Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Tunus İkinci Yüksek Düzeyli Stratejik
İşbirliği Konsey Toplantısı'nın ardından Tunus Başbakanı Ali el-Urayyid
ile ortak basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
Başbakan Vekili ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç'ın Taksim Dayanışması üyeleriyle dün
gerçekleştirdiği görüşmede dile getirilen talepler ve Taksim
Yayalaştırma Projesi'nin İstanbul'da referanduma sunulmasına ilişkin
soru üzerine Başbakan Erdoğan, Arınç'ın gerekli açıklamaları yaptığını, heyetin de görüşmenin ardından basın toplantısı düzenlediğini anımsattı.
Erdoğan, "Bizim bu konuda söylediklerimiz bellidir. Biz siyasetimizi,
'Ne aldatan olacağız ne de aldanan olacağız' ilkesi üzerine inşa
ediyoruz. Bu şekilde de yürütüyoruz. Bu konuyla ilgili bir referandum
ifadesi kullandık ama Bülent Bey'i ziyarete gelenler, 'Bu tür konular
refaranduma götürülemez' diye bir açıklama yaptılar. Şimdi bu tür
şeyleri böyle bir yarışa sokmanın anlamı yok. İlla 'Şunu alırsam şunu
veririm, şunu verirsen bunu isterim' gibi bir mantıkla
devlet yönetilemez" dedi.
Çevre duyarlılığı olan vatandaşlarımı tenzih ederim
Bir gazetecinin, "Taksim'deki olaylarda samimi vatandaşların
provokatörlerden ayrılması gerektiğini vurguluyorsunuz. Barışçıl
gösteriler devam ederken, çatışma görüntüleri de gelmeye devam ediyor.
Nitekim Adana'da bir polisin şehit olduğu haberi geldi. Taksim'de de 10
civarında çeşitli yabancı uyruklu ve diplomat pasaportlu kişinin
yakalandığı bilgisi geliyor. Bu bilgi size ulaştı mı? Bunlar Taksim'de
hangi amaçla bulunuyordu, açıklık getirebilir misiniz" şeklindeki
sorusuna Erdoğan, şöyle yanıt verdi:
"Daha önce ifade ettim, bu
olaylara karışan, çevre duyarlılığı olan vatandaşlarımı tenzih ederim.
Bir şeyi ısrarla söyledim, 'aşırı uçlar' dedim. Hatta bunların
içerisinde terör gruplarına karışanlar olduğunu dedim. Nitekim daha önce
ABD Büyükelçiliğini basan malum terör örgütü mensupları bu işin
içerisinde. Meydanlarda, gerek sosyal medyada bütün her şeyiyle
yakalandılar. Bunlar bizim için biliniyor. Kamunun araç gereçlerini
yakanlar, halkın araç gereçlerini yakanlar, esnafın dükkanının camını,
çerçevesini indirenler, otobüs duraklarını yakıp yıkanlar, bütün bunlar
çevreye duyarlılığın ifadesi değildir. Çevreye duyarlılığı olanlara
saygım var, sevgim var."
İktidarlarının çevre konusunda da
önemli hizmetler yaptığını, 10 yıl içerisinde 2 milyar fidan, 800 milyon
da 3 yaş grubu üstü ağaç diktiklerini belirten Erdoğan, "Bizim Taksim
meydanındaki projemiz tarih, kültür ve çevreyi bir araya getiren bir
projedir. İstanbulumuza yakışan yayalaştırma projesi kapsamında büyükçe
meydanı, İstanbulumuzu süratle kavuşturmaktır. Bunu yaparken çevre
bilinciyle, tarih bilinciyle, kültür bilinciyle bunları bir araya
getiriyoruz. Bunları yaparken AKM için yaptığım açıklama var hatırlayın.
'AKM binasının yıkılacağını' söyledim, yeni bir ifade değil bu. Buraya
da boşlukları da katmak suretiyle dev bir opera binası yapacağımızı
söyledik" diye konuştu.
Mevcut AKM binasının deprem açısından
sıkıntılı olduğunu ve uzun yıllardır kullanılmadığını hatırlatan
Erdoğan, "Bizler çevre ve şehir bilinciyle 'Taksim Meydanını nasıl
güzel hale getirebiliriz' diye, vatandaşlarımızın çoluğuyla çocuğuyla o
meydanda, o eserlerin alanında, değişik ağaçların dikilmiş olduğu
meydanda, gezip tozmasına imkan sağlayacak adımları attık"
değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ni yaparken de kendilerine karşı eylemler
düzenlendiğini anımsatarak, "(Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nu yıkacak
yerine cami yapacak) dediler. Ne oldu? Bunun yerine çok daha büyük
tiyatro yapacağız dedik. Şimdi ne var orada? Muhsin Ertuğrul Tiyatro
Merkezi çok daha büyük sahnesiyle buradaki izleyicileriyle farklı,
modern bir Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu var. Bunların derdi başka. AK Parti
iktidarı güzel şeyler yapıyor, (bunları AK Parti yapamaz), dolayısıyla
(bunun önünü keselim) diyorlar.
"Biz hiçbir zaman kendi tabanımızı meydanlara dökmedik"
Tunuslu bir gazetecinin "Başbakan
Yardımcısı Taksim'deki olaylarda aşırı güç kullanmaktan dolayı özür
diledi. Siz bu özrü kabul ediyor musunuz" sorusunu yanıtlarken de
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi Başbakan
vekilimin yapmış olduğu açıklama oradaki biber gazlarıyla
ilgilidir. Siz bizi iyi takip etmiyorsunuz. Daha önce ortak yayında
zaten bu ifadeleri kullandım. Aşırı biber gazının kullanımından dolayı
rahatsız olanlara yönelik özür beyanını ben de kullandım. Bunu ifade
ettim. Fakat bir gerçeği hep birlikte teyit etmemiz gerekiyor. Dünyanın
hiçbir yerinde, gelişmiş ülkeler arasında biber gazı kullanmayan hiçbir
ülke yoktur. Bir gerçeği ifade etmek lazım; hiçbir hak hukuk dışı
yollarla aranmaz, hukuk içinde aranır. Eğer toplantı yapacaksanız bu
işin meydanları bellidir. Oralarda gider yaparsınız. Gösteri yürüyüşü
yapmak isterseniz yeri bellidir. Ben istediğim yerde toplantı, miting
yaparım, yakarım, yıkarım buna kimsenin hakkı yok. Biz 21,5 milyon oy
almış bir partiyiz. Yüzde 50 oy oranı olan partim kapatılmakla karşı
karşıya kaldı. Partimizin kapatılmasıyla ilgili adımda da biz hiçbir
zaman kendi tabanımızı meydanlara dökmedik. Biz hukuk içinde
mücadelemizi verdik. Sonunda da yargı neticede AK Parti'nin kapatılması
noktasında atılan adımı ters düz etti ki biz 330'a yakın milletvekili
olan iktidar olmamıza rağmen böyle adım atıldı. Biz çoğunluğun, azınlığa
tahakkümüne karşıyız ama kusura bakmasınlar azınlığın çoğunluğa
tahakkümünü hiç kabul etmeyiz. Bu gerçeği de görmemiz lazım. Şu anda
yapılan da çoğunluğu koruma adınadır, İstanbulumuzun güzelliğini koruma
adınadır. Bu süreci de bu şekilde devam ettiriyoruz, ettireceğiz."
"Para civa gibidir, kendisi için en uygun zemini nerede bulursa oraya kaçar"
Başbakan
Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken de Tunus'a hükümet heyetiyle 215
iş adamının da geldiğini hatırlatarak, "Özellikle, buradan
Tunus bürokrasisine seslenişim olacak; mümkün olduğunca işler
kolaylaştırılırsa bu yatırımlar çok daha hızlanır. Bunlardan netice
almak da mümkün olur. Para civa gibidir, kendisi için en uygun zemini
nerede bulursa para oraya kaçar. Sermaye oraya kaçar. Bunu bu şekilde
bilmemiz gerekir" diye konuştu.
İmzalanan anlaşmalar
Türkiye-Tunus İkinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey Toplantısı'nın ardından Başbakan Erdoğan ile Tunus Başbakanı el-Urayyid nezaretinde eylem planı ve anlaşmalardan oluşan 21 metne imza atıldı.
Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı el-Merzuki'yle görüştü
Başbakan Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki'yle görüştü.
Kartaca Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme, yaklaşık 45 dakika sürdü.
Başbakan Erdoğan, görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Merzuki'nin, onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı.
Erdoğan daha sonra Tunus Ulusal Kurucu Meclis Başkanı Mustafa Bin Cafer ile görüştü.
Türkiye ve Tunus'tan 27'şer belediye kardeş kent protokolü imzalandı
Türkiye
ve Tunus'tan 27'şer belediyenin kardeş kent protokolünün imzalandığı
törende konuşan Başbakan Erdoğan, oldukça duygulu olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Zaten kardeştik şimdi belediyelerimizle ayrıca kardeş olduk.
Yani gerçek kişiden tüzel kişiliğe kardeşlik. Şehirlerin kardeşliği
hayırlı olsun" dedi.
Tunus'un sembolik anahtarı hediye edildi
Törende, daha sonra Tunus Belediye Başkanı Seyfullah el-Asram, Başbakan Erdoğan'a belediyenin ve kentin sembolik anahtarını takdim etti.
Tören'de İstanbul, Kahramanmaraş, Keçiören, Kocaeli, Konya, Malatya,
Manisa, Meram, Burdur, Odunpazarı, Samsun, Sakarya, Canik, Selçuklu,
Sincan, Şanlıurfa ve Trabzon Büyükşehir Belediyesinin, Tunus'tan başkent
Tunus Belediyesi'nin de dahil olduğu 27 belediye ile Kardeş Kent
Protokolü imzalandı.
Törende ayrıca Türkiye Belediyeler Birliği ile Tunus Kentler Birliği arasında işbirliği anlaşması imzalandı.
Tunus'taki temaslarını tamamlamasının ardından Kartaca Başkanlık
Havaalanı'ndan özel uçak "ANA" ile yurda dönmek üzere TSİ 23.30'da
hareket eden Erdoğan'ı, Tunus Başbakan Yardımcısı Nureddin Bahrini ve diğer ilgililer uğurladı.