Akil İnsanlar "sağduyu" dedi
ANKARA 29 Haziran 2013 15:20
Akil
İnsanlar Heyeti başkanları, başkan vekilleri ve genel sekreterleri,
Lice'deki gerginlikle ilgili "sağduyu ve provokasyona gelmeme"
çağrısında bulundu.
Akil
İnsanlar Heyeti başkanları, başkan vekilleri ve genel sekreterleri, 1
kişinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı Lice'deki karakol yapımı
gerginliğine ilişkin AA muhabirlerine değerlendirmelerde bulundu. Akil
İnsanların değerlendirmelere şöyle:
Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Genel Sekreteri Mehmet Emin Ekmen: Adli
ve idari soruşturmanın çok hızlı bir şekilde neticelendirmesi
gerekir. Savcının çok erken bir saatte olay yerine gidip avukatlarla
delil toplaması bu anlamda ümidimizi artıran bir tablo. Başlatılan adli
ve idari tahkikatın çok hızlı bir şekilde neticelendirilmesi insanların
hem bu olaydan doğan acılarını hafifletecek hem de sürece olan
güvenlerini artıracaktır. Protesto demokratik bir haktır
ancak protestoların hiçbir zaman şiddete yönelmemesi, özellikle ateşli
ve yakıcı silahların kullanılmaması gerekiyor.Göstericiler
üzerine tesir edebilecek siyasi irade ve devleti yöneten siyasi irade bu
olayın bir krize dönüşmemesi için oldukça hassas davranıyor. Bu süreçte
hassasiyetimizi ve duyarlılığımızı korumamız gerekiyor.
Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker: Türkiye
için cumhuriyet tarihinin en önemli projesidir çözüm süreci. Ama
anlaşılan bunun önünü kesmek isteyenler de var. Buna siyasi görüşü ne
olursa olsun herkesin barış sürecine destek vermesi lazım.
Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Ayhan Ogan: Hem Lice'de hem diğer bölgelerde yaşananlar Türkiye'nin yakaladığı bu barış sürecinden rahatsız olanlardan kaynaklanıyor. Burada
birtakım çatışmalardan beslenen çevreler veya ideolojik olarak bu
sürece karşı çıkan çevrelerin bu tür provokasyonlar içerisine gireceği
konusunda önceden beri gerek hükümet çevrelerinde, gerek bu işle
ilgilenen aydın kesimden uyarılar yapılıyor. Örgüt içerisinde güvenlik
güçleri içerisinde süreci sabote etmeye dönük bazı kesimlerin işbirliği
bile söz konusu olabilir. Bu tür provokasyonlara karşı uyanık olmak
lazım.
Ege Bölgesi Grubu Başkanı Tarhan Erdem: Olaylarla
ilgili henüz sağlıklı bilgi alınamıyor. Olayın kim tarafından
düzenlendiğine ve nasıl örgütlendiğine ilgili bilgiler olmadan yorum
yapmak mümkün değil. Silahsız ortamın ne zaman sağlanacağı ve hangi durumda silahsız ortamın sağlanmış sayılacağına ilişkin belirsizlik var. Sayın
Başbakan'ın bu ortamda kafasındaki yol haritasının en azından ilk
adımını açıklaması gerekiyor. Son günlerdeki konuşmalarında buna yönelik
bir işaret yoktu. Tüm kesimlerin sürece hassasiyetle yaklaşması gerekiyor.x
Akdeniz Bölgesi Grubu Genel Sekreteri Tarık Çelenk: Türkiye'de
son haftalarda çıkan eylemlerde 1990'lı kuşak öne çıktı. Bu kuşak daha
bireysel yetişti, hükümet de 90'lı kuşağın ana temasını anlamakta ve
iletişim kurmakta zorlanıyor. BDP kitlesinde de böyle bir kuşak var. Bu jenerasyon, sürecin dışında inisiyatif kullanmak istiyor, heyecanına hakim olamıyor. Mevcut kararlılıkla süreç Lice'de yaşanan gerginlikten etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Bu
sürecin devam ettirilmesi lazım. Bu belki de Türkiye'nin son şansı.
Hükümet bunun bilincinde ve bu konuda elinden gelen gayreti gösteriyor.
Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez: Özellikle BDP'ye Lice olayları ile ilgili olarak çok fazla sorumluluk ve görev düşüyor. Onların
oradaki halkı teskin etmesi gerekiyor. Aksi takdirde çözüm süreci
ruhuna aykırı bir durum ortaya çıkar. Bunu da hiç kimse izah edemez. Sağduyulu olmak, provokasyonlara gelmemek gerekiyor, bu
biçimdeki provokasyonlara karşı süreci hiçbir zaman kurban etmemek
gerekiyor. Dikkatli olmak gerekiyor. Tüm hassasiyetleri göz önüne alarak
açıklamalara dikkat edilmesi lazım.
İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkan Vekili Beril Dedeoğlu: Bu provokasyonu kimin yaptığı konusunda tahminde bulunmak zor. Taraflar bu süreci devam ettirmekte kararlıysa bu tip provokasyonları da bekliyorlar demektir. Dolayısıyla
bu beklenti çerçevesinde stratejilerini geliştirmişlerdir. Bunlardan
etkilenmeyerek yollarına devam etmeleri gerekiyor. Çünkü durdukları an
bu provokasyonların alanı genişler. Bence bu süreçte normal terörle
mücadele çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa yapılmaya devam edilmeli
ama bunlar yapılırken de sürece zarar verecek adımlar atılmamasına
gayret gösterilmelidir. Meselenin siyasi boyutunda barış sürecine doğru giden yolda hızlı adımlar atılması gerekir. BDP'nin yumuşak yapıcı bir dil kullanmaya devam etmesi, böyle bir dil kullanması önemli.