Başbakan Erdoğan'a coşkulu karşılama
09 Haziran 2013 18:30 Ankara
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Esenboğa Havalimanı'nda çok sayıda partili ve vatandaş karşıladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ıEsenboğa Havalimanı'nda çok sayıda partili ve vatandaş karşıladı.
Erdoğan'ı, Esenboğa Havalimanı'nda Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri
Bakanı Muammer Güler, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Melih Gökçek, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Salih
Kapusuz ve Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin
Canikli, çok sayıda partili ve vatandaş karşıladı.
Erdoğan ile
eşi Emine Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu da Ankara'ya geldi.
Bize marjinal gruplar değil millet hesap sorar
09 Haziran 2013 17:51 ANKARA
Başbakan
Erdoğan, "Bu can bu tende oldukça Allah'tan başka kimseye verilecek
hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil bize millet hesap
sorar'' dedi.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, "Yola çıkarken ne dedik, biz kefenimizi giyerek
bu yola çıktık. Bu can bu tende oldukça Allah'tan başka kimseye
verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil bize millet
hesap sorar. Milletin de hesap yeri sandıktır, sandıkta sorar. Bizi
millet getirdi, millet götürür. Milletten başka bu noktada kimsenin bizi
götürmeye gücü yetmez" dedi.
Erdoğan, Ankara'ya gelişinde Esenboğa Havalimanı'nda kendisini karşılamak üzere toplanan vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, "Coşkunuz, heyecanınız, ahde vefanız için sizlere
kalbi şükranlarımı sunuyorum" diyerek başlayan Erdoğan, kendilerinin
yola kefenlerini giyerek çıktıklarını söyledi. Erdoğan, "Bu can bu tende
oldukça Allah'tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı
marjinal gruplar değil, bize millet hesap sorar. Milletin de hesap yeri
sandıktır, sandıkta sorar. Ve bizi millet getirdi, millet götürür.
Milletten başka bu noktada kimsenin bizi götürmeye gücü yetmez"
ifadesini kullandı.
Ankara'nın, cuma gecesi İstanbul'un, bugün
Adana'nın, Mersin'in coşkusuna farklı bir coşku kattığını belirten
Erdoğan, "Ankara bugün çok farklı. Uçakta gelirken yol boyu şu anda bu
süreci bekleyenleri gördüm. Ankara Hacı Bayram Veli'nin şehridir.
Hüseyin Gazi Hazretleri'nin şehridir. Ankara Gazi Mustafa Kemal'ın
şehridir. Ankara merhum Menderes'in, merhum Özal'ın şehridir. İşte bu
Ankara bugün bir kez daha Başbakanı'na sahip çıkıyor. Başbakanı'nı
muhabbetle kucaklıyor. İşte şu Ankara'yı Türkiye görsün. Günlerdir
Ankara'da terör estirenleri değil Türkiye Ankara'nın bu gerçek
fotoğrafını görsün" şeklinde konuştu.
"Eğer çok rahatsız oldularsa lügata baksınlar çapulca kime denir diye"
Alanda bulunanların "Vur vur inlesin, çapulcular dinlesin" şeklinde slogan atması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hatırlıyorsunuz ben bu ifadeyi kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok
rahatsız oldularsa lügata baksınlar çapulca kime denir diye. Oraya
baktığı zaman Başbakanın ne kadar isabetli bir ifade kullandığını
görecekler. Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu denir. Dolayısıyla kusura
bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır.
Bu kalabalık, bu topluluk söyleyeceğini sokak aralarında yakarak,
yıkarak söylemedi. Karşımdaki topluluk söyleyeceklerini hep sandıkta
söyledi. Yarın da sandıkta söyleyecek. Ben diyorum ki Gezi Parkı'na
çıkacağınıza, Kuğulu'ya çıkacağınıza, buraları yakıp yıkacağınıza 7 ay
var, sabredin. 7 ay sonra sandıkta, sizlerle görüşelim. 'Demokrasi'
diyorsanız, 'özgürlükler' diyorsanız, 'hak, hürriyet' diyorsanız bu
şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir. Şu ana
kadar böyle bir şey gördünüz mü? Yaptıkları iş sadece vurup
kırma, kamunun binalarına saldırma, kamunun binalarını yakıp, yıkma,
sivil vatandaşın, halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla kalmadılar
benim başörtülü kızlarıma, başörtülü bacılarıma saldırdılar. Bununla da
kalmadılar. Dolmabahçe Camii'ne maalesef bira şişeleriyle girmek
suretiyle, ayakkabıyla onu da yaptılar.
Benim başörtülü
kızlarım, kardeşlerim on yıllarca bu ülkede parya muamelesi gördü.
Üniversitelere sokulmadı. Ama hiçbir zaman bunların yaptıklarını
yapmadılar. Sabrettiler, çünkü şuna inanıyorlardı; sabrın sonu
selamettir. Şuna inanıyorlardı; sabır zaferi getirecektir. Sonunda bunu
gördük ama daha göreceklerimiz de var."
Avrupa'da İnsan Hakları
Mahkemesinin bile siyasallaştığını ifade eden Erdoğan, "O bile aynı
şekilde kararlar verdi. Ama aksi olduğu zaman farklı kararlar çıktı.
Şimdi bir başka olay daha var; ben İspanya'da inancı sebebiyle başını
örten kardeşlerime sahip çıkan bir ifade kullandım diye partimle ilgili
kapatma davası açıldı. Ki bu maddelerden bir tanesiydi. O zaman ki ana
muhalefetin genel başkanı şu ifadeyi kullandı; 'hamdolsun ki Ankara'da
savcılar var' dedi. Bunların inanca saygısı yok. Çünkü inancına
güvenmeyenlerden. Bunların düşünceye saygıları yok. Düşünce
hürriyetinden korkarlar bunlar. Niye? Kendi düşünceleri yok" diye
konuştu.