelim" sloganları atıldı.
Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında elinde tuttuğu metni karanlıktan
dolayı görememesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar
fener tuttu.
Başbakan Erdoğan havalimanında kendisini bekleyen binlerce kişiye hitap etti.
Partililerin ellerinde taşıdıkları “Menderes’i astılar, Özal’ı
zehirlediler, Erdoğan’ı yedirmeyiz”, “Heybetini gizli tut yiğidim,
duruşun çakalları korkutuyor” , “Sayın Başbakanımız, faiz lobisiyle
verdiğiniz mücadelede sizin yanınızdayız, Muhsin Yazıcıoğlu yol
arkadaşları” ve “Yurtta Tayyip, cihanda Tayyip” pankartları dikkati
çekti.
Başbakan Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve oğlu Bilal
Erdoğan, Başbakan yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti genel başkan
yardımcıları Ekrem Erdem, Mevlüt Çavuşoğlu, Menderes Türel, Numan
Kurtulmuş, Mustafa Şentop, milletvekilleri ve belediye başkanlarının da
aralarında bulunduğu çok sayıda isim Başbakan Erdoğan'ı karşıladı.
Başbakan Erdoğan’ı karşılamaya gelenler için Aksaray metro seferleri
saat 04.00’a kadar uzatıldı. Trafikte uzun kuyruklar oluşurken, trafikte
kalanlar araçlarını park edip, havalimanına yürüyerek geldi.
Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile havalimanından
seçim otobüsüyle ayrıldı. Başbakan Erdoğan’ı taşıyan otobüs,
havalimanından Kısıklı’daki konutuna E-5 üzerinden ilerlerken, AK
Partililer de araçlarıyla konvoy oluşturdu. Partililer, araçlarının
kornalarına basıp, ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak, otobüsü
Kısıklı’ya kadar takip etti. Başbakan Erdoğan, yol boyunca gördüğü
vatandaşları el sallayarak selamladı.
Kısıklı’daki konutunun
önünde de vatandaşlar
Başbakan Erdoğan’ı bekledi.
Ellerinde Türk
bayrakları ve AK Parti
flamaları bulunan partililer, sık sık
“Dik dur
eğilme, bu millet seninle”
ve
“I love you Tayyip”
sloganları attı.
Başbakan Erdoğan, otobüsten indikten sonra
vatandaşlarla tokalaşarak
evine geçti.