Babacan'dan bankacılara uyarı
11 Haziran 2013 20:15 TBMM
Başbakan Yardımcısı Babacan,
"Bankacılara tavsiyemiz; günlük siyasi,
ideolojik tartışmaların dışında durmaları ve
kendi işlerine odaklanmaları"
dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Ödeme ve
Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde
milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Ali Babacan, bazı maddelerin yasaya konulmamasının, yönetmeliklerle
düzenlenmesinin istendiğini anımsatarak,
bunun uygun olmayacağını, yasada yer
almayınca idari mahkemelere, Danıştay'a
gidilebildiğini söyledi.
Çekte hapis cezasının 2012 yılının Şubat ayında
kaldırıldığını anımsatan Babacan, 2012'de bir
önceki yıla göre kullanılan çek tutarında yüzde
18,9 artış olduğunu kaydetti.
Babacan, bu yılın
ilk 5 ayında da geçen yılın ilk 5 ayına göre
yüzde 8,11'lik bir artış olduğunu ifade etti.
Babacan, geçen yıl karşılıksız çıkan çeklerin
oranının yüzde 4,63; bu oranın yılın ilk 5
ayında da yüzde 3,82 olduğunu vurgulyarak,
2007-2008 krizinden önce bu rakamların yüzde
5'in altını görmediğini, hapis cezası kalkmasına
rağmen çek kullanma oranının arttığını bildirdi.
"Çok yakından izliyoruz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul
ve Türkiye'nin diğer illeri ile ilgili projeleri
takip etmesinin son derece normal olduğuna
işaret eden Babacan, şöyle konuştu:
"Taksim Gezi Parkı
olaylarındaki kalabalıkları heterojen
grupların oluşturduğunu görmemiz
gerekiyor, tek bir grup değil.
Burada illegal örgütlerin istismarının da sözkonusu olduğunu bilmemiz lazım.
Kalabalıkların arasına karışarak, illegal yapılanmaların uyguladığı şiddet de sözkonusu.
Bunu gözardı edemeyiz ve bunun da gereğini yapmamız gerekiyor, diğer vatandaşların can güvenliği ve emniyeti açısından.
Şu da varki bunun piyasa ve ekonomi boyutu.
Türkiye'deki bu sosyal ve siyasi gelişmelerin mutlaka yatırımcılara doğru
bir şekilde anlatılması gerekiyor, yatırımcıların
da Türkiye'de olanları doğru okumak için de
bir çaba içerisinde olmaları gerekiyor.
Özellikle bu tür olaylarda yanlış bilgilendirme
ya da kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme
sözkonusu olabiliyor. Bütün bunları da biz çok çok yakından izliyoruz, takip ediyoruz.
Bunun gereğini de zamanı geldiğinde yapacağız.
Bankacılık sektörü güven ve itibar üzerine
yürüyen bir sektördür.
Bankalarımızın güven
ve itibarına, özellikle bankacılarımızın sahip
çıkması gerekiyor.
Her bankacının kendi bankasının güvenini ve
itibarını korumak için çaba içerisinde olması gerekiyor.
Bankacılarımızın günlük siyasi ya da ideolojik tartışmalara karışmamaları gerekiyor.
Dünyada da zeten bunun örneğini pek kolay kolay göremezsiniz.
Bankalar, günlük akımlara kapıldıklarında kendi işleri ile sıkıntılara karşı karşıya kalabilirler.
Bizim bankacılara
tavsiyemiz; günlük siyasi ideolojik
tartışmaların dışında durmaları ve kendi
işlerine odaklanmaları."
Faiz lobisi
Başbakan Yardımcısı Babacan,
" faiz lobisi
kim? diye sorulduğunu" anımsatarak,
"Faizlerin yüksek olmasından istifade
edenleri"faiz lobisi olarak tanımladı. Babacan,
"Kimlerdir? Herhalde kendilerini iyi
biliyorlardır diye düşünüyorum"
dedi.
Havacılıktaki büyümemiz iki haneli
11 Haziran 2013 11:39 İstanbul
Bakan
Yıldırım, "Havacılıkta küresel büyüme yıl bazında yüzde 5 civarında
olurken, Türkiye'de hep iki haneli oranlarda oldu" dedi.
Uluslararası Havalimanları Konseyi'nin (ACI), TAV'ın ev sahipliğinde "Dinamik Havalimanları Sektörü Dönüşümü" başlığıyla düzenlenen "ACI Worl-Europe Konferans ve Fuarı'na video mesaj gönderen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'de havacılık sektörünün son yıllarda kat ettiği mesafeye dikkati çekti.
Yıldırım, havacılıkta küresel büyüme yıl bazında yüzde 5 civarında olurken, Türkiye'de bu büyümenin hep iki haneli oranlarda olduğuna vurgu yaparak, iç hatlarda daha da yüksek olduğuna işaret etti.
Küresel anlamda dış hatlarda da büyümenin ortalama yüzde 15-20 civarında gerçekleştiğine dikkati çeken Bakan Yıldırım, bunun daha çok havaalanı inşa edilmesi, mevcut havalimanlarının da genişletilmesi anlamına geldiğini söyledi. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle geliştirilen birçok projede başarı sağlandığını kaydeden Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:
"Yap-işlet-devret kamu özel sektör ortaklığıyla Türkiye'nin yıllık toplam 130 milyon civarındaki iç-dış yolcu sirkulasyonunu sağlayan önemli hava limanlarını genel bütçe imkanları dışında kamu özel sektör ortaklığıyla gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu model çok iyi bir model olması nedeniyle sadece Türkiye'de uygulanmakla kalmamış aynı tecrübe değişik ülkelerde yaklaşık 13 ülkede daha havaalanları terminaller inşa edilmek suretiyle bölgesel bir işbirliğine de dönüşmüştür.
Türk havacılık sektörünün ACI üyesi havalimanlarıyla paylaşabileceği geniş bir tecrübesi vardır. Üçüncü Havalimanı projesini buna örnek gösterebiliriz. Kamu özel sektör ortaklığı projesiyle dünyanın birkaç büyük havalimanının ölçeğinde, yıllık 120 milyon kapasiteye kadar ulaşabilecek bir havalimanını Yap- işlet-devret modeliyle gerçekleştirdik. Bu havalimanı kuzeyden güneye tamamen bir aktarma merkezi olacak ve böylece küresel trafiğin önemli durak noktalarından birisi bu bölgeye kazandırılmış olacaktır."
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal da konuşmasında, kurum olarak dünya havacılığı ile entegrasyona büyük önem verdiklerini belirterek, " Dünya havacılığının sürekli değişen, gelişen, büyüyen bir aktörü olduğumuzun farkındayız ve bunun gereklerini yerine getiriyoruz" dedi.