CHP
Basın Birimi'nden yapılan yazılı açıklamada, CHP Genel
Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun
ABD'de Türkçe yayımlanan
"Posta 212 Gazetesi"nin
sorularını yanıtladığı belirtildi.
Gezi Parkı odaklı olayları
nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu,
"Gezi Parkı
olayları dediğiniz haklı direniş, halkın, özellikle gençlerin
'11
yıllık AKP iktidarının baskılarına, sosyal yaşama ve özel hayata
müdahalelerine dur demelerinin,
'yeter artık'
diye karşı çıkmalarının
ifadesidir"
açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul
Taksim Gezi Parkı'nda başlayan ve dalga dalga Türkiye'nin bütün
illerine yayılan halkın eylemi, haklılığı ve meşruiyeti evrensel
değerlerden yana herkes tarafından kabul edilen bir sivil halk
hareketidir. Halkın, gençlerin bu eylemini kabul edilemez olay haline
getiren, iktidarın emrindeki polisin şiddete başvurması, aşırı güç
kullanması, şarkılarla türkülerle çadırlarında yatan gençlerin
çadırlarını sabaha karşı yakması, gençlere biber gazı, tazyikli su
sıkması ve coplamasıdır. 11 yıldan beri halkın ne yiyip ne içeceğinden,
kaç çocuk doğuracağına, parkta nasıl oturacağından, televizyonlarda
nasıl veya hangi dizileri seyredeceğine karar veren, özel hayata
müdahaleyi alışkanlık haline getiren, basılmamış kitabı bile toplatan
AKP iktidarının karşıt fikir veya tepkiye tahammülsüzlüğü çevre ve
doğaya sahip çıkma kaygısıyla harekete geçen gençlerin 'çapulcu',
'ayyaş' ve 'terörist' diye damgalanmasıyla sonuçlandı. Her zaman olduğu
gibi AKP iktidarı saldırganlığı, halk ise baskı ve zulme karşı direnmeyi
seçti. Bu çok anlamlı, etkili ve saygın bir halk eylemi ve
direnişidir."
Başbakanın erken seçime gitmek istemeyeceğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bugün
Türkiye’de seçime, seçimlere en hazırlıklı parti CHP'dir.
En iddialı
parti de CHP'dir. CHP hem yerelde, hem genel de en iyi sonucu almak için
uzun zamandan beri planlı, programlı bir şekilde çalışıyor.
Bu
çalışmaların sonucunu sandıkta alacağız.
Türkiye'yi demokrasi özürlü,
hukuk özürlü, kardeşi kardeşe kırdıracak şekilde komşularıyla savaşma
noktasına getirmiş olan AKP iktidarından kurtaracağız."
Perdenin arkasında oynanan oyundan bahseden yok
14 Haziran 2013 15:35 ANKARA
Başbakan
Erdoğan,
"Perdenin arkasında neler döndüğünü gösteren yok. Perdenin
arkasında oynanan oyundan, kurulan tuzaktan bahseden hiç yok"
dedi.
AK
Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel
merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı
konuşmada, "Avrupa Birliği Parlamentosunda olanlar boşuna değil.
Bunların üzerinde iyi düşünmemiz lazım. Hazımsızlık var.
Hazmetmelerinin yolunu açmak lazım. Bakın 2013'ün ilk çeyreğinde İspanya
ve İtalya ekonomileri yüzde 0,5 oranında daraldı. Fransa ekonomisi
yüzde 0,2 oranında daraldı. AB içinde en yüksek büyüme oranı Litvanya'ya
ait o da sadece yüzde 1,3. Avro Bölgesi'nde ortalama büyüme oranı yüzde
eksi 0,2" dedi.
Durup dururken olmadı
Erdoğan,
"Tarihi anları yaşadığımız bir süreçte, Türkiye'nin adeta şaha
kalktığı, Türkiye'nin zincirlerini kırdığı, prangalarını parçaladığı bir
anda önce Reyhanlı saldırısı gerçekleşti. Ardından da malum Taksim
olayları meydana geldi. Reyhanlı olayları, sıradan bir olay değildir.
Reyhanlı'da, dikkat edilirse 53 sünni vatandaşımız şehit edildi. Peki bu
tezgahın arkasında kimler var, kimler bulunuyor. Durup dururken olmadı.
İşte en son yakalanan, bu işin adeta bir numarası durumunda olan kişi
ortaya çıktı, yakalandı. Bu kişi malum. Beşşar Esed'le adeta kol kola iç
içe olan ve ne yazık ki bu ülkede ana muhalefetin genel başkanının
adamlarının getirilip götürülmesinde rol oynayan kişi gibi, bu da onun
bir başka versiyonu" diye konuştu.
Türkiye'yi oyunun içine çekmek istiyorlar
Başbakan Erdoğan, Suriye'de bir mezhep savaşı başladığının altını çizerek şunları söyledi:
"Türkiye'yi
bu oyunun içine çekmek istiyorlar. Biz ülkemizi evvelallah bu oyunun
içine sokmayacağız ama Kılıçdaroğlu gibi adamlara rağmen sokmayacağız.
Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu yanlışların içine partimizi
partilimizi düşürmeyeceğiz."
Perdenin arkasında oynanan oyundan bahseden yok
Erdoğan,
"Perdenin arkasında neler döndüğünü gösteren yok. Perdenin arkasında
oynanan oyundan, kurulan tuzaktan bahseden hiç yok. İki haftadan fazla
bir süredir İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer bazı şehirlerde sokaklara
öfke pompalanırken, nefret pompalanırken, şehirler vandallar tarafından
yakılıp yıkılırken, birileri sürekli 'cambaza bak' diyerek tiyatro
sahnesinin önünü gösteriyor" dedi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Ulusal
medyaya şunu açık açık söylüyorum. Biz bu medyaya karşı şerbetliyiz.
Bizim siyasi tarihimiz, böyle bir medyaya, bu anlayışa karşı mücadeleyle
geçmiştir. Biz ömrümüzü böyle geçirdik. Bizi buradan vurmak isteyenler,
geçmişte defalarca karavana attılar. Bugün de sadece karavana atarlar."
Erdoğan,
uluslararası medyanın Gezi Parkı olaylarındaki yayınlarını da
eleştirerek, "Onlar, AK Parti'nin bugünlere nasıl geldiğini, bu
kampanyalarla nasıl mücadele ederek büyüdüğünü bilmiyor olabilir ama biz
uluslararası bazı medya kuruluşlarının bu karalama kampanyalarına da
asla eyvallah etmeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası medyaya seslenen Erdoğan, şunları söyledi:
"Onlar
Türkiye'yi bilmiyor, Türkiyeyi tanımıyor olabilir, onlar AK Parti'nin
bugünlere nasıl geldiğini, bu kampanyalarla nasıl mücadele ederek
büyüdüğünü bilmiyor olabilir. Ama biz uluslararası bazı medya
kuruluşlarının bu karalama kampanyalarına da asla eyvallah etmeyiz.
Nasıl destek verdiklerini biliyoruz, kimlerin ne olduğunu biliyoruz,
bunların hepsi iyot gibi açığa çıktılar. Türkiye artık bunların
zannettiği gibi bir ülke değil. Türkiye, imajı, itibarı, gücü 3 tane
yalan haberle sarsılacak bir ülke değil. Bu medya kuruluşları muz
cumhuriyetlerine gidip yalan haberleriyle oralarda operasyon yapabilir
ama benim ülkeme bu operasyonlar sökmez, benim ülkemde bu ameliyatları
yapamazlar.''
Avrupa ülkelerinin tepkisini eleştirdi
Gezi
Parkı odaklı gelişmelere Avrupa ülkelerinin tepkisini eleştiren
Erdoğan, "Almanya akıl veriyor. O aklı sen kendine sakla. Almanya'da
polislerin sivil vatandaşlara neler yaptığı ortada, benim 8 tane
vatandaşımı katledenlerin, öldürenlerin, bunların ne uğruna öldüğünü
biliyorsunuz, önce sen onların faillerini bul karşımıza çıkar" dedi.
Cunta dönemi bitti
Türkiye'de
huzursuzluk ve müdahele döneminin bittiğini ifade eden Erdoğan, "Çete
ve cunta dönemi artık kapanmıştır. Sokağa çıkarak, yakıp yıkarak,
birilerini müdahaleye çağırarak, bize darağacını göstererek kimse
siyaset yapmasın"diye konuştu.
Alternatif olmaktan çıktı
Hafta
sonunda Ankara ve İstanbul'da düzenleyecekleri mitinglerin, Taksim'e
alternatif mitingler olmaktan çıktığını ifade eden Erdoğan, şu
değerlendirmede bulundu:
"Bu olay, Mart 2014 seçimlerinin bir
kampanyasıdır. Hem Ankara'da hem İstanbul'da halkımızı bu mitinglere
bekliyoruz. Sadece AK Partilileri değil, demokrasiye gönül vermiş,
hukuka saygılı, kardeşliğe sevdalı her bir vatandaşımızı, ister CHP'li,
ister MHP'li, ister BDP'li, ister bu noktada bizimle ilişkisi olmasın
ama bu ülkeye aşkı, sevdası olan herkesi biz buraya davet ediyoruz."
Halk oylamasına "evet" deriz
AK
Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Temenni ederim
ki bugün artık bu iş biter ve adımlarımızı da biz emin olarak atarız.
Yargı sürecinin vereceği kararı bekleriz. Yargı süreci de nihai olarak
bittikten sonra halk oylamasına 'evet' deniliyorsa, biz halk oylamasına
varız. Halk oylamasından ne çıkıyorsa, çıkacak karara göre adımı atarız.
Başka ne diyeyim. Demedik birşey bırakmadılar. Bir diktatör halk
oylamasına gider mi ? Bize bunu da yakıştırdılar" dedi.
Bugün de yarın da tek yürek olacağız
Birlikte
yaşamanın, birbirine saygı ve hoşgörüyle bakmanın önemine işaret eden
Erdoğan, "Türkiye'yi birlikte büyüteceğiz. Bizi birbirimize düşman etmek
isteyenlere karşı tarihte olduğu gibi bugün de yarın da tek yürek
olacağız. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahalenin olmadığı ama herkesin
birbirinin yaşam tarzına saygı duyduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Hiç
kimsenin kıyafetine karışılmayan hiçbir kıyafetin yasaklanmadığı bir
Türkiye ile buluşacağız, er veya geç. Herkesin kendisini ifade ettiği
ama kimsenin kimseyi rahatsız etmediği bir Türkiye imar edeceğiz" diye
konuştu.
Her şey 4 ton gülden 1 kilo yağ elde etmek için
14 Haziran 2013 12:16
Dünya
gül yağı üretiminin yüzde 65'inin karşılandığı Isparta'da Anadolu
Ajansı ekibi, bahçelerden toplanan tonlarca gülün fabrikalarda işlenerek
gül yağı elde edildiği süreci görüntüledi.
Isparta'da
gülün tarihi, Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin Bulgaristan'ın Kızanlık
kentinde, koruma altında tutulan Gül Vadisi'nden bastonun içine
gizleyerek çıkardığı gül fidanını, 1888'de
kentte toprakla buluşturmasıyla başladı.
O tarihlerde
sadece küçük bir alanda başlayan gül yetiştiriciliği, bugün 12 bin
aile tarafından 20 bin dekarlık alanda yapılarak Isparta'yı dünya
gülünün "başkenti" haline getirmiş durumda.
Mayıs ayının
sonlarında açan ve haziran ayının ortalarına kadar hasadı yapılan yağ
üretimine uygun tek gül olan Isparta Gülü, güçlü kokusuyla başta Fransız
firmalar olmak üzere dünya parfüm devlerinin öncelikli tercihleri
arasında yer alıyor.
Kozmetik alanında olduğu kadar sağlık ve
gıda alanında da hammadde olarak kullanılan gülün, işlenme süreci
ise gül ürünlerini satın alanların hiç de farkedemediği zahmetli bir
yolculuğu gerektiriyor.
Güneş ışınlarının, güldeki yağı
azaltarak rekolteyi düşürmesi nedeni ile gül hasadı yapan üreticiler
güneş doğmadan eşi ve çocuklarıyla evlerinden çıkarak, gül bahçelerine
doğru yola koyuluyor.
Güllerin eşsiz kokusu arasında bahçelere
gelen üreticiler, günün ilk ışıklarıyla gül toplamaya
başlıyorlar. Öğleden önce yeteri büyüklüğe ulaşmış güllerin hasadını
yapan üreticiler, tarttıkları ürünleri daha sonra ''pat pat'' diye
tabir edilen tarım araçlarına yükleyerek fabrikalara götürüyorlar.
Fabrikadaki
gül kazanlarına 1,5 ton sıcak su ile konulan güller, 2 saat süren
kaynatma işleminin ardından yağlı su olarak farklı kazanlara
aktarılıyor. İkinci bir kaynatma işleminin ardından ise yağ sudan
süzülerek ihracata hazır hale getiriliyor.
İşlemler süresince 4 ton gülden elden edilen 1 kilogram gül yağı ise 7 bin avroya satılıyor.
AK Parti mitingleri için her şey organize edildi
14 Haziran 2013 14:12
AK
Parti Grup Başkanvekili Elitaş, partisinin Ankara ve İstanbul'da
düzenleyeceği mitingler için her şeyin organize edildiğini, iptalinin
söz konusu olmadığını söyledi.
Meclis'te
gazetecilerin sorularını yanıtlayan AK Parti Grup Başkanvekili
Mustafa Elitaş, bazı "yandaşlar ve yardakçıların",
Gezi Parkı olayları
ile ilgili yanlış bilgilendirmelerde bulunarak, Türkiye'nin dışarıdaki
imajını sarsmak istediklerini ve kısmen de olsa bu amaca ulaştıklarını
söyledi.
Elitaş,
"Biz uzun yıllardır Türkiye'nin imajını belirli bir
seviyeye getirmek için gayret ederken, bu imajı zedelemeye kimsenin
fırsat vermemesi gerekir"
dedi.
Mustafa Elitaş, iyi niyetli ve yeşil
sevdası ile ortaya çıkan vatandaşların, marjinal grupların kötü
niyetlerine alet olmamasını istedi.
AK Parti'nin yarın Ankara'da,
Pazar günü de İstanbul'da yapılacak mitinglerini Gezi Parkı ile alakalı
düşünmenin yanlış olacağına dikkati çeken Elitaş,
"Burada milli iradeye
saygı mitingini yapıyoruz. 8 ay sonra mahalli idareler seçimleri
başlıyor.
Bütün siyasi partiler çeşitli illerde mitingler yapıyor.
Gezi
Parkı ile alakalandırmak yanlış olur"
diye konuştu. Elitaş, mitingler
için her şeyin organize edildiğini, iptal edilmesinin söz konusu
olmadığını ifade etti.
Muhalefetin, bu mitinglerin
"kutuplaştırmaya"
yol açacağı yönündeki iddialarını değerlendiren
Elitaş,
"Muhalefet kışkırtıcılık yapmaması gerekir.
Halk siyasi
partilerin birine yüzde 50, diğerine yüzde 20 oy vermiş olabilir.
'Yüzde
50 ve karşıtları' ya da 'yüzde 20 ve karşıtları' diye kutuplaştırmak
yerine, 'sandıktan çıkan irade' diye değerlendirip herkesin saygı
göstermesi gerekir"
dedi.