Bu milletin alın terini faiz lobisine yedirtmeyeceğiz
07 Haziran 2013 03:46
Başbakan Erdoğan Atatürk havalimanında kendisini karşılamaya gelen onbinlerce kişiye hitap etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın,
gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk.
Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile, çatışma ile işimiz olmaz,
bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz
olmaz. Biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, inşa
ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik" dedi.
Fas,
Cezayir ve Tunus'taki temaslarının ardından yurda dönen Erdoğan, Atatürk
Havalimanı Devlet Konukevi’nde AK Parti seçim otobüsünden kendisini
karşılayanlara seslendi.
Erdoğan, sözlerine "Sevgili
İstanbullular, çok değerli yol arkadaşlarım, ekranları başında bizleri
izleyen tüm vatandaşlarım, hepinizi hasretle ve muhabbetle selamlıyorum"
diyerek başladı. Bu güzel İstanbul gecesinde muhteşem bir coşkuyu,
sarsılmaz bir kararlılığı, bu heyecanı yaşattıkları için katılımcılara
teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu gece sadece sizleri
değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin her köyünde, her şehrinde nefes alıp
veren canları, can kardeşlerimi selamlıyorum. Diz çökmüş, rabbimin
huzurunda dua eden annelerimizi, ninelerimi, bacılarımı selamlıyorum.
Alın terini ekmeğine katık etmiş çiftçi, köylü, tüm işçi, tüm emekçi
kardeşlerimi selamlıyorum. Türkiye kadar büyük, Türkiye kadar vakur,
Türkiye kadar ağırbaşlı genç kardeşlerimi selamlıyorum. Şu anda
İstanbul'dan, İstanbul'un kardeşi Saraybosna'yı, Bakü'yü, Beyrut'u,
Kahire'yi, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Şam'ı, Gazze'yi, Ramallah'ı, Mekke ve
Medine'yi selamlıyorum. Elbette İstanbul'u tekrar tekrar selamlıyorum,
her semti ile her mahallesi ile her sokağı ile İstanbul'u yürekten
selamlıyorum."
Bunların hepsi geçer dediler
Başbakan Erdoğan, bugün uzaktan, uzak diyarlardaki kardeşlerinden
selamlar getirdiğini belirterek, "Sizlere Fas'taki kardeşlerimin
selamlarını getirdim, sizlere Cezayir'deki kardeşlerimin selamlarını
getirdim, sizlere Tunus'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim. Değerli
kardeşlerim, Allah kardeşliğimizi daim etsin inşallah. Rabbim
birliğimizi, dayanışmamızı, muhabbetimizi daim etsin inşallah. Oradaki
kardeşlerimiz, oradaki yöneticilerimiz hep şunu söylediler; 'Bunların
hepsi geçer' dediler. 'Çünkü biz size inanıyoruz' dediler" diye konuştu.
Faiz lobisine rağmen buralara geldik
Yunus Emre'nin "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için, dostun
evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" sözünü anımsatan Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın,
gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk.
Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile çatışma ile işimiz olmaz,
bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz
olmaz. Kardeşlerim, biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak,
üreterek, inşa ederek, Türkiye’yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi
altını çiziyorum; faiz lobisine rağmen buralara geldik. Bu faiz lobisi
şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini
zannediyor. Şunu bir defa çok iyi bilmeleri lazım; bu milletin alın
terini onlara yedirtmeyeceğiz. Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu
vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar
karşısında bizi bulacaklardır."
76 milyonun hizmetkarıyız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere Türkiye ekonomisini büyüterek
geldiklerini vurgulayarak, "Bizim karşımıza geldikleri zaman 'Sizin
zamanınızda 5 kat daha zengin olduk' diyenler, işte bugünlerde bizle
uğraşmaya başladılar. Biz buralara insanımızı yücelterek geldik. Artık
dünya Türkiye'yi, Türk insanını konuşuyor. Böyle bir dönemde nereden
çıktı bu işler? Biz bugünlere 'ya sabır' diyerek, 'sabreden zafere
ulaşır' diyerek geldik. Herkes şunu bilsin, biz Türkiye’yi kardeşlik
üzerine inşa ederek, kardeşlikle büyüterek, kardeşliği yücelterek
bugünlere geldik. 76 milyonun hiçbir ferdini ayırt etmedik. Birileri
diyor ki, 'Başbakan yüzde 50’nin başbakanı olduğunu söylüyor'. Elinize,
dilinize dursun. Biz bugüne kadar 76 milyonun hizmetkarı olduğumuzu
söyledik. Türkiye’nin en batısından en doğusuna kadar ayırt etmeden
hizmet götürdük" dedi.
Eylemler derhal son bulmalıdır
Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, "Demokratik gösteri
hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa
dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır" diye konuştu.
"Kamu
kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına
varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı
polisimiz görevini yapmıştır'' diyen Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle
devam etti:
''Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla
ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Konuyla ilgili İçişleri
Bakanım gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden
bize saldırmaya da hakkı yoktur."
Burası yol geçen hanı değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu polis kimin polisi, neyin görevini
yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri
geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin
karşısına dikiliyor, yeri geliyor vandalizmin karşısına dikiliyor.
Birilerinin işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar? 'Polisi çekin' Ne
olacak? Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'dir" dedi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Gezi
Parkı'nda sayıları 15'i bulmayan ağaç için yapıldığı söylenen
gösteriler, bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını
kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Bu gençlerin ölümü ne kadar
önemliyse, benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar
önemlidir.
Emaneti veren millettir, emaneti alacak olan da
sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz.
Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5
yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk, bundan sonra
da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."
Biz Asım'ın nesliyiz
76 milyonu ayırt etmeden hizmet götürdüklerini anlatan Başbakan
Erdoğan, Hakkari ve Şırnak'taki havaalanlarını örnek göstererek,
iktidara geldiklerinde ülkede 26 havaalanı bulunduğunu, bugün ise bu
rakamın 50'ye ulaştığını ifade etti.
"Bizim karşımıza
dikilenler, bu hizmetler için değil, bu hizmeti kimler yapıyor, onun
için dikildiler" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kim yapıyor?
'AK Parti yapıyor. AK Parti iktidarı yapıyor. Öyleyse biz bir yerden
bir şeyler yapıp, sandıkta başaramadığımızı sandık dışı yollarla
yapacağız' dediler. Kimsenin etnik kökeni, kimsenin inancı, kimsenin
mezhebi, ideolojisi, düşüncesi bizim nezdimizde ötelenmiş değildir.
Çünkü biz, bu milletin -dikkat edin 50 milyonun demiyorum veya yüzde
50'nin demiyorum, 76 milyonun efendisi değil, hizmetkarıyız. Biz
birlikte Türkiye'yiz. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Türkiye'de yaşanan
hadiseleri, bütün tarafsızlığımızla - bizim anlayışımız bu- okuruz,
analiz ederiz, değerlendiririz, ondan sonra da adımımızı atarız. AK
Parti iktidarının başarısı gerginlik, çatışma kutuplaşma asla değildir.
Ancak şunu bilmeleri lazım biz Asım'ın nesliyiz." kullandı.
"Asım'ın nesli nedir? Birilerinin işine gelmeyebilir. Ne diyor Akif?"
diye soran Erdoğan, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü
alkışlayamam/Zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp
sövemem/Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım/Boğamazsam hiç olmazsa
yanımdan kovarım... Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?/Kesilir
belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta
ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/Adam aldırma da geç
git! , diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar
kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" şeklindeki şiirini
okudu.
Hedef, ileri demokrasi dedik
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz nasıl demokrasiye, seçime, milli iradeye saygılıysak, herkesten
ama herkesten çok haklı olarak bize de saygılı olmalarını istiyoruz.
Biz, yola çıkarken bir şey söyledik, 'Hedef, ileri demokrasi' dedik.
Bunu başaracağız. Kardeşlerim; emaneti veren millettir. Emaneti alacak
olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el
uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl
geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk
bundan sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."
Taksim Gezi Parkı olaylarıBaşbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olaylarına ise şu sözlerle değindi:
"Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin bu ülkede hukuksuzluk yapmasına,
demokrasiye kast etmesine, vandallıkla yakıp yıkmasına, şehirlere, kamu
mallarına, insanımıza zarar vermesine göz yumamayız. Şimdi, Gezi
Parkı'nda sayısı 15'e bile varmayan ağaç için yapıldığı söylenen
gösteriler bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını
kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Şimdi ben buradan bir şey
söyüyorum. Kardeşlerim; bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse benim
polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir. Bu polis kimin
polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak
için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri
geliyor anarşistin, vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine
tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar; 'Polisi çekin'. Ne olacak? Burası
yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Kamu
kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına
varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı
polisimiz görevini yapmıştır. Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir.
Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Başbakan vekilim
de bunu söyledi. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini yapıyor.
Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya da hakkı
yoktur. Kardeşlerim, başkomiserimizin daha doğmamış bebeği anne karnında
yetim bırakıldı. Çoğu polis, bine yakın vatandaşımız yaralandı.
Şehirler yağmalandı, dükkanlar yağmalandı, esnafa zarar verildi. Bunlar
Türk bayrağını yakacak kadar azgınlaştılar ve utanmadan, sıkılmadan Türk
bayrağını gezdirenler bunlara ne yazık ki oyuncak oldu."
Erdoğan'ın bu sözleri "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganıyla kesildi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sokaklarda kağıt toplayarak hayatını idame ettirmeye çalışan gencimiz,
ona da kast ettiler. Kardeşlerim; gazeteciyim diyerek, sanatçıyım
diyerek, siyasetçiyim diyerek son derece sorumsuz bir şekilde nefretin,
ayrımcılığın, hukuksuzluğun, kışkırtmanın alasını yaptılar. Demokratik
gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla
hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır. Samimi
hissiyatlarla çıkıp, terör örgütlerinin aracı olan vatandaşlarımız, asıl
oyunu görüp bu hukuksuzluktan uzak durmalıdır. Benim masum
vatandaşlarım bu kirli oyundan, bu siyaset mühendisliğinden, demokrasiye
yönelik bu hukuksuz gösterilerden kendilerini ayırmalıdır. Her ne
yapacaksak demokrasi içinde yapacağız, her ne yaparsak hukukla
yapacağız. Bunun dışındaki her yolu, 76 milyon hep birlikte gayri meşru
görecek, 76 milyon hep birlikte bunun karşısına dikileceğiz."
Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez
Kendisini
desteklemek için Atatürk Havalimanı'na gelenlere seslenen
Erdoğan, "Sevgili kardeşlerim, siz 10 gün boyunca, vakardan,
ağırbaşlılıktan, aklıselimden taviz vermediniz. Şimdi buradan evlerimize
dağılacağız; vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselim ve sağduyudan asla
taviz vermeyeceğiz. Sizin elinizde tencere tava yok değil mi? İşte bu
çok önemli. Siz sokaklarda tencere tavayla dolaşanlardan değil, bu
gençlik, elinde bilgisayarıyla dolaşanlardan bir gençlik olacak. Büyük
Türkiye'nin büyük gençleri olarak, büyük Türkiye ülkesi için mücadeleyi
kararlılıkla sürdüreceğiz. Gençler, kardeşlerim, siz, mazlumların
umudusunuz. Siz, Ortadoğu'nun, Balkanların, Afrika'nın örnek
gençlerisiniz. Siz büyük düşüneceksiniz. Siz büyük adımlar atacak, büyük
hedeflere koşacaksınız. Siz oyuna gelmeyecek, aldanmayacak,
aldatmayacaksınız. Gençler, her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin
şahsında Türkiye'nin bütün gençliğini kucaklıyorum. Anadolu'daki,
Trakya'daki Türk kardeşlerimi, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimi
gönülden selamlıyorum. Sevgili İstanbullular, emin olun Türkiye'nin
yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez. Şehit
başkomiserimizi, hayatını kaybeden 2 gencimizi rahmetle yad ediyor,
yakınlarına başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
Başbakan
Erdoğan, konuşmasını, Necip Fazıl Kısakürek'in "Mehmedim sevinin başlar
yüksekte/Ölsek de sevinin eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır
tümsekte/Yarın elbet elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir"
şeklindeki dizeleriyle tamamladı.
"Bizim yürüyüşümüzde istikrar vardır"
Atatürk Havalimanı'nda kendisini bekleyenlere seslendikten sonra Üsküdar Kısıklı'daki konutuna seçim otobüsüyle geçen Erdoğan, burada da vatandaşlara hitap etti.
"Sevgili
komşularım" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "Türkiye seninle gurur
duyuyor" şeklindeki tezahürata da "Biz sizlerle gurur duyuyor, iftihar
ediyoruz" diyerek karşılık verdi.
Başbakan Erdoğan, "Dik dur eğilme, bu millet seninle" şeklindeki tezahüratın ardından sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar hep dik durduk ama dikleşmedik. Bütün olanlar, bütün
bitenler, hepsi bir kenara ama şunu bilmenizi istiyorum. Biz sizlere
yola çıkarken ne vadettiysek bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da
onları yapmaya devam edeceğiz. Şunu da söylüyorum, biz hiçbir adımı,
istişaresini yapmadan atmadık. Birilerinden izin almak suretiyle de bu
ülkede hizmet etmek gibi derdimiz yok. Kendilerinden izin alınmasını
isteyenler, bu ülkede taş üstüne taş konulmasını istemeyenlerdir. Şunu
çok açık net söylüyorum; yeşili sevmekse, o bizim derdimizdir. Yeşili bu
ülkede, on yıllar boyu bizim gibi seven çıkmamıştır. Çevre dostu
olmaksa, çevre dostu olanlara diyorum ki; siz bizden daha iyi dost
bulamazsınız. Bizim yanımızda olun. Çünkü şu anda sizin yanınızdaymış
gibi görünenlerin çevrecilikle yakından uzaktan alakası yok. Onlar
kaldırım taşlarını sökmek suretiyle, vatandaşın aracını gerecini, kamu
araçlarını yakıp yıkmak suretiyle acaba böyle mi çevrecilik
yapıyorlar? Hiç endişeniz olmasın, biz kardeşlerim, mehter takımını çok
severiz ama mehter takımı gibi iki ileri bir geri gitmeyiz. Çünkü bizim
yürüyüşümüzde istikrar vardır, bizim yürüyüşümüzde güven vardır. Şunu da
söylüyorum; bunu tekrar ediyorum -havaalanında da söyledim- bu
mücadelenin karşısında iyi bilin ki faiz lobisi vardır. Bugün ABD'deki
gazetelerde ilan verme gayretine girenler, bu lobinin ta kendileridir.
Türkiye'de işlerini bitirdiler şimdi orası öyle mi? Bütün bunlar acaba
niçin bizim ABD seyahatimizden sonrasına denk geldi? Hazmedemediler.
Türkiye'nin dünyadaki şu gelişen gücünü kimse küçültemeyecek.
Türkiye
büyüyor.
Evelallah büyümeye devam edecek.
Hiç endişeniz olmasın.
Rahat
olun, huzurlu olun, emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz."