BeKoS tv Every Day A Film We are now less then a minute Türkiye'yiz
26 06 2013 Su götürmez, ülkedeki en önemli sorun, Kürt sorun Bu sorun bugüne kadar Türkiye'de demokrasi tartışmalarını ve demokrasinin güzergahını önemli ölçüde belirledi
Kürt meselesi demokrasi için 'can simidi' olmaya ilerlerken…
Su götürmez, ülkedeki en önemli sorun, Kürt sorunu…
Bu
sorun bugüne kadar Türkiye'de demokrasi tartışmalarını ve demokrasinin
güzergahını önemli ölçüde belirledi.
Bundan sonra muhtemelen daha çok
belirleyecek.
Gezi
hadiseleriyle bir miktar geri düşen, bir miktar örselenen barış süreci
bu açıdan belirleyici bir noktada bulunuyor. Ve ülkede sıcak, tersine
soğuk rüzgarlar estirme potansiyeli taşıyor.
Bugün Akil İnsanlar Heyeti Başbakan'la sonuç toplantısını yapıyor.
Barış
sürecine farklı toplumsal kesimlerin nasıl baktığı, sürecin toplumsal
desteği ve meşruiyeti muhtemelen masaya yatırılan konu olacak.
Ve bu toplantıyı takiben çözüm sürecini derinleştirecek yasal adımlar atılacak.
Bununla ilgili sinyalleri gerek hükümetten gerek Kürt Siyasi Haraketi'nin çeşitli aktörlerinden alıyoruz.
Bu, son derece önemli…
Ayrıca
sadece bu sinyaller değil, tarafların bu sürece verdikleri önem ya da
sürece yönelik siyasi 'bağımlılıkları' umut verici.
Nitekim Kürt Siyasi Hareketi'nin Gezi olaylarına mesafeli durması, bu olayları araçsallaştırması bunun bir göstergesiydi.
Siyasi
iktidar için ise barış süreci geri dönülmesi zor bir siyasi angajmanı
işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda pek çok açıdan tutunulacak bir ipi
ifade ediyor. Nitekim ülkedeki çatışmacı atmosferin dağılması,
demokratik ve çözüm vurgularının artması, siyasi, hatta toplumsal
kutuplaşmanın azalmasında barış süreci önemli bir rol oynayabilir ve bu
siyasi iktidar tarafından kullanılacak bir unsura dönüşebilir.
Bir adım daha ilerleyelim…
Kürt
sorununun kalıcı çözümü şüphe yok ki, yeni 'siyasi kod sistemi' ve yeni
bir siyasi yapılanma gerektiriyor. Bu, elbet Kürtlerin taleplerine
yanıt verecek, ancak o oranda ülke bütünlüğünü pekiştirecek sistem
olmalı. Kültürel farklılıkların kabulü, kendi varlıklarını işleyebilme
imkanları, kendi yaşam alanlarıyla ilgili karar mekanizmalarında yer
alabilmeleri yanında, kültürel ve toplumsal çoğulculuğu devreye
sokabilecek bir sistemden söz ediyoruz.
Böyle
bir sistem sadece hem 'Kürt sorununda çözüm gereklerini', aynı zamanda
Gezi olaylarının işaret ettiği 'katılımcı demokrasi ihtiyaçları'nı
tatmin edecektir.
Ve bunun tek bir yolu bulunuyor:
Anayasa…
Yeni bir anayasa ya da geçici, yani kimi kritik maddeleri içeren ciddi bir anayasa paketi…
Bu
anayasanın adem-i merkeziyetçi bir anlayışı içermesi, karar süreçlerine
toplumu katacak, bunu dinamik ve daimi kılacak bir dokuyu eklemesi, bu
ülkenin talep ettiği ve Kürt sorunu açısından önemli bir çözüm aracını
ifade eder.
Rüzgarlar az da olsa ters dönüyor…
Gezi
olaylarının Türkiye Avrupa ilişkilerinde yarattığı sarsıntının dün AB
ile müzakerelerde 22. başlığın kabul edilmesiyle bir ölçüde aşılması bu
açıdan önemli olduğunun altını çizmek gerek.
Zira
bu, 2010'dan beri ilk açılan başlık olmasının ötesinde, bölgesel
sorunların çözümü ve adem-i merkeziyetçi kurulları içeren, gerek anayasa
hazırlıkları, gerek Kürt meselesi açısından bize yol açabilecek bir
başlık.
Türkiye'nin
basını ve siyasetçileriyle normalleşmeye, her meselenin demokratik
ilkeler üzerinden çözüldüğünü hatırlamasına şiddetle ihtiyaç var.
Barış
projesi umalım, sandığımız gibi, bu konuda taşıyıcı olsun. Ve siyasi
iktidarın bilinen esnekliği devreye girsin, dil ve bakış hızla değişsin…
ALİ BAYRAMOĞLU