Menderes bunları yapmasaydı1
10 Temmuz 2013 Çarşamba
Dönüp 1960 darbesi ve sonrasına bakan her
Türk vatandaşı aynı soruyu
soruyor;
Menderes ne yaptı veya yapmadı da
“asılmak”
gibi bir eylem ile
karşı karşıya kaldı?
Sevgili dostlar, bu ülkede halkın
seçtiklerini katledenlerin attıkları bütün adımların arkasında tek bir
gerçek var; kim bu ülkeye özellikle halkına YERLEŞİK DÜZEN’in
menfaatlerine de dokunarak hizmet ettiyse, cezası
“yıpratılmak,
itibarsızlaştırılmak”
hatta asılmak oldu!
Bu noktada “hizmet
eden cezalandırılır” cümlemi veriler ile desteklemek ve
“Menderes
döneminden”
devam etmek istiyorum, birlikte bakalım;
1- 1950’de yapılan yol tesviyesi 266 km iken, 1958’de 1216 km oldu.
2- 1950’de 432 km olan asfalt kaplama, 1958’de 1806 km oldu.
3- 1950’de 1669 metre köprü vardı, 1952’de 4144, 1954’te 5214, 1955’te 6842 km köprü yapıldı.
4- 1950’de 1800 olan traktör sayısı, 1958’in başında 44.500 seviyesine geldi.
5-
1950-1960 arasında Makine Kimya Kurumu, Denizcilik Bankası, Et ve Balık
Kurumu, DMO, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Türkiye Kâğıt
Fabrikaları, Ereğli Demir Çelik açıldı...
6- 1950-1960 arasında Türk ekonomisinin Amerika’dan daha iyi verilere sahip olduğu dönemler oldu...
7-
1958 devalüasyonu sonrasında Türk ekonomisinin acil ihtiyacı olan 300
milyon dolarlık kredi diliminin serbest bırakılması için temaslarda
Bulunan Menderes SONUÇ alamadığı gibi, Fırat ve Dicle üzerine “baraj
yapacağız” diyen Menderes, İÇ-DIŞ YERLEŞİK YAPI’nın tam olarak hedefi
haline geldi.
8- İstediği maddi desteği alamayan Menderes,
yüzünü Rusya’ya döndü ve Temmuz ayının başında İş Bankası ve Petrol
Ofisi başta olmak üzere bazı şirketlerin Ruslara satılmasını görüşmek
üzere randevu aldı.
9- Eylül ayında da Kruşçev karşı bir
ziyarette bulunacak ve Rusya karşılıklı anlaşmalar imzalanacaktı. Bu
adım içerideki YERLEŞİK DÜZEN açısından katlanılmazdı. Kurdukları
“Banka-Medya-Bürokrasi-Montaj” düzeni bozulacak ve Türkiye yeni bir
açılım yapacaktı...
10- Yatırım yapmak için planladığı kredileri
Batı dünyasından bulamayan Menderes, TBMM’de yaptığı konuşmalarda hep
aynı vurguyu yaptı; “Fırat ve Dicle üzerine baraj yapılması başta olmak üzere, yapacağımız büyük projelere kimse engel olamayacak”!
Bu noktada benzerliğe dikkat; bugün ağaç bahanesiyle yollara dökülen
Taksim Platformu “köprü, santral, kanal, enerji projeleri yapılamaz”
diye dayatıyor!
Sevgili dostlar, yukarıdaki detaylar, halkına
hizmet eden bir liderin yaptıklarını detaylı şekilde ortaya koyuyor...
Bu konuda özellikle ekonomide neler yapıldığına dair daha onlarca madde
yazabilirim...
Menderes
“ekonomiyi”
ayağa kaldırmış, 1946 sonrası
“teslim alınan”
dinamikleri
“özgürleştirme-millileştirme”
yolunu seçmiş
ve
“istenmeyen adam”
ilan edilmişti!
1958’de ilk küresel darbeyi aldı ve
Türk
hükümeti, IMF ve Dünya Bankası’nın
dayatmasını kabul ederek 4
Ağustos tarihinde
istikrar önlemlerini açıklayarak doları 2.80
TL’den 9
TL’ye çıkardı...
Bu devalüasyon 4 yıllık bir zorlama sonrası yaptırılmış
ve
“belki bize artık biat eder”
denerek akıllarınca Menderes’e bir şans
daha vermişlerdi.
ETMEDİ, YERLEŞİK DÜZEN’e biat etmedi ve çarklar artık
onun başını koparmak için dönüyordu...
Sonuç:
Kim Türkiye’yi “küresel sistemden” ve “yerleşik uzantılardan” kurtarmaya
çalıştıysa bedelini “çok ağır” ödettiler! Kim bu ülkeye ONLARIN
MENFAATLERİNE DOKUNARAK
hizmet ettiyse saldırdılar,
itibarsızlaştırdılar, ekonomik-siyasi manipülasyonlar ile iktidardan
etmeye çalıştılar ve son olarak da ASTILAR!
Bu noktada çok önemli bir de
not düşmem gerekli;
Menderes Hükümetlerine 10 yıllık iktidar döneminde
özellikle 1954-1958 arasında oynadıkları oyunlar ile ciddi finansal
darbeler vurdular, istedikleri
DEVALÜASYONLARI da yaptırdılar.
Son 10
yılın bu dönemden farkı da burada;
2003-2013 arasında hiç finansal dalga
yaratamadılar ve istedikleri hiçbir oyunu oynayamadılar!
HALK, ÇOK DAHA
hırslı ve daha safları sıklaştırmış, daha bilinçlenmiş şekilde bu sefer
BUNLARIN tam karşısında!
Son söz:
“Menderes
ne yaptı veya neyi yapmadı” diyenler, 1946 devalüasyonu-1960 darbesi
arasında yapılanlara dikkatli baksınlar!
Dönemin Başbakanı Menderes,
yaptığı hizmetlerin ve onlar tarafından
“kontrol edilemez”
olmasının
sonucunda yok edilen”
bir lider!
Hamle çok açık; yapılan ilk
“başbakan
asma”
kılıfında saklanması!
denemesi ve işin ilginç tarafı bu denemenin
“vatansever bir sol
devrim”
Önemli not:
“Yerleşik Düzen nedir”
diyenlere kısaca şunu söyleyebilirim;
1946
devalüasyonu ile
“küresel sisteme teslim olma”
sürecini tamamlayan
Türkiye’de,
“dışarıdaki güçlerin”
içeride yarattığı burjuva ve onun yan
kollarının, TSK’ya sızmış diğer kollar ile
birleştiği, yerleşik medya ve
yerleşik finansal
yapının
“biz kontrol edelim”
amacıyla kullandığı
“güçler birliğini”
YERLEŞİK DÜZEN olarak adlandırabiliriz !
10 Temmuz 2013 Çarşamba
Yiğit BULUT